18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 KÜLTÜR YAŞAM 2 EKİM 1984 TELEVIZYON 10.00 Hanımlar Sizin İçin 19.30 Uzun Çoraplı Kız (Aynntıh bilgı aşağıdaki sütunJarda) TV'de Sinema TRT'NIN IÇİNDEN MAHMUT T. ONGOREN 19.55 20.15 20.30 21.00 21.15 Tarım ve Köy Uykudan Once Haberler Hava Durumu TV'de Sinema: Belalılar Keyifli bir gangster filıııi Bu ilişki de mi "acı son"la bitecek? Kendi yerli "drama'larını yeterince oluşturamayan TRT televizyonu, yine Yeşilçam'la ilişki kurmaya kalktı. TRT'nin bu çabasını yadırgamayalım. Kısa süreli yayınlar da yapsa, hiçbir TV yönetiminin salt kendi yağı ile Kavrulması mümkün otamaz. Ayrıca, yayınları zenginleştirmek ve daha değişik ürünlerin oluşturulmasından yararlanmak amacıyla her televizyonun kendi ülkesindeki sinemanın yaratıcılığını kullanması da doğal sayılmalıdır Ama bu gibi ilişkilenn belli ölçülerini, ılkelerini ve uygulamalarını da gözden kaçırrnamak gerekir. 1974 yılında, TRT ile Yeşilçam arasında ilk ilişkiler kurulduğunda böyle bir yaKlaşıma girilmemiş ve televizyonumuz ile sinemamız arasında sağlıklı bir beraberlik de bu nedenle kurulamamıştı Bugün de aynı hamlığın sürdüğünü göruyoruz. TRT yine ne ıstediğint Yeşilçam'a açıkca anlatamıyor ve sinemamızın önüne yapımcılık, sanatsal, parasal ve denetim bakımlanndan düzenli ve çağdaş bir anlayışla çıkmryor. Bu nedenle de TRTYeşilçam beraberliğinin bir kez daha olumsuz yapıtlarla sonuçlanması ya da ancak rastlantısal başarılarla sürmesi olası görünüyor. Öte yanda, Yeşilçam'ın da kendi içinde kurmak zorunda kaldığı geri ve yetersiz yapımcılık düzeni, yıllardan beri kurtulamadığı çağdışı alışkanlıklar, oluşturduğu lumpen beğenı düzeyi, yarattığı küttürel sorunlar ve sürekli olarak belini büken si^asal ve ekonomik bunalım TV yayıncılığına herhangi bir olumlu katkısı bulunamaz. Ama bugüne dek yerli TV dramalarının arasında en çok konuşulan, en çok tartışıian, en büyük etkileri yaratan ve en derin izleri bırakan yapımlan da Yeşilçam oluşturdu. Bu az sayıdaki ürünlerin başında. Halit Refığ'in "Aşkı Memnu"sunu, Lütfü Akad'ın "Ömer Seyfettin Hikâyeleri"ni, Fevzi Tuna'nın "Üç istanbul"unu ve Yücel Çakmaklı'nın "Küçük Aöa"sını sayabiliriz Ama sinemamızın kimi yönetmenlerinin TV için hazırladığı orta düzeydeki diğer yapıtların yanı sıra Yeşilçam'ın yine TV için hazırladığı çok kötü filmleri de izlemek zorunda kaldık. Televizyonumuzda iz bırakan Yeşilçam yapımlarının başarısındaki payın büyüğü TRT'de değildir ama, salt TV için oluşturulan kötü Yeşilçam ürünlerinin yetersizliğindeki nedenlerin çoğunu TRT'de aramak gerekir. Çünkü bir devlet yayın kurumu olan TRT elindeki üstünlüklerin sağladığı yararları Yeşilçam"a aktaramadı. TRT'nin Yeşılçam'a kıyasla çok daha olumlu ve çok daha güzel bir sanat düzeyıne erişmesi ve TV için drama hazııiarken Yeşilçam'ı bu düzeye çıkarmak için çalışması mümkündür. Çünkü elindeki üstünlüklerden ve yetkiterden ötürü TRT, Yeşilçam'ın "tutmaz" diye çekindiği öykülerı kullanabilir, Yeşilçam yönetmenlerinin bugüne dek el atmaya fırsat bulamadıkları nitelikli filmleri çekebilir ve bu gibi yapımlan çok daha planlı ve düzenli bir çalışmayla gerçekleştirerek Yeşilçam1 ın da bir dereceye dek aynı olgun yapım yontemlerini özümsemesine yol açabilir. Ama bu anlayışla yola çıkmadan önce de TRT kendi olanaklarını ve planlamasını geliştirmeli ve sonra da kendi kadrolarındaki yönetmenlere düzenli ve yeterli fırsatlar vermelidir. Kendi üretımini ve elemanlarını koruyamayan bir TV yönetiminin dışarıya açılması, açıldığında da başarıya ulaşabilmesi düşünülemez. Unutmamak gerekir kı, ne olursa olsun TRT sürekli bir ekonomik bunalım içinde değildir ve Yeşilçam gibi çekimlerim 20 ya da 30 günde tamamlamaya da zorlanamaz. Yine Yeşilçam'ın aksine parasal gelir kaygısını ve baskısını yaşamayan TRT için film çekenler, yapımlarını çok daha uzun süreler içinde ve daha rahat koşullarla, daha bol olanaklarla gerçekleştirerek niteliğin artmasmı da sağlayabilirler Hatta bu gibi üstünlüklerle Yeşilçam'ın genç yeteneklerine bile fırsat verebilir TRT. Ama en önemlisi, aynı üstünlüklere dayanarak TV yönetiminin hem Yeşilçam'a hangi öyküleri ve konuları istediğini ıçeren öneriler yapması, hem de Yeşilçam'ın aynı çizgideki önerilerinin kendi planlaması içinde yer almasını saglamasıdır. TRT böyle bir ilişki düzeni geliştirdiğınde tüm olumsuzluklara karşın yine de Yeşilçam'da Dulunduğu yadsınamayacak deneyimden televizyonun da yararlanmasına yol açabilir. Ama eğer TRTdeki ağır bürokrasi ve denetim kuralları Yeşilçam ilişkilerine de egemen olursa, TV yönetimi Yeşilçam'ın piyasa koşullarına körü körüne bağlı kişileriyle ilişki kurmayı yeğlerse. salt TV yayınlarını doldurmak amacıyla Yeşilçam'dan sıradan dizilerin yapımı istenirse ve kimileri yukarda sıralanan TRT'deki üstünlükler ve televizyonda bulunması gereken kültür ve sanat düzeyi hiçe sayılırsa, TRTYeşilçam ilişkileri yine acı sonla bitmekten kurtulamaz. (Aynntıh bilgi yandaki sütunlarda) 23.20 Klasik Müzik 23.40 Haberier TV'de çocuk dizisi "Şeker Kız" ve "HeidTden sonra "Uzun Çoraplı Kız" ekranlarda Kültür Servisi TV'nin yeni yayın dönemindekî çocuk programlanmn ilki bugün baslıyor. Bugün saat 19.30'da İsvee, yapımı "Uzun Çoraplı Kız" (Pippi LongstrumpO adlı film ekrana geliyor. Her salı gösterilecek olan "Uzun Çoraplı Ku"da, bir kız çocuğunun başından geçen olaylar anlatılıyor. "Ş«ker Kız" ve "Heidi" türündcn bir çocuk dizisi olan ve Alman Beta firmasından alınan filmin seslendirme yönetmeni Cahit Saraç. Bugün yayımlanacak ilk bölümde, Tommy ve Annika'nın evleri yakınında bir kaptanın satın aldığı Kunterbunt Villası'nda kilçük bir kızın yalnız yaşamı, kasabada söylentilere yol açar. Tommy ile Annika, okuldan dönerken villaya uğradıklarmda sevimli bir maynran ve atla karşılaşırlar. Daha sonra yataktan Uzun Çoraplı Kız (Pippi) çıkar ve hep birlikte oynamaya başlarlar. Belalılar (The Sting)/Yönetmen: George Roll Hill/Oyuncular: Paul Newman, Robert Redford, Robert Shaw, Charles Durning, Ray Walston, Eileen Brennan/1973 yapımı/2 saat tKlNCt BİRLİKTELİKLERÎ Paul Netvman ile Robert Redford, daha önce yine George Roy HiU yönetiminde "Sonsuz Öiüm " adlı westemde bir araya gelmişlerdi. Bu akşam TV'deSinemada ekrana gelecek olan "Belalılar" adlı gangster fîlmi, bu Iki usta oyuncunun ikinci birliktelikleri oldu. 1920'lerin Chicago'su.. Gangsterler arası hesaplaşmalar sürüp giderken, iki "kibar haydut", bir arkadaşlarının ölümüne neden olan bir çete reisinden intikam almak üzere incelikli bir plan yaparlar... İYt tŞ YAPTI 1970'li yıllann en çok iş yapan gangster filmlerinden biri, bu türün de en iyi örneklerinden sayılıyor. Daha önce yine George Roy Hill yönetiminde, çok başarılı olan "Sonsuz Ölüm Butch Cassidy and the Sundance Kid" adlı westernde biraraya gelmiş olan Paul Newman/Robert Redford ikilisinin bu ikinci birlikteliği. Bir sinema başyapıtına değilse de başarılı ve çok iş yapan bir filme dönüşmıiştü. Genelde stüdyo kokan dekorlar içinde çekilen film, bu türün bazı başyapıtlarının gerçekçiliğini, içtenliğini ve toplumsal eleştiri dozunu kuşkusuz taşımıyor. Daha çok eğlendirmeye, iyi vakit geçirtmeye yönelik bir film bu.. Bu işi de çok iyi başanyor. David S. Ward'ın senaryosu da, Robert Surtees'in görüntiileri ve Marvin Hamlisch'in müziği de çok başanlı. Surtees ve oyunculardan Robert Redford Oscar'a aday olmuş, ancak film en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi senaryo ve en iyi müzik dallarında aldığı dört Oscar'la yetinmişti. İZLEMEKTE YARAR VAR Ülkemizde bir hayli geç (iki mevsim önce) gösterilmiş olan onbir yıllık bu yapıtı, çok ciddiye almadan uygun bir eğlencelik olarak izlemekte yarar var. Filmin ikinci plandaki oyuncularından "Jaws" ve "Çığ Eks presi"nde de izlediğimiz Robert Shaw 1978'de ölmüştü. Charles Durning'i ise son yıllarda birçok filmde ilginç kompozisyon rol\erinde izledvk. Bunlardan biri "Başkanuı Adamlan" filmindeki "başkan" kompozisyonuydu. X j E HEMfriGVAY VE KIRTULLŞ SAVAŞIMIZ I M / « I . I H V W mıw. Herkes Inönü'yü görmek isuyor İsmet Paşa, ufak, esmer bir adam. Hiçbir çekiciliği yok. Bu kadar sıradan olabilmek için gerçek bir dehaya sahip olmalı. Çiçerin, Cenevre Konferansı'nda gördüğüm, o karanlıktan birdenbire güneşe çıkmış gibi dünyaya göz kırpıştıran adam değil artık. Daha suskun ve ciddi, yeni bir palto giymiş sırtına ve daha bakımL. Berlin'de geçirdiği günler yaramış. Ama profilden kırmızı sakalı ve bıyığı aynı. tSMET PAŞA GERÇEK BtR DEHA SAHtBt OLMALI Herkes İsmet Paşa'yı görmek istiyor, ama onu bir kez görünce bir daha görmek isteği kimsede uyanmjyor pek. Ufak, esmer bir adam. Hiçbir çekiciliği yok. Bir insanın en fazla olabileceği kadar küçük ve dikkate değmez görünüyor. Bir Türk generalinden çok bir Ermeni manifaturacıyı andınyor. Bu kadar sıradan olabilmek için gerçek bir dehaya sahip olmalı. Mustafa Kemal'in yüzünü bir gören bir daha unutamaz, oysa tsmet'i bir gören bir daha hatırlayamaz. BİR BAKIMA YAK1ŞIKLI Galiba bunun çözümünü buldum: İsmet'in yüzü bir sinema suratı. Resimlerini gördüm, sert, emredici, bir bakıma yakışıklı bir adam. Perdede çok güzel resim veren sinema yıldızlannın gerçek hayattaki zayıf, tedirgin yüzleriyle karşılaşmış herkes ne demek istediğimi anlayacaktır. tsmet'in yıizü zayıf ya da tedirgin değil, yalnızca durgun ve kişiliksiz. Konferansın ilk günlerinde, tsmet'in Hotel Savoy'a gelişini hatırhyorum. Kalabalık bir gazeteci gnıbu Çiçerin'in basın toplantısından çıkıyordu. tsmet asansörü beklerken tam ortalarında durdu. Kalabalığın içinde, onunla görüşebümek için günlerdir bekleyen arkadaşîar vardı. Hiçbiri tsmet'i tanıyamadı. Çekici defcildi. Durum çok eğlenceliydi, hiç bozuntuya vermemek gerekirdi. Ama kendimi tutamayıp onu selamladım. 'Ne gülünç, degil mi Ekselans?' dedim. Kalabalık onu itip kakıyordu. Asansörün kapısından uzağa düşmüstü. Tıpkı ortaokul öğrencisi bir genç kız gibi gülümsedi, omuz silkti, utanmış gibi yaparak elleriyle yüzünü örttü. Kıkırdadı. 'Gelip benimk konuşmak istiyorsanız randevu abnız' dedi. Elimi sıktı, asansöre atlayıp gitti. Röportaj bitmişti. ORTAK DtL FRANSIZCA Onunla gerçekten bir konuşma yaptığım vakit çok iyi anlaştık, çünkü ikimiz de çok kötü Fransızca konuşuyorduk. İsmet sağır numarası yaparak Fransızca bilgisinin azhğını saklıyor. Türkiye'de de, Rusya'da olduğu gibi eğitim görmüş kişiler için Fransızca bilmek toplumsal bir 16 RADYO •6.00 ErzurumDiyarbakırTrabzon. •6.30 AnkaraantalyaÇukurova •7.00 Istanbullzrair. 07.30 Haberler. 07.40 Günün içinden. 10.00 Arkası yann. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Okul radyosu. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 öfcleüzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Hukuk ve sonınlanmu 15.00 Kısa haberler. 15.05 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Okul radyosu. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyümilz köylümüz. 17.25 Bolgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk sarkısı. 18.20 Erkekler fasıl heyetınden Sultani Yegah faslı. 18.50 Hafif müzik ve reklamlar. 19.00 Haberler ve olayların içinden. 20.00 Beraber ve solo şarkılar. 20.30 Tülay Ağagıl'den türküler. 20.45 Türkçe sözlü hafıf müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Konuların ıçınden. 21.35 Türk halk mUziği dinleyici istekleri. 22.00 Sevilen eserler. 22.30 Solistlerden seçmeler. 23.00Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanıs. 01.0505.00 Gece yayını. 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler. 07.40 Türküler ve oyun havalan 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Tugrul Mumcu'dan Şarkılar. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Alâaddin Yavasça'dan şarkılar. 10.20 Aynur Gürkan'dan türküler. 10.40 Nobel. 11.00 Küçük koro. 11.30 Kemal Kol gereklilik ve bilmemek de çok ayıp. tsmet espriden anlıyor, koltuğuna yaslanarak gülümsüyor ve sekreteri kuiağına eğilerek Türkçe bir şeyler söylüyor. KIZ İNÖNÜ'DEN HOŞLANDI TRTI daş'dan türküler. 11.45 Hafif müzik. 12.00 Yurttan sesler kadınlar topluluğu. 12.30 Beraber ve solo şarkılar. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Türküler geçidi. 14.00 özdal Orhon'dan şarkılar. 14.15 Hafif müzik. 14.30 Yabancı dil öğrenelim. 15.30 Barok müzik. 16.00 Halk müziği dunyamız. 16.20 Arkası yann. 16.40Fikret Kozinoğlu'dan şarkılar. 17.00 Saz eserleri. 17.10 Turkçe sozlu hafıf müzik. 17.30 Çağlar boyunca çoksesli müzik. 18.00 Yurttan sesler. 18.30 Din ve ahlak. 19.00 Haberler ve olayların içinden. 20.00 Dündenbugüne tango. 20.30 Yabancı dil öğrenelim. 21.30 Küçük konser. 22.00 Solistlerden birer şarkı. 22.30 Bir roman / Bir yazardan hikâyeler. 22.45 Türkçe sözlü hafif rattzik. 23.00 Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafıf muzik. 23.55 Çağlar boyu oda müziği. 00.55 Program ve kapanış. 07.00 Açüış ve program. 07.02 Güne baslarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Men At Work'ün Cargo Albümu. 09.30 Barok müzik. 10.00 Caz müziği. 10.30 Her hafta sizlerle. 11.00 öğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskoteğımızden. 13.00 Konser saati. 14.30 Caz müziği. 15.00 Muzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sızler için. 18.00 Pop dünyasından. 19.00 Haberler. 19.11 Müzik dünyasından. 20.00 Melodiler geçidi. 20.30 Caz dünyasından. 21.00 Salı konseri. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Dört mevsimden. 24.00 Gece ve muzik. 01.00 Program ve kapanış. TRT III TRTII Onu tekrar gördüğümde, Montreux'de bir dans ve caz salonunda, dans eden çiftlere keyifle gülümseyerek otunıyordu. Masasında iki şişman, kır saçlı Türk daha vardı. tsmet üç bar• dak çay içip bir sürü kek yedi. Çayı getiren garson kıza bozuk Fransızcasıyla şakalar yaparken ötekiler öfkeli gözlerle ona bakıyorlardı. KızTsmet'ten, tsmet de kızdan çok hoşlanmıştı. Eğ MUSSOLİNt'YLE YÜZ YÜZE leniyorlardı. O gün de orada İsFaşist diktatör basın toplantısı met'i tanıyan bir tek kişi yapacağını duyurmuştu. Herkes çıkmadı. geldi. Hepimiz odaya doluştuk. Mussolini masasındaydı, bir kiMUSSOLİNt AVRUPA'MN tap okuyordu. Yüzü o alışıbnış EN BÜYÜK SAHTEKÂRI gulümsemeyle gerilmişti. DiktaMussolini. tsmet'le taban tabatörü oynuyordu. Eski bir gazena zıt. Mussolini Avrupa'nın en teci olduğu için, basın toplantıbüyük sahtekândır. Bugün beni sındaki havalarının okuyucuyn tutup yann sabah kurşuna dize nasıl etkileyeceğini iyi biliyordu. cek olsa, ona gene palavracı gö Kitaba dalmış göninüyordu. Aszüyle bakardım. Kurşuna dizil lında kafasının içinden iki bin me mutlaka bir blöf olurdu çün gazetede birden kendi basın topkü. Mussolini'nin bir fotoğrafı lantısıru okumaktaydı. Odaya nı bulup uygun bir zamanınızda girdiğimizde Kara Gömlekli inceleyin. Ağzının çarpıklıgını Diktatör kitabına öylesine dalfarkedeceksiniz. Bu çarpıkhk mıştı ki, bize dönüp bakmadı bionu ünlü 'Mussolini gütiimseme le. vs. vs. si'ne zorluyor, eh, bu sıntma da şimdilerde ltalya'da on dokuz S Ü R E C E K yasında her faşist veletin ağzında. Gecmişini inceleyin. Sermaye ile emek arasındaki koalisyonu, faşizmi inceleyin. Küçük fikirleri büyük laflarla örtme dehasına bakın. Düello tutkusuna bakın. Gerçekten yürekli adamlar düello etmez, ama nice ödlek, kendilerini yürekli olduklanna inandırmak için düellodan vazgecemez. Kara gömleğini, beyaz getrlerini inceleyin. Kara gömlek, beyaz getr kullanan adamın mutlaka sakat bir tarafı vardır. Mussolini'nin bir palavracı mı, yoksa büyük, kalıcı bir güç mü olduğunu tartışmaya hiç gerek yok. On beş yıl da iktidarda kalabilir, gelecek bahara Gabride D'Annunzio tarafından da alaşağı edilebilir. Ondan nefret ediyor. Size Mussolini'nin Lausanne'dan iki gerçek görüntüsünü aktarayım. BULMACA M0DA ve STİLİSTLİK moda olgusu ve giysi tarihi temel bilgilenme basic design çizim ve stilizasyon aksesuar ve takı uygulamaları (mücevher, deri, kürk, vb ) kreasyon ve avangarde giyim kumaş ve tekstil günümüz geçerli mesleği stilistlik teorik ve uygulamalı çalışmalar Greer Garsonhn partneri Waher Pidgeon öldü Kültür Servisi Kanada doğumlu Amerikah sinema oyuncusu Wa)ter Pidgeon, Califomia'da Santa Monica kentindeki bir hastanede öldü. Yüzden fazla filmde oynamış olan Pidgeon, seksen altı yaşındaydı. Walter Pidgeon, özellikle bir dönemin ünlü aktrisi Greer Garson'la birlikte çevirdiği fılmlerle ve beyazperdede canlandırdığı kişilikli ve akıllı erkek tipleriyle tanınmıştı. Sanat yaşamına, güzel bariton sesi dolayısıyla müzikallerde oynayarak başlayan Walter Pidgeon, Broadway'de birçok oyunda da rol aldı. 193O'lu yıllara kadar tiyatro ile sinemayı birlikte götürdü. Bu yıllarda, Jean Harlow'un son Fılmi olan "The Kiss Before the Mirror"da ünlü yıldızla birlikte oynadı. Pidgeon, asıl ününe. 940'larda zamanın yıldızı Greer Garson'la çevirdiği sekiz filmle kavuştu. Bunlardan en önemlisi sayılan ve ikinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle yaşamı alt üst olan bir îngiliz ailesini anlatan "Ba>an Miniver"da, becerikli baba Clem Miniver'ı canlandırdı. Gene 1940'U yıllarda John Ford ve Fritz Lang gibi iki usta yönetmenle de çalıştı: Ford'un "Vadim O Kadar VeşUdi ki" ve Lang'ın "İnsan Avı" adlı filmlerinde oynadı. Walter Pidgeon'ın oynadığı iki film, "Bayan Miniver" ve "Vadim O Kadar Yeşildi ki" Oscar ödülü aldı. Ünlü oyuncunun kendisi de "Bayan Miniver' daki ve Greer Garson'la birlikte oynadığı "Madame Curie" deki rolleriyle en ivi erkek oyuncu Oscar'ına aday gösterildiyse de kazanamadı. 1953'te oynadığı "The Bad and the BeautifulKötü ve Güzel" adlı filmdeki Hollywood yapımcısı rolüyle en iyi oyunlanndan birini çıkaran Pidgeon, 1950'lerde bir ara yeniden Broadway sahnelerine döndü ve "Take me Along" müzikalinde Jackie Gleason'la oynadı. istasyon sanat evi Teşvikiye Maçka Cad. Maçka Palas No: 41/11 Kat 1 Tel: 140 56 50 SOLDAN SACA 1/ Osmanlı donanmasında kullanılan bir tür savas gemisi. 2/ Osmiyumun simgesi... Gözün, rengini veren tabakası. 3/ Kayısı ya da zerdaliye verilenbirad... Yabancı.4/ Bir kentin, bir yapının ya da bir makinenin çeşıtli bölumlerini gösteren çizim... Çıban. 5/ Frengiye benzer bulasıcı bir hastalık... tlaç. 6/ Yağmur suyunun bihktiği çukur yer... Halk dilinde babarun kız kardeşine verilen ad. 7/ Havaya fırlatılan bir plakanın vurulması ilkesine dayalı olan atıcılık dalı... Yakacak odun için kuUanılan, bir metre küpe esit ölçü birimi. 8/ Tutsü olarak kuUanılan bir ağaç... Nezir. 9/ Kablo bağlantısı olmaksızın, istasyonlar arasında yüksek frekanslı radyo dalgaları ile bağlantı kunnaya yarayan sistem. YUKARIDAN AŞAGlYA 1/ Genellikle toprak sıkıştırma ışkullanılan otomatik tokmak. 2/ Termik... Meriç ırmağırun önemli bir kolu. 3/ Bir tür başlık. 4/ Ege denizınde bir Yunan adası... Hisse. 5/ Saf, katışıksu... Bir tür spor... Bir nota. 6/ Belirti, iz... Tabut. 7/ Bir spor kulubümüzün kısa yazüışı... Tesir. 8/ Mantık. 9/ Hakkâri iline eskiden verilen ad. TIYATROGOSTERI YALNIZ 3 HAFTA İÇİN KENTER TIYATROSU'NDA Yazan: Nikts Razmcakis Uyariayan ve Yöneten: Rkret Hakan HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL 1407720 FATIH 5265380 528 66 29 526 10 00 / 412 İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEUİR TİYATROLARI ÜSKÜDAR 3330397 ILAN İST. 10. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN 1983/204 Davaa Ahmet Ekmekçioğlu vekiü Av. Yörük Kabalak tarafından davab Sabriye Erma aleyhine ikame olunan velayetin nez'i davasında: Ankara, Çankaya, Cinnah Cad. No: 122, K: 10, D: 41 adresinde ikamet etmekte olan davalıya yapılan ilanen gıyap karanna rağmen duruşmayı takip etmemiş olup raahkememizce 4.6.1984 tarih ve 1984/308 sayüı kararla taraflann müsterek çocuğu 15.7.1972 doğumlu Zahide Perihan Ekmekçioğlu'nun velayetinin davahdan nez'ine, davaa babaya verilmesine, çocuğun 15 günde bir ve dinimilli bayramlanıun 1. günleri saat 917 arasında anne yanına gönderilmesine, tarafların ülke haricinde ya da ayn ayrı uzak yerlerde oturması karşısında çocuğun 131 temmuzda anne yanına gönderilmesine, şahsi münasebetlerın bu şekilde devamına dair verilen karann yülcsek trajlı bir gazetede ilanı tebliğ yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 7.6.1984 Seanslar SalıÇarş Perş.Cuma 21.00 C.tesı: 18.00. Pazar: 15 00 ZORBA HIRÇIN KIZ Yazan W.Sneakespeare Yöneten Engın Uludağ 1 EKIMOEN ITIBAREN MİSAFİR Yazan Bilgesu ErerıuS Yöneten Nurfıan Karadağ 3 EKİMOEN ITIBAREN Not: Pazartes4 hariç har gün oyun vardır. 4 saatlik DEV FİLM BUYUK JÜSTİNYEN Yazan Refık Erduran Yöneten Eroi Keskın 3 EKİMDEN ITİ8AREN Ankam Devlet Tîyutrosu'nun açtlışı bugün ANKARA (a.a.) 19841985 tiyatro mevsiminde 38 oyun sahneleyecek olan Devlet Tiyatrolan Ankara'da perdelerini bugün Küçük Tişatro'da düzenlenecek olan özel geceyle açacak. Küçük Tiyatro'da sahnelenecek olan Carlo Goldoni'nin "Otelci Kadın"ı, kırk üç yıl önce aynı tiyatroda Devlet Konservatuarı öğrencileri tarafından oynanrnıştı. Bu o%unda rol alan o dönemin öğrencileri bu akşam "Otelci Kadın"ı onur konukları olarak izleyecekler. Öte yandan bu akşam Büyük Tiyatro'da Peter Shaffer'in "Amadeus"u, Yeni Sahne'de Brian Clark'ın "Karar KimiıTı; Altındağ'da Orhan Asena'nın "Toroslardan Öte>e"sı sahnelenecek. Büyük Tiyatro'da 9 ekimden itibaren Haldun Taner'in "Keşanlı Ali Destanı" adlı oyunu sergilenmeye başiayacak. Gişe tei. 147 36 34 146 35 89 SAF BİLGİDOYUM İÇİHDE YAŞAM Maharishi Birieşik Alan Teknolojisi, bilinçli zihinde tüm doğa yasia nnın birieşik alanını canlandırarak, kişisel ve toplumsal yaşamın yanlışsız, ıslınıpsız vc sorunlardan an, düzenli ve mulluluk içinde yaşanmasını sağlayan do^al, u>gulanması Volay bir bilinç teknolojisklir. TANITMA KONFERANSLARI: Her Çarşamba saat 14,(X)'te Her Çarşamba saat 19.00'da Her Cumartesi saat 14.00'te Konferanslara girış seTbesttir. MAHARtSHI BIRLEŞİK ALAN TEKNOLOJİSİ DERNEĞI (TRANSANDANTAL MEDITASYON DERNEĞI ) Maçka Cad. Maçka Palas 41/7 Teşvikiye Ist Tel: 147 64 73 147 10 05 DUNYA SINEMASININ SAHESERI SERqiO LEONE/ RobERT DE NIRO /BİR ZÂMÂNLÂR KY06LU SARAY 12.0e1l.3020.30 OSMANBEY fiJUİ 11.3015.3021.30 m i W00D8 ELIZ&BE7H McGOVERN • JQE PESCI • BURIYOUHG •1UES0HI WtLD 4MERİK4 SİNEMATİYATRO İLANLARI HER GÜN BU KÖŞEDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle