18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZtRAN 1984 HABERIER CUMHURİYET/7 "Kamu Işveren Sendikalan" PROF. PR. ALPASLAN IŞIKLI Işçi istihdam eden kamu kesimi birimlerirun, öze! kesimdeki işverenler gibi işveren sendikalannın çatısı altında örgütlenmelerine yönelik girişimler yeniden gündeme gelraiştir. Çalışma hayaunı ilgilendiren başka bazı yasal düzenlemelerin uygulaması aşamasında olduğu üzere, bu konuda da çeşitli sendikal örgütlerden baa yakınmaların yükselmeye başladığına tanık olmaktayız. Oysa bu konu, 2821 Sayıh Sendikalar Kanunu'nun 5 Mayıs 1983'de kabulünden bu yana mevzuata da girmiş bulunmaktadır. Sendikal örgütlerin yakuımalannın, genellikle, sıra uygulamaya geldiğinde onaya çıkması ilginçtir. Bu tavnn, 1982 Anayasası'nın kabulü sırasmda Türkİş İcra Kurulu'nun vermiş olduğu "işçi hak ve özgürlükkrinin kısıüanmayacagı" yolundaki teminata bağiı olarak açıklanması, bir ölçüde mümkündür. Kuşkusuz, eleştirilerin, yasaların uygulama aşamasından önce, hazırlık veya kabul aşamasında ortaya konulabilmiş olması, daha yapıcı bir tavır teşkil edebilir ve daha sağlıklı sonuçlar verebilirdi. DSP sözcüsü, SODEP ve HP'yi suçladı Ozetle Kadir gecesi 26 haziran salı gıinünü, 27 haziran çarşamba güniine bağlayan gece kutlanacak. Kadir gecesi dolayısıyla, Süleymaniye Camü'nde okunacak mevlidi şerif teUvizyondan naklen yaymlanacak. Kadir gecesi, Kuran'ın indirilmeye baflandığı gecedir. Yarın Kadir gecesi 2821 Sayıh Kanun 'da "Sendika iiyesi olamayacak" kişiler belirlenirken, söz konusu kanun hükümleri yalnızca işçi sendikalanm değil, işveren sendikalarını da kapsadığına göre, kamu işveren sendikalan kimler eliyle kurulacak ve nasıl oluşabilecek? Gerçekte, bazı kamu kesimi birimlerinin özel kesim işverenleri gibi sendikalaşmaları, flilen, 1970 öncesinde başlamış ve 1980'e gelinceye dek bu nitelikteki örgütlerin önemli bir bölümü Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu çatısı altında toplanmıştır. Bu fiili durumun, o dönemde yürürlükte bulunan mevzuat karşısında taşıdığı açık çeliski üzerinde çeşitli vesilelerle durulmuştur. (Orneğin bkz. "Devlet ve işveren Sendikalan" Politika Gazetesi 31 Ocak 1977) Şimdi yürürlüğe konulmuş bulunan 2821 Sayıh Sendikalar Kanunu, kamu kesiminin özel işverenler gibi sendikalaşmasına imkân tanımaya yönelik bazı hükümler getirmiş olduğundan, bu konuda mevzuata aykınlık açısından ileri sürülebilecek eleştirilerin geniş ölçüde geçersizleşmiş olduğu düşünülebilir. Nitekim, 2821 Sayıh Kanun, "tiizel kisiliği olmayan kamu kunüuşlan"nı da işveren tanımına dahil etmekle, bu tur kuruluşlann işveren sendikası kurmalannı sağlayıcı bir düzenleme getirmiştir. Aynca, aynı kanunun 3. maddesinde 274 Sayıh Kanundan farklı olarak "kamu işveren sendikaian"ndan söz edilmektedir. Ancak, bu konu ile doğnıcb ilgili hükümler, söz konusu fiili durumu yasallaştıncı bir nite' . ;ıyor sayılsalar bile; düzenlemenin bizatihi kendisinin, devletin dayanması gereken temel ilkeler, diğer mevzuat hükümleri ve özellikle aynı kanunun diğer maddeleri karşısında taşıdığı çelişkili durumu görmemek olanaksızdır. 2821 Sayıh Kanunu'nun kamu işveren sendikalannın kuruluşuna imkân tanımaya yönelik hükümlerinin, aynı kanunun diğer bazı hükümleriyle çelişkisi başhca iki noktada belirginleşmektedir: 12821 Sayıh Kanunun 21. maddesinde "sendika iiyesi olamayacak" kişiler belirlenirken, askeri şahıslarla birlikte, 40. maddenin 2. fıkrasındaki idari ve mali bakımdan kamusal nitelikteki idare, kuruluş, kurum, banka ve sigorta şirketlerinde çaüşan müfettişler, kontrolörler ile müdürler ve buna eşit ve bunların üst kademelerindeki yöneticileri en başta sıralanmaktadır. Söz konusu kanunun hükümleri, yalnızca işçi sendikalanm değil işveren sendikalanm da kapsadığına göre, kamu işveren sendikalan kimler cliyle kurulacak ve nasıl oluşabilecektir? Zira, yukanda yasak kapsamında sayılan "müdürter ve buna eşit ve bunlann üst kademelertndeki difer yöneticiler" devre dışı bırakıhnak suretiyle kamu işveren sendikalannın kurulması olanaksızdır. Dayan "Diyojen" dayan, 4 yd sürecek bu yoL.. SERPtL GÜNDÜZ "Dryojen" bilseydi Anadolu'nun bütün illerinde adının dolaştığını ve bilseydi yeni evli bir çiftin atlanna "isim babası' olduğunu ne derdi bilmiyoruz ama Müfit ve Resmiye Şekerci çiftinin can yoldaşı "Diyojen" bu kez bir karavanla sahiplerine tüm Türkiye'yi dolaştmyor. Müfit ve Resmiye Şekerci, kendi yaptıklan karavan tipi arabayla ve can yoldaşları "Diyojen"le hem de ceplerinde 500 lira parayla yola koyuldular. "Çılgınlık bn diye düşiinebilirsiniz.. Eşimde ve bende toplam 500 lira para var " diyor Mufit Şekerci. "Gidebildigim yere kadar gidecegim.. Gezip gorme merakı.. E$imle birlikte tüm Turkiye'yi köy köy, Uçe ilçe dolaşacagız." Ankara Üniversitesi SBF'yi bitiren Müfit Şekerci, beş parasız yola çıktıklan için fazla heyecanlanmadığını söylüyor. 10 aylık eşi Resmiye Şekerci ise oldukça heyecanh. "Bir çok güçliikle karşılasacağımızı biliyorum ama gezip görme ve serüven heyecanı daha üstün geliyor" şekİinde konuşuyor. Resmiye Şekerci lise mezunu, bir süre bilgisayar operatörlüğü yaprruş ve 23 yaşında.. 28 yaşındaki Müfit Şekerci ise fakülteden mezun olduktan sonra bir süre ticaretle uğraşmış, bazı restoranlarda da müdürlük yapmış ve Anadolu'da 810 il dışında görmediği yer kalmamış. "Okulda "iktisatmaliye" bölümiinden mezun o\dum.. Arkadaşlarımın çoğu hesap uzmanı ya da bankacı.. Bunlann hiçbiri bana göre işler değil," diye konuşuyor. Şekerci çifti önce yürüyerek Türkiye'yi dolaşmayı düşünmüsler. Daha sonra kent yaşamından sıkıldıklan için dağlık bir yerde oturmayı düşlemişler. En sonunda da at arabası ile dolaşmaya karar ver ANKARA (THA) Demokratik Sol Parti iktidarda bulunan Anavatan Partisi'nin demokrasiyle bağdaşmayan bir düzen değişikliği gerçekleştirmeye çahştığını buna karşıhk sosyal demokrat olduğunu öne süren partileISTtKAMET ÇATALCA'YA Müftt ve Resmiye Şekerci çifti karavanianyla dün 15.00'te Küçük rin bir tepki göstermeyerek "tuköy 'den yurt gezilerine bafladüar. ÇifÜn ilk durağı Küçükköy 'ün tmrahor köyu oldu. Burada iki gün tucu" partiler gibi hareket ettikleri görüşünu savundu. kalacaklar. 56 gün sonra da Çatalca'da olacaklar. (Fotoğraf: ASENA ÖZKAN) Kurulma aşamasında olan DSP adına THA'na bir açıklama yapan sözcü İsmail Hakkı Aydınoğlu bu tutumun, ileriye dönük bir seçenek oluşturamadığını belirterek şunları söyledi: Kuruluş aşamasındaki Demokratik Sol Parü'nin Bağımsız AğaçIş sözcüsü İsmail Hakkı Aydınoğlu'na göre, "Ana Sendikası Oz vatan Partisi, demokrasiyle bağdaşmayan bir dti Agaçİş ile birleşti zen değişikliği gerçekleştirmeye çalıştığı halde sos Bağımsız Ağaçlş Sendikası, yal demokrat olduğunu öne süren partiler, tutucu HakH'e bağlı Öz Ağaçİs Sendikasına katılma karan aldu partiler gibi hareket ediyorlar." Ağaçlf Sendikası olağan genel koşullar altında kendi kendilerini kunıcu ilan etmiş birkaç kişi tarafından birer çatı örgütü olarak onun bunun yazıhanesinde veya özel evlerde kurulmuş partilerin tapulu mıilkü saymakla gercekçi olmaz, demokratik soldaki bîrliği halk doğrudan doğruya kendi kalılımı>la oluşacak ve temdinden çatısına kadar halkın kaülımıyla çalışacak olan bir partide sagJa>acaktır" dedi. 18 BİN KURUCU ÜYENİN YARIYA YAKINI İŞÇİ VE KÖYLÜ kurul toplantısında yapuan tartışmalar sonucu, Öz Ağaçİş'e katılma karan 120 red oyuna karşıhk, 189 oyla kabul edildi. mişler. "Yollarda ne yiyip içeceksiniz..? Nasıl geçineceksiniz..? Atımzın karnını nasıl doyuracaksınız..?" gibi birbiri peşi sıra sorular soruyoruz. "Gittigimiz yerlerde çalışma) ı düşüniiyoruz." diyor Müfit Şekerci ve ekliyor: "Bu yolculuk 34 yıl sürebilir. Eşim el işi yapacak. Yaptıklannı satacagız. Ben de bir yıl heykel dersi aldığım için elimden ufak tefek tahta oyma işleri gelir. Onlan da satarsak geçinip gideriz. Atımız için biraz arpa alacagız. Birtakım guçlüklerle karşılaşacağımız muhakkak. Bulabildiğimiz her otu yi>eceğiz sadece ot yesek bile yaşarız." "Ya atınız siz terk ederse..?" diyoruz.. Bu kez Resmiye Şekerci atılıyor hemen; "Bize de bir şeyler olabilir yedek kankoca alamıyacağımıza göre, bir çaresine bakanz.." Şekerci'ler 3 ay çalışarak birlikte yaptıklan karavanlan için 300 bin lira harcamışlar. "Eğer meydan" sosyal demokrat olduklannı öne süren bu iki partiye bırakılacak olursa, Tiırkiye'deki demokratik sol birikim, bölünmenin de ötesinde erir gider veya bu birikimin bir bölümü çaresizlikte, demokrasiyle bağdaşmayan sol akımlara yönelebiUr. Daha genel seçimlerden 7 ay sonra şu gerçek açıkça ortaya çıkmıştır, Anavatan Partisi'ne oy verenler dahil olmak uzere, halk şimdiki iktidardan kısa surede büyük hayal kırıklığına uğramıştır, ama ortada inandırıcı bir seçenek görülmemektedir, o yüzden de bazı çevreler şimdiden bir takım anti demokratik ve yapay seçenek arayışlan içine girmişlerdir. Bu kadar kısa bir sürede boyle bir durumun ortaya çıkmış olması, siyasal alandaki boşluğun doldurulmadığını gösterir." DSP sözcüsü Aydmoğlu bu birikimin mevcut partiler tarafmdan değerlendirilemeyeceğini savunarak "Bu birikimi, bîlinen Kurulacak kamu işveren sendikalanna mali desteğin devlet bütçesinden sağlanacağı belirtiliyor. Bu durumda, devletin sendikalara mali yardım ve des BÎR tekte bulunamayacağı ilkesi açıkça ihlâl ediliyor. 22821 Sayıh Kanun'un 40. maddesinde belirlenen genel ve katma bütçeli idarelerin ve sermaye yapılan bakımından kamusal nitelik taşıyan diğer bazı kurum ve kuruluşlann sendika veya konfederasyonlara mali yardım ve bağışta bulunmalan yasaktır. Oysa, kamu işveren sendikalannın başhca mali kaynağı devlet bütçesidir ve bu sendikalann, TİSK bünyesinde veya başka biçimlerde özel kesim işverenleriyle mali dayanışma içine girmeleri ve ortak fonlar oluşturmalan söz konusudur. Bu durumda, devletin sendikalara mali yardım ve destekte bulunamayacağı ilkesi, açıkça ve tek yanlı olarak ihlal edilmiş olmaktadır. Konu, anayasal çerçeve ile birlikte ele alındığında, bu çelişkiler yumağının daha da karmaşıklaştığı görillür: Bir yandan, memurlann sendika kurmalan yasaklanmış; diğer yandan, memur statüsündeki bazı kişilerin, özel kesim işverenleriyle birlikte TlSK'in çatısı altında yer ahnalan yasaDaştınlmıştır. Bir yandan, sendikalar, kamu kurum ve kuruluşlanyla birlikte Devlet Denetleme Kurulu'nun yetki alanı içine sokulmuş; diğer yandan, devletin en temel fonksiyonlanndan biri olan, kendi çalışma ilişkilerini düzenleme yetkisi, özel kesim işveren sendikalanyla işbirliği hahnde ve geniş ölçüde TlSK'in denetimı altında faaliyet gösteren sendikalara devredUmiştir... DSP sözcüsü, daha sonra kuruluş çahşmalarıyla ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı: "Bugiine kadar kunıcu adayianmızın sayısı 18 bine yaklaşmış ve eşgudüme alınan illerin sayısı 35'e ulaşmıştır. Kunıcu adaylanmızın yüzde 70'i geçmişte bir partiye iiye dahi olmamıştır. Adaylanmızın yüzde 34'ünü işçi, yüzde 18'ini köyiü yüzde 17'sini esnaf yüzde 8'ini ev hanımı, yüzde 7'sini işsiz yüzde 6'sını serbest meslek sahibi ynzde 6'sını teknisyen ve geri kalanını emekli yurttaşlanmız oluşturmaktadır. Yakında tüzük ve program taslaklarımız tüm kurucu adaylanmızın eörüşlerine sunulacaktır, onların katkısıyla taslaklar tasanya dönüşecektir. O aşamada kunıcu adayİann demokratik bir yontemle kendi aralarında belirleyecekleri kimseler bir araşa gelerek kurucular kurultayını oluşturacaktır. Böylece DSP daha doguştan tıalkın demokratik katılımıyla oluşmuş bir parti olarak ortaya çıkacaktır." İçişleri Bakanhğı Sivil Savunma Genel Mudurluğü, halkt eğitmek ve sivil savunmanın önemini vurgulasnak amacıyia bir dizi tanıtıcı program hazmyor. Genel Müdürlük yetkilileri fibnlerin 35 mm ve 16 mm olarak hazırlandtğuu belirterek, bu çekilenfllmletin sinemalarda ve okullarda gösterileceğini söyledüer. Sivil savunma hizmetleri Yedeksubay yoklamaları ^Yedeksubay yoklamaları, 29 haziran cuma günü çalışma saati bitiminde sona eriyor. Askerliklerini yedeksubay olarak yapanların yoklamaları, bütün yurtta askerlik şubelerinde 1 mayıs salı günü baslamıştı. Yoklamalannı 29 hazirana kadar tamamlayamayanlar hakkında cezai işlem yapılacak. Yüksek öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu 'ndan kredi alan öğrencilerin temmuzağustos ve eylül aylarını kapsayan 3. devre kredi çekleri, bugünden itibaren odenmeye başlanacak. Yüksek Ogrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu 'ndan yapılan açıklamaya göre, öğrenciler, kredilerini 30 eylül tarihine kadar istedikleri TC Ziraat Bankası şubesinden alabilecekler. Öğrenci kredileri TURİZM YORGUNU: PANStYONCU AIİ AMCA Turizm uğruna hapis bile yattmı ÜMİT KIVANÇ altı çizili. Bir de kitap. "Turkey on 5 dollars a day" adlı bir turistik rehber (yazarı Tom Brosnanan, New York/1971 yayuu). Kemer'den söz edilen bölümde, o zaman için "Burada kaiabileceginiz tek yer, Ali'nin oteli," deniyor. Ali Alpasar masanm üzerine serdiği hatıra defterlerinden sayfalar gösteriyor. Fransızlar, Almanlar, ltalyanlar, Araplar, Türkler... Herkes bir şeyler yazmış, sayfalar tutuyor. Herkesten Ali Alpasar'a teşekkürler var. Ali Alpasar hem övünüyor.hem söyleniyor: "Işte, benun hizmetim bu. Karşılıgında ne oldu? Zamanındataapistebile yattım. Evinde turistler içki içip mayoyla geziyor dediler de başıma neler geldi..." Kemer'in turizm alanmdaki tarihi kişiliğiyle konuşurken elbette konu hemen Güney Antalya Turizm Altyapı Projesi'ne gelecek. Ali Alpasar bir kızmış ki sormayın. "Turizm murizm falan olmayacak. Gelecek turiste kalacak yer falan degil... Herkes villa yapıyor. Bak, yapsatçılar her yeri aldı. Villalar yapılıyor, sahiplerine satılacak, ne motel ne pansiyon olacak. Bir de her tarafı altüst ettiler. Balkonumun dibinden yol geçiyor. Sanki gece kimse uyuyamasın diye..." Ali Alpasar'ın iddiası, Kemer'in büyük bölümü nün özel villalarla dolacağı ve turizm hareketine fazla alan tammayan bir tatil yerinin ortaya çıkacagı: "Ne pansiyon ne motel... Hepsi özel villalannı yapıyor." Çukurlara düşmemeye, tümseklere takılmamaya çabalayarak, şantiye halindeki Kemer'de dolaşıyoruz Ali Alpasar'la. Elleri hep havada. Bir binayı gösteriyor, kızgın kızgın söyleniyor; ya da satıhk villa tabelalanndan birini, ya da kıyıdaki blok apartmanları: 'Kıyı bandını koruyan yasayı ihlal ederek 197579 ve 1980'de yaptılar bu apartmanlan. Devlet büyükleri geldi baktı, yıktıracağız, dedi. Ama şimdi bunları yıkmıyorlar. Adam gelmiş yapmış, oturuyor, yaptıgıyla kalıyor." Duruyor Ali Alpasar, yutkunup devam ediyor: "Üstelik, bunlann yapıldıgı dönemde Kemerli inşaat falan yapamıyordu." Kemerli o zaman inşaat yapamıyor, çünkü yöre dev turizm projesine uygun bir gelecek planıvla kontrol altına ahnmış. Kemer'in pilot bölge seçilişi, 1974'te. 1974/75'te Fransız Tatil Köyü hizmete giriyor ve yörede hayat değişmeye başlıyor. Proje 1978'de onaylanıyor. O sırada Kemer'in nüfusu 600. Ve kamulaştırma başlıyor. Ağaçsız topraklar için metrekareye 600, ağaçh topraklara 800 lira ödeniyor. Kamulaştırma için Kemer'in tapulan "hamur ediliyor", parselasyona gidiliyor. Kemerlilere göre, parselasyon ziraatı imkânsızlaştmyor. Parseller, 200400 metrekare arasında, köylü "bu nu, diğerinin de tüm sanayileş kadar yerde ziraat yapdmaz" dimiş ülkelerde alkole olan eğili ye düşünüyor. Biraz da düşünmin artması olduğunu söyleyen dürülüyor. Kemere ilk yapsatçı istilasında köylüye, "300 metreProf. Arsan sözlerini şöyle kare yerde zaten ziraat yapamasürdürdü: yacaksın, boş arsa vergisini öde"Alkole olan ibtiyacın bir de yip duracaksın da ne olacak?" alkolizme varan yanı var. Türk motifiyle yaklaşıhp yaygın bir "ikna faaliyeti" yürütülüyor. lerin karaciğeri alkole dayamklı Sonra, Ali Alpasar'ın deyişiyle, degil. Avrupa'da alkolden ölen "Renault'lar, TV'ler geliyor." ölmüş, kalan kalmış, alkole daYani Kemerli, toprağım satıp yamklı bir ırk türemiş. Türkler araba falan almaya girişiyor. yaygın alkol kulUmmıyla yeni yeni karşılaşıyor. Eskiden kadın Kemerli, bütün olayın kahraalkolik yoktu, bugün var ve hızla manı belki, ama neredeyse baartıyor. Bizde de alkolden ölen şından beri olayın dışında. Kaölecek ve alkole dayamklı yeni mulaştırmalar sırasında, gelecebir nesil türevecek." ğin belirsizliği ve durumu kavrayamayış, Kemerliyi toprağını yok pahasına elden çıkarmaya yöneltmiş. Turizm Altyapı Projesi Kontrol Amirliği yetkililerinleniyor. den biri, " O sıralarda," diyor, Öte yandan, siyasi partilere "metrekaresi 150 liradan bile devlet yardımına ilişkin yasa toprak satıldı Kemer'de." önerisinin bu hafta Meclisten Kemerli, nasıl yaklaştığmı, naçıkması bekleniyor. Üç partinin imzasını taşıyan öneri yasalaştı sıl birden önüne çıkan her şeyi ğı takdirde, gerek Medis içinde yutup yerine başka bir şeyi koyduğunu hâlâ kavrayamadığı bir ki, gerekse Meclis dışındaki 6 sidev makinenin çarklarına elini yasi parti on gün içinde devlet kolunu kaptırmamaya çalışarak yardımı alacak. kenardan izliyor. "Peki, yasadıgınız yeri altüst eden projeyi gördünüz mü?" diyoruz, "GörenItr olmuş". Alî Alpasar yakınıyor: "Balkonumun dibinden yol geçiyor. İşi masanın başındaki birkaç kişiye bırakmışlar..." Başka biri yakınıyor: " N e olacak kcstiremiyonız ki, toprağı hk kücük ise onu yetiştirmek bir ekiyorsun, bakıyorsun, dozer likte yaşamak ve ömttr boyu ona dalmış altüst etmiş." Dozer dasahip olmanın sevinç ve kıvancı lacak tabiî, Dünya Bankası krenı duymak, özellikle ileri yaşlar dili koskoca proje yürüyor. da kendisine ana baba gibi baka "Proje gercekkştiginde slzin için cak birisinin var olduğunun gü i>i olacak mı?" Yanıt: "Valla bu veni içinde huzurlu olmaktadır. onlann yaptıgı bir iş, biz bilmitşte butün bu sebepler bir >ana yoruz..." itilerek sırf evvelce çocuk dogurrauş diye bir kadını evlat edinEvet, onlar yat limanı, antma tnek gibi güzel bir duygu ve mü tesisi, turistik altyapı, sokaklar, esseseden mahnım kılmak isa caddeler yapıyor, "onlar" da betli degildir." seyrediyor ve "bilmiyor". Koordinasyon Kıırulu'nun ilk toplantısı bugün Kamu işverenleri, sendika karşısına "tek tip sözleşme" ile çıkacak. Kamu Toplu tş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu'nun ücret düzeyleriyle ilgilenmeyeceği açıklandı. ANKARA, (Cnmhuriyet Bürosn) Kamu işyerlerinde yapılacak toplu iş sözleşmelerinde kamu işverenlerinin göz önüne alacağı ilkeleri beürleyecek olan "Kamu Toplu tş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu" bugün ilk toplantısmı yapacak. Kunıl'a başkanhk edecek olan Devlet Bakanı Ahraet Kurtcebe Alptemoçin, Kurul'un toplu iş sözleşmelerindeki ücret düzeyleriyle ilgilenmeyeceğini bildirdi. Bakan, şunlan söyledi: "Koordinasyon Knnılu'nnn görevleri Başbakanlık genelgesinde belirtümistir. Ücret seviyeleri Koordinasyon Knruln'nun mataaUbı degildir. Geneigede kendisine aüf yapılan gend prensipleri belirleyecektir." Kurul, kamu kesiminde yapılacak toplu sözleşmelerde kamu işverenlerinin göz önüne alacaklan genel ilkeleri beürleyen bir taslak hazırladı. Bu taslak, kamu işverenlerinin, işçi sendikalannın karşısına "tek tip topln södeşme" ile çıkmasını öngörüyor. Yüksek Hakem Kurulu'nun büyük ölçüde devreden çıkması sonrasında oluşturulan Koordinasyon Kurulu'nun alacağı ilke kararlan şu anda devam eden bazı önemli toplu sözleşmeleri yakından etkileyecek. Çünkü kamu işverenlerinin büyük bir çoğunluğu, şimdiye değin sürdürülen görüşmelerde "yetkisiz" olduklannı belirterek, toplu pazarhk görüşmelerini erteledüer. örneğin, Türkiye Taş Kömürü Işletmesi ile Genel Maden İş Sendikası ve Darphane işvereni ile Basıntş Sendikası arasındaki toplu pazarhk görüşmeleri sırasmda her iki işveren taraf toplu sözleşmelerin bazı maddelerine "yetkisiz" olduklanm bildirerek, karşı çıkmışlardı. Yetkililer, kamu işverenlerinin Başbakanhk'ta oluşturulacak olan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu'nun alacağı ilke kararlannı beklediklerini ifade ediyorlar. BAŞBAKANLIK GENELGESİ Başbakan Turgut ÖMÜ, gectigimiz aylar içinde 1984/12 sayıh bir genelge yayınlayarak, kamu işverenleri sendikası ile kamu işverenlerinin serbest toplu pazarhk görüşmelerinde göz önüne alacaklan ilkeleri belirleyecek bir Koordinasyon Kurulu oluştunılmasını istemişti. Başbakanlıgın 1984/12 sayıh kamu işverenleri sendikalan konnlanyla ilgili genelgesi aynen söyle: "1984 yılı geçiş programı icra plarumn 217 nolu tedbiri "Kamu kuruluşlannın toplu iş sözleşmelerinde karşılaştıklan güçlükleri gidermek, kendi araiannda bilgi akımını sağlamak ve birlikte hareketlerini temin etmek üzere kamu işverenleri sendikasının kurulmasım" arnirdir. Bir sonrald ve 218 nolu tedbırler "Toplu iş sözleşmelerinin miUi seviyedeki esaslannı tesbit edecek ve Kamu Işveren Sendikalan ile koordinasyon içinde çahşacak bir kurul Başbakanhk bünyesinde teşkil edilecektir" hükmünü getinnektedir. Serbest toplu pazarlık dönemine fiilen girilnüş olması sebebiyle ve sistemin kendi yapısı ve karşıuklı müzakerderie serbestce islemesinde kamu kurum ve kuruluslanna yardımcı olmak üzere Başbakanlıkta Devlet Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'in başkanltgında bir kurul oJaştnrulacaktır. Kamn İşveren Sendikalan'nın ihtiyaca uygun şeküde oluşmaa için gerekli çahşmalar Çalışma ve Sosyal Gnvenlik Bakanlıgı'nca Buna) edlecek mezkur kunılun onayından sonra geregine tevessül edilecektir. Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu'nun çalışma usul ve esaslan kunıka aynca duynnılacakür. ALt ALPASAR 20 yültk pansiyoncu. "Bezdim artık," diyor. KUometrelerct uzakta insanlar ' 'Kemer 'de Ali 'nin pansiyonu' 'ndan söz ediyor ama, Ali Alpasar kendi pansiyonuyla bile uğrasmak istemiyor artık. Ali Alpasar Kemer'de pansiyonculuğa başlayalı tam 20 yıl olmuş. "Tesrifatçılıkla başladık," diyor. "Gelip sahile çadır falan kurarlardı." Nereden aklına gelmiş? Nasıl başlamış? "Eskiden buralan mahrumi\et bölgesiydi. İrtibat denizden kurulurdu. Köy odası dedigimiz bir >eri vardı babamın. Gelenimiz gidenimiz olurdu. 'Hane sahibi' idik yani. Turistler gelip giltikçe teşritatçılık yaptık." Antalya'da kime "Kemer'e gidecegim," deseniz, size "Ali Amca'yı bir gör mutlaka," diyor. "O oranın en eskisidir, bu turizm işini herkesten iyi bilir." Onu da herkes biliyor. Güney Atrika'da çıkan Die Vadertand gazetesinin 16 şubat 1977 günlü sayısını gösteriyor Ali Alpasar. Kendisinden bahsedilen yerlerin "Türk insanının alkole ihtiyueı var" PROF. DR. CEVDET ARSANDAN "İnsanlar alkolle rahatlıyorlar. İç baskılardan kurtuluyorlar. Daha rahat iletişim sağlıyorlar. Türk insanı rahat ve serbest ruhlu degildir. Ruhunda iç baskılar vardır, gayet kuvvetli bir üst beni vardır. Ancak, alkolle geçici bir rahatlama sağlar." TÜREY KÖSE İZMtR Biraya ekran yasağı uygulanmasının ve satışlann ruhsata bağlanmasının alkol tüketimini azaltmayacağını belirten psikiyatris Prof. Dr. Cevdet Arsan, "Yasaklaria alkol tüketimi azalmayacak, giderek artacak. Çünkü Türk insanının alkole ihtiyacı var" dedi. Biraya getirilen yasaklann ve sınırlamalann alkol tüketimini azaltmayacağını savunan Prof. Arsan şunlan söyledi: "Yasaklar alkol tüketimini engdlemeyecek. Alkol tüketimi artacak. Türkiye'de insanlann alkole ihtiyaçbuı var. Türk insanı için alkol oldukça rahatlatıcı bir etkiye sahip. Alkol insanlar için çok cazip bir madde ama, Türk insanı için ayn bir cazibesi var. Araerikan Psikiyatri Cemiyeti alkolün yararlı etkisi olabilecegini saptadı. Bu yararlar Türk insanı için ABD insanına göre bir bakıma daha fazla. Çünkü ABD insanı çok çalışır, dinlenmek için içer. Bizde ise çok daha karmaşık sorunlar var." Alkolün zararları sıralanırken, bazı yararlannın da göz ardı edilmemesi gerektiğini savunan Prof. Arsan, alkolün Türk insanı için taşıdığı yoğun "cazibe"nin nedenlerini şöyle anlatü: "Dünyanın bazı yerlerindeki kadar çok kullanılmıyor ama Türkiye'de alkole daha çok ihtiyaç var. Türk insanının yetişme biçimi öyle ki, ortalama bir yurttaş kendi kendine oldukça manevi ve ahlaki baskı uygulamaktadır. Bu baskının derecesi çok ağır olduğu için düşünce üretiminde, özgür ve özerk davranışlarda, yaratıcılıkta güçlük çekiliyor. İnsanlar alkolle rahathyorlar, iç baskılardan kurtuluyorlar, daha rahat iletişim sağİıyorlar. Türk insanı rahat ve serbest ruhlu degildir. Ruhunda İÇ baskılar vardır, gayet kuvvetli bir üstbeni vardır. Ancak alkolle geçici bir rahatlama sağlar." Prof. Arsan insan yaşamında alkolün yerinin çok iyi saptanması gerektiğini belirterek, "Alkol her derde deva bir nesne olmadıgı gibi, gösterildigi kadar da bela bir nesne degil" diyor. Biranın alkolizmi engellediği yolundaki görüşlerin ise doğru olmadığım savunarak, "Bira alkoldür. Sert içkilerin tükeüminin azalması biranın tnketiminin artmasımn tek nedeni de daha uctız olmasıdır. Bunu bilmek için psikiyatrist olmak gerekmez" biçiminde konuştu. KARACİĞERİMİZ ALKOLE DAYANIKSIZ Türkiye'de alkol tüketiminin giderek artacağını bunun nedenlerinden birinin yapısal olduğu Belediye başkanlarının veto yetkisi TBMMIde Anakent belediyesine verilecek "Veto"yetkisi tasarının yasalaşmasımn zayıfihtimal olduğu veyasalaşmaması halinde ise AN A P içerisinde bölünmelere yol açacağı bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Anakent belediyelerinin yönetimi hakkında yasa hükmünde kararnamenin değıştirilerek kabulüne ilişkin yasa tasarısı bu hafta içinde TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek. İçişleri Komisyonu'nda büyuk değişikliklere uğratılan, Bütçe Plan Komisyonu'nda bu değişikliklerin bir bölümü ilçe belediyeleri lehinde değiştirilen tasannın Genel Kurul'daki görüşmelerinin tanışmalı geçmesi bekleniyor. Anakent Belediye Başkanı'nın ilçe belediyelerinin kararlanna "veto" yetkisi kullanmasına ilişkin hüküm Bütçe Komisyonu'nda aynen korundu. Genel Kurul'da bu konuda AN AP'hlarca önerge verileceği belirtildi. Ancak, bu önergenin ANAP grubunda bölunmeler yaratacağı ve kabul edilmesinin az bir ihtimal olduğu bildiriliyor. Bu önerge Genel Kurul'da da benimsenmediği takdirde, anakentilçe belediyeleri arasındaki çekişmelerin istifa ile sonuçlanabileceği söy : Çocuğu yaşamayan çijtler de evlat edinebitir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay çocuğu olup da yaşamayan eşlerin evlat edinebiİeceklerine karar verdi. Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 1984617 Sayıh Kararı'nda "Bir kimsenin daha önce iki çocugunun dogup ölmesi. mahkeme kararında anlatıldığı gibi artık evlat özlemi karinesi degil, aksine böyle bir arzu içinde bulundugunun delili sayılraası gerektiğine isaret oldu|u"belirtiliyor. Kararın gerekçesinde kanun koyucunun amacının anâbaba olmak imkâru bulamayan kişileri manen tatmin etmek olduğuna işaret edilerek özetle şöyle deniliyor: "Hele bu zevki tsdıp da sonradaa kaybedenler için yeni bir imkân verilmesi asıl amaçtır. Evlat edinmenin amacı sadece çocuk sahibi olmanın basretini gidennekten ibaret değUdir. Evtat ÖĞRETMEN ARANIYOR Kadıköy'deki bir ana ve ilkokul için. 337 59 49 (10.0016.00 arası)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle