18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER venliği benimsemiştir. Bu maddeye göre yasanın amacı "karayollannda can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir." Bu güvenlik önlemlerinden biri de hiç kuşkusuz sigorta şirketlerinin akit yapma zorunluluğu olarak düşünülmüştür. Yasanın 101. maddesi, zorunlu mali sorumluluk sigortasını, kaza sigortası dalında çalışmaya dönük sigorta şirketlerine yüklemiştir. Genelde sigorta şirketleri tüm konularda çalışmaya izin almakta iseler de, maddenin kaza sigorta dalını öne çıkarması yerinde olmuştur. Böylece trafik sigortasında sigorta işlemini yapan değil, yaptıran değil, sigortalanan ön plana çıkarılmaktadır. Sözleşme ile asıl güvence altına alınan, sigorta ettirenin mal varlığı değil, sigorta edilenin can ve mal güvenliğidir. Zorunlu trafik sigorta sözleşmesi gerçekte trafik kurbanı üçüncü kişi yararına bir sözleşmedir. Üçüncü şahıs yaranna, başka deyişle zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalayan üçüncü kişi için bir çeşit kazatazminat sigortası yaptırmaktadır. TRAFİK KAZASI İŞ KAZASI ÇAĞRIŞIMI Sosyal sigortalar alanında bir başka kazatazminat sigortası da iş kazalan nedeniyle işverenin sorumluluğu açısından söz konusudur. Nasıl bir iş kazası olayı sosyal sigortalar alanında prim yükümünu yalnız işverenlerin çektiği iş kazası sigortası ile karşılanıyorsa, özel sigorta alanında da trafik sigortası aynı konuda görülebilir. Aynı şekilde trafik sigortalarında asıl korunan trafik kurbanı sigortalı, sigorta primini ödeyen ise trafiğe sokulan araçtan yararlanan kişidir. Önemle üzerine basılacak nokta, sorumluluk sigortası bakımından zorunlu mali mesuliyet trafik sigortasından özel hukuk ve kamu hukukunun bir aradalığını tanımakta olmasıdır. Giderek özel hukuk kişilerini de işin niteliği gereği kamu görevinden sorumlu kılmasıdır. Yasanın 101. maddesinin trafik sigorta sözleşmesini de aşan asıl anlamını, bu yolda yorumlamak gerekir. DEVLETİN SORUMLULUGUNUN ÖZEL HUKUK KİŞİLERİNE YANS1MASI Gerçekte yasa tümü ile incelendiğinde, trafik olayının başta devletin ilgili organlarmın sorumluluğunda bir kamu görevi niteliğinde düzenlendiği açık seçik ortadadır. Öyle ki; görevli kuruluşların hazırlayacağı trafik altyapı tesisleri, verecekleri trafik ve sürücü belgeleri, herkesin uyacağı trafik düzeni kuralları açıklanmakta, kaza yapanm, kazayı görenin, bundan da ötede trafik düzeni ile ilgili konumda olan, akaryakıt benzin istasyonlannın, tamirhanelerin, servis istasyonlarının, garaj sahiplerinin trafik olayı ile ilgili yükümlülükleri yasada tek tek acıklanmaktadır. Bir başka aşamada, olaym eğitimsel yanı ele alınmakta, çocukların trafik bilgi ve görenekleri ile donatılması, halkın aydınlatılması, sürücü yetiştirmesi, giderek okullara zorunlu trafik dersi konulması esası getirilmektedir. Bu toplu bakıştan çıkan önemli hukuksal sonuç trafik olayının toplumsal olarak kavranması, dolayısıyla ortaya çıkan sorumluluğun da yaygınlaştırılması ilkesidir. Önemli nokta bu yaygın sorumluluk içinde aracını trafiğe sokarak ondan faydalanan kişinin sorumluluğunun trafik olayında tipik bir sorumluluk olarak altının çizilmesidir. Yasanın 85. maddesinin 1. bölümüne göre bu sorumluluk işletenin yarattığı tehlikeden ötürü zarar görene karşı doğrudan sorumlu olmasıdır. Öğretide bu tipik sorumluluk tehlike sorumluluğu olarak nitelenmektedir. Yasa aynca tamamen yeni bir kural olan 104. maddesi ile motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlann da işleten gibi sorumlu tutulacağını açıklamıştır. Yasaya göre motorlu araçlarla ilgili gözetim, onanm, bakım, abm satım, araçta değişiklik yapılması amacıyla mesleki faaliyette bulunan teşebbüs sahiplerinin, araç kendilerinde bulunduğu süre için zorunlu mali mesuliyet sigortası yapma uygulaması söz konusu olacaktır. Aracın kendilerinde alıkonmasından ortaya çıkacak mesleksel yarar, bu sorumluluğa neden sayılmaktadır. Böylece trafik kazası nedeniyle zarar gören kişiye karşı hukuksal sorumluluk, sigorta ettiren olsun, sigorta eden sigorta şirketleri açısından olsun, devletin görevine uygun bir paralellik altında yasada ele alınmıştır diyebiliriz. Devlet ödevini, kamu kuruluşlarını harekete geçirmek yoluyla yerine getirebileceği gibi, özel hukuka ilişkin kurumlardan da yararlanarak yerine getirebilir (krş. Atabek R., İş Kazası ve Sigortası, tstanbul 1978, sayfa 368) ve can ve mal güvenliğini gerçekleştirebilir. 8 EKİM 1984 Trafik Yasası ve Sorumluluk Sigortası 1 8 Ekimde yürürlüğe girecek olan yeni Trafık Yasası, özel sigorta şirketlerine, "mal sorumluluğu sigortası"yapmalan zorunluğunu getiriyor. Bu durum, kamu görevi görmede işbirliğinin önemini ve gereğini vurgulamaktadır. CliHIHJKİYETf,/, OKURLAR4... OKAY GÖISENStN Üç Zorunluluk... türetildiğini biliyor ve tepki göstermiyorsa, bunda bir gariplik var demektir. Yalnız eğitimsizlikle açıklanamayacak bir oluşum bugun basınımızın önemli özelliklerinden biri olmuştur. Diğer yandan da ülkemizdeki koşullar gazetelere, temel habercilik işlevlerinin yanı sıra başka görevler de yüklemektedir. Bu bilinçteki okurların da doğal eğilimleri güvendikleri gazetelerini sürekli denetlemek ve hep daha fazlasını beklemektir. Basınımız için de en saglıklı gelecek güvencesi bu olsa gerek: Titiz, daha çok haber ve en doyurucu, yanlışsız gazeteyi isteyen okur... Aşağıda sunduğumuz üç mektup birçok şeyi gereğince açıklamaktadır. t £ W urdumuzun pek çok ve büyük sorunlan T dururken, Cumhuriyet gazetesindeki bazı incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler üzerinde durmak, belki yersiz olacak, ama ne yapalım ki, okurlannıza adamsendeci olmamayı öğreten yine gazetenizdir... 3 eylül tarihli gazetenizin "Siyaset 84" ekinin 15. sayfasmdaki Anket Defteri'ni açalım. Sayın Prof. Dr. Üstünel'e sorulan 5. sorunun karşılığı: J.Dark; 7. sorunun karşılığı ise Jeanne d'Arc. Sanırım, iki isim de aynıdır, değil mi? Kendisinden bu yanıtlar yazılı mı, sözlü mü alınmıştır. Yazılı alındıysa kendisi mi böyle yazmıştır? Yok, eğer sözlü alındıysa, neden iki yazım (ki, ilki hiç de doğru değildir) biçimi kullanılmıştır? Sözlerime son vermeden şunu da belirtmek istiyorum ki, bunu ilk tarkeden bu yıl ilkokulun 4. sınıfına gidecek olan 10 yaşındaki torunumdur. Şimdiki çocuklar hârika, öyle değil mi? Benden size bildirmesi. Sevip saydığımız gazetemizde en ufak bir kusuru yadırgıyoruz. En genç kuşaktan olanlar bile." (Fethi Gürbüz) ağaloğlu'ndan tüm İstanbul'u kavramak herhalde birçok yönden mümkün olmasa gerek.. Kabullenmek lazımdır ki 6 milyonluk bir şehirde, idare ve seksiyonlarını, şehrin muhtelif yörelerinde işletmek zaruridir. Vazgeçtim Anadolu'dan Trakya'dan, Istanbul'da yaşayanların vukuatını yazmak için bir iki sayfa yetmez herhalde. Açın bakın gazetemizi hepsi hepsi 1 sütun, bilemedin 2 sütundur. (Gelin şu şu olayı görün, yazın, fotoğraflayın, tanığı olun) diyebilmemiz için, hiç olmazsa şimdilik bir ilk adım olarak şehrin Anadolu yakasında bir büro açılması zaruretine inanıyorum. Kitap Kulübü için de aynı şey söylenebilir. Ciddiyetıne inandığımız Cumhuriyet'imizi daha yanımızda ve yakınımızda görmek istiyoruz.." (Ali Recai Dizdar) 11 jn aşlıklarda ve haberlerde kulianılan espriler, dil D kıvraklığı vb. kuruluğu, sıkıcılığı bir ölçüde engelliyor. Tabii ki, buradan akıl vermek çok kolay, ama ben sadece bazı noktalara dikkatinizi çekmeyi, o noktatarda dikkatin yoğunlaşmasını istiyorum. Türkiye'de bir gazetenin hangi koşullarda yoğrulup, kotanlıp, okuyucu önüne çıktığından habersiz değilim. Ama başlıklarda, okuyucunun dikkatini haberin içindeki ilgi çeken bir noktaya çekip almaya daha çok başvuramaz mısınız? Örneğin üçüncü sayfanız, lisedeki tarih kitabmın bir yaprağını andırıyor. Ne dersiniz biraz daha çekici, biraz daha çarpıcı bir gazete okumak bizim de hakkımız değil mi? Lütfen hemen bilinen savunmalan aklınızdan geçirmeyin. Ama nitelikli olmak her zaman kuru ve ciddi olmayı gerektirmez ki. Türk insanının bu iki özelliğin (Arkosı 8. Sayfada) üzbinlerce insan, her sabah parayla aldıklan, Y gazetedehaberler olduğunu, kimisininsatınuydurulmuş, okuduklannın çoğunun zekice yakıştırılmış fıkralardan Dr. TENNUR KOYUNCUOĞLU Sigorta Hukukçusu 13 Ekim 1983'te kabul edilerek Resmi Gazete'de yayınlanar yeni trafik yasası, 18 Ekim 1984'te yürürlüğe girecek. Gazetelerde yasaya ilişkin öncül düzenlemelerin yapılmadı|ı yazıldı ise de, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı'nın yeni trafik yasası nedeniyle düzenlediği, 28 Eylül 1984 günlü toplantıda, hazırlıklann tamamlandığı, yasanın zamanında yürürlüğe girecegi acıklandı. Genel bir konumda ele alındığında, yasanın trafik düzenine ve hukukuna yeni bir soluk getireceği anlaşılmaktadır. Ne var ki, bazı maddelerin uygulama gözlemleri dışında kaleme alındığı, bazı maddelerin de yasanın ana sistemi ile çelişki yarattığı söylenebilir. Bizce iki ayrı konuda yasanın önemi vurgulanmalıdır: Sigorta yapma zorunluğu ve işletenin tehlike sorumluluğu. Birinci konuda yasa tamamen yeni bir düzenleme getirmiştir. tkinci ilke ise, öğretide benimsenen ve uygulamada süregelen baskm inancuı, yasa katmda açıkça saptanması zorunluğundan kaynaklanmıştır. Bu yazıda ilk kez trafik yasasıyla öngörülen dunıma değineceğiz. Aslında bu yüküm madalyonun birbirini tamamlayan iki yüzü ile birlikte daha iyi ifade edilir. "Sigorta şirketlerinin mali sorumluluk sigortası yapma yükümü" ve "Araçtan faydalanan kişinin, yasanın söylemi ile, işletenin zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma yükümü." İşleten, aracının trafik sigortasını yaptırmak zorunda olduğundan bir sigorta şirketine bu istemle başvurduğunda, o sigorta şirketine, sözleşmeyi yapmak kalacaktır. Yeni trafik yasasının 101. maddesi bu yükümü şöyle açıklamaktadır: "Bu kanunda öngörülen zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye'de kaza sigortası dalında çalışmaya yetkili olan sigorta şirketleri tarafından yapılır. Bu sigorta şirkeüeri, zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapmakla yükümlüdürler". Maddenin koyuluş gerekçesi ne olursa olsun, Türk hukuku açısından, sonucu önemli olacaktır. Şöyle ki, özel sigorta şirketinin bu kuralla sözleşme serbestliği kısıtlanmakta ve özel sigorta çalışma alanında önceki uygulamayla bağdaşmayan zorunlu bir görev yüklenmeİctedir. Bilindiği gibi, sigorta hukukunun klasik ayrımı, sosyal sigortalar özel sigortalar olarak yapılır. Bu klasik ayrıma bağlı olarak, yine klasik bir görev bölüşümü biçimlendirilir. Sosyal sigortaların zorunlu nitelik taşımasma karşın, özel sigortalann seçimlik olduğu söylenir (Bozer, A., Sigorta Hukuku, Ankara, 1981, s. 12) Genelde özel sigorta alanında, gerek sigorta türünü yapıp yapmama gerekse sözleşme yanlannın (tarafların) kim olacağı açısından tam bir seçimlik hak varsayılır. Ancak trafik sigortası konusunda yeni yasadan önce de tam bir serbestlikten söz edilemez. Aracı trafığe çıkarmak isteyen, bu yolda ondan bir yarar uman İcişi, önce bu sigorta türünü yapmak zorunda idi. Yalnızca sözleşmenin yanlarmı secmek, sigorta yapan için de, yaptıran için de serbestçe kararlaştınlabilecek bir konuydu. Yeni trafik yasası, sigorta şirketlerinin sözleşme yapacağı yanı seçme hakkıru ortadan kaldırmakta, sigorta şirketlerine trafik sigortası konusunda yapılacak her başvuruyu sözleşmeye çevirme zorunluğu yüklemektedir. KAZATAZMİNAT StGORTASI Bu sonuç, trafik olayının bir sosyal güvenlik sorunu olarak algılanmasma denk düşen bir çözümdür. Yeni trafik yasasınm ilk maddesi amac olarak sosyal gü EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Cezaevi teknisyenleri yan ödemelerden yakınıyor ETipi ve Özel Tip Kapalı Cezaevlerinde görev yapmakta olan teknisyenleriz. Diğer Bakanhklarm kuruluşlarında çalışan teknisyenlerden hem yan ödeme, hem de tazminat (özel hizmet) olarak çok düşük puanlar almaktayız. Bu tip cezaevlerinde diğer kurumlardan çok makine, motor ve elektrik tesisleri mevcuttur. Bu tesisler büroda oturarak mı tamir edilecektir. Tamir için gerekli bütün araç ve gereçler olduğu halde adına atölye denmediği için çok düşük yan ödeme ve Özel Hizmet Tazminatı verihnektedir. Beraber görev yaptığtmız Sağlık Memurlan dâhi yüzde 8 Özel Hizmet Tazminatı almaktadırlar. Adalet Bakanlığı'ndan sorunlarımıza daha adil, eşit ise eşit ücret prensibine uyarak çözüm bulmalannı bekliyoruz. ET/Pl VE ÖZEL TİP CEZAEVLERİNDE ÇALIŞAN TEKNİSYENLER Batı'daki okuüarda gerçekten işlerliği olan kitaplıklar var. IşUkler, ders araçlan var. Laboratuvar adına uygun deney derslikleri var. Oyun ya da spor çalışmalan için salonlar var. 36 yaşlılar için okul öncesi eğitim okullan (yuvalar) var... Bizde bu türden kaç okulumuz var? Hele tek öğretmenli ya da iki öğretmenli, 5 sımflı (tek derslikli) köy okullan hangi ileri ülkede var? Ama Batı'da süslü, geniş yönetici odaları göremezsiniz Öyle geniş odalar ya kitaplıktır, ya da laboratuvar, işlik... Bu konuda, Milli Eğitim Bakanlannm buyruklanyla 'özel kalem 'e dönüştürülen Talim ve Terbiye Kurulu 'nun bir araştırma ve incelemesi var mıdır ki, 6 yaş uygulamasına geçilmiştir? Şimdi ise, geri dönüş yerine, çoğunluğu dışarda kalan "durumu müsait okullar" diye yumuşak bir yöntem bulunmuş görünüyor. Elbette, kimi varlıklı ailelerin besili çocuklarının gelişmiş çocuklannın diyelim öncelikli okul istekleri için; ilkokulu bir yıl önce bitirmeleri için... 6 yaştaki çocuklanmızı ülkemizdeki koşullar açısından ilkokullara sadece 'kayıt' ettirmenin onların ilk yıllan ve gelecekleri yönünden büyük sakıncalan söz konusudur: Başansızlık, sınıfta kalmamn bilinçsizacısı! Anababa ve çevresindekilerin onu suçlayıcı, başkalarıyla kıyaslayıcı, anlamsız burukacılarım ve davranışlarını görmenin, duymanın ezikliği... Öğretmenlerine, okullanna küskünlükleri... Evet, 6 yaş çocuklarımıza bu tür duygulan mı tattırmak istiyoruz? Yeni politik deyim, "Türklslâm Sentezi" açısından 'günah' değil mi? KEMAL ÜSTÜN 16 Devlet Kurmak... Arada bir söylerler: '16 Devlet kurmuş bir ulusuz'. On yedincisi Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bir de on sekizincisi var: Kıbns Federe Devleti. Nedense Hatay Devletini unutuyorlar, o da bir devletti, meclisi vardı, başbakanı, cumhurbaşkanı, hatta bayrağı bile vardı. Demek tarihte on dokuz Türk devleti kurulmuş. Hepsinin ayrı bir bayrağı var. Ansiklopedilerde bile bu bayraklar yer alır. Ama yabancı ansiklopedilerde değil, Türkiye'de basılan kimi ansiklopedilerde!.. Cumhurbaşkanı makamının arkasında bu on yedi devletin bayrakları asıltdır. Kapıkule'de bile on altı devletin bayrağı dikilmiş. Hep düşünürüm, ilgililere sorarım; bu 16 devletin bayraklarını kim ortaya çıkardı, nerden, nasıl keşfetti, diye! Yanıt alamam. On yıl önce bir ansiklopedı bu bayrakları özel bir sayfada yayınlayacaktı. İlgili kişiye bu soruyu yönelttım. Bir broşür çıkardı, emekli bir subay yayınlamış, bu bayraklar oradan alınmış. Atlar, oklar, kargılar, böyle şeyler. Bugünkü resim anlayışına göre çizilmiş, gerçekle ne denli ilgisi olduğu bilinmeyen uydurmalar... Cumhurbaşkanı forsunda on altı yıldız yer ateın, bu bir tarihsel gerçeği belirtir diyelim, ki o on altı devletin gerçek anlamda Türk' olup olmadıkları da belli degitdir. Ta(Arkası 8. Sayfada) Altı yaş çocuklarımız Sanki, eğitimde tüm sorunlanmız çözümlenmiş de 6 yaş çocuklarımızın 'okul'a kavuşturulmasına sıra gelmis... Kimi eğitimöğretim sorunlarımızdaki gibi bu da bir özentidir. tleri ülkeler uygulamasına benzerlik özentisi! Onlarda var ya, bizde de olsun. Batı'da ikiti, üçlü, dörtlü öğretim (okul gününü, zamanı 2'ye, 3'e ve de 4'e bölen öğretim) düzenlemesi var mı? Uumbo Dîngil yaptırmak, damper taktırmak için zaman ve para harcamaym. • • Aldığmız gün işe çıkarm! Seçin! LEYLAND 140 size seçim imkânı da veriyor. Sayısız yeniliklerle yeniden yaratılan LEYLAND 140, şimdi ağır hizmet tipi EATON 18 220 diferansiyeli, 10 lastiği, hidrolik ve mafsallı direksiyonu, ilave dingili ve çift pistonlu "Jumbo" damperiyle sunuluyor. 140'ta daha pek çok yenilik var: Yağ soğutucusu. Yeni tip silindir gömlekleri ve piston. Teleskopik amortisörler. Konforlu şoför mahalli. Geliştirilmiş dingiller. 10 bijonlu jantlar. Hidrolik kumandalı debriyaj. Beklemeyin. Para ve zaman yitirmeyin. Türkiye'nin her yönüyle avantajlı, her yönüyle üstün, gerçek ağır hizmet kamyonu LEYLAND 14O'ı bugün alın, bugün çalışmaya, kazanmaya başlayın! 16 220 diferansiyelli model: 6.479.000 TL 18 220 diferansiyetli model: 6.699.000 TL 16 220 diferansiyelli model: Fabrıka onaylı damperlı tip: 7.129.000 TL 18 220 diferansiyelli model: Fabrıka onaylı damperlı tip: 7.349.000 TL 18 220 diferansiyelli model: Fabrika onaylı ılave dingılli 10 lastiklı tip. 7.549.000TL Leyland 14O "şimdi daha güçlü, şimdi daha konforlu" *Brıtısh Leyland lısansı ile BMC SANAYİ V& TİCARET A Ş 18 220 diferansiyelli model: Fabrıka onaylı ılave dingılli. 10 lastiklı "Jumbo" damperlı tip: 8.399.000 TL Özel fiyat kampanyamızdan 31 Ekim'e kadar yararlanabitirsiniz. BMC SANAYİ VE TİCARET A.Ş. bnvrBageSatıfMd.: Ankara Asfaliı 64 Teteton 51 16 59 05 (3 hal) uretılmektedır Teleks 52 154adomtr IManbul BAtga Satrş Md. Bart>aros Bulvarı Akdoğan Sok 81 Bejıktaş Telelon 161 14 00 Ankara Bolge S«t>« Md ' Alaturtt Bul Soysal Han 15*16 KızHay TeletOT 41 33 89 09 Teleks 42313bemcif AdwwB«tg«âatıtMd Cema*pa*a Mah TorosCad 37 Teleton 711 15 193 Telete 62 258otaslr B u r u Bötg. SMı» Md. Fevzı Ç a k m ^ Cad Bayhan Işhanı3 Teleton 24123 520 KayMri Bolge Satış Md.: IstasyonCad 36. C Tetelon 351 13 322 Teleks 49 549 bmrs If Sunıun Bolge Satış Md.. Şenn KubJay Sok 1 Telefon 361 32 682 36135 451 OıyarbakK Bötç, S«ış Md. KıbrısCad iSDağkapı Teteloo 83111 329 lesıslernde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle