11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYE1/: OLAYLAR VE GÖRÜŞLER diklerinin elbette ayrı bir değeri vardır. İLGİLENEN, SAVUNAN KtŞÎ Hıfzı Veldet Velidedoğlu, kuruluşlarından başlayarak Köy Enstitüleriyle ilgilenmiş başta Hasanoğlan olmak üzere Gölköy'u, Pulur'u, Cılavuz'u, Beşikdüzü'nü yakından görüp incelemiştir: "..gördüğüm enstitülerdeki çalışma, öğrenme, aydınlanma, yetişme. yükselme ve halka hizmet etme coşkuları bakımından aralarında fark yok. Bunlan gördukçe Turkiye'mizin ve Türk halkının geleceği bakımından umutlanıyor ve pek çok seviniyorum. Toptan kalkınmaya, tarihimizin hiçbir döneminde tabandan, yani köyden tavana doğru başlamayı kimse denememişti." Ona göre enstitülerle, toplumu yeni aşamalara ulaştıracak bir yaşama biçimi gerçekleştirilmeye koyulunmuştur. Bu konudaki duşüncelerini gözlemlerini Anıların İzinde (II. cilt) adlı kitabınm 203206230 ve 234. sayfalarında, daha sonra Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı " B a l t a l a n a n bir Kalkınma Hamlesi" adlı beş yazıda (17, 18, 19, 20 Nisan 1967) Geçmişten Geleceğe Akan Işık ve Köy Enstitüleri (30 Haz. 1974) ve son olarak, Toplumu Tabandan Kalkmdırma (17 Nisan 1983) adlı yazılarda ortaya koymuştur. 1947'de, once enstitülerde uygulanan karma eğitime saldırılmıştır. Kızlı erkekli kol kola horon çekme, işliklerde tarlalarda birlikte çalışma, bir enstitüden öbürune çalışma ekibi olarak gitme ağır eleştirilere uğramıştır. Oysa "Türk kadını buralarda 'ikinci sınıf vatandaş' daha doğrusu (köle) durumundan çıkıp, erkekle eşit insan olmanın sevinç, bilinç ve onuru içinde" yetişmektedir. 25 Temmuz 1947'de Beşikdüzu'nde eski bakanlardan Raif Karadeniz'le Velidedeoğlu arasında bu konuda bir tartışma geçer. Karadeniz, demokrasiye geçildiğini, halkın eğilimlerini göz önünde tutarak karma eğitimden vazgeçilmesi gerektiğini öne surer. O zaman Hukuk Fakultesi Dekanı olan Velidedeoğlu'nun yanıtı şoyledir: "Beyefendi siz, Atatürk'ün kurduğu ve tüzüğüne 'Devrimcilik' ilkesini koyduğu CHP'nin bir milletvekili olarak hem de sözü geçer bir milletvekili olarak, bu ilkeyi koruyacak yerde bunlardan ödün verirseniz, sonra bunun arkası çorap söküğü gibi gider ve sonunda yine bir şey kazanamazsınız. Olan ülkeye olur," (An<ların izinde s.233) Nitekim öyle de olmuştur. Hocanın saptamasıyla: "..amaç ve yöntemi toplum gerçeğini bir an bile gözden uzak tutmadan, insan haysiyetinin bilincine varmış aydın, girişimci, yurt ve insan sevgisıyle dolu ve duşünmeyi bilen Türk vatandaşı yetiştirmeyi" gerçekleştirmeye koyulan Koy Enstitüleri giderek yıkılmıştır. Onların yıkılışıyla yılda iki bin köye okul yapan halk imecesi durmuş, çağdas ilköğretimi 1954'te yüzde yüz gerçekleştirerek tüm eğitim sorunlannı gerçekçi çözüme kavuşturmaya yonelecek plan uygulanamamıştır. BÜYÜK AYDINA SAYGILAR Seksen yaşında ama, ne mutlu ki genç düşünce yapısı hiç sönmeyen değerli bilim adamımızın köy enstitüleri üstüne, eğitim üstüne yazdığı yazılar, bugün de sorunlarımızın çözümüne ışık tutacak niteliktedir. "...Kafamın ışığını yalnız eski duşünürlerin ışıklı yapıtlarını okuyarak değil, aynı zamanda çağdaş düşünce aydınhğınıngençliğin kafasından geriye doğru yansıyan ışınlarından yararlanarak sağlamağa çakşmm" diyen, yaşam enstitüsünün yetiştirdiği buyük aydınımıza saygılar. 1 ARALIK 1984 H.V. Velkledooglıı ve Eğitim Bu yıl 81 yaşına basan seçkin aydın ve değerli büimadamı H. V. Velidedeoğlu, eğitim ve özellikle köy enstitüleri üstüne düşünen, onları değerlendirici yazı yazanlarm başında gelir. PENCERE Tontonizm!... Başbakan Turgut Özal'ın adını "Tonton"a çıkardılar. Sayın Özal da vurguladı: " Bana Tonton demeleri hoşuma gidiyor." Tonton Başbakanımıza göre Türkiye demokrasiye geçmiştir. Oysa 1982 Anayasası'nın "Geçici Hükümler" bölümüne baktığımızda bu yargıya katılmak güçleşiyor "Olağanüstü koşullar" nedenıyle 6 Kasım 1983 seçimlerinde kimi partiye izin verildi; kimi de engellendı. Bu ortamda ANAP yüzde 45 oy toplayarak tek başına hükumet kurdu ve Ozal Başbakanlık koltuğuna oturarak tontonlaştı. Bir ülkede askeri yönetimden sivil rejime ve çok partilı demokrasiye geçebilmek için gerçekten tonton başbakanlara gereksinme vardır. Çunku toplumsal kesimler ve sağlı sollu siyasal partiler arasında uzlaşmacı bir siyasetle yakınlık yaratmak, hoşgörü ortamı oluşturmak, sıvrılikleri törpülemek, yumuşak inişi kolaylaştırmak ıçin çalışmak şarttır. Özal'da ise böyle bir çaba görünmuyor. ANAP, daha genel kongresini yapamamış bir partidir. Buna karşılık Özal ekibi, ne Meclis içinde muhalefet tanımaktadır, ne Meclis dışında... Normal koşullarda halk desteğini sağlayan bir siyasal parti bile değilken, alabildığine sorumsuz gidişatın gaz pedalını sonuna dek köklemektedir. Sayın Tonton, 12 Eylül Askeri Yönetimi'nin daha dikkatlı davrandığı kimi konularda "geçiş dönemi"n\n var olan dengelerini de altüst etmek, yeni bunalımların tohumlannı atmak için sanki kollarını sıvamıştır. * Tonton Başbakanımız Türkiye'de serbest piyasa ekonomisini kurmak amacını güttüğünü ıleri sürüyor. Bu gerekçeyle çayda Devlet Tekelini kaldırıyor; ama çayda devletin yakın denetimi sürmekte, çay üreticisinin eli kolu bağlanmaktadır. Kimin nereye, ne kadar çay ekebileceğini devlet saptayacaktır; aynı zamanda hükumete yakın bir firmaya 14 çay fabrikası açma izni de bir kalemde verilmektedir. Çay üreticisini devletin buyruğuna bağlayan Tonton Başbakanımız. devletin Tekel'ini cay fabrikası kurmak isteyen ışadamının çıkarı ıçin yıkıyor. Altı kaval, ustu şişhane; bir yanı sözde lıberal, bir yanı sözde devletçi bu ekonomi politikası; devlet eliyle kişiyı zengin etme siyasetinin çarpıcı örneklerınden bırisidir. Elektrik üretimını yabancılara açmak ıse siyasal boyutlarıyla ülkenin başına belalar getırecek bir sonun başlangıctdır. * Odalar Birlıği Başkanı Mehmet Yazar, Giresun'da bir açıklama yaptı. Tontonca bir ihracat ve ithalat rejimi kurduğumuz, bu açıklamada vurgulanıyor. Ben "Dünya" gazetesinde Tevfik Güngör1 ün köşesinde açıklamanın ayrıntılarını okudum. Hesaba göre "Son Türk Devleti" Sayın Tonton'un ısteği üzerine Amerikan Dolarını 410 lira olarak saptadığı gün, "ihracatçı sermaye şirketleri" adı denilen "gözetilen şirketler grubu" bir Amerikan Dolarına karşılık devletten tam 651 lira almaktadır. Bu uygulama, 1985'te "gözetilen 17 firmaya" deviet hazinesinden yapılan tontonca desteği 1 trilyon Türk Lirasına tırmandıracaktır. • Gelişim Yayınları "Erkekçe. Kadınca, Çocukça" gibi dergiler çıkarıyor. "Resmı Gazete"nin adını değıştırıp "tontonca" desek acaba yakışık alır mı? Ben ülke ekonomisının bu kadar tontonca yönetildığıni şimdiye değın ne kitaplarda okudum, ne duydum, ne de gördüm. ANAP'ın ekonomik dünya görüşu de ne serbest rekabete dayanıyor, ne de lıberalizmle ilişkısi var... Tontonca bir ekonomi bu!.. İsterseniz adına "Tontonizm" diyebilirsıniz. MEHMET BAŞARAN Sabahattin Eytiboğlu, yüzüne Ege güneşi vurmuş bir Anadolu bilgesi gibi gülümser: "Köy Enstitüleri üstune ne düşündüğünu soyle, sana kim olduğunu bildireyim" derdi. Gerçekten de yaman bir ölçüttü bu: Konuşanın ya da yazanın kesip biçen önyargılının biri mi, esen rüzgarlara göre yön değiştirerek gününü gun etmeye bakan bir çıkarcı rru; düşünen, arayan ayağı yerde bir aydın mı olduğunu ortaya çıkarıyordu. Ilkine göre Enstitüler tehlikeli bir fesat ocağıydı, kapatılmaları yetmezdi; oraları bitirenlerin, oralardan yetişenlerin tepelerine de balyozla inilmeliydi. tkinciler bu kurumları, kurucuları alkışlamış sonra da yıkıcıların yanında yer almışlardı. (Canım bunca gelişmeden sonra Köy Enstitüleri artık gerilerde kalmış sayılmaz mıydı?) Düşünen, arayan, ayağı yerde aydınlara gelince... Onlar ta başından beri işin özünü kavranıaya, gerçeği gün ışığına çıkarnaya çalışıyordu. Köy Enstitüleri salt köye öğretmen yetiştirmeyi, kapalı köy ekonomisini surdürmeyi amaçlayan yerler olsa. böylesine tepkiyle karşılanır mıydı? Özlerinde sürüp gelen eğitim dizgelerini aşan bir yan olmasa, dünya eğitimine katkı sayılabilirler miydi? On yıl gibi kısa bir sürede ulaşılan olumlu sonuçlar, uygulamanın değışik boyutları olduğunu gostermiyor muydu? Artık gerilerde kalmış bir uygulama olsa, yıkılışından kırk yıl sonra bile canlılığını, tazeliğini koruyabilir miydi? KATKILARDA BULUNAN BİR AYDIN Bu yıl seksen bir yaşına basan seçkin aydın, bilim adamı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, eğitim ve özellikle köy enstitüleri üstüne düşünen, yazanlann başında gelenlerdendir. Velidedeoğlu'nun çocukluğu, ilk gençliği Anadolu'da geçmiştir. Halkın yoksulluğunu. çilesini yaşayan, yeni Türk devletinin kuruluşunda harç taşıyan, yapısına tuğlalar koyan bir aydındır o. Yıllarca bilim yurdunda (universitede) oğrenci yetiştirmiş; dersleri, yazıları, yapıtlarıyla topluma borcunu cömertçe odeyen ornek bir aydın olmuştur. Seksen yıllık yaşamını, o bılgiyle, bilinçle, iman sıcakhğıyla dokunmuş yaşamı "koca bir meydan halısı gibi" halkının önune sermiştir. Yiğitçe verilmiş düşün savaşlannın, aydınca davranışlannın ışıkları yansır bu halıda. llhan Selçuk'un belirttiği gibi "Aradan geçen onlarca yıl siiresince bilim adamı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu. yurtsever kişiliğini loplumsal ortamın orlalık yerine erdem anıtı gibi dikti". Bu erdem anıtı kişiliğin. enstitüler uzerıne yazdıklarının soyle OKT^Y AKBAL 91 EVET/HAYIR "Yaşamak Bir An Içinde. Bir yıl içinde beş basımı yapılan yazarı KÎTAP/YAYIN SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM ün DUŞUN Aylık Dergi Aralık'84 / 250 Lira Düşünce ve Felsefe Tarihimize ilişkin Saptamalar Ecce• İstirahati Kalp«Kardelenler«Genç Ozanlara Kimliği mi?«Öğle Rakıları» "Teori Başka, Pratik Başka!"»Beyin Yaşlanması» Varna'da Bir Odada Eğitim Sistemimiz Üstüne«Yaşlılık Günlüğü«Anladım Anlamın Anlamını»İnsan Hakları»En Temel Hak: Yaşamak» Hamurabi Kanunlarından İnsan Hakları Bıldırgesine»Birleşmiş Mılletler İnsan Hakları Belgeleri»Tarihin Akışı içinde İnsan Hakları«Küçük GemUFIick Skandalı»Flick Tekelinden Para Âlanlar Gençlere mı. Yaşlılara mı?»Yetmiş Yaş ve Diş* Genç Şiir ve Miras»Gerı Döneceğım»Romantizm Üstüne Aşk İçin Prelüdler.Yahya Kemal'i Zıyaret» Biraz Sevgi Biraz Saygı»Edebiyat Estetiği«Gel de Anlat»Amatör Tiyatroların Kırsal Kesimde Yeri«"Sturçe"nin Düşündürdüklerı»Carmencita'nın Kanına Kim Girdı? Tiyatro Yaşamı Savunur» Kayıp'ı Beklerken» Resım Sergılerinden Yan Yıl Özeti» Yaşam Dosyası Yarışması'ndan • Kitaplar »Satranç Brıç • • • Adnan Özer« Afşar Timuçin»Arslan Başer Kafaoğlu Asım Bezırcı. Azız Çalışlar.Baki Uğur»Behçet Aysan Can Yücel? Cem Er'oğul* Cenap Güven • Cevat Çapan» Emın Çetin Girgin» Enver Ercan» Erdogan Alkan »Ferruh Doğan «Fikret Otyam» Gencay Gürspy Gürhan Tümer» Halis Aydın . Hafit Çelenk. Hasan İ Dinamc» Jak Deleon» Kemal Özer» IVehmed Kemal Mustafa Aslan» Nuri Karacan • Oben Güney »Onat Kutlar» Refık Durbaş» Sabahattin Kudret AksaT»Sal3h Birsel» Selâhattin HilaV» Semih Poroy "• Serdar Çelik Talip Aydın»Tan Oral«Vecdi Sayar.Veysel Öngören Yılmaz Onay Horst Redeker I Pablo Neruda I Victor Jara İki kara nokta. Üstüste. Bir görünüyor, bir kayboluyor. Üç sayı: 3.41. Birden 3.42, 3.43... Bir düğmeye basıyorsun, ayı, yılı öğreniyorsun. On birinci ayın yirmi dördüncü günü, yirmi beşinci, yirmi altıncı. Zaman akıp gidiyor. Gözümüzün önünde. Yüzümüze baka baka. İşte 3.44 oluverdı. Yazı bitene dek kaç dakika geçecek? Bir yarış bu! Zaman, yarışta... Kimınle? Bizlerle mi? Kendi kendisiyle yarışta... Kimse onu geride bırakamaz. O bırakır geçer bir yerde bizi, hepimizı. Yaratılıştan bu yana hep böyle... llhan Selçuk da yazmıştı, çocukluğunda bakarmış o da yelkovanla akrebe... Ne zaman yer degıştırecekler, diye... Bütün çocuklar bakarlar meydan saatlerine, kol saatlerine, masa saatlerine. Yakalamak ıçin o zaman denen şeyi. Oysa hiçbir zaman yakalanmaz o zaman parçacığı. ilhan da bakarmış, ama göremezmiş; azıcık daldın mı, geçti gitti. Şimdi öyle degil. Sayılarla karşı karşıyasınız. Kalp gibi atıyor o noktalar. Bir yanıp bir sönüyor. Durmak bilmeyen bir akış, bir gidiş! Bir dost okur armağan etti bu zaman makinesini. Gözümün önünde her an. Masamın, yazı makinemin önünde. Göz kırpıyor durmadan. Haydi, çabuk ol der gibi! 'Bir şey değil beni bu telâş öldürecek' demişti Özdemir Asaf. Hep telâşlarda yaşadık. Koşa koşa, çabuk çabuk, hızlı hızlı. Bir yere mi yetışeceğiz? Bir kovalayan mı var? Sokaklarda yaşam akıyor. Trenler, vapurlar. otobüsler, dolmuşlar telâşlı insanlarla dolu. Benim kentim eskıden böyle miydi? Bu denli.hızlı mı yaşıyordu insanlar? Yaşam değişti. İyıye doğru mu? Öyle olmalıydı. Akıl, sağduyu, bilim bunu gerektirir. Zaman içinde hızlı bir gelişme gösterdi her şey. Ama kişi mutlu oldu mu? Güvenceye ulaştı mı? Açlıktan, yoksulluktan kurtuldu mu? TV ekranlarında ikide bir gösteriyorlar; Afrika'da açlıktan ötenleri, ölecekleri, ölmek için doğmuşları. doğanları, doğacakları. Kemik kalmış gövdeler, ipincecik yüzler. Ellerine tutuşturulan pide parçasını yiyemeyen çocuklar... Milyonlar milyonlar böyle... Öte yandan daha çok, daha çabuk, daha önce ölümü getirmek için yaratılan silahlar, bombalar, araçlar. Bütün bu para insanlık için harcansa ne aç kalırdı, ne açlık, ne de yoksulluk... Bir yanda açlar, bir yanda toklar! Bir yanda acı, bir yanda sevinç!.. Böyle dünya mı olur? Böyle dünyada bireysel mutluluk mu yaşanır? Bencillik değil midir o mutluluk dediğimiz duygu? Baktım saat 3.55 olmuş! İki kara nokta bir yanıyor bir sönüyor. Daha hızlı, daha çabuk, daha çok; daha etkili, daha güçlü, daha inançlı; konuş, yaz, çalış, çaba göster diyor sanki. Sessizce kendi dilince... Ozdemir Asaf'ın dedıği gibi: "Birazsonra /Sonra IOlacaktır." Hep sonra olacak! Sonrasının sonu yok. Ama insanoğlunun sonu var. İnsanlığın da sonu geleceğe benzer! Bu gidişle, bu tutumla, bu kafayla ne insanlık kalır bir gün, ne dünya!.. Hani o bilimkurgu romanları, filmleri var ya, oralarda okuruz, izleriz, dünya yok olmuştur, maymunların eline geçmiştir, insanoğlu kendi eliyle kıymıştır kendine... Ben düş yapıtı saymıyorum o tür önsezi ürünlerini. Gelecek, her gün biraz daha yaklaşıyor. Siz, ben, o, biz, ötekiler, gidince, başkaları gelince, onlar da gidince, kaçınılmaz son gelecek, bütün bu sonralardan daha sonra... Şu yanıp sönen iki nokta aldı götürdü beni bu tür düşüncelere. Sen ne dersen de, zaman tıp tıp akıp gidecek. Bu yazı bitse de, bitmese de, nice yazılar, kitaplar devrilse de, boş. Bu iki nokta yanıp sönecek hep. İçindeki pil bitene dek. Bu saatın pili bitebilir birkaç ay, bir yıl sonra, ama başka saatler başka piller yerini alır, onlar tıp tıp atar. "Biraz sonra / Sonra I Olacaktır" hep... Böyle derken, Özdemir Asaf'ın kitaplarını aradım. İşte son yapıtı, ölümünden sonra yayımlanan "Benden Sonra Mutluluk...", "Ben bir şey anlatacaktım kime anlatacaktım / Ben bir yere gidecektim nereye gidecektim I Biri vardı yanımdaydı, kimdi o / Bana bir şeyler söylemişti neler demişti?" Böyle diye diye sonu gelir yaşamanın. Nereye, kime. neden, ne zaman diyerek!.. Şiirlerle, romanlarla, şarkılarla aldatarak kendimizi... Oysa şu saate baksak ya, şu yeni moda sayılı saatlere, her anımızı bize duyuran, yaşatan; işte zaman bu; durmadan göz kırpa kırpa geçıp giden zamana biraz göz atsak ya... Sevgili dostum Özdemir'i anıyorum, şu saatin noktalarına bakarken: "Yaşamak bir an içinde." İş, o anın değerini, önemini bilmekte... AYDIN YAYINLARI ÖGRENCİLERİN DİKKATİNE : Birinci baskısı bir ayda tükenen FEN LİSESt, ASKERİ OKULLAR ve MESLEK LlSELERtNE HAZIRLIK KİTABI'nın ikinci baskısı çıkıyor. Kitapçınızdan ısrarla isteyiniz. (1.250. TL.) İngilizcenizi ilerleten ve sizi okuliçi sınavlarda başanya ulaştıran Orta 12, 3 ve Lise 1, 23 "ÎNGÎLİZCE KONU ve SINAV TESTLERt" kitaplanmızı kitapçılardan ısrarla isteyiniz. (Herkitap 500.TL.) Isteme Adresi : Hüsamettin Aydın P.K. 67 Bakanhklar ANKARA lotifeTekin yeni romanı BERCİ KRİSTİN ÇÖP MASALLARI İlk basımı bir ayda tükendi. İkinci basımı bütün önemli kitapçılarda. ADAMYayıncılıkAŞ Bu»ukdercCad «*t L <;>ol Mcvkıı MasUk KunbulTcl 1762]X)(8h«) GENELDAÛIT1M Y A D A A Ş DoklorŞevkı Bev Sok Dıvan)olu. Klanbul Tcl <2U 74 72 So değerli ki Aydın Boysan PALDIR GULDUR kitapçılarda "Yangın Var" ve "Umut Simit" te kitapçılarda ÜLKEMİZİN İLKOKUL ÇOCUKIARI İÇİN ÇIKAN AYUK TEK DERGİSİ BUTUN BAYILERDE Sasm ibabcr 9ıansı K.I Pl R OtRLtMt MtRkf/l 25 VIL HER KONUDA KUPuR ARSIVI »NOPMAL • KODLUFIHRISTLI . KODLU . FISLIKARTOTEKSARŞIV ABAVINI2 G6NIS BlGt VERELIM YUZL€PCE YAV1N1 TARAYAMA2SIN1Z A8ONE OLJNUZ BİZ SIZIN tC'N TARAYIP ARSIVLEVELIM GUNLUK EUNIZOE OLSUN ILGILI KUPURLER • IHALE ILANLARINI • SATINALMA ILANLABINI SI21N ICINTAK.PEDELIV OILEBSENIZ TELEFONLAHERGUNMABER İEHELIM Dağıtım: Bllgl Dağıtım Cağaloğluist: 522 52 01 be>a menekşe \a> ınları ibram erdem Geleneksel Japon çıçek duzenleme sanatı... Bir a\dınlanma volu.. Ikebana konusunda yurdumuzda yayımlanan ilk kitap... Dağıtım: Ozgur, Cemmay. Say, Adaş, Datıc, Barış, Denız, Bilgi Şenturk Cutnhunyet Küap Kulubu Kod no 133 015 L OfiBES GUNOE 8IR YAYINLANIR OKUYUNUZ BİR ARSIV OERGISIDIR OKUYUCUSUNUN UFKUNU AÇAR 3] '• KdCt'J «Ul j 14* 7? 34 daha yaşamamışken küçük eller güzel umutlar dünyanın yükü omuzlarındadır PK 7 Alımeitrr ANKARA • NKjkI Zengin Çlzer ve Yazar kadrosuyla dopdolu Banu Zortutuna, Feftl Avcı PANÇO'nun Gunluğu • Hastot Soyöz • KIRAZ PIPPI Uzun Çofaplı Ka'tr bir oyVusü • R Froyermar Özden Avcı'nm Kuçük ANYA'sı • Yozmocı Şerafettır Arr,ca ve Isa Çelilt • Necatl Zetefiya • ORHAN IN ÇANTASI • VuiVa yütetdı SAUH ın SeıUJenten • So*ıh Ke*yor • Abdüllcad» Bulut un bir şıın ÇİCEKIE BCCEK • Bevaz KJRT • Nural Bırcten BII.GÜIOYNA • OYUN SAYfAlARrVlA • Ceyda Hgen • Öktemer Köksal'ın CİN ILE CAN I • Gomze Baltaş ve Yalvaç Ufalın KuçCık Kız >« BereMisı 33. SAYI Çıkh!... BASTANBASA RENKLİ • BÜYLIK BOY KARTON KAPAK • 32 SAYFA • 150 LİSA Hetişim Yayınları lletişim Yayınları Iletişim Yayınları Iletişim Yayınları Ileîişim Yayınları 1 1I ı .111 mk 1 M i ı m, ~\ rtr s*. T «!ı u İ ı * I 1 . i tletişit •l fr | | I ' «1 D I I 1 .J< M l 1 1 ^1 • 1. < • UB K ' ,t M ın • > . W. '1 1 1 Aı Sdvirinda ^ 1 FR 1 1 f J | 1 ( 1 .t , 1 AN KARA Tiirkiye'de ve dünyada sistemsel olarak yayınlanan TEK DERGİYÎZ . . MUHASEBE VE VERGİ DERGİSI Aralık sa\ısında: • Yahya Kemâl ve Turk Musikisi • Osmanh'da Kahve I Akşebir Esnaf Bandosu • Avrupa muzelerinde Osmanlı Eserleri • Turklerde Dorauz Eti Yeme Yasağı • Ziya Gokalp Uyku Hastahğından Olmuştur • Bizans Imparatoriçelerı'nin Tarzı Hayatı • 1985 Uluslararası Gençlik Yılı: Dünyada ve Türkiye'de Nasıl Kutlanacak? • Islamî HareketIIl: Ali Bulaç, Islamcı Kızlar. Yaşar Kapian, Huricihan Inan, • Paris'te Duvar Resimlen • Bir Kafka Yorumu • Marjınallik ve 68 Hareketi • Berhn'de Ev Işgalleri • Sinema Yazıları \iV ] \ i \ < \ \ ! • MolaiÎM r DEGÎŞKEN YAPRAKLI OLARAK YAYINLAND1 KATMA DEGER VERGISI ADRES: PK. 64 ULUS ANKARA TEL: 24 28 4 0 2 4 39 49 Aralık Sc:\ neri f 1 R 1 1 " \ \ \ \ *i %* i uis. \ \ \ Tl M1 M 1 1 1 1111' M 11i] npİBjJrjyo [ LJ 1 iı B •vnann r ı>ım l , . » b n PERKA A Ş dİAreı Caü Ikl.Mm Han Cağaloglu ISTANBl I 520 14 53 'Sl. << 1 m 1 i : »+W nol 11 AJÇ 1 1 : CJM^cOlu 1 3 EL (1 V
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle