15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 1984 KÜLTÜR YAŞAM Ayın fotoğrafı Orhan Karaalioğlu 7 Ozetle GORDUK KONUŞTUK Yalcın Pekşen tLanserden beterdir açık deniz hastalığı. Tkzlu su bilmem nerenize sürüldü mü kurtulus yok derler. Atlantiğe açılırken insan demiri güverteye aldı mı apayrı bir dünyaya girer artık. Başınızda Allah'tan başka kimse yoktur. ÜLKESİNDEN UZAKTAYDI 1951 yıhndan bıı yana Paris'te yaşayan Cortazar, dışarda oturaa Güney Amerikalı yazarlara "sürgan" damgasımn vurulmasına şaşar, jet cagında bunnn anlamsız olduğunu bıkmadan yinelerdi. tFSAK uyeleri arasında her ay yapılmaktaolan Ayın Fotoğrafı seçimini bu kez Orhan Karaalioğlu kazandı. Yaşar A.Akarca1 nm fotoğrafı ikincU Aleksi Petndi'nin fotoğrafı ise, uçürtcü oldu. Aynca, Aramis Kalay, Hasan Akçin ve Yaşar AAkarca'nınfotoğraflan da sergilenmeye değer görüldü. Istnet Gümüşdere sergisi 1960'lar Babuüisi'nin önde gelen fotoğraf ustalanndan Ismet Gümüşdere, bugün Yapı ve Kredi Bankası Kâzım Taşkent Sanat Galerisi'ndeki en son renklifotoğraflanndan oluşan bir sergi açıyor. "Deklanşör sesleri, yülanmı verdiğim fotoğraf sanatmda hep tatlı bir musiki gibi kaldı... Sergilerimi de deklanşör seslerinden oluşan bir beste gibi görürüm"diyen Gümüşdere'nm sergisi 29 şubata kadar surecek. 69 yaşında lösemiye yenik düşen Julio Cortazar: Sadun Boro yılın 8 ayını geçirdigi deniz için "Allah kurtarmasın" diyor. (Fotoğraf: ENDER ERKEK) Tekne ile 2 dünya turu yapan amatör denizci denizi Sayın Sadun Boro, tekne ile iki dünya turu yaptınız. Sonra ortadan kayboldunuz. Bodrnm'a yerleştiğinizi duydurn. İstanbul'dan kaçtınız galiba.. Efendim kaçtık.. Doğup büyüduğum yere yabana kaldık. Bodrum'da yaşıyorum artık. Istanbul'un rezilliği çıktı.. Ne o bahçeli evler kaldı, ne deniz.. Deniz o kadar pislendi ki, insan teknenin üstünü dahi yıkamaya iğreniyordu. Yetmiş altı yılında emekli oldum mensucat fabrikasından. Bastım gittim Bodrum'a yerleştim. Tabü daha önce iki sene süren bir Amerika seyahati yaptık. Kızım büyümiiştU. Ona da gösterdik dolaştığımız yerleri.. Akdeniz'den sonra Atlantiği aşıp Karaip denizine.. Amerika sahilleri.. Bermuda Şeytan üçgeninden Bermuda'ya.. Tekrar Akdeniz'e.. Onyedibin millik bir seyahat. Şeytan üçgeninden geçerken korkmadınız mı? Biz Türkiye'den geldiğirniz için şeytanhk bize para etmedi. Hayal mahsulü olduğunu sanıyorum. Kaçakçılar tekneleri batınyorlar. Ondan adı çıkmış.. Bir de tabii açık deniz. Fırtınası bol olur... KANSERDEN BETER Sadun Bey deniz tutkusu nasıl başladı sizde? Herhalde çocukluktan başlar. Sandaldan yelkenliye. Sonra açık denize.. Elli iki yılında Ingiltere'de tahsilimi bitirince. Tekstıl muhendisiyim ben. flanla bulduğumuz bir tekneyle Atlantiği aşıp Amerika'ya gittik. O seyahatte açık deniz zevkini alıp o hastalığa bulaştım. Hastalık mı diyorsunuz? Hem de kanserden beterdir açık deniz hastalığı.. "Tuzlu su bilmem nerenize sürüldü mü kurtuluş yok" derler. Nedeni ne bunun? Apayrı bir heyecanı, bir atmosferi var. Atlantiğe açılırken insan demiri güverteye aldı mı. Apayrı bir dünyaya girer artık. Başınızda Allah'tan başka kimse yoktur. Sırf deniz. Her türlü şehir patırtısından, cenderesinden uzak, tabiatla başbaşa. Atlantiği aşarken harita üzennde noktalar koyarken, namütenahi (sonsuz) işaretinin manasım anlıyor insan. Bu koca dünyada bir hiç, bir nokta bile olmadığını. Ama cennetten güzeldir. Biraz korkulu bir cennet değil mi? "Ayağım karada olsun" diye bir lafımız vardır. O kara adamlarının lafı.. Bizim ayağımız hep suda olsun. Dünya tunı yaparken çok uzun bir siire denizde kalıyorsunuz. Mesela okyannsu aşarken nasıl uyuyorsunuz? Tekne bir yere çarpmaz mı? Yelkenleri ayarlıyotduk. Rüzgâr dümeni kendi kendine götürür. Atlantikte nereye çarpacak zaten. Bir gemiye çarpamaz mı? Aşağı yoldan giderken fazla gemi geçmez. Dönüş yönüne doğru. Beyoğlu caddesi gibi. Acaip miktarda gemi geçer. tşte o tehlike içinde nasıl nyuyordunuz? Sık sık kalkıp bakıyorduk. Sonra bu buyük gemiler öyle hızlıdır ki ononbeş dakikada yamnıza gelir, farkına varamazsınız. Hatta ufak teknelere çarparlar. Farketmezler bile çarptıklanm. Çok tekne batmıştır. KADERE İNANMAK O zaman ne oluyor? O zaman ölüyor insan. En büyük tehlike budur. Çok kıl payı kurtulmamız oldu. Nasıl göze alıyorsunuz bu kadar tehlikeyi? Kadere inanmak lazım.. İnsan denize açılınca kadere inanıyor. Onun için eşeği sağlama bağlayıp "kader" diyoruz. Sadnn bey "Ellüki'de denize açıldım" diyorsunuz. Otuz iki yıl olmnş aşağı yukan. Bu sürenin ne kadannı denizde, ne kadannı karada geçirdiniz? Karada mı daha çok, denizde mi, diye sorayım. Yan yanya dersem mubalağa etmiş olmam. Uzun seyahatlar haricinde bile senenin altı, yedi, hatta sekiz ayı denizde geçer. Bodnım'da da mı? Bodrum'daki evi yazın kiraya veriyoruz. Biz hep birlikte teknede yaşıyomz. Mektep açılınca kızım ve karım eve geçer. Ben kasım sonuna kadar teknede kalınm tek başıma. Ne yapıyorsunuz tek başınıza? Dünyanın en guzel koylannda yaşıyorum. Gökova denilen bir cennet var. Allahın özenerek "dünyalılar memnun olsun"diye yarattığı dünya cenneti... Evet hep öyle söylenir ama ben bunun biraz edebiyat olduğnnn sanıyordum. Siz aşağı yukan butun dun>ayı gordunüz. Gerçekten en güzelleri bizimkiler mi? Evet her yeri gördüm aşağı yukarı. Tek tek koylar olarak her yerde var ama böyle iç içe bir surüsu bir arada. Merkeze yakın olsun. Tabiat zengin, iklim musait olsun. Yok boyle şey. Sonra gayet emin. Demirini attın mı dışarda kıyamet kopsa, suyun yüzü değişmez. Ne yapıyorsunuz burada sekiz ay boyunca? anlnttı: "Troas" yayımlandı Âkbank Kültür Kitaplan diziârün 7. kitabı "Troas"yayvnhmdu Prof. Dr. Bilge Umarhnyazdığı kitap, Anadolu'nun tlkçağda Iroas adıyla amlan bölgesindeki tlkçağ kentlerini ve kalıntıiannı anlatıyor. Ingilizce bir özet bölümün de yer aldığı kitabm başlıca özelliği, çok sayıda renkli fotoğrafa ve kent krokisine yer vermesL Aynı dizide daha önce, yine Prof. Bilge Umar'ın yazdığı "tonıa", "Aiolis", "Lydia" ve "Phrygia" adh kitaplar da yer alıyor. Yazarlık bence meslek değil, kendini arayıp bulmanın yolu Kültür Servisi Julio Cortazar'ın ölümüyle, yalnızca günümüz Latin Amerika edebiyatının en önemli yazarlanndan birini değil, insan hakları davasının en ateşli savunuculanndan birini de yitirdik. Aşağıda sütunlarımızın olanakları çerçevesinde sunmaya çalıştığımız söyleşi, Cortazar'la 1%9 ocak ayında yapıldı. "Life" dergisinin İspanyolca baskısında yayımlanmak üzere Rita Guiberl'in gerçekleştirdiği söyleşide Cortazar, yazarlık anlayışı, Latin Amerika edebiyatı ve aydınlan gibi konularda görüşlerini dile getiriyor. BENtM AMATÖRCE TUTUMUM HERKESf ŞAŞIRIIVOR turduğumuz söylenebilir. ö t e yandan, tarihimizdeki, soyumuzdaki ve dilimizdeki yakınhklar bizi geniş bir omurgada bütünleştiriyor ve edebiyat düzeyinde bir Latin Amerika birliği sağlıyor. Birçok eleştirmen, yazar ve okur bizim edebiyatırruzın bir bütün olarak çok önemli ve olağanüstü olduğu noktasında birleşiyor. Ancak ben bundan o kadar emin değilim. Bırkaç gün önce Prag'daydım. "Listy" dergisinin yöneticileriyle sohbet ediyorduk. Dedim ki: "Bizim en iyi romaDCilanmızı taşıyan bir uçak diişüverse, Latin Amerika edebiyatının sanıldığı kadar köklü ve zengin olmadıgı birden anlaşılıverirdi!" Kuşkusuz, bu sözlerim, benimle birlikte Prag'a gelmiş olan ve uçaktan çok korkan Garcia Marquez ve Carlos Fuentes'le ilgili bir şakaydı. Ama bu esprinin ardında bir gerçek de yatıyordu: Bizim edebiyatımızdaki patlama, dünya edebiyatının büyuk dönemleriyle, Italya, Fransa ve lngiltere'deki rönesans'la, tspanya'daki Altın Çağ'la ya da Batı Avrupa'da 19. yüzyılın ikinci yansıyla hiçbir zaman kıyaslanamazdı. rikalı okurlarla başarıya erıştı. Edebiyat alanında şu ya da bu biçimde hükümranlığımıza kavuştuk, dolayısıyla yaratıcı sanatçılar, eleştirmenler ve okurlar olarak sorumluluklarımız da arttı. Bizi Avmpa'ya bağlayan sahte göbek bağı kesildi; artık kendi yaşamımızı yaşamaya başlıyoruz. Ama çocuk daha çok küçük; altını pisletiyor, habire düşüp kalkıyor. Onu daha şimdiden büyük bir adam gibi görmek ölümcül bir yanılsama olur. YÜZ YILLIK YALNIZL1K LATÎN AMERtKA EDEBtYATIMN EN GLZEL ROMANLARINDAN BİRt Marquez'in "Yüz Yıllık Yalnızlık'.'ını nasıl buluyorsunuz? Bence, Garcia Marquez'in "Yüz Yıllık Yalnızhk'ı Latin Amerika edebiyatının en guzel romanlanndan biri. Çünkü Marquez, yerlilik duygularının bir sınırlama olmadığını, tam tersine her zaman dışa taşmanın bir yolu olduğunu herkesten daha iyi kavrıyor. Bu kitabın konumu, Macondo, aslında çok daha başka yerleri de içerdiği içindir ki inanılmaz derecede Kolombiya'ya ve Latin Amerika'ya özgu bir yer. Burada, "Bin Bir Gece Masallar1"nın, Faulkner'ın, Conrad'ın, Stevenson'ın, Bunuel'in, Fuentes'in ve daha birçoklarının Garcia Marquez'in çarpıcı özgünlüğüne katkıda bulundukları derin bir katılmadan söz edi>orum. Kendisini çevreleyen pusulanın butün uçlanna ilişkin bilincini bir yana bırakmaksızın ulusal bir gerçekliği yaratmasını bilen bir romancının özgünlüğunden söz ediyorum. Yerlilik mi? Hiç kuşkusuz, evet: Öteki gerçeklikleri reddetmeksizin kendi gerçekliğini seçmek, tüm gerçeklikleri kendi yaratıcı yeteneğine boyun eğdirmek ve yeryuzunün tüm güçlerini artık silinmez bir destan olarak yüreklerimize gömdüğümüz o küçük yerde, Macondo'da yoğunlaştırmak. Sadun Boro: Denizden kurtulus yok Balık tutarım.. Ahtapotumu kendim tutanm. Ekmeği de yapıyoruz.. Rakıyı yapamıyoruz. O belimizi buküyor Çok içiliyor mu? Yok pek içilmez. Aksamdan akşama. Masraf da azdır berhalde. Tekele çalışıyorsunuz sadece. Evet tek derdim Tekel'le. Denizde yaşamak sudan ucuzdur yani. Sıkılmıyor musunuz? . Hiç hissetmiyorum.. Ormana çıkarım, yürünim.. Zaten ışler de var. Ağın atılması, toplanması. lkiüç saat yürüme.. Ahtapotun tutulması, hazırlanması. Ahtapot tutmak kolay nudır? Artık haşır neşir olduk.. Sarmaş dolaş yani. Tehlikeli degil mi? Fazla tehlikesi yoktur. Ne olacak canım küçücük şeyler. Sadun bey birini bulup şunu sormak isterdim hep; "Denizden babam çıksa yerim" derler. Dognı mu bu söz? Babam çıkmadığı için bilmiyorum. Ben ne çıkarsa yiyorum sadece. Sağlık açısından bir sonın olmuyor mu? Romatizma falan. Romatizma hiç başıma gelmedi. Hanımda da yok. Kimsede bir şey yok. Hem neden olsun? Güneş, açık hava, temiz hava. En mühimi sinirlenecek bir şeyler yok. Hele hanım da gelmemişse. Bu lafınıza hanım kızmasın? DERTStZ DÜNYA Aman efendim. Giyim kuşam derdi de yoktur herhalde. Bir şort. Bir tokyo, bir de fanila. Kışın dededen kalma ne varsa. Sizin "hanıma kürk alınacak" diye bir derdiniz de yoktur. Arpi BülbüVün şan resitali SopranoArpi Bülbül.21 subat salı günü Ankara Devlet Konser Salonu 'nda bir şan resitali verecek. Hocası Ozcan Sevgen'in anısına vereceği resitalde Arpi Bülbül'epiyanist Seher Tannyar eşlik edecek. Resitalde Brahms, llhan Usmanbaş ve Liszt'in liedleriyleMozart ve Verdı'den opera aryaları seslendirilecek. Ünlü sinema ve tiyatro dekoratöru Georges Wakhevitch 76 yaşında oldü. Odessa'da doğan, en ünlü yönetmenlerle çalışan Wakhevitch elliden fazla filrne imzasım atmış, 1S0 kadar tiyatro oyununun dekorunu yapmışn. Jean Renoir'm "La Grande IIlusion Büyuk Diiş", Marcel Carne'nin "Les Visiteurs du Soir Gece Ziyaretçileri", Jean Cocteau'nun "L'EternelRetourEbedi Dö'nüşü " bunlann başlıcalanydu Wakhevitch, aynca Salzbourg Şenliği'nde Covent Carden, Scala ve Metropolitan salonlarında devamlt opera dekorları da yapmıştL Dekoratör Georges Wakhevitch öldü Dııdley Moore ve Nastassia Kinski Dudley Moore ve Nastassia Kinski, "Unfaithfully Yours" adh filmde birlikte oynuyorlar. Moore filmde, genç kansının namusundan kuşkulanan bir orkestra şefini canlandtrıyor. Özel yaşamında caz tutkunu olan Dudley Moore, besteci ve yorumcu olarak 10 kadar plak doldurdu. Yazarlık nasıl bir anlam taşıyor sizin için? Insanlar benim yazarlık mesleğimden söz ettiklerinde şaşırıyorum doğrusu. Çünkü yazarlık bir meslek olarak yok benim için. Avrupa'da yazar çoğu zaman profesyoneldir; onun gözünde, kitaplannın durmadan basılması, edebiyat ödülleri kazanma olasıhğının bulunması önemlidir. Belki de bu yüzden, benim amatörce tutumum yayınBtZt AVRLPA'YA cıları da, dostlarımı da şaşırtıBAGLAYAN SAHTE yor. Edebiyatın benı ilgilendiren GÖBEK BAĞI KESİLDt tek yaru, o en sonunda kitap dedikleri şeyi ortaya çıkartan söz ' Latin Amerikalı aydınlar cüklerle boğuşma içersinde ken neden >urt dışında kendi ülkeledimi aramam ve bazen de bul rinde olduğundan daha erken lamam. nınıyoriar? Sizi etkileyen yazarlar? Belki 2025 yıl önce bir te Jules Verne'den Alfrcd meli olabilirdi bu sorunun, ama Jarry'ye kadar birçok yazardan bugün saçma geliyor bana. Yaletkilendim. Bu ikisinin arasında nızca anlatı türündeki en seçkin Borges, Homeros, Garcilaso, adları sayacak olursak, Borges, Cocteau, Virginia VVoolf, Keats, Juan Rulfo. Carpentier, Vargas Lautreamont, Pedro Salinas, Llosa, Fuentes, Astnrias, LezaRimbaud. Edgar Allan Poe, ma Lima, Garcia Marquez gibi Mallarme, Raymond, Roussd ve yazarların hiçbiri anlaşılmaları Dickens'ı sayabilirim. Başlı başına bir Latin Ame ve değerlerinin okurlarınca kavrika edebiyatına inanıvor musu ranılması konusunda yabancılanuz? Yoksa Latin Amerika ede ra dayanmadı. Bu söylediğim, N'eruda ve Octavio Paz'ın şiiri biyatı yöresel edebiyatlann bir için daha da geçerlidir. Benim 17 toplamı mı? Hiç kuşkusuz, her yörenin yıldır Fransa'da yaşıyor olmaekonomik, kültürel ve dilbilim mın sanırım bir etkisi olmuştur; ama gene de bütün kitaplarım sel Özellikleriyle farkhlaşan bir tür edebiyat federasyonu oluş İspanyolca olarak ve Latin Ame Aşağı yukarı otuz iki yıl önce denize açıldım. O günden bu yana, uzun seyahatlar haricinde, senenin altı, yedi hatta sekiz ayı denizde geçer. GALERILER CEVDE! R5&A CAJÜES 3 * B t E K öS 2 21 İSIEIÎİMAN EJBICLJT 528 66 29 522 89 97 CİHAT BURAK Resim Sergisi 17 Şubal 10 Mart 1984 Gaıen pa;ar gunlerı 13 90 ten rtıbaren Rumelı Cad Matbaacı Osmanbey S 35/2 ErVut Ap Osmanbey Te! 146 05 47 KARMA RESİM SERGİSİ 10 $«*at 7 Mart 1984 Öyle bir şey düşunmedim bile. Hanım da aynı benim fikrimde çünkü. O zaman teknenin masrafı kalıyor geriye. O var tabii. Bizimki bir kaç yüz bin lirayı geçiyor. Herşey asgaride tutulursa. Bir tekne ne kadar dayanır? İyi baküırsa yetmişseksen yaşında tekneler halen dolaşmakta. Sadun bey sizinki gibi bir tekne kaça satüıyor veya mal oluyor şimdi? Şimdi çok pahalı.. 1%364'de herşeyini de kendim yaptığım halde ikiyüz bine çıkmıştı Kısmet. Şimdi yirmi milyonun üstünde. Ama o zaman da iki yüz bin liraya iki daire alınırdı rahatça. EVDE SIKILIYORUZ Peki Sadun bey, tekne küçücük bir yer. Çok küçük bir alanda yaşamanın sıkıntılan yok mu? Tersine eve geçince rahatsız oluyoruz. Teknede her şey el altında. Ev çok büyük geliyor. Hele biraz lüks bir tekne olsa tekneden rahatı yoktur. Anladığıma göre denizden hiçbir şikâyetiniz yok? Denizden şikâyet etmedim. Ama herkes diyor ki"yahu geziyorsun, iyi guzel de.. Bizim vaktimiz yok" Vakti yaratmak için ben neleri feda etmedim. Yetmişaltı'da emekli olduğum zaman yirmibin lira geçerdi elime. Üçbinüçyüzelli liraya emekli oldum dünya seyahatine çıkmak için. Hepsi birden olsun bu mümkün değil. Hem param bol olsun, hem gezeyim, hür olayım. olmaz. Hür yaşamanın da faturasını çekeceksiniz. Şimdi bakıyarum en zer.gin insanlar. Yatlan da var. Senede bir hafta denize çıktılar mı dünyanın an mesut insanları oluyorlar. Vakitleri yok çünkü. Benim maddi kayıplarım oldu ama pişman değilim. Gözüm arkada değil. "Şikâyetiniz yok mu" dediniz demin. Tek şikâyetim şu: Denizden bir türlü kurtulamıyoruz. Allah da kurtarmasın.. 18 Şubat URART Resim Sergisi 929 Subat SANAT GALEHİSİ armo mobilya ve ticaret Itd. şti. GALERI BARAZ EDİP HAKKI KÖSEOĞLU 1" Şubat 29 Şubat 1984 Kurtulus Cad 191 KurtultsIST Tel 140 47 83 SANAT GALERISr TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan CİHAT ÖZEGEMEN Resim Sergisi 926 Subat Nıspetıye Cad 44 Etıler Te. 1618'DE BU6ÛN, "DRAISINE'ADI VER1LEH,B1SIKLETIN ATASI OLAN BİKARAÇ İÇİN PATEMrALINMlfTI. KARL VOH ORAIS De SAUBR&RUN AOLI ALMAN BARON,YAPTlgl;îKİ METAL TEKERLEK YS. BUHLARl BA&LAYAN BİR TAHTA UZERINDt OTURMA YERİ OLASI İLKELABAÇ LA OİKKATl ÇEK/Ul'$Tİ.ASLINDA MODBBN İKİ TEKERLEKLİ BİSİKLETİN KA8A VE BASlT BİR MOPE LİVDİ.PEDALLARI yOKTU.AyAkLAR İTİCİ OLAÜAK KULLANILIVORDU BARON SUNU, SORUMLU OLDU&U SADEN ORMAtJLAKlNOA DENEMI$, ÇOK PAYDASıNı SÖKMÛÇTU.GERÇI ONDAN ÖNCE, 1790'LARPA PARLS'Lı MÖSYÖ SIVKAC &ARIPLıK OLSUNCHYEıL K£L BİR BİSİKLET YAPMIŞ VE BUUUHLA SOKAKLARDA DOlA$Mt$ TIAMA PATENT ALMAMSTI .. NESE ERDOK DEVRİM ERBJL 10 Şubat29 Şubat 1984 "25. SANAT YILI SERGİSİ" Açılı* 10 Subat 1984 Crnna Saat: 18.00 Vışnezade VolSok No 14 TaslıKMackaIST Tel 160 00 03160 12 53 BISİKLETE PATENT.. BİR TIYAJRO DEHASI ÖLDfrMOLlERE 1 ~ 165 19 35 lOO\ll.D.\\ 50 DEMAM 50 PE&İM SEVİMCE >'»\A < «1 fKlSl irFKOHA'Y» ^ 338 53 28 P.t/ .• KT<C ZEHRA SAY Resim Sergisi Asiye Soyarslan Resim Sergisi 13 Şubat • 5 Mart 1984 Valı Konağı Cad Pasaı 85 Tel 146 72 81 OSMANBEY AKBANK SANAT GALERISI 9 Subat29 Subat 1984 RESİM AUNIR SANAT GALERISI IŞIK SERGİSİ 2 HAYATİ MİSMAN Resim Sergisi 27 Ocak24 S*at Husrev Gerede Cad 126 Teşvıkıye Meydanı 141 65 10 11 12 13 Sumru Perihan 1819 Şubal 1984 DESTEK SANAT GALERİSİ Abtdin Dino Avni Arbaş Balaban Buıtıan Uygur Bedri Rahmi Berç Toroser Fikret Kolverdl Hıbib Gerez Mehmetcan Köksal Muzaffer Akyol Müflt Çellk Nedim Gunsür Nevhiz Tanyeli Niyazi Toptoprak Mehmet İleri Sevll Gurter Salvador Dali Yusuf Katipoğlu Ursula Katipoğlu Nazmı Yılmaz t6?3'TE,UMLI FRANSIZ TtYATRC YAZARI JEAN &APTISTE PAaUELIN (UOLIERE) OLMUfTÛPARİS'TC DO&MUŞ,ĞENÇ YAŞ7A TİYAT. ' ROCULU&U MESLEK SEÇMİŞTI. KEN1 Dİ •MZDIĞI PtYESLE/SOE BASROLCI DE OWJaYO#OU KOMEOİLSR/MOE ZAMAHIMN SOSYAL UAYATIHIELEf TİRırOG, OMEMLt KİSILERLE A LAY E TMEKTEN DE SERl KALUIYORDU SOYLULAR/N VE KILİS£ I NİN TEPKİSİHİ İSE, UOLIERE'İ TUTAN KRAL İ4. LOUIS £*16ELLlYCRCHJ. FAKAT ÖLÜMÜNDE, KIL İSE, CEAJAZE TÖ'RENİNİ VKP. MAYI REDDEDİNCE, Gİ2LİCE GECE <S0MUL£8/'L*1/S, MEZA. Rl DA KAYBOLMUÇTU.BIRAKTISl ÖLÜMSÜZ ESERLEgiHDEH BAZILARl. "KUSKUN4$IKLAR" "ZORLA EVLENME", "KİBARLIK BUOAtASıynASmA* 50 YIL ONCE Cumhuriyet Ameleye ucıız yemek Süıner Bankın Dejıerdardaki Fesane mensucat fabrikasında ameleye ucuz ve temız gıda vermek uzere tesis edilen lokanta ile amelenin erzak ıhtıyaçtannı temin etmek üzerıne açılan kantariye satış mağazasının kuşaı resını dıın oğle Uzerı yapılmıştır. Kuşal resminde birçok davetliler ve Falih kaymakamt Haluk Nihal Bey bulıınıuuşlur. Cayeı genış, nnmtazam ve temiz olan lokarua kısnunda kuşuı ıciiıu nıunusebetıle bır zıyafer çekilmiştir. Davetliler amele ile birlikte nefis bir öğle yemeği yemişlerdir. Fabrıku uınelesı, bu lokantada daıma sıcak, leıtıız ve çok ucuz bır yemek bulacaklardır. Yemek bır kap olacak, fakaı kafi miktarda kalonyi haiz olacak şekılde hazırlanacak ve çok bol verilecektır. Buna ınukabil ışçilerden eknıeğile beruber bir ovun yemek için 7 bııçıık kııni} alınacakıır. Bu lokanta ile nıağaza mahdul mes 'uliyetli Defterdar mensucat fabrıkası 1S Şubat 1934 KuuLttı uııjtıtıııult . AtlLük 19341984 Neıle. grip «• tksurbğün 8nQo8 • ır hfrkeı için İÜı A.ABİDİN ELDEROĞLU Resim Sergisi 4 Şubat1 Mart Her pa2artesı muzıklı slayt gösterısı 170018 00 AMı Ipekcı Cad 75 Macka1460354 Büyuk Kulüp Derneğı Kadık&y Cıftehavuzlar Cemıl Topuzlu Cad Mo 40/42 Sergımtz. Yıldız Cadır Köskündekı sergimızın tekrarıdır KARMA SERGİ 17 Şubat10 Mart Tünel Uaydanı Mueyyet S No 9 Beyoğlu • IST Te) 145 19 96 kooperatıftn tesçıl rnuaınelesı henuz bitmemiş olduğundan şımdılik yalnız lokanta ile mağazantn kuşar resını yapılmıştır. Amele 7 buçuk kuruş gibi ehemmiyetsız bır para mukabılınde sıcak, sıhhî ve kalorısme dikkaı ve ıtina edıleceğı ıçm mııgaddı bır yemek teının edılmesi binden fazla amelesı olan ve gece çıindıız durmadan çalışan bu fabrıka ımıhıtınde ve bılhassa ışçiler arasında bııvıık memnuniyeı ve teşekkıirle karşılanmıştır. 1 Jt a e ,*£ X a DE röJlB l'OB [J^rtM °İB 1 MI »«^{W f"Wl ^^E^ 1 Hn M ^\ •"»B IIHİ kokiama cıkaa Her ecımede b a h n l u r Anadoluda actnta aranıyor. Baito Ş»k ifin amuıni depojitcn; Naim de Teledo Utanbul ^uJtanhaa»m Hacopulo H u 3537 Tele^ foo. 10620423 9 POHO '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle