18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 YAYIN DUNYASINDA INCELEME ARAŞTIRMA Devietlerarası mücadele ve uluslararası terör Uğur Mumcu, PAPA, MAFYA, AĞCA, Tekin Yayınevi, İsîanbul 1984, 384 s. Devletler arasındaki gizli, yeraltından yürütülen raücadele görülmemış bir yoğunluğa ulaşmış bulunuyor. Devletlerin her zamankj siyasi, askeri, iktisadi, vb. casusluk ve karşıcasusluk faaliyetleri, bu alandaki "knowhow"ın ilerlemesi ve teknolojik gelişmelerle bugün olağanüstü sofistike bir düzeye ulaşmış durumda. Devletler arasında yeraltından yürütülen mücadelede özellikle 1970'Ierden itibaren yaygınhk kazanan bir yöntemin de "uluslararası terör"; yani, çeşitli ülkelerde siyasal istikrarsızlık yaratmak amacıyla ve çokuluslu bir örgütlenmeyle gerçekleştirilen terör eylemleri. GİZLİ BtR MÜCADELE Günümüzde her devlet siyasi, askeri, iktisadi, vb. çıkarlanru konımak ve yaymak; bunlann karşısına dikilen açık ya da potansiyel düşmanlannı zaafa uğratmak için iktisadi, siyasi, askeri, vb. gücü oranında elinden geleni yapmaya çalışıyor. Başta "süper" emperyalist devletler ABD ve SSCB; sonra "büyük" emperyalist devletler tngiltere, Fransa, Çin, Almanya, Japonya, vb.; sonra "büyük olmaya hevesli" emperyalist devletler (örneğin Israil) ve giderek en küçüğü ve en güçsüzüne kadar tüm devletler kimi kendilerini korumak, kimi nüfuz alanlannı genişletmek için hasımlarına karşı gizli bir mücadele sürdürüyorlar. En tehlikeli gördükleri düşmanlanna karşı, daha az tehlikeli gördükleri düşmanlanyla ya da düşmanlarının düşmanları ile güçbirliği yapıyorlar. Bu mücadelede devletlere egemen olan siyasal ideolojilerin, kültürel değerlerin, vb. hemen hiçbir önemi olmuyor. örneğin tsrail, bir yandan görünürde hiçbir düşmanlığı bulunmayan Italya'ya karşı Kızıl Tugaylar terör örgütüne; öte yandan daha tehlikeli bulduğu Irak'a karşı, "ideolojik" düşmanı tran'a el altından destek sağlayabiliyor. (Devletler arasındaki mücadelede ideolojik, kültürel, vb. ortaklıklann pek ağırlık taşımadığı, açıkça savaştıklan zaman daha iyi görülüyor. En son örneklerini vermek gerekirse, tngiltere Ariantin'le, Çin Vietnam'la, Irak Iran'la kapışırken; kapitalist, komünist ya da lslamcı "enternasyonalizm"in bir anlarru olmadığı anlaşılıyor.) KOMPLOCULAR Başta dünya çapında çıkarlan olan ülkeler olmak üzere, devletler açık ve potansiyel düşmanlannı istikrarsızlığa sürüklemek, "destabilize etmek" için her türlü komploya başvuruyorlar. Bu komplolar, sürekli olarak, başka devletlerin komplolanyla catıştığı ve cok çeşitli başka etkenlerin de rol oynadığı bir ortamda cereyan ettiği için, her zaman amaçlanan sonuçlan vermiyor. Ustelik bazen istenilenin tam tersi sonuçlar doğuruyor. (Bunun iyi bildiğimiz bir örneği, 1974'te Kıbns'ta tezgâhlanan Sampson darbesidir.) O zaman komplocular yeni durumlara göre yeni komplolar hazırhyorlar. Devletlerin çeşitli gizli örgütleri aracıhğıyla yürüttükleri örtülü mücadelede bazen yararlandıklan bazen de çatıştıkları bir süreç de, bir uçta silah üreticilerinden; silah tüccarlan ve silah kaçakçılanndan geçerek, öbür uçta silah tüketicüerine, yani (ağırhkları bölgeden bölgeye, dönemden döneme değişen faşist, dinci, komünist, milliyetçi, aynlıkçı, anarşist, vb.) yeraltı terör örgütlerine kadar uzanan ilişkiler ağı. Böyle bir ortamda, gizli örgütlerin kimin hesabına çabştıklarını, hangi fikirleri savunduklanna ya da ne marka silah taşıdıklanna bakarak ayırdetmek olanaksız hale gelmiş bulunuyor. TÜRKİYE'DE "ULUSLARARASI TERÖR" Başlıca aktörlerini çeşitli devletlerin gizli örgütlerinin, silah kaçakçılannın ve yeraltı terör örgütlerinin oluşturduğu bu çok karmaşık "işbirliği ve mücadele"ye 1970'lerin ortalanndan iti YÖNETEN ŞAHIN ALPAY Dolayh bir savunma Louis Althusser, FELSEFE VE BİLİM ADAMLARININ KENDİLİĞİNDEN FELSEFESİ, Çev. Ömür Sezgin, Birey ve Toplum Yaymları, 1984, 143 s. bir nesne felsefi antropoloji M. ALİ KILIÇBAY değil, "üretim tarzı"dır. Marx, Tarihte zaferden zafere koşmuş bir ulusun, fetih ve kahramanlık bilinciyle yetişmiş zeki ve cahşkan evlattarı için, bu ulusun 20. yüzyılda neden başka uluslarla olan yanşmalarda geri kaldığının bir açıklaması olmalıydı. Her türlü geri kalmışlığı açıklayan; toplumsal oluşumlann, kültürün, siyasetin maymuncuğu olan bir İcavram ise mevcuttu: Ekonomi. Bu sihirli kavramın içeriği, ekonomi politik anlatan el kitaplanndan doldurulup; müspet bilimlerin biricik dayanağı imiş gibi gözüken ampirik ve yansımacı felsefi görüşler yine el kitaplanndan edinilince, geriye artık öğrenilecek bir şey kalmadı. Eğer 1970'lerin ortasından itibaren, Althusser bir avuç aydın tarafından Türk okuyucusuna tanıtılmasaydı ve Althusser'in görüşleri içinde "Ekonominin son kertede belirleyid olduğu" tezi yer almasaydı; ne bu Fransız filozofu moda olacak, dikkati çekecek; ne "göreli özerklik" kavramı, ne "diizeylerin bağımsulığı" ne "epistemolojik kopuş", ne "ideoloji ve bilim" tartışmalan vb. üzerinde bir merak uyanacak, ne de "artık geriye öğrenilecek bir şey kalmadıgf'ndan kuşku duyulacaktı. Ancak, bu tartışmaların, aydırılar için bile "sofistike" denebilecek bir düzeyde yürütülmesi, Türk okuyucusunun Althusser'den ancak bazı parlak cümle ve içeriği doldurulmamış kavramlar edinmekten başka bir yarar saŞlayamamasına yol açmıştır. Althusser, Genç Marx'ın eserlerini, ortaya tarihi yapan bir nesne çıkardığı, toplum ve tarihi öznel amaçların bir fonksiyonu olarak belirlediğı; tarihe içkin bir erek yüklediği ve dış nesnelerin insan bilincinde yansımasından başka bir şeye dayanmayan Hegel'ci bilgi teorisinden henüz kopamadığı için, "ideolojik" olarak değerlendirmektedir. Olgun Mant ise, "insan dogası", "insan ihtiyaçlan", "insan özii" gibi hümanist bilgiyi bir üretim olarak kabullendiği, klasik ekonomi politiğin ürettiği ama farkına varmadığı emekdeğer teorisini açığa çıkartabildiği için epistemolojik bir kopuşa yol açmış ve ideolojiden bilimin eşiğine adım atabilmiştir. Marx, Hegel'ci somutun soyuta bire birlik denkliği anlayışından sıyrılabildiği; tarihin cözümlenmesine üretim kavramı aracıhğıyla yaklaşabildiği için tarihi bir bilim haline getırmiştir. NEFİS BtR ÇEVİRI Althusser'in nefis bir çeviriyle Türkçe'ye aktarılan Felsefe ve Bilim Adamlannın Kendiliginden Felsefesi adlı kitabı, yukarıda özetlenen tezlerin sunulduğu ve tanışıldığı bir eser değildir. Dolayh ama tehlikeli bir saldırıya karşı yine dolayh bir savunmadır. Jacques Monod bir eski Marxist Türkçeye Raslanb ve Zomnluluk olarak çevrilen kitabında, Marxist tarih anlayışının ereksel olduğunu ve bu nedenle ideolojik sayılması gerektiğini ileri sürmektedir. Althusser ise Monod'nun bir biyolog olarak biyoloji alanında yaptığı önermelerin hiçbirini tartışmayacağını söyledikten sonra; bilim adamlannın bazılarının laboratuvarlarında maddeci, ama bunun dışında idealist olduklannı söyleyerek, onlan farklı iki düzlemde düşünmekle suçlamaktadır. Duyduk Gördük Yoksulkıra nasü hizmet götilrüiür? Ankara'nm yeni açüan lüks restoranlanndan birindeyiz. Bir duvarda Gaziosmanpaşa Lioness Kulübu'nun flaması ile Türk bayrağı asılı. Ortada Atatürk'ün resmi duruyor. Dans pistinin kenarında mikrofondan birses, "Sayın Lioness... eşisayın Lion..."anonsunu yapıyor. "BasmYayın Genel Müdürü Necati Özkaner Paşamızdan kit ve sertifikalannı vermesini ricu ediyoruz..." Özkaner, kürsünün önüne getiyor. Lioness ve Liona kitlerini taktyor, sertiflkalannı veriyor. Bayanlann şıklığı.gözkri kamaştırıyor. Hemen hepsi "kapaktan çıkma. " Parmaklar, boyunlar ve kulaklar ise bir kuyumcu dükkâmmn büyük vitrinini rahatlıkla doldurabilecek sayıda mücevherle dolu. Gaziosmanpaşa Lioness Kulübü 'nün üyelerine ABD'deki kulüp merkezinden gönderilen sertifikalann dağıtım töreni yapdıyor. Bu arada geceye katılan Lioness ve Lionlar bol bol eğlenme fırsatı buluyorlar. Eğlencelerinin tek amacı yoksullara yardım. Kulüp Baskanı Sevim Selikten yüTarını bu uğraslara vermis, çalışkan bir bayan. Kulübün kısa zamanda yaptığı isleri anlattı bize. Balgat'taki Talat Pasa tlkokulu'nun birçok sorunlannı çözmüşler. öğrencilere burslar veriyorlar. Düskünler Yurdu 'na hem maddi, hem de maneviyardtmlarda bulunuyorlar... Yönetim kurulu üyesi Yıldız Yılmaz da çalıskan bir bayan. Bulunduğumuz masada gazeteci olduğumuzu öğrenen bir hanım yaklaşıyor, "Hammefendi, resim çektiniz mi? Ben biraz geç kaldım da, benim resmim çıkmayacak. Yeniden resim çekecek misiniz?", "Efendim, o magazin gazetelerinin görevi. Ben davetli bulunuyorum burada..." yanıtını alıyor. Bayan Lioness hangi gazeteden olduğumuzu soruyor. "Cumhuriyet" deyince şaşkmhkla hemen yammızdan uzaklasıyor... saların arasında. Bir bilet bin lira. Çok miktarda para toplanıyor. TVspikeriAytaçKardüz'e piyangodan bir hamam takunyası çıkıyor... Yemekte bazı şeyler öğreniyoruz. Örneğin Dışisleri Bakanlığı Lion ve rotaryenleri Bakanlıkta toplantıya çağırıyormuş. Uluslararası ohnamn verdiği avantajı kullanmaları isteniyor. Lionlar ve rotaryenler Ermenilerle ihili broşürleri çeşitli ülkelerdeki Lion ve rotayenlere gönderecekUr. Gerek Lionlar, gerekse Lionessler yurt dışında kulüp toplantılanna katıüyorlar. Onlara Ernteni sorunu ile Kıbrıs sorununu anlatıyorlar. Hatta Gaziosma npaşa Lioness Kulübü geçtiğimiz şubat ayında Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'a bir de telgraf göndermiş... karşı komplolara girişmemelerine olduğu kadar; demokrasiye inanan aydınlarımızın her "renkten" demokrasi düşmanı fikirlere karşı (bugüne kadar yeterince başarılı olaTiadıklan) etkili bir fıkri mücadeleyi yürütebilmelerine de bağlı görünüyor. Çünkü ülkemize ve demokrasimize karşı komploların bir ucu yabancı devletlerin gizli örgütlerine dayanıyorsa, öbür ucunun da demokrasi düşmanlarının yeraltı örgütlerinden kaynaklandığına kuşku yoktur. Bunlara karşı uzun vadeli başarının ancak etkili bir fıkri mücadeleyle kazanılabileceği açıktır. MUMCU'NUN O L A C A N Ü S T Ü KATKISI Uluslararası terörün, devletlerin gizli teşkilatlan, silah tüccarlan, silah ve uyuşturucu madde kaçakçıları ile siyasal amaclı terör örgütlerinin iç içe geçtiği ka Bu da bir düğün davetiyesi Kütahya' da Yılmaz ve Keleş aileleri çocuklanm evlendirmeye karar vermişler. Kararı verince de bir davetiye bastırmışlar. Dilerseniz bu davetiyenin belli bölümlerini birlikte okuyahm da, Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürkçü hükümetler yönetiminde 1984 yılında ne hale geldiğini birlikte görelim. ni haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, ziynetlerinin takılı olduğu boğaz, baş, gerdan, kol, bacak ve kulak gibi yerlerini açıp göstermesinler. Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, emri hem erkeklere hem de kadınlaradır. Emir Rabbimizin kesin emridir. Ya her gün televizyonda, dısarda yabancı erkeklere bakan kadınlarla kadınların uzuvlarını seyredip duran erkeklerin durumu nasıldır?" Kurs deyip geçmeyelim "Muhterem ve Muhrereme kardeşlerimiz. Günümüzde evlenme merasimleri Batı modeli olduğundan davetiyeleri de ona uymaktadır. Biz ise, davetiyesiyle, merasimiyle her ne kadar ondan uzak isek de, Peygamberimizin (SA V) sünnetlerini ihya etmek gayesiyle böyle bir yola başvurduk. tnşallah bildiğimiz ve okuduğumuz Rabbimiz tslam' m özüne uymak nasip eylesin. Amin! Rabbimiz yaşamamız için emrediyor: Ey Resulüm, mümin erkeklere söyle, gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar ve ırzlarını zinadan korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir. Muhakkak ki Allah onların bütün yaptıklarmdan haberdardır. Mümin kadınlara da söyle, gözleriBalıkesir'de çıkan "Hizmet" gazetesi, mayıs ayının son günlerinde bir haber yayımladı. Okuyanlann gözlerini yuvalanndan uğratan haber şöyle: '' Yağcılık kursu açılacak... tstekliler artıyor" Ama başlık altındaki yazıya göz atılınca gerçek anlaşılıyor da, şaşkınlık biraz olsun hafifliyor: "Açtığı kurslarla birçok kişiye meslek kazandıran Halk Eğitim Merkezi, şimdi de büyük eksikliği duyulan "makine yağcılığı" kursu açıyor. Edindiğimiz bilgilere göre, önümüzdeki günlerde açılacak olan ' 'makine yağcılığı'' kursuna ilgi oldukça fazla. Çok sıkıntıst çekilen bu daldaki kurslarda ders hocası olarak makine mühendisleri görev yapacaklar. İlginin fazla olacağı tahmin edilen "makine yağcılığı" kursuna düne kadar yirmiye yakm kişi kaydoldu..." Ülkemizde araştmcı gazeteciliğin önde gelen temsilcisi Uğur Mumcu 'nun uluslararası terörün karanlık dünyasına ışık tutan son iki kitabı uluslararası değer taşıyor. baren en yoğun bir biçimde sahne olan ülkelerden biri de Türkiye oldu. Süper devletlerin, çok çeşitli uluslararası çıkarlann çatıştığı bir bölgede bulunması; Ikinci Dünya Savaşı ertesinden bu yana (dört başı mamur olmasa da) demokratik bir rejim içinde, hiç de küçümsenmeyecek bir sosyoekonomik gelişme göstermiş olmasi, kuşkusuz, ülkemizi bu konuma sürükleyen nedenler arasındadır. Uluslararası terör ülke içinde, demokratik rejimden önemli gerilemeler pahasına bastırılabildi. 1970'lerin ikinci yarısında yaşadığımız "facia"nın yaraları henüz sanlabilmiş değil. Çok çeşitli " r e n k t e " ve amaçta yeraltı örgütleri Türkiye'ye karşı faaliyetlerini sürdürmekte. Ülkemizde demokrasiyi yaşatabilmemiz ve genişletebilmemiz, siyasi kadrolarımızın demokrasinin temel ilkelerine (yani, seçimlerde çoğunluğu kazananlann ülkeyi yönetmek; azmlıkta kalanlann da iktidan özgürce eleştirmek ve denetlemek hakkına) tam bir saygı göstermelerine, demokrasiye ranlık bir dünya tarafından yönetildiğini giderek daha çok sayıda insanımızın, giderek daha iyi anlamasında, ülkemizde araştırıcı gazeteciliğin önde gelen temsilcisi Uğur Mumcu'nun çahşmalarının olağanüstü bir katkısı var. Yedinci baskısı yapılan Silah Kaçakçılıgı ve Terör ile geçtiğimiz günlerde yayınlanan Papa, Mafya, Agca adb kitapları, Mumcu'nun pek çok tehlikeleri göze alarak; yoğun ve titiz bir çahşmayla hazırladığı uluslararası değer tasıyan ürilnIer. Yeni khabında Mumcu, kapitalist ülkelerin silah fabrikalan ile komünist ülkelerin devlet şirketleri arasındaki çokuluslu ticaretin, "yeni enternasyonalizm" adıru verdiği bir düzen içinde nasıl işlediğini, Türk terörist Ağca'nm Papa'ya suikast girişimi olayı çevresinde, sayısız belgeye dayanarak sergiliyor. Görüşlerine, kendi deyişiyle "ulaştığı yargılara" katılmayanların da Mumcu'nun kitaplarından öğrenecekleri çok şey var. Althusser'in tezleri tartışmaya açıktır ve tartışılmaktadır da. Öyle sanıyoruz ki, Althusser'i okumakla ve yazdıklan üzerinde düşünmekle, sorunlara bir nokta koymuş olmayacağız. Yalnızca felsefe ve bilim dünyasına yeni bir pencere açmış olaGüzel ve şık bayanlar piyancağız, o kadar. i go biletlerini dolaştınyorlar ma KIM KIME DUM DUMA sorunsallardan "bilimselliğe" yönelmişlir. Althusser'e göre: Uretim ilişkileri koparak, özneler arası ilişkilere indırgenemez, çünkü insan bu ilişkilerin yaratıcısı değil taşıyıcısıdır. Bilimsel çalışmanın nesnesi, eskiden olduğu gibi artık ideolojik Bir öğretim üyesi nasıl yetişiyvr? İBRAHİM YASA Haa, renk\ere bak! Ne kodar cand. Y/9/V/ ONLRR 6IBİ KENDİMİ t'Lf)L£ME Mİ Cumhuriyet Kitap Kulübü Üyelerin kitaplığında daha şimdiden 480 sayfalık bir yapıt var Cumhuriyet Kitap Kulübü, kuruluşunu izleyen günlerde 288 sayfalık bir Genel Katalog yayımlamış ve ardından üyelere aylık kataloglar halinde yeni yayımlanan kitaplan duyurmaya başlamıştı. Aylık katalogda kitap tanıtım yazıları, yazarlarla söyleşiler, yayınevlerinden haberler ve okur mektuplarına da yer veriliyor. Daha şimdiden 480 sayfalık bir yapıt haline gelen Kitap Kulübü Kataloğu, özel hazırlanmış karton klasörle birlikte sadece üyelere gönderiliyor. Temmuz kataloğu yuyına hazır Cumhuriyet Kitap Kulübü'ne yeni katılan ve temmuz kataloğunda yer alacak olan Ülken Yayınları, özgür Yayın Dağıtım, Süreç Yayıncıhk ve Der Yayınlan ile üye yayınevi sayısı 130 oldu. Yayına hazırlanan temmuz kataloğunda Kulübe katılan yayınevlerinin yani sıra ayın yeni çıkan kitaplan, kitap tanıtım yazılan Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cemal tvtıhçıoglu'nun 1983 yılında çıkan Ozkaynakça adlı yapıtı, alanında yepyeni ve ilginç bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Bugüne değin kişilerin yaşam öykülerini yazmalarına alışkın • Mehmet E. Erişirgil, BİR • /. TekeliS.llkin, BAHÇEL1FtKlR ADAMJSIS ROMA NI: EVLERİN ÖYKÜSÜ, Kent bir ortam içine, kendisinin değil ZİYA GÖKALP, 2. Basmt, RemKoop Yaymları, Ankara 1984, yapıtlarının yaşam öyküsü ile girmektedir. Bu öyle bir çahşma zi Kitabevi, 1984, 218 s. 164 s. ki, aslında tüm öğretim üyeleriDaha önceleri seçkin bir eğiTekeli ve Ilkin'in yeni ortak nin hangi koşullar altında araştimci, 1940'larda siyaset adamı çalışmaları, 1934'te kurulan ülolarak görev yapan M.E. Erişir kemizin ilk konut kooperatifi ve tırma ve çalışmalarını yürüttüğügil'in (19811965), düşünce tarihi ilk toplu konut girişimi olan An nü gösteriyor; bir öğretim üyemizin en önemli adlanndan Gö kara Bahçelievler Kooperatifi' sinin nasıl güç koşullarda yetiştidiğini anlatıyor. kalp'in hayatı ve fikri gelişimini nin elli yıllık deneyimlerini inceDört bölümden oluşan yapıt, bir roman üslubuyla anlatan de leyerek, konut kooperatiflerinin yazann ilk yazılarından bu yana ğerli kitabının ilk basımı 195l'de çeşitli sorunlarını aydınlatmayı bütün çalışmalarını ve bunlann yapılmıştı. amaçlıyor. hazırlanış koşullarını ortaya koymaktadır. Bu da, Mıhçıoglu'nun çok kişinin yapamadığını yapıp, akademik yaşamı boyunca çalışmalarını günlüğe bağladığıru göstermektedir ki, saygı AYIN EN ÇOK SATAN ŞİİR KİTAPLARI duyulacak bir iştir. Yapıt içeriğinden Mıhçıoglu'18 Mayıs 18 Haziran nun kamu yönetimi alanındaki Sıra: Kod: Kitabın Adı: Yazarı: yenilikler getirici akademik ça1 021.041 Bütün Şiirleri Orhan Veli baları ortaya çıktığı gibi, b ; r yö2 032.022 Dört netici olarak da bu alanda, Türk Hapisaneden Nâzım Hikmet Yönetim Sistemi'nin düzenlen3 022.020 Pir Sultan Abdal Haz: Sabahattin mesinden üniversite sınavlarına Eyüboğlu değin pek çok konudaki çalışma4 022.057 Bütün Şiirleri Sabahattin Ali ları kanıtlanmaktadır. 5 032.023 Rubailer IS'âzım Hikmet Yapıtın incelenmesinden bir 6 124.222 Pir Sultan Abdal Haz: Abdülbaki akademik kuruluşun belli bir döGölpmarlı nem içinde iç işleyiş ve yapısı hakkında da bilgi sahibi olunu7 031.002 Şiirler Pablo Neruda yor. Artık tarih olmuş nice olay001.001 Bir Cigara Içimi Oktay Rifat 8 lar düzenli olarak okuyucuya su9 032.036 Red Türküleri EluardAragonnuluyor. VercorsDesnos Yazann dikkatimizi çeken L. Aragon 10 002.032 Elsa 'ya Şiirler özelliği de, akademik yaşamı boTemmuz ayı kataloğunda ya yunca çeviri çalışmaları da kenile fiyatı değişen, tükenen kitapyımlanacak olan "Tatil Kitapla di yapıtları gibi önem vererek ların listesi yer alıyor. 15 mayıs 15 haziran arasın rı Soruşturması" ilerideki aylar onlan büyük bir titizlikle okuyuda yayımlanan ve yeni basımı ya da da üyeleri, okurları, yayınev cuya sunma çabası. Ülkemizde pılan 79 kitabın duyurusu yine lerini kapsayacak biçimde sürdü gelenek halini almış olan baştan savmacı çeviri düzeninin güzel temmuz kataloğunda sunuluyor. rülecek. Temmuz ayı kataloğunda ya bir eleştirisi olarak belirginleşiYeni yayımlanan kitaplann 32'si yor. inceleme, 18'i romanöykü, 10'u zarlara yöneltilen sorular şöyle: Mıhçıoglu'nun, Türk dilinin şiir ve diğerleri çocuklara yöne"1. Yaz tatilinde neden daha az sadeleştirilmesi yolundaki çabalik yayın.. kitap okunuyor? 2. Yaz tatilinde ne tür kitaplar ları da çahşma içinde bir bölüm oluşturmuş. Haklıya hakkını veokuyorsunuz? 3. Yaz tatilinde daha çok kitap ren bir tutum içinde sunulan bu okunması açısından sizce yayın çabalar içerikleriyle de sunuluşevleri ve Cumhuriyet Kitap Ku larıyla da saygıya değer. Kişilerin yaşamlarının olduğu lübü neler yapabilir?" Soruları yanıtlayan bazı yazar gibi çalışmalarının da hesabını Cumhuriyet Kitap Kulübü, lar şunlar: Ilhan Selçuk, Oktay böylesine verebilmeleri herkes yaz aylarında yayın yaşamındaAkbal, Melih Cevdet Anday, Şa için dilediğimiz bir şey olmabdır. ki değişimleri, okurların kitaba hin Alpay, Hilmi Yavuz, Ahmet olan ilgisini konu edinen ve ilk • Prof. Dr. İbrahim Yasa Cemal, Memet Fuat, Tarık Duraşamada yazarlara yönelik bir ODTÜ Sosyoioji Bölümü sun K., Pınar Kür, Cevat Çapan. soruşturma düzenledi. öğretim üyesidir. Kısa... Kısa... Kısa, TARİHTE BUGUN MVMTAZ ARIK.4* AUMET MUHfP DIRANAS.. 21 Haziran İ38O'DE 8UGÜU,ÜMLÜ O2AH AHMETMUWPDl 1819'DA BUGÜN, FRANSIZ BESTECİSİ JACÇUES OFFENSACM,ALMANYA'DA POĞDU.TÜM YAŞAMI PORAMAS, 71 YAŞtNDA AMKAÜA 'PA ÖLOÜ. TÜRK ŞİPÜLER MÜZİK VE HAFİF OPER.ETLER YAZAAAKlA &EtHİMİM £M ÖNEMLİ OZAULARINDAhl &&YPİ. SİMG£Cl(SEUBOLİST)AMLAVfŞlN £TKİL£Rİ ĞÖ ÇBCEK, 8U AL4UDA BELLİ gİR ÜNE 8İL£ RJJLSE D£y $Wl£fli TAM OIARAK MIÇ gİR AW ULA$ACAZT?R. ANCAK, ÖLÜMÜME ' MA SOKULAMAZ. KBNDİKIE ÖZ£Ü BİR SSS, yAPI SİRKAÇ Y/L KAIA,Ö*JEMLİ B'R VE İM&B DÜUYASI YARATMlŞTtZ. AKİCAK, BU YAPIT ı/ERME İSTEĞİYLE,TE< DÜNYAVI "ŞAİRANELİK" TUZAGtMA PÜŞMEKSİZİN BÜYUfÇ OPERAÇINI BESTELİYEYALIMUK İÇİNDE DİLE GETİgMEyİ DE 8İLMİŞTİ. CEKTİR : "NOFFMANN'M KAASAL KENOİMi SÜeEKLİ YBNİLEYEN LARt' (CONTBS D'HOFFMANK).. O2AM.8AZJ Ç/'/RLERİYLE OlASAN BU TEk GPERASIYLA, OFFâAlgfiCU ÜSTÜ POPÜLERLİK KAZANMŞSlRADAV BİR. MÜZİK.Ç.İ OLMAK Tl. gUULAR/Al EN ÜMLÛSÜ "FAH TAN ÇJKlP MÜZIK TAZiRİYE ABLA"DlR.. HİfJOE HAk±l gie. YER "HOFFMANN'/N MASALLARI" 5 0 YIL ONCE Cumhuriyet İstanbul di'm hakiki bir bayram günii ynşadı İran Şehinşahı Alahazret Hümayun Rıza Pehlevi Hazrellerile Reisicumhurumuz Gazi Mustafa Kemal Hazretleri dündenberi İstanbulu şereflendirmiş bulunuyorlar. Bu mesut hadise bütün şehri ihtiram ve muhabbeıle yerinden oynatan muazzam tezahürlere vesile oldu. Şehir bir bayram, bir zafer ve bir şeref gününün yüksek neşesi içinde iki dost devlet reisinin kudumunu selamladı. 21 Haziran 1934 Bundan da serginin bu sene daha vasi olacağı tahmin edilmektedir. 19341984 Yerli mallar sergisi İstanbul Milli Sanayi Birliği tarafından her sene tertip edilmekte olan yerli mallar sergisinin altıncısı da önümüzdeki temmuz ayının 15 inci günü saat dörtte merasimle açılacaktır. Her sene bir evvelki seneye nispetle daha mütekamil bir şekilde tertip edilmekte olan yerli matlar sergisinin bu sene geçen senekilerden çok daha güzel ve mükemmel olacağı ümit edilmektedir. Bu sene daha şimdiden müracaat eden sanayi erbabının adedi geçen seneki umumi yekuna yaklaşmıştır. Şehrimize Karadeniz havalisinden külliyetli miktarda odun gelmektedir îstanbuldaki oduncular bu sene piyasaya fazla mal geldiği için fiatlerin düşeceğini nazan itibare alarak aralarında birleşmişler ve fıatleri bir hadde tutmağa karar vermişlerdir. Alakadar makamlar odunculann halk zaranna olan bu birleşmeleri üzerinde tahkikata başlamışlardır. Odun tröstü GATES VULCO mVCXT OIOtOBL LAStiKLEBİSüt EN DAYANIKLISID.R LÂSTİK ~ŞiRKETi İLAN SOSYAL SİGORTALAR KURUMU GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN 1 Kurumumuz Hastanelerine kurulmakta olan Hetnodializ servislerinin ihtiyacı 4 adet su arıtma cihazı Türk parasi ile iç piyasadan veya dövizi kunımumuzca temin edilmek suretiyle dış piyasadan temin edilecektir. 2 Isteklilerin teknik sartnameyi Mithatpaşa Caddesi No: 7 ANKARA adresindeki Kunımumuz Malzeme Daire Başkanlığı I. No.lu Satınalma Komisyonundan temin etmeleri mümkündür. 3 Teklifler en geç 10.7.1984 günü mesai sonuna kadar Malzeme Daire Baskanlığı evrakına verilebilir. 4 Postada vaki gecikraeler kabul edilmez. 5 Kurumumuz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğinde yapmakta serbesttir. Basm: 18467 ANKARA BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN Belediyemiz FEN İŞLERİ Müdürlüğü gereksinmesi olan 50 Ton Hasır Çelik 8.500.000 lira Muhammen Bedel 255.000 lira Geçici Terainaüa 2886 sayıh yasarun Î6.ncı maddesi uyannca Kapalı Zarf Eksiltme suretiyle satın alınacaktır. 1. Ihalesi 5.7.1984 PERŞEMBE günü saat 14.40'da Belediye Encümen Salonunda yapılacaktır. 2. Şartnamesi LEVAZIM Müdürlüğünde görülebilir. 3. Istekliler Ticaret Odası veya bağlı oldukları Dernekten alacakları belgelerini teklif mektubu ile birlikte vereceklerdir. 4. thaleye katılacaklar teklif mektuplarını en geç ihale saatinden bir saat öncesine kadar Encümen Kalemine vermeleri zorunludur. Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. Basın:l8801 "Tatil Kitaplan" üstüne bir soruşturma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle