22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER / I I I I \. Kıdem TJ Kıdem tazminatı, Türkiye'nin çalışma yaşamında çok tartışılan bir konudur. Uygulama ve öğretide, "... îkramiye, ertelenmiş ücret, yipranma payı, işsizlik guvencesi..." gibi işlevsel nitehkleriyle tammlanan bu kurum, Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasansı nedeniyle yeniden güncelleşti. Kıdem tazminatı, 1936 yıbnda benimsenen 3008 sayüı tş Yasası'nın 13. maddesi ile, ilk kez hukuksal kavramlanmız arâsına katılmıştı. Anılan madde, işlerine son verilen işçilere, ".... Beş yıldan fazla olan her bir tam işyüı için 15 gunlük ücıet tutannda tazminat..." ödenmesini öngörüyordu. Bilindiği gibi, sonraki değişimlerle, kıdem tazminatı alabilmek için bir yılhk çalışma silresi yeterli görülmüş, yılhk ödemeler otuz günlük ücret duzeyine yükseltilmişti. Kıdem tazminatının hukuksal niteliğini açıklayan görüşler arasında birliktelik sağlanamaması, bu kurumun, Türkiye'nin sanayileşme sürecine koşut olarak, zaman içerisinde değişen işlevler üstlenmesinden kaynaklanmaktadır. 48 yıllık yaygın uygulama, azımsanmayacak deneyimler kazandırmıştır. Eleştirilen ve benimsenen yönleri ile, kıdem tazminatı, yerleşmiş bir olgudur. Fonu güçtür. Tekdüze uretimin kolaylıklanndan da yararlanılarak, işyerlerinde çalışanlar ile, daha elverişsiz ekonomik olanaklan benimseme eğilimindeki işsizlerin yer değiştirmeleri engellenemez. Bu aşamada kıdem tazminatının, işverenlere getirdiği ekonomik yükumlülukler nedeniyle, toplu işçi çıkarmalan gerileten tek caydıncı etken olduğu gözlenmiştir. Nitekim, 1967 yıhnda yurürlüğe giren 931 sayılı Iş Yasası'nın, hükumetçe hazırlanan geıekçesinde, kıdem ödencesinin yeni işlevi şu sözcüklerle anlatıhyordu; "Kıdem tazminatı muessesesinin işçilerin gelir ve iş guvenliğini sağlayıcı ve keyfi işten çıkarılma işlemlerinin işçi aleyhine doğurduğu sonuçları giderici niteliği yanmda, gtıvenlikli ve gerçek huviyetli bir sendikalaşma hareketine yardımcı ve hatta büyük katkıda bulunabileceği de günümüzde kabul edilegelen bir gerçektir." 931 sayıh yasanın getirdiği en önemli yenilik, 1936 yıhndan beri süregelen beden ve düşünce işçiliği yapay aynmını kaldınp, hizmet sözleşmesine bağh olarak çahşanlann tumunü, aym hukuksal düzenleme içersinde birleştinnesiydi. Böylece kıdem tazminatı yaygın bir uygulama ala Kıdem Tazminatı Fnnu Tasarısı, toplumsal ve ekonomik önlemleri birlikte geîirmediği için, çalışma yaşamında büyük boşluklar yaratacak bir girişimdir. Bu biçimiyle sosyal devlet anlayışıyla bağdaştırüamaz. GÜNEY DİNÇ îzmir Barosu Avukatlanndan Konu yeniden düzenlenirken, getirilen önerileri, çalışma yaşamının bilinen somut gerçekleri içerisinde değerlendınnelıyiz. YASADA YERİNİ tLK ALIŞÎ Cumhuriyet'in ilk Iş Yasası'nın yapddığı 1936 yıhnda, henüz emekleme dönemindeki sanayi kuruluşlannın yetişkin ve nitelikli işçilere duyduğu gereksinim nedeniyle, uzun süreli çalışmanın özendirici koşullara kavuşturuhnası amaçlanıyordu. Bu anlamda deneyimli işçih'ği ödüllendiren kıdem tazminatı, işyerlerine bağhhğı pekiştiriyordu. tkinci Dunya Savaşı sonrasında, sanayi birimlerinin ve bu işyerlerinde çahşan işçilerin sayısında önemli artışlar oldu. Çağdaş teknolojinin öngörduğu sosyal güvenh'k kuruluşlanmn tamamlanması, çalışma yaşamını düzenleyen yasalann güncelleştinlmesi gerekiyordu. Oysa ülkemizde, günümüze değin işsizlik sigortası kurulamadığı gibi, olağan dönemlerde toplu işçi çıkarmalan denetleyecek etkin yasal önlemler gerçekleştihlememiştİT. Büyük kentlerde iş bulamayanlann sayısı, çahşabilmek mutluluğuna ulaşanlardan az değildir. Bu koşullarda girilen toplu iş sozleşmesi döneminin sağladıği kazanımları koruyabilmek çok nına kavuşturuluyordu. Uzun tartışmalardan sonra 1975 yıhnda yürürlüğe giren 1927 sayılı yasa ile, kıdem tazminatı önemli değişimler geçirdi. Gerekçesinde, "Devletin iş hukuku mevzuatı ile çalışma hayatına mudahalesinin ana sebebinin, işverenlerden daha zayıf durumda bulunan işçi grubunu korumaya yöneük olduğu açıktır." göruşünü yineleyen yasa, işveren kuruluşlannın uzunca bir zamandan beri üzerinde durduklan kıdem tazminatı fonunun kuruluş Ukelerini de belirliyordu. Yalnız "... yaşhhk, emeklilik, Olum ve toptan ödeme..." durumlanyla sınırh olmak koşuluyla, işverenler, kendi sorumluluklan altında kıdem tazminatı fonu kurabileceklerdi. Fonun ayruıtılannı duzenlemek, bu amaçla çıkartılacak bir başka yasaya bırakıhyordu. YASA KOYUCUNUN TEMEL AMACI 1927 sayıh yasa, işverenlerin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğunü kaldırmamıştır. .Ancak, çalışma yaşamı doğaî nedenlerle sona eren işçilere yapılacak ödemeleri güvence altına almak için, işverenlere özel fonlar kurma olanağının kapılannı aralamıştır. Aynı yasanın getirdiği, işverenlerin "... Kıdem tazminatını özel kişilere veya sigorta şırketlerine sigorta ettiremeyeceğine..." ilişkin yasak, günümüzde de geçerliğini sürdünnektedir. Böylesine buyurucu ve kesin bir kuralı benimseyen yasa yapıcısının izlediği temel amaç, işçi çıkardığı zaman kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacak olan işverenlerin ekonomik seçeneklerini daraltarak, çahşanlann iş guvencesını konıyabümektir. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun 1976 yıh Çalışma Raporu'nda, 1927 sayıh yasa eleştirilerek, "... Hizmet yıhnın artması, tavanın asgari ücrete bağlanması, işçi sayasının çoğakn,ası gibi çeşith halleri kapsamak üzere bir fondan karşılanması..." öneriliyor, "Fonda biriken paralann ekonomik kalkınma amacıyla kullanılabilmesi gibi bir fayda..." sağlayacağına değiniliyordu. SON GÜNLERDEKİ TASARI Şu gunlerde ilgili bakanhklardan görüş istenme aşamasında bulunan Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı'nın yukarıda vurguladığımız TtSK'in önerilerinden büyük ölçude esinlendiği anlaşılmaktadır. Tasarının en olumsuz yönü, işverenlerin kıdem tazminatı yukümlülüğünü kaldırarak, yerine prim edimini getirmesıdir. lşine son verilen işçi, kıdem tazminatını fondan alacağına göre, sonuçta değişen bu durum ohnadığı söylenebilir. Ancak, öznel nedenlerle işçi çıkarmalan bir oranda azaltan tek önlem, işverenlerin kıdem tazminatı ödeme guçluğudur. Bu engelin kaldırümasından sonra, işçilerin tek yanh uygulamalarla işyerlerinden uzaklaştınhnalan nasıl önlenecektir? Tasan yasalaşırsa, hiç kuşku yok ki, gazete sütunlan her gün, işyerlerinden uğurlanan yüzlerce işçinin ailelerini de kapsayan buruk öyküleriyle dolacaktır. Toplumsal ve ekonomik önlemleri birlikte getirmediği için çalışma yaşamın da büyük boşluklar yaratacak olan girişim, bu biçimiyle, sosyal devlet anlayışı ile bağdaştınlamaz. On beş yıldan az çahşan işçileri kapsayacak olan fonun, pek çok karmaşık yönü bulunduğu şimdiden anlaşılmaktadır. Emeklilik öncesinde işten çıkanlanlara fonda biriken parasının üçte birinin ödenmesi, hiçbir zaman işsizlik sigortası yerine geçmeyeceği gibi, çok sık iş değiştirmek zorunda kalanların, bu kaynaktan önemli bir yarar sağlamayacaklan ortadadır. Sosyal Sigortalar Kurumu aracıhğı ile toplanacak primlerini ekonomik gtıçlükler nedeniyle ödemeyen işverenlerin yaratacaklan açıklar nasıl kapatılacaktır? KAMUYA YANSITMA ÇABASI! Böyle durumlarda, fona devlet desteği vermek zorunda kahnması, işverenlere özgü bir yükümlülüğün kamuya yansıtılması sonucunu getirmeyecek midir? Düzenleme boşluklanndan kaynaklanan bu tur sorular uzayıp gidebilir. Fonun işçilere sağlayacağı tek kazanım, iflas durumuna gelen işyerlerinde çalışanlann kıdem tazminatlannın kurtanlabilmesi umududur. Bu da, çok başanlı ve düzenli bir işlerlikle sağlanabilir. Ama tasan bu inancı pekiştirecek olgunlukta görünmüyor. Kıdem tazminatının öncelikü yasal ipotek kapsamma alınarak güvenceye kavuşturulması ve gerçek anlamda işsizlik sigortası kuruluncaya değin önemli değişimlere gidilmemesi, şimdilik en uygun çözüm olacaktır. PENCERE 25 EKİM 1984 Pis El, Pis Yörek... Uğur Dündar'ınTV'de"/Mnc/ kuşak Alamanyacüar"a ilişkin programını izleyenler çok etkilenmişler. Ben ne yazık ki, fırsatı kaçırdım; ama anlatılanlar bile ilginç; basınımız da feryat ediyof: Çocuklanmız bayrağmvzı unutmuşlar.. Ulusal bayramlanmızdan habersizler.. Din, kültur, töre yok olmuş.. Tarthimizi bilmiyoriar.. Yozlaşmış bir kuşak.. Varsa yoksa uyuşturucu, içki, diskotek, punk modası, sorumsuzluk.. Türklukleri silinmiş.. Peki, ne yapmalı? • Ben bir akıl vereyim: Şimdiye dek yaprianı yapmalı; Türk çocuklannı yozlaştıranları yargılamalı; suçluları saptamalı; yaptıkJannın hesabinı sormalı. Suçlu kimdir? Kim olacak? Kesinlikle soicudur, sosyal demokrattır, devrimcidir, ilericidir, aydındır. Sotcular, devrimciler, aydınlar; 1960'lann ilk yansından başlayarak yurdun en venmli emek gücünü Bati kaprtalizmine postalamışlar, döviz makinesı gibi kullanmışlardır; Almanya'nın sokatdannı Türk çocuklanna süpürtmüşterdir; Avrupahnın yapmak istemediği ağır ve pasaklı işlerde htzmete koşmuşlardır; Türk emekçileriyle hiç ilgilenmemış, ama kazandıklan dovizleri elterinden alıp kullanmışlardır; yabancı ülkelerden gelen işçi dovizleriyie şirketler kurup, vurgunlar voırmuşlardır. Hırv zır solcular, devrimciler, sosyalistter, Avrupa'ya gkten işçilerimizin çocuklanna da sapık ideotojiler aşılamışlar, dinlerini, diHerini, törelerini, tarihlerini unutturmuşlardır. Haydi hep bir ağızdan bağıralım: Kahrolsun devrimciler, soteularl.. Oysa gerçek nedir? 1960'larda ve 1970'lerde ülkemizin devrimci aydınlannın dilinde tüy bitti; emek gücümüz yabancı ekonomileri kalkındınyor, işçılenmız el kapılannda köte gibi kuHanılıyor, gönderdikleri dovizter Türkiye'deki ayncalıklı ellerde çarçur ediliyor, parababalannın kasalarını dolduruyor diye diye yıllar geiçti. Oyle ki, sorun degerli ozanlanmızın şıirierine bile yansıdı. İşte Hasan Hüseyin Korkmazgil'in "El Kapılan"r\öar\ birkaç dize: "El kapüan, köteiik kapılan Kul olur yiğit Ay doğar hilil hilâl" Büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Almanya'da Çöpçülerimiz" başlıklı şiirinde ınsanın yüregini burkan bölümler var: "ne alın yaztsı be! ^ Supururuz yaban ellerinin sokaklannı pis el, pis yurek Daha uç yuz yıl evvel omuzlanmızda gök yansı bayraktar Eğilirdi bu ülkeleıin burçları uygariığımıza Şimdi ta Bunyan'daki üç çocuk ağızlan açlıkla buyumuş Şimdi ta Ereğti'deki dört çocuk gözleri açlıkla iri iri Al güneşten bile utanmadan, pis el, pis yurek Sığmazken atalanm gune yarma.. Duşmüşüm vay duşmüşum ben el kaprianna." • Şimdi "el kapOanrtdan" kovulup şaşkın ve ikircikli kimlikleriyle Türkiye'ye donen emekçilerimizin çocuklanna ulusal tarihimizin hesabtnı sormaya kalkanlara bizim de bir sorumuz var: Sizlerde hiç utanma duygusu yok mudur? EVET/HAY1R OKTVY AKBAL Emekli öğretmen EMİN ERGİN (191023 Ekim 1984) öğrenci ve dostlarının başı sağ olsun. •HALK SIGORTA TÜRK ANONİM ŞİRKETİ Hayyanfı Okurken... 1025 ile 1060 arasında dogduğu söyienir. ötümü de 1121 ya da 1122'de. Babası bir çadırcı. Bu yuzden takma ad olarak 'Hayyam'ı almış. Yazdığı Rubaı'ler bın yıla yakın bir zamandır yeniItğini, tazeliğini koruyor. Yalnız Doğu şiirinde değil, Batı'da da hayranlık uyandıran bir şair sayılıyor. Bunu ingiliz doğubilimcisi Fitzgerald'a borçludur elbet. Fitzgerald yıllar süren bir çaItşrnayta Rubai Ten İngiliz diline kazandırmasa, Hayyam bu denli tanınmaz, yayılmazdı. Fransız şairı Th Gautier şöyle yazıyor "Avrupa ortaçağın en karanlık donemındeyken Hayyam'ın şiirterindeki düşünce özgürtüğü, en ılerı görüşlerı dile getırmesi, insanı şaşırtıyor" Gautier'ye göre Hayyam'ın şıirlerı kısa, özlü ve bir şımşek gibi etkileyicidir. Bilindiği gibi, Omer Hayyam, yalnız bir Rubai yazan, yanı bir şair değildir; o aynı zamanda matematikçi, gökbilimci ve felsefecidir. Şair doslum A. Kadir, geçmişin büyük şairlerini, 'Bugünün Oiliyle' konuşturmasını sever. Yani, Mevlana gibi, Hayyam gibi, Fikret gibi şairler günümüzde yaşayıp bugünün Türkçesiyle yazsaydılar, nasıl yazartardı? Bunu o şaırlerı bugünün diliyle konuşturarak gosterir. Elbette ki tartışılacak bir konudur bu. Kimileri karşı çıkartar, belki haklıdırlar, bir şair kendi yazdıklarınm dışında yorumlanamaz, şiirleri yeniden yazılamaz. Yazılırsa bambaşka şiirter olur... Ama Kadir'in 'Bugünün diliyle' o şiirleri yeniden aslındakı güzellıklere bağlı kalarak yazması başka bir açıdan yarariıdır. Nedeni de, o eski zaman şairlerini, yeni bir yaşama kavuşturabilmesidır. Şiır başka dıle çevrilemez, bunu biliyorum, kendi dılıne bıle! Ama Kadir ki usta bir şaırdirBu tür 'yeniden yazma' şıırlerde gerçek bir başan kazanıyor, o şaırleri yenı bir güçle yaşatıyor... 'Bugünün Diliyle Hayyam'ın 5. Baskısı önümde... Hayyam 1 ın şiirierini 'yenileştiren' A Kadir önsözde şöyle dıyor: "Hayyam1insana önem verir. Insanın özgürlüğune önem verır. Alcakgonüllülüğü, olduğu gibi görünmeyi, fikir ve vicdan özgürlüğune bağlanmayı, yiğit bir yürek taşımayı, yalandan ve ıkiyüzlülükten iğrenmeyı, insanın insana kulluk etmeden yaşamasını öğutler. 'Bir ekmek kapısı aç banaBir geçim yolu bulayım Kula kulluk etmeden'. Hayyam söylüyor bunu... Bu ses onikinci yüzyıl insanının sesi. Sonra biz rahat rahat oturmuşuz, ona 'zevk ve safa 'ıyşü nuş' şairi demiş çıkmışız." "Kapısız, damstz şu yuvariakta Bir suru insanız, başıboş kimsesiz ( Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik Bu dünyadan istediğimiz gibi gidemeyiz." ömer Hayyam'ın Rubai'lerinde 'şarap' baş yeri alır. "Bu şarabı dilend içti, bey oktu gittiBu şarabı tilki içti, aslan kesildiBuşarabı ihtiyar içti, oldu delikanlhDelikanlı içti, ömru bi uzadı, biuzadı, b/uzad/"der... "Birelımizde Kuran, bir elimizde şarap tasıbir yanımız helâl. bir yanımız haramŞu ham gökkubbe altında biz neyız?Ne tam gâvur, ne tam Müslüman" der. "içmeyen insan ne anlar bu şarkıdanYaşamanın tadını ne bilir, yuzü paslıYeryüzü sevene ışıl ışıl ışıldarOysa sen tın bn ötersinSana bizım aşkımız bir şey demezEy içi kara, sersem yobazl" Hayyam, Tann'yla da sık sık konuşur, şöyle seslenir ona: "Süsİe, beze, Iokum gibi ko karşımızaEsrneri de, beyazı de, pembesi deBaştan çıkar, yertere ser bizi, öidürSonra çevir dört yanımızı bir sürîı yasaklaOna bakma, şuna bakma, buna bakmaDolu tası eğn tut, ama içındekini dökme..." Ya da: "O gun başka işin yokmuş kiYetmiş ıki mıllet çıkarmış komuşsun ortayaBir suru soy sop çıkarmış komuşsunBense aşk soyuna bağlı doğmusum sımsıkıBu aynlık gaynlık neden diye sormuş duımuşumBu Müslümanlık bu gâvuriuk nedenAşk içinde erimek varken." "Bugünün Diliyle Hayyam" bizden biridir, bugünün içinde yaşayan bir şair, genç, yeni, çağdaş bir şair... "Vaşad/n, yaşadm, bin yri yaşadın diyelim hadiSen bana sonunu de bunun sonunuŞu yıkık dökuk saraydan çekip gitmek değil mi?Ha anlı şanlı bir suttansın, ha bir dilenciBir gün gelir ikisi de çıkar bir kapıdan." 40. YIL KARİKATÜR YARIŞMASI HALK SİGORTA kuruluşımun 40ıncı >ılında. Ulkemızde. "Sigorta" duşuncesının >aygınlaştınlnıası, yararlarının duşundurulmeu ve sıgorta btlıncının artırıimasına vonelık bır kankalur yarışması duzcnlemektedır Yanşma amator, protesyonel tum kankaturculere açıktır KOŞULLAR 1 Yansmanın konusu "SıgortaSigortacı «e Sıgortah'dır 2. Yanşmaya en az 2 adet kankaturle kaıılmak gerekır tkıden lazla karıkalurle de yanşmaya katılabılınır ancak. bunlar arasında odüle değer gorulen kankatur bulunursa. jun bır on elemeyle, sadece ıkısım yanşma degerlendırmesıne alır 3 Kankatürler 25 x 35 cm boyuılarında olmalıdır 4 Kankatürlenn yapım teknığı. belırtılen bovutun yata> ya da dık kullanımı. yazılıyazısız anlatım bıçımı. sıyahbeyaz >a da renklı olması karıkaturculenn seçımıne bırakılmıştır 5 Yanşmaya gondenlecek kankatürler daha once btr >erde vayınlanmış olabıhr ancak. aslı olmalıdır Fo(oğraf, fotokopı ve bunun gıbı kankaturlerle yanşmaya katılınamaz 6 Yansmaya sokulacak kankatürler. "HALK SİGORTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, BÜYÜKDERE CADDESİ,No:16IZİNCİRLİKLYU/ İSTANBUL" adresıne postada zedelenmeyecek bır bıçımdegondenlebıleceğı gıbı. elden de teslim edılehılır 7 Yanşmaya son kalılma tanhı "26 Kasım 1984 Pazartea" gunudur Posladakı gecıkmeler gozonune alınmaz 8 Yanşmacı. kankalurlerının arkasına i harflı bır nımuz ile 4rakamlı bır sayı koymalıdır Ayrıca. kankaturlenyk birlikte gondereceğı kapalı bır zarf ıçtndekı. kısa özgeçmışını ıçeren mektuhunda da aynı rumuz ve $ayı> ı kullanmalıdır Kapalı zarfın içinde, yanşmacınm mutlaka bır adet fcKogralı da olmalıdır 9 Yanşmaya katılıp. ödüt ve ozel odul kazanan kankaturlerle. sergılenmeye değer gorulen kankatuıier gen venlme\ecektır 10 Daha once bır verde yaytnlanmış ya da. vayınlanmamış olsun. \ansmada. odul ve ozel odul kazanan kankaturlerle. sergılenme« değer gorulen kankatürlenn haber va da . kıtap olarak yayınianma. bır albumde kullanılma ve sergılenme hakları HALK SIGORTA'ya aıttır 11 Odul. ozel odul kazanamayan ve sergılenmeye deger gorulmcycn kankatürler. yanşma sonuçlannın açıkUnmasından sonrakı bır ay içinde. ısterlerse sahıplenne gerı venlecektır 12 Yanşmava katılan karıkatürler. son katılma tanhını ı?le\en 20 gun ıçınde. Secıcı Kurul tarafından değerlendırılerek ga/ctelerdc duvunılacaktır ODLLLER: Bırınc.ye . 200000TL lkıncıve 150000 TL Uçuncuye . . 100000 TL Ozel odul Beş vanşmacı\a toplam I25OOO TL A\rıca. sergılenmeve değer gorulen 40 adet karıkatur ıçın toplam 200 000 KİRALIK ARANIYOR Beşiktaş, Ortaköy, Teşvikiye ve Cihangir civannda 1 oda, 1 salon kiralık ev aranıyor. (25 bin TL.) Tel: 145 77 67 161 13 99 (ev) MKDIL (English Prep Classes) DÜZENLEDİ •Üniversiteye giremeyenler •Beklemeli öğrenciler •Tahsile ara verenler •Ara sınıflardan beklemeliler •Ev hanımları TEŞEKKÜR Sevgili annemiz ME1İHA UTKU'nun hastalığı süresince yakın ilgilerini esirgemeyen SSK Göztepe Hastanesi nöropsikiyatri doktorlanndan Sayın Dr. İLKER DİPÇtV Sayın Dr. AYKAR CABAR'a tüm servis hemsire ve personelinin yardunlanna, dahili servis şeflerinden İNGİLİZCE HAZIRLIK SINIFLARI Hafta içi gündüz saatlerinde SEÇİCİ KURUL: 1 Ozkan Kaymak ıHaik Sıgona Cni Md Mui Dr. SAADET ERSANU ve Dr. ERDOĞAN LOSTAR'a 2 Semıh Balcıoğlu 3 Ferruh Doğan 4 Mengu Ertel 5 Mujdat Gezen 6 Bedrı Koraman 7 Setnıh Porov 8 Turhan Selçuk (Seçıcı kuruldakı sanatçılar sovadlarına gore allabelık Mrdlanmı>lardır) acumzı candan payla$an patoloji laboratuannda çalışan arkadaşlara teşekküru borç biliriz. DR. UĞUR BAYDARDr. GÜLER BAYDAR İÇTEN TEŞEKKÜR Kıymetli aile büyüğümüz, Babamız, HASAN DARCAN' •Hazırlıksınıflanmızda öğretim 7ay sürecek, GÖKDlL'in ttim programı (A)'dan (Z) 'ye bitırilecek ve dönem sonunda MillıEğıtım'den onaylı "DİPLOMA" verilecektır. •5 Kasım, 15 Kasım ve 3 Aralık tarihlerinde başlayacak sınıflarımızın kayıt ve yer ayırtma ışlemlerı başlamıştır. İTALYANCA BİLEN MATEMATİKFİZİK ÖĞRETMENİ ARANIYOR İtalyanca lisanına haiz Matematik Fakültesinden mezuniyetdiploması ve ehliyetnamesi olan İtalyan Lisesinde sıralamaya tabii tutulmadan haftada 18 saat Matematik ve Fizik dersinin öğretmenliğini yapacak bir öğretmen aranmaktadır. İTALYAN LİSESİ Tel:14413 01 14410 39 geçirmiş olduğu ani rahatsızlık nedeniyle, zamanında teşhis ve müdahalesiyle tekrar yaşama döndüren, büyük fedakârbklara katlanan aile doktorumuz, Mütehassıs Hekim ENGİN DEVREZ'e ve dost insan, Bakteriyoloji Mütehassısı MUZAFFER BAYDEMİR'e en içten teşekkürlerimizi sunanz. Oglu: CENGİZ DARCAN SONBAHAR FESTÎVALİHIDİV KASRI, Çubuklu 28 EKİM PAZAR 1984 Klasik Batı Müziği Pasta, Büfe, Çay. Festiyale katkı 1600 TL. Davetiyeler sadece DERNEK MERKEZİNDEN alınabüir. Maharishi Birleşik Alan Teknolojisi, kişisel ve toplumsal yaşanun yanlışsız, sorunlardan an, mutluluk içinde yaşamasını sağlayan doğal, uygulaması kolay bir bilinç teknolojisidir. 1ANITMA KOMERANSLARI: Her çaışam1 ba saat l4.00 te, her çarşamba 19.00'da, her cumartesi 14.00'te. (Gıriş serbestür) MAHARİSHt BtRLEŞtK ALAN TEKNOLOJİ DERNEĞİ: Maçka Cad. Maçka Palas 41/7 Teşvikiye/lst. Tel: 147 10 05 147 64 73 1dan ve Teknik şartnamesıne göre a$ağıda miktarı ve cınsı yaalı malzemeler ıç ve dış piyasadan kapalı yazılı teklif alma usulü ile satın alınacaktır. Malzemelerin miktarı, cinsı, eksiltme gunü ve saatleri; a) 3 kalemde 297.000 adet Transıstör 29.11.1984 gunu saat 10'da b) 6 kalemde 330.000 adet Elektrolitık kondansatör 29.11.1984 gün saat 15'te. Her malzeme ıçın ayrı teklif verilecek ve her teklif için ayrı temınat yatırılacaktır. Bu işe aıt şartnameler normal çalışma gün ve saatlennde lstanbulÜmraniye'de bulunan fabrıkamız Malzeme Mudurluğü'nden beher takımı 400. TL mukabıhnde almabilir. Teklıflenn geçerlı olabılmesi için teklif vermek isteyen firmaların şartnamelerı fabrıkamızdan almış olmaları şarttır. Teklif mektuplan en geç eksiltme gun ve saatine kadar Malzeme Müdurlüğü'muze makbuz mukabilınde teslim edilmeli veya aynı gün ve saatte Malzeme Mudürlüğümuzde bulunacak şekılde posta ile gönderilmelıdır. Postadaki gecıkmeler kabul edılmez. Bu malzemeler ıçın gerekli bılgi 335 17 56 ve 335 17 57 No.'lu telefonlardan ıstenebılir. Basın: 26445 PTT FABRİKA MÜDÜRLÜĞÜNDEN ELEKTRONİK MALZEME SATIN ALINACAKTIR • TAKSİM ŞUBEMİZ • Taksim Cad. No: 71 Tel: 150 34 49 150 47 47 144 44 39 • BAKIRKÖY ŞUBEMİZ Dantelacı Sok. No: 7 Tel: 571 62 44 571 27 83 LALELİ ŞUBEMİZ Kurultay Sok. No: 10 Tel: 520 11 42 527 62 14 KADIKÖY ŞUBEMİZ Kuşdili Cad: No: 67 Tel: 338 03 47 Haftanın filmleri Paris,Tens Yön WimWenders AZRA VIDEO BAKIRKÖY ŞUBESIAÇILDI Dantetact Sok. No: 7 (Çarşt Cami karşıat) Tel: 57127 8357162 44 Yön PETER USTINOV Yön BRIAN DE PALMA Panpei'ıriı s«ı ıtnteri Yön PETER HUNT Fevzi Paşa Cad. No 11S ATtKALt Telefon: 521 11 37 YALÇIN YAYINLARI Büyük acüann, doyumsuz sevinçlerin romaru EKMEKÇİ KADIN Xavier De Montepin Muammer Tuncer'in Türkçesiyle çıktı. 5. Basım Tam metin çeviri 850 TL. • Nufus huviyet cuzdanımı kaybettim. Hukumsuzdur. ÖZEL ARl • Nufus kâğıdımı kaybettım Hukumsuzdur. NEDİM BULUT • Sağlık karnemi kaybettim. Geçersizdir. VİLDAN TUYAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle