Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Doğu tütün piynsası 560 lira baş fiyutla açüdı Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Arıkan, Bitlis Sigara Fabrikası'nda filtreli üretim yapılmasım istedi. KENAN MORTAN BÎTLİS/ML'Ş Doğu tütün piyasası, Maliye ve Gumrük Bakanı Vural Ankan tarafından 560 lira baş fiyatla açıldı. Ankan, Bitlis'te yaptığı açış konuşmasmda, "İşini sekteye vuranlann kulağından tulup atarız." dedi. Arıkan, alıtnlann süratli yapılacağını ve ortalama flyatın 550 lirayı bulacağını ifade etti. Kalabalık bir uretici topluluğu tarafından Bitlis altm merkezinden karşılanan Arıkan, açış konuşmasında TEKEL'in büyük yatınm gecikmeleri içine girdiğine dikkat çekti. Arıkan, bu nedenle özel sektöre ilk sigara uretim iznini verdiğini belirtti. önümüzdeki ay temeli atılacak ve yıl sonunda üretime geçecek olan Best Sigara Fabrikası hakkında bilgi verirken şöyle konuştu: "Fabrikanın yıllık kapasitesi 5 bin tondur. Tümüyle bir halk ortaklıgıdır. tlk etapta 250 işçi çalıştıracak ve bu bin isçiye ulaştınlacaktır. ' Doğu'nun istihdam politikası içinde TEKEL'in özel bir yeri olduğunu vurgulayan bakan, işletme gerekçeleriyle istihdamı sekteye uğratanlann affedilmeyeceğini belirtti. Arıkan, Doğu tütün piyasasında 5 bin tonluk üretim olduğunu ve ortalama fiyatın 550 liranın altına inmeyeceğini ısrarla yineledi. Törende Adil Karabıyık ismindeki bir ureticiye tesellüm karşılığ ilk ödemesi yapıldı. Kendisine yapılan ikramlardan duygulanan Ankan, bunun üzerine üreticilere "yayla adamları" diye seslenerek, duygulannı dile getirdi. Daha sonra Bitlis Sigara Fabrikası'nda inceleme yapan Arıkan, filtreli sigara uretimi için emir verdi. Ankan, Bitlis sigaralannın en az 24 ilde satılması icın de çalışma yapılacağını belirtti. "Daha sonra Muş alım merkezinde piyasayı açmak üzere yola çıkan Arıkan, Güroymak kasabasında büyük bir işsiz yurttaş topluluğu tarafından karşılandı. Yurttaşlar, bakandan istihdam yaratma konusunda çalışma yapması dileğinde bulundular. Muş alım merkezine gelen Maliye ve Gümrük Bakanı, burada ilin sorunları hakkında Vali Gökhan Aydıner'den bilgi aldı. Sahıhı: C'umhuriıel Maıbaaulık \c Cij/eıcolık Turk Anomm Şırkctı ddınj Nadir Nadi. • Genel Vayın Muduru. Hasan C'emal, Muesscse Mudunı Kminr l'şakhgil. > a/ı IŞILTI Muduru' Oka> <ı<>nen\in. • Va/ı IŞILTİ Mudur ^ jrüıtiKisı Ahmeı korulsan, Haber Merke/ı Muduru' ^alvın Ba»er, Sa\tj lîu/enı ^oneımcnı: Ali Acar. TAKVIM 17 Nisan 1984 Imsak: 4.43 Guneş: 6.16 rems//a/er.ANKARA: Yalçın Dogan, IZMİR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Mehmet Mercan, # Servis Şeflerı: lstanbul Haberlen: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonorai: Osman Llagay, Kültur: Aydın Emec, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdiilkadir Yucelman. Düzeltme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpay, I$Sendika: Şukran Kelenci tkindı: 16.52 Akşam: 19.52 Yatsı: 21.18 Burolar. • Ankara: KonurSokak Ncr 24/4 Venişehir. Tel: 184851253257 Idare. 183335, • İzmir: Halit Zıya Bulvarı No: 65'3, Tel: 2Î470913123O • Adana: Alaturk Caddesı, T.H.K. Ijhanı Ka! 2/13, Tel: 1455019731 0 Basan ve V'uvan .Cumburiyet Malbaacılık ve Gazetecılık T.A Ş. Turk Ocağı Cad 39/41, Cağaloğlu. lsl. PK: 246Ist. Tel: 5209703 Telex: 22246 ÖJle: 13.09 Portekiz'de bıınalım: Boğaz tokluğuna çahşma, ya da işsizlik Sosyalist hükümetin IMF güdümlü kemer sıkma politikası, ekonomik bunalımı önleyemedi. 600 özelya da devlet işletmesinde, 100 binin üzerinde işçi yaklaşık 2 yıldır ücretsiz çalışıyor. Geçinmek ya da aç kalmamak için fabrikalardan evlere yiyecek taşınıyor, evierdeki eşyalar satılıyor. Dış Haberler Servisi "Ma Portekizli işçi ücretsiz çalışıyor. ria de Lourdes Lizbon'da bir lo Ya para almadan çaiışmayı ya kantada >aklaşık iki yıldır bula da işsiz kalmayı tercih etmek zoşıkeı olarak çalışıyor beş kuruş rundalar. Ve tercihleri çoğunlukpara almadım! Patronu işleri la ikincisi yönunde oluyor. düzelene kadar ücretini ödeyeBaşkent Lizbon'da "Portugumeyecegini soylüyor. Maria'nın esa de Pesca" balıkçılık şirketinalacagı o kadar çok ki, işten ay de 300'ün üzerinde işçiye 18 ayrılamıjor." dır paralan odenmemiş. "NewsMaria de Loures Portekizli. week" dergisi ülkede 600 özel ve Şimdilik fabrikalardaki yemekler idare ediyor. Ya sonra? Yalnızca Maria değil binlerce devlet işletmesinde 100 binden fazla işçinin yaklaşık iki yıldır ücretsiz çalıştığını bildiriyor. Ellerine zaman zaman az miktarlarda para geçen bu işçilerden çok azı "istifa etme cesaretini" göstermiş. "İstifa etme cesareli", çünkü istifa etmenin sonucu işsizlik genellikle. "işsiz kalma tehlikesi" bir ANKARA (Cumhuriyet Bü > olluklannın yasayla düzenlene Güngörmez, "rahat geçinebilrosu) Milletvekillerinin aylık cegi" hükmünü içeriyor. Bu ko meleri için" parlamenter maaş yandan da grevleri önlüyor. Bu larının arttırılması konusunda nuda bir yasa Önerisi hazırlana larının net 300 bin liraya çıkarıl yıllar içinde sayılı grev yapılmış. "Ücretsiz işçiler", Portekiz TBMM'de teknik duzeyde çalış rak TBMM Başkanhğı'na veri masını istedi. malar sürdüruluyor. Ancak bu HP'li Kocaeli Milletvekili Or ekonomisinin bunahmının bir Iecek. Bu yasanın kasım sonuna sonucu. Enflasyonun yıllık orakonuda Anayasa değişikliğinin dek çıkanlması da Anayasa hük han Otağ ise, "asgari ücret 24 nı yüzde 32. İşsizlik oranı yüzkesinlikle duşünülmediği bildıri mü. Aynı maddede şöyle denili bin lirayken, kendi maaşlarını liyor. arttırmanın çok ayıp olacagını" de 9'a ulaşmış durumda. Ekonoyor: savundu, "asgari ucretin arttı minin hemen her sektöründe şirMilletvekillerinin son zaman "Ödenegin aylık tutarı en larda maddi sıkıntı çekmeleri yüksek devlet memurunun al rılması halinde. kendi maaşları ketler zarar ediyor, para sıkıntısı çekiliyor. na da /am >apclabilecegini" biluzerine, üyelerı mali yönden ra makta oldugu miktan, >olluk da Ülkenin 9 aylık sosyalist iktihatlatmak amacıyla çalışmalara ödenek miktarının yansını aşa dırdi. darının Başbakanı Mario Soares başlanıldı. TBMM Başkanlık maz." Öte yandan, yarın Bütçe KoIMF'ye başvurarak, ülkesinin Divanı Anayasa'nın "üyelerin Yetkililerden alınan bilgiye misyonunda görüşülecek olan ödenek ve yolluklan" ile ilgili göre, 1 sayılı Milletvekili Ödenek memurlarla ilgili yetki yasa tasaborcunu ödemesinde yardımcı kesin hükmu karşısında çeşitli ve Yolluk Yasası'nda baz olarak olmalarını istemişti bir süre önrısı uyannca, memur aylıklarının seçenekler üzerinde çalıştı. Bu 657 sayılı yasa yer alıyor. Bu ne kararnamelerle yeniden düzence. Ancak IMF'nin dayattığı kearada milletvekillerinin ev kira denle milletvekilinin ödeneği en mer sıkma politikaları, ekonolenmesi de bir başka seçenek olalannın Hazine'ce karşılanması yuksek devlet memuru aylığına minin duzelmesini sağlayamadı. rak görülüyor. Ancak bir yetkikonusu ortaya atıldı. Bu konu göre belirleniyor. Yasa değişik li, göstergenin 600'den 900'e çıÜlkenin en büyük işçi sendida çözüm önerileri üzerinde du liği yapılırken baz olarak 926 sakası CGTP yetkilerinden Rui kanlmması durumunda, aylıkruluyor. Başkanlık Divanı'ndan yılı Silahlı Kuvvetler Personel Cacho "Avrupa'da bizim durularda brüt 12 bin lira, 1200'e çıbir yetkili milletvekillerinin ev Yasası ahnabilir mi? Seçenek mumuzda olan hiçbir iilke yok" kanlması durumunda ise, brüt kiralarının 1 temmuzdan itiba18 bin lira bir artış sağlanacağı diyor \e ekliyor, "tşverenler olarak bu da düşünüluyor. ren ödenebileceğini belirtti. fabrikalannın kapanması için nı söyledi. Bu miktarların da buHP'Lİ GÜNGÖRMEZ: ücret ödemiyor, işçiler de işsizgünkü ortamda hiçbir şey ifade 300 BİN LİRA OLMAL1 Anayasa'nın 86. maddesi, ler ordusuna katılnamak için etmeyeceği savunuluyor. "TBMM üvelerinin ödenek ve HP Kocaeli Milletvekili Salih ücretsiz çalışmava katlanıyor." PARA YERİNE EKMEK Ücret alamayanlar nasıl mı geçiniyor? Çoğu ya eşyalannı satıyor ya da akrabalarından borç alıyor. Birçoğu işyerlerinden götürdukleri ekmek ve yiyeceklerle ailelerini beslemeye çalışıyor. Bazı işçilere arada bir ücret ödeniyor. Kimileri de ücretlerinin küçük bir kısmını alabiliyor. Portekizli işçiler iki yıldır katlanmak zorunda kaldıklan sıkıntıyı artık çekmek istemiyorlar. Gösterilerin son zamanlarda artması bunun bir göstergesi. Ayrıca hükumet eskisi gibi sevilmiyor. Soares'ın en önemli sınavını bu günlerde vereceği belirtiliyor. Sosyalist Başbakanın SosyalistSosyal Demokrat koalisyon hükümeti, komünistlerin tehdidiyle karşı karşıya. Uzun bir suredir koalisyon hükumetine ses çıkartmayan güçlü Portekiz komünistleri bir süre önce harekete geç/^ / / 7 i | ]n r Cumhurbaşkanhğı Konseyi üyeleri Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Ne meye karar verdiler. Önümüzdey UIUUIUI j a t fümer ve Sedat Celasun dün düzenlenen bir törenieyeni kurulan Türk ki günlerde Portekiz Devriminin iye Emekli Subaylar Derneği'ne üy'e oldular. Nurettin Ersin'in TBMM'deki odasında yapılan törende 10. yıldönümünde bir dizi grev, bir konufma yapan Dernek Bafkanı Fafırı Çeliker, Konsey üyelerini, 12 Eylül sonrasında emekli su iş bırakma ve gosteri çağrısı yapbaylan "onurlarına yakışır bir topiuluk meydana getirmeye"yönelik çalısmalanndan ötürü övdü ve tılar. Komünistlerin bu eylemle"Derneğimizm asli üyeliğinı kabul etmenizi tensiplerinize arzederim"dedi. Çeliker daha sonra, kıdem rinin ne derece başarılı olacağı sırasına göre Konsey üyelerine silt, kimlik kartı ve rozetlerini verdi. Törende bir konuşma yapan Cum henüz bilinmiyor. Ancak bu eyhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Nurettin Ersin, Emekli Subaylar Derneği'ne üye olmantn kendileri için lemlerin zaten yıpranmış olan gurur verici olduğunu belirterek, "Emekliliğimiz bugün bir kez daha tescil edildi" dedi. Daha sonra koalisyon hükümetini iyice zor demeğe üye başvuru formlannı dolduran Konsey üyeleri, dernek yöneticileri ile amfotoğrafı da çek durumda bırakacağı kabul gören bir görüş. tirdiler. ALMANYA'DA TUKENEN YILLAR MEHMET YAPICI Alman toplumu 1977'de özellikle Türklere karşı gözle görülür bir tuîum içine girdi. Bazı yerlerde Türklerin dövüldükleri haberleri sık sık duyulmaya başladı. İşin tadı tuzu kalmamıştı. Kesin dönüş yapacak Türk işçilerine 20'şer bin mark önerildi. 200 arkadaşımız ayrıldı. Daha sonra biz de bunları izledik. 1974'teki petrol bunalımı nedeniyle fabrikalara kompütürlü makineler yerleştirildi. Görevimizden alınarak, düşük ücretli Ç a y k a r a a i l e s i . " M u t l u y u z , a n c a k o r a d a k a l a n i k i o ğ h t m u z ile g e t i J ; ^ , . . jı Milletvekili a\ lıklarma zam için çabşmalar sürüyor nimizi öziüyomzdiyor. zorlanmaya başladık. 1977'de başlayun Türk düşmanhğı ve kesin dönüş Almanların 1977 yılına kadar Türk işçilerine karşı çok iyi davrandıklarını anlatıyor Necip Çaykara: "1977'de Alman toplumu, yabancılara ve özellikle biz Türklere karşı gozle görülür bir garip tutum içerisine girdi. Sokakta zaman zaman saiaşma ile başlayan kavgalar olduğunu duyuyorduk. Bu olaylar, her geçen yıl daha da yaygınlasarak buyuyordu. Sokaklardan fabrikalara kadar girdi bu duşmanlık. Yıllarca kardeş gibi beraberce çalıştığımız Alman işçiler, bize düşman kesildiler. İkide bir pis Turkler, domuz Turkler bize sataşıyoriardı. Bazı yerierde Türklerin dövüldükleri, evleri ile işyerlerinin tahrip edildigi yolundaki haberler sık sık duyulmaya başlandı. Bu olayları, özellikle Bavyera eyaletinde bulunan sağcı Nazilerin planladıklan sövleniyordu. Bizim mahallede, HalU isminde Elbistanlı bir arkadaş, işten çıktıktan sonra telefon kulübesine girmiş, Elbistan'daki ailesine telefon ediyor. Telefon ahizesi elindeki iken iki Alman geliyor Türk müsun diye soruyorlar. O da Evet deyince başlıyorlar dövmeye. Biz de oraya yakın bir arkadaşın eviııde oturmuş sohbet ediyoruz. Haber geldi, kalktık olay yerine gittik. Baktık Halil, yüzü koyun yere serilmiş. Çevirip bir baktık ki adamcağızda hal bırakmaraış, agzını burnunu dağıtmışlar. Polise telefon ettik. Gelen polis, yaralıya kim tarafından dövüldüğünü sonıyor, iki Alman tarafından dövüldüğünü söyleyince polis, Alman olduklarını nereden biliyorsun diyerek sertleşti. Aradan aylar geçti, o saldırganlan polis bir türlü bulamadı. Aslında aramadı demek daha dogru olur. kinelerini sökerek fazla işçi>e gerek duyulmayan kompütürlü makineler yerleştiriyor. Mannesmann'da benim çalıştıgım yüksek fınn, 1980de iptal edildi. Buraya kümpüturlü bir ünite yerleştirildi. Yüksek fınnda çalışan bizler, saat ücreti düşük bölümlerde görevlendirildik. Yeni görevlendirildigimiz yerlerde işi bilemediğimız için bu kez Alman ustabaşılardan azar işitiyorduk. Durumu sendikaya ve işverene bildirdiysek de bir sonuç alamadık. Bize çalışırsanız işiniz bu, çalışmak istemiyorsanız güle güle dediler. Çalışnıak istemiyorsanız güle güle Alman toplumunda Türklere karşı 197677'ye kadar var olan sevginin neden bir anda duşmanlığa dönüştüğünü soruyoruz. Şöyle yanıtlıyor Çaykara: "1970'lere kadar Alman>anın insan gucune büyük ihüyacı vardı. Yakın zamanda buyük bir savaş geçirdigi için bu ihtiyac dogmuştu. Bu yıliarda ise nüfus artıyor. Artan nüfus iş istiyor. Ancak, 1974'lerde ortaya çıkan petrol bunalımından etkilenen sanayi alamnda yeni yatınm yapılamadığı gibi Almanya 1978'lerde Avrupa pazarlannı da büyük olçüde Japonya'ya kaptınyor. Şimdi ise Japonya'ya kaptırdıgı pazarlannı yeniden elde edebilraek için sanayi üretim lesislerini yenilemeye çalışıyor. Birçok fabrika mevcut ma Hükümetlerinıiz bizimle geregi gibi ilgilenmiyor Daha önemlisi, gelmiş geçmiş Türk hükümetlerinin ilgisizligi söz konusu. Adaralar. nasıl olsa bunlar sahipsiz, horlarız da doveriz de kovanz da diyorlar. Eger hükümetlerimiz. Alman hüküraetleri düzeyinde gerekli agırlıklarını koymuş olsalardı, böyle horlanmaz, böyle kovulmazdık." Necip Çaykara, kendisinı Mannesmann'dan aynlan 902 Turk işçısinin durumuna örnek olarak Almanya'dan Kahramanmaraş'a kadar izleyip öyküsünü ünlü Stern dergisinde geniş bir biçimde yayımlayan gazeteci Gerhard Kromschroder ile buluşmasını ise şöyle anlatıyor: "Geçen yıl Mannesmann, Almanya'yi terk etmeleri koşulayla Türk işçilerine 20'şer bin mark teklif etti. İşverenin tutumundan ve Alman.va'dan bezmiş olan 200 kadar arkadaşımız 20'şer bin mark aiarak aynldı. Bir süre sonra Mannesmann işvereni, bu kez, ayniacak her Türk işçisine, Alman hükumetinin vermeyi kararlaştırdığı 10.500 mark kesin dönüş piriminin yanısıra 43 bin mark da kendisinin verecegini bildirdi. C a n ı m ı z a t a k etti a r t ı k Aslında bu alacagımız para, bizden emeklilik için yıllardır yapılan keseneklerin yanında devede kulak misali. Ama canımıza tak etti artık, Dönmeye döneceğiz, hiç olmazsa bu parayı alıp öyle gidelim dedik. Bir kısım arkadaşlar, bir kaç gün önce Duisburg'dan aynlarak memlekete döndüler. Fabrikanın tanıdıgı süre dolmak üzere. Bir gün sonra bizim de aynlmamız gerek. Göç hazırhgı yapıyoruz. Kimi eşyasını yüklüyor, kimi yükünö hazırlıyor. O gün Almanya'nın en büyük tirajlı gazetelerinden Bild, Huttenheim ölü şehir diye manşet atmış. Bunun üzerine gazeteciler ve televizyoncular, bu ayrılış hazırlıklan arasında göriintü alıyor, ayniacak işçilerie konuşuyoriar. Muhabir soruyor diyor klNasıl Mannesmann iyi para verdi mi?Ben, Mannesmann, kesilen paranın faizini ödese 70 bin mark vermesi lazım dedim. Bu röportaj aynı akşam televizyonda geniş bir biçimde yayınlandı. Sabah oldu, yine göç hazırlıgı yapıyoruz. Dediler kiseni iki gazeteci yana yakıla arıyor. Gelsin dedim. Biz, Stem dergisinden geliyoruz. Akşamki televizyon konuşmanızı dinledik. Eğer bir sakıncası yoksa sizi memleketinize kadar izleyip bir yazı hazırlamak istiyoruz dediler. Ben de bir sakıncası olmadıgını bildirdim. Sizin de bildiğiniz gibi, Ger hard Kromschroder ile foto rauhabiri Mihaly Moldavy, Almanya'dan buraya kadar benimle geldiler. " Necip Çaykara, "Kesin dönüş yaptıgıma sevinmiyorum. BUseydim direnir, orada kalırdım" diyor. Evren'in kızı Şenay Gürvit Çiri'e gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in büyuk kızı Şenay Gürvit, Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı'nın eşi ve Kadınlar Federasyonu'nun davetlisi olarak bugün Pekin'e gidiyor. Şenay Gürvit, Pekin'den başka Çin Halk Cumhuriyeti'nin bazı kentlerini de içine alacak gezisi sırasında hastane, çocuk yuvası ve huzurevi gibi sosyal amaçlı kuruluşlan ziyaret ederek incelemeler yapacak. Şenay Gürvit bu arada kadın haklan konulu bir seminere de katılacak. Şenay Gürvit'in Çin Halk Cumhuriyeti gezisine Türkiye Yardımsevenler Derneği Başkanı Tiirkan Ayral, Türk Anneler Derneği Ikinci Başkanı Saynur Atabek ve Anadolu Ajansı'nda gazeteci Elvan Baransel katılacak. MEHMET ŞAKİR YURDAKUL LONPRA'DAN Berber dükkânı şarkıcıları Galiba yine en iyisi hamamda şarkı söylemek. Ne kanşanınız bulunur, ne görüşeniniz. Dilediğiniz gibi bağırır çağırırsınız avaz avaz... Arada durur, sesinizin fayanslardan yansıyan döküntülerine kulak verırsinız hayran hayran. Fazla kendinizden geçerseniz, gırtlağınızı paralamanm dışında hiçbir tehlikesi yoktur hamam şarkıcılığının. Banyonun dışına adımızını attığınız andan itibarense, mayın tarlasına düşmüş kaçakçı yamağından farkınız kalmaz. Her adımınızı çok iyi hesaplamanız gerekir, şarkılarla ters düşmemek için. Siyaset adamlarının ulu orta şarkı söylemesi de tehlikelidir. Bu yüzden ıktidar yitirenleri çok iyi anımsanm. Yı! 1960... Günlerden 16 mayıs.. Saatlerden aşağı yukarı gecenin on biri.. Eskişehir Şeker Fabrikasının büyük yemek salonunda, U biçiminde kurulmuş uzun mu uzun bir yemek masasında, u'nun baçaklarından birinde Adnan Menderes, Menderes'in tam karşısındaki iskemlede oturan gazeteci bendim. Menderes'in sol yanmda oturansa Eskisehir hava üssünün o günkü komutanı Tuğgeneral Bedii Kireçtepe... Yemek salonunun asma katında bir cazband memleket havaları çalıyor. Bir ara, nereden esti bilmiyorum, birilerinin canı şarkı söylemek istedi. Tuğgeneral Kireçtepe ayağa kalktı, orkestraya "Gazi Osman Paşa'yı çalın" komutunu verdi. Menderes'in önündeki beyaz peynir ve kavun tabağının masadan bir karış yukarıya fırtadığını sanki şimdi dahi görür gibiyim, yumruğu masaya iner ve "Hay/r Dağ başını duman almış marşınısöyleyeceğiz" diye bağırırken... Menderes'in söyiediği son marş olmuştu o... Amacım tarih anlatmak değil, ulu orta şarkı söylemenin, ya da bazı şarkılarla ters düşmenin tehlikelerini örneklemek... Bilirsiniz, Türkiye'deki berber dükkânlan ciddi yerlerdir. Bir çeşit okuma salonu gibi. ingiltere'deki berber dükkânlarıysa konser satonlarıyla yarışa çıkmış gibidir. Saçını, sakalını kestırmeye ya da İngiltere'deki berberlerin o müthiş makas ustalığını düşünürseniz kendini kırktırmaya gelenler, hep bir ağızdan şarkı söylerler. Şimdi elliye yakın "berber dükkânı şarkıcıla rı kulubü" var Ingiıtere'de... Bu kulüpler on yıl önce bir dernek kurmuşlar. Dernek onuncu büyük kurultayını yaptı hafta sonunda. Gidişe bakılırsa berber dükkânı şarkıcılığı yavaş yavaş meslek haline geliyor galiba. Biraz dişlendiler mi tutar sendıka mendika kurar bu şarkıcılar. Ondan sonra berberde sıranı beklerken hafiften bir şarkı mırıldan bakalım kolaysa... "Sendika üye kartınızı görebilir miyim acaba?" diye kibardan tehdit eden bir berber... "Kartım yok. Ben berber dükkânı şarkıcısı değilim ki..." "O zaman çok rica ederim, lütfen şarkı söylemeyin. Sendika, üyesi olmayan birinin dukkâmmda şarkı söyiediği ihbar edilirse sokağın iki ucuna grev gözcüsü koyar, ekmeğimden ederier..." Görüyorsunuz, örgütlu dünyada berber dükkânında şarkı mınldanmak bite tehlikelı hale geliyor. Yine en iyisi hamamda şarkı söylemek galiba. Yaşasın hamam özgürlüğü... "Utangaç" dişinizi kurtarabiiirsiniz Çene içinde gömülü kalan dişler, ameliyatla alındıktan sonra, normal olarak bulunması gereken yerlere yerleştiriliyor. ASİYE L'YSAL Çene içinde gömülü olarak gelişen dişler, ameliyatla alındiKtan sonra ağızda normalde bulunması gereken yerlerine yerleştiriliyorlar. Yapılan bu ototransplantasyon sırasında gömük dişin üst yüzeyindeki canhlık, özel bir işlemle korunduğundan en geç üç ay içinde çene kemiğine tamamen kaynadığı bildiriliyor. Kartal'da diş doktoru Dtırsun Berk, özellikle çenesi dar olan kimselerde dişlerin gömülü halde gelişmesi olayına sıkça rastlandığını bildiriyor. Gömülü dişlerin, ileri yaşlarda yapısal bozukluğa uğrayabildiği gibi, gomük dişlere bağlı olarak tumöre! olaylara da rastlanabildiğini belirten Berk, geçtiğimiz yılın haziran ayı içinde Ünai Kayabaşı (32) adındaki bir mobilyacıya böyle bir ototransplantasyon uyguladığını ve ameliyatın başanyla sonuı,!andığını söyluyor. "Esas dişler sürerken üstleki süt dişlerinin köklerini eritirler. Böylece süt dişlerinden boşalan yerlerden çıkarak çene dizisinde yerlerini alırlar. Ancak dar çenelerde bazı dişler çene yüzeyine çıkarmazlar ve o eyrlerdeki süt dişleri de çogunlukla kalırlar. Bu durumda esas diş çene içinde gömülu olarak normal gelişimini sürdürür" diyor. Ikinci diş ototransplantasyonunu arkadaşı diş doktoru Ümit Uçar ile birlikte önceki gün Zeki Münikli (18) adlı bir konfeksiyoncuya uygulayan Dr. Dursun Berk, yaptığı ame|iyatı şöyle anlatıyor: "Önce süt dişini, ardından gömük dişi çıkartıyoruz. Gömük dişi, canlılığının sürmesi için özel bir sıvı içinde bekletiyoruz. Bu arada çene dizisinde dar olan yerini genişleterek hazır hale getiriyoruz. Daha sonra özel sıvı içinde beklettiğimiz gomük dişe, tıp dilinde pulpa tedavisi denen kanal tedavisi uyguluyoruz ve çenede hazırladıgımız yuvasına üturtuyoruz. Ardından dolgu maddelerinin yardımıyla dişi olduğu yerde iyice sabitlestiriyoruz. Bütün bu işlemler ortalama 1.5 saatte tamamlanıyor. Özel sıvı içinde beklelilmesi nedeniyle dişin perrodontim denilen kılıfı canlılığını korudugundan en geç üç ay içinde çene kemiğine tamamen kaynıyor." Berk, Reenplantasyon denilen çene uzerindeki hasta dişin çıkartılarak kanal tedavisi uygulandıktan sonra yerine takma işleminin kimi doktorlarca arada da olsa yapılageldığini, ancak ototransplantasyon denilen gömük dişin çıkartılarak tedavi edildikten sonra ağızda olması gereken yere yerleştirilmesi ameliyatının şimdiye kadar başka doktorlarca yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyluyor, "Bu şekildeki bir ameliyatı ilk kez ben mi yapıyorum, daha önce başka doktorlarca da denendi mi bilemem ama, literatürde yapıldıgına dair bir nota rastlamadım". diyor. Berk'in ilk diş ototransplantasyonunu uyguladığj Ünal Kayabaşı ise, çene kemiği içinde gömüluyken, ameliyatla alınan \e olması gereken yere takılan köpek dişinin şimdi diğer dişlerinden hiç bir farkı olmadığını ve sonuçtan memnun olduğunu söyluyor. hartallı diş doktoru Dursun Berk, diş ototransplantasyonu sırasında. BÎttî