24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 1984 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET 11 Elazığ otobüsü şarampole yuvarîandı 7 ölü 40 yaralı KAYSERİ (Cuırhuriyet) ""•yseri'nin Pınarbaşı ilçesi yaılarında bir yolcu otobüsünün şarampole yuvarlanması sonucu meydana gelen trafik kazasında, 7 kişi öldü, 14'ü ağır 40 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı. "Cumhuriyel" muhabirinin yetkililerden aldığı bilgiye göre, Istanbul'dan Elazığ'a gitmekte olan Mustafa Öztttrk yönetimindeki 23 AN 878 plakalı yolcu otobüsu, Pınarbaşı ilçesini 3 kilometre geçtikten sonra, aşın hız, kar yağışı ve buzlanmadan dolayı şarampole yuvarîandı. Kazada Reşit Bulut, eşi Emine Bulul, Rasim Özel, Sadık Çiçek, Ara Demir ve tbrahim Giirbüz öldü. 27 sanıklı döviz kaçakçılığı davası başladı tŞTE ŞURADAKİ BEYİN Hazine \e Dış Ticaret Müsteşan Pakdemirli (solda) ekonomik geiişmeleri giinii gününe nasıl idiyor? "tşte şuradaki elektronik beyinden. Sadece Tiirkiye'nin degil, dünyadaki gelişmeler de hepsi beyine programlanmış. Aklınıza ne gelirse, oradan izliyorum." ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aralarında üç banka genel mudürünun de bulunduğu 27 sanıklı döviz kaçakçılığı davasına dün Ankara 4 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde başlandı. Yurt dışına kaçırılan altın satışından elde edilen dövizin Türkiye'ye getirilmesine yardımcı oldukları savıyla yargılanan Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası Genel Müdurü Erol Aksoy ile Yapı ve Kredi Bankası eski Genel Müdurü Halit Soydan suçlamaları reddettiler. Pamukbank Genel Müdurü Hüsnü Özyegin ise duruşmada bulunmadı. Maliye ve Gümrük Bakanlığı davaya müdahil olarak katıldı. Sanıklardan Abdullah Ayan, polis ifadelerinin işkence altında almdığını söyledi. Yurt dışına altın kaçırarak elde edilen dövizi komisyon karşılığı canlı hayvan ihracatçılanna satmak suçuyla yargılanan tutuklu sanık Abdullah Ayan ifadelerinin baskı altında alındığını söyleyerek, emniyette verdiği ifadeyi reddetti. Ayan aynca Erol Aksoy'u da hiç tanımadığını söyledi. Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası Genel Müdurü Erol Aksoy sanıklardan hiçbirinin kendisini suçlayıcı ifade vermediğini belirterek şöyle konuştu: "Yalnız 1981 yılı mart ayında bankamın Karaköy Şubesi'nin adı geçmektedir. O da savcılık iddianamesinde yazılıdır. Dogru olsa bile beni izam etmez. Kaldı ki, Genel Müdurlüge başladıktan sonra şube mudurlerine herhangi bir şekilde iddia edildiği gibi prefinansman dö>izlerle ilgili talimat vermem sözkonusu olamaz. Bizim Mersin Şubemiz olay tarihinde faaliyette bile değildi. Üç ay evvel faaliyeıe geçmiştir. Mesned suçlarla ilgim yoktur" Aksoy, Abdullah Ayan ve Nasrullah Ayan'ı tanımadığını da belirtti. Yapı ve Kredi Bankası eski Genel Mudürü Halil Soydan, sorgusunda döviz kaydederek banka mudurlerine usulsüz herhangi bir talimat vermediğini belirtti. Soydan, şöyle konuştu: "Görev yaptıgım süre içinde gerçeklen bankamdan ilgili prefinansman, do>iz havaleleri yapılmıştır. Fakat bunlar yasalara uygun olarak yapılan kambiyo işlemleridir. Nascor firmasının ortaklarından Nasrullah Ayan bana birkaç defa telefon ederek (Nasrullah Ayan ve Mehmet Zeki Ayan firmasına) finansman döviz havalesi göndereceğini ve bunun Mersin Merkez Şubemize geleceğini söyledi ve ilgi gös UGUR MUMCU GOZLEM Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 4 No.'lu Askeri Mahkemesi'nde dün yargılanmaya başlayan banka müdürleri "bunlar normal kambiyo işlemleridir" dediler. termemi istedi. Ben de şube müdürlerine telefon ederek işlemlerin cflhııkla<i<>nlmasını ve gerekli kolayhğın sağlanmasını istedim. Bunlar mevzuat çerçevesindeki islegimdir. İhracatçılık yapan sanıkların işlemlerine gelen finansman dövizleri hakkında bilgim yoktur. Prefinansman dövizleri havalede ismi yazılı kimselerin dışındakilere ödenmesi için bana telefon gelmediği gibi şube mudurlerine de talimat vermiş degilim. Usulsüz talimatın verilmesi mümkün değildir." Altın kaçakçılığı yaparak İsviçre'de kardeşi Nasrullah Ayan'ın yönettiği Nascor ve Şharkargo şirketleri aracılığıyla yurda 19811983 yıllan arasında 400 milyon dolar dolayında döviz soktugu ve bu dövizin bir kısmını komisyon karşılığı canlı hayvan ihracatçılanna sattığı savı ile yargılanan Abdullah Ayan, Içel Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği ifadenin işkence ile alındığını söyledi. Duruşma yargıcının "Polis niçin bu konuda sana baskı yapsın" yolundaki sorusunu, "Rakiplerimize yarariı olmak için" diye yanıtlayan Ayan, "Singapur'dan Rusya'ya kadar her yerde Türk ihracalçılannın bayragını dalgalandırdıklanm" söyleyerek, yurda döviz kazandırdıklarını ifade etti. Ayan'ın reddettiği polis ifadesinde, üç banka genel müdürünün altın kaçakçılığından elde edilen dövizin bankalar yoluyla Türkiye'ye getirilmesi için o zamanki Başbakan Yardımcısı Turgut Özal'a durumu ilettiklerini de söyleyen Ayan, ifadelerinin gözü bağlı olarak alındığını ileri sürdü. Sorgulan yapılan öteki sanıklar da suçlamaları reddettiler. Sorguların tamamlanmasından sonra söz alan bazı sanık avukatlan, davanın sıkıyönetim mahkemesinin görev alanına girmediğini ileri sürerek, mahkemenin görevsizlik karan vermesini istediler. Bir kısım avukat da Türk Parasının Korunması hakkındaki Yasa'ya ilişkin tebliğlerin değiştirildiğini, yasanın da yakında kaldırılacağını ileri sürerek, bu durumun gözönunde tutulmasını istedi. Mahkeme görev konusunun savcılığın görüşü sapıandıktan sonra ele alınmasını, tutuklu sanıklardan Durmuş Karadeniz'in salıverilmesini ve sorgulan yapılan sanıkların "dunışmadan vareste" tutulmalanna karar verdi. Bu arada döviz kaçakçılığından yargılanmakta olan Abdullah Ayan'ın bir başka iddianame ile açılan altın kaçakçılığı ile ilgili davaya da dün başlandı. Ayan sorgusunda ifadesinin işkence altında alındığını belirterek suçlamaları reddetti. Once tanm sonra sanayi (Baştarafı 1. Sayfada) Bir de ithalatla biriikte ödenmesi gereken dış borçlar var. Bunlan nasıl karşılayacaksınız? İthalat artmaz mı? PAKDEMİRLİ Artar elbette. DOGAN 1984 için tahminleriniz nedir? PAKDEMİRLİ 10.5 milyar dolar olur ithalat bu sene... DOĞAN Nasıl karşılayacaksınız? PAKDEMİRLİ Görünmeyen gelirlerimiz var. Onlar artacak. DOĞAN Nasıl olacak bu? Biraz açar mısınız? PAKDEMİRLİ Görünmeyen gelirler çok cazip hale geldi. Ve kolay yapılma haline geldi. Mesela 10 sene evvel şunu söyleyemezdik: Ispanya'dan alıp Cezayir'e mal satıyoruz. tngiltere'den alıp Nijerya'ya satıyoruz. Almanya'dan alıp Libya'ya satıyoruz. Sistem son ikiüç senede çok iyi işledi. önceleri çok zordu. Bir yığın bürokrasi vardı. Parayı çekme zordu. Şimdi hepsini bir çırpıda hallettik. DOĞAN Nedir bir yıl içinde bu işlemlerden beklenen döviz? PAKDEMİRLİ 1.52 milyar dolar bekliyoruz. DOĞAN İhracattan 6.8 milyar dolar bekliyorsunuz. PAKDEMİRLİ O programa girmiş olan rakam. Ben kendim onun üstünde olacağına inanıyorum. DOĞAN GöriUmeyen işlemler, ihracat, isci dövizleri... Bunlar ithalatı ve dış borçları finanse edecek mi? PAKDEMİRLt Evet. DOĞAN Döviz konusuna hazır gelmişken, bankalardaki döviz durumuna bakalıra. Bankalar döviz vermiyor zaman zaman. PAKDEMİRLİ Bankalann elinde 850 milyon dolar var şu anda. Nakit yani. 1 milyar 165 milyon dolar da Merkez Bankası'nda var. DOĞAN Yani 2 milyar dolar döviz rezervi var. Öyle mi? PAKDEMİRLİ Bir kısmı kullanılmaz. Çünkü bağlı muameledir. Merkez Bankası'ndadır. Ama özel bankalar tamamen serbesttir. DOĞAN Yani rejimin özünde aksine hiikiim olmadığı siirece uluslararası ticaretin gerektirdiği ber türiii kredi biçimine açıgız artık değil mi? Bankalar da. PAKDEMİRLİ Tabii. DOĞAN Yani bu konuda ek tebliğ beklem e s i v o k , . u > , ...... .•»„. PAKDEMİRLİ Hiç bekleme yok. Kararnameye koymuşuz. Yani vatandaş banka aracılığıyla istediği kadar kredi getirir. DOĞAN Peki, Izmir'deki gıimrük müdüriı ben bu konuda talimal almadıra derse... PAKDEMtRLİ Gayet basit. Başlangıçta buradan hemen Maliye'ye yazacağız. Maliye gümrüklere teleksle emir verecek. DOĞAN Peki işlerlik ne zaman saglanacak? 67 ay? PAKDEMİRLİ 67 ay sürmez bile. Bir iki ay sonra hemen yerine oturur. 24 Ocak kararlannda ne oldu. Iki hafta lstanbul'da bir polis müdürü çıktı, "Valla ben onu bunu bilmem" dedi. "Eger vatandaşın üstünde dövize rasdarsam iceri atanm" dedi. Halbuki biz vatandaş gitsin serbestçe dövizi bozdursun demiştik. Polis müdürü bir gazeteciye beyanat vermiş: "Sonın bakalım konuşmayı yapmış mı" dendi. Hakikaten olmuş. Polis müdürüne sormuşlar: "Tebliğ mi önde gelir, kararname mi önde gelir," demişler. Kafasınıkaşımış, "Benim teşkilattan bu geldi" demiş. Yani biriki, üçbeş hadise olur. Bir ay içinde, bilemedik iki ay içinde oturur. 5 YIL SONRA DOĞAN Peki, eğer bugunkü siyasal iktidar beş yd sürerse, yani Özal Hukümeli beş yıl iktidarda kalırsa, bugün alınan ekonomik kararlann sonucu olarak, beş yıl sonra Tiirkiye'nin göriınümunü çizer misiniz?... Nasıl bir tablo oluşacak?.. PAKDEMİRLİ Siz ne duşünüyorsunuz?.. DOĞAN Örnegin, enflasyon ne olacak?.. PAKDEMİRLİ Mesela enflasyon yüzde 10'nun altında olacak. Tek rakamlı hane olacak. Yüzde 987 mesela... DOĞAN thracatta rakam ne olacak? PAKDEMtRLİ Beş yıl sonra Türkiye'nin dış ticaret hacmi 6070 milyar dolar olur. Yani, 30 milyar dolar civannda ihracat ve bir o kadar da ithalat olur. Ikisi 6070 yapar. Ama diyeceksiniz ki, nasıl çıkacak?.. Bakın bir hesap yapalım. Her yıl yüzde 30 artarsa, üst üste artarsa yüzde 30 beş yıl sonra 2830 milyar dolardayız ihracatta... DOĞAN Ama, bunun için üreCimin artması gerekiyor. Üretimi nasıl arttıracaksınız?.. PAKDEMİRLİ Bizim sanayide bugün ortalama kapasite kullanımı yüzde 65. DOĞAN Bu nasıl artacak?. Ozdlikle enerji darbogazı nasıl asılacak? PAKDEMtRLİ Doğru. Enerji büyük darboğaz. Yeni gaz türbinleri, yeni santrallar süratle devreye girmek zorunda. Bulgaristan ve Rusya üzerinden enerji almak lazım. Şimdi bu ayın 20'sinden sonra Rusya'ya gideceğim. Rusya ile dış ticaret hacmimizde bir düşüklük var. Neden olsun? Komşularımızla iyi geçineceğiz. Ekonomik ilişkilerimiz artacak. Bir tek Ruslarla ekonomik hacim düşmüş. ona da bakacağız. Bu arada işte gaz ve elektrik projeleri var. Onları da götureceğiz. DOĞAN Beş yıl sonraki tabloyu çiziyordunuz... PAKDEMİRLt Beş yıl sonra herşeyin bugünkünden daha iyi olacağı kesin. lşsizlik, yatırımlar, herşey daha iyi rakamlarda olacak. DOĞAN Ekonomik gelişmeleri giinii gününe nasıl izliyorsunuz? PAKDEMİRLt İşte. şuradaki elektronik beyinden. Sadece Türkiye'nin değil, dünyadaki gelişmeler de, burada hepsi elektronik beyine programlanmış. Fiyatlar, içerdeki ve dışardaki fiyatlar, ithalat, ihracat, miktarlar, fiyatlar. Yatınmlar, dış bağlantılar, hepsi var. Aklınıza ne gelirse... Oradan izliyorum. Bizim biriikte olduğumuz ekip de, iyi bir ekip. Yetişmiş insan gücü yani.. DOĞAN Bütiin bunlar arasında okumaya, tiyatroya gitmeye, konser dinlemeye zamanınız oluyor mu biç? PAKDEMİRLİ Daha çok teknik kitap okuyorum. Kitabı akşam elime aldığım zaman.. Yatakta kitap üstüme düşüyor, uyuyup kalmışım... DOĞAN Tiyatro, konser? PAKDEMİRLt Dört yıldır unuttuk onları.. DOĞAN Teşekkür ederim, sayın Pakdemirli... (Baştarafı 1. Sayfada) ğa AJma Kurumu'nun da Texas eyaletinin Houston kentinde inşa edilen söz konusu cezaevi projesini desteklediği ve hizmete gireceği sonbahar aylarında "iceriye alınacak" 300 özel tutuklu için, kişi başına günde 23.50 dolar (7 bin 50 lira) vermeyi kabul ettigi ifade edilivor. kanunun, ulke cezaevlerinin dolup taşması ve artık suçlu alacak durumunun kalmaması üzerine gündeme geldiği kaydedildi. Bu arada, devlet cezaevlerinde bir tutuklunun günlük maliyetinin 42.3 dolar (12 bin 690 lira) dolayında olduğunu belirten gözlemciler, bu durumda, özel cezaevlerinin "daha ekooomik" olacağına işaret ediyorlar. Yetkililer, özel cezaevlerinin .tınılması için en elverişli eyalet olarak görülen Califomia'da bulunan cezaevlerinin, kapasitelerinin yüzde 46 oranında arttınldığını ve cezaevlerine her hafta, 90100 dolayında yeni "konuk" abndığını belirtiyorlar. ABD'de özel (Baştarafı 1. Sayfada) biradımolmuştu. Yasanın 1981 yılındakomisyonlardagörüşüldüğü günierde bu konuya özel bir önem vermiş, bu konudaki çalışmaları özetlemiş ve eteştirilerimizı de sergilemiştik. Yasa tasarısı görüşülürken, özel çıkariarı engelleyici olumlu değişiklikler yapılmış, bunun üzerine, bu değişiklikleri gerçekleştirenler, çıkarları engellenen bir kısım işadamınca, basın yoluyla yaylım ateşine tutulmuşlardı. Konunun bu yanını, şimdilik yalnızca anımsatmakla yetineceğiz. Günü gelince, ilk tasarı ile bugün yürürlükte bulunan yasa metni arasında ne gibi değişiklikler olduğunu; bu değişiklikleri gerçekleştirenlere basın yoluyla nasıl saldınldığını da elbette açıklanz. Yurürlükteki Toplu Konut Yasası, 1981 tarihlidir. Bu yasanın üzerinden henüz ikibuçuk yıl geçmişken, niçin yeni bir yasaya gerek duyulmaktadır? Uygulamada aksayan nedir? Yapılmayan, yapılamayan nedir? Nesnel güçlükler ve koşullar nelerdir?. Bunların bilinmesi gerekir. Yurürlükteki Toplu Konut Yasası, "ihale ve rekabet" düzeni üzerine oturtulmuştu. Arsa üretimi kamu elindedir. İşi. "ihale" yoluyla şirketler yapar. Yeni tasarı, "ihale" yerine "seçim" yöntemi getirmektedir. Tasarıda, şirketin ilgili bakanlık ve belediyelerce "seçim" yoluyla belirleneceği yazılıdır. Ne demektir "seçim". Tasarı metnine, bu konuda bir açıklık getirmek gerekir. Şu şirket yerine bu şirketin seçimi için elde nesnel ölçüler bulunmazsa, bu seçim nasıl yapılacaktır? "Seçim" ile "ihale" arasında bir fark var mıdır? Fark varsa, "seçim" nasıl yapılacak, ne gibi nesnel ölçüler kullanılacaktır? Tasarıya göre arsalar, özel inşaat şirketlerine. "aynîkredi" olarak sağlanacak. Arsa için şirketin kasasından beş kuruş bile çıkmayacaktır. Toplu konut yerieşme alanı içinde görülen arsalar, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Emlâk Kredi Bankası'nca kamulaştırılacak ve "seçim" yoluyla belirlenecek şirketlere "aynî kredi" olarak verilecektir. Arsa eğer hazine adına kayıtlı ise mülkiyeti bu özel şirketlere bedelsiz olarak devredilecektir. Arsası kamu tarafından, kredileri yine kamu tarafından sağlanan toplu konutlar "altcı ve satKi arasında yapılacak pazariık" ile satılacaktır! Toplu konut "ihale" ile yapılsa "istihkaklar" belli olacak, dolayısıyla "satış öede//eri"de nesnel ölçülere bağlanacaktır. Tasarı, toplu konut alıcısını, şirketler karşısında düpedüz güvencesiz bırakmaktadır. Toplu konut yapımının, Ankara'da "Batıkent" örneğinde görüldüğü gibi gerçekleşmesi halinde bundan kamunun ve yurttaşlann yararlanacakları kuşkusuzdur. Yine toplu konut üretiminin devlet eliyle yapılması bazı sorunları kendiliğinden çözecektir. Kamulaştırılacak ve özel inşaat şirketlerine "aynîkredi" adı altında bedelsiz olarak devredilecek arsalann sahipleri bile yerlı ya da yersiz birtakım tartışmalara yol açacak, özel inşaat şirketleri ve ortakları yine aynı tür tartışmalara kapı aralayacaktır. Bunlardan kaçınmak otanaksızdır. Şimdilik işin özüyle doğrudan ilgili olmayan bu konuları bir yana bırakıyoruz. Herhalde bu aşamada, 10 temmuz 1981 tarihli Toplu Konut Yasası'mn niçin işlemediği ve işletilmediğı, kamuoyu önünde, uzmanlar ve ilgililerce tartışılmalıdır. TRT ne güne duruyor? Toplu konut konusunun kamuoyuna maledilmesı, sorunun bu tasarıyı hazırlayanlaria, yurürlükteki yasayı savunanlar arasında tartışmaya açılması yarariı olmaz mı? Toplu konut sorununu, toplu tartışmaya açalım, belki de bilemediğimiz, tartışmadan öğreneceğimiz birtakım gerçeklerte karşılaşırız... 52 kişi (Baştarafı l. Sayfada) çeşitli karanuk işlere giriştiklerini söylediler. lstanbul'da uzun süre kaldıklan halde geçimlerini belirleyemeyen kişilerin kimlerden ve ne yollardan yardım gördükieri de araştırma konusu yapıldı Tüm yönleri ile ele alınan çeşitli Ortadoğu ülkeleri uyruklu kişilerin sahte belge ve pasaportlan, nereden ve nasıl sağladıkları da araştırılıyor. İlgililerin yeniden bazı kişileri daha sınır dışı etmek için çahşmalara başladıkları öğrenildi. VİZE VERMEDİLER Türkiye*ye, gizli yollardan girerek, çeşitli karanlık işlere kanştıklan saptanan ve sınır dışına çıkanlmalanna karar verilen 52 kişi çeşitli Avnıpa ülkeleri ile Amerika'ya gitrne isteğinde bulundular. Avnıpa ülkeleri ile Amerika, bu kişilere vize vermekten kaçındı. Edinilen bilgilere göre, İstanbul'dan sınır dışı edilen veTürkiye'ye bir daha girmeleri yasaklanan kişilerin, Gana, Mısır, Tunus, Fas ve Libya'ya gönderildikleri anlaşıldı. GORUS HINCAL ULUÇ (Baştarafı Spor'da) 3. Beledıye ve dığer ilgıliler razı olmamıştır, ne demektir. Belediye tesısı spora vermedi ve kıraladı diyelim Artık burada spor mu yapılır, sergi mi açılır, ne kanşabılir?. . Sonra diğer ilgili kımdır? . Belediye kıralayan, İstanbul Beden Terbıyesı Bölge Mudürluğü kiralayan... Yani dığer ilgili. bölge mı razı olmamıştır. spora tahsise . Bu nasıl spor yönetımi, spor yöneticisıdir kı, bındiği dalı keser. 4. ölü mevsim ne demektir?... Sporun, hele hele salon sporlannın ölü mevsimı olur mu Bay Özgül?.. Diyelim ki. ulusal takımın, diyelim ki, kulüplerin yaz sezonunda basketbol, voleybol antrenmanlan yapacak. özel turnuvalar duzenleyecek salonları vardır (kı yoktur), hiçbir şey yapmasanız, tahta bir zemın serer. halka açar, üzerinde tekedekli paten yaptırıp, kitle sporu emrine verirsıniz. . Sporun ölü sezonu olmaz. gelmiş ve geçmiş ve de gelecek tüm Spor Bakanlan. . Sporun ölü mevsimı yoktur... 5. Yeni projeyi hazırlayan ve basına anlatan Basketbol Federasyonu Başkanı Osman Solakoğlu'dur Eğer sızın dedıklerınız doğruysa, ya Solakoğlu ne yaptığını bılmiyor, ya da teşkılat aleyhıne komplolar kurup, basını tahrik edıyor. Bu sorunu Solakoğlu ile teşkılat arasında çözümlesin .. Ancak şunu unutmayın. . Hıçbır çözüm bugünkü rezalet ve utanç verıcı durumdan daha kötü olamayacağı için, Solakoğlu. asgari haklıdır. 6. Gerçekçı çözüm, trıbünlerin sabıtleştırilmesi ve trıbün altlarının değertendirilmesınde yatar, doğrudur Bunun için, Cumhurbaşkanı Evren, hem de emırleri, yasa değerinde iken, emır vermiş, ama spor teşkilatı Devlet Başkanf nın ıkramını alma becerısıni dahi gösterememıştır. Sayın Özgül. Yaniış anlamayın... Sizı suçlamıyoruz .. Suçlu kurmaylarınız, özellikle bu emre sahıp çıkması ve dertıal uygulatması gereken Beden Terbiyesı Genel Müdurü Yücel Seçkıner'dır. . Biz yanıtı onun vermesini beklerdik. .. Hâlâ da bekliyoruz. . IMF yeni (Baştarafı 1. Sayfada) lışılacak, nihai kararlar Özal\Vhittom arasında verilecek. ANKA'nın haberine göre, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı, Merkez Bankası ve DPT yetkilileriyle resmi görüşmelere başlayan IMF "konsültasyon heyeti" de Başbakan Özal gibi, "1983'ü kayıp bir yd" olarak niteledi. IMF heyetine göre "Ekonominin iyiye gidişi yönünde 1980den bu yana atılan adımlardan sapma 1983'de belirginleşti." 5 ocak perşembe akşamı Ankara'ya gelen IMF Turkiye Masası Şefi Geoffrey Tyler başkanlığındaki heyet, dün başlayan resmi görüşmelerde, hükümetin aldığı kararları "memnuniyetle" izlediklerini vurguladı. ÖzaPın gündemi seçim (Baştarafı 1. Sayfada) te çok önem verecegiz" dedi. Bu kentlerde aday olmak için sürekli başvuruların geldiğini söyledi. Bir soru üzenne vergi iadesine de değinen Başbakan, ücretlilerin kira faturalan için de vergi iadesi yapılması konusunu inceleyeceklerini belirtti. Bir gazetecinin MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp'ın "Milli Piyango'dan para çıkarsa, bu parayı altına yatırırım" sözünü hatırlatması üzenne Özal şunu söyledi: "Sunalp Paşa bazen yanlışlıklar yapıyor. Herkes kendi hesabını yapar. Parasını yatırır. Ona biz kanşmayız" Özal İ»tanbul'da evinde, Avrupa Konseyi'nden ayrılmanın "Avnıpa ile ilişkileri koparma anlamına gelip gelmeyeceği" konusundaki bir soruya karşıhk da şu yanıtı verdi: "Yoo, hayır. Müşterek Pazarla ilişkilerimiz var. Avnıpa Konseyi konusu fazla abartılıyor. Yani çok fazla önemli bir yermiş gibi. Halbuki iş yavaş yavaş Av• rupa Konseyi'nden Avrupa Parlamentosu'na dönüştii. Bu Avrupa Konseyi daha ziyade Müşterek Pazar'a iiye olmayan ülkeleri içine alabilir. Daha eski kuruluş... Bizim söylemek istediğimiz şu. Biz aynlmak istemeyiz. Ama haksızlık yapılırsa orada işimiz yok. Ama oradan aynlırak Avnıpa ülkeleri ile kötü ilişkilere gireceğiz diğe bir şey yok." Özal "Gökyüzündeki basın toplantısı"nda da sorulara şu yanıtları verdi: SORU Çukurova gezisinin degerlendirmesini nasıl yapıyorsunuz? ÖZAL Temas ettiğimiz esnaf, ziraatçi, çiftçi. sanayici tüccarlardan şu izlenimleri edindim. Genelde olumlu bir bekleyiş var. Ümit fazla. Hatta ben bazen diyorum ki, bu ümit bizi hem sevindirir, hem de korkutur. tşlerin daha iyi gideceğine daır daha iyi bir psikolojik hava gördüm. Yani güven duygusu yerleşiyor. O noktada bir endişem yok. Millet seçim havasından daha çıkmamış. Millet seçim havasına süratle gireceğe benziyor. SORU İlk defa bir belediye başkanını açıkiamakla surpriz yaptınız. ÖZAL Bu sürpriz değil. Okan Merkezci'nin adaylığını daha önce tespit etmiştik. Ankara, İstanbul, lzmir başkan adaylarımız daha belli değil. SORU Bu gezi yerel seçimlerin ilk propaganda gezisi olarak değerlendirilebilir mi? ÖZAL Hayır, ben yerel seçim propagandası diye gezmedim. Baktım ki, bu gezi biraz da seçim havasına dönüyor, öyle gözüküyor. Bu seçim daha lehimize olacak gibi. Çünkü milletin 6 kasım seçimleri sırasında bir endişesi vardı. Acaba iktidar ANAP'a verilir mi, verilmez mi diye. Şimdi o hava yok. Fiilen olduğu için daha rahatlamış bir hava gördüm. SORU Bu seçimlere başka partiler de kalılıyor. Sizce en büyük rakibiniz kim? ÖZAL Bizim hesabımız yine hizmet yapmaktır. Şu rakibimiz, bu rakibimiz diye düşünmek istemiyorum. Yine kimseyi karşımıza almayacağız. SORU Gezileriniz sürecek mi? ÖZAL Fırsat bulursam gideceğim tabii. Ankara'da çok işim var. Gitmediğim bir iki yer var, oraya da gideceğim. Karadeniz'e de gideceğim. Bu seyahatler kısa olur. Uzun yapamam. Zaten seçim yasakları da kısa zamanda başlar. ESAS GAYE SORU Yerel seçimler konusundaki ani degişikliğinizin nedeni ne? ÖZAL Bu hadiseyi bir türlü anlatamıyorum. Herkes kendine göre bir hikâye uyduruyor. Seçimlerden bir hafta sonra arkadaşları partiye çağırdım, dedim ki mahalli seçim kanununu hazırlayın. Seçim tarihini mecliste bir önergeyle haziran ayından erkene alacağız dedim. Ama taktik olarak durumumuzu belli etmememiz lazımdı. Yılbaşından evvel partide toplandık. Farklı düşünenler vardı. Ben sadece dinlemekle, biraz cevap vermekle geçirdim. 35 üyeden aşağı yukarı 32'si erkene alınsın dedi, ayın ikisindeki toplantıda. Ayın dördünde Cumhurbaşkanı ile görüştüm. Çıkarken de aynı şeyi söyledim. Biz daha evvelden bu kararı verdik. Daha evvel bazı hadiseler oldu. Biz siyasi rakiplerimizin bunu aslında istemediklerini, fakat diğer partiler girsin diye de propaganda yaptıklannı biliyoruz. Bizim bu partileri seçime almayacağımıza garanti gözüyle baktılar. Gönül rahathğıyla bu partiler seçime girsin diye önerge hazırlamışlar. Tabii biz bu karan verince hazırlıkları suya düştü. Bizim esas gayemiz neydi? Ben secimi erken yapmak istiyordum. Esas gayem buydu. Partilerin girip girmemesi ikinci meseleydi. Her iki ihtimali de açık tuttuk. Biz işimize uygun karan verebilirdik. Bize uygun karar seçimin erken yapılmasıydı. O gözden kaçtı. Mesele hep öbür tarafa kaçtı. Onlar girdi mi girmedi mi hikâyesine geldiler. SORU Seçimlerin erken yapılmasını niye bu kadar istiyorsunuz? Hükümetin uzun sürede yıpranacağını mı duşünüyorsunuz? ÖZAL O da olabilir. Yani hükümet yıpranabilir. Hayır. Erken yapmamızın ana sebebi şu; mahalli idarecilerden halk memnun değil. Mahalli idaredeki adamları değiştirme, hukumet olduğumuza~göre atama yoluyla imkânımız var. Ama değiştirip de kimi koyacaksınız? Getireceğiniz adam daha mı iyi olacak? Orası belli değil. Ondan sonra mahalli idarelerin butün faturası bizim üzerimize cıkar. SORU Bundan sonra hangi kararlar alınacak? OZAL Ekonomik kararlar ve tek teşvik kararlan hariç tamamlandı. Bundan sonra kanuni meseleler var. Ana karar kalmadı. Sadece kanunla yapılacak meseleler kald,ı. Mesela Imar Affı konusunda çalışmamız var, o gelecek. Konut kanunu ile ilgili birtakım çalışmalar var. Bazı konular daha var. Yani ana ekonomik kararlar alınmış vaziyette. SORU TPKK karamamesi degiştirildi. Ancak Türk Ceza Yasası değişmediği için vatandaşlara aynı maddelerden ceza veriliyor? ÖZAL Bu bir kanun meselesi. Biz bunu hallederiz. Aynca bir kanun sevkedecekler. Ona göre düzenlenecek. SORU Vergi iadesi, yani faturalı yaşamdan eraekliler yararlanamıyor. ÖZAL Bu ayrı bir konu. Vergi iadesi vergi verenler için olur. Vergi vermeyenden nasıl vergi iadesi alacağız? İsmi üzerinde. Ama bir başka formül düşünülebilir mi ona bakacağız. SORU Türkiye'de 2 müyonu aşkın işçi ve memur var. Bunlann fatura alması halinde maliyenin geliri artmayacak mı? ÖZAL Ama bu vergi iadesi meselesi değil. Bu ayrı bir konu. Başka bir isim altında olur mu olmaz mı onu inceleyeceğiz. Incelemeden birşeysoyleyemem. SORU İşverenlerin 20 milyarı aşan sigorta borçları var bunlan almak için nasıl bir yöntem duşünüyorsunuz? ÖZAL Bunlar alınacak. Herhalde belli şekilde bazıları odeyemez halde olabilir. Yani nesini alacaksımz. Oyle şeyler de var. İflas etmiştir herşeyiortadan kalkmıştır. Bunlara bir formül bulunur. Zater. onların kaidesi var. Haczediyorlar bir şey ler yapıyorlar. SORU Yerel seçimlere parlamento dışından katılacak iki siyasi partiyi başka partilerin devamı şeklinde göriıyor musunuz? ÖZAL Onu bizim görme hakkımız yok. Onu başka makamlar göreceksc görsün. ÖzaVın günde 2 saat dinlenmesi gerekiyor Bayan Özal'ın göz nezjesi olduğu bildirildi. İstanbul Haber Servisi Başbakan Turgut Özal ve eşi Semra Özal dun lstanbul'da doktor kontrolundan geçtiler. Kontrol sonucunda Semra Özal'ın göz nezlesi olduğu belirlendi. Özal'ların doktoru Cengiz Aslan'ın bu teşhisine rağmen, Adana ve Mersin gezisi boyuncu sol gözünü pamukla kapatan ve sürekji güneş gözlüğü takan Semra ÖzaPın rahatsızlığının daha ciddi olabileceği, hattâ Bayan Özal'ın İstanbul'da ameliyat olabileceği ileri surüldu. Dr. Cengiz Aslan ile Çaba Tıp Fakültesi'nden iki doktor tarafından baştan aşağı kontrolden geçirilen Başbakan Özal'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirlendi. Ancak doktorları, Özal'a yine de, ABD'deki doktorunun "Günde iki saat dinlenmen gerek" sözünu hatırlattılar. Istanbul'daki programının "Dinlenmek ve torunlannı görmek" olduğunu söyleyen Turgut Özal, dun muayeneden sonra oğlu Ahmet Özal'ın eşi ve çocukları ile biriikte oldu. Başbakan daha sonra Küçukyah'da oturan annesi Hafize Ozal'ı evinde ziyaret ederek elini öptü ve hayır duasını aldı. Özal aynca teyzesinin oğlu sanayici Faruk Toktaş'la Caddebostan'da bulunan yalısında bir süre göruştü. Toplusözleşme düzenine (Baştarafı 12. Sayfada) biçimde uyguladıklan sahte üye fişleri ile ve doğru olmayan üyelik listeleri ile yaptıklan beyanlara dayanılarak sendikalann üyesi işçilere ilişkin kesin döküm yapılması halinde, geçmiş dönemde yaşanan yetki sorunları, sahteciliğe prim verilmesi, iş barışının bozulması, yetki uyuşmazlıklan, davalar birbirini izleyecek. Geçmişjn en büyük sorunu sayılan yetki sorununu çozme için, işçilerin temel sendikal haklannı sınırlama pahasma yasa ile alınan bir dizi önlem bir işe yaramadan sistem yeniden ifîas edebilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işkolunda çalışan işçi sayısıntn saptanmasında sadece işveren beyanı, sendikaların üyesi işçiler açısından ise sendika bildirimi ile yetinirse, büyük yetki itirazları ve sorunlan yanında, kendisininkiler ve işveren resmi kayıtlan ile de çelişkiye düşecek. Özellikle sendika değişliren işçiler ve eskiden çift sendika uyesi olan işçiler için, yeni yasaya göre, noter yükümlülüğü ile biriikte üye yapmada guçlük çeken sendikalar, eski tarihli sahte uye fişi duzenleme yolunu seçtiler. Böylece de işçinin yeni yasaya gore geçerli sendika değişikliği kaydı ne işverende, ne de bakanlıkta bulunuyor. Bakanlığın işyerlerine ilişkin resmi dosyaları ile, işveren bildirimlerinde . sendikasında üye .üorunurkcu. sendika bildirimini esas alacak bilgisayarla bakanlığın yaoaca&ı listelerde yeni sendikanın üyesi görünecek. Ortaya çıkan kargaşa karşısında bakanlığın daha sağlıklı, sahteciliğe daha az prim tanıyacak ve >etki sorunlanna, itirazlara az yol açacak liste hazırlayabilmesi ancak sendika, işveren beyanları ve kendi eski kayıtlarını karşılaştırmalı olarak biriikte değerlendirmesi, sendika değişiklikleri için, kendilerine noterden gelmiş ve de 6 aylık süresi içinde yapılmış değişiklikleri nazara alan bir ön çalışma yapılması zorunlu görünüyor. Bu da geciken bildirimler ve bakanlıktaki yetersiz kadrolar nedeni ile aksayan işlerde çok ciddi yeni gecikmelere ve toplu pazarlık düzeninin açılmasının gecikmesine neden olacak. Halefoğhı (Baştarafı 1. Sayfada) dışişleri bakanlan 1214 ocak tarihleri arasında bir hazırlık toplantısı yapacaklar. Bu toplantıdan bir gün sonra 16 ocak pazartesi gunü zirve toplantısı başlayacak.Buaradazirveye katılmama kararı alan İran'ı bu karanndan vazgeçirmek için Pakistan'ın girişimlerini aridrdığı açıklandı. Pakistan Dışişleri Bakanı Sahipzade Yakup Han, İran ve Irak'ın üç yıldan beri karşı karşıya getiren çatışmada Irak, İslam Konferansı tarafından saldırgan olarak açıkça kınanmazsa, Iran'ın zirve toplantısına katılmak istemedigi bildirildi. Kıbns temsilcimiz İzzel Rıza Yalın'ın haberine göre, zirve toplantısında "KKTC'nin resmen tanınması yönünde çalışmalar yapılması ve resmen tanınmasının islenmesi" bekleniyor. Konleransın hazırlık çalışmalarına katılmak uzere Kazablanka'ya giden Dışişleri Bakanı Necati Münir Ertegün, konferans sırasında çeşitli kardeş ülkelerin devlet ve hükümet başkanları ve dışişleri bakanlan ile temas olanağı bulacaklannı belirterek, "En az 78 ülkenin KKTC'yi tanıma konusunu yoğun biçimde incelemekte olduğunu ve bu alanda olumlu gelişmeler olacağı umudunu taşıdığım" söyledi. Dışişleri (Baştarafı 1. Sayfada) ile ilgili olarak yapılan acıklama özetle şöyle: "Dışişleri Bakanı Halefoğlu, kamuoyumuzda haklı olarak şiddetli tepkiye neden olan bu beyanalın esasen sarsılmış olan Türk Fransız ilişkilerine yeni ve ciddi bir darbe teşkil ettiğine, bu tar/ beyanlann uluslararası ledhişi cesaretlendirmekten başka bir netice vermeyecegine Buyükelçi'nin dikkalini çekmiş ve bu hususları aynen hükümetine duyurmasını istemiştir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle