Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Sahıbı: Cumhuriyel Maıbaacılık \e Ga/eıeeilik Turk. Anonım Şirkcti adına Nadir Nadi. • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Mudurıı: Kmine C>aklıgil. Ya/ı bleri Muduru: Oka> Goncnsin. • > a7i Işlen Mudur YardımciM: Ahmel KoruKan, Haber Merke/i Muduru: Yalçın Ba>er. Sayfa Du/enı Yoneımenı: Ali Acar. TAKVIM 16 Ocak 1984 Imsak: 6.49 Güneş: 8.19 Teınsiktler: ANKARA: Yatçın Dogan, IZMIR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Mehmet Mercan, # Servıs Şefleri: Kıanbul Haberleri: Setahallin (jüler, l)ı> Haberler: brgun Balcı. Ekonomı: CHman lllagi), Kultur: Aydın kmev, Magazın: >alçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdiılkadir Yucelman. Du/elıme: Kefik Durbaş, Ara>(ırma Şahin \lpa>. İkindi: 15.45 Akşam: 18.08 Yatsı: 19.32 Burolar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenışchir, Tel:175825175866. Idare: 183335, • Izmir: Halıl Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Aıalurk Caddesi. T.H K. Işhanı Kal 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yavan: CumhuriyH Malbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk OcağıCad 39/41. Cağaloğlu, Isl. PK: 246lst. Tel: 5209703 Telex: 22246 Öğle: 13.18 Sıradi Arabistanlı Şeyh Albasır 1 milyar liraya villa yaptırıyor Şeyh Faysal Abdullah Albasır, 6.5 metre uzunluğunda, tam kristal ve altın kaplama bir avize yaptırmak istiyor. Ancak avizecilerin fiyat vermekte zorluk çektiklerinden, kendilerini ciddiye almadıklanndan yakınıyor. SERPİL GÜNDÜZ Ama doğru, ama yanlış.. Biz, bunu söyleyen Ağnlı müteahhit Haydar Ahmetoglu'nun yalancısıyız.. Ankaralı gazetecilerin ellerinden kaçırdıkları Şeyh Faysal Abdullah Albasır'ı biz yakaladık en sonunda. Üstelik de "avize" üzerine iş yaparken... Bu dediğimiz Şeyh Faysal Abdullah Albasır, adından da anlaşılacağı gibi Suudi Arabistanlı. Üstelik de hayırsever mi hayırsever.. Nerden mi belli? Nerden olacak: Haydar Ahmetoglu'nun sözlerinden. Efendim bu Şeyh Abdullah Albasır, Ankara'da bir cami için 8090 milyona varan bağış yapmak istemiş, ama ne mümkün!.. Gazetecilerin bir hücumuna uğramış, bir hücumuna uğramış... Bizim yakaladığımız üstelik de Dilson Oteli'nin 303 numaralı odasında Ankaralı gazetecilerin ellerinden kaçırdıkları bu şeyh "mahdumu" işte. Ama bu kez cami mami yok işin içinde. Ne mi var? 4 metre çapında, 6.5 metre uzunluğunda tam kristal ve altın kaplama bir avize var. Üstelik de tum avizecilerimizin dudaklarını uçuklattınrcasına.. Adının başında "şeyh" var, ama asıl "şeyh" bu "şeyh"in babası. Adını söylemiyor. Kendisi ise 27 yaşında, evli, iki çocuklu ve Mısır'da ticaret öğrenimi görmüş. Şeyh'in oğlu, Arapçadan başka bir dil bilmiyor. Ya İngilizce?.. Odayok... Bizde taa Alamanyalarda tanıştığı Ağrılı müteahhiı Haydar Ahmetoğlu aracılığıyla konuşuyoruz. Ahmetoğlu yakınıyor. Ama bu yakınmanın kendisinin mi, yoksa şeyhin oğlunun mu olduğunu pek anlamıyoruz. Diyor ki, Ahmetoğlu, kendilerine gelen avizeciler fiyat vermekte zorluk çekmekteler.. Y'üze yakın oymalı kapısı bulunan villa için kapı ve mobilyayı da Türkiye'den alacaklarını, ancak iş yapacaklan avizeci ve mermercilerin kendilerini ciddiye almadıklarını, kahvelerde tavla oynarken randevu verip ış görüşmesi yaptıklarını ekliyor ardından... Sonra şeyhin evinin renkli fotoğraflarını uzatıyor. "1 milyar liraya mal olacak bu villa" diyor ve bunun gibi daha dort tane villası olduğunu ekliyor. 10 bin metrekarelik bir alan ustüne oturduğunu, 100 tane oymalı kapısı ve 40 bin metre mermer kaplama işi olduğunu.. Ardından, bu tür işleri geçen yıl ltalya'da çok ucuza yaptırmalanna karşın, burada çok fazla fiyat istemelerinden yakınıyor. Şeyh Faysal Abdullah Albasır'ın Türkiye'den mobilya, yiyecek, giyecek gibi mallar almak istediğini belirtiyor. Tüm bunlan konuşurken "şeyhin" oğlu Şeyh Faysal Abdullah Albasır, çekingen gözlerle etrafı süzüyor. Tam bu sırada ise sorumuzu yapıştırıyoruz: "Bu kadar evde tek başına mı yaşıyor bu adam? Kaç karısı var bu seyhin?.." Çeviriyi duyan Şeyh Faysal Abdullah Albasır huzursuzca kıpırdanıyor yerinde "estağfurulİah" diyerek "bir" işareti yapıyor bize... Konuşma böylece bitiyor ve Şeyh Faysal Abdullah Albasır ile Ağrılı Haydar Ahmetoğlu, kahve köşelerinde değil de Dilson Oteli'nin 303 numaralı odasında kendileriyle iş görüşmesi yapacak "avizecileri" beklemeye koyuluyorlar yeniden... ırkçı beyuzları zenci avukat savunuyor Zenci avukat Christopher Clanton, "Ku KluxKlan örgütünün ilkeleriyie ne kadar uyuşmasak da, sonuç olarak bütün haklar korunmalı. Ayrıca, zenci olduğum için bu davayı almamam gerektiğini söylemek de bir çeşit ırkçılık olur" diyor. ZİYA ÖZKÂHYAOĞLU ABD'de 1960'lann sonlarından beri ırkçılık konusunda onemli ilerlemelerin kaydedildiği bir gerçek. Fakat bu illetin Amerikan toplumundan başanyla defedildiğini ileri sürmek de ancak iyimserlik olur. ABD'nin güney eyaletleri, özellikle Alabama, geleneksel Amerikan ırkçıhğının en kesif olduğu bölgelerden. Beyaz cuppeleri, kukuletaları ve ateşe verdikleri haçlarıyla "Bir Millel Uyanıyor" gibi Amerikan filmlerinden tanıdığımız "Ku Klux Klan" (KKK) orgutü ABD'de zencilere karşı sürdürulen ırkçılığın sembolü haline gelmiş bir grup. Gecenlerde, Alabama'nın hemen tamamı beyaz 7.400 nufuslu Chickasavv kasabasındaki KKK örgütü düzenlemek istedikleri bir gösteri yürüyüşu için iki defa izin istemiş ikisinde de geri çevrilmişti. Bunun üzerine KKK'nın yerel lideri "Büyük Ecder" diye bilinen Morris, Amerikan Sivil Özgürlükler Kurumu'na (Aclu) başvurarak anayasanın kendilerine tanıdığı ifade ve gösteri hürriyetlerinin savunulmasını istemişti. Aclu daMorris'e komşu şehir Mobile'den Christopher Clanton adlı bir üye avukatı tavsiye etmişti. İşin ilginç yönü bu beyaz ırkçı örgütün haklannı savunacak avukat Clanton'un zenci oluşu. S a v a ş ı m a ters d ü ş e r "KKK'yı temsil etme kararının kolay olmadığım", "Birçok kişinin aksi yönde tavsiyede bulundugunu" belirten Clanton 26 yaşında Hukuk Fakültesi'nden yeni mezun bir avukat. Clanton, "Prensip olarak nasıl hayır diyebilirdim? Bir zenci için başkalannın (sivil) özgürlüklerini inkâretmek, 1960'larda zencilerin kendi sivil özgürlükleri için vermiş oldukları savaşıma ters düşer" diyor. Clanton'un bu karan almasına (1977)'de bir grup Amerikan Naziye Şikago yakınlanndaki bir şehir tarafından yürüyuş izni verilmemesi üzerine, Yahudi duşmanı Nazileri bir Yahudi Aclu avukatının savunması ilham olmuş. Chickasavv yerel yöneticilerinin KKK'nın başvurusunu üçii cu defa geri çevirmeleri uzerine, Clanton bir ust federal mahkemeye başvuracak. Eğer başarılı olursa, ilköğretim kurumlarının ırklara gore ayrılmasını onlemek için yapılan zoraki oğrenci transferine ve okullarda derslerin kısa bir dua ile başlamasını yasaklayan bir kanuna karşı çıkmak amacıyla 25100 KKK üyesi bir gösteri yapabilecek. Chickasavv Belediye Başkanı Davis, ırkçılığın, daha doğrusu ırkçılık sonucu ortaya çıkan gerginliğin ticaret için hiçdeiyi olmadığını belirtiyor, boykotun yerel dükkânlara büyük zarar verdiğinden yakınıyor, zaten KKK'nın yürüyüşune de asıl bu yuzden karşı çıkıyor. KKK lideri Morris, "Eskiden (KKK olarak) daha fazla saygı görürdük. (Zenci lider) Martin Luther King vurulduktan sonra herkes bizi hor görmeye başladı. Zaman çok degişti" diyor. Aclu kendisine bir zenci avukat tavsiye edince düşünmek zorunda kaldığını, sonunda, "tkimizde Amerikalı değil miyiz?" diyerek kabul ettiğini söylüyor. Zenci avukat Clanton ise, "Söylenenlerle ve söyleyenlerle ne kadar uyuşmasa da, sonuç olarak, bütün haklar korunmalı. Ayrıca. sadece zenci olduğum için bu davayı almamam gerektiğini söylemek de ırkçılık olur" kanısında. Zenci avukat Clanton.. Şeyh Faysal Abdullah Albasır Serbest sözleşmeye geçişin sağlığı bakanlığa bağlı Çalışma Bahanı Kaletnli: Sendika üye listelerinde sahteciliğe karşı yargı yolu açık. Prof. Tunçomağı: tşçiler ve sendikalar, listeler ilan edilmeden itiraz hazırlıklarını yapsmlar. Prof. Kutal: Sistem baştan güveni sarsarsa, büyük yetki sorunlan doğar. Prof. Çelik: Bakanlık yetkili sendikalann belirlenmesinde en büyük sorumludur. Prof. Oğuztnan: Bütün üyelikler noterden geçihlmeliydi. Prof. Ekonomi: Gerekirse gecikme göze alımp, listeler sağlıklı hazırlanmalı. ŞÜKRAN KETENCİ Toplusozleşme yapmaya yetkili sendikanın belirlenmesinde ve toplu pazarlık duzenınin başlatılmastnda kullanılacak Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı'nın lıstelerinin usulsüzlük ve sahtecilik temeline dayanması söz konusu. Sendikalann yaygın bir şekilde, üyelen olmayan işçileri ya da yasal geçerliliği olmayan uyelik işlemlenni Bakanlığa bildirdikleri anla$ıldı. Bakanlık bu beyanlara dayanarak yetkili sendikayı belirleme yoluna giderse, daha işin başından, yetkili sendikanın belirlenmesine ilişkin yasal sistem, gmensizliğe, sayısız yetki itirazlarına, davalara, yetki sorunlarına, toplu pazarlık sisteminin aksamasına yol açacak. Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı Mustafa Kalemli'ye bu konuda yazılı olarak ilettiğimız sorunlann yanıtına göre, usulsüz ve yasaya aykın sendika bildirimlerine karşı mahkemeye başvurulması gerekecek. Bu konuda gorüşlerine başvurduğumuz iş hukukçuları ise, işçinın ozgür iradesi ile seçtiği sendikayı belirleme yetki ve sorumluluğunun bakanlığa ait olduğuna işaret ederek, sistemın daha başlarken işlemez hale gelmemesi, güvenın sarsılmaması içın, Bakanlığa doğruya en yakın sonuca varmak için buyük sorumluluk duştüğünü \urguluyorlar. Elindeki butün veri ve kaynakları değerlendirerek doğruya en yakın listeleri ilan etmesi gerektiğini, bu listelerin çok tarlışılır olması halinde. yargımn çok sayıda usulsuzluk ve sahtecilik iddıaları ile açılmış davaların altmdan kalkamayacağı ve yetki sorununa çozüm getirilemeyeceğini belirtiyorlar BAKANLlGlN SORUMLL'LUĞU Yeni Sendikalar, Toplusozleşme Grev ve Lokavt Yasalarının ilgilı hukümleri yetkili sendikayı belirleme yukumlüluğıinu Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı'na vermekle yetinmiyor, eski yasal sistemden farklı olarak, bilgisayar sistemi aracılığı ile çalışan işçiler ve uye oldukları sendikalara ilişkın doküm yapma gorevini Bakanlığa vererek, Bakanlığın yetki sorunlarının çozumündeki sorumluluğunu arttırıyor. Bakanlığın, işkolunda yuzde 10 çoğunluğa sahip \e toplusozleşme yapmaya yetkili sendikaları belirlemede kullanılacak listeleri hazırlarken, sendikalann yaygın bir usulsuzluk ve sahtecilik yapıldığı saptanan beyanları ile yetinmesi halinde ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı Mustafa Kalemli'ye yonelttiğımiz s o rulara doyurucu bir yanıt alamadık. Sahteciliğe karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmekle yetiniliyor, sonra da listelerin ocak sonunda asılabileceği, toplu pazarlık düzeninin de şubat ayında başlatılabileceğinden söz ediliyor. Oysa Bakanlık listelerinin ocak sonuna kadar hazırlanabilmesi, yetki sorunlarının çozulebilmesi, toplu pazarlık duzenınin açılması anlamını taşımıvor. Listelerin doğru olmayan verilere oturtularak hazırlanması halinde işçiler ve sendikalann, yasanın verdiği hakka da\anarak, 15 gün içinde Ankara İş Mahkemesi'ne yapacaklan itirazların sayısı ve kapsamı arttığı ölçude karara bağlanması zaman alacak. Mahkemelerın binlerle, on binlerce, yuz binlerce üye fişleri uzerinde itirazları ıncelemelerı, sağlıklı karara varabilmelerinin maddi guçluğü bir >ana, ayları alacak. Bunlar bir sonuca bağlanamadan da, toplu pazarlık duzeni başlaıılamavacak. BAKANL1K NE YAPMALI? Karşı karşıya kalınan sorunlar ve boşutları nedeni ile, Bakanlığın sorumluluğu ve ne yapması gerektiğı konusunda görüşune başvurduğumuz iş hukukçuları, Bakanlığın sendika beyanları ile yetinmeyip elindeki butun kaynaklan kullanarak, sahtecilıkleri, usulsüzlükleri en aza indiren bir sonuçla listeleri hazırlaması gerektiğıne işaret ediyorlar. Prof. Kenan Tunçomagı öncelikle Çalışma Bakanlığı'nın kendi eski kayıtlarını, daha sonra gelmiş noter bildirimlerini, ışveren bildirimleri de dahil, sendikalardan gelmiş bildirimleri karşılaştırılmalı değerlendirilerek, usulsıizlük ve sahtecilikleri en aza indiren, karşılaştırmalı değerlendirme yapması gerektiğini belirtiyor. Listelerin ilanından sonra da işçiler ve diğer sendikaları sahıeciliklere karşı duyarlı olmaya çağınyor. "İş(Arkası 11. Sayfada) AYAKKABI IMALATÇILARI DERT YANDI Zammı yunsıtmamak için kalitesiz mal üretiliyor İmalatçılar zamları karşılayabilmek için önce yan başladı"şeklinde konuştu. Her imalathenede larında çahştırdıklan çırakların işine son veriyor şinin çalıştığınıen azından 45 kibelirten Hancıoğlar. Bu da çözüm olmazsa imalathanenin kapısına lu, imalathanede önce yanında çalışanlann sayısını azalttığını, kilit vuruyorlar. piyasa dayanamaYüksek faiz uygulaması daimalatçıların belini bük yınca dakoşullarına kapama yodükkânını müş. Ayakkabı imalatçısı İlhami Otleş şunları söy luna gittiğini öne sürdü. Ayaklüyor: Artık senetle alışveriş edemez olduk. Her kabı sektörünün çok sayıda kişiyi istihdam ettiğini kaydeden kes peşin para istiyor. Bu böyle devam ederse mes imalatçılar, gelecekte işsiz sayıleği bırakmak zorunda kalacağız. sında onemli artışların olacağıHAKAN KARA tZMİR Ayakkabı ve deri imalatında kullanılan malzemelere gelen sürekli zamlar imalatçılan giıç durumda bırakıyor. Son bir ayda işlerde bugüne değin görülmemiş bir durgunluk olduğunu öne süren imalatçılar, "Her 4 giinde bir kullandığımız malzemelerin fiyatlan artıyor. Denetim deyince hep küçiik esnaf akla geiiyor. Denetim kaynagında yapılmalı''diyorlar Bazı imalatçılar ise satış yapabilmek için ucuz ve kalitesiz mal üretmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Son iki ayda girdilerde yüzde 3040 oranında bir artış olduğunu kaydeden terlik imalatçısı Bahattin Çakmak.'Biz zor duruma düşüyoruz. Çunkii zamları mala aynen yansıtmamız mümkün değil. Zaten iş yapamıyonız. Bu durgunluğu atlatmak için maliyetine terlik satılıyor"dedi. Neredeyse her 4 günde bir kullandıkları malzemelere zam geldiğini öne süren Çakmak.birçok imalatçının dükkânını kapattığını, fiyatlardaki istikrarsızlık ve piyasanın durgunluğu devam ettiği sürece daha birçok imalathanenin kapanacağını söyledi. 30 yıllık terlik imalatçısıArif Odabaş ise ilk kez işlerin bu derece durgunlaştığını belirtti. Odabaş, "Eskiden bir günde çıkardığımız işi şimdi bir haftada çıkarıyoruz"dedi. KALİTE DÜŞÜYOR Bir yandan gelen sürekli zamlar, diğer yandan piyasanın durgunluğu imalatçıyı kalitesiz mal üretmeye yöneltiyor. Özellikle yurttaşlann ucuz mala rağbet ettiğini belirten Ihsan Hancıoğlu, "Başbakanımız kaliteli mal üretilmesini istiyor. Ancak bu durumda biz nasıl kaliteli mal üretelim? Satış olsun diye imalatçı ucuz ve kalitesiz mal üretmeye PARIS'ten MEHMET ALTAN Sol'un İkilemi Amerika'yla Japonya'nın 19751980 yılları arasında, en son teknolojik geüşmelerden yarartanarak kendi sanayilerine uyguladıkları yenileştirme programını Fransa'ya 19801986 yılları arasında uygulamak ve ülke sanayiini modern bir hale getirmek. Buna karşılık, ülkeyi modern sanayinın "ihtiyaç duymayacağı" işçilerden oluşan bir işsizler ordusuyla doldurmamak ve çağı yakalamaya ugraşırken "günü yaşamakta" olanları bireysel dramlara sürüklememek. işte Fransız solunun çözmeye çalıştığı en güncel ikilem. * •• • * Balkan Zirvesi öntoplantısı bugiin başlıyvr ANKARA (ANKA) Balkanlarda "işbirliği vapılacak" alanları belirlemek uzere yapılacak uzmanlar toplantısı bugün Atina'da başlıvor. Ancak gerekli . hazırlıklardan sonra katılabileceğini açıklayan Turkiye, toplantıda temsil edilmiyor. Bilindiği gibi, ilk kez Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu tarafından ortaya atılan "Balkanlar'ın nukleer silahlardan arındınlması" amacıyla Balkan ülkelerinin bir araya gelme onerisi, "sınırlı" olacağı gerekçesiyle Türkiye tarafından reddedilmişti. Türkiye'nin Birleşik Amerika Başkanı Ronald Reagan tarafından da desteklenen bu konudaki görüşu. "Tüm Avrupa'daki nukleer silahların azaltılması konusunda bir anlasma olmaksuın Balkanlar'dakinin bir anlam taşımayacagı" yolunda bulunuyor. Türkiye, Balkanlarda genel anlamda işbirliği konularının görüşüleceği bir toplantıya laraftar olduğunu da belirtmişti. Yapılan temaslar sonucunda. toplantıya katılacak taratlar arasında gorüş yakınlaşması sağlanmış ve gündem, Balkan ülkeleri arasında genel anlamda işbirliği konularını içerecek biçimde yeniden düzenlenmişti. Türkiye, bunun uzerine, toplantıya katılmayı "prensip olarak" kabul etmiş, ancak "asgari hazııiık calışmalannı" hafta sonu tatiline denk gelen iki gun içinde bitiremeyeceğini kaydederek, başlama tarihinin ay sonuna ertelenmesini istemışti. Fransa'daki otomobil, çelik, gemi ve kömür sanayii dünya pazarlarında rekabet gücünü kaybetmiş durumda. Her yenı doğan gün, Kuzey'deki kömür işçileriyle, Lorraine bolgesindeki çelik işçılerıni işsizlikle tehdit ediyor. Sol hükümet, modernleşecek sanayi nin kendilerine ihtiyaç duymayacağı bu eskimiş teknolojinin emektar işçilerini "solgeleneklere" ters düşmeden nasıl kurtaracağını tartışıyor. Üstelik, bu emektar işçilerin büyük bir kısmı oylarıyle sol hükümetin iktidara gelmesine yardımcı olmuşlar * • * Sol hükümeti bir ikilemle karşı karşıya bırakan modernleştirme uygulamasının ilk sonuçları, 2905 işçiyi işten çıkarmak isteyen TALBOT araba fabrikasında görüldü. Hükümet, yalnızca 1905 kişinin işten çıkarılmasına izin verdi. Ayrıca bu kararı, işten çıkarılacak işçilere ilk ağızda 700 bin TL. verilmesi, bilgi düzeylerini yükseltmek isteyenlerın göreceklerı eğitim masraflarının bir yıl boyunca fabrika tarafından karşılanması gibi sosyal uygulamalarla yumuşatmaya çalıştı. Ancak, patronlar bu uygulamaların diğer işkollarına "kötu" örnek olmasından ürktüler İşçiler ise, kaçınılmaz olarak alınacak olan işten çıkarma kararlarının yaşamlarındaki olumsuz etkisini azaltacak uygulamaları olumlu buldular ama bu konuda kendilerine damşılmamasından şikâyet ettiler. Fransa'da sol hükümetin, çaprazına sıkıştığı bu ikilemi nasıl çözeceği, TALBOT fabrikasındaki yılan hikâyesine dönen olayların sonuçlanmasıyle biraz olsun ortaya çıkacak. TALBCJT fabrikasında. grev isteyenlerle istemeyenler arasında çıkan kanlı çatışmaların sonunda işveren lokavt, işçiler de grev kararı almış durumda. Teknik personelle, sendikasız bir grup işçi ise hâlâ grevcilere karşı. Bu nedenle, hükümetin işten çıkarılan 1905 işçi için aldığı kararların nasıl uygulanacağı simdilik belli değil. Üstelik, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum da bu ikilemi genel planda çözmek için pek elverişli değil. Bir yandan doların "durdurulmaz" yükselişi devam ediyor, bir yandan da yatınm oranları iyice düşüyor. Örneğin, 1970'dekı yatırım miktan 100 olarak kabul edildiğinde, 1983 yılındaki yatırım miktarı yalnızca 85 oldu. * • • Mitterrand, bu ikilemleri çözdüğü oranda başarılı olacak. Yoksa silinip gidecek. nı söylediler Ayakkabı imalatçısı İlhami Ötleş ise ımalatçıların çoğunlukla senetle alışveriş ettiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "FaizJerin artmasıyla senetle de alışveriş edemez olduk. Eskiden peşin fiyat ile senet arasında yüzde 5'lik bir fark vardı. İmalatçı malzemeyi senetle alıyor, malını sattıktan sonra eline para geçince de parayı ödüyordu. Ancak şimdi senetle mal almaya kalktığınızda.pesin fiyata oranla yüzde 40 oranında fark ödemek zorundasınız. tmalatçının kârı bile o kadar değil, nasıl ödesin bu farkı. Peşin parayla alışverişe gelince bunu yapabilecek güçte çok az imalatçı var. Bir yandan peşin parayla al diğer yandan toptancıya senetle sat. Çünkü o da peşin parayla çalışmak istemiyor. Para dönmeyince de imalatçı giderek daha zor duruma düşüyor." İ malatçıyı güç duruma düşüren sürekli fıyat artışlarının önlenmesi ve özellikle büyük tüccar ve fabrikaların denetlenmesini istedi. Ayakkabı imalatçılarından Arif Odabaş,en kaliteli deriden yapılmış bir çift erkek ayakkabısının 3 bin 500 liraya mal olduğunu belirterek, "Böyle bir ayakkabı vitrinlerde 8 bin ile 9 bin lira arasında satılıyor."dedi. Meslek Odaları Genel KııruUam sonuçlandı İstanbul Tabip Odası'nda "Çağdaş Hekimler Grubu ", İnşaat Mühendisleri Odası 'nda "Meslekte Birlik Grubu", Eczacı Odası'nda ise muhalefetteki "İdealist Eczacılar Grubu" seçimi kazandı. İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip ve 1. Bölge Eczacı Odası ile, TMMOB'ye bağlı İnşaat Mühendisleri ile Mimarlık Odası İstanbul şubeleri genel kurulları dün yapıldı. İstanbul Tabip Odası seçimlerini Prof. Dr. Üstun Konıgan'ın başı çektiği "Çağdaş Hekimler Grubu" kazandı. Yönetim Kurulu'na seçilenler şunlar: Prof.Dr. Üstün Korugan, Nejat Yazıcıoğlu, Metin Benol, İldeniz Kurtulan, Tank Özerengin. Fikret Kurtuluş ve Cengiz Özyalçın. Yönetim Kurulu, iki gün sonra toplanarak görev bölümü yapacak. İnşaat Mühendisleri Odası seçimlerini "Meslekte Birlik Grubu" kazandı. Prof. Mehmet Rahmi Bilge'nin başı çektiği bu grupta, Yonetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor: Doç.Dr. Ka>a Ozgen, Sabri Şen. Cemil Tüysüz, Mahiye Kilercik, Haluk Ayman, Ha>rettin Nuhoğlu. Mimarlar Odası Genel Kurulu seçimlerini tek listeyle giren "Ratılım Grubu" kazandı. Sinan Mertşener, Salih Şencan, Türkiz Özbursalı, Huriye Nacar, Şendur Ergünu, Memik Yapıcı, Niyazi Duranay'dan oluşan Yönetim Kurulu, önümüzdeki günlerde görev bölümü yapacak. 1. Bölge Eczacı Odası seçimlerini muhalefetteki "İdealist Eczacılar Grubu" kazandı. Sabri Kalyoncu'nun başı çektiği bu grupta, Yönetim Kurulu'na Muammer Evin, Osman Gencer, Semra Hekimoğlu, Ünal Aktün, Atilla Aydıner, Gönül Sözdinler seçildi. Başbakari'ın ABDli konukları Ankara'da ANKARA (Cumhurijet Bürosu) ABD Temsilciler Meclisi'nin çeşitli komitelerinin üyelerinden oluşan kongre heyeti bugün Ankara'ya geçerek bir dizi görüşmede bulunacak ve Başbakan Turgut Özal ile görüşecek. Bu sabah İstanbul'dan Ankara'ya geçmesi beklenen ilk kongre heyetine, Dış Ilişkiler Komitesi üyesi (CaliforniaDemokrat) Thomas Lanthes başkanlık ediyor. Heyette yer alacak diğer uyeler de şunlar: Bill Lowr> (California), Tohpmas Coleman (Missouri), James Picle (Texas), John Seiberling (Ohio), Mark Siljander (Michigan), William Thomas (California), Guy Vander (Michigan), Larr> \Vinn (Kansas). li'nin balo salonunda yapıldı. Fransız salon takımlart, marküteri vitrin, ve küçiik komodinler, heykel kolonlan, imzalı bronz heykeller, tathhklar, cam fincanlar, yemişlikler çeşitli yağlıboya tobloların satıldığı müzayedede 140 parça antika eşyadan 6 saatten İOmilyon lira sağlandı. 90 ayar 3 kilo 950 gramlık orta boy bir gümüş ibrik 2 milyon 100 bin liraya, bir Fransız konsolunun 2 milyon 750 bin liraya, altın işlemeli bir hanım çantasının 1 milyon 850 bin liraya alıcı bulduğu müzayedeye ilgi fazlaydı. Fotoğrafta 2 milyon 100 bin liraya alıcı bulan ibrik ve yeni sahibi görülüyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) 2 milyona gümüş "Güven arttırma" toplantısı Cenevre'deki ABDSSCB nukleerpazarlığının kesilmesinden bu yana, Doğu ile Batı'nın yeniden diyalog oluşturması sorunu daha da önem kazandı. Stockholm'de başlayacak Avrupa Silahsızlanma Konferansı'nm bu bakımdan ağırlığı var. ANkARA (Cumhuriyel Bürosu» DoğuBatı ilişkilerinin belirsizliklerle dolu olduğu, yumuşama sürecinin buzdolabına kaldınldığı bir dönemde, Doğu ve Batı Avrupa, Silahsızlanma Konferansı için Stockholm'de bir araya geiiyor. Stockholm Konferansı. Avrupa Guvenlik ve İşbirliği Konteransı (AGİK) sürecinin yeni bir halkasını oluşturuyor. 1975 yılında imzalanan AGİK Nihai Senedin'de öngorülen izleme toplantılarından ikincisi geçen eylul ayında Madrit'te bir sonuç belgesinin kabulüyle tamamlanmıştı. Helsinki Nihai Senedi'ne imza atan 35 ülkenin katıldığı Madrit izleme toplantısında Doğu ile Batı arasında en kritik müzakerelere konu olan noktalardan biri de, Avrupa Silahsızlanma Konferansı'nm toplanması önerisiydi. Karsılıklı odünlerle kabul edilen Madrit sonuç belgesinde "Avrupa Güven \e Guvenlik Arttıncı Önlemler ve Silahsızlanma Konferansf'nın toplanmasına ilişkin gorev talimatına da yer verildi. Bu görev talimatı çerçevesinde bugün Stockholm'de başlayacak konferansın ilk aşamasında Avrupa'da "askeri çatışma riskini azaltma" amacına dönük bir dizi "güven ve guvenlik arttırıcı önlem'in (CSBM: Confidence and Security Building Measures) muzakere edilmesi bekleniyor. Konferansın bunu izleyecek ikinci aşaması Madrit belgesinde "muğlak" bırakılmış bulunuyor. Daha doğrusu, ikinci aşamada 1986 yılında Viyana'da pılacak AGİK izleme toplanı.sında birinci aşamada alınan sonuçların değerlendirilmesine bağlanmış durumda. Görev talimatı uyarınca Avrupa Silahsızlanma Konferansı'nda muzakere edilecek "güven ve guvenlik arttıncı önlemler"in uygulama alanı "butün Avrupa"yı kapsayacak. Bunun anlamı da Avrupa Silahsızlanma Konferansı'nda kabul edilecek güven ve guvenlik arttıncı önlemlerin uygulama alanının '"L'rallar'a kadar" açılmış olması. Çatışma riskini azaltmaya dönuk önlemlerin: 1) Askeri ba(Arkası 11. Sayfada)