14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dı. Eski »ozlüklerin çoğunda gösterilmiş olan bu sözler, arasıra basında tartışılmış, sonunda, yazı diline mal olmuştur. Artık kimse bunları sorun yapmamıştır. Devrim öncesi yazı dilimizde, bir bolüğü bugün de kullanılan bu yanlış sözlerden bir kaç örnek: Nezaket, felaket, siikunet. tabab«t, tenkil, miinekkit, şafak, imla, imha, ceriha, teessiir, teessüs, miilehassis, ibzal, idrar, vb. Şimdi, Dil Devrimi'nden sonra türetilen, kimi yanlış sözlere bir göz atalım: Çe Farsça bir kuçultme ekidir. Arapça sözlere de eklenebilir: Lugatçe, tarihçe, gibi. Bu ekle ilçe, dilekçe, gerekçe gibi sözler türetilmiştir. Bunlar tartışılabilir. Ne var ki bunlar tutmuştur. Eski deyimle birer "galatı meşhur" olarak kullanılmaktatır. Dilde kalacaktır. Çağdaş bilimsel göriiş de bunu kabul etmişür. Bir de çariçe, kraliçe sözlerinde gorülen Islavca dişilik eki çe var. Bununla da tanrıça sözü türetilmiştir ki tarıışılabilir. Gu>eği, bileği, güneği sözleri zamanla güve>, biley, güney olmuştur. Türkçede ayrıca bir ey eki yoktur. Bu nedenk ey ile yapılan sözler yanlış diye soylenenlerdendir: Vapa>, yiizey, deney, dikey, yatay, vb. Ama tutmuştur. Ne var ki sürdürmemeli. Türkçede tay eki de yoktur. Moğolcadan uyarlanarak yapılan yargıtay, danışlay tartışılabilir. Yine belirtelim ki tutmuştur. Ama bu yolda türetme zaten durmuştur. Özbekçe ve Tatarcada bulunan ev eki Anadolu Türkçesinde yoktur: ödev, görev, turev, sınav, vb. gibi sözler yapıyı bozar. Niteliği belirsiz ve ornekleri sınırlı olan meı» eki ile türetilen sözler de tartışma konusu olmuştur. Ne var ki bunların bir bolüğü tutmuş ve çoktan Türkçeye mal olmuştur: öğretmen, göçmen, seçmen, sayman, vb. ge eki fiillere eklenir. Bu bakımdan genelge, çizelge gibi türetmeler kurala aykırı, imge büsbütün yanlıştır. gen eki ile fiilden sıfat yapılır, ergen, alıngan.kaygan, vb. Seyrek olarak ad da yapılır: yelken, ısırgan, vb. üçgen, dörtgen, beşgen, vb. gibi terimlerin kuruluşu ise tartışmalıdır. gi fiilden ad yapan eklerdendir. Bu bakımdan jpgii tartışılabilir. U ekinin niteliği belirsizdir. Bu ekle yapılan çok az sayıda adlar ve sıfatlar vardır. Yeni türetilen koşul hem yanlıştır hem de şart'ı karşılamaz. im eki ile fiilden adlar yapılır. Bu bakımdan toplum, ortam, birim kurala aykırıdır. Ne var ki bu sözler tutmuş, sevilmiş ve Türkçeye mal olmuştur. inç eki ile fiilden adlar yapılır., ilginç kurala aykırıdır, çünkü ilgimek diye bir fiil yoktur. Ancak bu söz yaygın olarak kullanılmaktadır, konuşma diline de girmiştir. Fiilden ad yapan inti eki ile pek çok söz türetilmiştir. Ancak bagıntı yanlıştır, çünkü bağ addır. raslantı büsbütün yanlıştır, çünkü raslamak'ın kökü Farsça rasl'tır. Bunların dışında kuruluşu başka yönlerden yanlış olan egemen, zorunlu, varsıl, vb. gibi sOzler de var. Sonuncusunun Türkçesi variıklıdır, yoksul'a bakarak, gereksiz yere, böyle bir söz türetilmiştir. Bir de sel eki var ki, o başlı başına bir yazı konusu olabilir. •Burada kısaca şunu belirteyim ki, bizim bu eke gereksinmemiz sınırlıdır. Avrupa dillerindeki sıfat tamlamaları bizde ad tamlaması olur. Biz, Avrupa dillerinde olduğu gibi mısırsal çarşı, denizsel ticaret, demez Mısırçarşısı, deniz ticareti, deriz. Frınsızca ya da İngilizce değil de Türkçe düşünürsek tarımsal ilaç yerine tanm ilacı, şiirsel sanat yerine şiir sanatı, parasal sorun yerine para sorunu der ve yazarız. Bununla birlikte, kimi durumlarda dilde bu eke gereksinme vardır. SONLÇ Bugün artık Dil Devrimi'nden geriye dönülemeyeceği kesindir. Halkın konuştuğu dili bırakıp tekrar Arapçaya ve Farsçaya dönmek hiçbir zaman söz konusu olamaz. Artık kimseye seçim yerine intihabat, seçmen yerine müntahip, basın yerine, matbual, yayın yerine neşriyal, başyazar yerine sermuharrir, yazı kurulu yerine heyeti tahririve, takma ad yerine namı müstear. Akdeniz Adaları yerine Cezayiri Bahri Sefid, oniki Ada \erine Cezayiri İsnaaşer, Kuzey Buz Denizi yerine Bahri Muhiti Miincemidi Şimalî diye yazdıı manın ve soyletmenin yolu yoktur. Aynı biçimde, kazı yerine hafriyat, sorgulama yerine istintak, soruşturma yerine lahkikal, kan dolaşımı yerine deveranı dem, akyuvarlar yerine küre>vaCı be>za, uyurgezer yerine sairfilmenam. akaryakıt yerine mayii mahruk, Amerika Birleşik Devletleri yerine Düveli (ya da Cemahiri) Müttehidei Amerika, silahsızlanma yerine lerki teslihat, vb. gibi söz ve deyimler artık tarihe kanşmıştır. Çunkü, Atatürk'un 1930'daki isteği gerçekleşmiş, "(jlkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Turk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan" kurtarmıştır. (Bu konuda daha önce iki yazım 16 ve 23 şubat günlerinde bu sütunlarda cıkmıştı.) Dil Devrimi Tersine Çevrilemez İ IZ Prof. Dr. FAHIR İ Atatürk'un 1932'de başlattığı Dil Devrimi şu ilkeleri gerçekleştirmiştir: 1 Türk dilinin sorunları bir bütün olarak ele alınmış ve sistemli bir biçimde bir çözüme bağlanmağa çalışılmıştır. 2 Anadolu Türkçesinin her konuda yazılmış eski ürünlerinde kullanılıp da sonradan yazı dilinde Arapça ve Farsçalarıyla değiştirilmiş olan öz Türkçe sözcükler toplanıp yayınlanmıştır. 3 Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde halk dilinde kullanılıp da aydınlarca yazı diline geçirilmemiş olan sözler derlenip yayınlanmıştır. 4 Türkçede karşıhğı bulunamayan kavramlar için Türkçe köklerden Türkçe eklerle yeni sözler türetilmiştir. 5 Bilim ve teknik alanında bütün terimler için Türkçe karşıhklar bulunmağa çalışılmış, gerektikçe Türkçe köklerden Turkçe eklerle yeni terimler yaratılrraştır. Bu yöntemk, elli yıl süren bir çalışma sonucunda, yazı diline ve terim diline yedi bine yakın yeni söz ve terim kazandırılmıştır. Bu kazanca ulaşabilmek amacıyla 14. Yüzyıldan 19. yuzyıla kadar her konuda yazılmış iki yüzü aşkın kitap taranarak elde edilen on beş bin söz bol örneklerle TDK'nca yayınlandı. Öte yandan Türkiye'nin 67 ilinden, halk ağzından yapılan derlemeler de bölüm bölüm yayınlanarak aydınların yararına sunuldu. Bu çalışmalar sonunda eski yazı dilinden abartmak, onarmak, antrnak, an, aymak. yargı. ödül, tutsak, yankı; lanık, tartışmak, >öre. yönelmek, dinlenee vb., halk ağzından denetlemek. eleştirmek, depretn, doruk, yansılamak. yitirmek, vb. gibi yüzlerce söz yazı diline kazandırıldı. tepki, sömürge, gösterge. yorünge. tutanak. yetenek.odenek.kuram, donem. uçak, dayanak.tapınak, büyütey, sayaç, sarkaç.sakınca. söylence, güvence, yadsımak. gereksemek, \ararlanmak, incelemek, tutuklamak, düzenlemek. önermek, vb. EN ÇOK TARTIŞILAN Şimdi de, Türkçeyi bozduğu, KÖK VE EKLER kuşakların birbirini anlamasını Dil Devrimi'nde en çok tartı önlediği ileri sürülen yanlış sözşılan Türkçe kök ve eklerle yeni ler sorununa gelelim. türetilen sözlerdir. Elli yıl süren Dil Devrimi çaTürkçede adların, sıfatların, hşmaları sırasında hiç yanlış yafiillerin nasıl oluşup geliştiği uz pılmamış mıdır? Elbette yapılmanlarca incelenmiştir. Sözgelişi mıştır. Her büyük girişimde yaTürkçede ad ya da sıfat yapan nılgılar olur. Bu doğaldır. Zame, it, iş, ir, inti, inç, in, manla düzeltilir. Bu yanlışlar, im, ili, il, iç, ici, i, gin, gi, hiç bir zaman, Atatürk'un açtığe, enek, em, «k, eç, ce, vb. ğı yolun ilkelerinin yanlışlığını ekleri, fiil yapan si, se, len, kanıtlamaz. teı er ve. vb. ekleri vardır. (BunBu yanlışlar sorunu, çeşitli neların seslileri ses uyumuna gödenlerle, çok abartılmıştır. Ne re değişir.) İşte inme, geçit var ki, Dil Devrimi sırasında yageçiş, döner, gezinti, sevinç, pılan yanlışların oranı sanıldığmekin, adım, ölçülü, çakıl, çekiç, dan çok azdır. Devrimin bilanara>ıcı, dizi, girgin, bilgi, çosu yapıldığı zaman bu görülesüpiirgegörenek, tutam, ürkek, cektir. Kurallara aykırı olarak tokaç, düşünce, vb. Bu kurallatüretilmiş bir çok sözden, daha ra göre oluşan sözlerdir. ilk yıllarda vazgeçilmiştir. ArsıDil Devrimi'nden sonra, yu alusal, somtöz, dışnomal. vb. karıdaki kurallara uygun biçim bunlardandır. Bugünkü Türkçede, yüzlerce yeni sözlük türetil de dilin yapısına uymayan kırk miş, bunların büyük çoğunluğu elli söz vardır. Terimlerde bu sada yazı ve konuşma dilinde tu yı yüz dolayındadır. Bunlar yatunmuştur: Arıtma, çelişme. sı zı diline kazandırılan binlerce vılaşma, ureme. \azıt, kesit, ta söz yanında devede kulaktır. şıt, kanıt. oluş, davranış. kuruBu konuya girmeden önce şuluş, yazar, okur, çıkar, saplan rasını belirteyim ki, Devrim öntı, söylenti. ödenli. kıvanç. bi cesi yazı dilinde, Arapça ya da linç. basınç, basın. yayın, sonın, Farsçadan alınarak yanlış anakım, kurum, yorum, basılı.çev lamda kullanılan, o dillerin dilrili, bağlaç, ulaç.yönetici, üreti bilgisi kurallanna göre yanlış ci, lüketici gezi.kazı, başarı, bil olarak kurulmuş, ya da büsbügin, belirgin, yetkin, sezgi, etki. tun uydurma, yüzlerce söz var PENCERE 28 ŞUBA T 1984 HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD TEŞEKKUR "İstanbul'a Aşık'Mari Yerel seçimler ortalığı iyice kızıştırdı. Hele İstanbul üzerine neler neler konuşulmuyor! Sözgelişi, doğu kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini belirten bir elektrik mühendisi: "Ben İstanbul'a aşığım" diyor: "Cumhuriyet"ten Füsun özbilgen'in "Bayburt'lu bir ailenin çocuğusunuz, İstanbul'a aşkınız nereden kaynaklanıyor?" sorusunu da büyük uir coşkuyla şöyle cevaplıyor: "Bütün Türkiyeliler İstanbulludur. Bakın anlatayım. Bugün İstanbul doğumlular Jstanbul nüfusunun yüzde otuzunu oluşturur. Şu anda istanbul'da yaşayanların yüzde yetmişı İstanbul dışında doğmuştur. İstanbullu demek bir mânada bütün Türkiyeli demek. İstanbulluyum dediğin zaman bir manada Türkiyelisin. Yani anonim bir şehir. Bir insan İstanbul'u görmese bile bir anlamda İstanbul'un özlemini çeker. İstanbul'a belediye başkânı olmak için mutlaka İstanbul'a aşık olmanız gerBkır. Eğer bir insan İstanbut'a aşık değirse ve İstanbul'un meselelerinin altından kalkacağını söylüyorsa yalan söylüyordur." Bayburtlu istanbul Belediye Başkan adayı: "İstanbul anonim bir şehir" derken; İstanbul bir bakıma "Orta malı!" demek istiyor. Gönlü çeken, rüyasında gören her yurttaş 'orta malı'na sahip çıkabilir demek istiyor! Böyle olmasaydı Gebze'den Silivri'ye yüz kilometrelik topraklann hemen her yanı zorbalıkla ele geçirilebilir miydi? İstanbul üzerine düşünürken iki konuşmayı hep anımsarım: Üst düzeyde bir şehircilik uzmanıyla otomobilinde İstanbul'un sorunlarını konuşuyorduk. Boğaz yamaçlarından söz açılmıştı. Şehircilik uzmanı: "Sözgelişi şu Pınar mahallesi.." diye söze başlamıştı. Şoför, hafifçe arkaya dönerek: "Bey, o mahallenin adı idrisbey mahallesi..." deyiverdı. Şehir planinda adı Pınar mahallesi olan topraklan silah ve daha başka zorbalık yollarıyla ele geçirerek yurttaşlara satan mafya babası İdris'in adı, şehir planından daha etkiliydi. Devlet televizyonunda ekrana gelen yurttaşlar da, makam şoförünün söylediklerini doğrulayan konuşmalar yapmışlar, İdris'in zorla el koyduğu topraklan yurttaşa parayla sattığını söylemişlerdi. Pınar, ya da İdnsbey mahallesi. Büyükdere asfaltından İstinye'ye inen yolgn solunda görülen bahçeli yapılar semtidir. Benzeri bir başka örnekle de, Turing Kurumu'nun 1978'de düzenlediği Boğaziçi vapur gezisinde karşılaşmıştım. Toplantıda konuşan rejisör Baha Gelenbevi, Beykoz yamaçlarını göstererek özetle şunu söylemişti: "Bir kaç yıl önce güneşli bir gün Boğaziçi vapuru üst güvertesindeydim.. Vapur Anadolu yakası boyunca yol ahyordu. Yanıma yaklaşan bir yolcu. pek bellı bir Karadenizli ağzıyla: 'Şu topraklara bir çiftlik yapayım' deyince, 'Çok paran var mı?, demiştim gülümseyerek, Karadenizli yurttaş da gülümsemişti: 'Para gerekmez, tüfeği göstermek yeter!' karşılığını verirken. Büyük İstanbul Nazım planında "Pınar mahallesi" diye belirlenmiş bir semtin adı "İdrisbey mahallesi" diye değiştirilebiliyordu. Hem de hazineye on para ödemeden. Zorbalıkla. Karadenizli yurttaşın, para ne gerek sözlerinde bir ülke gerçeği yatıyordu. İstanbul topraklan doğasıyla, kültür miraslarıyla, kapanın elinde kalıyordu. Kalmaktaydı ve bu gidişle en son İstanbul topraklan da kapanın elinde kalacaktı. "İstanbul'a aşık" olduğunu söyleyen sayın belediye başkan adayı "İstanbullu demek bir manada bütün Türkiyeli demek" sözleriyle bir İstanbul gerçeğini bilmezlikten geliyor. Ya da bilmryor. Çünkü "Bütün Türkiye'liler, şadece bir 2030 yılda 'Yıkyapsat'çılık diye bir uygulamayla İstanbul'un çok büyük bolümünü, doğası ve kültür mirasıyla yok ettiler. Anavatan Partisi'nin yerel seçimleri kaptırmamak için hızla ve genişleterek yasallaştırdığı İmar affı uygulaması, istanbul'un en son kültür mirası ve doğa güzelliklerinin de yakın bir gelecekte yokedecektir. Anavatan Partisi'nin Bayburt kökenli İstanbul Belediye Başkan adayı: "Ben istanbul'a aşığım" diyebilecek mi yine? Kültür ülkeleri, büyük şehirlerinde belediye başkanlığı çok önemlidir. Bildiklerimden bir kaç ad vereyim: İkinci Avusturya Cumhuriyeti'nin savaş sonrası Viyana belediye başkanları Renner. Kömer, Jonas'lar, daha sonra Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Fransa'nın ünlü devlet adamı Eduard Herriot. politika yaşamına Lion Belediye başkanı olarak başlamıştır. Bizden de kimi örnekler verebilirim. Geçenlerde mezarı başında Şehir Tiyatrosu'nun yetmişinci yıl töreni yapılan Cemil Topuzlu'yu nasıl unutabiliriz? Yazık ki onun yetmiş yıl önce kurumlaştırdığı İstanbul Belediyesi şehir tiyatrosunun beşiği ve yuvası olan Tepebaşı'nda şimdi buldozerler gürültüyle toprak taşıyor. Tepebaşı tiyatrosu topraklarında bir iş hanı, yeraltı çarşısı ve bir otel gökdeleni yükselsin diye! Mütareke yılları İstanbul'unda Kadıköy Belediye Başkanlığı'nı ünlü sanat ve bilim adamımız Prof. Celal Esat Arseven yapmıştı. Hatırlayanlar kaldı mı? HALİDE KADİRBEYOĞLU'nun Hastalığı dönemince tıbbm en son imkânlan ile tedavi ve teşhiste gayretlerini esirgemeyen Değerli varlığımız, annemiz, ABD Cumhurbaşkanlığı eski adaylarından VVandel VVİIkie, 1944'te yayınlanan "Tek Bir Dünya" adlı kitabında Irak'taki yönetimin devrileceğini yazmtştı. Oysa ABD Dışişlen Bakanı J. F. Dulles'ın katkılarıyla 18 ekim 1954'te Türkiyelrak arasında Ankara'da bir karara varıldı; 24 şubat 1955'te Bağdat'ta ünlü anlaşma imzalandı. Bağdat Paktı; İngiltere, İran, Pakistan'ın sonradan katılması ve ABD'nin gözlemciliğiyle oluştu. Ne var ki VVandel VVilkie gerçeği önceden görmüştü. Irak'ta 14 temmuz 1958'de krallık yıkıldı. Zamanın Başbakam Menderes bu olay karşısında öfkelenmişti; Bağdat'a silahlı müdaheleye yönelecekken durduruldu. BayarMenderes ikilisi'n'm atak ve yanlış dış politika hevesleri vardı. Lübnan'da sağcı Hıristiyan Devlet Başkanı Şamun 1 un çağrısı üzerine Müslüman yurtseverleri ezmek için gönderilen Amerikan askeri birlikleri 15 temmuz 1958'de Adana incirtik üssünü kullanmışlardı. 1718 temmuz 1958'de İngiliz kuvvetlerinin Ürdün'e çıkarmasını Ankara "harareOe" destekliyordu. • İsmet İnönü 2 ağustos 1958'de başına şu açıklamayı yaptı: iktidarla dış politikada görüş birliği halinde olmadığımız en mühim noktayı söyleyeyim. Biz maceracı bir politikada memleket için her türlü tehlikeler bulunduğuna samimi olarak kaniiz. Biz Meclisi toplantıya çağırdığımız zaman Ortadoğu buhranı, Türkiye bakımından en vahim haldeydi. Meselenin ehemmiyetlisi, Türkiye'nin hudut dışı bir askeri sefer macerasından alıkonulmasıdır. (...) hiçbir bekleme devri geçirilmeksizin yeni Irak idaresine karşı hasmane bir tavır takınılması yanlış ve zarariı olmuştur. Yeni idareyi red ve meyus etmeye hakkımız yoktu. (...) Lübnan'a gelince, Lübnan'da ve Ürdün'de bizim himayeye muhtaç veya himaye olunacak tebaamız yoktur. Bu memleket hükümetleri bizden bir talepte de bulunmamışlardır. Bu bakımdan Ortadoğu'daki büyük politika mücadeleleri içine, üçüncü bir unsur olarak ve ziyadesiyle istekli halde karışmamıza lüzum ve sebep yoktur. Lübnan hadiselerinin başından beri bu memleketin iç politikasında taraf tutulması lehimize olmamıştır. Zaten şimdiye kadar katıldığımız bütün münakaşalar, Ortadoğu memleketleri halkının Türkiye'ye karşı olan sevgilerini arttırmamışlardır. Halbuki bu sevgi bizim için son derece kıymetlidirf' Dış politikada olan bitenlerin Büyük Meclis'te konuşulmasını engelleyen ıktidarı eleştiren İsmet İnönü, basın açıklamasını şöyle sürdürüyordu: " Son gunierin hadiseieri arasında Amerikan askeri uçaklannın ve silahlı kuvvetlerinin Adana'ya indiği ve indirildiği üzerinde, memlekete bilgi vermek vazife değil midir? (...) Amerikan birlikleri Adana'ya bizim hükümetimizin talebi ile mi gelmişlerdir? Yoksa kendileri mi bizim hükümetimizden müsaade talep etmişlerdir?" İsmet Paşa, dış polıtikanın Büyük Millet Meclisi'nde tartışılıp oluşturulmasını istiyordu. *• Aradan geçen çeyrek yüzyıl süresinde Türkiye Ortadoğu1 da hangi ülkeye yakmlaşmışsa yönetimin başına birşeyler gelmiş ve oluşturulan dış politika çökmüştür. Bağdat Paktı çökmüştür; CENTO çökmüştür; Lübnan'a Amerikan desteği için Türkiye kullanılmış, Lübnan parçalanmıştır. CENTO'da Amerikan gözetimi ve İngiliz aracılığıyla Türkiye Şah'ın iran'ıyla işbiriiğine itilmiş; şahlık rejimi çökmüştür. Gelecegi olmayan; ama Amerikancı olan rejimlere bağlanan Türk dış politikası hep açığa düşmüştür. • Şimdi Ortadoğu'da sıcak bir dönem yaşanıyor. 6'ncı Filo İstanbul'a geliyor; Incirlik'te ABD'ne yine kolaylık gösteriliyor. Ankara'ya Amerikalının biri gelip biri gidiyor. Vaşington, Siyonizmin Ortadoğu siyasetine katkıda bulunrhak için Türkiye'den ne. ler koparmak istiyor? Büyük Millet Meclisi'nde bu konulann görüşülmesi ve tartışılması gerekmez mi? İsmet Paşa'nın Ortadoğu Politikası... ile Çapa Tıp Fakültesi Reanimasyon 1 Servisi mensuplarına,' Kadirbeyoğlu ailesinin candan yakını Sayın Prof. Dr. REMZİ ÖZCAN, Sayın Prof. Dr. FERHAN BERKER Sayın Prof. Dr. ORHAN ŞAŞMAZ Sayın Doç. Dr. KUTAY AKGÜN Sayın Dr. MUSTAFA ŞEVKİ ATAÇ Sayın Dr. OSMAN ÜÇER'e ve Teşvikiye Sağlıkevi mensuplarına, cenaze merasimine bizzat katılan, çelenk gönderen, T.E.V!ne bağışta bulunan, telefonla ve evimize kadar gelip acımızı paylaşan akraba ve dostlanmıza tüm sevenlerine en içten teşekkürlerimizi sunanz. AİLESİ OLUM ACI KAYIP Merhum Halil Eren ve merhume İffet Eren'in oğulları. Gülhanırn Eren'in sevgili eşi, Halil, Nihal ve Jale Nur'un biricik babaları raerhum Hikmet Eren'in; Ahmet ve Hayrettin Eren'in kardeşleri, Gizem Ertaş'ın dedesi, Ömer N. Ertaş'ın kayınpederi, ailemizin kıymetli varlığı, emekli Samsun Ağır Ceza Hâkimlerinden ö FARUK TOPRAK'm can dostu, "TOPRAK ŞllR ÖDÜLÜ" (1981) ve "TOPRAK ÖZEL JÜRİ ÖDÜLÜ' (1983) sahibi, "TOPRAK ŞİİR ÖDÜLÜ SEÇİCİ KÜRULU" değişmez üyesi, yetkin insan, ünlü ozan yazar gazeteci, kaybettik. Ozan, 28 Şubat 1984 salı günü (bugün) öğleyin Maltepe Camii'nde kılınacak cenaze namazından sonra, Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek. EŞİ ve ÇOCUKLARI HASAN HÜSEYİN (Korkmazgil)i Ozan Sevgi Duyurusu Dil ustaıçız, gönül ustamız MEHMET EREN'i 26.2.984 günü kaybettik. Aziz naş'ı 28.2.984 günü Fatih Camii'nde kılıcanak öğle namazmı müteakip Silivrikapı mezarlığında ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. Allah Rahmet e>1esin. AİLESİ HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL'İ yitirdik. Acımız çok büyük!... Tüm okurlarına ve ailesine sabır dilerim!... FÜRUZAN TOPRAK HASAN HÜSEYİN, Türk tiyatrosu için attığın tohum yeşermeden seni sevgi ile uğurluyoruz. Aşıladığın insan sevgisi ile dopdoluyuz. DENİZLİ TİYATROSU Ozanımız ... eğer şişmansanız ve bu sizde psikolojik sorunlar yaratmaya başladıysa... ŞairYazar HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL'İ yitirdik. Tüm sevenlerin direncini paylaşıyoruz. NİTELİK YAYINLARI HASAN HÜSEYİN Ölmek değil seninkisi. A.C. TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ Hasan HÜSEYİN'i yitirdik. Acımız sonsuzdur. Ailesine ve dostlarına başsağlığı dileriz. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğrencileri Türk şiirinin ustalarından büyük ozan onurlu insan Ozanımız OGUZ EKERCI ... zayıflayın. Ama, zayıf ya da şiştnan olmanız •f. o HASAN HUSEYTN'i yitirdik. Büyük acımızı, ailesi, onu seven okurları ve edebiyat dostları ile paylaşıyoruz. Başımız sağolsun. HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL'İ yitirdik. O, toplumuna karşı görevini fazlasıyla yerine getirdi. Unutmayacağız. okumanızı etkilemez. ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞt YÖNETtM KURULU 1 MART'TA ÇIKIYOR! Mullaka alın. Maden Müh. (19541981) yitirişimizin 3. yılında, gun geçtikçe artan sevgi özlem ve onurlu yaşamına duyduğumuz saygı ile anıyoruz. BİLGİ YAYINEVİ AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle