Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/8 HABERLER 6 TEMMUZ1983 SEMÎH GÜNVER Büyükelçi MOSKOVA'DA Uçyüzseksen gün 196263 Fahıi Korutürk yazı masasındaki radyoyu sürekli açık tutardı olursanız olunuz, yalnız değilsiniz, Bazen, Amiral Korutürk, bana işaret eder, Sefarethaneden çıkar, resmî arabaya biner, Lenin üniversitesi'nin arkasındaki ormana gider, arabayı yolda bırakır, ormanın içine dalar, bir süre yürür ve orada işleri konuşurduk. Bu tedbirlerin bile kâfi geldiği hakkında her zaman ciddi şüphe duydum. Moskova'ya gelişimden bir ay sonra, eşim ve çocuklarım Ankara'dan geldiler. Çocuklar okullar başlayıncaya kadar yanımızda kalacaklar, eylül ayında okullarına, Türkiye'ye döneceHerdi. UKRAYNA OTELt Onlar gelmeden önce, Pekin Oteli'nden çıkmış, Moskova nehrinin kenarındaki Ukrayna Oteli'ne iki odah bir daireye taşmmıştım. 16 yaşındaki kızım Gül ve 12 yaşındaki oğlum Haydar'la 'oirlikte Sovyet Dışişleri için, Pekin Oteli'nden daha tazla süre beklemek gerekiyordu. Garsonlar, kadın veya erkek, müşteriye aldırış bile etmiyorlardı. Metrodotel, bir başgardiyan gibi idi. Odaya bir televizyon kiraladık. Moskova Televizyonu o tarihlerde tek kanal üzerinden siyahbeyaz yayın yapıyordu. Programlar, bizim televizyonun bugünkü programlarını bile aratacak kadar, tatsız ve yeknesaktı. Işlenen başlıca iki konu, Sovyetler'in her üretim alanındaki büyük başarıları ve Almanya'ya karşı olan kin ve endişe idi. Hemen her akşam, işgâl yıllannda Alman mezalimini, Sovyetler'in kahramanca çarpışmalarını anlatan propaganda filmleri gösteriliyordu. Bir iki gün tahammül ettikten sonra televizyonu sürekli kapalı tutmayı tercih ettik. Radyo da imdadımıza gelemiyordu. Çünkü, Sovyetler Birliği'nde, Sovyet radyolarından başka her Sovyetler'de Sovyet radyolarından başka herhangi bir istasyonu, en kuvvetli radyolarla bile bulabilmek olanagı yoktu. Yabancı gazeteler de satılmıyordu. Bazı kiosklarda Fransız Komünist Partisi'nin organı "L'Humanite" bulunabiliyordu. Oğlum Haydar, zeki, sevimli, fakat ele avuca sığmaz, hareketli bir çocuktu. Büyükelçiliğin daracık bahçesinde, Wolkswagen'la haşır neşir olmuş, Amiral'in, bürosunun penceresinden hayretle kendisini seyretmesine rağmen, arabayı, binanın etrafında dört döndürmeyi değişmez bir günlük program haline getirmişti. Büyükelçi'nin küçük oğlu Selâh ile arkadaş olmuşlardı. Bazen birlikte sokağa çıkar, saatlerce dönmezlerdi. Sonradan, Moskova'nın bütün metro hatlarını tecrübe ettiklerini ve Moskova'nın en uzak mahallelerini bile rahatça gezip dolaştıklarmı itiraf ettiler. Sovyet Dışişleri Bakanlığı, nihayet halimize acımış olacak ki, bize Ukrayna Oteli'ne birkaç yüz metre mesafede Kutuzovsky Caddesi'ndeki bir binada yan yana iki daire verdi. Kiraladığımız bu iki daireyi ara duvarı yıktırarak birleştirdik. Böylece 110 metre karelik bir daire eldejettik. Ankara'dan getirdiğimiz birkaç parça eşyaya, Sefaret'ten ödünç aldığımız bir kanepe iki koltuğu ilâve ettik. Bir de tahta Sovyet malı karyola satın aldık. Bu iki kişilik karyola o kadar dar, somyası o kadar sert ve orta kısmı yük binaların arkalarında, arazi boştur veya bizdeki gecekondulan andıran küçük evler yer almıştır. VVOLKSVVAGEN SAHİBİ OLUYORUM Toplu oturma merkezlerinin arka taraflarında otomobillerin park edildiği bir geniş avlu vardır. Binanın giriş kapıları genellikle yine binaların arka cephelerindedir. Kış mevsiminde, kibu mevsim en az 9 ay sürmektedir kar, geceleri otomobilleri tamamen örter. Özellikle, büyük Amerikan arabalarına sahip yabancı diplomatlar, akşamlan evlerine döndükleri zaman, arabalarının bataryalarını söker, onları kolları arasında bir bebek taşır gibi, dairelerine götürürler. Benim arabam Wolkswagen olduğu için, akümülatör, arkadaki koltu|un minderi altında saklıydı. Bu sayede, ben batarya taşıma angaryasından kurtuldum. Sabahları, karla kaph bir mezarhk haline gelen otoparkta, otomobilinizi bulmak başlı başına bir sorundur. Herkesin elinde bir süpürge bir faraş, önce otomobil plakaları süpürülmekte ve arabaların böylece teşhisi yapılmaktadır. Arabasını bulan, bu MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI .. Basını pkur gözüyle görmeli. Konya dönüşünde, Cihanbeyli'den geçerken, yol arkadaşlarıma: Burada, etliekmekçilik yapan bir eski öğretmen olacak, ona uğrayıp bir selam versek ne dersiniz? diye sordum. Hay hay; uğrayalım yerini biliyorsan... dediler. Yerini bilmiyordum. Ankara'da görüşmüştük. Yerinden alınıp, Hakkari'ye verilmiş, o da öğretmenlikten ayrılmak zorunda kalmıştı. Cihanbeyli'de etliekmekçilik yapıyordu; birçok öğretmenin, geçim sıkıntısı yüzünden, Ankara'da çiğköfte yapıp, akşamüstleri sattıklarını duyuyordum. Bazıları ö^el dersler vererek, bütçelerini denkleştirmeye çalışıyorlardı. Öğretmen, toplumda en yüksek ücreti alsa, buna kimsenin ses çıkarmayacağını biliyordum. Ama, neden horlanır, bunu da anlayamıyordum... Etliekmekçi eski öğretmeni, bulmamız güç olmadı. Cihanbeyli çarşısında, sorduğumuz bir çırak, hemen gösterdi: Camiyi geçtiniz mi, çukurda göreceksiniz. Hüseyin hoca, etliekmek yapar: Dumanı üstünde bir etliekmek de, burnumuzda tütmeye başlamıştı doğrusu: Çırağın tanımladığı gibi bulduk, "özlem" etliekmek, börek salonunu... Tanıdığı gibi, yerinden fırlayıp koştu. İki arkadaş çalışıyorlardı... Sizin kamınız açtır; dedi, beklerseniz etliekmek yaptıralım, yoksa saçta kavurma yapacağım... Keçi eti mi? Saçta kavurma hazırlanırken konuşuyorduk. Hüseyin Bey'e para aldıramadık. Kötü bir şey önermişiz gibi, kıpkırmızı geçmişti... Bir daha gelişinizde alırız, diyordu. Kırk yıllık dostlar gibi ayrıldık. Bir olayı anlattıktan sonra Hüseyin Bey'den neden söz ertiğime geleceğim. Olay, emekli öğretmen AN Rıza Bey'in başından geçmiş, geçtiğimiz yıllarm birinde, Ali Rıza Bey, emekli olduktan sonra, bir süre bir arkadaşıyla bakkallık yaptı. Sonra onu da bıraktı.... Aydın, uyanık bir arkadaş. Bir gün, bir arkadaşının evinde birkaç kadeh içki içtikten sonra, arabasına atlayıp evine gitmekte. Dikmen yakınında "DörtMevsim"in önünden geçerken, görevli bir polis ekibiyle karşılaşır. Trafikçiler, başka arabaları da çevirmişler, içkili olanları bilirkişiye, oradan mahkemeye gönderiyorlar. Ali Rıza Bey'den önce, bir yüklenicinin (müteahhidin) d u ' ruşması vardır. Yüklenicinin alkol derecesi, oldukça yüksek. Rıza Bey, sırasım beklemekte... Duruşmadan çıkan yüklenici, Rıza Bey'e: Üçbin lirayla, yırttık; der. Yüklenici, içkili araba kullanmaktan, üçbin lira para cezasına çarptırılmıştır. Sıra Ali Rıza Bey'e gelir. Yargıç, sorup dinledikten sonra, Rıza Bey'i beş bin lira para cezasına, bir ay da hapis cezasına çarptırır. Hapis cezasını da paraya çevirir, o da üç bin lira, toplam sekiz bin lira ceza.. Yargıç, şöyle der: Öğretmensin, araban var, emekîisin, içiyorsun!. Etliekmekçi Hüseyin Eker'den neden söz ettiğime gelecektim; gazeteci, yazar olarak, toplumda gördüğümüz ilgiyi, sıcaklığı sözcüklerle anlatma olanağı yok. Basınına böylesine saygılı bir toplumumuz var, basının güç koşullar içinde çalıştığını iyi bilir. Okurların gösterdikleri yakın ilgiye, çoğu zaman yeterince karşılık veremeyiz. Kırdıklarımız, küstürdüklerimiz olur. Kırılsa da, darılsa da, gazetecinin, yazarın kendisinden bir parça olduğunu düşünür... Basın yasasında yapılan değişikliklere değineceğimi bir "Ankara notlan"nda yazmıştım. Tasarıyı, tasanyla ilgili istanbul Gazeteciler Cemiyeti'nin görüşlerini, tasarıya ilişkin bazı eleştirileri okudum. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti, tasarının olumlu yanlarını da, belirtmiş. "Şurası iyi olmuş" demekten kaçınmamış. Ama, ağır hükümleri de eleştirmiş. Tasarıdaki hükümlerin bazıları, anayasada var; Anayasa hükümlerinin tasarıya aktarılmış olmasına kimse bir şey diyemez. Ama, yayınlanmamış bir yazının suç sayılabilmesi konusuna da, pek kimsenin usunun ereceğini sanmıyorum. Anlayabildiğim kadarıyla, tasarıyı hazırlayanlar, basını, basın özgürlüğünü geliştirmeyi düşunmemişler.. Nasıl kıskıvrak yakalarız da, yazdırmayız; diye düşünmüşler anladığım. Gazeteciyi, yazarı, okur gözüyle görmemiş tasarıyı hazırlayanlar... Bu bizim yasamız olacak. Bu uğraşta otuzkırk yıldır dirsek çürütenlerimiz var; onlar çağrılıp, konuşulabilirdi... Siz, basının gelişmesini istiyorsunuz; bize yardımcı olun! denebilirdi. Ama, biz sizin hapis cezalarınızı, para cezalarınızı artırıyoruz; sizin hapislerde çürümenizi istiyoruz, neden size sora. lım? diye düşündülerse o başka... Basının tümü, "korsan basın" olarak düşünülebilir mi? Basını, bir de okur gözüyle görmeli, tasarı o zaman baştan ayağa değişecektir... let adamlannın karşılıklı ziyaretleri. Bu vesile ile Sovyetler Birliği, bir Türk Parlamento heye1 962 yıhnın ilk dokuz ayı Sovtini Moskova'ya davet ediyordu. yetler BirliğiTürkiye ilişkilerinAnkara'nın cevabı, bu defa de yumuşamaya ve sınırlı da oliki aydan fazla gecikmedi. 10 sa işbirliğine yol açan karşılıklı Eylül 1962 tarihli yazı cevabıniyi niyet gösterisi devresi olmuşda, Türk Hükümeti, Sovyet tektur. Sovyetler'in politik davraliflerini olumlu karşılamaktaydı. hışlarındaki tatsız ve ani değişikNitekim, Arpaçay üzerinde baliklerden ağzı yanan ve güveniraj inşası" konusunda Türkni büyük nispette tüketmiş olan Sovyet Karma Komisyonu, 24 Ankara, Kruşçev'in güler yüzlü Hazivan4 Temmuz 1962 tarih' yaklaşımını ihtiyat ve soğukkanleri arasında Erivan'da toplanlıhkla karşılamıştır. 27 Aralık mış ve bir protokol imzalanmış1%1'de Ankara'daki Sovyet Bütı. Sovyetler Birliği ile Türkiye 'yükelçisi Rijov.Başbakan ısmet arasında doğrudan doğruya deInönü'ye Kruşçev'in bir mesajımiryolu irtibatı 27 Nisan 1961 " nı getirmiş. ve Türkiye'nin toptarihli TürkSovyet demiryolu rak bütünlüğüne, egemenliğine, nakliyaıi sözleşmesi ve bununla " htikümranlık haklanna saygılı ilgili anlaşmalar uygulanarak "Ijlduğunu teyid eden Sovyetler ' Birliği Hükümeti'nin Türkiye ile sağlanıyor, KarshudutAhuryan demiryolu iki tarafta çalışmalar iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinikrnal edilerek 18 Ağustos 1962 de işbir\i|ini çeşitli alanlarda getarihinden itibaren işletmeye açıliştirmek arzusunu bildirmiştir. Uyor, 1962haziranındaTürkiyeAnkara bu mesaja resmi tepSovyetler Birliği arasında telefon kisini aradan, üç buçuk aydan irtibatı kararlaştırılıyor, kültür, fazla zaman geçtikten sonra 19 ilim ve spor alanlarında temasNisan 1962 tarihinde Feridun lann çoğaltılması da bu kabul Cemal Erkin'in Sovyet Büyükelolunuyordu. Ancak, Ankara, çisi'ne tevdi ettiği muhtıra ile Sovyet Basın ve Radyoları'nın göstermiştir. Bu cevapta, SovTürkiye aleyhindeki devamlı yetler'in verdikleri güvence vurneşriyatından şikayet ediyordu. "* »ulanmış ve o tarihte iktidarda " • olan koalisyon hükümetinin Ekonomik ve ticari alanlardaki işbirliğinin geliştirilmesi husuprogramında da belirtilmiş oldusunda da görüş birliğine varılı•' ğu üzere, Moskova ile komşuluk • ilişkilerini geliştirmek kararında yor ve 29 Ağustos 1962'de ek bir Hayır, dana. Sovyetler Birliği'ndeki "yaşantınızda sürekli kontrol altında bulıınduğunuzu hissedersiniz. Sizi dinleyenleri, '^ğözleyenleri görmek ı imkânsızdır. Fakat bilirsiniz ki, bir an bile nerede olursanız olunuz, yalnız değilsiniz. Bazen •Korutürkle birlikte ormana 'gider, arabayı yolda bırakir, , ormanın içine dalar, bir süre yürür ve orada işleri jkonuşurduk. " olduğu, Kruşçev'in verdiği gü Ticaret Programı imzalanıyorvencenin bu gayretleri kolaylaş du. Böylece, Moskova'da geçirditıracağı, kısaca belirtilmiş, Türk hükümetinin, Doğu ile Batı ara ğim ilk altı ay içinde, Türk, sında sağlam ve sürekli bir sul Sovyet ilişkilerinde, siyasi baro. hun tesisi çabalarını destekledi metre, "Güneşli ve Kuru" üzeği, Türkiye'nin bir savunma sis rinde sabit kalıyordu. temi olan NATO'ya milli men KORUTÜRK'ÜN RADYOSU faatleri gerektirdiği için üye olMoskova'da kış ne kadar soduğunun ifadesi lüzumu hissedil ğuk, karlı ve rüzgârlı ise yaz aymiştir. lan da aksine sıcak, rutubetli, Sovyetler de, bu Türk muhtı boğucu geçer. Moskova'nın, 30 rasını, 3 ay sonra, 13 Temmuz kilometre fazla dışına çvkmak 1962 tarihinde bir muhtıra ile ce yasak olduğundan, şehrin bazı vaplandırmışlardır. Bu arada, bölgeleri de yabancılara kapalı Büyükelçi Amîral Fahri Koru tutulduğundan, günlük yaşantı türk, başlayan diyaloğun kesil sahamız Büyükelçilik binasının memesi ve olumlu istikamette çalışma odaları, yerle,ştirildiğigelişmesi için Ankara ve Mosko miz oteller, veya kir'alanan küva hükümetleri nezdinde, gayret çük apartmanlarla sınırlanmış slerini sürdürmüştür. Sovyet ce bulunuyordu. Büyükelçi'yi, günde iki defa abında, Kruşçev'in Cemal Gürel'e yolladığı iyi niyet mesajına makam odasında görüyor ve resiatıfta bulunulmakta ve Mosko mi işler görüşüyorduk. Amiral kva'nın, Karadeniz'i, komşu ül Korutürk, yazı masasının üzerinJkeler arasında bir dostluk, sulh de küçük bir transistör radyoyu rve işbirliği alanı haline getirmek daima açık tutmak itiyadınday|istediği vurgulanarak, Türk hü dv. Biz, işleri, hafif sesle konuikümetine, başlatılacak işbirliği şurken, Moskova radyosunun ' için sonıut öneriler yapılmaktay spikeri de Rusça haberleri veya rdı: 8 Ocak 1927 tarihli sözleşme yorumları avaz avaz vermeye de^gereğince Arpaçay üzerinde bir vam ederdi. pörtak baraj inşası, ekonomik ve Sovyetler Birliği'ndeki yaşanp'ticari mübadelelerin artırılması, tınızda sürekli kontrol altında 1962 yılı için yenı bir Ticaret bulunduğunuzu hissedersiniz. a Protokolü'nün müzakere edil Sizi dinleyenleri, gözleyenleri ı mesi, ilmî ve kültürel alanlardaki görmek imkânsızdır. Fakat, bii temasların geliştirilmesi ve dev lirsiniz ki bir an bile, nerede Kışın sabahları karla kaph bir mezarlık haline gelen otoparkta otomobilinizi bulmak başlı başına bir sorundur. Herkesin elinde bir süpürge bir faraş, Önce otomobil plakaları süpürülmekte ve arabaların teşhisi yapılmaktadır. Arabasını bulan, bu kez otomobilinin üzerinde en ufak bir kar parçası kalmayacak şekilde temizlemek zorundadır. Yoksa, hiç insafı olmayan Sovyet trafik polisi sizi yolda derhal durduracak ve cezayı kesecektir. boylamasına o kadar kümbetli idi ki, her gece, birimiz yataktan kayıp yere düşüyorduk. Sovyet Dışişleri'nde "UPDK" Kordiplomatiğe Yardım Dairesi ismini taşıyan geniş kadrolu bir büro vardır. Her türlü ihtiyaç için bu büroya resmi bir yazı ile müracaat etmek ve neticeyi beklemek gerekirdi. Kiralanacak evler, bu dairelerde yapılacak tamir ve tadilât, seyahat müsaadeleri, giyecek ve yiyecek alışverişleri, tiyatro, opera, bale, konser, spor müsabakalan için bilet temini, dışarıdan getirilecek ihtiyaç maddeleri için ithal müsaadeleri, hep bu daireden yazılı müsaade istenmesi ile mümkün olabilirdi. Bu dairenin bugün de mevcut olduğunu öğrendim. Şahsen, UPDK'dan hiç şikâyetçi olmadım. Bana ve ailemekarşı daima anlayışlı davranıldı. Yabancı diplomatları, Sovyet makamlan, kontrolları daha kolay olsun diye, ayrı ayrı bölgelerde prefabrike blok binalardaki dairelere yerleştirmeyi tercih etmektedir. Bize verilen bina, yeni yapılmış bir bloka dahildi. Moskova'da seri halinde yapılan büyük yerleşim konutlan, dıştan bakınca oldukça gösterişli ve modern manzara arzederler. Genellikle geniş caddelerin iki yanına yerleştirilen bu aynı tip bükez otomobilini üzerinde en ufak bir kar parçası kalmayacak şekilde temizlemek zorundadır, Yoksa, hiç insafı olmayan Sovyet trafik polisi sizi yolda derhal durduracak, ne olduğunu anlayamadığınız bir yığın lâf edecek ve diplomat olduğunuz vız gelerek gözünüzün yaşına bakmadan cezayı kesecektir. Kışın Moskova'da soğuk havanın eksi 25 ile 30 arasında değiştiği hatırlanırsa, gözlerinizin de, her an, yaş içinde olması normaldir. Bir kış günü, kar lapa lapa yağarken, otobüs ve kamyonların bile üzerlerinde, kar ve buz parçaları olmaksızın şehirde seyretmeleri, Moskova'daki otorite ve disiplinin derecesi hakkında insanı hayrete ve biraz da ürkmeye sevketmektedir. Moskova'da satılan benzin, sert kükürt kokar. Bu koku, insanın genzine yapışır ve bütün gün nefes borularında takılır kalır.Rusya'da esasen herşeyin kendisine has kuvvetli bir kokusu vardır: Borjon ve Narjn isimlerini taşıyan barut gibi gazh maden sulannın votka ve konyakların, deterjanların, benzinin, tuzlanmış balıkların, gıda maddeleri satılan büyük mağazaların, kahvehane ve lokantaların. SÜRECEK Bakanlığı, bize kiralık bir apartman dairesi verinceye kadar dört kişi bu iki odada kalacaktık. Ukrayna, Moskova'nın altı gökdeleninden birisidir. Stalin devrinin bu fazla özenti mimari üslubu, bir hayli eleştiriye ve hatta bazı müstehzi nüktelere konu teşkil etmiştir. Bunlardan birisi de Polonya'yı Alman işgalinden kurtarıp özgürlüğe kavuşturduklarını iddia eden Ruslar'ın Varşova'da yaptıklan muazzam kültür sarayıdır. Polonyalılar, Varşova'nın en güzel manzarasının Kültür Sarayı'nın terasından seyredildiğini söylerler. Sebebi sorulduğu zaman da "Çünkü, oradan, Kültür Sarayı görülmüyor" cevabını verirler. Çocuklar, bu dev otelde, bir hapishanede imişler gibi çok sıkıldılar. Lokantada, yemekler hangı bir istasyonu, en kuvvetli radyolarla bile bulabilmek olanağı yoktu. Yabancı gazeteler de satılmıyordu. Bazı kiosklarda Fransız Komünist Partisi'nin organı "L'HumanitS" bulunabiliyordu. Fakat, bu gazetenin de fazla alıcısı olduğunu sanmıyorum. Otelden dışarıya çıkamıyorduk. tngiltere Büyükelçiliği sekreterlerinden birisinden, başka göreve nakledildiği için satışa çıkardığı, kullanılmış mavi renkte kaplumbağa tibi bir Wolkswagen arabayı satın aldım. Bu küçük araba, bizim için bir can kurtarıcı oldu. Şehir içinde ve civarında gelişi güzel gezintilere başladık. Bazı sokak başlannda polis arabayı durduruyor ve daha ileri gitmemize izin vermiyordu. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Sakat olarak işe girdim" SORU: 1968 yılında ilk kez sigortalı bir işe girdim ve 2 ay çalışıp aynldun. O zaman 18 yaşımı doldurmanuştım. Daha sonra 1975'de Iş ve tşçi Bulma Kurumu kanalı ile sakat olarak işe girdim. Halen de sigortalı olarak çalışmaktayım. Buna göre: 1 Emekli olabilmem için ne kadar çalışmam gerekiyor? 2 Sakaüar için geçerll 9600 iş gününü doldurunca emekli olabilir miyim? 3 Emeklilik için müracaat eaecegim zaman, beni sakathğımın belirlenmesi için hastahaneye sevk ederler mi, yoksa eldeki rapor geçerli olur mu? K.K. İSTANBUI YANIT: I 2422 sayıh Yasa ile getirilen sakatlara erken emekli olma hakkından " b) Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan, Sigortalüar yaşları ne olursa olsun, en az 15 yıldan beri sigor talı bulunmak ve en az 3600 gün Malullük, Yaşhlık ve ölüm Si gortalan primi ödemiş" olanlar yararlanmaktadır. Bu haktaı yararlanabilmeniz için prim ödeme gün sayılannızın 3600'e (V tam yıl) tamamlanması gerekir. 2 3.600 günü doldurduğunuzda, sigortalılık başlangıcmız üz< rinden 15 yıldan fazla bir zaman gecmesi nedeniyle emekli ole bilirsiniz. 3 Ancak, sakatlara tanınan bu erken emeklilik hakkından yı rarlanabilmek için Gelir Vergisi Yasası'nın 31. maddesine göı çalışma gücünüzün en az % 40'ını kaybetmiş durumda olduğı nuza ilişkin bir rapor almanız gerekmektedir. Elinizdeki rap< geçerli sayılmaz. Yeni rapor almanız için de, "Sakatlık tndiı minden Yararlanacak Hizmet Erbabının Sakatlık Derecelerin Tesbil Şekli Ue Uygulanması Hakkındaki Yönetmelik "in 4. ma desine göre "Indirimden yararlanmak isteyen sakat hizmet < babı, nüfus kağıdının örnegi ve çahştıgı işyerinden alacağı hi met erbabı olduğunu gösterir belge ile biriikte illerde Defterdı lık Gelir Müdürlügüne, bagımsız vergi dairesi bulunan ilçelı de Vergi Dairesi Müdürlügüne, diğer ilçelerde Malmüdürlüği bir dilekçe ile" başvuruda bulunmak gerekmektedir. Bu başvuru sonucu alaeağınız rapor gereği Gelir Vergisi Y sası'nda 3 derece olarak saptanan sakathklardan birine girdi nizde, erken emeklilikten yararlandığınız gibi, Gelir Vergisi'n sakatlar için öngörülen özel indirimden de yararlanmak duı mundasınız. rTurizm yörelerinden İsviçreli turistler Rodos^a akın ediyor Pasaport kontrolu sırasında Türk pasaportu taşıyanlar özel inceleme İle bir saat kadar bekletiliyor. ğin giren Yunan Adaları gerçeğinin (hayranlığının) "sırrı hikmetini" öğrenmek için Rodos adasına gitmeye karar veriyoruz. Cumartesi gecesı Zürich Kloten'dan kalkan "charter" uçağı r^ir DC10 dolusu îsviçreli turistle Rodos'un küçük fakat sezon tooyunca ortalama her yarım saatte bir "charter" uçağının inip kalktığı havaalanına ulaşıyor. Pasaport kontrolu sırasında Türk pasaportu taşıdığımız için olacak, anlamadığımız bir nedenden dolayı girişte pasaportumuz havaalanının içlerinde bir büroya gönderiliyor. Bu arada, bir saat kadar bekliyoruz. Pazar sabahı saat 6'ya doğru otelimize ulaştığımızda yaklaşık herkes yorgunluktan yan baygın bir hale geliyor. Rodos'ta günduz gozüyle gördüğümüz, üç beş FUAT KIRCALI RODOS İsviçre'de büyük fcMurizm şirketleri yaz programlarmda Yunan adalarına yıllardan bu yana geniş yer veriyorlar. Belli başlı büyük şirketlerin tanıtıcı kitapçıklanna göz gezdirdiğiniz' de Türkiye'ye düzenlenen tur prograrnlarının en çok bir sayfada tanıtıldığını, çeşitli Yunan adalarına yapılan tur programlarının ise ayni broşürlerde 67 sayfaya kadar çıktığını görüyorsunuz. Kışın Kanarya adalarına giden Avrupalı turistin yaz ağırlıklı seçeneğini Yunanistan oluşturayor. İşte böyle bir broşürden bir haftahk bir tatil programı araştırırken hem Yunan turizminin fnasıl bir şey olduğunu yerinde • görmek hem de İsviçreli dostlarımızın günlük yaşamlarına dekişi yerli halkın yanında binlerce yabancı turist. Adanın Rodos kenti çevresinde yarım çember biçiminde uzayan sahil şeridi de bu binlerce turistin kumsalda gün boyu güneşlenebilecekleri bir yer kapma savaşımı sonucu santimetrekaresine kadar paylaşılmış durumda. Hanım turistler ülkelerinde pek öyle görmeye alışık olmadıkları güneşin sıcaklığını birdenbire tenlerinde hissettiklerinden, vücutlannın olası her noktasını bu eşsiz 'nimetten' yararlandırmak için bikinilerinin üstlerini giyme ahşkanlıklarını çoktan terketmişler. Tüm gün süren güneşlenme faslından sonra tavernalarda Yunan rakısıyla mezekaki yeniliyor. Yunan müziği dinleniyor. Bunun için, üç beş yıl önce gelen (çevre ada yerlilerinden) genç müzisyenlerin Yunan müziği icra ettikleri "Zorbas"a gidiliyor. Zorbas'ta ses yükselticilerdenkulakları sağır edici bir buzuki sesi ile, Avrupalı konuklarma Yunan folk dansını tanıtmaya çalışan iki şişman balıkçının yaptığı harmandah izleniyor. Sürekli içilen beyaz şaraplardan sonra (Kıbrıs çıkartmasıyla birlikte ismi Yunan kahvesi olan) Türk kahvesi içilerek geceye son veriliyor. Ama kuşkusuz müziğin gürültüsü tüm gece beyninizde uğuldayarak Rodos halkı turizmden memnun. Gerçi Isvicıe'de yaşayan Yunan aydınlanna bakarsanız turizm Yunanistan'a getirdiğinden ççgunu gerı alıyor. Halkın ahlâki değerleri sarsılıyor. Kendi ülkelerinde sokağa, yaktığı kibritin çöpünü atmayan Avrupalı turist, Yunariistan'da piknik artıklarını sahillerde bırakmada, çevresini çok doğal bir davranışçasına kirletmede sakınca görmüyor. Olüdeniz'de konaklama tesisleri yetersiz kalıyor FETHtYE (Muğla) (THA)Fethiye ilçesinin en önemli turistik bölgesi sayılan Ölüdeniz'e bu yıl çok sayıda turistin geldiği bildirildi. Fethiye Turizm Bürosu yetkilileri turist geliminde geçen yıllara oranda büyük artış oldu|unu söylediler. Turizm Bürosu yetkilileri ölüderüz ve çevresinde bulunan moteller'de yer bulmanın mümkün olmadığını belirteTek konaklama tesislerinin gereksinmeye cevap veremez durumda bulunduğunu öne sürdüler. Bölgeye gelen turistlerin özellikle sahil çevresinde motor turlarına büyük ilgi gösterdikleri ve bu nedenle Bodrum yöresinden çok sayıda deniz motorunun ölüdeniz'e geldiği bildirildi. Bölge'nin en büyük konaklama tesisi olan Motel Meri yöneticileri rezervasyon konusunda güç durumda kaldıklarını belirterek THA muhabirine şunları söylediler: "Bizim için en büyük sorun İLÂN BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN Esas No: 1983/613 Karar No: 1983/797 Istanbul, Bakırköy, Kocasınan, C: 10, S. 59, K: Billâ noda nüfusa kayıtlı Mehmet kızı, 1968 D.lu NERİMAN ER'e aynı yerde nüfusa kayıth ağabeli 1951 D.lu KADRt ER'in vasi o'arak atanmasına 23.6.1983 tarihinde karar verilmiştir. turistleri ağırlamak oluyor. Zira 5 günlüğüne gelerek rezervasyon yaptıran turist tatilini uzattığını belirterek otelden ayrılmıyor, biz ise turlara bağlantılı olduğumuz için yeni gelen kafilelere karşı güç durumda kalıyoruz" Yunan adalarından Kuşadası'na gelen turistler sadece 109ar mark döviz bırakıyor KUŞADASI (AYDIN) (THA) Kuşadası'na Yunan adalarından her gün 2 turist gemisi geliyor ve her turist sadece 10 mark döviz bırakıyor. THA muhabirinin turizm acentaları yetkililerinden edindiği bilgiye göre, Yunanh turizmcilerin günü birlik Kuşadası'na getirdikleri turistler sadece hatıra eşyaları satın alıyor. Yetkililer, Yunanh turizmcilerin turları kış aylarından ayarladıklarını belirterek, günü birlik turistlerden bir gelir elde edilemediğini, ancak 1015 gün kalan turistlerin döviz bıraktıklannı kaydettiler. Yetkililer, turizm gelirlerinde bir artış beklemek için turların kış aylarından hazırlanması gerektiğini vurguladılar. MARTIHOTEL MAR1VIARİS S A S tunzmsevahat BARBAROS BULVARI, 35/3 BESİKTAŞİSTANBUL Teİ.:161 10 74161 82 26 KADJKÖY İRTİBAT 337 61 07 rtar SEKETUR MOTEL FETHİYE ALANYA ÖMER TATİL KÖYÜ I yarım pansiyon et otobusterle gidişdöoü$,YoWaki ikramlar,RehberliU hizmet leri.Tesislerde 8 gün 7gece TAM PANSİYON KONAKLAMA Agurubu1001 TELEX.26I050RORTR AKTUR VİLLALARI Dört kişi 55.000 TL.'den itibaren • 55.000 DATÇA ALAADDİN OTEl