15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyel Maıbaacılık \e Gazetecilik Türk Anonim Şirkeıiadına Temsikiler: ANKARA: Yalçın Doğan. IZMIR: Hikmel Çetinkaya. ADANA: Nadir Nadi. • Genel Yayın Müdiıru: Hasan Cemal, Müesse>e Vlüdüru: Mehmel Mercan, • ServisŞefleri: Utanbul Haberleıi: Setahattin Güler. Dıs Kmine l'şakhgil. Ya/ı l*.lerı Mudürü: Oka> Gönensin. • Ya/ı Hleri Müdur Haberler: hrgun Balcı. Ekonomi: Osman Llaga>. Kullür: Aydın Kmev. MaYardımcısı: Ahmel Korulsan. Haber Merke/ı Mudüru: Yalçın Bayer. Savta ga/in: Vjlcın Pekşcn. Spor Danı^mam: Abdülkadir Yucelman. Dü/elıme Refik I)urba>, Araşıırma: Şahin Alpa\. Duzeni Yöneımeni: Ali Acar. TAKVİM 14 Mart 1984 lmsak: 5.47 Güneş: 7.11 Öğle: 13.18 Ikindi: 16.37 Akşam: 19.15 Yatsı: 20.35 Bürolar: • Aakara: Konur Sokak No: 24/4 Yenijehir, Tel: 175825175866. İdare: 183Î35. • lımir Halit Ziya Bulvan No. 65/3, Td: 254709131230 • Adana: Ataturk Caddesi, T.H.K. İşhanı Kat 2/13, Tel: I455O1973I 9 Basan ve Yayan: Cunhariyet Matbaaalık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, İst. PK: 246Ist. Tet: 5209703 Telex: 22246 300 milyon dolarhk anlaşma bugün Liondra'da imzalanıyor Kredinin tamamına yakın bölümünü fiilen 18 ban kânının bultındugunu" bıldirdika sağlayacak. 20'ye yakın banka ise krediye çe ler. Konu Ankara'da ekonomik şitli miktarlarda katılacaklar. Yüzde 11 'likfaiz ora işlerden sorumlu bakanlar ve ilnı üzerinden verilen borcun ilk3.5 yılı ödemesiz ola gili yönetim birimleri arasında tartışıldı. Çeşitli temaslarla alıcak. yi kararlaştırdı. Söz konusu kredinin sağlanması yolunda ilk adımlar bu yılın ocak ayında atıldı. Ocak ayından bu yana Merkez Bankası aracılığı ile uluslararası bankalarla çeşitli bağlantılar kuruldu. Türkiye yola 500 milyon dolarlık "kredi istefi" ile çıktı. Uluslararası piyasalarda özellikle Chase Manhattan Bankası ile Morgan Trust bankaları Türkiye adına çeşitli miktarlarda katılacaklar. Şubat ayı içinde, her iki banka da Türkiye'ye "500 milyon dolarhk bir kredinin mümkun olamayaca&ııu, ancak yine de kredi imnabilecek kredinin 300 milyon dolar düzeyinde bulunduğu saptandı ve bundan sonra kredinin gerçekleştirilmesini sağlamak üzere harekete geçildi. Uhıslararası 38 banka temsücisi Ue Türk heyeu masaya oturuyor ENDULUS YOLLARHNDA CE.\GİZ ÇASDAR YALÇIN DOĞAN LONDRA Kırka yakın bankanın biraraya geldiği uluslararası bankalar grubu ile Türkiye arasında 300 milyon dolarlık bir kredi anlaşması bugün Londra'da imzalanıyor. Önce Özal hükümeti tarafından uygulanan iktisat politikalarına destek olmak, sonra da dış ticaret ödemelerindeTürkiye'ye belli bir kolaylık sağlamak amacıyla merkezi çeşitli ülkelerde bulunan 40 kadar uluslararası banka, Türkiye'ye kredi verme Sonuçta, 300 milyon dolar olarak kesinleşen kredi. 1979'dan bu yana Türkiye açısından "ikinci önemli gelişme" olarak nitelendiriliyor. 1979 yılında 2.5 milyar doları aşan ve o dönemde "tarihin en biiyiik erteleme operasyonu" biçiminde anılan borç ertelemesinden sonra 1982 haziran ayında uluslararası bankalardan 200 milyon dolar sağlanmıştı. Bugün Londra'da imzalanacak 300 milyon dolarlık kredinin tamamına yakın bölümünü fiilen 18 banka sağlayacak. 20'ye yakın banka ise krediye çeşitli miktarlarda katılacaklar. Yüzde H'lik faiz oranı üzerinden verilen borcun ilk 3.5 yılı ödemesiz olacak. Bu tarihten sonraki 2.5 yıl içinde de kredinin tamamının geri ödenmesi öngörülüyor. Verilecek kredi mart ayı sonunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasf na neı olarak girecek ve her türlu khalaıta serbestçe kullanılabilecek. Türkiye'yi, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Merkez Bankası temsilcilerinden oluşan bir heyet temsil ediyor. Anlaşmayı Türkiye adına Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımeısı Tevfik Altınok ile Merkez Su alıııan göllerin 300 metrelik kıyı şeridine yapı ve tarıın yasağı 3 0 0 metrelik "mutlak koruma bölgesi" içinde kalan binalar kamulaştırılarak, yıkılacak. 1 0 0 0 metrelik şerit içinde, demontable turistik tesisler dışında yerleşime izin verilmeyecek. Haber Merkezi Istanbul'a içme ve kullanma suyu sağlanan ve sağlanması planlanan Ömerli, Elmalı, Alibeyköy, Terkos, Küçükçekmece ve Büyükçekmece'de su kıyısına 300 metreye kadar olan alanlardaki binalar kamulaştırılacak ve bundan böyle 1 kilometreye kadar olan alanlarda yapılanmaya izin verilmeyecek. Aynca, ticari ve sanayi tesisleri de tstanbul kanalizasyon şebekesine atık sularını kimyasal ya da biyolojik arıtımdan geçirdikten sonra "evsel alık s u " niteliğinde verecekler. lstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan su kaynaklannın korunması ile p's suların deşarjı konusundaki iki ayrı yönetmelik Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmeliklere aykırı davrananlar hakkında 2872 sayılı Çevre Yasası hükümlerine göre ağır para. kapatma ve kamulaştırma hükümleri uygulanacak. "İçme ve Kullanma Suyu Temin Edilen ve Edilecek Olan Yüzeysel Su Kaynaklannın kirlenmeye Karşı Korunması" hakkındaki yönetmelikle, göl ve baraj kıyısında 300 metreye kadar olan, karasal alan "Mutlak Koruma" bölgesi sayıldı. Bu bölgede kesinlikle yerleşim olmayacak ve tarım yapılmayacak. İSKİ Genel Müdürlüğü'nün bu konuda tespit çalışmalarına başladığı Ömerli, Elmalı, Alibeyköy, Terkos, Küçükçekmece ve Büyükçekmece kıyısındaki "Mutlak Koruma" bölgesindeki yapılan tespit ettiği, bunlardan ruhsatsız olanlann hemen, ruhsatlı olanların da kamulaştılarak yıkılacağı öğrenildi. "Mutlak Koruma" alanının üst sınınndan itibaren 700 metrelik alan da "Kısa Mesafeli Kor u m a " bölgesi ilan edildi. Bu bölgede demontable turistik tesis dışında yerleşime izin verilmeyecek ve ilaçsız ve gübresiz olmak koşulu ile tarım yapılabilecek. Bu alanın üst sınırından sonra 1 kılometrelik alanda kabul edilen "Orta Mesafeli Koruma" bölgesinde ise birbirinden uzakta dağınık yerleşime izin verilecek ve yine tarımsal ilaçlar kullanılmadan ziraat yapılabilecek. Su toplama havzasının bitimine kadar kabul edilen "Uzun Mesafeli Koruma" alanında da toplu olmamak koşuluyla yerleşim olabilecek, tarım yapılabilecek ve çevreyi kirletmeyen sanayi ve ticari tesislere izin verilecek. "Atık Sulann Kanalizasyon Şebekesine Deşarjı" hakkındaki yönetmelikle getirilen hükümlere göre bundan böyle belli bir program içinde ticari ve sanayi kuruluşlar kanalizasyon şebekesine verecekleri pis sulan kimyasal ve biyolojik arıtımdan geçirerek "evsel atık s u " niteliğine getirecekler. İSKİ Genel Müdürlüğü'nce bu konuda çalışmaya başlandığı ve yetki alanına giren Su ve kanalizasyon için iki yönetmelik yayınlandı BuyükçekmeceKüçükçekmece arasındaki Demirkapı'dan Gebze ve Darıca'ya kadar olan bölgede 7 bin sanayi, 70 bin de ticari tesis saptandığı öğrenildi. İSKJ bünyesinde yapılan çalışmalarla ticari müesseselerin durumları merkezde değerlendirilirken, sanayi tesislerine birer form gönderilerek atık su durumlarının bildirilmesi istendi. Bu formlara göre, kirletici nitelikteki tesislerden daha sonra ayrıntılı bilgiler istenecek ve yerinde yapılacak saptamalarla kirletici tesislerin ne gibi önlemler alması gerektiği belirlenecek. Bu çalışmalar 1 yıl içinde tamamlanacak ve bu süre sonunda hazırlanacak programa göre söz konusu tesislere kimyasal veya biyolojik arıtma koşulu getirilecek. Söz konusu yönetmelik hükümlerine göre bundan böyle lstanbul kanalizasyon şebekesine radyoaktif maddeler, yangına ve patlamaya yol açabilecek maddeler, insanlar yapılar arıtma tesisleri için tehlike yaratabilecek diğer sıvı, katı ve gaz maddeleri verilemeyecek. Bankası Başkanı Yavuz Canevi imzalayacaklar. Canevi, anlaşmaya "krediyi fiilen alan kuruluş", Altınok ise "krediyi geri ödemede garanti veren kuruluş" sıfatıyla imza atacaklar. Uluslararası bankacılık çevreleri Türkiye'ye 300 milyon dolar kredi verilmesini şu iki nedene bağlıyorlar: " 1 . Özal programına giivenoyu verme. Bu çevreler Ozal hükümeti tarafından alınan son ekonomik kararlara desteklerini ve bu nedenle de programa arka çıkmak amacıyla Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamasa dahisembolik nitelikte bir kredi verme yoluna giltiklerini belirtiyorlar. 2. Aynı çevrelere göre, bankalar bu krediyi verecek Türkiye'nin bu yıl ödemek zorunda bulundugu 2 milyar 900 milyon dolarlık dış borcun "ödenebilirliği" mesajını alacaklı ülke ve kurumlara iletmek istiyorlar." Türkiye 1984yılında 1 milyar 600 milyon dolar ana para ve 1 milyar 300 milyon dolar da faiz olmak üzere toplam 2 milyar 900 milyon dolar borç ödemek durumunda. Yapılacak ithalat ve söz konusu borç ödemeleriyle birlikte Türkiye'nin bu yıl dışandan sağlayacağı çeşitli döviz girişleri sonunda yaklaşık 1.5 milyar dolar dış kaynak açığı vermesi bekleniyor. GELENEKSELLİK VE KOZMOPOLİTLİK Fas'm Cebelitank kıyısmda yer alan Tanca, hem yüzyıttann derintiğini, hem de çok sayıda ulusu ve dini kaynaştıran bir kent. Tanca insarunın görüntüleri de bunun belgesL OTTAVVA, (a.a.) Türkiye'nin Ottavva Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kemalettin Kani Güngör'e suikast girişiminde bulunmakla suçlanan 4 Ermeni, Kanada'da yakalandı. Ottawa Polis Müdüru George Zhukow, düzenlediği basın toplantısında biri Kanada vatandaşı, diğeri göçmen olan 4 Ermeninin önceki gün Toronto'da ayrı ayrı ele geçirildiklerini haber verdi. Bu kentte yaşadıkları belirlenen Refik Balyan (27), Haig Garakhanyan (19), Melkon Garakhanyan (22) ve Kevork Harkutiyun (43), Kani Güngör'e suikast girişiminde bulunmaktan sanık olarak tutuklandılar. Ottawa Ticaret Müşavirimize salchran 4 Ermeni tutuklandı İki kültürün kavşağı: Cebelitank Boğazı İslam, Batı'ya tarihte iki kez, iki yerden saplandı. ta'nın "Asya ve Afrika'da >ıyahatler" adını 8. yüzyılda Fas 'tan gelip CebelitarıkBoğazı 'nı aşa zi serüveninintaşıyan 30 yıllık getoplandığı kitap. rak îspanya üzerinden. Ve 15. yüzyılda İstanbul ve Gezginliğin işlevleri üzerinde düÇanakkale Boğazlarını aşarak Anadolu ve Balkan şüncelere dalmtşım. İbn Batuta'nın larüzerinden Jlki Fransa içlerinde durdu, İkincisi Vi 14. yüzyılda yaptığı 20. yüzyılda yapılamaz mı? Gezginyana önlerinde. lik, serüvenciliğin okşadığı bireyBerberi kenti Tanca. Arabı, Berberiyi, İspanyolu, ci keyfin yanı sıra işlevsel bir uğFransızı, Italyam, Müslümanı, Yahudiyi kaynaştı raş. İnsanlan, toplumları, ülketanımak. Sonran Tanca. Kozmopolit şehirlerin en görmüş geçirleri tanıtmak için gerçeğin aransuza akıp giden mişlerinden biri. Bir zamanların casusluk yuvası, ması, sezilmesi ve aktarılması çaTarık Bin Ziyad'ın muzaffer seferine başladığı kent, basının değerli bir öğesi sayılmalı. Endülüs uygarlığımn rampası. 1 Bir ucu Amerika kıiasına, diğeri Asya'nın kapısına ulaşan koridorun ortasında sert ocak rüzgânna dayanmaya çalışarak, geminin kıç güvertesinden, arkada giderek küçülen Tanca'yı seyrediyorum. Şu hizamızdaki çıkıntı Malabata Burnu olmalı. Tanca'nın doğu yönünde 10 kilometre kadar ötesinde. Tanca broşürlerinde Atlantik'in ve Akdeniz'in sularının birbirleriyle orada buluştukları, birbirlerine orada karıştıkları yazılı. Cebelitank Boğazı'nın ortalarındayız. Buraya adını veren İslam ordularının Berberi komutanı Tarık Bin Ziyad da İspanya'yı fethine Tanca'dan başlamıştı. O da bu sulardan geçmişti. O da soluna döndüğünde gözünün onünde uçsuz bucaksız uzanan Atlantik'in kapısını görmüştü. Sağında ise uygarlıklar beşiği Akdeniz girişini. Ardında Tanca'yla birükte tüm bir Afrika kıtası uzanıyordu. Önunde ise İspanya ile birlikte koca Avrupa. Bundan 1263 yıl önce, 711 yılının bir mart günü Tarık Bin Ziyad geminin gidiş yönüne göre sol çaprazda uzanan kara parçasının üzerinde tarihte en derin izlerinden birini bırakan bir uygarlığın, Endülüs'ün kapısını açacağırnn i'arkında mıydı acaba? Sol çaprazda. kuzeyinıizdeki kara parçasının boğazın ucuna denk gelen noktasındaki eösterişsiz tepeye ve çe\ resine kendi adının \erileceğini hiç düşünmuş müydü? Günevbaıı yönünde, arkada Tanca giderek küçülüyor. Tanca.. Berberi kenıi Tanca. Arab'ı, BerberiyL İspanyolu, Fransızı, İtalyanı, Müslümanı, Yahudi\i kaynaştıran Tanca. Kozmopolit şehirlerin en görmüş geçirmişlerinden biri. Bir zamanların casusluk yuvası. Tarık Bin Ziyad'ın muzaffer seferine başladığı kent. Endülüs uygarlığımn rampası. Tanca benim için bunların ötesinde bir anlam taşıvor. Tanca, İbn Batuta'nın doğduğu, büyüdüğü yer. tbn Batuta 1325 yılında başladığı ve 1354'te tamamladığı 75 bin millik muazzam seyahatine hemen deniz kıyısından başlayarak yükselen alçak tepeciklerin üzerinde kurulu beyaz evlerin işte şimdi daha da zor seçildiği Tanca'dan başlamıştı. Birisi benim için yazdığı bir tanıtma yazısında, "İjslubu yer yer eski gezginci geleneğini anımsatıyor" demişti. Gczginciliğin daha çıraklık dönemini yaşayan bir kişi için coğrafyanın babası İbn Batuta lamşılmaz bir usta. Kendi çağındaki her Müslüman yöneticinin topraklarını, Çin'den Nijer'e, Özbekistan'dan Endülüs'edek dolaşmıştı. Yaklaşık 30 yıllık seyahat serüveni tutkusunu dindirememiş, sondan bir önceki gezisini "Batı Varımadası" diye söz ettiği Güney İspanya'ya, ogünlerin Endülüs'üne, günumüz Ispanya'sının Andalusia bölgesine yapmıştı. Bu gezisini yaparken kendisvnden güvenle "İslam'ın gezgini" olarak ve haklı olarak söz ediyordu. Tarık Bin Ziyad'ın ve bir başka Berberi, İbn Batuta'nın geçtiği yoldan geçerek İspanya'ya yaklaşıyorum. Elimde ibn BatuKendimi gitgide İbn Batuta'lı zincirin 20. Yüzyılın son çeyreğindeki bir Türk halkası gibi hissederken; Endülüs'e, Endülüs kültürünün iki yakasına, en dar yeri bizim Çanakkale Boğaz'nın en geniş yeri kadar olduğu Cebelitank Boğazı kuzeyinde ve güneyinde yatan İspanya ve Fas'a çoktandır duyduğum coşkulu merakın turistik olmadığının aslında farkındayım. UYDU ARACIUGI İLE ÇIKAN GAZETE The WaU Street Journal 95 yılda sadece 2 kez fotoğraf yayıntadı Kullür Servisi Maliyecilerin ve işadamların "kutsal kitabı" diye nitelenen bir günlük gazete var: "Wall Street J o u r n a l " . ABD iş çevrelerinin her gün göz atmadan edemediği bu yaklaşık yüz yıllık gazete 31 ocak 1983 gününden bu yana Avrupa'da basılıyor. Hele en büyük rakibi olan İngilizlerin "Financial Times"ı 1983 içinde grevler nedeniyle uzun süre çıkmayınca, "Wall Streel Journal"in Avrupa'da da tutunması kolay oldu. Bu gazetenin önde gelen iki kurucusu, Charles Dow \e Edward Jones, dünyanın en büyük iş merkezi olan Wall Street'te yüz yıla yakın bir süredir iş adamlarının her sabah dikkatle inceledikleri bir "iş dunyası barometresi"ne soyadlarını vermiş kişilerdir. Biri Connecticut'tan, öteki Nevv England'dan gelen bu iki genç gazeteci, 1880 yılında Nevv York'ta tanışırlar. O tarihte Dow 29, Jones ise 24 yaşındadır. Tarihte gezinti Biliyorum ki buraları tıpkı benim ülkem gibi iki ayrı dünyanın birbirine değdiği, birbiriyle tokuştuğu. kimi zaman kapıştığı, kimi zaman uzlaştığı, birbirlerine yıkıcı ve yapıcı izler bıraktığı bir tarihi buluşma ve hesaplaşma noktası. Ege'nin iki yakasının Türkiye ile Yunanistan'ın Doğu ile Batı, İslam ve Hıristiyanlık arasında bir temas ve sürtüşme kavşağı olmasına benzer biçimde yerkürede sadece burası var. Cebelitank Boğazı'nın ayırdığı İspanya ve Fas. îslam, Batı'ya tarihte iki kez, iki yerden saplandı. Sekizinci yüzyılda Fas 'tan gelip bu boğazı aşarak İspanya üzerinden ve on beşinci yüzyılda İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını aşarak Anadolu ve Balkanlar üzerinden. İlki Fransa içlerinde Poitiers'de durdu. İkincisi Avusturya'nın göbeğinde, Viyana önlerinde. İlki Avrupa topraklarında 700 yıl kaldı ve çağdaş Batı uygarlığımn temellerine rönesansa kültür tohumları taşıdı. İkincisi yaklaşık 500 yıl kaldı ve onu gömebilmek için bir dünya savaşı gerekti. Birincisi ve ikincisi birbiriyle nasıl da etkileşim içinde. İkincisinin başlangıcı ilkinin sonunu getirdi. Doğu'daki Batı Bizans, Osmanlıların önünde çökünce, İstanbul'un 1453'teki fethiyle birlikte Batı, Doğu'dan gelenlere açılıverince, kendi gıineyine çullandı. 1492'de Endülüs İslam devletlerinden sonuncusu Katolik İspanyol ordularının saldırısı sonucu yıkıldı. Yani, Batı'daki Doğu yenildi. Reconquista Granada'nın zaptıyla zafere ulaşmıştı. THE WALL STREET JOURNAL. ^»,ÜToL * r » Lk*< f u o h> . T What's News>w r « n »*« Kurulıış övkiisü Bu haris, çalışkan ve yetenekli gençler, özellikle iş dünyasının haberleriyle ilgilidirler. 1882 sonbaharında, bir üçüncü ortak bulurlar kendilerine: Charles Bergstresser. ve kendi basın ajanslarını kurarlar. Üçüncü ad uzun olduğundan da, ajansa DowJonesadını verirler. Ajansın haber bülienlerinı karbon kâğıdıyia her keresinde 24 nüsha olarak çoğaltırlar. Yöntemleri ilkeldir, ama müşıerileri sürekli artar. Yedi yıl sonra da, ajansı kapatmadan bir gazete kurarlar. İşte DOMVJones Şirketi'nin malı olan "The Wall Street JournaP'ın kuruluş öyküsü bu kadar basittir. Oysa bugünun "The Wall Street JournaC'i yeryüzünün teknolojik yönden en ileri gazctesidir. Günümüzde 30.000'den fazla satan Avrupa nüshasını hazırlamak için de Brüksel Hilton Oteli'nin 21. katını seçmiştir. Burada iki dev bilgisayar, Avrupa nüshasını besleyen ve sürekli olarak dört ayrı kanaldan gelen haberleri ayırır. Bu haberler, Ekvator'un 300 kılometre üzerinde Gazete 1954 yılında General Motors'un bir yıl sonra piyasaya çıkaracağı otomobilin modelinin fotoğraflarını fırmanın tüm baskılarına rağmen yayınladı. 1969 yılında ise Edward Kennedy'nin sekreterinin kaza sonucu ölmesi birinci sayfada 3 fotoğrafla yer aldı. 1882 yılında DowJones adlı ajansın karbon kâğıdıyia çoğaltılan bültenleri daha sonra gazete haline dönüştü. "The Wal Street Journal" adını alan gazetenin Avrupa baskısı bugün Brüksel Hilton Oteli'nin 21. katında hazırlanıyor. önemli olarak korunmuştur. "The \Vall Streel Journal" küçük vinyetler kullanır ara sıra, ancak bu gazetede fotoğrala yer yoktur. Ancak gazete yöneticileri, bu kuralı 95 yılda iki kere bozmuşlardır: 1954'te bir muhabir, General Motors'un bir yıl sonra piyasaya süreceği otomobil modelinin fotoğrafını elde etmiştir. General Motors'un ilanları kesme tehdidine aldırmayan gazete, arabaların pi\asa\a çıkmasmdan aylar önce bu totoğrafı kullanmakla şirkoıc bu>ük zarar vermiştir. 1969 >ılıııda ise, i£dward Kennedy'nin sckreterinin Chappaquiddick'ıc kaza sonucu ölmesi, gazetenin birinci sayl'asına üç fotoğıaHa yansımıştır. Bundan da amaç, böyle durumlarda soğukkanlılığını yitiren kişinin günun birinde ABD'nin başına geçmeye layık olmadığını vurgulamaktır \e gazete amacına ulaşmıtır. Temel ilkeler "The Wall Street Journal" özel sektörün ve Batı'nın değer ölçülerini savunur. Kârın emeğin hakkı olduğu, iyiye ve kötüye pazar ekonomisinin karar verdiği, gazetenin temel ilkeleri arasındadır. "The Wall Street Journal"in Avrupa nüshasının yöneticisi Marlin Shenker, bu ilkelerin ancak makaleler için geçerli olduğunu savunmaktadır. Şöyle der Shenker: "Olgular ve göriişler birbirinden lıimııyle ayrıdır. Bu insanlar için olduğu gibi gazete sayfaları için de geçerlidir ve gazelemiz bu ilkesinden bir gün bile vazgeçmemiştir." "The Wall Streel JournaC'in geçmişinde, Shenker'in sözlerini doğrulayan olaylara rastlanır. Örneğin 1950'lerde Bahama Adaları hükümetini, Mafıa ile ilişkileri bulunduğunu kanıtlayarak deviren bu gazete olmuştur. Gazetenin boy hedefleri arasında, \ixon'ın yardımcısı Spiro Agnew ile Bayan Johnson da yer almıştır. Bu da gazetenin, yalnızca borsa haberlerini dakikası dakikasına vermekle yetinmediğinı orıa>a koyar! Ve "The Wall Street J o u r n a l " . yapıığı gazeteciükle kıvanç duyduğunu gizlemez. Ama bundan da söz etmez. Çünkü okuru gevezeliği sevmez. Pekı, kimdir "The Wall Slreet Journal"in okuru? Bir de onun kimliğini öğrenelim. Yapılan araştırmalar, bu okurun yaş ortalamasının 47 olduğunu ortaya koymaktadır. Yıllık geliri, yine ortalarna 62.500 dolardır (yaklaşık 20 milyon Türk Lirası) ve bu okur ga/eıe>ine hor gün 51. d a k i k a a u n r . Açık scçik v^ kısaca ya/ılmı) habcrlcrdcn. yanlışsız rakamlardan, uygulanabilir değerdeki bilgilerden hoslanır. Gerisini de gazetcsinden bekler. ki bir uydudan yansıyarak Brüksel'de depolanır. Nevv York'ta ya da Hong Kong'ta üretilen tüm haber ve makaleler aynı anda saniyede 3600 işaretlik bir hızla (iki daktilo sayfasının biraz fazlasıyla eşdeğerde) Bruksel'e ulasır. Geri kalan da, l)owJones Ajansı, APDJ Nevvs Ser\ise ve gazetenin yeryüzüne dağılmış 475 muhabiri tarafından tamamlanır. SİMemııı can damarı, Bruksel'i Massachusetts'in Chicopee kasabasına bağlar. Burada gazetenin Doğu Yakası nüshası çıkmakıadır. Tüm ABD haberleri Bruksel'e buradan akar. Ekran başındaki yazı işleri görevlileri icin bu haberleri avıklamaktan baska vapacak iş kalmaz. Gerek tiğinde uzatılacak, kısaltılacak, dili Avrupalı okura göre değişecek, ama her şey makineyle yapılacaktır. Tenkolojideki bu üsıünlıığu "The YVall Street Journal'Mn 1970'de bir milyon olan vatı^ını günumuzde 2 miKona ulaştırmıştır. Gazetenin bir özelliği de kurulıışundan bu yana başlığmdan sayfa düzenine kadar pek az şey değiştirmiş olmasıdır. L'ç yılda gelişme oranı yüzde 35'i bulan, 1982'de cirosu 730 milyon dolara varan gazetenin sahipleri Do» ve Jones çoktan ölmü>, onların ardından gazetenin başına geçen Clarence Barron da çoktan öbür dünyayı boylamı^ıır. Ama gazetenin ilkeleri deği>bu da başansıııııi cn Hıristiyanlık yeııiden fanlanıyor İstanbul'un fethiyle Doğu'da çöken Hıristiyanlık Reconquista'nın (yeniden fetih) Granada'daki zaferiyle yeniden canlanıyordu. Ve öyle bir canlanış ki, Akdeniz bir Türk denizi haline dönüştüğü için İspanya'nın tümünü ele geçiren Hıristiyanlar Batı'ya dönmek zoruda kalıyorlardı. Amerika kıtasına bu zorunluluk sayesinde ulaşıyorlardı. Keşifler dönemi başlıyor, yeni ticaret yolları bulunuyor, Avrupa merkantilizm çağına ve oradan kapitalizme. sonra sömürgeciliğe geçiyor, dünya egemenliğı kuruyor, Doğu'yu kuşatıp, nefesi(Arkası //. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle