Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kanıtlamaya çalışırken Gazalı, Arıstoteles'ten berı suregelen ınakçı (dogmatık) bır ınanca karşı çıkıyor, nedenetkı bağmtısının zorunlu bır bağıntı olmayıp, ıkı olayın her zaman bırlıkte gözlemlenmesıne dayanan olumsal bır bağıntı olduğunu ılen suruyordu Üstehk bunu, böyle bır göruşle duşunce tarıhımn en büyuk devrımlerınden bırmı gerçekleştırmış sayılan Davıd Hume'dan 800 yıl önce ve tam da onun savunduğu yoldan savunuyordu. Gazalı'nın Tehâfüt'ünü, "Tehâfutut Tehâfut" (Tehâfüt^ ün Tutarsızlıkları) adh yapıtıyla yanıtlayan lbnı Ruşd'un de, bu kıtabında, dınsel doğruların tartışılmazlığını savunduğu göruluyor Sayın Mubahat Turker'ın "Üç Tehâfut bakımmdan felsefe ve dın munasebetı" adh kıtabından anlaşıldığına gore, lbnı Ruşd de "Şerıatın huccetlerım munazara ve munakaşa etmenın batıl olduğu, ışte bunun ıçın zındıklann katlınm vacıp olduğu" goruşundedır (s70). Fakat o da bu göruşunü, dınsel doğrularla bılımsel doğruların bırbırınden ayrılması gerektığıne dayanarak savunduğu ıçın, bılımsel duşuncenın dınsel baskılardan kurtarılışının en buyuk onculerınden bırı, belkı de bırıncısı, sayılmaktadır İKt TURLU BİLGİ Goruluyor kı, geçmışımızı araştırarak edınebıleceğımız ıkı türlü bılgı var Bırısı, Gazalı ıle lbnı Ruşd'ten hangısının otekınden daha zındık olduğunun, ötekı de bu ıkı duşunurun çağdaş duşunceye katkılarının neler olduğunun bılgısıdır. Yuzyıllar boyunca, okullarında Arapça okutanlar bır yana, anadıllerı Arapça olan pek çok toplumlardan sayısız düşünurler gelıp geçmıştır. Fakat Arapça yazmış olan buyuk düşunurlerın gerçek değerlerını ortaya çıkaranlar, bunlar arasından değıl de, Arapça dıye önemlı bır dıhn bulunduğunu, belkı de ancak bılımle uğraşmaya başladıktan sonra öğrenenler arasından çıkmış. Burada bır çelışkı aramak gereksız, çünku Arapça öğrenmek ıçın gereken çaba, Arapça yazan büyuk duşunurlerın yapıtlarını çağdaş yöntemlerle ırdelemenm gerektırdığı çaba yanında önemsız kalır. YARAR SAGLAMADlGl ORTADA Öte yandan, okullarımızda Arapça okutmanın, Arapçayı öğrenmekte hemen hıç yarar sağlamadığı, yuzyılların deneylenne dayanan apaçık bır gerçek olarak ortadadır Buna karşı, hemen, aynı durumun Batı dıllerı ıçın de soz konusu olmasına karşın, onların okutulmakta olduğu söylenebılırse de, yapılan benzetme ılk görunduğü kadar uygun değıldır Bır bolumu Batıdakı teknık gelışmenın aşırı hızlanışına, bır bölümu de öz Turkçecılık karşısındakı anlamsız dırenışe bağlı olarak, Batı dıllerınden dıhmıze sureklı olarak yenı sözcukler gırıyor Yalnızca bu yenı sözcuklerın söylenış ve anlamlarıyla yakınhk sağlamak bakımından bıle, Batı dıllerınden hıç olmazsa bırını, eğer daha verımh bır öğretme yolu bulunamıyorsa, bugunku venmsız bıçımıyle öğretmekte de yarar bulunduğu duşunulebılır. Fakat Arapça ıçın boyle bır durum söz konusu değıldır. GERÇEK AMAÇLARI Işte bu nedenlerle, orta deTecelı okullarımızda Arapça okutulmasını önerenlerin gerçek amaçlannın ne olabileceği üzerinde duşunmek ılgınç sonuçlar verebilir. Sanınm okullanmızda dın dersı okutulması ıçın çaba harcayanlaria bunlar arasındaki benzerhkten yararlanılarak bır takım ipuçları bulunabilir Dın derslerıyle uğraşanlar arasında okullarda öğretılen turdejfdnv sel bılgılerı ellerınden gelse çocuklannın kafasından sılıp atacak olanlar buyük bır bölum oluşturur Fakat bugün dın derslerı kaldırılacak olsa en çok gürultu koparacak olanlar da bunlar olacaktır Öyle görunuyor kı, butun bu turden ısteklerın amacı, çocuklarımıza herhangı turden bır bılgı venlmesını sağlamaktan çok, okullanmızı, ıçınde çağdaş duşuncenın yeşerıp gelışme olanağı bulamayacağı zehırlı bır havanın etkısı altında tutmaktır Bu tur göruşler karşısında yetkılıler ne denlı tıtız davransalar yerıdır (*) Osman Pazarlı, Mantık, Remzı Kıtabevı, 1975 11 AĞUSTOS 1983 Okullarımızda Arapça Öğretimi VEHBİ HACIKADİROĞLU Orta dereceli okullanmızda Arapça okutulmasını önerenlerin gerçek amaçlannın ne olabileceği üzerinde duşunmek, ilginç sonuçlar verebilir. Sanınm okullarımızda din dersi okutulması için çaba harcayanlaria bunlar arasındaki benzerlikten yararlanılarak birtakım ipuçları bulunabilir. Sayın Melıh Cevdet Anday, 3 hazıran tarıhh Cumhurıyet'te, bılım adamı olan bır arkadaşının bır yakınmasından soz edıyordu Bu bıhm adamına gore, Ataturk, geçmış kulturumuzle ılışkımızı kesmış, bu yuzden de kendısı Arap fılozofiarını, bu arada Gazah'yı Arapçadan okuma olanağı bulamıyormuş Sayın Anday bu duşunce bıçımının tutarlı bır yanı bulunmadığını açıkça behrttığıne gore, bu yazıyı, onun yanıtlannda bır boşluk gormuş de onu doldurmak ıçın yazıyor değılım Ancak, "geçmış değerlerımızı kaynağından ıncelemek" gıbı, çağdaş bır gorunuş ıçınde öne surulen bu duşunceler, hıç umulmadık bır zamanda yetkılıler uzennde oylesıne etkılı oluverıyorlar kı o tur onerılerın gerçekte nv. gıbı amaçlarla ortaya atıldıklarını her fırsatta behrtmenın yararlı olacağını sanıyorum Şu sırada bana boyle bır fırsatı, hseler ıçın yazılmış bır Mantık kıtabında (*) Gazalı'nın adına rastlayışım vermış oldu Bu kıtabın 130131 sayfalarında, Gazalı "Descartes'tan 600 yıl once metotlu şupheyı kullanmış Bergson'a onculuk etmış " dıye tanıtılıyor ve yazılarından da bır örnek verılıyor Bu orneğın ozunu, kıtaptakullanılansozcuklerı değıştırrneden buraya alıvorum Dehrıyun (materyalıstler) "Âlem oteden berı boyle mevcuttur, bunu bır yaratıcı yapmamıştır, boyle gıdecektır" derler kı, bunlar doğrudan doğruya zındıktır Tabnyun (naturalıstler) Bunlar da bır takım zındıklardır kı ağızlanndan gem sıynlmış hayvanlar gıbı heva ve heveslerıne dalmışlardır Arısto felsefesınden Farabî ve lbnı Sına yardımıyla bıze nakledılmış olan ılımler uç kısımdır Bır kısmını kufur, bır kısmını bıd'at saymak lazımdır Bır kısmının ıse reddı ve ınkârı bızı ılgılendırmez Burada Gazah'yı tanıtan bırkaç satırlık bılgı bır batılı kaynaktan (bıraz da gelışıguzel bıçımde) alınmış, Gazah'den verılen örneğı de "geçmış değerlerımızı kaynaktan ıncelemek" he vesınde olan bırısı seçmış olma lı Çunku, çağdaş duşunce bıı yana, sağduyudan azıcık pay al mış bır kımsenın, "Descartes'tar 600 yıl once " dıye tanıttığı bıı duşunurden, bula bula bu orne ğı bulduğu duşunulemez Gerçekte Gazalı, dınsel bağnazlıkta bıraz aşırıya kaçmış gıbı gorunse bıle, kendı çağında yetışen buyuk Islâm duşunurlerıyle, onlardan çok sonra gelen buyuk Hırıstıyan duşunurlerının hemen hepsınde, bugunku goruşumuze gore bır fılozofa yakışmayacak turden bağnaz duşuncelere rastlanır Yukarıdakı yazının, onun "Tehâfutul Felâsıfe" (Fılozofların Tutarsızlıkları) ad lı kıtabından alındığı anlaşılıyor Bu ustun yapıt, Islâmla ve Islâmın kabul ettığı otekı dınlerde çok sozu edılen tansıkların (mucıze) olabılırlığını savunmak gıbı tumuyle dınsel bır amaçla yazılmıştır Fakat bu duşüncesını PENCERE Ucuz İşçi, Pahalı Dolar "Sureklı zam sureklı devaluasyon" dıye özetlenen IMF formulü 24 Ocak 1980'den bu yana uygulanıyor 1980'ın ılk ayında 47 lıra olan Amerıkan Doları 230 lıraya tırmandı yakında bır Amerıkan Dolarını 250 lıraya alacağımız anlaşılıyor Lıranın değer yitırışı nerede duracak? Kimse btlmtyor Ama bılınenler var Turklş Araştırma Burosu'nun ıncelemesıne gore beş yıl once (1978'de) Turk ışçısı gunde en az ucret (asgan ucret) olarak 6 dolar alırken 1983'te en az ucret 2 dolar 45 sente ınmıştır Bu duşuş emeâıyle geçınen halkın yoksullaştığını vurgulamaktadır, ama, olayın boyutlan daha genıştır ve uluslararası bır anlamı vardır IMF'nın reçetesıne gore ücret ve maaşlar kısıtlanmıştır Emekçı ucretlerınde dolar bırımıyle gerıleme bu kuralın uygulanmasından doğuyor Madalyanın bır yanıdır bu • Madalyanın otekı yanı dışsatımda goruluyor. "Dışa açılma" dıye nrtelenen IMF'nın formulunde dışsatım ne pahasına olursa olsun devlet elıyle pompalanacaktır Sureklı devaluasyon Turkıye'de uretılen malların dunya pıyasalarında ucuzlaması demek olduğundan dışsatımın artması doğaldır Ne var kı sureklı devaluasyon da dışsatımın artması ıçın yetmemekte ve devlet ulkeye bır dolar getıren ışadamına bır ya da bır buçuk dolar değennde destek sağlamaktadır Bu hesabı tam olarak yapmak zordur, ama şu gerçek yadsınamaz: Kımı ışadamı, 1) Ucuz ışçı çalıştırıyor 2) Dışsatımda sureklı devaluasyonla desteklenıyor 3) Devlet hazınesınden yardım goruyor Dışsatıma yönelık holdınglerın "dolar zengınlığı" bu nedenlerle 24 Ocak'tan bu yana "patfama"ya donuşmuştur Kımı aıle holdınglerımn elındekı mılyarlar bayırdan aşağı yuvarlanan kartopu gıbı buyumuştur Toplumsal yaşamı ve gelır dengelerını altust eden bu patlama neye yaramıştır' "Dolar zengınlen" ellerındekı sermaye bırıkımını ulusal kalkınmaya dönuk yatırımlara donuşturmuşler mıdır? Hayır Dolar zengmlerı, ellerındekı dövız bırıkımının bır bolumunu Turk parasına çevırmışler ve dışsatıma yonelemedıklerı ıçın yıkılan fabrıkalan, şırketlerı, firmaları ucuza kapatarak ıç pazarda tekelleşmeyı hızlandırmışlardır Tekelleşme, kapıtalızmın ağababası Amerıka'da bıl'" yasaklanmıştır Bızde serbesttır Batı'da sanayıleşmeyle atbaşı yuruyen tekelleşmenın bızdekı nltelığı değışıktır Turkıye ıç pazarında tekelleşmenın "gaynmıllı" nıtelığı vardır Çunku bır avuç aılenın elınde odaklaşan ekonomı, yabancı tekellere daha kolay bağlanacak, dış ılışkılenn ağları Turkıye'nın ulusal kalkınmasını engelleyecek bıçımde orulecektır Nıtekım IMF'nın Turkıye'ye baskısı bu kez yalnız "klasık sık para polıtıkası" çerçevesınde kalmıyor, IMF'nın patronları bıze gaynmıllı bır formulu de uygulatmak ıstıyorlar ve dıyorlar kı Sanayıleşmekten vazgeç! Turk ışçısı 1978'de en az ucret duzeyınde 6 dolar alırken bu gun 2 dolar 45 sent alıyorsa ulusal alınterı dış pıyasaya pazar lanırken somuru ıvmesının arttığını söyleyebılmz Turk Lırası nın dolar karşısında değer yıtırmesının anlamı bu olguyu ta mamlar Şımdı "daha çok Turk Lırasıyla daha az dolar" alıyo ruz ve tum dışalım ılışkılerınde "utuluyoruz" 'v • IMF reçetesının Turkıye ekonomısını çevreleyen kısır dor gusunu kırmadan gerçek kalkınma surecine gıremeyız Ulke mızı Osmanlı donemındekı gıbı "borç ekonomısı" batağına sı rukleyen geçmıştekı yanlış polıtıkanın bızı surukledığı çıkma dan elbırlığıyle kurtulmaya çalışmalıyız ARADA BÎR SEYFİ KİPMEN, Em. Gen. Yük. Müh. OKURLARDAN Okurlara yanıtlar 16.6.1983 tarihli sayımızda yayınlanan "5 ay geçtığt halde emeklı maaşım bağlanmadt" başlığıyla yayınlanan yazıya ait açıklama: "Sozkonusu kişiye emeklilik işlemlerinin tamamlanarak aylığının birikmiş istihkaklarıyle beraber 16.6.1983 tarihinde gonderildiği tespit edildi." 18.7.1983 tarihli "Sayın Şıde maaşım 6 aydır bağlanmadı" başltklt yazıya ilişkin açıklama: "Şikâyet sahibi Rifat Gultepe'nın emeklilik işlemlerinin tamamlanarak aylıklanmn ilgılı banka şubesine gonderildiği tespit edildi." Sosyal Guvenlık Bakanlığı Basın ve Halkla tlışkıler Grubu Başkanlığı alacaklan, hukumetimızin antienflasyonist politikasmın selameti için seslerini çıkarmadan sabırla beklerken, bankerzedelerm bu davramşı, sorumsuzluk orneğidir. Çunku banker olayı 12 Eylul oncesi patlak vermiş bir olaydır ve devlet hıç kimseyi parasını bankere yatırmaya zorlamamıştır. 1970'li yıllann başından 1981 yılı sonuna kadar memurlardan yapılan MEYAK kesintilerine gelince, durum bankerzedelerden oldukça farklı olmasına karşın yine ortak yon vardır. Sorumlu 12 Eylul hukumeti değildir. Bankerzede alacaklan ile MEYAK alacaklannın devlete yukunu ve bu yukun antienflasyonist politikaya etkisinı Malıye Bakanı Sayın Kafaoğlu'nun beyin ekibine bırakıyoruz. MEYAK alacaklannın dar gelirli memur butçesine yat i T tatillerinin gundemde olduğu şu gunlerde ne denli bir rahatlama getireceğinin duşunulmesini ise bankerzedelere ve Necati Ozdemir''e değil, Danışma MeclisVnin bankerzede olmayan sayın uyelerine ve onların insaflarına bırakıyoruz. OZER KANSU Ankara geçici 13. maddesinde olduğu gibi bir sınır konmadan genel nitelikli bir sınav verilmesi için onerilerde bulundular. Ancak YOK bunlann reddi için buyuk çaba gosterdi. 1976 girişlıler anarşi yuzunden okuluna gidememişti. 12 Eylul'den sonra eğitimini tamamlama surecine giren oğrencilere bu defa da YÖK engel olarak fakultelerden attı. Şımdi bunlara hak verilmesi gereği ortaya çıkmışken, YOK olumsuz davranıyor. Bunun nedeni nedir? Niçin YÖK bu haksızlığın giderilmesi çabalanna karşı çıkmaktadır? Konu MGK gundemine girmektedir. Çok değerli Konsey uyesi buyuklerimizın bu haksızlığı ortadan kaldıracakları şuphesizdir. ZEHRA GOL Ankara alacaklarmı soylerken, Sanayi Bakanı ona inat konut kooperatiflerini çıkmaza sokmak için demire zam koyuyor, bunu çimento zammı izliyor. Büindiği gibi ulkemizde inşaat sektoru durgun. Buna karşın zamları anlamak kolay değiL Hiç yoksa bir yılda 56 zam yerine biriki zam yapılamaz mı? Hem her zam muteahhidin işine yararken, konut sahibi olmak isteyenlerin sırtına binen maddi bir yuk değil mi? A K1LIÇ Istanbul Haliç İçin Deney Etrafında 7800 bın Istanbullunun oturduğu 8 Km uzunluktakı Halıç'ın, cıvarının ve hatta butun Istanbul halkının, sağlığını gıderek tehlıkelı boyutlara ıtmekte olduğu bır gerçektır Bu sorun gerektığı kadar ıncelenerek halkımızın aydınlatıldığı kanısında değılım Ancak 1952'de Taymıs halıcı gıbı bır çok dunya halıçlerınde su kırlılığı nedenıyle toplu olumler olduğu bılınmektedır Taymıs halıcı, Taymıs nehrıyle beslenmekte ve kuvvetlı GelGıt olaylarıyla açık denıze yonelıktır Su kırlılığının seyrekleşmesı Halıç'ımıze oranla çok avantajlıdır Uygulanmakta olan Halıç'ı temızleme 5 yıllık programıyla artık kokuşan fosseptık gölu durumuna donusen Haîıç sularının yarınlara ne gıbı tehlıkeler gızlemekte olduğu kestırılemez Kaldı kı uygulanmakta olan temızleme programıyla 100 kadar kırletıcı çıkarılsa bıle Halıç'te daha 600 kadar ırılı ufaklı kırletıcı kalacağından bunların kırletıcı atıklannt 2 kuçuk dere sularının seyrekleştırebılmesı beklenemez Ayrıca Alıbey barajı nedenıyle Halıç bu dere sularından da yoksun bırakılmıştır 5 yıllık programda sımdıden Halıç sularının kırlılığını seyrekleştırecek kesın onlemler alınmazsa mevcut kokuşan kıriılık azalmayacak, artacaktır Bu sayfada daha once ıkı yazımda belırttığım gıbı Halıç'te, Marmara yonunde bol ve temız bır su akıntısı ve bunun sağlayacağf ters Marmara akıntısı sağlanmadıkça 30 mılyon m 3 aşırı kokuşan Halıç sularının, başka yontemlerle kırlılığının gıderılmesı fc^klenemez Bu gerçek, ancak 1/100 boyutunda yapay Haliç deney havuzunda ortaya çıkacaktır Deney havuzunda Halıç sularının kırlılığının ne oranda temız su karışımıyla sağlığa zararsız hale getırılebıleceğı, Marmara'yı böylece ne derece etkıleyebıleceğı de etudlerle anlaşılabılecektır Konu ITU ve Boğazıçı Unıversıtesı sempozyumlarında bazı araştırıcılar tarafından (Karadenız'den Buyukdere'den) kanal açımıyla Halıç'te bır akıntı sağlanması bıldınlerıyle ortaya konmuş ıse de cazıbe ıle boyle bır akıntının sağlanamayacağı ıspatlanarak kabul edılmemış kesın raporda bu konuya yer verılmemıştır Bu sempozyumlardan daha önce yaptığım araştırmalarda yayınladığım gtbı, IstınyeBaltalımanı veya Buyukdere1 den Halıç'e uygun kanal açılması, yuksek yerlerın bu kanallara tunel ıle bağlanması ve pompa gucuyle Boğaz sulannı Halıç'e akıtmayı öngören çalışmalarımı TUBITAK'a, Sanayı ve Teknolojı Bakanlığı'na gândermıştım Esas olarak kanal ve tunel açımına en elverışlı IstınyeSılahtarağa yoresı olduğu saptanmıştır Istınye tersanesının Tuzla'ya naklı de kesındır, Istınye koyunun su taşımacılığına çok elverışlı olması da buyuk avantajdır Ancak 2 Boğazıçı koprusunun Baltalımanı'ndan ınşası kesınleşmış olduğundan (BOĞAZIÇIHALIÇKANAL TUNELPOMPAJAKINTI) sıstemı projemı Baltalımanı'yla Sılahtarağa arası arazıde uyguladım Baltalımanı ve Sılahtarağa arası arazının 20 m kadar yukselen en uygun yoresınde ıkı taraflı kanal açımıyla aradakı yuksek arazıde tunelle bu kanalları bırleştırerek etudlerı 1/5000'lık harıtalardan faydalanarak kanal tunel su geçıt yolunu saptadım Kanal 2 m derınlığınde toplam 6,8 Km ve tunel 3,7 Km toplam su yolu 10,5 Km kadardır Uzman fırmaların yardımıyla tünel ve kanal çımento kaplı olarak 1982 f lyatlarına gore sıstemın malıyetı 2 2 mılyar lıra kadardır Bu malıyet DSI bırım fıyatlarına da uygundur Sıstem Baltalımanı'ndan 1,8 Km 'ye ka3 dar açılacak kanal, tunel ağzında sanıyede 10 m suyu 4 m yukselterek tunele basan pompa gucune dayanmaktadır Boylece tunelden sonra Halıç'e uzanan kanal yoluyla Halıç'te aydatum Halıç suyu kadar bır akıntı sağlaması ıçın pompaların aylık elektrık gıderı Kw/Saatı 10 lıradan hesabıyle 5 mılyon lıra kadardır Kanal, tunel, su geçıt yolu dere yataklarından ve Kâğıthane deresınden faydalandığı ıçın ıstımlak bedelı de duşuk olacaktır Boğaz suyu duşuk yoğunluktadır, Halıç sularının yoğun batakltğını yalayarak aşındırarak geçecektır, şayet bu akıntı Halıç'ın derın ve genış yoresınde zıkzaklı perdelenecek olursa (uygun zamanlama ve akıntı hızıyla) Marmara'yı kırletmeyecek seyreklıkle Marmara yonunde akacak ve Marmara'dan donecek ters akıntılarla (ZAMANLA) Halıç suları sağlığa zarat vermeyecek duzeye duşurulmuş olacaktır Halıç'ı ve kokuşmuş sulannı bu halıyle daha yıllarca boyle bırakamayız, ergeç burası özellıkle Halıç suları seyrekleştırılerek Marmara yonunde sağlığa zarar vermeyecek duruma getırılecektır. Sıstemımın şımdıden uygulanmaya geçmesı çok yerınde olacağı kanısındayım BaltalımanıHalıç su yolunda şat naklıyatı ve motor gezıntısı yapılabılecektır Kanal tunel yoresı halkımızın gezı ve eğlence yerı turıstık bır değer kazanacaktır Bu yöre Halıç'ı kırletmeyen sanayı ve ekonomımızı kalkındıracak, kısa zamanda yatırım malıyetını karşılayacak buyuk değer kazanacaktır Şat naklıyatı mumkun olacağından kömür depoları, akaryakıt gıbı tehlıkelı ve şehrı kırleten tesısler su yolu yoresınde mevcut tepelerın altındakı galerılere yerleştırılebılecektır 3 yılda hızmete gırebılecek olan sıstemımın sağlayacağı avantajların en başında Halıç'ın kurtarılmasını, Halıç sularının seyrekleştırılmesını saymak yeterlıdır kanısındayım Uygulanmakta ve uygulanacak butun projelerın Halıç yapay havuzunda deneylerı yapılmasını, etkınlık derecelerıne gore uygulanmaya konulmasını önermekteyım Karaman'daki Dil Bayramı ve TDK Bilindiği gibi 45 haziran 1983 tarihlerinde Konya'mn Karaman ılçesinde 23. Turk Dil Bayramı ve Yunus Emre'yi anma torenleri yapıldt. Konya'daki bir yerel gazeteden okuduğuma gore, davet edilenler arasında Turk Dil Kurumu'ndan kimse bulunmuyordu. Neden Turk Dil Kurumu'ndan bu torenlere kimse davet edilmiyor? Ve neden TDK bu olayla îlgilenmiyor? Ya da pasif kalıyor? Aslında TDK'nın amaç ve çalışmalarmı yakından ilgilendiren boyle bir olayı butunuyle kucaklaması gerekmez mı? Ya da TDK'dan gorevliler davet edilip de gitmiyorsa, o nedeni bilmek isterim, o zaman kimseye soyleyecek sozum de olmaz. MEMÎŞ Kor.ya BABAYtĞtT Meyukzede'nin Bankerzedelere seslenişi 30 Haziran 1983 tarihli Cumhuriyet'in son sayfasında "Bankerzedelerm Umudu MGK'da" başlıklı bir haber yayınlandı. Bu habere gore, Bankerzede Üst Komite Başkam Necatı Özdemır, MGK'ya yaptığı başvuruda bankerzedelere alacaklarına karşıhk 300 bin lira verilmesinı az bulmuş ve miktann artırılmasmda butçe ve enflasyon gibi nedenlerin duşunulemeyeceğini belırtmiş. Bankerzede alacaklarından çok daha duşuk bir meblağ tutan ve 2530 bin lira arasında olan MEYAK Konut sorunu böyle çözülemez Konut sorunu ulkenin en onemli sorunlanndan biri. Geçen yıl bir miktar parayla kooperatife uye oldum, ancak daha 5 ay geçmeden demire ve çimentoya yapılan zamlar yuzunden ara bono odemek zorunda kaldım. Zaten aylık taksidimizi zor oderken, bir de ara bono çıkınca ne hale geldiğimizi kimse bilemez. Ara bono o gune kadar yapılan zamları içeriyordu. Geçen ay çimento ve demir zammından sonra acaba kooperatif yeni bir bono ile karşımıza çıkar mı diye uykularım kaçıyor, tmar ve îskan Bakanı Konut sorununa buyuk onem verdiklerini ve her onlemi 6 yılhklara YÖK neye karşı çıkıyor Danışma Meclisi'nde 27 temmuz salı gunu YOK tasarısmın goruşulmesi sırasında uyeler 6 yılhklara 2S47 sayılı YÖK yasasının Seray Yticelman ıle Hakan Tuna evlendıler. Mutluluklar dileriz. Cumhurıyet çahşanları 10 Ağustos 1983 FATIH Kanştırıcılı Isıtıcı, Su Banyosu, Kurutma Fı rını, Kul Fırını, pH Metre TAHMlNİ BEDEL 927 000 TL (Dokuzyuzyırmıyedıbınhra) GEÇ1CI TEM1NAT 27 810 TL (Yırmıyedıbınsekızyuzonlıra) İHALE TARIHI 24 Ağustos 1983 Çarşamba 1 Yukarıda tahmını bedelı yazılı laboratuvar aletlen KAPAL1 ZARF usulu ıle satınalınacaktır 2 İhale Boğazıçı Unıversıtesı Satınalma Komısyon Başkam Oda sı'nda saat 11 00'de yapılacaktır 3 Bu ışe aıt ıdarı ve teknık şartname Satınalma Mudurluğu' nden temın edılebılır 4 tsteklılerın ılân tanhınden sonra alınmış Tıcaret Odası Faalıyet Belgesı, Geçıcı Temınat Alındı Makbuzu veya Lımıt lçı Banka Te mınat Mektubu, ımzalanmış ve fırma adresı yazılmış şartnamelerın bulunduğu zarf ıle teklıf zarfını 23 Ağustos 1983 salı gunu saat 15 00'e kadar Satınalma Müdurluğune vermelerı gerekmektedır 5 Bu alım hakkında 2490 sayılı yasa hukumlerı uygulanmaz Ünıversıte ıhaleyı yapıp yapmamakta veya dıledığıne yapmakta serbesttır (Basın 21703) İŞIN N1TEL1Ğ1 BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESI'NDEN TEŞEKKÜR Sol gözumdekı rahatsızlığa zamanında teşhıs koyup, muayene eden, Cerrahpaşa Hastanesı Goz Kursüsu'nun değerh doktorlarından Doç. Dr. Halil PAZARLFya goz amehyatımı buyük bır başarıyla gerçekleştırerek sağlığıma kavuşturan İLÂN Uz. Dr. Hüsnü GÜZEL'e tedavım sırasında sıcak yardımlarını görduğum Asis. Ibrahim KAL ve Servıs Hemşıresı Zelıha Hanım'la tum Cerrahpaşa Hastanesı Göz Kursusu personehne, Ayrıca hastanede yattığım sürece yakın ılgılerını esırgemeyen dostlarıma, yakınlarıma en ıçten teşekkurlerımı sunarım İLÂN Dosya No 983/330 Davacı BAĞKUR Genel Mudurluğu tarafından davalı Ahmet Denız ve arkadaşları aleyhıne açılan rucuan alacak davasının mahkememızde yapılan yargılaması sırasında verılen ara karan uyarınca Yalova Muradıye Mahallesınde ıkamet etmekte ıken bu adresından ayrılarak adresı maçhule gıden ve tum aramalara rağmen adresı tesbıt edılemıyen davalı Ahmet Denız'ın duruşmanın bırakıldığı 27 9 1983 salı gunu saat 9 30'da mahkememızde davalı sıfatıyle hazır bulunması veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, aks\ hatde aynı yolla kendısıne gıyap kararı teblığ edılerek yargılamanın katı gıyabında yapılacağı hususu DAVETİYE YER1NE KAİM olmak uze re ılânen teblığ olunur (Basın 22579) BURSA İŞ MAHKEMESt'NDEN RAHMİ TÜRKBEN Konya'da Sanayı Çarşısı, Karaköprü Sokak No 39'da Zıraat Aletlen ımâlatı ışı ıle meşgul olan borçlu YAŞAR EKEN vekılı Avukat H YALÇIN SAĞLAMER'ın Konkordato talebı Konya lcra Tetkık Mercıı Mahkemesı'mn 29 7 1983 günlu 1983/586 sayılı kararıyla kabul edılıp borçluya ıkı aylık Konkordato mühletı verılmış ve Kon kordato Komıserlığı görevı de tarafıma tevdı edılmış bulunmaktadır Borçlu YAŞAR EKEN'den alacağı bulunanların tc If Yasası'nın 292 cı maddesı hükmüne göre 20 gün ıçınde alacaklarmı, Konya'da bulunanların bızzat (Şeref Şırın Sokak, Hacı Mahmut lşhanı Kat 2 No 72 KONYA) adresındekı Komıserlığımıze, başka yerde ıkâmet etmekte olan alacakhların ıse bulundukları yer tcra Me murluğu vasıtasıyla vereceklen dılekçeyle bıldırmelerı, aksı halde Kon kordato müzakerelerıne kabul edılmıyeceklen gıbı dılekçelen de ış leme konulmayacağı, 20 günlük süre geçtıkten sonra 14 Eylul 1985 Çarşamba günü saat 14 30'da Konkordato teklıfim müzakere etmeV uzere alacakhların (Konya Adlıye Sarayı'nda lcra Tetkık Mercıı Du ruşma Salonunda) hazır bulunmaları, tum alacakhların 3 9 1983 ta rıhınden ıtıbaren 10 günlük sürede Vesvkalan Kotmserhğımıze mu racaatla tetkık edebıleceklen 1 If Yasası'nm 292 cı maddesı gere ğınce ılân olunur KONKORDATO KOMİSER AVUKAT ABDULKERİM OZİ1 (Basın 22598) KONKORDATO KOMİSERLİĞİ'NDEN MALİYE BAKANLIĞI HESAP UZMAN MUAVİNLİĞt GİRİŞ SINAVI Malıye Bakanlığı Hesap Uzmanlan Kurulunca 26 Eylül 1983 Pazartesı günü saat 9,30'da Ankara, tstanbul ve lzmır'de Hesap Uzman Muavınlığı gırış sınavı açılacaktır Sınava katılabılmek ıçın, a) Devlet Memurları Kanununun 48'ıncı maddesinde yazılı nıtehklere sahıp olmak, b) 1 1 1983 tarıhuıde 35 yaşını doldurmamış bulunmak, c) Sıyasal Bılgüer, tktısat, Hukuk, îşletme, tküsadı ve tdan Bılımler Fakültelerı ıle bunlara denklığı Mıllı Eğıtım Bakanlığınca tasdık olunan yabancı fakülte veya yüksek okullardan bınnı bıtırmış olmak Sınavlara gırış şartlarını ve sınav konularını gösteren broşur, yukarıda ısımlen geçen öğretım Kurumlarından ve Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanlığı ıle Ankara, Istanbul ve lzmır Grup Başkanlıklarından sağlanabıhr lsteklılerın 9 Eylul 1983 gunü akşamına kadar Malıye Bakanlığı Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanlığı ANKARA adresıne belgelen ıle bırhkte yazılı olarak başvurmalan gerekır Basın21744 MALİYE BAKANLJĞI'NDAN MALtYE MÜFETTİŞ MUAVİNLİĞİ GtRİŞ SINAVI Malıye Müfettış Kurulu Başkanlığı'nca 5 9 1983 pazartesı günü sa 09,30'da Ankara ve tstanbul'da Malıye Müfettış Muavınlığı Gırış 5 navı açılacaktır GİRİŞ SINAVINA KATILABILMEK İÇİN a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48 maddesinde yazılı nıtelıkl rı haız olmak, b) 1 1.1983 tarihinde (30) yaşını doldurmamış bulunmak, c) Sıyasal Bılgıler, Îşletme, Iktısat, Hukuk, tktısadı ve tdarı I lımler Fakültelennden (veya bu vasıfları haız olduğu Mıllı Eğıtım l kanlığı'nca tasdık olunan yurtdışı fakülte veya yüksek okullarda bınnı bıtırmış olmak, gerekmektedır tsteklılerın sınav ıçın gereklı belgelerle sınav konularını belın kıtapcığı, adları geçen fakultelerle, Ankara Teftış Kurulu Başkaı ğı'ndan, ıstanbul ve lzmır Ofterdarhklarında Malıye Müfeıtışler den, bızzat veya mektupla sağlayarak, başvurma \e kağıt ışlemı ı en geç 22 8 198J pazartesı günü çalışma saatının bıtımıne kadar N Uye Teftış Kurulu Başkanbğı'na başvurmalan rica olunur. İLÂN tSTANBUL 10. İCRA TETKİK MERCİİ HAKİMLİĞİ'NDEN Sayı 983/570 Hakımlığımıze konkordato teklıfınde bulunan Istanbul Çakmak çılar, Çarkçılar Sokak No 13'de Pamuklu Dokuma ve Manıfaturacılık >apan Erdem YuksePın talebı kabul edılerek 1/8/983 tarihinde başlamak uzere mercıın 983/570 esas, 983/694 sayılı kararı ıle İKI AYLIK KONKORDATO MEHLl VERtLMtŞTtR Konkordato mehlı ıçınde IİK 'nun 289'ncu maddesı gereğınce borçlu aleyhıne takıp yapılamıyacağı ve evvelce yapılan takıplennde duracağı, mehıl kararının ılânı tanhınden ıtıbaren her alacakhnın yedı gün ıçersmde bır dılekçe ıle mercıımıze muracaatla ıtıraz edebıleceklen ılân olunur 8/8/983 (Basın 8627) Türk Haberler Ajansı merkezınde görevlendınlmek uzere, STAJYER MUHABİRLER lngıhzce bılır SEKRETER lngıhzce bıten asgan lıse öğrenımlı genç elemanlar aranıyor Başvuruların Basın Sarayı Cağaloğlu/tstanbul adresındekı THA Genel Müdürlüğü'ne yapılması rıca olunur TÜRK HABERLER AJANSI ELEMANLAR ARIYOR