16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER masını da sanırım unutmuştu. Sokaklan kanştınrdı. Tanımadığı kışılerle canı ciğerı gıbı konuşurdu, belkı arkadaşızdır ayıp olmasın gıbılerden. Çunku onu tanıyan çoktu. Tanımadığı, ya da nerden tanıdığını bılemediğı biri karşısına çıktı da, "Behzat Be>" dedi mı, "Nereterdesin bakavım sen maskara!" diyerek ozlemını belırtmeye kalkardı Karşısındakinin adını çıkaramazsa, elin adamı ıle, "Zuhuri" diye konuşurdu. Onlar da bunu çok olağan karşılarlardı. Benden on ıkı yaş buyuktu, ama nedense aramızdaki yaş farkının zamanla azalacağını duşunmuş olacak ki, ıkıde bir bana vaşımı sorar, farkın aynı kalmış olmasından öturu kuşkuya duşer, beni yalan soylemekle suçlardı. Yaptığı işlere bır bakalım: Tıyatro oyunculuğu, sınema oyunculuğu, rejısörluk, gazetecilik, radyo spıkerliğı, oğretmenlik. . Ozanlığı bunların dışında tutuşum, Behzat'ın ona hepsinden ustun, hepsinden saygın bır yer ayırmasındandır. Bır gun Sabahattın Eyuboğlu ile bunu konuşuyorduk da, "Hakkı da yok değil, belki en iyi yaptığı iş şiir" dedi. Gerçekten de Ercument Behzat Lâv, bızım yeni şiirimizin önculenndendı, futurızmi, kubizmi, surrealizmı ilk deneyenlerdendır. Şu var kı, surenı az oldu, dalbudak salamadı. Benim ıçın en ilginç olan, onun bu ilk denemelendır Sonra toplumcu şııre yoneldı; yalnızca Anadolu halkının değıl, somurulen butun halkların sorunlarını şııre getırmek ıçın uğraştı Bunlar ıçinde ozellikle Kara Afnka'ya ılgı duymuştur. "Mau Mau"da toplanan şiirler bunun ılk orneklerıdıı Bu tur şıır onda, zencilere karşı buyuk bır sevgı uyandırdı; oyle ki, kara kedılerı bile sevmeye başladı Gerçeklığe şıırle, sanatla varılırdı çunku Kukuliki kukuliki Tabuya nettim ki. nettim ki Cinleri başına sardı Aklını çeldi suç işletti Suçun da ne>di suçun da ne\di Bana dugun hednesi Beyaz Hanımdan çaldığın Bir pabuç bir entari Buna kızılır mı Kızdı işie be\az efendi Kargaları urkutmek için Tarlasına korkuluk >aptı seni Çarmıha gerdi. Ercument Behzat Lâ\'ın modern şiir akımlan ıle ılışkısı, 1921 1925 yılları arasında oğrencı olarak bulunduğu Berlın'de başlar Orada Stern Muzik Akademısı'nde ve Reınhart Tıyatro Akademısı'nde okudu. Donuşunde Darulbedayı've gırdı Geç r O/ellıklede Muh^ın Erruerııl ıle ters duiU>or ve ıkı de bır tıvatroyu bırakıvordu Bu donemlerındı. gazetelerde sekreterlık vapiı Sonra Raşıt Rıza Tıvairosu ıle Anadolu'yu dola1}!!. Onu da bıraktı. Hiç bırakmadığı >>ıırdı ^nkara'da verleştığınde >enı kurulan radyoda spıkerlık, sonra da Halkeu Tıvatro Bolumu'nde rejısörluk görevını ustlenmıştı Turkçeyı onun kadar doğru ve guzel konuşanı çok a/ gormu>umdur I^ıe ben kendİM ıle o zaman tanıştım. *\matorlere o>unlar ovnatıyordu, çok sert bır yonetmendı Kader bızı daha sonra Iitanbul'da da yan yana getirdi. İstanbul Belediye Konservatuvan Tivatro Bolumu'nde oğretmenlik vaptık Konservatuvar'da bu bolumun kurulmasına on avak olan Ercument Behzat Lâv'dır Yuzlerce oğrencı yetıştirdı. Bunların buyuk çoğunluğu bugun tıvatrolarımızda oynamaktadırlar Içlerınde buyuk une kavu>anlar oldu Cenazesınde çoğunu gordum. sevındım. Ercument Behzat Lâv'ı, Yahya Kemal Beyaılf nın bır beytı ıle uğurlamak ıstıyorum, "Erenler" redıflı gazelın son beytı ıle. Tekrâr mulâkî oluruz bezmi ezelde Kvvel giden ahbâba selâm olsun erenler. MELİH CEVDET ANDAY Kırk yılhk dostum ozan, aktör Ercument Behzat Lâv oldu. Kırk yılhk dediysem laf gelışatı, ikı yıl sonra tam ellinci yılmı dolduracak tanışıkhğımız. Ama ıkı dosttan biri olürse, dostluğun yaşı her yıl gene artar mı, bilmem? Hele ikısı de çekıp gittikten sonra artık bu hesabı tutmanın hiç anlamı kalmaz sanırım. Behzat yaşasaydı, iki yıl sonra tam ellinci yıhnı dolduracaktı dostluğumuz. Gerçı sanatçılara ölumu yenmiş kişiler diye bakıhr, ama birkaç bakımdan yanlıştır bu göruş. Çünku ölümü yenecek güç yoktur, bulunmamıştır, yaşamın bir parçasıdır o. Sonraya kalan yapıtlarla anılmanın ise yaşamaya benzer hiçbir yanı yoktur. Bu durumda, sanatçının ölumu yendiğı nasıl söylenebilir? Doğrusunu isterseniz, dleceğıne, tam olarak öleceğme kimse inanmaz, hiç kimse. Sanatçı ayrı tutulursa. Yalnız sanatçı inanır öleceğine. Onun ölumunun uyandırageldiği hüzun belki de bundandır. Ama gene de bir giz vardır sanki sanatçının olumunde. Yaratmış olan beynin yok olacağına inanılmaz da ondan. Yahya Kemal, "Rindlerin Ölumu" şiirinın ikincı dörtlüğunde; Sanatçının Ölümtt Ölum âsude bahar ulkesidir bir rinde Gonlu her verde buhurdan gibi .MİIarca lurer, Ve serin serviler altında kalan kabrinde Her seher bir gul açar, her gece bir bülbul oter dıyerek, ölumden sonra yaşanıldığını soyluyor. Baudelaıre'in "La Mort Des Artistes" adlı şiıri şöyle biter: C'est que la Mort, plananl comme un soleil nouveau, Fera s'epanouir les fleurs de leur cerveau! Mallarme de Edgar Allen Poe'nun ölümu içın yazdığ şiirde, artık değışir durumlann bittiğini, ozanın öz varlığına kavuştuğunu anlatır. Bir Japon HaıKai'sinde ise şoyle deniyor: Ozan AnJu öldıi Şimdi o Bir yaz denizi gibidir Belkı bütün bunlar, ozanı, sanatçıyı kayırmanın çabalandır. Doğru çıkmasını dılerim.. diyeceğim, ama kendimı kandıramıyorum bir turlu; ozan da, sanatçı da herkes gibi ölur, kısacası yok olur. Ne yapacaksınız! Benı Ercument Behzat Lâv'la 1936 yıhnda Orhan Veli Kanık tanıştırdı Ankara'da. Ama biz onu filmlerınden, sahneden, şıırlerınden tanı>orduk, hayranıydık. Nasıl desem, onun unuydu gözlerımızı kamaştıran. Tuhafı şu kı, bu unlu kışı, ununden habersız gibiydı. Bizım ilk şiirlenmizin basıldığı yıldır 1936 yılı, demek adımızın duyulmaya başladığı yıl. Ozellikle Orhan Veli'nin. Çunku "Süleyman Efendinin Nasın"nı duymayan kalmamıştı. Biz gazeteleri, dergileri kapıp doğru Ercument Behzat Lâv'a koşardık, heyecan ıçınde. O ise gulerek dınlerdi bızı, bu gulmede alay yoktu, olsa olsa sevecenlik vardı. Ünu kanıksamış mıydı, yoksa az bulunur bir bilgelikle bu gıbı şeylen kuçumsuyor muydu? Sanırım ikindsidir doğru olan. Ercument Behzat Lâv, kendı kendine yeten bir adamdı; oyle ki, ozellikle son yıllannda busbutun içine kapandı, evinden çıkmaz oldu, hiçbir şeye gereksemesı kalmadı, kâğıttan kalemden başka. Şıirlerını yazıyor, duzeltıvor, sonra gene duzeltiyor, sonra baştan başhyordu. Çok içtiği kahve ile belki doyuyordu da. Yeni giysı yaptırmazdı, kırk yılhk gıysilerı mum gibi dururdu ustunde. Sokağa az çıktığı ıçin para kullan PENCERE 25 MA YIS 1984 Değirmenin Suyu? Hamlıkla zıbıdılık gorgusuzlukle sımarıklık kultursuzlukle avanaklık salatasından olusan bır yasama bıcımının carpıcı orneklerı her gun boyalı başında sergılenıyor Parasal dunya gorusunun sığ havuzunda debelenen yasantıların savurganlık yarıslarını ızlıyoruz Adam basına ulusal gelırı 800 dolara doğru ınen toplumda haramzadelerın har vurup harman savurmaları ovunulecek olaylarmıs gıbı dedıkodu gazetelerıne ve dergılerıne fotoğraf karelerıyle yansıtılıyor Kımının gelınlığı kımının yatı kımının sunnet duğunu kımının helıkopterı, kımının vıllası kımının yalısı, kımının hobısı, kımının bobısı, kımının partılerı. kımının bılmem nelerı uzerıne cesıtlemeler bır yandan ınsana oğurtu duyguları verırken bır yandan da soruyu gundeme getırıyor Bu değırmenın suyu nereden gelıyor? * Ortadoğu'da sanayı asamasından cok gerıde yaşayan, Ortacağ kosullarını kıramamıs uygarlıkla koprulerını kuramamıs col ulkelerı var Bınncı Dunya Savası ndan sonra kum ustune emperyalızmın bastonuyla sınıriarı cızılmıs bu sozde devletlerın bır avuc ayrıcalıklı azınlığı da gazetelere yansıyan gorgusuzluklerının luksunde yasarlar Cağdısı duzenın turettığı hayat bıcımlerı bu toplumlara onur vermez petrol seyhlermın saltanatlan alay konusudur gulduru kaynağıdır Ne var kı o değırmenın suyunun nereden geldığını herkes bılır Kumlann altındakı petrol zengınlıklerınden sağlanan dolarlann Batı bankalarında ıstıflendığını veseyhlenn bu kaynaktan zıftlendığını bızım gecekonduda oturan ınsanımız oğrendı Batı'da buyuk sanayı kuruluşlarının başında bulunan kısılerm yasayısları az cok denetım altmdadır Babadan oğula gecen uretım kurumlarında bır yandan bılımsel calısmalara da buyuk odenekler ayrılır Yeryuzunun endustrı uretımını uluslararası bankacılığ', dunya alımsatım trafığını denetleyen buyuk tekellerın babaları nasıl yasıyorlar"? Oralarda halkın da kendine gore eğlencesı ve guvencesı sağ(Arkası 11. Sayfada) ARADA BİR ARI INAN OKURLARDAN Mülkiyeti SSK'ya ait tstanbulKadıköy Halitağa Cad.S/7 Işkur çarşısmdaki dükkânlara ait kiraların 2912 sayılı yasanın geçici maddesi 1. Düşünceleriyle Atatürk "Düşünceleriyle Atatürk™ adlı derlememı hazırlarken şu noktalara çok dikkat etmıştım. 1 Doğru kaynak vermek, 2 Olabildığince ilk elden kaynak kullanmak ve bu kaynakların güvenilirliğıni araştırmak. Türk Tarih Kurumu'nda Atatürk ve Türk Devrimini Araştırma Merkezı sekreterlığı görevını sürdurdüğüm yıllarda, bıze yapılan başvurularda hep M Kemal Ataturk'ün sözlerinden paragraflar veya cumleler venlerek; bunların aslına uygun olup olmadığı, nerede, ne zaman söylendıği sorulmuştur. Bazen de kaynak ve tarih verilerek doğruluk derecesı sorulmuştur Biz bunlara yanıt haz/ıiarken: Nutuk, Ataturk'ün Söylev ve Demeçleri m (5) cilt ve güvenilir yakınlannın anılanndan faydalanırdtk Bu kaynaklar büyük ölçüde güvenilir olmakta birlıkte, eksıksiz de değillerdır. Orneğın: Ataturk'ün Söylev ve Demeçlerfnin 2. cildınin 5052. sayfalarında yer alan Eskişehır Konuşması aslında 27 kitap sayfasıdır.(3) Yine aynı kitabın, aynı cildinın 5462. (8 sayfa) sayfalarında yer alan Istanbul gazetecılerı ıle Izmıt'tekı konuşma aslında 46 kitap sayfasıdır. urnekleri böylece çoğaltmak mümkundür. Hiç kuşkusuz Ataturk'ün Söylev ve Demeçlen'nı bıraraya getirip, 5 cıltte toplamak büyük bir hizmettir. Ancak büyük bir olasılıkla bu kitap derienirken asıllan bulunamayan belgeler, Currv hurbaşkanlığı belgelığınde (arşivinde) mevcuttur Gönul ister ki, tasnıf edilmekte olan Cumhurbaşkanlığı belgeliğındeki bu belgeler yayımlansın ve araştırmacılar da ılk elden kaynaklara kavuşabılsın. Böylelıkle belkı de yapılan yanlışlar duzeltılebilir. Bir örnek verelim: Biz bütün araştırmalarımıza rağmen, Ataturk'ün otduğu söylenen şu sözlenn kaynağını bulamadık: 1 "Istikbal göklerdedir" 2 "Beni Türk hekımlerine emanet ediniz." Bu sozler bırçok yerde kullanılmakta, hatta heykellerınin veya bazı gınşlerdekı duvarların üstünde bu sozlere rastlanmaktadır. Ama bızce (güvenilir kaynağını bulamadığımız ıçın) doğruluğu belli değıldır. Kaynakların gerçekçilığini araştırmakta çok titiz davranmadığımızın bir kanıtı da: T.lş Bankası yayınlarından olan Gürbüz D. Tüfekçi(4>'nın "Ataturk'ün Okuduğu Kitaplar" adlı deriemesıdir. Bu kitabın 422423 ve 426. sayfalarında Ataturk'ün el yazısı olduğu söylenilen notlar, gerçekte Prof Afet İnan'a aıttır Prof Dr. Afet Inan'ın elyazısıdır Aslında bu ılk yanılma da değıldır Başka yerlerde de bu ıki yazı arasındakı ayrım tıtızlıkle ve bılgı ıle yapılmamaktadır Prof. İnan hayatta olduğuna göre, en azırv dan kendisınden doğrulan öğrenilebılır. Nitekım Atatürk Merkezı'nde toplanan belgelerı Prof. Inan'ın denetımınden geçırıp, üstlerine notlar koyulmasını sağlamıştık. Gene Sayın Tüfekçi'nın krtabının 460. sayfasında venlen şıfrentn tarih yerınde şöyle bir tarih görmekteyiz: 'Atina: 6.11.334". Burada "Atına" denılen yer aslında "Adana"dır. Eski harflerle yazıdan yanlış okunduğunu varsaysak bıle, şıfrenın Mustafa Kemal ımzasını taşıması bu yanlışlığı düzeltmeye yeteriidir. Kaldı ki, eski Türkçe belge okumak da bir uzmanlık ışidır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkundür. Oldukça önemlı olan bu yanlışlar, kitabın İngilizce ve Fransızcaya çevrilme (tercüme edılme) olasılığı da düşünulurse, yabancı araştırmacıları ne kadar yanıltacağı ortadadır. Tanh araştırmacılarının belgelerle doğruya varmaları gerektiğıne göre; belgelerdeki yanıltmacalar ve yanlışlar hiç de hoş olmayan sonuçlar doğurabilır. Bütün bu saydığım nedenlerdendir ki, derlememi hazırlarken, yazımın başında da sözünü ettiğim noktalara çok dikkat etmeğe çalışmıştım. Muhakkak kı, en mükemmeli olamadı ama hiç değilse kaynak ve tarih bakımından çok tıtizlendığım bir çalışmanın ürünü oldu. Türk Tarih Kurumu yayımladığı kıtaplarda (eski yöneticılennin de bu konudaki tıtızlık payları buyüktür) hep en doğruyu vermeye çaba göstermiş ıdi. Umuyorum ki, bu gelenek yenı Türk Tarih Kurumu'nda da sürdürülsün. Sonuç olarak: Doğru kaynak, doğru belge, doğru tarih demektir. Onun içın gerek araştırmacılar, gerekse yayımlayıcılar çalışmalannda daha titiz olmak zorundadırlar. 1 Türk Tanh Kurumu yayınlarından olan bu derleme 1983 yılında basılmıştır Kitabın başında ufak bir tarıhçe Ataturk'ün Samsun'a çıkışından, Cumhurbaşkanı seçılmesıne kadar geçen zamanın kronotojık tanhçesı Belgeterte sonra da konu tasnıflı olarak Ataturk'ün duşüncelen yer alır Kitap ıkı kısımdır Bınncı bolum söylendıği günkü dille, ıkıncı kısım ise sadeleştırılmışlerıdır. 2 Atatürk'un Söylev ve Demeclen. Türk Inkılâp Enstıtüsu yayınlarıdır. 3 Ataturk'ün Izmıt Eskişehır Konuşmalan, Türk Tanh Kurumu Yayını. 4 Gürbüz D Tufekçı yenı kurulan Atatürk Kültür Dıl ve Tanh Kurumu üyesıdır. Samatya'da çalışır durumda Gene vakıf kiraları fıkrasına gore yapılan tespitleri, tamamen keyfi ve akıl almaz oranlarda yapılmif, kiraları duşuk dukkânlar kiraları himaye edilmiştir. (ki bu dukkânlarm kiracıları kendi aralarmda anlaşarak dukkânlarını kiralamışlardır.) Yüksek rayiç bedelleri ve yasalann emirleri içinde dukkân kiralayanlar bu sefer, en ağır şekilde ceıalandırümış ve bu esnaflann işyerlerini terketmeleri için uygulama yapılmıştır. Omeğin, aynı çarşıdaki yan yana ve aynı büyuklukteki 16, 17, 18 nolu dükkân kiraları 55.000, 45.000, 20.000 TL. olarak tespit edilmiş, bunun benzeri daha da anormal saptama ve keyfi uygulamalar mevcuttur. A YNI ÇARŞ1DA 21 NOLU DÜKKÂS EDtP YARG1C Tksarruf sahipleri Akbank'ı seçer. Akbank güvencesinde yüksek kazanç VadeU Mevduat Alcbank'ta açılan Vadelı Mevduat Hesabı; tasarruf sahıbıne yüksek kazanç sağlayan hesap. Çunku Vadeli Mevduat Hesabının faızlen yüksek. Çunku Akbank'ta açtıracacğınız hesap Akbank guvencesı altında. Vadeli Mevduat Hesabı tasarruf sahıbıne değişık vade imkânları sunuyor: 1 aylık, 3 aylık, 6 aylık ve 1 yıllık. Ayrıca Akbank Vadeli Mevduat Hesabı tasarruf sahıbıne dıledığınde kredı alma olanağı da sağlıyor. Akbank güvencesinde Vadeli Mevduat Hesabı .yuksek faız kazanmak ısteyenler ıçın en kârlı yatırım. FAIZ ORANL/IRITRBLOSU 1 ay ıhbarh vadesız mevduat (mevduat seruukalan hanç) 3 ay ıhbarlı vadesız mevduat (mevduat sertıfıkalan dahü) 6 ay vadeli mevduat (mevduat sertıfıkalan dahıl) 1 yü vadeli mevduat (mevduat serünkalan dahıl) 6 ay vadelı.uçer aylık faız odemelı tasarruf mevduatı (mevduat sertıfıkalan hanç) 1 yıl vadelı.uçer aylık faız oderneh tasarruf mevduat (mevduat sernfikalan hanç) %35 ^^^^^^^^^^vTV^^^^^^^^^I DİŞ MUAYENEHANESİ mülkuyle birlıkte satılıktır. Müracaat: 9.30 12.00 arası 164 57 25 15.00 18.00 arası 585 94 39 %48 %45 %43 %38 PİNPON MASALARI Portatıf, peşin veya taksıtle, Halaskârgazı Cad. Harbıye Iş Hanı, 34/5. Tel: 141 01 56 140 63 35 OZDEMIR NUTKU Bugiin kitaplannı imzalıyor. Saat: 15.00.18.00 Yer: İstanbul Reklam Pazarı Cağaloğlu Akbanka danısmadan pararuza yön vermeyin. AKBANK Güvenırüzın eseri (REPRO)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle