Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 24 KASIM "geçiş" havasında. Kişıliklerındeki eğıtim boşluklarını doldurmuş ve Ataturk aydınlığının değerıni anlamış olsunlar.. Çunku, bilgisizliği ve bilgi duşmanhğını erdem sanan bir kişi, öğretmen olamaz.. SONUÇ Tum bunların yanında, bugun ustunde durulması gereken başka önemlı bır nokta da şu: Oğretmen, "canım öğretmenim"li şıirlerde, "yılın öğretmeni" plaketlerinde, parlak, ama duşsel bır koltuğa oturtulmakta, gerçek yaşamda ıse her gun biraz daha artan bir ivmeyle, yoksulluğa itilmektedir. Okuyan, arastıran, gezıpgören ve tum bunlardan elde ettiklerini topluma sunan öğretmenin yerini, ev kirasıbakkal hesaplanyla kendini tüketen öğretmen almıştır. tstanbul'da, Fenerbahçe Lisesi'nin oğretmenleri, aralarında para toplayıp, okula yeni atanmış olan bir stajyer öğretmen için, bir takım elbise satın almışlar.. Oğrencilerinin özel otoyla okula geldikleri bir Hsede, öğretmen boyle yaşıyorsa, okunacak butun "canım oğretmenim"lı şiirlere karşın, bugun kutlamakta olduğumuz "Öğretmenler Gunu"nu değerlendirmiş sayılabihr mıyız? Dengeli ve oturmuş bir toplum özlemiyle yine de gunumuz kutlu olsun. (1) Bursa'da, öğretraenlerle yaptığı konuşma, (27.10 1922). Ataturk'un Söylevlerı, TDK Yayını (2) Bursa Öğretmenlenyle Konuşma, A gy. (3)T B.M M. İkincı Dönem, İkmci Toplantı Yılını Açış Konuşması'ndan A.g y. 1984 ÖğretmenlerL "Öğretmenler günü"nü, tam antâttııjutl kavrayıp kutladığımız söylenemez. Bu "gün", bir "anneler günü", bir "babalar günü" gibi salt duygusal, salt törensel sözlerin söylendiği, "canım öğretmenim"li şiirlerin okunduğu bir gün olmamalıdır. H. İBRAHİM IŞIK Felsefe Öğretmeni \ 24 Kasım: Ataturk'un Başoğretmenlik yaptığı bu " g ü n " birkaç yıldan beri "Öğretmenler Gunu" olarak kutlanıyor. Kuşkusuz bu, son derecede olumlu bir gırişimdir. Ama, gunun anlamının tam olarak kavrandığı ve bu anlama uygun bıçimde kutlandığı soylenemez. "Oğretmenler Gunu", bir "Anneler Gunu", bir "Babalar Gunu" gibi, salt duygusal içerik taşıyan bir gun değildir. Bu yüzden, salt törensel sözlerin söylendiği, "canım oğretmenim'Mi şiirlerin okunduğu, "yıiın annesi" ya da "ydın babası" gibi, "yılın öğretmeni" seçimlerinin yapıldığı, sıradan, ahşılmış ve giderek yozlaştınlabilecek olan, duygusal bir torene dönuşturülmemeli. Bu tutumun tam tersine, bir yandan, Ataturk'le "öğretmen" arasındaki aydınlık bağın her yıl biraz daha canlandınldığı, öte yandan, öğretmen sorunlarının serbestçe tartışıldığı bir "hesap gunü" olmalı bu gun. ÖNCE BtLtNÇLİ BtR ANLAYIŞ Oncelikle, Ataturk'un Başoğretmen'liğinden ne anlıyoruz? Ataturk, bir halk onderi, bir komutan, bir devlet adamı olduğu gibi, bir "Başöğretmen" olarak da, her şeyden önce, bir aydınlık sımgesidir. Bu gun, okuryazar olmanın, aydınlık bır dünya goruşune kavuşmuş olmanın mutluluğunu duyan herkes için, son 60 >ılda yetişmiş olan bütün kuşaklar içın, bır ceşit Prometheus'tur O... "Eğıtim davranışlarımızın temel taşı, bilgisizliği gidermek olmalıdır" (1), "Ülkemiz ıçinde uygar düşüncelerin, çağdaş ılerüiklerin, vakit yitırilmeksizın yayılması ve gelışmesi gereklidir... öğretmenlerimız, ozanlarımız, yazarlanmız, ulusa, geçen yıkıhş gunlerını, bu yıkılışlarm gerçek nedenlerini söyleyecekler..." (2), " D a h a şimdiden, Cumhuriyet oğretmenlerınin, yetiştirmekte oldukları oğrencilerle birlikte, gerçek bir kultiır ordusu yaratmakta oldukları nı, yurdu dolaşıp, gözlerimle görmuş bulunuyorum." (3) Evet, Atatürk'un Başöğretmen'liğınden, onun, bize ışık tutan, Prometheus'ça aydınlığını anlamalıyız, bilinçli bir biçimde. CUMHURİYET'tN tLK YILLARIMN ÖĞRETMENİ Cumhuriyet tarihimiz boyunca toplumumuzun, içınden geçtiğı çalkantılar \e toplumsal evreler, ötekı meslek gruplanndan daha çok oğretmenı etkilemiş ve ona kendi damgasını basmıştır. Bu "damga basma" sureci, Cumhuriyet'in ilk günlerınden gunumuze, eytişimsel (diyalektık) bir akış olarak, bir "karşıtların savaşımı" olarak, suregeldı ve surüp gidecek Çeşitli toplumsal oluşumlar ıçinde öğretmen, hem bu oluşumları etkileyen, hem de onlardan en çok etkilenen kişidir: Cumhuriyet kurulmuş ve Ataturk aydınlığının tum ulkeye yayılması görevini öğretmen ustlenmiştır. Bu gorevini yaparken, Osmanlı toplum yapısının ve ona bağlı kurumlan n değişmesini ıstemeyen guçler öğretmeni karşılanna alrruşlar ve Kubilay'ın kişiliğınde, Ataturk'un tum öğretmenlerine, yani a>dınlığa ve gelişmeye baş kaldırmışlardır. Butun bu olumsuz gelişmelere karşın, Onuncu Yıl'ın "on >ilda on beş milyon genç yaratlık her >aşlan!" diyen, gururunu boluşen Ataturk öğretmeni, ulkenin her yanında aydınlatıcı görevini surdurmuştur. Çunku bu evrede, genç Cumhuriyet'in kuruluş ve gelişme sureci ıçinde kişiliğini kazanan öğretmen, ancak bu yapıda olabilırdi. Cumhuriyet'le ekilen aydınlık tohumlannın bereketli ürunleridir ılk otuz yıllık kuşağın öğretmenleri. Anadolu koylennin tozlu yollarında, kağnı gıcırtıları arasında, yorgun ökuzlerin peşınden koşuşturan okulsuz köy v< ^ S; .. de lu çocuklan okur, öğretmen olur, ulke \e dünya duzeyinde yapıtlar veren " o ğ r e t m e n yazar" olur, "oğretmenozan" olur, "oğretmenressam" olur... O aşamada, ne "gelir kaygısı", ne " r a h a t l ı k " , ne " d a h a iyi yaşama ozlemi" etkındir onun yaşamında.. Salt, Prometheus'un meşalesini taşıma kaygısıdır onu iten... AYD1NLIKTAN SAPIŞLAR DÖNEMt Cumhuriyet'imizin ikincı otuz yılı, Ataturk'un aydınlık yolundan sapışlarla dolu. Ataturk'un izınden yuruyormuş gibi davranıp, sinsice ve iki yuzlüce, onun ilkelerine karşıt modeller oluşturuldu. Ataturk aydınlığını savunan öğretmenler ezilmeye, kıyılıp horlanmaya, onun yerine, istenılen modellere uygun öğretmenler yetiştınlmeye çalışıldı. 12 Eylul öncesinde, unutulmaz olaylar yaşadık. Ataturk'çu öğretmenler anarşınin ve kara bilgisizlığin boy hedefi yapıldılar. Kıyılmaları, savaşlarda bile gorulmeven kalleşçe yontemlerle katledılmeleri, gündehk, sıradan olaylarmış gibi değerlendirilip geçildı. Ama, Ataturk'e ve onun aydınlık ilkelerine gerçekten bağlı öğretmenler daha da bilendiler. Unutmayacaklar o acıları.. Ders verdıği kursunun altına konan bombanın patlamasıyla bedenmin her bir hucresi o kursuye, o sınıfın duvarlanna yapışan öğretmen unutulabilir mi? Levent'teki bir durakta, kuçiıcük, kuskun bır çocuk gibi yere yatmış öğretmenler öğretmeni Cavit Orhan TutengıPin yuzünu nasıl unutabiliriz? O acılı gunlerden geçerken, bızlerde daha da unutulmaz etkıler bırakan bır şey daha var: Öğretmen yetiştiren kurumlann bılgi ve aydınlık duşmanı kişiler yetiştirmek için kullanılıp, Ortaçağ scola'larına taş çıkartan bir karanhğa gomülmeleri.. Çunku, kurumlann katledilmesi, etkilerini yıllarca sonra oluşturacak ve yıllarca sürdurecek sonuçlar oluşturur. Şu tablo nasıl unutulabilir? O yıllarda, öğretmen yetiştiren bır yuksekokulda, öğretmen sımfa giriyor. Konu: "Ataturk'un eğitim anlayışı." Tum öğrencilerde, bır çeşit bıçkın Tophane kabadayısı kılığı var. Burma bıyıklar, traşsız bir yüz, kırli ve yağlı saçlar, ağızda sakız, gomlek yakaları göbek altına değin açılmış, dirsekler sıra arkalanna yaslanıp, ya bacak bacak ustune atılmış, ya da ayaklar oturulan yerden biraz öteye itilen sıranın ustunde.. Kırk elın, kırk kalın, etli parmağında, beygır dişı gıbı taneleri olan, kırk ayn tespih'.. "şşakk!".... "şşakk!"... diye aynı anda, hep birlikte vuruluyor. Kırk tane, dinleme>en, asık ve alayla yuklu, sinir bozucu surat! Içlerınden biri kalkıyor ve kendilerini tedirgın bir suskunlukla, yargılayan ve not veren bakışlarla inceleyen öğretmene bağırıyor: "Sen annllat hhocca!.." ...Ve sessizlik, salt beygır dişlenyle bozuluyor: "şşakk..", "şşakk.." ...Ve o kırk dirençli kişi, o bilime, aydınlığa, yani Ataturk'çu duşunceye karşı direnen kırk kişı, ve daha nıce kırk kişiler öğretmen oldular.. Nasıl öğretmenlik yaptıklannı gormedim, bılmiyorum. Ama, dileğım odur ki, 12 Eylul'den sonra, Ataturk'e karşı direngen yanlanru gizleyipörtmeden, Mılli Eğitim Bakanlığı'nın izledıği olumlu PENCERE Mucize!.. Bır toplantıdaydık, fotoğraf çekılecektı; güzel bır yaşlı hanım dırendı: Istemıyorum!.. Neden? Çok kötu çıkıyorum fotoğraflarda; zaten bozuk moralım, büsbütün bozuluyorum Melih Cevdet lafa kanştr Son yıllarda fotoğraf makınelerı bozuldu. Güluştuk. Fotoğraf makineleriyie aynalann bozulması ınsan yaşamında önemlı bır dönemdir Cahıt Sıtkı Tarancı'nın dılden dıle gezen şıırı var: "Benim mi Aliahım bu çizgıli yüz? Ya gozler altındakı mor halkalar Neden böyle düşman gorunursunuz? Yıllar yılı dost bıldığım aynalar?" * Yıllar yılı dost bıldığımız aynalar bozuldular, düşmanlaştılar. ABD'ye bakıyoruz, şaşıyoruz Koskoca Amerıkan Kongresi Ermenı terörculerın davasına hızmet eğılımındedir; Turkıye1ye silah ambargosu koyuyor. Fransa'yı saymıyorum Her gün basınımızda manşetlerden gırışıyoruz, canına okuyoruz: Fransa'nın kahpelığı!. Eskiden çocukların söyledıkler; bır tekerleme vardı; anlamsız bır şey "Isveç, Norveç, Danımarka, Belçika, Feiemenk, Alamanya, Türkıye'nın merkezı Ankara1" Iskandınav ulkelerı ağız bıriığı etmışler gibi "ınsan haklan" diye bir şey tutturmuşlar, Turkıye'ye yönelık dosya, dava, suçlama. Almanya'da Turk duşmanlığı birıncı sorunumuz; gurbetçılenmızı kapı onüne koyuyor Alman; bu yetmıyormuş gıbı Başbakanımızı dışlıyor Şansolye Kohl, Sayın Turgut Ozal'ın "Almanya ziyaretının resmı değil özel olduğu" konusunda muhalefete güvence vermek zorunda kalmadı mı 7 Bu sözun gerçek anlamı "Bız Turkiye Başbakanı'nı resmen kabul etmıyoruz" değil mı? Israıl'e dosttuk... Sıyonıst kotu konuşmaya başladı; "Israıl'ın guvenlık sınırları Boğazlar'dan geçer" dıyor Ya Yunanistan'? İkincı Dünya Savaşından sonra ıçtığımız su ayrı gitmıyordu; şımdi Atina, Kıbrıs'ta, Ege'de kuyumuzu kazmaya calışıyor, son oyunu Lımnı Adası'nı sılahlandırmak.. Avrupa Konseyı de bıze karşı duşmanlaştı, aramız şeker renk, ılışkılerımiz gergın. AET, Türkıye'yı hem kapısından ıçerı sokmuyor hem de ekonomık yardımlarmı durdurmuş, uyguladığı ambargoların anlamı ne? NATO ıle gul gibi geçıniyorduk. aramıza karakedı gırdi. Bunca sevdığımız, varımızı yoğumuzu kendısıne emanet ettığımız orgut, Lımnı olayında bızı sırtımızdan hançerlemeye kalkışmıyor mu? • Fotoğraf makinelerinin objektifleri acımasız... Aynalar düşman... Dostlar haın... Geçen gun eskı gazeteleri karıştırırken gözüme ilişti; 1982'nın ocak ayında TÜSIAD (Türk Sanayıcılerı ve Işadamları Derneğı) toplantısında yaptığı konuşmada Sayın Turgut Özal demış kr " Türk mucizesı 1983'te olacak!.." "Banker skandalı''yla 1982'nınikincı yarısında bakanlık koltuğundan yuvartandığı içın 1983'te ekonomık mucızeyı gerçekleştıremedı Sayın Ozal; ama oyle gorünuyor kı basbakanlığında sıyasal mucızeyı gerçekleştırecek OKTAY AKBAL EVET/HAY1R Yurda Işık İletenler... Sevinçle türküsünü söyler Bir idare lambası küçük solgun En azından üç yüz pare dam Umudu en azından üç yüz çocuğun Ve onlar yıldızlar gibi Gözlen ışıl ışıl yananlar Oyuncak içın değil, kâğıt kalem İçin ağlayanlar... CAHITKULEBI Bugün öğretmenler günü... Derken, birden gözümün önüne geldi. Bir ılkokul öğretmeni gazetenın kapısında karşıma çıktı. Akdeniz kıyısında bır ılçede gorevlıyken ışıne son verılmış, iş arıyor. Bu kaçıncısı? dedım ıçımden, bu kaçıncı ış arayan öğretmen? Çoluk çocuğu akraba evlerine sığınmış, kendisi han odaiannda geceleyen, sokak sokak dolaşıp kendine ekmek kapısı arayan öğretmenierden biri daha... Hep gelırler, başvuracak son kapıdır bızim gazete. Son umut... Oysa iş nerden bulunur, nasıl bulunur? Elden gelen yapılır, ama her zaman sonuç alınır mı? Yazı yazmamı isterler, yazarım da, hep yazdığım gibi... Ama kimı yazılar yazılmaz, yayımlanmaz ki! Hem yazsan da ne çıkacak, belki de o genç öğretmenin başı daha büyük derde gırecek!.. Bugün Öğretmenler Günü... En güzel gün... Sevinç duymak gerek, acıları unutmak gerek... Ama nasıl unutulur böyle acılar? Bir hoşgörü aydınlığı doğmalı, daha doğrusu elbırltğıyle yaratmalı, diyorum. Bırkaç yıldan beri şunun bunun karalamasıyia, uydurma suçlamalarla görevınden uzaklaştırılan, ustelik de bunun nedenını arayamayan, 'benim suçum nedir?' diye soramayan öğretmenler yalnız öğretmenler değil, devtet memurlan, ünıversıte öğretım uyelen, daha başkalanTürkiye'mizde yaratılması gereken bır genel hoşgörü, anlayış aydınlığında yenıden ışlerınin başına çağrılmalı... Cahit Külebi'nın şiirıni okuyorum Öğretmen Yayınlannda yeni çıkan "Dunyanın Bütün Çiçekleri' seçkısinde: "Çemışkezek'te, Patnos'ta, Malazgirfte doğaniar/Bütün bunları düşünmelısiniz/Yüce ınnaklar gibi sessiz, sürekli/Kağnılaria, arabalaria, kamyonlarla/Akıp köylere gitmelisiniz/Yurdumuza ışık iletmelisıniz." Yurda ışık götürenlerin hızını, yolunu kesmemelı... Işık götürenlerin sayısını artırmalı, hepsinı korumalı, desteklemeli, güçlendırmelı... İyi niyet, iyi duygu, iyı özlem, iyi düşünce yetmıyor gerçekleri değiştirmeye. Binlerce öğretmen görev dışına ıtildi; ilan vererek öğretmen arar duruma düştük! Horlayarak, kırarak, yererek oğretmenleri yaşamaktan bezdırdık. Ceyhun Atuf Kansu'nun deyımıyle 'bağımsızlık öğretmenlen'nın yurt çocuklarına gerçek ulusçuluğu, gerçek bağımsızlık düşuncesi, gerçek Atatürkçülük dersı vermelerinı sağlamalı... "Bakın çocuklarbizım ılk dersımiz bağımsızlık/Pencerelerımızı açıp söyleyelım turkümüzü" diyen Kansu başka bir şiirinde bir öğretmeni şöyle konuşturur: "Dunyanın bütun çiçeklerinı diyorum/Okulun duvan çöktü altında kaldım/Ama ben dünya ustündeyim, toprakta/Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta/Çile çektım, yalnız kaldım, ama yaşadım/Yurdumun çıçeklenmesı için daima yaşadım/Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bılır/Şırndi sustum, örtün beni, yatınn buraya/Dunyanın bütün çiçeklerinı getinn buraya." Uygar ülkelerde öğretmenler en yuksek gelıre sahıptırler. Koiay ış değildir. Herkes ne denlı bılgih olsa da, öğretmenlik yapamaz. Apayrı bır eğitim, öğretımden geçmek tster. Sanırlar ki bır mühendıs, bir hekım, bır hukukçu okullarda ders verebilir, çocuklara yarariı olabilırler. Eğıtim, öğretim ayrı bır alandır. Yalnızca bılgi yetmez, çocukları tanımak, öğretmenlik sanatında ustalaşmak gereklidir. İşte bu yüzden yetıştirdiğımiz değerlı oğretmenleri kolay yollardan harcamamalıyız. Sıkıntılarını, özlemlerinı anlamalı, gelecek kuşakları yetiştiren bu insanlara daha iyı, daha sağlam bır yaşama olanağı, en başta da güvencesı vermelıyız.. "Dunyanın Bütün Çiçekleri"nüe Köy Enstitülü bir emekli öğretmen, Osman Bolulu şöyle konuşuyor, tüm öğretmenler, eğıticiler adına: "Yürüyorsa geleceğin zinciri halka halka/Ayak basmadığınız topraklara serpmışim tohumunu/Eğer dırenç suyu venlmişse bu halka/lnanın ki benim ellerim örmüştür bunu/Geieceğın kitaplannda tek satır/Adımızdan söz edilmeyeceğinı biliriz/Tarih ancak bayrağı dikenleri anlatır/Ama biz ipekböceği sessizliğinde yarınlan örerız." beyaz menekşt yıyınlan oykulcr KITAP/YAYIN sarı yazma Bir gençlik boyu ölumle yuz yuze... Tek başına, dımdık... nerde kalmıştık Marko Paşalı yıllardan gunumuze dek anılar, seçme yazılar. Curphurıyet Kıtap Çınar Kulubu Yayınları Kodu 026 Cumhuriyet Kıtap Çınar Kulubu Yayınları kodu 026 ÖZEUKİTAP7 ECE AYHAN MEKTUP/TURGAY ÖZEN YAZIDIR ACININ TARIHI 'AHMET SOYSAL BUGUN ŞİDDETLI OLMAK RENE CHAR BİRLİKTE YOL ALMAKESİN SOYSAL BU YAVUZ TANYEÜ DESENLER/EMEL ŞAHİNKAYA GÜNSÜR DESENLER BAŞARI YAYINLARI LİSE1. SINIF ÖÖRENCILERI, ÜNIVERSITE ADAYLARI SELAMİYEMENİCIİLE A.RIZAOZGENIN YAZDIKLARI FEN I KİTABI ÇIKTI!.. OZETUORNEKLERLE KONU AÇIKLAMALI VE ' TEST UYGULAMALI OLAN BU KİTAP LİSEDEKİ ÖĞRENİMİNİZ SIRASINDA VE ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ1. BASAMAK SINAVINDA YAZIŞMA ADRESİ: TESVIKIYE CAD 1251 ISTANBUL ABONE: 5 KITAP KARŞILIĞI 1500 TL NIÇANTASI AKBANK 26504 HAKKI MISIRLIOĞLU HESABINA KUZEY YAYINLARI YÜRÜYÜŞLER VE DURUŞLAR • RGUIRAUD ANLAMBtLtM Çeviren: Berke VARDAR ALÎ CENGtZKAN ÎLHAN SELÇUK CAĞOAŞYAYIPtlAAI BASARINIZ İÇİN GUVENİLİR YARDIMCINIZDIR. I KITAP AURKEN OÛRETMENINlZE DANIŞIKHZ. > JXXAIMJO.NIJJCFILLOUX ELEŞTml KURAMLARI Çeviren: Tahsin YÜCEL GENEL DAĞITICILARIMIZ Çatalçeşme Sokak No 27/4 lu ISTANBUL Tel 5 26 48 58 FtL YAYINtVİ Adem Yavuz Sokak No 11 452 Sokak No 5 Kızılay ANKARA Konak IZMIR TeH 18 75 41 Tel 13 87 86 OÜL VAYINCVt OATİC A.$. B.PASTERNAK SON YAZ Çeviren: Mete ERGİN KITAPLARIMIZICEVRENIZDEKIKITAPÇILARDA ARAYINIZ cemQ OSMAN ŞAHEV • KIRMIZI YEL • AĞIZ İÇİNDE DİL GİBİ • ACENTA MİRZA • ACI DUMAN Bütün kitapçılarda YALÇIN YAYINLARI (1980 Nevzat Üstün Öykü Ödülü) (1970 TRT Büyük Ödülü) yayınevi J.LONDON İSTÎRİDYE KORSANLARI Çeviren: Mete ERGİN 4. baskı ANKARA MUHASEBE VE VERGİ DERGİSI ÇERNİŞEVSKİ NE YAPMALI Çeviren: Mazlum BEYHAN (Çıkıyor) 3. Baskı da kısa surede tukendı Ederı: 450 hra Not: 10 kıtaptan az sıpanşlerde ödemelı ıstenmemesinı rıea edenz. lsteme Adresı: Türkocağı Cad 3941 Cağaloglulstanbul Türkiye'dc ve dünyada sistemsel olarak yayınlanan TEK DERGtYtZ . . A.GİDE AYRI YOL Çevirea: Tkhsin YÜCEL DEGİŞKEN YAPRAKL1 OLARAK YAYINLAND1 KATAAA DEGER VERGISI ADRES: PK. 64 ULUS ANKARA TEL: 24 28 4 0 2 4 39 49 m '„ Sasırt Babtr aıangı K.IPIR DERLlMt MIRKIZI RPASTERNAK JENYALUVERS Çeviren: Mete ERGİN cemM yayınevi 25 YIL HER KONUDA KUPuR AR$IVI • NORMAL • KODLUFIHRISTLI • KOOLU • FISLIKARTOTEKS ABSIV ARAY1NI2 GENIS SILGI VERELIM YU7LERCE YAYINI TABAYAWAZSINI2 ABONEOLÜNU2 BtZSlZINICIN TARAYIP APStVLEYÇLIM GUNLUK ELIN ZDE OISUN ILGIU KUPUHLER daha yaşamamışken küçük eller güzel umutlar dunyanın yükü omuzlanndadır U ibram erdem ibram erdem . İHALE ILANLARINI • SATINAtMA ILANLARINI T SIZ N IC H A<!P EDELIV DILERSENie TEEFONLA HERGUN HABER VERELIV ibram erdem IKTI LlAS<un.il çuvınlar tara . OfiB£S GUNDE BIR YAYINLANIR OKUYUNUZ BIR ARS1V DERSISİDIK OKUYUCUSUNUN UFKUNU AÇAR GERÇEK YÜRÜYOR (Adalet İçin Bir Savaşın Öyküsü) "Adaletıtn. ınsanlıktan yana her a>dının okuması gereken bir kıiap" Oklav Akhal.Muammer funcerın Turkçesıyle cıktı 2 basım, 350 TL DREYFUS OLAYI EMİLE ZOLA ) Sok 17/ Kitabı Mukaddes T. 1500 incil (Bez) 700 İncil (Karton) 500 Zebur 150 Matta 200 Markos 50 Luka 50 Habercilerin işleri 100 Hz. Süleyman ın Meselleri 50 IttetiM adri: P.K. 186 (Merkaz) l»tanbul KİTABIMUKADDES ŞİRKETİ • YENIDEN YARATMA (ENKA TİYATRÇ BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ) ÜLKÜ AYVAZ • İŞLERİN YOLUNDA GITMESİNE ENGEL OLAN KİM? ÖDÜLÜ) Butun Kitapçılarda (AKADEMİ KİTABEVÎ ÖYKÜ BAŞARI