27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 güney kısmında, en gözde üf,ısır'ladüzeyinde kısmi biryaklaşma beri kesiktl 1963'teMas ürk Büyükelçiliği binası şehrinyer alıyordu. Nil kıyısında, siyasi ilişkilerimiz 196Vden lahatgüzar olmuşîu. Fakat Milli mahallelerden biri olan Guiza'da Birlik Hükümetinin Mısır'dan aynlan Suriye'yi tanımış olmasına bozulan Nasır, Büyükelçi Seyfullah Esin'e Mısır'dan ayrılması için kısa birsüre tanıyarak kendisini istenmeyen adam ilan etmişti NASIR VE SEDAT'LA 7 YBL Büyükelçi SEMİH GÜNVER ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI 23 OCAK 1984 Şapırt! Sağmalcılar Hastanesi'nde tutuklu olarak yatan Orhan Apaydın, yolladığı karta şunları yazmış: "Sevgili Mustafa, Nedense, rahmetli Bülent Dikmener'le birlikte yargılandığınız bir sırada, avukatınız olarak birlikte bulunduğumuz günü anımsadım. Davanın konusunu unuttum da, sıramızı beklerken iztediğimiz davaların sanıklarını düşündüm. Şimdi, cezaevi hastanesinde, suçluluğa itilmiş însancıklanmızJa bihikteyim. 34 yıllık bir ceza avukatı için ilginç bir durum. Banş ve özgürlüğun yolu galiba cezaevlehnden geçecek. Mutluluk ve başanlar dileğiyle gözlerinden öperim. Orhan Apaydın" Apaydın'ın sözünü ettiği, Dikmener'le birlikte yargılandığımız davayı nasıl unuturum? Yargılanan, "Ankara Notları"nın adı, "Ayşekadın Fasulye"yd\. Biri, "Ayşekadın Fasulye" adıyla bir kitap yazmış, bunu Çalışma Bakanlığı'na satmayı başarmıştı. Kitabı, hani Tarım Bakanhğı filan alsa neyse ne, deyip olayı eleştirmiştim. O günkü "Ankara Notları"n\n konusu yalnızca bu değildı; Sanayi Bakanlığında da bazı işler dönüyordu, onları da sergılemeye çalışmıştım. Çalışma Bakanlığı açmadı, ama Sanayi Bakanhğı dava açtı. İstanbul'da Ağırceza'ya gittik, yargılanacağız. Orhan Apaydın, Bülent Dikmener, üçümüz varız, Apaydın avukatımız... Haydi içen gırelim de, sıramız gelene dek, davaları izleyelim, dedık. Girdik. Ağırceza'da görülen dava da, bir kesekâğıdı armut davasıydı. Yaşlı bir kadın, hanım arkadaşıyla çarşıdaki sebzeciden bir kılo armut almış, evıne giderken, yolda ayrı yaşadıkları kocasıyla karşılaşmıştı. Kızgın koca, önünü keserek elindeki paketi almış ve kadının kafasına atmıştı. Kadın, yargıca: Beniöldürmek istediefendım; davacıyım... diyordu. Yargıç: Ama hanım, kesekâğıdındaki bir kilo armuttan ölmezki insan... diyordu karşılık olarak. Kadın konuşkandı: Hâkım bey, bu adam benim kesekâğıdı içinde ne taşıdığımı bilmiyorduki, içinde beni öldürecek çok sert bir şey de olabilirdi... Yargıç kızdı: Hanım, hanım, dedı, kesekaâğıdı elmasla dolu olacak değil ya, alt tarafı armut ışte; Sonra kadın, hangısi daha yaşlıydı kestirmeye çalışıyordum oturduğum yerden, adamdan yakınıyor da yakınıyordu: Gençliğim gitti hâkım bey, bu adam beni zaten hırpaladı, yok etti, ben böyle olacak kadın mıydım? Uzun süredir susan adam, lafa karışmak istedi: Görenler Allah için söylesın; dedi kim kimi ihtiyarlatmıs görünüyor? Kadın da yanıtını yapıştırıyordu. Yargıç, davayı erteledi. Sıra bizimkindeydı... Eveeeeet, diye kendi kendine söylendi yargıç, gelelim öbür davaya. Çağır bakalım; Mustafa Ekmekçi, Bülent Dikmener, Avukat Orhan Apaydın. Ayağa kalktık, yargıç: Bakalım, bunun konusu neymiş? diyordu, tek tek okudu: "Ayşekadın fasuiye...' hımmmm.. Armut davasından sonra, ayşekadın fasulye davası. İyi... Geçin bakalım; Duruşmamız başladı. Uzun sürdü duruşmalar; Ankara'da olduğumdan, duruşmalardan uzaktutulmamı ıstedım. Gitmedim duruşmalara. Sonunda aklanıp çıktık. O gün, belleğimde, gereksız şeylerle mahkemelerın nasıl uğraştığı ızlenimi kalmış, nedense... * • * Çanakkale'nin Ezıne ılçesinın Yeniköy'ünde Raif Balkan adında bir balıkçı, balık avlayıp satarak, yaşlı, sağır anasını geçındırmeye uğraşıyordu. Oralarda balıkçılık, öyle örgütlü filan değildı, dinamıile oalık avlıyorlardı .. Raif Balkan, kırk yaşına kara bir boşlukta girdı. Dinamıtin ateşlemesini zamantayamamıştı. Geçen yılın mart ayında, soğuk bir gün dirıamit gözlerini kör etti, dirsek altından iki kolu da koptu... Raif Balkan. 5 ekim 1983 günü, kopan kcllarına yapay kol taktırmak ıçın Hacettepe Üniversitesi, FızyoterapiRehabilıtasyon Yuksek Okulu Necdet Güçlü Protez Atölyesi'ne geldi. Raif Balkan için, 1570896 sayılı hasta dosyası açıldı. Ankara, koca kentti, adımbaşı paraydı. Sağır anasıyla, kör, kolları parçalanmış Raif'in gücü neye yeterdi? Yapaykolun ederi 98 bin lıra tutuyordu. atölye, 49 binıni, ki, bir kol parası tutarıalmış, kalanını bağış olarak vermişti. Atöiye şefi Haydar Bey, Balıkçı Raif'e, karşısına çıkan engelıeri önceden bir elektrik uyansı ile kendısine ıleten "elektronik goz" geliştirdi. Oğle arasıydı. o boşlukta orada çalışanlar şöyle bir görünümle karşılaştılar: Tek sımıdi, anaoğul aralarında paylaşıyoriardı. Ana, kör oğlunu kollayarak simidın çoğunu, ona yedirmek istiyordu. Ama balıkçı, anasının payını yerse olur muydu? Yüksünmez miydi? Ana buna, sankı yiyıyormuş gibi ağzını şapırdatarak çözüm bulmaktaydı. Simıdi oğlunun ağzına götürüyor, bir yandan da kendi boş ağzını oynatıyordu: Şapırt... Şapırt.. Şapırt! Ama, sağır olduğundan çıkardığı sesi denetleyemiyor, öykünmeyi, yani şapırtı taklidıni, abartıyordu. Tek simit bitene dek, şapırtılar surdu. gıttı... Bu arada Kızılay'a başvurdu Raif Balkan, ne var ki, Kızılay'ın ölcülerinde yoksul olmadığı için olacak takma elleri boş döndü. Raif Balkan, 26 ekim 1983 günü taburcu olup, Kızılay'dan da boş dönerken, o gün dirsek altında yapay kolları, bir de "elektronik" gözü vardı. Raif'i gelecekte neler bekliyor, bunu bilmiyorum. Ama, kuşkusuz yaşama gücü porsümemişti. Anasına: Kollar yerıne geldi ana; dedi, ben sana bakarım, sen tasalanma... Anaoğul, Ezine'nin Yenıköy'üne çekip gittiler. Raif'in inancı yalnız kendısineydi... MısırTürkiye itişkileri kopuk kopuktu 1 M: iravunlar, Nil'e " H â p i " derlerdi. Nil, Afrika'nın ortasında, Victoria Gölu'nden çıkan "Kasuma"dan kaynağını alır. Bin üç yuz metre irtifadan kopup, Akdeniz'e, deltanın çeşitli ağızlarından dökulünceye kadar altı bin altı yüz yetmiş kilometre yol kateder. Nil, geçtiği her yere, hayat ve utnut getirir. Nil, Mısır'ın gerçek ilahı, ölümsüz Firavunu'dur. Bin beş yüz kilometre boyunca Nil'in iki yanındaki yeşil ve bereketli şeridin ve kuzeyde deltanın üzerinde kırk milyon nüfusun yüzde sekseninden fazlası yaşar. Bir milyon kilometre kare yüzölçümii olan Mısır'ın, Nil vadisi dışmda kalan toprakları çollerle kaplıdır. Çölle mücadeleyi öncelikle kalkınma programına alan Nasır, bir taraftan kumları kaldırtarak Nil vadisini genişletmeye çalışırken, öte yandan Nil'in iki yüz kilometre kadar doğusunda, derin bir çol yarası gibi denize doğru ve Libya hududuna kadar geniş bir kavis yaparak ilerleyen bir vadiyi, yer altında bulunan sulardan yararlanarak, bir ikinci Nil şeridi haline getirmeye çalışmıştır. Kharga, Dakhla, Frafra, Bahariye, Siouah isimlerini taşıyan çöl çöküntuleri birbirlerinden kopuk yeşil vahalardır. Bunlar birleştirilerek tek bir koridor haline getirilmek istenmiştir. Mısır'da nüfus durmadan süratle artmaktadır. Şehirler, genişlemekte, fakir mahalleler pislik ve bakımsızlık içinde kendi yaşantılanna terk edilmiş bulunmaktadır. benim için ayrı bir endışe konusuydu. Ekimin ilk yarısında Kahire'ye, Türk Milli Atletizm Takımı rahmetli Naili Moran'ın başkanlığında çıkageldi. Mısırlılarla iki gun surecek milli musabaka yapılacaktı. Henuz resmi sıfatım yoktu. Bununla beraber, sefaret memurları ile birlikte, Gezira'daki Zamalek Kulübu'nun stadyumuna gittik. Çimli stat, Turk ve Mısır bayrakları ile donatılmıştı. Takımlar sahaya çıktılar. Bando İstiklal Marşımı/ı calmaya başladı. Birden, arkadan bir koro, Milli Marşımızı talsosuz şekilde soylemeye başladı. Koro, bandoyu aynen takip ediyor ve daha once iyi çalısılmış olduğunu anlatan bir disiplın içinde bu 7Or besteyi rahatça ıcra ediyordu. Merak ettim. Marş bitince gerıyc dondum. Tribünlerde altmış kadar genc ayakta yan yana duruyordu. Birisinin gomleği kırmızı beyazTurk bayrağından yapılmıştı. Dığerlerının yakalarında ay vıldızlı rozetler takılıydı. Temiz giysıler taşıyorlardı. Sakalsız ve bıyıksızdılar. Arkadaşlara, bu gençlerin kim olduklarını sordum. Metin Mekik, El Ezher'dekı Turk oğrencileri olduklarını soyledı. Bu cevabı hıç beklemiyordum. El Ezher'de kaçak dın tahsıli goren gençlerin tarıfleri bana başka turlu yapılmıştı. O gun ve ertesi gun, İstiklal Marşımızı on defa bandoya eşlik eden, bu amator ve gonullu korodan dinledik. Stadyumdan çıkarken gençlerin yanlarına gittım. Hatırlarını sordum ve kendılerı ile dıırumlarını goı uşmek ivtedığımi, aralarından seccceklerı kuçuk bir grubu, buyukelçiliğe eondermelennı soyledim. Sevındiler, en kısa zanıanda ve ilk fırsatta El Ezher'dekı Turk oğrencileri ısıni ele almaya karar \erdım 520 metrekarelik bir arazi içinde 3 katlı küçük bir sarayı andırıyordu. Bina Hidiv İsmail Paşa'nın torunu Prens Nimetullah'a aitti. Türk hükümeti 1941 yılının mart ayında 31 bin İngiliz Lirasına satın aldı. olarak Türkiye'yi temsil ediyorlar. İlişkiler yeniden düzenleniyor en bindiğim B.A.C. Hava Yolları uçağı, Kahire üzerinde bir tur attı, Nil'in koprulerinin, Muhammed Ali Camii'nin, Heliopolis'in üzerinden uçtuk. Tekrar çole çıktık ve havaalanına doğru alçaldık. Lçağın on kapısı açıldı. Merdivenin alt başında, azalmış \e kırlaşmış dalgalı saçları, bıyıksız, geniş alınlı ve biraz şışık yuzlü, kapı gibi sağlam ve betonlaşmış gibi dimdik bir adam, yanında meslektaşlanm Metin Mekik ve kendisini iki buçuk yıl once Moskova'dan merkeze uğurladığım Ali Hikmet Alp, beni bekliyorlardı. Tanımadığım zat, Protokol Genel Müdurü Galal Ezzat imiş. Protokol şefi, vucudunu eğmeden, dudaklarının ucunda hafif ve dostane bir tebessum. beni semladı. 1%1'den beri Mısır'la siyasi ilişkilerimiz kesikti. 1%3'te Maslahatguzar düzeyinde, kısmi bir yaklaşma olmuştu. Fakat, Milli Birlik Hukümeti'nin alel acele Mısır'dan aynlan Suriye'yi tanımış olmasına fena bozulan Nasır, Buyukelçi Seyfullah Esin'e kısa bir mehil vererek kendisini istenilmeyen adam ilan etmişti. Esasen 1954'ten beri Ankara ile Kahire arasında tam bir itımatsızhk havası esmekteydi. Gerçekten, haklı sebepler olmadığı halde. Nasır ile Adnan Menderes daima ters duşmüşler ve birbirlerini anlamak için samimi bir gayret sarf etmemişlerdi. Bu hava, peşin bazı kanaatler, Birincı Cihan Savaşı'nın tatsız hatıraları, Turkiye'nın ve Mısır'ın, özellikle jeopolitik ve tarihi sebeplerle ittifaklarını ayn kutuplarda aramak zorunda kalmaları, her iki taraf için de zararlı bu surtüşmeleri, 1960askeri müdahalesinden sonra da devam ettirmişti. Nasır, Turkiye ile ilişkilerini, birincisi 1954'te, ikincisi 1961'deolmak uzere iki defa kesmişti. 1965 eylul ayının 28'ınci gunu Turkiye, Kahire'ye bir kere daha buyukelçisini gonderiyordu. metni, kendisıne en az on gun once vermemi istedi. Ankara'daki hukümet gidici idi. Seçimler ekimin ilk yarısında yapılacaktı. Nasır'la aramızda birçok latsız olaylar cereyan etmişti.Her şeyin yeniden ve sıfırdan başlaması gerekiyordu. Seçimlerden sonra kurulacak hukmetin dış politikasını saptaması ve bu politıkada Mısır'a verilecek yerin belirlenmesi şarttı. Nasır'a, talimat olmadıkça ne soyleyebilirdim. Bu sebeplerle, itimatname merasımi tarihinın gecikmesi beni ancak memnun edecekti. ri ataşelik yoktu. İlk askeri ataşemiz Kurmay Albay Cemaiellin Korkut, 1966 yılında Kahire'ye geldi. Buna karşıhk, Hasan Sözmen ve Nejal Dora, Ticareı Muşavirliği'nde çalışıyorlardı. Dışişlerinden telefon ettıler: Nasır, beni 18 ekimde kabul edecekmiş. Guven mektubunu sunuş merasıminde söyleyeceğim nutku hazırlamaya başladım. Ankara'dan talimat almaya olanak yoktu. Bir "Üçuncü Dunya" konuşması hazırladım. Nasır'ın Mısır için yaptıklarını ovdum. Asvan Barajı'ndan dolayı kendisini kutladım. Arap davalarına olan sempatimizden bahsettim ve ilk defa Filistınlilerden "'kardeşlerimiz" diye söz ettim. Protokol şefi Galal Ezzat'a konuşmamın Ingilizce metnini makamında teslim ettim. Metin'e bir goz attı. Sonra bana donuk nazarlarla baktı: "Giızel. çok guzel. Başkana ulastıracajjım." Binaya çekidüzen verdik M l k işim binaya çekidüzen \ermek oldu. Nil kenarındaki villa misafirlerı kabul edeceğimiz ikametgâh olarak kullanılacaktı. Şehir içinde, Meclis bınasının yakınında, El Feleki sokağında ikinci bir binamız daha mevcuttu. Bahçe içinde iki katlı, iki hole ve on dört odaya sahip bu bınada, müsteşar, başkâtıp, konsolosluk şubesi, askeri ve ticari ataşeler çalışacaklardı. Her iki binanın bahçelerini tanzim ettirdik, iç ve dış badana ve boyalarını yaptırdık, eksik eşyalarını tamamladık. 1965 ekim ayında.büyükelçiliğiğimiz kadrosunda, henuz aske İtimatname için sıra bekliyorum rotokol şefi, ziyaretlerime Başkan Cemal Abdiil Nasır tarafından kabul edildikten sonra başlayabileceğimi, guven mektubumu muhtemel 152Ogün sonra sunabileceğimi, Kahire'de 120'ye yakın büyükelçilik bulunduğunu, yeni gelen büyukelçilerin birkaçını bir araya toplayarak, itimatnamelerin aynı gün ikişer saat ara ile verilmesini usul ittihaz ettiklerini anlattı. Merasim sırasında nutuk teati edildiğini hatırlatarak hazırlayacağım Büyükelçilik küçük bir saray gibi tahire'deki Turkiye Büyüfl^üğ binası, şehrin güney kısmında ve Nil'in doğu sahilinde, kornişin üzerindedir. Şehrin bu kısmı Guiza ismini taşıyan gözde mahallelerinden birisidir. Kahire Üniversitesi, Sheraton Oteli, Hayvanat Bahçesi, Yat Kulüblı, Enver Sedat'ın, Mareşal Amr'ın villaları, Sovyet ve Fransa Büyükelçilikleri, Dışişleri Bakalığı Guiza'da bulunmaktadırlar. Keops, Kefren ve Mikerinos Ehramları ve Sfenks, Guiza'nın güneyinde ve otomobille yirmi dakikalık mesafededirler. Turkiye Büyükelçiliği binası, bir küçük saraydır. Nil kıyısında, ağaçlı ve çiçekli bir bahçenin ortasında üç katlı bir bina: Bir bodrum katı, bir zemin katı ve yatak odalarının bulunduğu üst kat. Bina beş yüz yirmi metrekare yüzölçumune sahip. Evin sahibi Hidiv İsmail Paja'nın oğlu Hidiv Muhammed Tevfik Paşa'nın kızı Prenses Nimetullah Kemaleddin Hüseyin. Binayı Türk hükümeti, 1941 yılı mart ayında 31.000 İngiliz lirasına satın alıyor. Turkiye, 1925'te Mısır'ın egemenliğini tanıyarak Kahire'de ilk defa bir büyükelçilik açıyor ve Muhiddin Paşa, 16 Mart 1926'da Kral Fuad'a itimatnamesini sunuyor. Kral Faruk'un, Nasır ve arkadaşlan tarafından devrildiği tarihe kadar, Kahire'de sırasıyla; Muhiddin Paşa, Mehmet Ali Şevki Alhan, Numan Tahir Seymen, Ntzamettin Ayaşlı, Şevket Fuat Keçeci ve Hulusi Fuat Tugay Büyükelçi K Seçim sonuçlarını bekliyorum *u arada ben de Türkiye'deki seçim neticelerini takip ediyor ve kurulacak yeni hukumeti ve özellikle kimin dışişleri bakanı olacağını sabırsızlıkla bekliyordum. Nasır'a soleveceklerimın veni Turk hükumetince tasvip edilip edilmeyeceği hususu da Nasır kabul ediyor Ekim 1965 günü saat 12.30'da Kubbe Sarayı'nda, Başkan Nasır'a itimatnamemi takdim ettim. Sarayın giriş kapısında, geniş parkın on Kismında yer alan merasim kıtası komutanı gur bir sesle, "Selam Turkiye" diye bağırdı. Bando milli marşları çaldı. Saray Nazırı, beni yardımcılarına ve yaverlere tanıştırdı. Nasır'ın Dışişleri Bakanı Mahmud Riad ve Cumhurbaşkanlığı'nın askeri ve sivil ileri gelenleri ile birlikte yer aldığı salona girdik. Televizyon, radyo ve basın mensupları salonda beklemekteydiler. Selamlaştık. Yaptığım konuşmada, Kahire'ye tayinimden dolayı duyduğum şerefi, Başkan Nasır'ın dunya siyasetinde işgal ettiği mevkıi, BAC halkının refahı için yaptığı buyuk gayretlerı ve elde ettığı başarıları, Turkiye'nın özellikle Arap ulkeierine, Filistinlı kardeşlerine ve BAC'na karşı duyduğu yakınlığı ve anlayışı, onlarla her alanda ışbırliği yapmak arzu ve karannı belırttim. Turk dış polıtikasının ana hatlarını ozetleyerek anlattım. Cumhurbaşkanımızın. hukumetimızin ve Turk halkının, Başkan Nasır'a. BAC halkına ve hükumetıne selam ve sevgilerini, başan ve mutluluk dileklerini belirttim. Nasır, karşı konuşmasında kendilerinin de kardeş Turkiye ile her alanda işbirliğıne hazır olduklarını. iki ulke arasındaki dostluğu ve işbirliğini kuvvetlendirmeye çalışacaklarını soyledi ve mukabil selam, sevgi ve iyi dileklerini bildirdı. 18 KfLffT'V Orhİ ^ * Büyükelçiliğinin binası, Kahire'nin en güzel semtlerinden birinde yer ahyordu. V/ kınsındaki bu 9UI Wj g l l ' » ^ ^ ^ ^ küçüjf f,jr surayı andırıyordu. Binanın salonu ve yerieri tamamen mermerdi. Ben ve eşim ilk is olarak binanın oturulabUir hale gelmesini sağladık. Türk Büyükelçiliği binası 7yü boyunca Kahire'nin en arantlan ve davet olunduğu zaman adeta koşarak getinen, en önemti konulann en yüksek seviyede görüsüldüğü bir diplomasi kuliibü haline gelmişti / YARIN: Nasır'la ilk görüşme BÜYÜK KAYBIMIZ Merhum Kadri Yetkin ve Kanye Yetkin'in kızları, Saadet Yetkin, Nejat Yetkin, merhum Fuat Yetkin, Merhume Muazzez Baştuğ, Faik Yetkin'in kardeşleri, Leyla Ozbay, Feriha Yetkin, Şükran Yetkin'in gorumceleri, Fıkri Başıuğ'un baldızı, Nesrin Yetkin, Murat Yetkin, Gulnur Yetkın'in halaları, Dilek Baştuğ, Işık Baştuğ'un teyzeleri, Yetkin, Yetkmoğlu, Kasapoğlu, Baştuğ, Yucesan ailelerinin biricik mübi'si İLAN SAMSUN GELEMEN DEVLET ÜRETME ÇtFTLİĞt MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1. Çiftliğimizin 1984 istihsali Jersey ve Holştayn inek sutlerinden tahminen 750 tonu 23.1.1984 Pazartesi gunu saat 14.30'da açık arttırma suretiyle Çiftlik AhmSatım Komisyonu huzurunda yapılacak, alıcı çıkmadığı veya hatta lâyik görülmedigi takdirde ikinci ihale 6.2.1984 Pazartesi gunu aynı yer ve saatte yapılacaktır. 2. Sütün kg. fıyatı 50. TL. olup muhammen beddi 37.500.000. TL.'dir. Geçici teminalı 1.125.000. TL.'dir. 3. Ihaleye girmek isteyenlerin geçici teminatlarını çitflik veznesine yatırıp komisyona makbuz ibraz etmeleri şarttır. 4. Satış şartnamesi Ankara'da Tanm Işletmelen Genel Müdurluğü'nde, Samsun, Amasya ve Çorum Teknık Ziraat Mudürlükleri'nde gorülebilir. 5. Idare ihaleyi yapıp yapmamakta veva dilediğine yapmakta serbesttir. Basın: 10547 6 KALEM MUHTELİF OTO YEDEĞİ SATIN ALINACAKTIR Şartnamesi, bedelsiz olarak aşağıdaki adreslerden alınabilir. 1 KARABÜK'te: Demir ve Çelik Fabrıkalan Muessesesi Tedarik ve Ikraâl Mudurlüğumüz. 2 ISTANBUL'da: Sirkecı, Yalıköşkü Cad. Yalı Köşkü Han Kat: 45'deki Mümessilliğimiz. 3 ANKARA'da: Dışkapı, Çankırı Caddesi No: 57'dekı Genel Müdurluğümuz. ISTEKLI'lerin şartnamerniz esaslanna göre hazırlayacakları kapalı teklif mektuplarını, geçici teminatlarıyla birlikte en geç 8 Şubat 1984 Çarsamba gunu saat 14.00'e kadar Karabuk'te Müessesemiz Haberleşme ve Arşiv Müdurlüğu'nde bulundurmaları ilan olunur. Basın: 10412 VEFATLAR İÇİN Yurtıçi, yurtdışı, cenaıe nakledilir. Cenaze ilâçlaroa, malzeme, tabut, bütün işletnler hassasiyet ve süratle yapılır. bizim tiyatro uskudar tlf 333 06 18 250. oyun/c.tesipazar 11.00 Tel.: 147 20 06 140 68 86 işletmede ayırca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilânlanndan hizmct bedeli alınmaz, acı günlerinizi paylasjr, günun her saatinde emrinizdeyiz. İSLÂM CENAZE IŞLERİ ELEMAN lstanbul emlak pazarlama ofisıne askerliğini yapmış, kisilıkli.Turkçesi iyi ağırba!?İı eleman arıyor ciddi olanların 161 69 91 'e muracaatları. yazanyöneten zater diper pazartesi 18.00 Nasreddin Hoca ve Eşeği TRT spikerlerinden yoneten haluk sevket dtnleti / klasik batı müziği mehru berument (piyanist) gazetecilik uğraş< / roportaj şahap balcıoğlu (konuşmacı) kemal özer'in (katılımıyla) şiirlerinin tanttılması kemal özer'in "kimlikleriniz lütfen" adlı yapıtı üzeıine şiir drama gosterisi gezinek: tan oral ve uğur durak'ın karikatürieri / "hamlet" fotoğraflan / Polonya afişleri Duygu Eğitimi Gosterileri 2 MÜBERRA YETKİN Yakalandığı amansız hastahktan kurtulamayarak 21.1.1984 günü Tanıı'ııın ralımelıne kavuşmuş olup, 22.1.1984 gunu Karşıyaka Mezarhğı'nda sonsuz ıkametgâhına defnedilmiştir. Cena/eMne kaıılarak acımızı paylaşan akraba, dost ve arkadaşlanna, ilgılerini esirgemeyen TRT mensuplanna teşekkur ederiz. Ailesi SÖMESTRE TftTtLtNDE "Açılar" Fotoğraf Sergisi Multimedia Dia Gosterisi OKTAY RİFAT RESIM SEHGSI 27ocak. 9subat I984 valıkonağı cad pakıze larzı khnığı sokağı ROMANYA'DA îl2ve K)l9Subat (lOgun) Fam pansyon utobusk; BL'KRtŞ şehırtunıvv VARNÂda IJ^JII konaklama p KAVAK TURLARI TURKİYE FhOOlARIYLA Çok sevgılı ve değerlı dostumuz, karde$ımiz, Ablamız ve hocamız 2324 Ocak Saat: 19.00 Alatürk Kullur Merkezi Biıyuk Galeri'de 52.OOO..TL ANKAKA IZVIIR KADIKOY Sınava Doğru (Eskı sayıları 75 TL pul göndererek ısteyebılırsınız) lık Müberra Yetkin'i yıtirdik. Acımız derin ve sonsuzdur. Spiker arkadaşlan K t L D L T u R ' O ı o t m ı r ,., C |, , t , 1 8 3 8 8 9 1 7 1 1 0 0 1 I R A . S 5 F U R 1 3 7 5 S o 4 1 1 1 2 2 21 5 0 Sl ıj LİONTURİZMOnur l|hjm Allıyol 338 8^76 «JT/
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle