15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM 1984 EKONOMİ CUMHURİYET/9 TURKIYE'den Dış borçların % 13'ünün alacaklısı Türkler ANKARA (ANKA) Türkiye'nin ağustos sonu itibanyla 19 railyar 391 milyon dolar olarak hesaplanan dış borçlannın yüzde 13'üne eş değerdeki 2 milyar 493 milyon dolara ait alacakhların Türk vatandaşları olduğu belirlendi. Türk vatandaşlannın alacaklan, 3 milyar 909 milyon dolarlık kısa vadeli borçların da yüzde 64'ünü oluşturuyor. Ucuz demir ortahgı karıştırdı Demir Çelik Federasyonu: iki kütük demir üreticisi fırmanın kütük demirde kiloda 15 lira indirim yapmaları, Demir Çelik İşletmeleh'ni yıkmayı hedefleyen bir harekettir. Demir Çelik Üreticileri Derneğt Yüksek stok maliyetleri nedeniyle firmalar stok tutmama telaşına kapılmışlardır. Türkiye'ye önümüzdeki aylarda daha ne kadar demir gireceği bilinmiyor. Ekonomi Servisi Kutük demir üreten iki buyük firmanın ürünlerinde fiyat indirimine gitmeleri haddeciler tarafından tepkiyle karşılandı. Haddeciler, fiyat indirimlerini Türkiye DemirÇelik İşletmeleri'ni yıkmaya yönelik bir hareket olarak nitelerken, kütük demir üreticileri de yüksek stok maliyetlerini kaldıramadıkları için fiyat indirimine gittiklerini belirttiler. 20 bin işçinin çalıştığı, 157 demir çekme haddehanesini temsil eden Türkiye Özel Sektör DemirÇelik Federasyonu Başkanı Mehmet Siirmen, kütük demir üreten ve izabeci olarak bilinen Çtıkurova ve Çolakoğlu fınnalarının, hukümetin ekonomi politikasını istismar ettiklerini, iflaslara ve demirçelik sektöründe çöküntülere yol açtıklarını ileri sürdü. Cumuriyet Karabük muhabirinin bildirdiğine göre, Karabük'te yazılı bir açıklama yapan Mehmet Sürmen, şu görüşlere yer verdi: "Demirçelik p'iyasasını elinde tutan Çolakoğlu ve Çukurova izabeci fırmalan, demirçelik fiyatlan ile istedikleri gibi oynamaktadırlar. DemirÇelik İşletmeleri'nin yaptıgı son zamlan fırsat bilerek, bu kuruluşu çıkmaza sokmak araacıyla, giimriiksüz ithal ettikleri hurda demirden ürettikleri kütük demir fivatında, kiloda 15 lira indirim yaptılar. Bu indirimden sonra DemirÇelik'ten yapılan mal siparişleri durdu. 3 milyar liraya yakın mal siparişinde bulunanİar, paralannı geri istemeye başladılar. Bu. düpedüz bir karau kuruluşu olan DemirÇelik İşletmeleri'ni yıkmayı hedefteyen bir harekettir." Mehmet Sürmen, Çolakoğlu ve Çukurova firmalannın demir ithalatını ve Türkiye DemirÇelik İşletmeleri Kurumu'nu kontrol altına aldıktan sonra ürünlerine tekrar zam yapacaklarını ileri sürdü. Haklanndaki iddiaları yanıtlayan Çukurova Çelik'in üst duzeydeki bir yetkilisi, İran'dan beklenen siparişlerin gelmemesi, Irak'la son bağlanunın nisan ayında yapılmış olmaM nedeniyle, demir ihracatının beklenen duzeye ulaşmadığına dikkat çekti. İspanya, İtalya, Brezilya ve G.Afrika gibi bazı ülkelerin ton başına 100 dolara kadar varan sübvansiyonlarla ucuz demir satışına yoneldiklerini belirten söz konusu yetkili şu görüşleri öne sürdü: "Maalesef Türkiye'de de demircelik sektörü ile ilgisi olmayan bazı fırsatçılar, bu sübvansiyonlu derairleri ithal ederek, zaten arz fadası olan iç piyasada yerli üreticiyle rekabete girmişlerdir. Vurgun gayesiyle gerçekleştirilen bu ithalat sonucunda, Demir Çelik Sanayii de dahil olmak üzere, yerli üretki lirmalann elindeki stoklar taşınmaz düzeylere tırmanmış, bu stoklan eritmek için maliyetin bile altında satış \apma zorunluluğu doğmuştur. Bu satışlarda gayenin stok yııkünü zamana yaymak olduğu açıktır. Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Türker Aykal da, indirimli satışların nedenini stok fazlası olarak gösterdi. Aykal, "Yüksek stok maliveüeri nedeniyle firmalar, stok tutmama telaşına kapılmışlardır. Türkiye'ye önümüzdeki aylarda daha ne kadar demir gireceği bilinmiyor. Bu seklör fazla stok tutmaya dayanamaz" dedi. Aykal, dunyada sektörün kriz içinde olduğuna dikkat çekerek, ucuz fiyatın demirçeliğe sübvansiyon veren ülkelerden kaynaklandığmı, belirtti. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY Reagaıfrn Zaferjnin Düşundürdükleri İngiltere'de gerçekleştirilen resmi gelir dağılımı araştırması Bayan Thatcher'in iktidara gelmesiyle birlikte ülkede gelir ve servet dağılımının yeniden bozulmaya başladığını ortaya koyuyor. Söz konusu araştırmaya göre nüfusun en yoksul yüzde 75'inin ülkedeki toplam servetten aldığı pay 1980'de yüzde 24 iken 1982'de yüzde 19'a düşmüş. Buna karşın Bayan Thatcher'in ilk iktidar dönemi sonunda rahat bir seçim zaferi kazanarak yeniden iktidar olduğunu biliyoruz. Türkiye'de on yılı aşkın süredir gelir dağılımı araştırması yapılmıyor. Ancak 24 Ocak kararlannın gündeme geldiği 1980 yılından bu yana toplumun yoksul kesimlerinin ulusal gelırdeki payının düştüğünü, ücret ve maaşla geçinmeye çalışanlann sürekli olarak gerçek gelir kayıplanna uğradıklarını, satınalma güçlerinin törpülendiğini gösteren çeşitli belirti ve göstergeler var. Öte yandan 24 Ocak kararlarına açıkca sahip çıkan Turgut Özal'ın iki kez üst üste seçim kazandığını biliyoruz. Anavatan Partisi'nin, "ortadirek" diye tanımladığı kesimin ekonomik durumunda bu yıl gözlenen hızlı bozulmaya karşın "birinci parti" konumunu koruduğunu da son anketler ortaya koyuyor. ABD'de Başkan Reagan'ın sosyal yardımları budayan, güçsüzün, zayıfın gözünun yaşına bakmayan politikalan sonucunda toplumun en yoksul beşte birinin gelirinin 198084 döneminde yüzde 7.6 azaldığını, en zengin beşte birin gelirinin ise yüzde 8.6 arttığını gene son araştırmalar ortaya koyuyor. Buna karşın Başkan Reagan görülmemiş bir seçim zaferi kazanabiliyor. Kişiltk unsurlarının çok ağır bastığı bir kampanya sonunda Reagan'ın kazandığı zaferin ilk düşündürücü yanı sanınm bu noktada düğümleniyor. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde kapitalizmi, ideolojik temellerine yeniden sanlıp mümkün mertebe saf haliyle uygulamaya çalışan liderler, en azından kısa dönemde başarı sayılabilecek bazı sonuçlar elde edebiliyor, sistemi daha iyi işletebildikleri izlenimini verdikleri için yoksullaştırdıklan kesimlerden bile oy alabiliyortar. Aslında kapitalist düzenin bir parçası olan sosyal demokratların da kendilerine iktidar yollarını açabilmeleri için bu gerçeği kavramaları, sosyal refahı arttırma ve gelir dağılımını düzeltme gibi klasik hedeflerinin ötesinde sistemi en iyı kendilerinin işletebileceği görüntüsünü vermeyi başarmaları zorunlu galiba. Reagan'ın seçim zaferinin akla getirdiği ikinci soru ise ABDnin önümüzdeki dönemde izleyeceği ekonomi polıtikasıyla ilgili. Reagan'ın birinci iktidar döneminde rekordan rekora koşan dolann, beklenmeyen büyüme hızlanna erişen ABD ekonomisinin, gene rekorlara tırmanan ABD dış ticaret açığının ve faizlerin ne olacağı tüm dünyada merakla bekleniyor. Başkan Reagan'ın Mondale ile giriştiği teke tek mücadelede kazandığı büyük zafere karşılık kongre seçimlerinde cumhuriyetçilerin umdukları sonuçları alamamamış olmaları Reagan'ın ikinci iktidar döneminde de tam anlamıyla "baştna buyruk" bir ekonomi politikası izleyemeyecegini göstermektedir. Öte yandan ABD ekonomisinin dinamik fakat çok dengesiz bir yapıya yöneldiğini kabul edenlerin sayısı hızla artmaktadır. Yeni dönemde Başkan Reagan'ın bir yandan enflasyonsuz büyümeyi sürdürmeye çalışırken bir yandan da bütçe ve ticaret açıklarını kapatma çabası içine girmesi bu bakımdan şaşırtıcı olmayacaktır. Reagan'ın bütçe açığını kapatmak için öncelikle (bazı sosyal harcamalar başta olmak üzere) kamu harcamalannda yeni kısıntılara yönelmesi ve ancak "başka çare kalmaması halinde" vergi artışlarına başvurması beklenmektedir. Bütçe açıklarının kapatılması için ciddi adımlar atılması, ABD faiz oranlannın yeniden yükselmesini önleyecek, hatta faizlerde bir gerileme bile gündeme gelebilecektir. Özellikle reel ABD faizlerinde bir gerileme olması halinde bunun dolann değerini aşağıya doğru çekmesi muhtemeldir ve doların bir miktar değer yitirmesi ABD dış ticaret açığının kapatılması açısından da zorunlu görünmektedir. Ne var ki ABD faiz oranlannın yakın ve orta vadedeki geleceği konusunda ünlü ekonomîstler ve borsa uzmanları arasındaki fikir ayrılıkları sürmekte, Federal Rezerv Bankası'nın seçim sonrasında nasıt bir para politikası izleyeceği merakla beklenmektedir. ABD seçmeninin yeniden göreve getirdığı Başkan Reagan'ın son yıllarda hesaba kitaba sığmayan ABD ekonomisine bundan sonra nasıl yön vereceği yalnızca Amerikalıları değil tüm dünyayı yakından ilgilendırmektedir. Boyner: KDV televizyonda anlatılmalı Ekonomi Servisi 10 Ocak 1985'te uygulamaya girecek olan Katma Değer Vergisi konusunda maliyeci, mükellef \e tüketicinin bir an önce bilgilendirilmeye başlanması istendi. Altınyıldız ve Beyraen fabrikalarının sahibi Osman Boyner, bugüne kadar basında Katma Değer Vergisi'ne genellikle olumsuz eleştiriler getirildiğine, oysa KDV'nin "gayrimeşru rekabeti ortadan kaldıracak ve devletin vergi gelirlerini artbracak önemli bir araç" olduğuna işaret ettikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: "Tatbikata iki ay kalmasına ragmen, Katma Değer Vergisi'nin nasıl uygulanacağını ne maliyeci, ne mükellef, ne de müstehlik biliyor. Bence bugün derhal ele alınması gereken bir Osman Boyner nokta, KDV'ye muhatap olacak her kesimi bu konuda bilgilendirmektir. Örnegin televizyonda ve radyoda sık sık bu tür aydınlatıcı programlar düzenlenmeli, aynca meslek odalan ve üniversitelerde düzenlenecek seminer ve konferatıslarla uygulamanın nasıl olacagı konusıında aynntılı bilgi verilmelidir." KTFlerin ayrıcaliğı ANKARA (a.a.) Ekonomik Işler Yüksek Koordinasyon Kurulu, kamu iktisadi kuruluşlanna daha önce verilen imtiyazlann tümüyle kaldınlmasını, kamu bankalannın imtiyazianndan bir bölümünün de, kamu iktisadi kuruluşlan hakkındaki kanun hükmündeki kararnamenin TBMM'de görüşülmesi sırasında gözden gecirilmesini kararlaştırdı. Kararla, KlT'lerin de özel kuruluşlarla eşit şartlarda çahşması amaçlanıyor. Imtiyazlann kaldırılması karan, Ekonomik tşler Yüksek Koordinasyon Kurulu'nda kabul edilen şirket statülerinin Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte yurürlüğe girecek. Kamu iktisadi kuruluşlan statülerinin Resmi Gazete'de yayımlanması, ardından bunlara bağlı onaklıklar da genel kurullannı olağanüstü toplantıya çağırarak, statülerindeki yeni düzenlemelere paralel değişiklikler yapa bitiyor caklar. Kamu iktisadi kuruluşlannın kaldınlmasına karar verilen imtiyazları arasında. tanm kesimine girdi saglanması ve kredi kullandırılmasındaki vergi bağışıklıkları; Türkiye Dektrik Kurumu ile PTT faturalannın doğrudan icraya verilebilir belge kabul edilmesi; Tekel idaresinin damga vergisi bağışıklığı; Turizm Bankası'nın banka ve sigorta muameleleri vergisi bağışıklığı da bulunuyor. ANKARA (a.a.) Yılın ilk sekiz ayında, bütçe tahmininin yüzde 60,1'i oranında vergi tahsilatı gcrçekleştirildi. Ocakağustos döneminde vergi tahsilatı bir önceki yıla göre yüzde 26,5 oranında artarak 1 trilyon <i88 milyar liraya erişti. Gelir Vergisi'ndcki tahsilat artışı yüzdc 26,2, Kurumlar Vergisi'ndeki artış ise yüzde 55,5 oldu. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ise, vergi oranlannın düşürülmesi nedeniyle, bir önceki yüda yüzde 33,3 olan oranın gerisinde gerçekleşti. Bu verginin bütçe tahmininin yüzde 38,6'sı oranında ighsil edilebüdiği ve yıl sonunda da tahsilatın bütçe hedefinin yansına erişebileceği hesaplandı. Bütçenin yüzde 6O'ı kadar vergi Avrupa İskân Fonu kredisi yolda ANKARA (ANKA) Avrupa Konseyi İskân Fonu'ndan sağlanan 30 milyon İsviçre Frangı tutarındaki kredinin ilk taksidi olan 861.7 bin İsviçre Frangı 11 kasım tarihinde ödenecek. 15 mayıs tarihinde yurürlüğe giren kredi anlaşması, soz konusu kvedinin 6'şar aylık dönemler halinde 10 yılda geri ödenmesini öngörüyor. Faizi yüzde 5.875 olan kredinin ana para geri ödemesi 11 Kasım 1994 tarihinde bir defada yapılacak. ithal et, Istanbul'un bir gtinlük ihtiyacını karşılıyor KİMLER, NE KADAR GETİRİYOR? ~ Ziraat Bankası KİT Komisyonıı'nda ANKARA (a.a.) Ziraat Bankası'nın ıbra edilmeyen 1982 yılına ilişkin hesapları, KİT Komisyonu'nda 14 kasım çarşamba günü yeniden görüşülecek. KİT Komisyonu daha önce bankanın hesaplannı ibra etmemişti. A.ncak, komisyon raporuna HP Maiatya milletvekili Ayhan Fırat ve arkadaşları itiraz etmişlerdi. KİT Komisyonu, yapılan itiraz üzerine hesapları yeniden inceleyecek. Konu daha sonra TBMM Genel Kurulu'nda ele alınacak. Süzer Dtş Ticaret A.Ş., ilk partide getirdiği 50 ton eti 650950 liradan satacak. Sultan Ticaret A.Ş., ilk partisi 100 ton olmak üzere toplam 700 ton et geürerek, 550650 liradan satacak. İzntir Belediyesi ise kilosu 750 liradan 150 ton et getiriyor. cak karşılayabiliyor. Yabancı et getiren firma yetkililerinden bazılanna göre, "ithalatta bu kadar az miktarların nedeni ticari." Et dışalımcılanm duşünduren en önemli nokta, fiyat farkına karşın, gelecek etlerin rağbet görmemesi. Konu ile ilgili bir gözlemci şöyle diyor: "İthal etler donmuş gelecek. Lezzet farkı olacak. Ne kadar tslami kesilse bile, bizdeki inanca göre domuzun kesildiği bıçakla kesiliyor diye duşünulecek. Bu nedenle fi20 ekimde Bakanlar Kurulu yat farkına ragmen yerli et terkaran ile et dışalımında gümrük cih edilecek." vergisinin yüzde l'edüşürülmeBugün belirtüenlere göre dışasinden sonra dışahmcı firmalar, rıdan getirilecek etierin fiyatlan Federal Almanya ve Ingiltere'kiloda 550 ile 950 TL arasında den et getirmek için "kolları sıdeğişecek. Kilosu lstanbul'da vadılar." İlk parti geleceği bildi1000 TL'ye varan etin 550 TL'ye rilen miktarlara bakıldığında, İSLAMİ ESASLARA GÖRE Izmir'de pazartesi günü piyasaya satışa çıkarılması ise "kârlı bir çıkacak ithal etlerin kesiminin tslami esaslara göre yapıldığı belirtitoplam et miktarı lstanbul'un iş" olarak değerlendirilmiyor. bir günlük et gereksinimini anliyor. Bu nedenle tüketici rağbet gösterse bile bu fiyattan bol miktarda et getirilmesi olanaksız görulüyor. Bir yetkili bunu gayet açık bir şekilde dile getiriyor: "Özel sektörün düşündüğü kârlılıktır. Kâr marjı mali>et üzerinde olduğu sürece, büyük miktarlarda et gelmez. Ancak devlet bu ithalaTÜSİAD olarak hükümete tav b üstlenirse, büyük boyutlar söz İzmir'de bugün toplanacak siyede bulunulabileceğini dile ge konusu olabilir." olan TÜS/AD İstişare tirmişti. Konseyi'nin kredi Bir dışsatımcı firma, yıllardır TÜSİAD'ın gerek ekonomifaizleriyie ilgili olarak nin genel durumu, gerekse enf hayvancılık ülkesi olan Türkiye'belirleyeceği eğilim merakla lasyon, faizler ve ihracat gibi çe. de ucuz et yemeyi gerçekleştirebekleniyor. şitli konularda zaman zaman hü mediğimizi, bu şekilde yurttaşların ucuz et yiyebileceğini söykümeti ve kamuoyunu uyarıcı Ekonomi Servisi Türk Salüyor. Yurt dışına ve özellikle açıklamalar yapmasının doğal nayici ve İşadamlan Derneği Cezayir, Irak, Libya'ya et satan olduğuna işaret eden Kocman, TÜStAD'ın bugün İzmir'de topRam Dış Ticaret yetkilisi İbrabu çerçevede mevduat faizleriylanacak olan İstişare Konseyi'nhim Yazıcı, şirketinin dışarıya ie kredi faizleri arasındaki yukde kredi faizleriyie ilgili olarak 1984 yılında 23.5 milyon dolarsek marjın daraltılması, gerekirortaya çıkacak eğilim merakla se mevduat faizlerinin birkaç pu lık et sattığını, piyasada küçük bekleniyor. an geri çekilmesi, bu arada don rakamlann dolaştığım, şimdilik piyasayı gözlediklerini söylüyor. muş alacaklar sorununa çözüm Toplantı öncesinde görüşleriIstanbul'daki et toptancılan et getirilerek bankaların yüksek ne başvurduğumuz TÜSİAD dışalımını ise değişik yorumlumaliyetlerle çalışmalannın önüyelerinden edindiğimiz izlenim, lenmesi gibi önlemlere başvuru yorlar. Beşler firması yetkilisi Izmir toplantısında faizler için Necati Ofhan, "Kısa dönem için labileceğini ima etmişti. hükümete görüş belirtilmemesi et ıthali yararlı olabilir. Ama bir yönünde bir eğilimin ortaya çı ALt KOÇMAN Mevduat faizlerinin devlet ta yem fiyatı sorununu halledemikacağı yönünde. TÜStAD'ın bir rafından belirlenmesıne karşılık kısım üyeleri, hukümetin bugün neğin bankacı üyeleri ise kredi kredi faizlerinin serbestçe ban yorsak, >ani temelden bir çözüm bulamıyorsak ve bunu bu ithakü faiz politikasını savunurken, faizlerinin duşürülmesini zaten kalar tarafından belirlendiğine latta anyorsak, diyeceğim bunun diğer bir bölümü hükümete sa mümkün görmüyorlar. işaret eden Koçman, kredi faizimkânsız olduğudur" diyor. Dadece tavsiyede bulunmanın fazTÜSİAD Başkanı Ali Koç lerinin de devlet tarafından be daş Besin Çiftliği adına Baki Ydla anlamh olmayacağı, tavsiye man, TÜSİAD üyelerinin Istan lirlenmesinin ikili fiyatlar ve blodırım ise dışahm konusunda nin yanı sıra, kredi faizlerinin bul'daki bir toplantısında kredi kaj gibi geçmişte yaşanan sorun şunları söylüyor: "Türkiye'de hangi yöntemlerle düşürüleceğı faizlerinin yüksek oluşuna dik ları beraberindegetireceğini, anyönünde önerilerin de geliştiril kati çekmiş ve sanayici açısından cak devletin bankaları daha ras üreticinin kafasına vurup 'Sen bu işi bilmezsin, ben de dışanmesi gerektiği ve bugün için or hayati önem taşıyan kredi faiz yonel çalışmaya zorlayıcı bazı dan el getiririm' demek istiyortada boyle bir öneri paketi bu lerini birkaç puan ucuzlatmanın onlemleri alabileceği görüşünü lar. Bu şekilde üretim düşeceklunmadığını savunuyorlar. Der yollarının aranması konusunda savunmuştu. tir. Bugün 1000 TL'ye et satılıyor. Biz bunu 650 TL'den satarız, diyoruz. Bunun maliyeti kimin sırtına binecek? Tabii ki vanarak projeksiyon yapmada sı tandaşın." Bankerier, senetlerin bankalar tarafından kıntıya düştüklerini belirtirken, pazarlanmasına karşı çıkıyor. bankerlik kuruluşlan ise köprü Ekonomi Servisi Koprü se ülkede >aygın olarak pazarlana senetlerinin bankalar tarafından pazarlanması fikrine karşı çıkınetlerinin pazarlanmasında gö bilmesi için bankaların zaten rev almak için birçok bankanın mevcut olan geniş çaplı örgütlen yorlar. Borsa çevreleri yurt çaistekli olduğu ortaya çıktı. Toplu mesinden yararlanılmak istendi pında örgütlenme sorununu Konut Fonu ve Kamu Ortakîığı ği" belirtilmişti. Konuyla ilgili bankalarla işbirliği yaparak çöİSTANBUL (a.a.) Malta İdaresi Başkanı Vahit Erdem im olarak, bankacılık çevreleri ken zebileceklerini, kendilerinin bu işte devre dışı bırakılmamaları Dışişleri Bakanı Trigona, resmi zasıyla kendilerine gelen yazı üs dilerine gelen yazıda çok sınırlı görüşmelerde bulunmak üzere tüne Akbank, Pamukbank, Ya bilgi olduğunu, o bilgilere daya gerektiğini vurguluyor. Türkiye'ye geldi. pı Kredi Bankası, Garanti Bankası, Uluslararası Endüstri ve Trigona, AET'nin MalTicaret Bankası, Anadolu Banyapılmasını öngorüyor. Bu ara ta'ya gümrük uygulamadığını KAHİRE (ANKA) Tür kası'nın köpru senetlerinin pa kiye Mısır Karma Ekonomik hatırlattı ve "Türkiye'den gelezarlanmasına ıa!ip olduğu ve bu Komisyonu Toplantısı'na ilişkin da, protokolü Türkiye adına im cek çeşitli hammaddeyi urüne zalayan Hazine ve Dış Titaret konuda teklif hazırladığı öğredonüştürüp kendi malımız gibi imzanildi. Bilindiği gibi, Vahit Erdem protokol, dün Kahire'dearasın Müsteşarı Ekrem Pakdemirli ile AET Ulkelerine gumruksuz satalandı. Protokol, iki ülke imzasıyla bankalara gönderilen da ekonomik \e ticari ilişkilerin beraberindeki heyet Türkiye'ye biliriz. Bu da, Türkiye ekonomiyazıda, "köprü senetlerinin tüm geliştirilmesini ve ortak yatırını dondü. sine büyuk yarar sağlar" dedi. İstanbul Haber Servisi Bu ay içinde yurt dışıojdan gelecek olan et, Istanbul'un ancak bir günlük gereksinimini karşılayabiliyor. Verilen rakamlara göre ilk partide 300 ton et Istanbul'a gelecek. Toptancılar, "Bunun anlamı, Türk üreticisi sen bu işi bilmiyorsun demektir" derierken, et dışalımcılan, "Şimdilik az getiriyonız. Pazar durumuna göre ileride daba çok olabilir" diyorlar. 500 bin ton şeker ihracı KONYA (a.a.) Türkiye'den bu kampanya döneminde 360 bin tonu tran'a, 140 bin tonu da Irak'a olmak üzere toplam 500 bin ton şeker ihraç edilecegi bildirildi. Iran'a gerçekleştirilecek şeker ihracatının 32 bin tonunun Konya Şeker Fabrikası'ndan gönderileceğini belirten yetkililer, şimdiye kadar 10 bin ton şeker sevkiyatının tamamlandığını, üretim kampanyası sonuna kadar bu miktarın 32 bin tona ulasacağını kaydettiler. DUNYA'dan Doların düşüşü durdu Ekonomi Servisi ABD faiz oranlanndaki düşüşün genelleşeceği beklenusiyle gerilemeye başlayan ABD Doları, dün Japon Yeni karşısında son iki ayın en düşük değerine düşerken başlıca Avrupa paraları karşısında biraz toparlandı. Önceki akşam 2.93 Alman Markı olan dolann değeri dün akşam satlerinde 2.9373 marka yükseldi. Dolar, îsviçre Frangı, lngiliz Sterlini ve Fransız Frangı karşısında da çok az değer kazandı. Bu arada Citibank ve Chase gibi önde gelen Amerikan bankalannın ayrıcalıklı müşterilerine uyguladıkları faiz oranlannı % 12'den ° o 7 11.75'e düşürme karan dolann durumunu fazla etkilemedi. Doların değerini ABD Federal Rezerv Bankası'nın seçimler sonrasında izleyeceği para ve faiz politikası belirleyecek. DOVIZ KURLARI Merkez Bankası dolann esas kurunu 388 lira 69 kuruş olarak açıkladı. Dovız Eiektif Efektif Dövizin Döviz Satış Ahş Cinsi Ahş Satış 1 ABD Dolan 412.01 407.85 416.01 407.85 1 Avustralya Dolan 356.19 334.96 359.64 352.59 1 Avusturya Şilinı 19.96 19.76 20.16 19.76 1 Batı Alman Markı 140.27 138.85 141.63 138.85 1 Belçıka Frangı 6.94 6.53 7.01 6.87 1 Fransız Frangı 45.70 45.24 46.14 45.24 1 Hollanda Florini 124.44 123.18 125.64 123.18 1 jsveç Kronu 48.77 48.28 49.25 48.28 1 İsviçre Frangı 170.62 168.90 172.28 168.90 100 Italyan üreti 22.48 21.14 22.70 22 25 100 Japon Yeni 171.17 160.97 172.83 169.44 1 Kuveyt Dinarı 1359.49 1373.36 1291.52 1386.68 1 Sterlin 523.59 518.30 528.67 518.30 1 S Arabistan Riyali 115.78 108.88 116.90 114.61 TÜSIAD, kredi faizleri konusunda çıkış yapacak ım? F.Almanya'nm 1985 tahminleri BONN (ANKA) Federal Alman hükümeü 1985 yıhna ilişkin ekonomik tahminlerini açıkladı. Federal Alman Maliye Bakanlığı Müsteşarı Otto Schlechtin'in açıklamalarına göre, önümüzdeki yıl F.Almanya'nm ulusal geliri bu yıla oranla yüzde 2,5 artarken, işsizlik yine ülkenin çözüm bekleyen en önemli sorunlarından biri olarak kalacak. Aynı sürede isçi ücretlerinde ortalama olarak yüzde 3,5'luk bir artış sağlanırken, fiyatlan genel düzeyinde meydana gelecek artışlar yüzde 2 düzeyinde kalacak. Pakistan'da faizsiz bankacılık ÇAPRAZKUR 1 ABD DOLARI 2.9373 9.0152 3.3110 2 4147 1.833,03 240 70 3 5585 1 Steriın BAJman Markı Fransız Frangı Hotlanda Ftonni lswiçre Frangı italyan Ureti Japon Yeni S Arabtstan Rıyalı 1.2706 ABD Oolan MIIN GÜMÛŞ Cumhunyet Reşat 24 ayar külçe 22 ayar bılezık 900 ayar gümuş ALIŞ 31 000 32.000 4700 4.200 90 SATIŞ 31.150 32.500 4.715 4550 92 ISLAMABAD (ANKA) Pakistan'da 1985 yılında tamamen "faizsiz bankacılık" sistemine geçilecek. 1981 yılında uygulanmaya başlanan "faizsiz bankacılık" sistemiyle ilgili biraçıklamayapan Pakistan Devlet Başkanı Ziya ÜlHak, sisteme halkın da büyük ilgi gösterdiğini savundu. Ziya ÜlHak, bu arada tanmsal alan ve kooperatiflerde de faizsiz bankacılığın uygulanabileceğini söyledi. 5jj ^ 9 KASIM 1984 TARİHİNDEKİ DÖVtZ KURLARI T.C. ZİRAAT BANKASI DÖVİZ 407.65 352 49 19.68 138.65 6.80 38.32 45.16 123.10 48.21 168.82 22.17 169.36 310.73 1359.34 47.54 518.20 ^ 114.53 412.01 356.26 19.89 140.13 6.87 38.73 45.64 124.41 48.72 170.62 22.40 171.17 314.05 1373.88 48.04 523 74 115.75 SjJ %$ DÖVİZİN CİNSİ 1 ABO DOLARI 1 AVUSTRALYA DOURI 1 AVUSTURYA Ş İ İ I H 1 BATI ALMAN MARKI 1 KLÇJKA FRANGI 1 OAÜttdARKA KRONU 1 FHANSC FRANGI 1 H0UANDA FLOfiİHİ 1 İSVEÇ KRONU 1 İSVİÇRE FRANGI 100 İTALYAN ÜRETİ 100 JAPON YENİ 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 STERLİN 1 S. ARABİSTAN RİVAÜ EFEKTİF 407.65 334.86 19.68 138.65 6.46 38.32 45.16 123.10 48.21 168.82 21.06 160.89 295.19 1291.37 45.16 518.20 108.80 419.78 362.98 20 26 142.77 7.00 39.46 46 50 126.76 49.64 173.84 22.82 174.39 319.97 1399.79 48.95 533 62 117.93 , ALIŞTL. SATIŞ TL ALIÎTL SATISTL. L. AmerikaMa cari işlemler açığı LONDRA (ANKA) Dünyanın en borçlu ülkeleri arasında yer alan Latin Amerika ülkeleri, ekonominin dış finansman gereğini yansıtan cari işlemler dengesi açığında olumlu bir gelişme sağladılar. 1982 yılında 41 milyar dolara ulaşan 25 Latin Amerika ülkesinin toplam cari işlemler açığı 1983 yılında 7 milyar dolar düzeyinde kaldı. Ancak, bu ülkelerin cari işlemler açığında gözlenen olumlu gelişmelerin özellikle ithalatın azaltılmasından kaynaklandığı bildirildi. Latin Amerika ülkelerinin ithalatınm, 1982 yılında 82 milyar dolar iken 1983 yılında 59 milyar dolara gerilediği bildirildi. Köprü senetleri için bankalar istekli ŞİRKETLERDEN . UNION DES BANQUES SUISSE adlı İsviçre bankası, Londra'nın önde gelen bankerlik kuruluşlanndan Phülips and Drew'ün yüzde 30 hissesini satm alıyor. Londra borsası kurallarının gevşetilmesi halinde, kuruluşun yuzde 100 hissesine sahip olmayı amaçladığını açıklayan tsviçre'nin en büyük bankasının şimdilik yüzde 30 hisse için 80 ila 100 milyon dolarlık bir harcama yapmış olduğu tahmin ediliyor. "DEUTSCHE BANK", İngiliz "Morgan Grenfell Şirketi'ne ortak oluyor. Deutsche Bank bu konuda yaptığı açıklamada, sermayesi 115.5 milyon sterlin olan Morgan Grenfell Şirketi'ne ortak olabümek için 14 milyon sterlin kapital koyacağını belirtti. Malta üzerinden AET'ye ihracat TürkMısır protokolü imzalandı T.C. ZİRAAT BANKASI "Gücünc eriçilemez" Enerji tasarrufunda yarın geç olabilir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle