14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dir? Park ve bakım, servis sorunlarını çözümlemeden, trafik tıkamklıklannı gidermeden çevre kirliliğini önleyemeden, petrole bağımlılığı azaltmadan devarnlı yeni araç alımı, sorunu çözümleyecek midir? Otobüslerle yapılan ulaşımı rahatlatmak açısından düzenlenen tercihli yollar kanalıyla amaçlara varılmış mıdır? Yaklaşım iyi niyetli olmakla birlikte ne yazık ki optimum çözümü verememektedir. Kent içindeki tercihli yoüardan, bulvar ve anacaddelerden daha fazla yararlanma yoluna gidilmeli ve bunların en iyi bir şekilde kullanılmalan sağlanmalıdır. Sinyalizasyon sistemlerinin modernizasyonu yapılmalı, kavşak ve dönemeçler trafiği rahatlatacak şekilde düzenlenmelidir. Ancak bu aşamalardan sonra trafiğe katılan araçlardan istenilen düzeyde yarar sağlanabilir. Başta ulaşımın temel amacının insana yönelik olduğunu vurgulamıştık. Belediye, otobüslerle ulaşımı sağlamanın yani sıra yaya trafiğini de düzenlemekte ve birtakım önlemler almaktadır. Cadde ve bulvarlardan geçişleri kolaylaştırmak için üstgeçitler yapmakta ve özel sektörle anlaşarak yaptırmaktadır. Bu geçitler birtakım kolaylıklar sağlasa da, aslında gerek kullanım rahatlığı açısından, gerekse görünüm açısından bazı aksaklıklara yol açmaktadır. Bu geçitler kentin yapısına ve göz estetiğine uygun değildir. Ve dünyanın ilerlemiş ülkelerinde de bu tür bir çözüme gidilmemiştir. Bunların yerine (maliyetleri biraz fazla olsa bile) akgeçitler yapılabilir ve bunların yeraltı çarşıları şekline sokularak temiz kalmalan ve modern kent yapısına uygun olmalan sağlanabilir. MİNİBÜS VE DOLMUŞLAR Bugün istanbul'un her iki yakasında toplam 256 hatta otobüsler hizmet vermektedir. Bunun 195'i normal durakh seferler, 50'si ringseferleri ve ll'i de ekspres seferleridir (***). Bunun yanında 50'ye yakın hatta ve belediyenin kendi otobüslerini işletmediği 25 kadar hatta özel halk otobüsleri İstanbul halkına hizmet vermektedir. Bu otobüslerden daha fazla yararlanmak uygun bir çözüm olarak görülmektedir. Yalnız dikkat edilmesi gereken nokta özel halk otobüslerinin iyi bir plan dahilinde çalıştırılması ve denetlenmesidir. Belediye bu halk otobüslerini çalıştırmakla, kendisinin bu konuda yapacağı yatınm azalacak ve hatta bu yatınmı başka taraflara kanalize ederek İstanbul'un öbür sorunlannın çözümüne katkıda bulunacaktır. İstanbul'un ulaşım sorunlarına minibüs ve taksidolmuşların katkısı hiçbir zaman gözardı edilemez. Taksidolmuşların İstanbul toplu taşımasındaki payı % 11,9'dur. (*). Minibüslerin payı ise 30.5'tir (•) Bu araçlar sürat açısından otobüslere göre daha avantajlı durumdadırlar. Ancak özellikle bazı minibüsler trafik kurallarını hiçe sayarak (rahatsız edici şekilde klakson çalmalan, hatalı sollamalar, ani çıkışlar, fazla beklemeler, gelişigüzel yolcu bindirip indirmeler, fırsat bulduklannda ayakta yolcu taşıma ve o dayanılmaz bayağıhktaki sürekli sözümona müzikleri vb.) sadece trafiği altüst etmekle kalmamamakta, halkın sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye sokmaktadırlar. O halde bu araçların belirli bir program ve plan dahilinde çalışmalan gerekmektedir. İstanbul'un ulaşım sorunlanna kalıcı bir çözüm getirilmesinde metronun önemi gerçekten anlaşılmıştır. Peki, o halde niçin bu ulaşım türünün yapımına başlanmamaktadır? Gerek hız, gerek rahathk ve az beklemeler açısından son derece yararlı olacak bu ulaşım aracıyla ilgili olarak tam sekiz adet proje çalışması yapılmıştır. Bunun altı tanesi 1950 yıhndan sonradır, Türkiye'nin tek yeraltı taşıma aracının tünel olduğu düşünülür ve bunun hizmete girmesinin tarihi gözönüne alınırsa o zamandan günümüze kadar hiçbir girişimde bulunulmadığı açıkça görülebilir. Oysa yapılan proje etüt çalışmalannda uygun metro hatlan belirlenmiş ve yetkililere sunulmuştur. Aslında yetkililerin bu konuya duyarsız olduklarını da söyleyemeyiz. 30 Ekim 1 Kasım 1984 tarihleri arasında İTÜ İnşaat Fakültesi tarafından "Türkiye'de Ulaştırma Planlaması Sorunlan ve Ulaştınna Ana Planı" adı altında bir sempozyum düzenlenmiş ve çok sayıda, kentin üst düzey yetkilileri katılmıştır. SİSTEM YAKLAŞIMI İLE BAKALIM Biliyoruz ki bu sorunlar ancak büyük çaplı araştırmalar ve bilimsel çalışmalarla çözülebilir. Son günlerde bir belediye üst düzey yöneticisi İstanbul toplu taşımacıhğına katkıda bulunacak bir deniz otobüs sistemi kurulacağını ve deniz otobüslerinin planlamasının bir yöneylem araştırrnası sorunu olduğunu belirtmiştir. Bu son derece olumlu bir yaklaşımdır. Çünkü sorunlann çözümüne bilimsel bir açıdan bakılmaktadır. Deniz otobüsü sisteminin İstanbul toplu taşımacılığına ne ölçüde katkıda bulunacağını zaman içinde göreceğiz. Ancak İstanbul toplu taşımacılığı nda şimdiye kadar bir çok kere düzenlemeler yapıldığı unutulmamahdır. Sonuç iyi mi, kötü mü olmuştur, bu karan kamuoyuna bırakmak gerekir, önemli olan; olaya SlSTEM YAKLAŞIMI ile bir bütünsellik içinde bakılmalıdır. Tercihli yollardan halk otobüslerine, İstanbul haJkının toplumsal özelliklerinden iklime, belediye otobüslerinin tasanmından halkın eğitimine, deniz toplu taşımacıüğından metroya, durak yerlerinin saptanmasından üstgeçitlere, traTık düzeninden taksilere kadar her şey bir sistem içinde düşünülmeli ve bir çalışma yapılacaksa bu sistem üzerinde yapılmabdır. Yoksa sadece deniz otobüsleri alt sistemiyle sorunlara uzun vadeli çözümler bulunacağını düşünmek hayalcilikten öteye gidemez. Dileğimiz, bu eşsiz kentin tüm sorunlannın ivedilikle çözümlenmesidir. Bu konuda üniversitelerimizle işbirliği halinde olmanın büyük yararlar sağlayacağına içtenlikie inanıyorum. (•) Genel Ulaşım Etüdü, İTÜ İnşaat Fak. (**) İlgili işletmenin yetkililerinden alınmıştır. ( . . . ) ı E T T Toplu Taşıma Rehberi, 1982 fstanbul Toplu Taşııııaeılığı ve Belediye İstanbul'un ulaşım sorunlanna kalıcı bir çözüm getirilmesinde METRO'nun önemi iyiden iyide anlaşılmışken, neden yapımına başlanmaz? Şaşılacak bir durumdur bu. Ulaşım konusunda üniversitelerimizle işbirliği içinde olmanın yararlarını da belirtmek isteriz. PENCERE Perde arkası? 27 KASIM 1984 BÜLENT CERİT İTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü Istanbul dendiğınde hiç kuşkusuz aklınuzda, tüm doğal güzellikleriyle beraber modern bir kent düşüncesi ve hayali oluşmaktadır. Kuruluşu çok eski yıllara dayanan bu güzel belde, ivedi çözümler bekleyen birçok sorunu da beraberinde taşımaktadır. Yoğun nüfus, plansız yerleşimler ve sosyoekonomik yapıdaki ani değişimler kent sorunlannı ve yaşarn koşullarını daha da çarpıklaştırmakta ve çıkmaza sokmaktadır. Bugün beş milyonu aşkın insanın yaşadığı bu kentte, toplu ulaşımdan çöp toplamaya, susuzluk probleminden çevre kirliliğine kadar bir çok sorun vardır. Özellikle bu metropolün toplu taşımacüık sorunlan ivedi ve kalıcı çözümleri bekleraektedir. Nedir fstanbul'da bu kadar sorun yaratan taşımacılık parametreleri? Nasıl çözümlenmelidir veya neden çözülememektedir? Sorunu biraz daha aynntılandırarak ve açarak tanımlayabiliriz. dır. 1980 nüfus sayımına göre Türkiye nüfusunun °ro 10.7'si İstanbul'da yaşamaktadır? Bunun yarunda AsyaAvrupa kıtaları arasında çok önemli bir geçit oluşturmakta, hava ve deniz trafiğinin yoğunluğuyla büyük bir yük taşımaktadır. 1980 yıh kayıtlarına göre Türkiye'deki motorlu taşıtlann "?o 24.6'sı Istanbul'dadır. Yerleşim bölgeleri olarak Istanbul'da belirli bir plandan söz edilemez. Sanayi ve yerleşim bölgeleri kentte içiçe kurulmuştur. Ayrıca gerek tarihi eserleri, gerekse coğrafîk konumu ve sıkışık yerleşme konumuyla yeni yollar açılması ve genişletilmeler •yapılması olası görünmemektedir. O halde var olan ulaşım sıstemlerini kent yapısma göre modernleştirmek ve en iyilemekten başka bir çözüm yolu kalmamaktadır. ulaşımını çözümleyici önlem ve uygulamalarda beraber hareket etmektedirler. Ulaşım sorununun bir mühendislik işi olduğu geç de olsa anlaşılmıştır. Fakat yapılan çalışma ve etüdleri uygulamaya koyarken, denetJerken iyi bir yönetimin olması şarttır. Ayrıca bu yürütme ve denetim tek elden olmalıdır. Yukandaki kurumların birbirleriyle olan iletişimi ve eşgüdümlerinin (koordinasyonlannın) çok iyi olduğu söylenemez. Tüm iyi niyetli çahşmaların olumlu sonuçlar vermesi, iyi bir yönetim ve denetim işlevine bağhdır. lstanbul'da yolcu taşımacılığında büyük pay karayolu taşımacılığı üzerindedir (%88,1). Denizyolu ve demiryolu sistemlerinin payı azdır (%7,4 ve 1» 4.5) (*). Karayolu taşımacılığında en büyük payı Belediye araçlan gerçekleştirmektedir (%25). Böyle bir konumda İETT üzerine düsen görevi tam olarak yerine getirebilmekte midir? Bugün İstanbul Belediyesi'nin kentin her iki yakasında çalıştırdığı otobüs sayısı 1.100 civarındadır. Altı çeşit yerli ve yabancı yapımı araçlar bu büyük kentte hizmet vermektedir. Ayrıca Türkiye'nin büyük otomotiv işletmelerinden biriyle 450 adetlik otobüs alımı anlaşması yapılmış ve her bir araca yaklaşık 16 milyon TL. ödenmiştir. (**) Acaba bu araçların belediyeye dolayısıyla devlete olan maliyetleriyle yapılması artık kaçınılmaz olan metro maliyeti karşılaştırılmış mıdır? Öte yandan yeni otobüslerin alınmasıyla eskilerin kısmen de olsa seferlerden çekilmelerinin ekonomik gerekçeleri ne Türkiye'nin öbür illerine oranJa, İstanbul coğrafi konum olarak daha değişiktir. Nüfus İSTANBUL'UN sıklığının da eklenmesiyle kara ÖZELLtKLERİ taşımacılığı yetersiz kalmış ve denizyolu ile ray taşımacıhğınBu büyük kentteki toplu ulaşım; hemen her gün tüm caiışan dan da yaralanma yoluna gidilkesimin sürekli içinde bulundu miştir. Bu üç bovutlu taşımacığu bir kargaşa ve koşturmaca hk da, yönetim ve organizasyon dan oluşmaktadır. O halde temel yönünden bir farklılık kazanmışamaç; bu insanların işyerlerine tır. Yani öbür illerin (Ankara, tzmir dışında) tersine toplu taşıya da gitmek istedikleri yerlere ulaşımlanru en rahat en çabuk ve macılıkta sadece belediye değil, en güvenli bir biçimde yapmala başka kurumlar da doğrudan işin içine girmişlerdir. Kentte nnı sağlamak olmalıdır. Yani ulaşım sorununun üzerine, ra raylı ulaşım olmasından dolayı hatük, hızlilık ve güvenlik para Devlet Demiryolları, denizyolu metrelerini amaç edinerek gidil ulaşımını gerçekleştiren Denizcilik Bankası Şehir Hatlan İşletmelidir. mesi ve bunların yanında tl Trafık Komisyonu, Trafık Şube lstanbul, Türkiye için önemli Müdürlüğü, Karayolları Cenel bir sanayi, ticaret, kültür, eğitim ve turizm merkezi durumunda Müdürlüğü gibi kurumlar kent BURHAN ARPAD HESAPLAŞMA Günümüz Turkiye'sinde en çok sözü edilen konulann başında turizm geliyor. Turizm patlaması sözü gerçi pek yinelenmiyor, ama turizm konusunda Türkiye'de olup bitenler daha bir başka ele alınıyor. 'Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği"nin aylık mestek dergisi "Tür Sab"ın eylül sayısında ilginç haberler var. Bunlardan birkaçı şoyle: "Suriye, Ege Denizi'nde iki adamızı satın alıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, yabancılann Türkiye'de mülk edinebilmelerine ilişkin kolaylıklann ardından çeşitli ülkelerden başvurulann geldiğini bildiriyor. Taşçıoğlu, Suriye'nin Ege Denizi'ndeki iki adayı satın almak için başvurduğunu ve yatınm planlamasının yakında sonuçlandıniacağını söyledi. Buna göre, Türkiye'de yatınm yapmasına izin verilen 200 mifyon tutarındaki Suriye sermayesi, Ege Denizi'ndeki KaJemli ve Çandariı adalannda tuhstik tesis yapımında kullanılacak. Söz konusu Suriye sermayesi, Abu Anvar AlKahayat adh bir iş adamı tarafmdan organize ediliyor. Oluşturulması öngörülen tesisler, villa tipi evlerden otuşacak ve özellikle dış turizme dönük olarak kullanılacak. Bozcaada ve Gökçeada Araplara kiralanıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, Bozcaada ve Gökçeada'yı turizme açacaklarmı ve bazı bölümlerini Arap turistlere kiralamayı düşünduklerini belirterek, ispanyollann elinde bulunan Arap turizmini Türkrye'ye kaydıracaklannı söyledi. Taşçıoğlu, Yunanistan'ın Ege Denizi'nde bulunan adalan turizm için kullandığını, Türkiye'nin de Bozcaada ve Gökçeada'yı turizme açmayı kararlaştırdığını belirterek ilk etap olarak bu iki adayı turizme açacağız dedi. 'Biz bu adaiara iç turizm getirmeyi düşündüğümüz gibi, dış turizmin de merkezi yapmak istiyoruz. Aynı zamanda bize yani, bakanlığımıza bavşurularda, Arap işadamlan ve zenginleri, adaların belirli yerlerini, hatta tümünü kiralamayı istediklerini belirtiyohar. Bizler, hükümet olarak bunu görüyoruz. Arap turistierin ev turizmine önem verdiklerini de bildiren bakan Taşçıoğlu, bir ay içinde Sarıyer ve Boğaz'da yalılar kiralanmasıyla ülkeye 500 milyon lira bıraktıklarını' söyledi." Bir başka ilginç haber de, Gökova termik santralı! Çevre insanlan, parti ve politika görüş ayrılıklarını bir yana bırakıp direniyorlar, sorumsuz yetkilileri uyanyorlar. Otuz metre boyunda dilekçeler sunuyoriar. Tek amaçları var. Ege'de en güzel doğa parçalanndan biri olan Gökova Körfezi ve çevresini, endüstrileşmenin tahribinden korumak. Oysa basın şu haberi veriyor: "ANAP'ın Gökova inadı kırılmadı." Endüstrileşme, tanma dayalı endüstri, bacasız endüstri (turizm) konusunda yapılanlar ve yapılmak istenilenler çoğu birbiriyle çelişir. Bir yandan yaparken öteki tahrip ediliyor. Gökova yakınlannda bir kaç yıl önce yapılmış olan Dalaman Havaalanı'nda görüldüğü gibi. Yöre topraklarının en verimlilerinden olan Dalaman Devlet Üretme Çiftliği'nin bir bölümü kamu malı daha ucuz diye havaalanına verildi. Yine orada SEKA'nm tesisler yaptırması da hoş görüldü. Şimdi SEKA'nın kirli artıklan ve jet uçaklannın zehitii maddeleri verimli tarım topraklarının geri kalan bölümünü bütün yeşiliyle tahrip ediyor. Çevre insanlan söz geçirip de Gökova'yı kurtaramazsa beş yıl sonra, doğanın yeşili ve Ege kıyılarının mavisi de yok olacak. Bakanlardan biri "endüstri"derken, sağını solunu düşünmüyor. Bir başka bakan "turizm" derken, tarıma dayalı endüstri, ya da doğa güzelliği ve tarih değerleri gibi en önemli etkenleri, aklına bile getirmiyor. İşler öylesine arap saçına döndü ki; işbaşındaki hükümetin bir bakanı (Turizm ve Kültür Bakanı Taşçıoğlu), Ege'deki Türk adalarını yabancılara satacağını. ya da kiraya vereceğini, sorumsuzca söyleyebiliyor. Yabancı sermayeyi Türkiye'de yatırıma özendirmek için uygulanmak istenilen yasa hükmünün ada satışına olanak verip vermeyeceğini tartışmayacağım. Fakat Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde yabancı bir ülkeye kiralanmış Kıbrıs Adası'nın nelere yol açtığını sayın Turizm Bakanının unutmamış olması gerekirdi! KITAP/YAYIN r^YNAKYAYINlARI BELGELEI?LE 19O8 DEVRIMİ ÖNCESI ANADOLU Turizm Üzerine... AYDIN KİTABEVİ YAYINLARI İzmir Cad. 13/52 YenişehirAnkara Prof. Dr. Atalay YÖRÜKOĞLU'nun ilgiyle karşılanan eseri Ş0kı09noGüral Kıbrıs Tarihi 1879196O Değişen Toplumda AİLE VE ÇOCUK MtchaslEnda Çevirert Lemon Çafctkan AİLE VE ÇOCUK MOMO "tnsanhk, çocuğa verebileceğinin en iyisini vermekle yükümlüdür. Çocukların bekleyecek zamanı yoktur. Çocukluk çağında ondan esirgenenler, yetişkin çağda kat kat geri ödenir." "1982'nin mayıs ayı ortalarında Turgut Özal, Kastelli'yi telefonla aradı. (Özal o sıra Başbakan Yardımcısı ve Ekonomik İşlerden Sorumlu Devlet Bak'anıydı.) Cevher, nasıl gidiyor işler? Piyasa nasıl? Turgut abiciğim, aynı dertten büyük sıkıntı içindeyiz. Çok sıkışığım. (...) Eylüle kadarsatacakyenimateryalbulursanköprüyü geçerim. Yoksa başımın çaresine bakarım. Yahu Cevher, Boğaz Köprüsü'nün hisse senetteriniçtkarsak bunları satmak mümkün olur mu? Satarız abi, neden satmayalım? Nasıl satarsın? Belli bir faiz haddi koyarsınız, satarız. Yalnız hisseleri mi satacağız? Yoksa fon mu temin edeceğiz? Valla her ikisi de olabilir. Abi, bunun en iyi yolu tahvil niteliğinde bir kâra iştirak belgesi çıkarmaktır. Ancak ben bu işin içine tek başıma giremem. Saibe altında kalınm. İhale pazanna çıkarırsınız, gücü yeten yettiği kadannı omuzlayıp satar. Ama prensip olarak ben bu işte varım." * Yukardaki satırları Emin Çölaşan'ın "Banker Skandalının Perde Arkası" adlı kitabmdan aldım (sayfa 262, 263). Öyle görünüyor ki Turgut Özal Boğaz Köprüsü'nü tezgâhlamayı Çevher Özden'le birlikte düşünmüştü; talihsizlik oldu; bu konuşmadan bir ay sonra Kastelli İsviçre'ye kaçtı; Özal hükümetten çekilmek zorunda kaldı. İnşan her istediğini düşündüğü zamanda yapamıyor; Turgut Özal, kafasındakini uygutemak için kendisine daha büyük bir fırsat çıkacağını ve Başbakan olacağını o günlerde nasıl bilebilirdi ki... Ama Turgut Bey geleceğe yönelik iyimserliklerini arada SH rada kamuoyuna duyuruyordu. 1982'nin ocak ayında kamuoyuna söyte seslenmişti: " 7982 yılı, Türk mucizesfnin başanlacağı bir yıl olacaktır." (Banker Skandalının Perde Arkası, sayfa 181) Ne yazık ki 1982'de mucize gerçekleşmemişti; hiçbir zaman da gerçekleşemeyecekti; çarpık düzenli Türkiye ekonomisinde düze çıkmanın güç koşullarını düşünenler bu tür konuşmalan ciddiyet dışı buluyorlardı. • Çoğu zaman ülkenin yönetimini üstlenenlerin kendi aralarındaki konuşmaları ile halka yönelik demeçleri birbirine benzemez. Türkiye'de banker skandalı ve ardından Kastelli'nin kaçışı sırasında gazeteleri boy boy kaplayan başlıkların ardında Ankara'da bir başka dünya yaşanıyordu. Ekonomide yetkili tek adam, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Turgut Özal bir yandan "mucize "lerden söz açıyor; ama kapalı kapılar ardında Maliye Bakanı Kaya Erdem'le dertleşiyordu. Sayın Erdem umutsuzdu: " Ben bırakıp gideyim Turgut Bey; başka çare kalmadı." Hele bekle bakalım Kaya... Gitmekle iş kurtulmaz ki... Gideceksen beraber gideriz..." Nitekim beraber gittiler... Beraber geldiler. * Emin Çölaşan'ın kitabmdan bir alıntı daha: " Çahit Kocaömer, mayıs (1982) ayında İş Bankası Genel Müdürlüğü'nden ayrıldı. Bankanın Kavaklıdere'deki merkezinde Turgut Özal'ın da katıldığı bir veda yemeği düzenlenmişti. Turgut Bey, bu gidişi önleyemezseniz, bütün bankalar yakında devletleştirilir. Bu işin sonu oraya varacak. (...) Birşey olmaz, sen merak etme. Sistem kendi içinde yürür gider." Sistem yürümedi; haziranda Kastelli kaçtı, Meban, Hisarbank, İstanbul Bankası, Odibank devlet eliyle tasfiye edildi; Turgut Özal ve Kaya Erdem çekilmek zorunda kaldılar. • Peki, şimdi "perde arkasında" neler oluyor? İçinde yaşadığımız ortamda olan bitenleri kamuoyunun basından öğrenme olanağı yoktur. Olaniar olduktan sonra aradan birkaç yıl gecer; belki Emin Çölaşan yeni bir kitap yazar; bugün "perde arkasında " yaşananları da Türk okuru o zaman öğrenir. 2. baskı çıkü, 500 lira Z^dSanhan ÇERKEZ ETHEM'İN IHANETI Çok değerli varlığımız fcyanTumer MARKS VE ORYANTALİZMİN SONU OSMANLICATÜRKÇE Ansiklopedik LÛGAT (Eski ve Yeni Harflerle) Osmanlıcada kullanılan 60.000'den fazla Arapça ve Farsça asıllı kelime ve deyimin eski harflerle yazılışıyla birlikte geniş anlamlarını veren bu sözlük, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi tarafından Türk edebiyatı ve Türk tarihi ile meşgul olan öğretmen ve öğrencilere tavsiye edilmiştir. FERİT DEVELLİOĞLU Gen. İ. HAKKI KURTBÖKE'yi aramızdan aynlışının 4. yılında hasretle, sevgiyle saygıyla anıyoruz. OİMANLICA.. TDtCCE LÜGAT AİLESİ ÖĞRETMEN ÖĞRETMEN YA YINLARI'NDAN ÖĞRETMENLER GÜNÜ'NDE ÖĞRETMENLERE^ VEFAT Uzun yıllar PTT'ye hizmet vermiş olan YÖNETİM KURULU ÜYEMİZ, değerli arkadaşımız, YA2ANLAR: öm«r Alım AKSOV *Pro«.Or. Y«Hyı AKYÜZ 'Tallp APAYDIN *Mehm*t AYOIN «Faklr BAYKURT «Ihsan BAYKAL •Osman BOLULU »Kemat OEMİRAY 'Sjtl ERİSEN •MüjlMt GEZEN "B«»lr GOĞUS "Ce'ik GOLERSOY *M. Rauf İNAN *Doe. Dr. Cınit KAVCAR Samim KOCAGÖZ •Doç.Dr. A.KOCAMAN *Ce«let KUDRET *sa*"Q KURGAN «Prof. Dr. A. MERDİVENCİ »Doc. Dr.llBer ORTAYUI •Turgut ÖZAKMAN •Saml N. O2ERDİM «ONurl POYRA2OĞLU *AII POSKOLLÛOĞLU »Ruhi 5EL «Emil SEVİNC •M.Kİmil SU Ahmet TELLİ •Fikret QNLÜ *Ord. »rof. Dr. H. Velaet VELİDEDEOĞLU •Ali YOCE Sevket YüCEL UNUTULMAYAN ÖĞRETMENLER FEM DCVDlJOâU' DÜNYANIN BÜTÜN ÇİCEKLERİ '"ögretmeniik Siirleri ÖZKAN ERER ani bir rahatsızlık sonucu \efat etmiştir. Merhuma Tanrıdar. rahmel, kederli ailesine başsağlığı dileriz. Elk. Y. Müh. Büyük boy, 1439+119 sayfa 6. baskı, bez ciltli, 3500 lira İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ REKLAMCILAR. İSLETMECİLER, GRAFİKERLER. PAZARLAMACILAR vebu konulardaki ÖĞRENCİLER FERİT DEVELLİOĞLU TÜRK ARGOSU 300. TL 250. TL. ÖĞRETMEN YAYINLARI Tuna Cad. 2/402 YenişehirANKARA Toplam 10'dan fazla isteklerde % 20 indirim. Kitapçılara % 25. ödemeli gcnderilir. Tek isteklerde ederi kadar pul gönderilmeli. Argonun tanımı, kökeni ve etimolojisi, Avnıpa'da ve Türkiye'de argo, İstanbul ve argo, Türk edebiyatında argo, Türk argosunun özelliklerini ele alan 48 sayfalık bir girişle birlikte argo sözlüğüve indeks. TÜRK ARGOSU KONUSUNDA TEK KİTAP <iı»ıiı»ı 520 sayfa, Lüks ciltli 300'den fazla resim Tamamı kuşe, ofset baskılı son on yılı kapsayan ilaveler ve televizyon bölümleriyle Genişletilmiş 6. baskı 350 lira CortCurC Yaşantımızın çelişkileri, güncel yazılar. sarı yazma Bir gençlik boyu ölümle yüz yüze... Tek başına, dimdik... Dağıtım yerieri: Aydın Kitabevi Ankara. Tel: 30 27 59 • Serhat Dağıtım A.Ş. İstanbul • Tekin Yaymevi İstanbul • Yavuz Kitabevi İzmir. Metin Kökten'in yapıtları şimdi de Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde »e pazarlamadakj GENİŞLETİLMİŞ RIKLAM bilimsel SATILIK TELEFON SANTRALI Siemens marka, kullanılmış 5 dış, 25 dahili hatlı, redresör ve aküleri ile beraber komple santral, işler vaziyette satılıktır. Tel: 146 10 10 Grafika Maya A.Ş. Cumhuriyel Kiıap * Kulubu Çınar Kodu: 026 Yayınları Cumhuriyet Kiiap Kulübü Kodu: 026 Çınar Yayınları kod: 206.001 Ölümü Beklerken Öykü 134 sh. 300 lira 206.002 Tik • Öykü 152 sh, 300 lira 206.003 Komplo İnceleme Araştırma 312 sh. 600 lira Kökten Kitabevi 19 Mayıs Lisesi KarşısıSamsu n İKİNCİ BASKI Büyükparmakkapı, Çukurluçeşme Sok. 8/1 Beyoğlu Tel: 145 77 31 149 40 31 ' İSTANBUL 4000TL Ödemeli Pbsta ile 4500TL İsteme Adresi: TİVİ Reklam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle