16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 1983 EKONOMİ CUMHURİYET EKONOMtDE DİYALOG MAHBUB ÜL HAK 1934'de doğdu. İngiltere'nin Cambridge ve ABD'nin Yale ve Harvard üniversiteler'mde öğrenim gördu. Ekonomik planlama çalışmaları konusunda Pakistan Hükümetine yardımcı olan Ül Hak 19701982 yılları arasında Dünya Bankast'nda görev aldı ve politika belirleme bölümünün başkanlığına kadar yükseldi. 1980 yılında Barbara fVard'ün ölümü üzerine KuzeyGüney Yuvarlak Masası 'nm başkanlığına getirilen Mahhub Ül Hak geçen yıi yeniden Pakistan 'a döndü ve Planlama ve Kalkınma Bakanlığı görevine getirildi. Pakistan'm 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı Mahbub Ül Hak 'm yönetiminde hazırlandı. sunuz. ABD Merkez Bankası dilediğı gıbı uluslararası likidite mıktarını konirol ettiği ve ABD her yerde geçerli bir uluslararası kredi kartını elinde tuttuğu sürece sorunun çözümlenmesi çok zordur. Ayrıca bugün ABD dolannın ardında her hangi bir güvence yoktur. Doların güvencesi gene dolardır ve dolar bir boşlukta salınmaktadır. Doları bir kredi kartı gibi kullanan ABD aslında dev borçlar altına girmektedir ve eninde sonunda bu borçları odemek zorunda kalacaktır. Bu kredi kartını gerçek para sanıp ellerinde tutanlar da bir gün yaptıklannın ne denli yanlış olduğunu anlayacaklardir. SORU Sayın Ul Hak, sizinle biraz da IMF'nin uluslararası para sisleminde uluslararası likiditenin yaratılmasında ve yönetiminde oynayabileceği rol konusunda konuşmak istiyorum. Sizce IMF'nin rolü ne olmalı? ÜL HAK Bence IMF uluslararası likiditenin yönetiminde daha etkin bir rol oynamalı, bazı ülkeler kendi başlarına likidite yaratıp dağıtırken kıyıdaköşede kalmamalıdır. IMF'nin kuruluşunda dunya likiditesini denetleyen ve yöneten bir örgüt olarak çalışması öngörülmuştü. Bu işlevini yerine getirebilmesi için IMPnin Özel Çekme Hakları yaratma yetkisi artınlmalı ve IMF kendi yarattığı bu likidite imkânını kullanarak uluslararası likidite miktannı istenen dü Geçen hafta Dolar 240 lirayı aştı Dolar iniş çıkışlı bir hafta geçirdi. Hafta başında 2.68 mark, 2.18 lsviçre Frangı, 8.07 Fransız Frangı ve 246 Japon Yeni değerlerinden işlem gören dolar çarşamba günü 2.7 mark sımnm aştı, 2.19 lsviçre Frangına yaklaştı ve 8.15 Fransız Frangı düzeyini zorladı. Ancak dolar daha sonraki iki gün deger yitirdi. Bununla birlikte doların hafta sonundaki değerleri hafta başındakilerin üstünde oldu. Dolar Türk Lirası karşısında sürekli yükselmeye devam ediyor. Pazartesi günü haftayı 237.30 liradan açan dolar hafta sonunda 240 lira sımnm da geçti. Dolann dünya döviz piyasalanndaki iniş çıkışlan ABD'de faiz oranlarındaki oynamalafdan kaynaklandı. Geçen hafta doların görünümü şöyleydi: * Türk Lirası Mark lsviçre Fr. Fransız Fr. Japon Yeni Sterlin ($) 29Ağu. 237.30 2.68 2.18 8.07 24.6 1.49 2 EyL 240.05 2.69 İ18 8.10 İ4.7 ise 149. Altın fiyatları biraz düştü Altın fiyatları geçen hafta hafif bir düşme kaydetti. Dünya borsalannda haftaya 418 dolarla başlayan bir ons altın bir ara 414 dolara kadar düştü. Ancak daha sonra kendini toparlayan altın hafta sonuna doğru yukseliş kaydetti ve haftayı 417 dolardan kapadı. Türkiye'de de benzer bir eğilim gözlendi. Haftayı 27.900 liradan açan, ancak bir ara 27.600 Cumhuriyet Reşat 24 Ayar Onstt) liraya kadar düşen Cumhtrrıyet altını, cuma günü yeniden 27";700 liraya çıktı. Reşat altını hafta başındaki değerini korurken, külçe altını hafta boyunca 40 lira değer yitirdi. " Altın fiyatları dünya borsalannda doların iniş çıkışını ya^ısıttı. Türkiye'de de dünya fiyatlan etkili oldu. Geçen hafta altın fiyatlannın görünümü şöyleydi: ^ 29 Ağustos 27.75027.900 26.00027.000 3.755 3.765 418 27.60027.700 26.00027.000 3.710 f.725 417 \ Osraan Ulagay. Mahbub I I Hak (solda) ile görüşiirken... IMF'nin uluslararası likidite yaratma ve dağıtma yelkileri genişletilmelidir. IMF bugün kaynakları yetersiz olduğu için pek çok ülkeye katı reçeteler önermek zorunda kalıyor. zeyde tutabilmelidir. Ayrıca bu Ozel Çekme Hakları'nı dağıtırken de IMF geleneksel kota sistemine göre değil çeşitli ülkelerin ödemeler dengesi durumlanna ve ihtiyaçlarına uygun bir dağıtım ilkesine göre hareket edebilmelidir. SORU Bir de biliyorsunuz IMF'nin özellikle Üçüncü Dünya ülkelerine kaynak sağlarken ileri surdügü şartlar var. Bu sartlar çok eleştiriliyor ve IMF reçetesinin agır bedeli üzerinde duruluyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuyu? ÜL HAK IMF'nin gunümüzde pek çok ülkeye yazdığı reçetenin ağır bir bedeli olduğu inkâr edilemez. Bu reçete uygulandığı ülkelerde kaçınılmaz olarak deflasyonla sonuçlanıyor. Ithalat kısılıyor, halk en zorunlu bazı ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma geliyor, ücretler düşürüluyor ve bütün bunlar ekonomik ve polilik sıkıntılara yol açıyor. Bu reçeteler birbirini izleyen devalüasyonlan gundemegetiriyor, bunu uygulayan ülkelerin hemen hepsinin ticaret hadleri bozuluyor. Yani IMF reçetesinin maliyeti her bakımdan ağır. Ancak IMF de bu reçeteyi önerirken galiba başka seçeneği olmadığı için Ulagay sordu, Mahbub Ul Hak yanıtladı: Zengin ülkeler kaynak sağlarsa IMF acı reçetesini yumuşatabilir SORUS*yın Ül HakJ>ize ilk önce başkanı bulundugunuz KuzeyGüney Yuvarlak MasasTnın kuruluş amacı ve çalışmalan hakkında bilgi verir misiniz? ÜL HAK KuzeyGüney Yuvarlak Masası'ran amacı hem gelişmekte olan ülkeleri hem de gelişmiş ülkeleri ilgilendiren konularda bir diyaloğun sürmesini sağlamaktır. Bu konularda Birleşmiş Milletler1 de ve diğer bazı forumlarda sürdürülen resmi görüşmelerin tıkanması üzerine bu diyalogun resmi olmayan forumlarda sürdürülmesinde yarar olduğu düşüncesiyle kurulan KuzeyGüney Yuvarlak Masası yaptığı çalışmalarla, zaman içinde iki taraf arasında resmi görüşmelerin yeniden başlamasını kolaylaştıracak bir uzlaşma çerçevesinin oluşturulmasını anvaçlamaktadır. SORU Zengin "Kurey" ülkeleriyk gelişmekie olan "Güney" ülkeleri arasındaki resmi di>alogun çikmaza girmiş göriinmesi iki taraf arasındaki ilişkilerin iyiye değil kötüye gittiği şeklinde yorumlanabilir mi? ÜL HAK Buradaki asıl sorun Kuzey'in şu anda kendi sıkıntılarıyla, ekonomik durgunlukla, işsizlikle meşgul olması ve Güney'in sıkıntılarına gerekli ilgiyi göstermemesidir. Kuzey'in henüz anlamadığı gerçek şudur: Güney'de gelişmekte olan ülkelerde bir düzelme olmadan Kuzey'in kendi sorunlarını çözmesi günümüz dünyasında çok zorlaşmıştır. Kuzey'in hızh büyümesi pazarlarının gelişmesine bağlıdır ve Küzey, ihracatının yaklaşık üçte birini Güney ülkelerine yapmaktadır. Kuzey ve Güney ülkelerinin kaderleri artık içiçe geçmiştir ve sorunlarına ortak çözümler oluşturmadıkça bu sorunların üstesinden geimeleri mümkün değildir. SORU Kuzey ülkeleri bu noktayı henüz tara anlamıyla kavramış degiller mi size göre? ÜL HAK Kuzey'in bazı ülkelerinde bu gerçek yavaş yavaş kavranıyor. özellikle ABD ve lngiltere dışındaki ülkelerde gelişen bir anlayış havası var. Ne yazık ki en fazla önem taşıyan en büyük ülkede, yani ABD'de bu anlayışı göremiyoruz. SORU Güney ülkeleri bu anlayışın yaygınlaşmasını sağlamak ve sonınlannın ağırlığını Kuze> ülkelerine hissettirmek için neler yapabüirler? ÜL HAK Burada her ikisi de sevimsiz olan iki yol var gibi görürılmalı ve bu ülkelerin uluslararası ekonomiye katılmaları için çaba gösterilmelidir. Tum bu saydıklarımın yapılabilmesi için dünyadaki likiditenin yeterli olması şarttır. Faiz oranlarının düşük olması şarttır. Ve bu imkanları, yaratılan likiditeyi ve kaynakları geçmişin ahşkanlıklanna göredeğil geleceğin ihtiyaçlarına göre dağıtacak bir kurumun ya da mekanizmanın oluşturulması şarttır. Guney ülkelerinin ihtiyaçlarının oncelikle gözetileceği bir mekanizmanın oluşturulması çok önemlidir. SORU Bu noktada bir sey sormak istiyoram. Sayın Ül Hak. Önerdiginiz gibi dün\a çapında bir likidite artışı sağlandıgı takdirde bunun dünya çapında enflasyonu korukleyeceği ileri surulu>or bazılannca. Ne dersiniz? ÜL HAK Dünya ekonomisinde kullanılmayan atıl bir kapasite olmasa böyle bir iddia geçerlik tasıyabilir. Ancak bugun dünyanın pek çok ülkesinde sorunun yatırım yetersizliğinden değil mevcut tesislerin tam kapasitede kullanılmamasından kaynaklandığını biliyoruz. Pek çok ulkede sanayi tesisleri atıl duruyor, işgücü atıl duruyor, iş Py/iM KIM NE DEDI? Şank Tara (ENKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı) Bugün bize iş için başvuran elemanlar ya lise, ya da yüksek tahsilli oluyor. Bunlann çoğu her işi yapacağını söylüyor. Bana iş istemeye gelen adam, "ben iyi çivi çakarım' desin, ihtiyacımız varsa işe alalım ve o kişi hep çivi çaksın. Ben bunu istiyorum. Faruk Süren (Transtürk Holding Murahhas üyesi) Yeniden değerleme çahşmalarını sürdürüyoruz. Yeniden değerleme sonucunda ortaklara 23 bin liralık hisse senedi verilecek. Bunun ardından ise yeni ortaklar almak için bazı tekliflerde bulunacağız. Yaralı bir durumdayken buna girmek istemiyoruz. Eiichi Matsumoto (Bank of Tokyo Genel Mudurıi) Para piyasalannda en etkin güç halen ABD'dir. Şu anda her ne kadar alternatif olarak bazı para birimleri gösteriliyor ise de Amerikan Dolan'nın hakimiyeti sürmektedir. Örneğin biz Japon Yeni ile veya Alman Markı ile sınırlı etkilemelere sahibiz. Dünyanın pek çok ülkesinde sermaye ve işgücü kaynaklarının atıl durdugu bir ortamda uluslararası likiditenin artırılması enflasyonu körüklemez, ekonomik büyümenin motorunu çalıştırır. öneriyor. IMPnin kaynakları yeterli olmadığı için böyle bir reçete önermek zorunda kalıyor, dengeleri bozulmuş olan Ulkelere fazla zaman tanıyamıyor. IMPnin kaynakları artırılabilse kapısını çalan ülkelere daha yumuşak reçeteler önermesi, daha fazla uyum zamanı vermesi sanırım mümkün olabilecektir. Ama zengin sanayileşmiş ulkeler IMF'nin kaynaklarını artırmaya yanaşmadıkları surece IMF'nin manevra alanı daralıyor ve çeşitli ulkelere çok katı önlemleri çok kısa sürede alarak dış açıklarını kapatma yolunu önermek zorunda kalıyor. Yani bence burada da çözüm başta ABD olmak üzere zengin Kuzey ülkelerinin lMF'ye yapacaklan katkıyı artırmalanna bağlı görunüyor. SORU Son olarak şunu sorayım Sayın Ül Hak; sizce tstanbul loplanlısında da gündeme gelen dünya para sisteminde >«pısal değişiklik onerileri, örneğin yeni bir dün>a merkez bankası kurulması onerisi ne denli gercekci? Güney ülkeleri üç gün süreyle tüm havaalanlannı. limanlarını* haberleşme olanaklarını kapatarak Kuzey"e bir uyarı boykotunda bulunabilirler. sizlik büyük boyutlara varıyor. Dünyadaki tum sermaye, işgucü ve organizasyon kaynaklarının tam olarak kullanıldığı bir durumda likiditeyi artırırsanız tabii ki son derece enflasyonist bir etki yapar. Bugünkü durumda ise dünyada para kaynaklarının, likiditenin artınlması, atıl duran sermaye, işgucu ve organizasyon kaynaklarının yeniden harekete geçirilmesi açısından zorunludur. SORU Peki likidite imkânlanmn önerdiğiniz biçimde arlınlmasını ve gelişmekle olan ülkelerin ihliyaçlarına oncelik verilerek dagıtılmasım bugünkü dünya para sistemi ve bu sistemin kunımlan sağlayabilir mi? UL HAK Bu olanaksız gibidir. Bugünkü sistemde likidite yaratma ve dağıtma kararları fiilen tek bir ulke tarafından, ABD tarafından alınmaktadır. ABD'nin milli parası dünya likiditesinin yuzde 90'ını oluşturmaktadır. Dolar arzının çoğalması ya da azalması ise bildiğiniz gibi dünyadaki likidite talebi düşünulerek değil ABD ekonomisinin kendi talepleri düşunülerek kararlaştırılmaktadır. Bu sistemde doğal olarak ABD'nin kendi bünyeşindeki ekonomik ve politik baskılar tayin edici olmakta ve örneğin ABD yonctimi deflasyonist bir politika uygulamaya karaı verebilmektedir. Ne var ki ABD bu kararı verince yalnızca ABD'de değil bütündunyadabir likidite darlığı başlamakta ve pek çok ulke, kendi tercihleri bu yönde olmadığı halde kendilerini deflasyonist bir ortamın içinde bulmaktadır. Bazı dönemlerde ise bunun tersi olabilmektedir. Örneğin 1970'lerde ABD, gene kendi kararıyla dünyayı likiditeye boğdu, on yıl içinde Adem ve Havva'dan beri yaratılan likiditeden fazla dolan piyasaya surerek dünyada büyük bir enflasyon yarattı. Faiz politikasına bakıyorsunuz, orada da ABD'nin tayin edici rol oynadığını gorüyor Naci Varlık Naci Varhk (Yüksek Hakem Kurulu Başkanı) 1983 yılı için verilen ucret zammının artan enflasyon oranına gore yeniden ele alınması söz konusu olamaz. Aynı yıl içinde ücret zammı yeniden kararlaştırılamaz. \ Arthur Dunkel (GATT Direklörii) Bugune dek derlehen veriler 1983 yılının ilk yansındaki dünya ticaret hacmi'nin 1982'nin ilk yarısındaki düzeyini bile bulamayacağını gösteriyor. Enrique İglesias (Latin Amerika Ekonomik Komisyonu) Ne yapılacaksa çabuk yapılmah. Latin Amerika ülkeleri için artık beklemenin maliyeti eyleme geçmenin maliyetini aşmaya başladı. Politik tepkiler giderek bileniyor. Cesar Virata (Filipinler Başbakanı) IMF reçetesi herişeyde kısıntı öneriyor. İthalatı kısın, yatmmlan kısın, bütçe harca^nalannı kısın, ucretleri kısın diyor. Nerdeyse yaşamayın, ölürt diyecek. ! Dünya ekonomisinin bunalımdan çıkması herşeyden önce yeterli talebin ve yeterli likiditenin sağlanmasına bağlı. Dünya likiditesini tek başına ABD'nin denetlemesi ve keyfi davranması çözümü zorlaştırıyor. Lluslararası para sisteminde köklü yapısal değişiklik hedefi gözden kaçırılmaaan mevcut kurumlarm daha iyi kullanılması yolunda çaba harcanmalıdır. ÜL HAK Mevcut sistemin ve mali kurumlarm iyi çalışmadığı ve koklu onlemlerin alınması, sistemde yapısal değişikliklere gidilmesi gerektiği açık. Burada tezlerden biri mevcut kurumlarm daha etkin ve iyi kullanılmasının sağlanması, diğeri ise dünya merkez bankası gibi yeni kurumların geliştirilmesi üzerinde duruyor. Bence son hedefimiz böyle bir yeni kurum olsa bile adım adım ilerlememiz ve her adımda karşılaştığımız kurumsal tepkileri de hesaha katarak daha geniş kapsamlı bir yapısal değişikliğe doğru ilerlememiz en gerçekçi yol olacaktır. Birdenbire her şeyin değişeceğini umarak bu mucizevi değişikliğin gerçekleseceği gunü beklemek gibi bir seçeneği kabul edemeyiz. Bekleyemeyiz, çunkü sorunlarımız çok ağırlaşmıştır ve uzun vadeli köklü çözumleri amaçlarken kısa vadede de bir şeyler yapmamız zorunludur. Cesar Virata nüyor. Birincisi, halen yaşanmakta olan kriz gibi bir kriz belki bu etkiyi sağlayabilir. Bugün gelişmekte olan ülkeler yanm trilyon doları aşan dev borçlann altından kalkabilmek için birbiri ardından ekonomilerini daraltmak, işçilerinin ücretlerini, insanlarının hayat standardını düşürmek zorunda kahyorlar. Bu onlemlerin bazı ülkelerde yaratacağı ekonomik ve politik istikrarsızlıkların giderek uluşlararası bir krize dönüşmesi; borçlarını reddetme noktasına itilebilecek olan ülkelerin uluslararası banka sisteminin geleceğini tehdit etmesi gibi olaylar 1930'larda olduğu gibi büyük reaksiyonlara neden olabilir. Gönül arzu etmiyor ama karşılıklı bağımlılığın arttığı bir dünyada böyle şeyler olabilir. SORU Güney'in soranlannı Kuzey e hissettirmesi için iki yol var demiştiniz. Ikincisi nedir bu yollann? ÜL HAK Istanbul'daki bu son toplantımızda bir arkadaşımızın ortaya attığı bir öneri bu. Biliyorsunuz çeşitli ülkelerde varlıklarını ve sorunlarını duyurmak isteyen toplum kesimleri, çoğu kez de toplumun yoksul kesimleri banşçı yollarla bazı protesto eylemlerine, boykotlara başvuruyorlar. Şimdi arkadaşımızın ortaya attığı öneri gelişmekte olan ülkelerin böyle bir boykotu uluslararası düzeyde tekrarlamasını öngörüyor. Güney ülkeleri üç gün süreyle geçici bir mo Müfettiş Muavinliği Giriş Sınavı A)Sınava katılabibnek için şartlar 657 Sayılı Devlet Personel Kanunu ile Bankamı? Personel Yönetmelığı ve Teftış Kurulu Sınav Yonetmelığıne gore. Bankada gorev alabılme şartlannı haız bulunmak. Hukuk. İktisat, İşletme. Sıyasal Bıigıler Faküllelerı ile Ege. Boğaziçi. Orta Doğu Teknık. Ataturk ve Hacettepe Üniversıtelennın ıdarı ılimler. |ş İdaresı ve İktisat bolumlerınden veya fakultelerınden (ısımlerı değıştırılen İdari bılımler fakultelerı ile İktısadı ve Tıcarı İlımler Akademılerınden mezun olanlar dahıl). veva bunlaradenklığı Mıllı bğıtını Bakanlığıncj kahul cdılmtş yabancı ulkelerdckı fakulte ve yuksek okullann bırinden mezun olmak. Sınav gunü olan 19.10.1983 tarihınde 30 yaşını doldurmamış bulunmak. Askerlık görevını yapmış ve\a bu gorevı sınav gunünde erteletmış olmak, Bankamız dışında bir kuruma herhangı bir hızmet taahhüdu altında bulunmamak. İyi hal sahıbı olmak ve mufellışlık mcsleğınc alınmasına cngel bir durumda olmamak. Sağlık ve bedeni dunımu. yurdun her >erınde müfettışlik gorev ve seyahatı yapmaya müsaıt olmak. E^elce Bankamı/ Mut'eUış Muavinliğı Sınavına bir dcladan l'azla katılmamış olmak. B) Sınav Bicimi, Zamanı ve Yeri: Sınavlar.yazılı ve sozlu olmak ü/ere ıkı bolümdur. Ya/ılı sınavlar j9,20ve21Ekım!983 larıhlerınde Ankara'da Genel Mudurluk Bınasında. İstanbul'da Karakoy şubesınde ve İzmır'dt; İzmır şubesınde saat 9.00'dan itıbaren yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlardan yapıırıhıcak araştırmalar sonucunda engel hali gorülmeyenler. sozlu sınav ıçın Ankara'ya çağırılacaklardır. C)Smav konulannı ve gerekli sair bilgileri kapsayan bröşür ve form dilekçe: Ankara'da Feftış Kurulu Başkanlığından. İstanbul. İzmır. Erzurum. Adana, Dıyarbakır ve Samsun'da mevcut Bolge Mudurluklenmızden ve Merkez Şubelenmızden temın edılebılır. Sınava katılmak ısteyenlerın "T.C. Ziraat Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı Ankara" adresme.en geç 7.10.1983 Cuma gunu saat 17.30'a kadar şahsen veya yazıh muracaalla istenılen belgelen vermelerı gerekmektedir. T.C.Ziraat Bankası VEFATLAR tÇİN Yurtiçi, Yurtdışı, cenaze nakledilir. Cenaze ilaçlama, malzeme, tabut, bütün işlemler hassasiyet ve süratle yapılır. NELER OLDU? İlçüncü Dünya, içini İstanbuVda döktü İstanbul'da yapılan ve dört gün süren "Kuzey Güney Yuvarlak Masa toplanlısı" gerçek anlamıyla bir iç dökme oldu. Az gelişmiş ulke temsilcileri başta ABD olmak üzere, Batılı ülkelerin Üçüncü Dünya'nın sorunlarına kulak tıkamayı sürdürmesinden yakındılar. Borç bunalımı ve nasıl çözüleceği konusu toplantının ana gündem maddesiydi. Yüksek faiz oranları, güçlü dolar, Batı'nın korumacılığ] ve IMF'nin istikrar politikaları ise eleştirilerin odak noktasını oluşturdu. Üçüncü Dünya'nın sorunlannın çözümü için yoksul Güney'e, zengin| Kuzey'in daha fazla fon aktarması, borçlu ülkelerin borçlafının silinmesi, yeni bir uluslararası ekonomik düzen oluşturulması,dünya merkez bankası kurulması gibi Batı tarafından kabul gormesi olanaksız bazı öneyiler getirildi. • Toplantı daha çok bir t^rtışma platformu niteliğindeydi ve bağlayıcılığı yoktu. Tel.: 147 20 06 140 68 86 Işletmede ayrıca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilanlarından hızmel bedeli alınmaz, acı günterinizi paylaşır, günün her saatinde emrinizdeyiz. İSLÂM CENAZE İŞLERİ İndirimli Satışlar başladığı gibi sönük bitt Bırçok ilde 1 ağustosta başlayan indirimli satışlar pek rağbet görmeden geçen hafta sona erdi. İndirimli satışlara ne mağazalar ne de tüketiciler ilgi göstermedi. İndirimli satış izni alan işyeri sayısında azalma olurken, vitrinlerin kıyıda köşede kalmış kalitesiz mallarla doldurulması müşteri sayısını da azalttı. Kaliteli mallarda ise fiyatlann indirimli sayılamayacak derecede yüksek olması ya da bu malların daha önceden "sürekli müşterilere" aynlması nedeniyle, ahm gücü günden güne azalan tüketici vitrinlere bakmakla yetindi. Yetkililer, indirimli satış süresince kurallara uymayan firmaları^ı belirlendiğini ve bu firmalann alınacak ortak kararla önümazdeki aydan itibaren cezalandjrılacaklarını söylediler. > Gelişmekte olan "Güney" ülkeleri bunalımdan çıkamazsa gelişmiş "Kuzey" ülkeleri de ekonomilerinde umdukları düzelmeyi göremezler. ABD ne yazık ki bu gerçeği anlamamakta direniyor. ratoryum ilân ederek limanlarını havaalanlannı, haberleşme olanaklarını kapatsalar ne olur acaba? Kuzey ulkelen Güney'in işbirliği olmadan ticaretlerini ve diğer faaliyetlerini nasıl yürütürler? Kuzey'in Güney'in işbirliğinin bedelini anlaması için böyle bir geçici boykot yararlı olabilir. SORU Biraz önce değindiğiniz gibi Üçüncü Dünya ülkeleri ciddi bir bunalımı şu anda zaten yaşamakta. Istanbul'daki son Yuvariak Masa toplantısının da gosterdiği gibi bu bunalımın aşılması için birinci koşul ise galiba dünya çapında ekonomik bııvumeye oncelik verilmesi. Bunu sağlamak için neler yapmak gerekiyor? ÜL HAK Şimdi bakın sağlıklı bir biıyume dönemıne geçebilmemiz için oncelikle üç koşulun yerine getirilmesi gerekli. Birincisi dünya çapında yeterli talep yaratılmalıdır. Yeterli talep olmadan büyümenin motoru harekete geçirilemez. İkincisi dünya ticareti serbestleştirilmeli ve genişlemelidir. Üçüncüsü dünyanın yoksul ülkelerine yapılan ekonomik yardımlar ve sağlanan tavizli krediler mutlaka artı İLKOKUL4.ve5. SINIF ÖĞRENCİLERİNE KOLEJLERE HAZIRLAMA KURSLARI KAYITLAR SÜRÜYOR İstanbul Caddesi 47 572 21 44572 63 53 TESTLİ 6 firmanm video lisansı iptal edildi sasında var olan rekabeti yeni bir boyuta ulaştıracak olan bu kararla lisansı iptal edilen firrhalar yeterli sayıda video urettikten sonra diğer urünlerinin yajjımına devam edebilecekler. ı BAKIRKÖY^ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, öngörülen sayıda video üretemeyen Yücel Elektronik, Uğurgül, Telefunken, Nevtron, İES ve Biremek firmalarının lisanslarını iptal etti. Video piyaGeçen haftanm zam gundemi de oldukça kabanktı. En okkalı zam, lastiğe gelen zam oldu ve lastik fiyatlan bu yıl üçüncü kez artırıldı. Yüzde 910 oranındaki lastik zammıyla binek otomobillerde kullanılan lastiğin fiyatı 10 Zam furyasına lastik de katıldı : sporsan CORAPLARI Tel: 527 51 73 İST. • Uersaneye kimya öğretmeni aranıyor. 352 25 37 T.C. ZIRJMT BANKASI . II bin liraya yaklaştı. Fayans, duralit, sunta ve parke gibi inşaat maliyetlerini etkileyen maddelere de zam gelirken, sabun üreticisi firmalar sabun fiyatlarını artırdıklarını açıkladılar. Dışsatım Batı\a mı yöneliyor? 1983 yılının ilk 6 ayında Türkiye'nin AET'ye yaptığı dışsatım yüzde 36 oranında arttı. Geçen yılın eş döneminde AET'ye 720 milyon dolarlık mal satılmışken, bu yıl dışsatım 978 milyon dolara çıktı. Bu gelişmeye paralel olarak AET'nin Türkiye'nin toplam dışsatımındaki payı yüzde 37'ye yükseldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle