14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef Türkiye, çocukların en çok öldüğü ülkelerîn başında Sahibi: Cumhuriyel Malbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonım Şirkeli adına Nadir Nadi, • Genel Vayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Mudüru: Emine L'şaklıgil.Yazı Işleri Muduru: Okay Gonensin. • Habcr Merkezı Muduru. Yalçın Bayer, Sayfa Duzenı Yonetmenı: Ali Acar. TAKVlM 20 Arahk 1984 Imsak: 5.45 Guneş: •'.17 Oğle: 12.06 Ikindi: 14.25 Temsılaler ANKARA Yalçın Doğan, IZMIR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Mehmel Merean, • Servıs Şeflerı: İstanbul Haberleri: Reha Öz. Dış Haberler Ergun Balcı, Ekonomı: Osman L'lagay, Kultur. Aydın Emeç, Magazın: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yucelman, Duzeltme Refik Durbaş. Araştırma: Şahin Alpay, IşSendıka Şukran kelenci. Akşam: 16.45 Yatsı: 18.12 Burolar: • Ankara: Zı>a Gokalp Bulvarı, Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 3311414"', • izmir; Halıı Ziya Bulvan No: 65'3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad 39<41, Cağaloğlu, Ist. PK: 246Ist Tel 526 10 00 (9 hat) Telex. 22246 Dünyada en tehliheü meslek gazetecilik l'/uslararası Basın Enstitüsü'nün hazırladığı raporda, düşundüğünü açıklama özgürlüğü, "ölüm döşeğinde yatan bir hak" olarak nitelendi. Dünyada bebek ölümlerinin en yüksek oranda gerçekleştiği iki ülke, Afganistan ve Sierra Leone. Türkiye ise sıralamada dünya 9'uncusu. Bebeklerin yaşama şansının en yüksek olduğu ülkeler ise Finlandiya, İsveç ve Japonya. Ölüm oranımn en düşük olduğu ülkelerin başında da SSCB ve ABD geliyor. LONDRA, (ANKA) Dünyada 01 ya$ arası çocuk ölümlerinin en yüksek olduğu ülkeler arasında bulunan Türkiye'de doğan her bin bebekten 110'u ölüyor. Bu oranla Türkiye, dunyada bebek ölümlerinin en çok olduğu ülkeler içinde 9 Afrika ve Arap ülkesiyle birlikte dokuzuncu sırada bulunuyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu U N I C E F ' i n hazırladığı "1985 Dünya Çocuk Yüı" raporunda yer alan rakamlara göre, dünyada bebek ölümlerinin en yüksek oranda gerçekleştiği iki ülke Afganistan ve Sierra Leone olarak belirleniyor. Her iki ülkede de, bebek ölüm oranı binde 200'e ulaşırken, bu oran Kamboçya, Burundi, Çad, Etiyopya, Yemen, Bangladeş, Bolivya ve Pakistan gibi ülkelerde binde 120 ile 170 arasında değişiyor. Bebek ölüm oranımn çok /uksek olduğu ülkeler arasında Türkiye ile birlikte dokuzuncu sırayı alan ülkeler içinde ise Cezayir, Mısır, Haiti, Liberya, Mozambik ve Zaire bulunuyor. Dünyanın 130 ülkesi içinde bebek ölüm oranımn binde 100'un üstunde bulunduğu 43 ülke arasında Türkiye, okuryazarlık oranı ve ortalama yaşam süresi bakımdan birinci sırayı alırken, kişi başına düşen ulusal geliri de Umman Sultanlığı ve Cezayir'den sonra uçüncu sırada yer alıyor. Türkiye'nin, kişi başına düşen yıllık ulusal gelirin 80 dolar olduğu Bhutan, kadın l/JVf CEF, çocukların yaşamlarını korumak için doğumdan itibaren bir yaşam çizelgesinin tutulmasını, düzenli bir şekilde emzirmeyi ve bağışıklık aşılarının zamanında yapılmasını şart koşuyor. İshalden ölümlere karşı ise tuzşeker karışımından yapılan ucuz ve etkili solüsyon öneriliyor. larda okuryazarlık oranımn yüzde 2'de kaldığı Yemen ve ortalama yaşın 34'ü aşmadığı Sierra Leone gibi ekonomik ve kultürel açıdan dünyanın en az gelişmiş ulkeleriyle bebek ölum oranında "yanş eder" durumda bulunması ise önemli bir çelişkiyi sergiliyor. Öte yandan, binde 100 ile 48 arasında değişen bebek ölüm oranlanyla tran, Peru, Zambia, Nikaragua, Ekvator, Kenya, Lübnan, Şili, Malezya gibi ülkeler Türkiye'nin çok gerisinde kalıyorlar. UNlCEF'in istatistikleri, savaş, kurakbk gibi sorunlar!a karşı karşıya bulunan pek çok ulkede bebeklerin yaşama şansının Türkiye'dekinden fazla olduğunu ortaya koyuyor. Dünyada bebek ölüm oranımn en düşük olduğu yirmi ülke arasında Sovyetler Birliği, Birleşik Amerika, hemen tüm Doğu ve Batı Avrupa ülkeleri ile Küba, Kosta Rika, Hong Kong, Singapur ve Yeni Zelanda bulunuyor. Bu grupta yer alan ulkelerden Yunanistan'daki bebek ölüm oranı Türkiye'dekinden binde 96 daha düşük olarak belirleniyor. Dünyada bebeklerin yaşama şansının en yüksek olduğu ülkeler ise her bin bebekten yalnızca 7'sinin yaşamını yitirdiği Finlandiya, İsveç ve Japonya olarak sıralanıyor. ÇOCUK S A G L I G I İÇÎN DEVRİM Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu'nun (UNICEF) 1985 yılına giri "YÖK'ün Yükseltme ve Atama Yönetmeligi yasaya aykın tZMtR, (Cumhuriyel Ege Biirosu) tzmir 1. Idare Mahkemesi YÖK'un "Yükseltme ve Atama Yönetmeligi"ni yasaya aykın buldu. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi'nden Dr. Mehmet Sapancı ile aynı üniversitenin Tıp Fakültesi'nden Dr. Cclil Demircan 1981 yılı sonunda yardımcı doçentliğe "yükseltme ve atama"larının yapılmaması uzerine bu işlemin iptali istemiyle Izmir 1. Idare Mahkemesi'nde dava açmışlardı. Mahkeme 2547 sayılı YÖK Yasası'run geçici 15/A maddesine göre bu işlemi uygun bulmamış ve davacıların yardımcı doçentliğe yükseltilmeleri gerektiği görüşüyle iptal kararı almıştı. Kararlar daha sonra üniversite tarafından temyiz edilince, Danıştay 5. Dairesi Başkanhğı her iki davacınındoktoralannı yaptıktan sonra üniversitedeki çalışmalarının üç yılı aşmadığı görüşüyle bu kararları bozdu. Konuyu yeniden inceleyen tzmir 1. Idare Mahkemesi YÖK tarafından vürürluğe konulan "Ögretim Üveligine Yükseltme ve Atama Yönetmeligi"mn geçici 1. maddesini 2547 sayılı Yükseköğrenim Yasası'na aykırı buldu ve Danıştay'ın bozma kararına uymayarak kararında direndi. EGEDE DENİZ SORUNLARI SEMtNERİ: Ege sorununun temelini petrol umudu oluşturuyor Ankara'da yapılan seminerde ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Gönlübol: "Taşoz'da petrol bulan Yunanistan, zengin yataklar bulmak umuduyla Ege'yi delmeye başladı. Sorunlar da böylece ortaya çıktı" dedi. ANKARA (a.a.) ODTL Iktısadi \e İdari Bilimler Fakultesi ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nın birlikte düzenledikleri "Ege'de Deniz Sorunları" konulu seminer Ankara'da vapıldı. Seminerin sabahki bölumunde konuşan ODTÜ rektoru Prof. Dr. Mehmel Gönlübol, Ege denizindeki sorunların temelini, Ege"de var olduğu sanılan '"petrol"un oluşturduğunu bildirdi. Prof. Dr. Gonlubol, "^unanistan, tkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Ege'de petrol arama çalışmalarına başladı ve Taşoz'da buldu. Bu nedenle zengin petrol yataklan bıılabileceği umuduyla Ege'yi delmeye başladı. Sorunlar da boylece ortaya çıktı" diye konuştu. ODTÜ Rektoru, denızlenn de karalar kadar doğal zenginlıklere sahip olduğunun anlaşılmasından sonra ekonomik bolge ve kıta sahanlığı gibi kavramların devletler hukukuna girmeye başladığını belirterek, çeşitli tarihlerde toplanan denız hukuku konferanslannda alınan kararlardan örnekler \erdi. ODTÜ Rektoru Prof. Dr. Gönlübol, Yunanistan'ın denizlere Turkiye'den daha fazla onem verdiğini, 1931 'de hava sahasını 10 mile, 1936 yılında da karasularını 3 milden altı mile çıkardıeını, Turkive ve Yunanistan'ın Ege ile ilgili sorunlan 1976 Bern Sözleşmesiyle dondurduklarını hatırlattı. Türkiye'nin sorunlarınınçözu münde hakkaniyet ilkesi doğrultusunda hareket ettiğini, Uluslararası Adalet Divanı'na gidilse bile aynı ilkelerin temel alınması gerektiğini hatırlatan Prof. Gönlübol, "Ancak, Türkiye, sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü tercih etmektedir. iki ülkenin bu amaçla görüşme masasına oturması gerekmektedir" di\e konuştu. Seminerde konuşan Doç. Dr. Aydogan Özman da, deniz hukukunda kaydedilen yeni gelişmeleri anlattı. Doç. Dr. Özman, karasularını 12 mil olarak belirleyen 3. Deniz Hukuku Konferansı ile ilgili sözleşmeyi Türkiye'nin imzalamadığını hatırlatarak, bugün dünyada, 20 ülkenin 3 mil, 6 ülkenin 4 mil, 4 ülkenin 6 mil, 81 ülkenin 12 mil, 1 ülkenin 20 mil, 2 ülkenin 30 \e 35 mil, 4 ülkenin 50 mil, birer ulkenin de 70, 100 ve 150 mil, 13 ülkenin ise 200 millik karasularına sahip olduğunu sözlerine ekledi. Seminerde kendisine yoneltilen bir soru uzerine soz alan Buyukelçi Namık Yolga, "Türkiye'nin Ege sorunlarında devamlı yapıcı \e sorunları çözmeye yönelik bir politika izledigini" hatırlatarak, "Türkiye, Ege adalarına elektrik, su vermeyi önerecek kadar yol gostermektedir. Ancak Yunanistan'ın anlayışsızlıgı yuzünden Türkiye müşkül durumda kalıyor" şeklinde konuştu. lirken çocuk sağlığı konusunda "devrim" olarak tanımladığı "4 ucnz yöntemle" her yıl yalnız ishal ve bulaşıcı hastahklar sonucu sayısı 9 milyona ulaşan çocuk olümleri yan yarıya azaltılabilecek. UNICEF Genel Müdürü James Garant tarafından yayımlanan yıllık "Dünya çocuklaruun durumu" raporuna göre, "Oral Rehidrasyon Tedavisi (ORT)"nin de bulunduğu " 4 UCBZ yöntem" sayesinde 1984 yılı içinde yarım milyon çocuğun yaşama döndürüldü. ORT'nin ucuz ve etkili bir önlem olmasına karşın çocuk ölümlerinin en etkili nedeni olan diyareye karşı ancak dunyadaki ailelerin yüzde 15'i bu yönetime başvurabiliyorlar. KOLAY ÇÖZÜM UNICEF raporunda sözü edilen ucuz yontemler içinde en etkili tedavi biçimi olan ORT, Dunya Sağlık Orgutu (WHO) ile UNlCEF'in özel formülüne göre hazırlanmış tuz poşetleri kullamlarak ya da doğru oranlarda tuz ve şekeri karıştırarak evde hazırlanabiliyor. Üzmanlar bu solisyon sayesinde diyare sırasında vücuda yerleşen dehidrasyonun, vucut ağırhğının yuzde 10'unu alıp götürerek ölume yol açmasının önlendiğini belirtiyorlar. UNlCEF'in raporuna göre, önümüzdeki beş yıl içinde ORT dunyadaki ailelerin yansı tarafından kullanılmaya başlanacak ve bu noktada yılda 2 milyon çocuğun yaşamı kurtulabilecek. YAŞAM ÎÇtN DEVRİM UNlCEF'in gelişmekte olan ülkelerdeki milyonlarca çocuğun yaşamlarını korumak için "Yaşam İçin Devrim" başlığı altında önerdiği diğer uç yöntemde büyümenin izlenmesi, emzirme, bağışlama olarak sıralanıyor. Üzmanlar, ana babaların çocuk sağlığını korumak için doğumdan itibaren bir büyume çizelgesi edinmelerini, ilk altı ayda en yararlı besin olan anne sutunün verilmesi için emzirmenin mutlaka düzenli sürdürülmesini ve her yıl 5 milyon çocuğun ölümüne, 5 milyonunun da sakat kalmasına yol açan beş önemli hastalığa karşı bağışıklık aşılarının zamanında yaptınlmasını şart koşuyorlar. ASIRLIK OTEL Ankara Caddesi ile Ebussuut Caddesi'nin köşesinde, geçen yüzyıl inşa edilen Meserret Oteli'nin dış cephesi aynen korunacak. Verilen bilgilere göre binanın içindeki tüm taşıyıcı duvarları değişecek. Meserret Oteli banka oluyor Odalarında ve alt kattaki pastanesinde birçok ünlüyü ağırlamış olan İstanbul yakasının ünlü oteli, Ziraat Bankası'na kiralandı. Türkiye Turing ve Otomobil SERPİL GÜNDÜZ Kurumu Genel Muduru Çelik Birçok olaylar yaşamış, unlu adlann söyleşilerine tanık olmuş, geçen yüzyıldan bu yana İstanbul yakasının ayakta kalabilmiş tek oteli Meserret artık tarihe karışıvor. Tanınmış sanat ve edebiyat adamları ile birçok siyasi kişiliğin nargile içip söyleşiler yaptığı, Atatürk'ü konuk etmiş, Bâbı Ali Baskını sırasında İttihat ve Terakki yanlılanmn buluşma yeri olarak heyecanlı gunler yaşamış Meserret Oteli, bundan böyle faiz hesaplannın ve banka işlemlerinin tanığı olacak. GüJersoy'a göre, "Meserret", geçen yüzyılın başında yapılmış, Istanbul'un en gözde otellerinden birisi. "Bütün oteUer Beyoglu'nda toplandıgı için İstanbul yakasının tek oteliydi" şeklinde konuşuyor Gulersoy. "Kahvehanesi, dönemin yazarian ve politikacılannın ugrak yeri, Alatürk'ün de mütareke yıllannda birçok önemli dostlan ve arkadaşlan ile buluştuğu önemli bir oteldi" diyen Çelik Gülersoy'a göre, geçen yüzyüın teknolojisiyle yapılmış olduğu için pek sağlam olmayan otelin içinin sökülmesine izin verilmesi bir hata. Ayrıca şimdi yıkılıp yok olan, o dönemin önemli otelleri; Viyana ve Şahin Pasa Otelleri'nden sonra "Meserref'in de yok olması üzucu bir olay. Yeni banka şubesi ve eski "Meserref'in müteahhiti Inşaat Yüksek Mühendisi Zafer Turan'ın verdiği bilgilere göre, alt katı bankanın Sirkeci Şubesi, üst katlan da personelin büro olarak kullanacağı 4 kath binanın tüm taşıyıcı duvarları değişiyor. Projenin onaylanmasından sonra 4 ayhk bir sürede inşaatın tamamlanacağını belinen Turan, "Binanın tamamımn 56 milyon liraya mal olacagını" söylüyor. Şantiye Şefi, İnşaat Mühendisi Naci Özen'in açıklamalarına göre Meserret, ikinci derecede bir tarihi eser ve o nedenle dış cephesi aynen korunuyor. LONDRA (ANKA) Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) dünyada basın yayın organlanna yönelik tehlikelere dikkati çekerek, düşunduğunü açıklama ozgürluğünu, "ölüm döşeğinde yatan bir hak" olarak nitelendirdi. IPI'nin 1984 yılına ilişkin hazırladığı yıllık raporda, bu tablonun, hukümetlerin gittikçe daha mudahaleci bir tutum takınmaları ve hoşgörusüzlüğün artması sonucu ortaya çıktığı belirtildi. Gazetecilerin, birçok tehditle karşılaştığı, hapsedildiği, yabancı bir ülkeden sınır dışı edilebildiği, hatta öldüruldüğüne dikkat çekilen raporda, gazetecilik, "dünyanın en tehlikeli mesleklerinden biri" olarak tanımlandı. Raporda özeleştiriye de yer verilerek, baskılar karşısında gazetecilerin yeterli tepkiyi göstermemesi ile haber anlayışında skandal ya aa sansasyon yaratmak düşuncesinin ağır basması sonucu, onaya çıkan olumsuz durumdan gazetecilerin de sorumlu olduğu hatırlatıldı. "IPI" söz konusu durumun ortadan kalkması için, öncelikle gazetelerin kamuoyuyla çok sıkı bir ilişki içinde olmasını istedi. Başına yönelik olumsuz durumlara gazetelerin tepki gostermemesi sonucu, okuyucuların da güvenini yitirdiği vurgulandı. DEVRİM BÖLGELERİ VE TÜRKİYE Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar raporda yer alan bir açıklamasında, "Çocuk sağlığı konusunda başlatılan devrimin tüm dünyada yayıldıgına ilişkin belirtiler vardır" diyor. Raporda bu yaygınlaşmaya örnek olarak verilen "devrim belgeleri" arasında Türkiye'nin Van iL" de yer alıyor. Cuellar, Denktaş ve Kipriyunu\v uynrdı NEVV YORK, (a.a.) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Spiros Kipriyanu'yu, 17 ocakta yapılacak New York'taki doruk toplantısını tehlikeye sokacak demeçler vermemeleri için uyardı. Dün bir basın topiantısı düzenleyen Perez de Cuellar, beş yıl aradan sonra ilk defa bir araya gelecek iki liderin görüşmesinden umutlu olduğunu belirtti. Denktaş ve Kipriyanu ile ayn ayrı görüşmeler yapan Cuellar, Kıbns sorununun çözümü yolunda önemli gelişmeler kaydedildiğini sözlerine ekledi. UNICEF'İN ÇACRISI UNICEF maliyeti düşuk, getirdiği çözüm ise çok büyük olan bu dört yöntemin az gelişmiş ülkelerde de kullanımının arttırıl ması ve "çocuk saglıgında devrim"in başanya ulaşabilmesi içivı tüm endüstrileşmiş ülkeleri yardıma çağırıyor. Banka şubesi olarak yeniden restore edilen Meserret Oteli, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet donemine değin; Ahmet Rasim, Refik Halit, Hakkı Tarık Us, Peyami Safa ve Necip Fazıl Kısakürek'in mutlaka uğradıkları, Mahmut Yesari'nin yazılannı buradan yazıp matbaaya gonderdiği kahvesi ile, geçen yüzyıldan bu yana İstanbul yakasının ayakta kalabilmiş tek oteli olarak biliniyordu. Meserret Oteli'nin restorasyon mimarı Atalay Ergun'un verdiği bıigiye göre, Dr. Ziya Gün Vakfı'na ait olan bina, Dr. Gun öldüğü zaman vasiyeti uzerine kurulan Üniversiteye Yardım Vakfı yönetimi altına girdi. Elde edilen gelirle voksul tıp öğrencilerinin okutulması ıçın burs veren Vakıf, daha sonra binayı Ziraat Bankası'na kiraladı. Dün anlaşması imzalanan 600 megavat gücündeki santral Trakya ve İstanbul'un elektrik enerjisini karşılayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye'nin ilk doğal gaz santrali Trakya Bölgesi'nde Lüleburgaz'ın (Kırklareli) Hamitabat köyü yakınlarında kurulacak. 600 megavat gücünde olacak santralın kuruluşuna ilişkin anlaşma dün TEK Genel Mudüru Ayhan Erkan ve Proje Grup Başkanı Necdet Bayhan, BBC firmasının yerli ortağı ENKA adına Ali Kuşi ve Sinan Tara, BBC adına da Volfgang Mattkk arasında imzalandı. Hamitabat bölgesindeki doğalgazın küçuk bir bölumunden halen ŞışeCam tesisleri ile Pınarhisar Çimento Fabrikası yararlanıyor. Şimdi yapımına başlanacak santral, Trakya ve îstanbul'un elektrik enerjisini sağlayacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cemal Büyükbaş, imza töreninden sonra duzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin en önemli projelerinden biri olan "Trakya Dogal Gaz Kombine Çevrim Santrali" hakkında bilgi verdi. Doğu bölgesindeki kaynaklardan enerji tuketim merkezi olan Batı ve Kuzey Batı'ya enerji iletiminde büyük kayıplar olduğunu, bu santralla bu kayıpların en az düzeye indirileceğini belintı, "Santral bu nedenle enterkonnekte sisteme kaliteli zelektrik sağlayacagım" bildirdi. ilk doğal gaz santrali Trakya'da kurulacak Enerji Bakanlığı bütçe görüşmesinde muhalefet sert çıktı "Gökova için sayın bakan baskı altındaysa, şerefle istifa etnıeli" Enerji Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında HP Grubu adına konuşan Paşa Sarıoğlu, "Bakan baskı altındaysa istifa etmelidir. Siyasi hayatında en büyük hatayı da işlememiş olur" dedi. Eleştirileri yamtlayan Büyükbaş, Gökova konusunda çıkarılan gürültü uzerine, santralın yerinin sahilden içeriye kaydırılacağım açıkladı. di.İşçi çıkarma yasağı süresince işten çıkarmaların aylık ortalamasının 880 olduğunu belinen Bakan, şu andaki aylık ortalamanın ise bin düzeyinde olduğunu bildirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli, 2821 ve 2822 sayılı yasalardan övgu ile söz ederek, "Yasanın öngördügü şekilde güçlü sendikalar yaşayacak, işcilerin rağbet etmediği sendikalar tasfiye olacaktır" biçiminde konuştu. Enerji Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında Gökova'da termik santral kurulması muhalefet sözcülerince sert bir şekilde eleştirildi. HP Grubu adına konuşan Paşa Sanoglu. bakamn istifasını istedi. Sarıoğlu, "Gökova'da kurulacak santral için Sayın Bakan baskı altında ise şerefle istifa etmelidir. Siyasi hayatında yapacak aradaki fark her gün hesaplanarak daha sonra maliyet bedeline eklenecektir" dedi. Gökova konusunda çıkarılan gürültü uzerine, santralın yerinin sahilden geriye kaydırıldığını kaydeden Büyükbaş, buranın bir tepeye rastlaması sonucu dekopaj işi çıktığını söyledi. Bakan, santralın hafriyatını Polonyalı firmanın taşaronu olan ENKA'nın yapacağını belirtti ve şunlan söyledi: "Bu tepedeki hafriyat, 1.52 milyon metreküp dolayında olacaktır. Bu hafriyat santralın maliyetini 1 milyar lira, ya oynatır ya oynatmaz. Bunu bir firmaya avantaj olarak görmek yanlışlır, bu hafriyat keyif için yapılmı>or." Büyükbaş, Eskişehir'de bir evin bodrumunda petrol bulunması>la ilgili olarak "Eskişehir'i Teksas yapacagım" dediğinin anımsatılması uzerine, "Ben böyle bir açıklama yapmadım, inanmayın böyle sözlere, gazetelere bakarsanız, (Milliyet, Cumhuriyet gibi) her gün hükümetler kunıluyor. Uyumsuzlann resmi yan yana koyuluyor" dedi. Eskişehir'de DSI'de yeğeninin işe başlatılmasına ilişkin soruya karşılık verirken de Büyükbaş, "Canavar gibi genç, kardeşimin evladı. 56 bin kişinin arasından bir Büyükbaş, imtihanı çok kolay kazanır" diye konuştu. Çalışma ve Enerji Bakanlığı butçelerinden sonra gece yansı Kultur ve Turizm Bakanlığı butçesi de kabul edildi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) TBMM'de dün de 3 bakanlığın bütçesi kabul edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında Gökova'da termik santral kurulması muhalefet tarafmdan eleştirilirken, HP'li Paşa Sanoglu, bakamn istifasını isi f l hrrtlis*d> Bakırköy Huzurevi'nde kalan 35 teyerek, "Sayın Bakan baskı ail e it l U11Ç e y l l h k e v l i \{uzaffer v e Kadri Gen tında ise, şerefle istifa etmelidir" çay çifti, İstanbul Lioness Kulübü tarafından 1984 yılmm "Huzur dedi. Bakan Buyukbaş da GokoKral ve Kraliçesi" seçildiler. 19S4yılımn Huzur Kral ve Kraliçesi se va Santralı'nın temelinin 1985 çilen Muzaffer ve Kadri Gençay çifti, İstanbul'da Milli Eğitim Mü yılında atılacağını belirtti. Santdürlüğü >ıde aynı yerde çahşırken tanışıp evlenmişler ve ikisi de emekli ralın 39 milyar liraya mal olacaolmuşlar. 35 yıllık evli ve iki kızları olan Gençay çifti, kızları evle gını, çıkarılan gürültü sonucu nip kendileri de torun sahibi olduktan sonra kendi istekleri ile iki yerinin biraz sahilden içeriye yıl önce Huzurevi'ne yerleşmişler. Muzaffer Gençay (f>5) ile Kadri kaydırıldığını bildirdi. Gençay (75)'ın taç giyme töreninden sonra kıvrak oyun havalanna Çalışma ve Sosyal Güvenlik dayanamayan Huzurevi sakinleri piste çıkarak ellerinde bastonlar Bakanı Mustafa Kalemli, ile hep birlikte çiftetelli oynadılar. (Fotoğraf: ŞENOL KOSUKÇU) TBMM'de dün bakanlığının butçesi görüşülurken yaptığı konuşmada, "Bir büyük konfederasyonun Erzurum depremzedeleri için topladığı 8 milyon liranın başka yerlerde kullanıldıgım" saptadığını belirterek, "Bu olay a bakan olarak el koymak İstanbul Haber Servisi benim görevimdir" dedi. turkramına gore 24 aralık pazartesi Ömerli Barajı'ndaki motopomp Iş Genel Başkanı Şevket Yılakşamına kadar Kadıköy yakasisteminde meydana gelen arıza maz'ın da izlediği gorüşmelerde sında saat 12.0023.00 arasında nedeniyle İstanbul'daki su kesınKalemli, "Bir büyük konfedesu alacak semtler şunlar: "Üskütisinin önumuzdeki pazartesi gu dar'ın bazı bolümJeri, Kadıköy, rasyonun yılbaşından bu yana nüne değin süreceği bildirildi. 754 milyon lira harcama yapmaModa, Kızıltoprak, Ziverbey. Arızanın giderilmesine çalışıldısını dogal olarak denetleyecekGöztepe, Erenköy, Suadiye, ğını belinen İSKİ yetkilileri, lerini" bildirdi. Bostancı, Küçükyalı, Ümraniye Ömerli'den İstanbul yakasına ve Acıbadem. Kalemli, emeklilik yaşının aktarma yapılan suda azalma İstanbul yakasında saat yukseltilmesi konusunun kimse olacağından İstanbul yakasında24.0011.00 arasında su alacak rahatsız edilmeden yumuşak ki semtlerden bir bolümune de semtler ise şöyle: Eminönü, Sirinişle sonuca ulaştırılacağını bekesintili olarak su verileceğini keci, Fatih, Âksaray. Topkapı, lirterek, "Kazanılmış haklar bildirdiler. Yedikule, Zeytinburnu, Bakırmutlaka korunacaktır. Bundan İSKİ'den verilen kesinti progköy ve Merter. kimsenin şüpbesi olmasın" de Haliç'te yıkım HaVe kadar geldi Eminönü'ndeki çalışmalar sırasında ITO binasınm duvarı da yıkıldı. İstanbul Haber Servisi Haliç sahilini temizleme çahşmaları hızlanıyor. Yemiş iskelesinde başlatılan yıkım çahşmaları dün İstanbul Hali'ne kadar gelirken, Eminönü Belediyesi yıkım ekipleri dun 13 .vapıyı yıktılar. Çalışmalar sırasında İstanbul Ticaret Odası'nın duvarı da yıkıldıktan sonra Eminönu Hali'ne kadar olan 30 bin metrekarelik alan açılmış oldu. Eminönu Belediye Başkanı Tahir Aktaş, "Dolgu alanlanndan 20 metre içeriye kadar olan yerlerin yıkımı vapıldı ve İstanbul Hali'ne kadar olan yere ulaşıldı. İkinci aşama buraları hızla yeşil alan haline getirmek olacak. Ticaret Odası'nın duvanmn yıkımı konusunda herhangi bir surtüşme olmadı. Karşüıklı yapılan yazışmalar bugün neticelendigi için yıkımına da bugün başladık" dedi. BÜYÜKBAŞ tstifaya davet edildi. Su kesintisi pazartesi gününe kadar sümcek cagı en büyük hatayı da işlememiş olur" dedi. Muzaffer Ilhan ise MDF grubunun görüşlerini açıklarken, "Gökova'nın tuzlu suyunda alabalık yetiştireceğinize barajlarda balık üretin" dedi. ANAP grubu adına konuşan Saffet Sert ise enerji uretebilecek her kaynağın harekete geçirilmesini istedi. Eleştirileri yamtlayan Bakan Buyukbaş, Gökova Termik Santralı'nın temelinin 1985'te atılacağını söyledi. Bakan, HP'li Yılmaz Hastürk'ün sorusunu yanıtlarken, Gökova Santralı'nın maliyeti konusunda daha once 1983 fiyatlarına göre açıklama yaptığını doğruladı. Gökova Santralı'nın 1983 fiyatlarına gore 39 milyar liraya mal olmasının hesaplandığını kaydeden Büyükbaş, "Kur farkları nedeniyle proje bedeli fark etmiştir, an
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle