19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 erkezi hükümet teşkilatı araştırma projesi (MEHTAP) tavsiyelerinin uy gulanma durumunu değerlendirme araştırması incelendiğinde, ülkemizde gerek yönetenler ve gerek yönetilenler açısından büyük önem taşıyan, idari reformun gerçekleştirilmesini amaç edinen örgüt ve yasalarla ilgili tavsiyelerden dördüncüsünün, yani halkla ilişki ve din leme yöntemlerinin kurulmasının. dolayısıyla halkın yönetsel kararlara katılmasının sağlanmasının uygulamasuıda güçlük lerle karşılaşıldığı anlaşılmaktadır. Örneğin tmar ve tskan Bakanlığı. sözkonusu tavsiyede «ne gibi usullerin ne tip bir teşkilatlanma ile uygulanmasınm tavsiye edildiğinin anlaşılmadığını» belirtmektedir. Bayındırlık Bakanlığı ise halkla yakın ilişkiler kurmak, karar almadan önce bireylerin ve ilgili kuruluşların dinlenmesi için «usuller geliştirilmesiı gerektiği görü şündedir. OLAYLAR VE GÖRÜSLER ve denetleyecektir. Böylelikle yönetsel bi rimlerde çalışanlar da gerek birbirleri arasındaki ve gerek halkla olan ilişkilerin de sorun çozme yetenek. cesaret. beceri ve enerjisine kavuşmuş olacaklardır. Halka da müşfik davranmasını öğrenecekler dir. Öte yandan sosyal pedagoji. bireysei pedagojinin tersi olarak grup çalışmalarına önem vererek grupların gerek kendi yapılan içinde yer alan tek bir bireye gerek başka gruplara karşı göstermekte olduklan davranış kategorilerinin açık lığa kavuşması konusunda eğıtilmelerini görev saymaktadır. Böylelikle yönetsel bir grubun üyesi olan bireyler. birbirlerine ve toplumun bireyleri olarak bir bütünlük gösteren yurttaşlara karşı hoşgörü içeren bir duyarhlık kazanmış olacak lardır Dolayısıyla da demokratik yaşam ülküsüne bağlı olarak her bir kamu görevlisi toplumun sosyoekonomik kalkınmasına da katkıda bulunacak blr önderiik görevini de yüklenmiş olacaktır. 15 HAZIRAN 1983 M Kamu Görevlileri ve Halk KAMU GÖREVLİLERİNİN HALKLA İLİŞKİLERİNDE VE ON. LARI YÖNLENDİRMEDE ZİHNİYET DEĞİSİKLİĞİ SAĞLAMAK İÇİN «GRUP DİNAMİĞİ VE SOSYAL PEDAGOJİ» EĞİTİMİ, SO. NUÇ ALMADA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Zaman ile Zamaııe Fransız filozofu Bergson: « tnsan> demiş «zamanın içinde değil. zaman insanın içinde yasar.» Acaba ? Insandan önce doğanın varoluşu gerçekse. Bergson'un sözü saçma değil midir? Pransız toplumbilimcisi Durkheim de Bergson'dan aşağı kalmıyor: « Zaman kavramının kaynağı toplumdur» diyor. önce yaşadığımız olaylar, sonra yaşayacağımız olaylarm önceden algılanmasına yol açar. Takvimin saptanması. dinsel bayramlann belirli aralıklarla kutlanması. ortak törenlerin her yıl düzenlenmesi kafamızda zaman kavramını biçimlendirmiştir. öyleyse zaman insana bağımhdır. Ne var kl doğanın insan toplumundan çok önce varoluşu bu görUşü de boşa çıkanyor. Zaman İnsanın dışındadır; ama insanların çoğu. zamanı kendilerine göre yaşamasım küçük yaşta öğrenirler; benlmserler, severler. Bencillik'ten ve benci'likten doğan bu yaklaşım, çoğumuzda mantığımızı eğip bükecek ve beynimizi sulandıracak düzeylere varabilir. Mahinur Hanım <Aaaah aaah> diye içinl çeklp. yakınmaya başladı mı zamanı kendine göre yorumlamasın da ne yapsın: Biz gençligimizde büyük küçük. edep erkân bilirdik; şimdiki gençlerin ne sağı var ne solu; ne yaşlılara hürmet kaldı, ne çocuklara şefkat... Neden dün öyledl de bugün böyle Mahinur Hanım, ne oldu da dünya kötülsdi? Evladım zamane .. Mahinur Hanım <zaman>ın karşısına «zaraane> sözcüğünü koyarak kendine göre bir çözüm bulmuştur. Bir zamanlar herşeyin çok gtlzel olduğu. ama artık bozulduğu böylece saptanmış oluverir: ama. bu duygu yalnız Mahinur Hanımda mı vardır? Nlce kitaplar devirmış. toplum yaşammda killt noktalara oturmuş. üniversitelerden .diplomalar almış ünlü kisilerin geçmise özlemlerinl tutuculuk ve gericllik düzeyerine tırmandıran ltlcl güç nereden geliyor? însan yaşlanıp da ihtiyarlığa doğru yol aldıkça <zaman> niçin «zamanoye dönüşüyor? Neden gelmiş geçmls en yaman futbolcu Bekir ve en güçlü pehllvan Koca Yusuf oluyor? Yeni atletler eski rekorları kronometre ile kır dıklarından, yeni yüzücüler eskl şampiyonlan sayıyla geride bıraktıklarından bu spor dallarında palavraya yer yoktur. Ne var ki geçmişte yaşanan her olayı matematlğe vurmak olanaksızlıgından kaynaklanan zamane edebiyatınua önüne geçilemez. Sarıyer'de esklden ayışığı denlze daha güzel vururdu; Istanbul geceleri eskiden daha güzeldi; eski aşkların yüceliğl yanında şimdikıler birer cüce duygudur; eskl dost luklar gibi dostluğa şimdi raslahabillr mi? Eski ozanların döktürdükleri dizelere artık klm ulaşabilir? Borazan Tevfik gibi bir «nuktedan» artık yetişebllir mi? Nerede efendim o eski yaşamın görkemi, o eskl insanların insanlıgı? Nerde o eski rakılar? Mezeler? O eskl garsonlar? O eskl yaşam? Kişlnin hayatında zamanın değlğlp dönüh şerek zamane oluşu acı blr yaşam serüveninin son sayfalarıdır Yrd. Doç. Dr. Ahmet KÜLEBİ Hacettepe Üniversitesi İşletme Yönetimi Bölümü Yöneticiyi Eğitme Görülmektedir ki, halkla ilişkiler ko nusundaki sorunların çözülmesl için kamu yönetimimizde bir yaklaşım ve yöntem boşluğu bulunmaktadır. Bu boşluk uzun yıllardan beri süregelmektedir. Çun kü üst düzey yöneticilerinin uyan ve isteklerine karşm hâlâ kamu yönetimimizde devlet dairelerinde işi olan yurttaslara işlemlerinin sonuçlandınlmasında gereken, ilgi titiz ve enerjlk davranışların gös terilmediği ve yurttaşların sorunlanna aynı zamanda nazik, saygılı ve şefkatll bir yaklaşımla eğilinmediği bir gerçektir. öte yandan yurttaşlarımız da kamu görev lerine karşı zaman zaman müşfik davran mamaktadırlar. Bu nedenle, yönetsel süreçler uzamakta, kamu hizmetlerinin ma liyetleri de yükselmektedir. Ve en önemlisi, yönetenlerle yönetilenler arasında var olması gereken güven ortamı da zarar görmektedir. Sorunlar, yönetenlerle yönetilenler arasında bir iletişim kopukluğunun varlığından ve yönetenlerin, ya ni kamu görevlilerinin, yönetilenleri yön lendirmemesinden doğmaktadır. Kamu görevlilerinin davranıslarını, yurttaşların davranışlarını etkileyici bir etmen (fak tör) olarak dikkate aldığımızda, bu görevlilerin çalışma ve halkla ilişkiler zihni yetinde bir değişmenin gerekllliği söz ko nusu olmaktadır. Kamu görevlilerinde zih niyet değişikliği ise, onların iletişlm ve yönlendirme güçlerini geliştirici eğitim yöntemleri aracılığıyla mümkün olabilecektir Bu eğitim yöntemlerini grup dinamiği ve sosyal pedagoji eğitimleri olus turup, yazımızın başında bellrttiğimiz halkla ilişkiler ve dertlerini dinleme yön temlerinin geliştirilmesindeki yaklaşım boşluğunu da doldurabileceklerdlr. «Grup dinamigi» kavramı genel anlamıyla bir gruptaki bireylerln birblrlerini karşılıklı olarak etkileme süreçlerini kap sar. Grup dinamiği eğitimini sağlayan «grup dinamifi seminerlerinde» ya da «antrenman gruplannda» birbirlerini ön ceden tanımayan. çeşitli yaşlarda. cinsiyette ve meslekte (ya da meslek dalmda) 7 ile 15 kişi önceden saptanmış belli bir sayıdaki oturumlarda grup yaşamının bir likte bir özanalizini yapmak üzere bir araya gelmektedirler. Grup dinamiği seminer leri minimal düzeyde yapılaşma ve buna bağlı olarak da maksimal düzeyde koşul lanmadan annmıg olma özelliklerini ser gileyen bir topluluk biçimini oluşturmak tadırlar. Bu seminer çalışmalarının büyük bölümü belli bir gündeme bağlı kalınmadan, özgül bir problemin çözülmesine gerek ol madan grup üyelerinin serbestçe konuşabilecekleri ve tartışabilecekleri oturumlara hasredilmiştir. Amaç, bu oturumlarda or taya çıkan süreçleri, bu süreçlerin güçlük lerini ve çözüm yollarını aydınlığa kavuşturmak için çaba göstererek bir iletişim de neyımi yaşamaktıi. Grup dinamiği seminerleri bir «antre nörün» gözetiminde yapılmaktadır. «Ant renör» konuşmalara katılmamakta, ancak gerekli gördüğü anlarda kısa analizler yapmaktadır (1). Bu kısa grup anallzleriy le «antrenör», grupta etkileşimler sonucu bir ortak bilincln doğup doğmadığım aydınlatmayı amaçlamaktadır. Antrenörün çabaları, grup üyelerinde birbirlerine karşi önyargıdan ve antipatiden doğan olum suz değerlendirmelerin ve saldırgan duy guların giderilmesi yönündedlr. Sosyal pedagoji ise, toplumun uyelerl ni toplumun törel varlığına uyan sosyal davranışlarda bulunmaları için eğiten bir bilim dalıdır. Sosyal pedagojinln Ostesin den gelmek Istediği sorun, toplumsal yaşamda etkin olan aşırı bireycilik ve grup çuluktan kaynaklanarak toplumsal yapının bütünlüğüne zarar veren olumsuz ol guların giderilmesi sorunudur. Bu sorunun çözümlenmesi için sosyal pedagoji yük lendlği görevlerden biri olan yetişkinler eğitiminin de desteğine dayanmaktadır. Yetişkinler eğitimi. bireylerin alışılagelmiş bilgilere, beceriiere ve değerlendirme lere ilişkin durumlarını değiştirmeyi. dola yısıyla önyargıların çözülmesi ve aşılma sını amaç edinmiştir. Bu amacını gerçek leştirmek için yetişkinler eğitimine demok ratik yaşam ülküsünün değerleri dayanıla cak toplumsal törel varlık olarak yol gös termektedirler. Böylelikle toplumsal yaşam da her bir bırey öteki bireylere karşı da ha hoşgörülü davranacak, insanın özdeğerine daha güçlü olarak inanacak ve bü tün insanların toplumun maddi ve mane vi değerlerinde pay sahibi olmalannı ka bule hazır olacaktır (2). Sonuç Bu görev. sosyal pedagojik bir önder lik görevidir ve yurttaşların yönetsel birimlerdeki işlemlerinin yapılması sırasında onlara hakları ve ödevleri konusun da aydınlatıcı ve eğitici bilgl ve davranışlart aktarmayı içerlr. Sosyal pedagojik önderlik slsteminin felsefesinin temelinde şu öğeler bulunmaktadır: lnsan sosyal bir yaratıktır, insanın sosyal gereksinmeleri vardır ve insan gereksinimlerinin giderilebileceğini gördüğünde çalışma eylemi güdülenmis olacaktır; insan pedagojik olarak yönetildiğinde gelişme ve öğrenmeye yatkındır; çalışma ve yönetlm insanı biçimlendirir, aptal olarak muamele edilen bir insan aptallaşabilir. Egitimlerindeki yaklaşım boşluğu grup dinamiği ve sosyal pedagoji yaklaşımlarıy la glderilecek olan her bir kamu görevlisi böylelikle yönetsel sistem lçindeki görevlerini yerine getirirken halkla ilişkilerinde yurttaşları da eğitici bir önderlik görevini yjliklenmiş olacaktır. Sonuç, toplumumuzun Ustün yaşam düzeylerine ulaşmasını sağhyacaktır. (1) Gmp dinamiği kavramı ve semlnerlerl İçin bkz. Rosrnstiel, Lutz von. Molt, Walter. Rflttİnger, Bnıno, Organisationspsychologie, SruttgartB*riinKölnMabız 1972 S. 117, Lapas sade, Georges, Gnıppen. Orgsnisationen, Insütutionen, Stuttgart 1972, S. 64 ve Maisonneuve Jean. La Uynamique des Groupes, Paris 1969, s. 112113 (2) Sosyal Pedagoji için bkz. «Sozialpaedagogik», Dr. Gablers Wtrts chaftsleıikon, 9. ye niden dfizfnlenml? ve genişletllmlş baskı, 5. cJK, Wiesbaden 1976. s. 1297. s. 1298 ve Know les, fttalcobn s. ve Hnsen. Torsten, Ervachsene LernenMellıodik der ErvachsenenbUdung. Stntteart 1963. s . 50. Neler kazanacaklar? Grup dinamiği ve sosyal pedagoji eği timlerinin anlamlarını yukarıda kısaca açıkladıktan sonra. şimdi bu her iki egitimin kamu görevlilerine ve kamu yönetimine neler kazandıracaklannı ınceleyelim. Ülkemizde şimdiye kadar yapılan «idari refonn» girişimlerlnin istenen başarıyı sağlayamamalannı birlncil olarak kamu görevlilerinin gerek yönetsel sistem lerin içinde kendi aralannda ve gerek yö netsel sistemlerle halk arasında etkili bir iletişim geliştlrme isteği oluşturamamış olmalarına bağlayabtliriz. Optimal İletişim bu her iki alanda sağlandığı anda eş güdümleme sonınu da çözümlenmiş olacaktır. Bunun için de yönetsel bir sistemde grup dinamiği eğitimi görmüş tüm kademe amirlerinin oluşturduğu bir grup, yönetsel sistemde hem aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya. çapraz, yatay ve dışarıyla Iletisimi hem de eşgüdümü sağlayacak ve hem idarede refonn etkllerinin sağlanması için çaba gösterecektir. Kademe amlrleri grup dinamiği eğiti mi görmüş olduklarından ötürü yapacaklan grup çalışmalarında birbirlerlyle işbirliğini en üst düzeye çıkarabileceklerdir. Kademe amirleri aynı zamanda kendl yönetsel birimlerinde çalışanların da grup dinamiği eğitimi görmelerini sağlayacak CVCT OKTAY AKBAL Bilimde Yeni Aşamalar ^ögretmenin, ögrencînin Ç sonılarısonııılan tlköğretimin teftişine, bi limsel buluş ve görüşlere uygunluk niteiiği kazandır mak için çaba harcanmak tadır. Ancak bu çaba çağcıl teftiş yönünden yeterli degildir. Teftlşte rehberlik etkinliklerine ağırhk verilmesi gereği bilimsei bir gerçektir. tlköğretimde bugünkU teftisin yetersizUği. bu tür etkinliğe yeterince yer verllmemesinden kaynaklanmaktadır. tlköğretimin tef tişinde rehberliğe Işlerlik kazandırılması için eğitim müfettişliği soruşturma mü fettişliğinden ayrılmalı, ayrıca soruşturma müfettişll ğl oluşturulmah, müfettişlik motorize edllmeli, müfettiş sayısı artırılmalıdır. Müfettiş. eğitim sorunlan arasında bağlantı. yardımcı. aydınlatıcı, düzenle yici durumundadır. Teftişte çocuğun lstek ve yönsemelerl nasıl yetlştirilmesi gerektiği üzerinde durmalı. bu konuda öğretmene ışık tutmalıdır. Ilköğretimin teftişine çağcıl teftiş nitellğt kazandırmak için öğretmeöğrenme incelenmeli, geliştirilmell, teftiş araç, yöntem ve sonuçlan değerlendirilmelldir. Okulların yönetiminde ailelere ve öğretmenlere sorumluluk verilmelidlr. Teftiş işlevi, danışma işlevl ha MuammerTUNCER Teftiş* danıştna işlemine dönüşmeli line getirtlmelidir. Teftisin danışmaya dönüstürülmesi. teftişi pedagojik ve teknik yönden güçlendirir. Bu durumda İki tür kontrol söz konusudur. Biri teknik, öbürü toplumsal kontrol. Teknik denetim müfettişler, toplumsal denetim alle ler, komisyonlar tarafından yapılır. tlköğretimde denetim sorunu çağdaş eğitbilimin ışı ğında en kısa zamanda ele alınmalı ve çözümlenmelldir. Çocuklarımızın çağımıza daha uygun kafayla yetişmelerini istiyorsak bunu yapmak zorundayız. «Irkçdık, insanoflucu kategorilere ayırır. Kan BUlml bunun yanlış oldugunn kanıtüunıştır. Kiml durumlands ça karakter uyumsuzdur; başka durumlard» ise uyumludur. örnegbı S harfiyle anttaimıu blr bemotioMn vmntar. onu Avrupa'ya gdtfirürsenlz çok kötu bir kanmıht» yol açar. Afrika'da İse bu hemoflobin yüzünden lns*nbr ntmadan korunmuş olnrUr. Melezli£in de yararlı yanlan vardır. Güyan verUlerini örnek aUlrnı! Oıman tçinde ymşayanUr sıtmudan kırüırlmr, ı m t kıyılarda yaşaymn yerlilerde ise sıtmm sörulmex, çunkü onlar zencı kölderle birl«şmiî, yenl bir ırk olufturmuşUrdır. Bu iki olpı, köhne ırkçılık kuramlannın yanlışutıııı fösterir.» ÜnlU Kanbilimci hekim ve yazar, Prof. Jean Bernard «Nouvei Observateur»de böyle diyor Hem bilim, hem yazın akhnda etkili bir Jdşi olan Bemard. «trkfu kurumlan kökünden yadsıyor. Ingilizlere göre en üstün beyaz.ar tngiUzlerdir, beyaz ırkın en üstün oldugu savı da töyle boş bir sözdür. Jean Bernard. sanatı, yazını bilimden de Ustün tutan blr JÜgin Diyor kl: «Krlstof Kolomp Amerika'yı keşfettl. Oaude Bernard karaci|«rln bir özellitfni buldu. Kriatof Kolomp ve Claude Bern»rd ohnasa da Anıerikm kıUsı da kandser de vardı. Ama Shakeapeare'slı Hamtet obnazdjj> Burs smavlannda ögrencilere şöyle bir soru sorarnuş: •Kaııserin uedeninl ml Itubnak UUyoraumn yokaa «Kızıl ile Kara» ronunını yazmış olmsyı nu? Doğru yaıut iidncklir Kanser nedrni elbette bir güa bulunacaktır, beş yıkla, an yılda; ama Stendhal'in hahr«nanı Madam de Reaal bir daha yaratılamaz.» Böyle bilginlerin var oldugunu düşünmek lç açıcı!.. Sorarsınız falan şairi tanır mısınız, filanca yapıtı okudunuz mu, şu ressamm tablolannı gördünüz mü? Sayrn hekim, saym matematikçi, s&yın biUm araştırmacısı basııu sallar, umurunda bile degildir sanat, yazın, müzik! Böyle bilim adanuaruıdan insanlıga yarar geleceglni sar.nıomalı . rBlr h*kim için lnsancıl ounak raı, yoksa biltansel olmak nu önemlldir» sorusuna da Jean Bernard' ın yanıtı şu <Tıp, her Udsini blrleçtiren bir meslektir. Çoia kez hekimUğl belli bir yana çekmek istemişlerdir, ama gerçekte, hrr Udsi de, bilimsei olmak da, iosaacıl olraak da bekimlikte gereklidir.» Duımadar. okurmus Prof. Bemard... Bu kitap sevgial oııa bilimsei buluş alanında da yararlı olmuş. Angkor yıkıntJlarını gezeıken bir yandan dı Barbey D'Aurevilly1 ııin «Adsız Bir 0>k)i» romaıunı okurmuş; bu arada garip bir kansızlığm belirtilerini bulmuş... Kitap okumayı çok seven bir kişı. Ceketinin, paltosıınun her cebinde bir kitap*a gezilere çıkan bir okuma tutkunu Prof. Jean Bernard «yaslüık» konusunda da ilglnç düşünceler ileri süıüyor; kırkına gelmeden ıhUyar sayılma, Balzac'm «otuz ja^mdakl bir kadının bile a?ık olmak ve sevilmek bakkına sahip oldugunu* kanıtlama gibi düşünceler eskimiştir artık Fransa'da erkeklerm ortal&ına yaşam süresi yetmiş, kadınlann ise yetmiş dokuz'» v&rmışlır. Bir insanm kromozomlanna basarak onun ı:e kadar yaşayacağını anlamak olasıdır; o kişinın boyunun 1.60 ya da 1.70 olacağını önceden bilmek gibi.. «Kromozomların uzun yaşam» çizleri çözüldttfii gvn, bu kromozomların daha uzun blr süre davanmalaruu da saglayabileceğiz» diyor. Ne var ki herşey beyine baglı. Bütün hücreler yrniienebilir, ama beyin hücreleri olanak sız... Otuz yasındaki bir adanmı hücresini bir yanda saklayıp yelmiş yaşına gelince beyine yerleştirerek o kişiyi gençlije kavuşturmak düşleri. Prof. Bernara bunu bir nörolog arkadaşına söyleyince «En ivisi siz yenl dofnıuş bir bebepin hİKresln] saklasanız daha. iyi olmaz ıiii*. diyc Ulnlmış «Hani hiç fena rlkir dejil!» diyor Neler yazılıyor, neler ortaya atılıyor. dünya ne gibi aşamalarm e^jğınde! Bilim ve sanat durmadan ıleri giU mekte, yeni yeni buluşlar, atıhtnlar birbirini îzleınekte... Eülün bunları okuyor, şaşıyor sonra da en saçm» nedenlerle olüp gidiyoruz bu dünyadan!. • Görücü yöntemlyle evlenip kocasım genç yasta yitirdlkten sonra bir ömür boyu turşu Kavanozunda yaşatılan ihtiyar l^adıncağız sokakta sarmaş dolaş gezlnen aşıkları gördü mü kuşkusuz buruklaşacaktır: Ne yapalım zamane... Ama çağımızın blllnçll insanı, bencilllğini insanlığın meydan saati yerine koymaya kalkıştı mı zamanın yelkovanıyla akrebine dolanır, işin içinden çıkamaz. Beylnsel yeteneklerlnl yaşamının sonuna dek koruyabilen ve çağdaş mantığı özümseyebilen kişlnin zamanı da hiçbir zaman zamaneleşmez. Zamanı zama'neleştirmeden yaşamaya. bakmalı. Bu işlem yasal mıdır? Şu anda öğretmen değilim. 1981 eylülünde ögretmenlikten çıkanldım Öğret menlikle ilişiğünin kesümesj işlemi, bir yazı il^ başladı. Bu yazıda ruh fağlığımın normal olmadığı. muşahede altına aluııp tedavi odilmem gerektiği belirtiliycr Karamürsei iîçesi polisı bu yazı üzerine beni hastaneye göturdu. Muayenem yapıiaı, ama doktor «tnü^ahe<Jelik» hiç bir durumum rlmadığına karar verdi. Oradan karakola götürüldüm. Aomiser «gidebilirsln» dedi. Bu olaydan uç ay sonra öğletmenlikten uzaklaştınldım Şimdi size sormak istediğlm ve açıklanmasını dilediğim konu şu: Bu işlem varal mıdır? Bu işleıne nasıl îtıraz edebilirim? Durumumu sütununuzda açıklarsanı;. hem beni. hem de başla rma böyle bir olay gelebilecek öbür öğretmenleri ayciınlatmış olursunuz. M. Emin Saral . Ankara tşlemde yasal açıdan boşluk görülüyor. Olay aolattığınız biçimde gelişmisse. Milli Eğitim Bakanlığı size •iki satırla işine s o n verme işlemi. uygulamış demektirBir an için rahatsızlanmış olduğunuzu duşünsek bile, Bakanlık tedavinızj yaptırmakla yukümlüdür Bu konuda önce BakanJığa ıtirazda bulunup yeniden göreve aluımanızı isteyin Sonuç aiamazsanız Bolge tdare Mahkemesi'ne dava açuı. "Tecil belgesi,, istenecek mi? Bizler geçmiş dönemin karmaşık koşullannda. ilerlemiş yaşımıza karşın okullarımızı bir türlü bitiremedik. Daha sonra da öğrenimimizi sürdürmek içia yasal olanak bulamadık. 1981 1982 öğretim yılında yükseköğretim yasası ile bir kıs mımıza bip yıl sınavlara gir me hakkı verildiyse Je, «as kerlik şubelerinden tecil bel gesi> getirme koşulu konduğu için biz bu olanaktan yararlanamadık. Öğrenmek istediğimiz sorun şöyle: Bi zün durumumuzdaki Oğrencilere yeniden bi r sınav hak kı verilmesi söz konusuydu. Bu konu hangi asamada? Böyle bir hak verilirse. sınava girebilmemiz için bizden yine «askerlik tecil bel gesi» istenecek mi? Bir grup ytikseköğrenim ögrencisi Geçmiş yıllarda türlü nedenlerle sına.vlara girememiş. ya da başansız duruma düşmüş rian öğrencilere yeni hak venlmesıyle ilgili çalışmalar sürüyor. Bu konudaki öneri Danışma Meclisj Genel Kurulu'na gel di. Ancak yeniden askerlik tecil belgesi koşulunun geti rilip getirilmeyeceği önerı yasalaşınca kesinlik kazana cak Pek çok öğrenciyi sınav hakkuıdan yoksun bırakan böyle bir sınırlamanın bu kez getirilmeyeceğini umuyoruz. Cumhuriyet Yılhğı =özetle= Avcılar Lisesi'nde biyoloji sonuçlan Tüm derslerden notlanmız altıdan aşağıya düşmediği halde. biyoloji dersinden bir türlü geçer not alamadık. Öğretim yılı ıçuıde öğretmenimizin yapî'fı her yazıh yoklamada vcrdigımiz yanıtlan sonradan doğru yanıtlarla karşılyştırdık. Buna göre öğretmenımiz yanlış değerlendirme yapıyor Ama öğretmonımıze derdimizi bir türlü anlatamadık Yazılı kâğıtlarımızı bir kez daha gözden geçirmesını istedigımizde bayın öRrGtmenimiz bi/ı tersledi. Öğretmenimizin yaniış değerlendirmesi yüzündan hak sızhğa uğradık. biyolojiden zayıf not aldık. Okuıumuzda öbür derslerde ba^an oranı yüzde altmıştan aşağıya düşmediği halde biyolojide yüzde 10'u geçmiyor Bıyoloji öğretmenı H.K yı hic kimse denetleyemez mi' Öğrencılenn başansı belli bir oranın altında olursa öğ retmen başansız sayılmaz mı? Avcılar İNSA 50. Yıl Lisesi'nden bi r grup öğrenci Bu konuda daha onre de mektuplar aldık Ne yazık ki. orta dereceli okullarda öğretmenin başarısını, öğrencilerin başarı oranıyla ölçecek yasal ve sağhklı bir mekanizma getirilememiştir. Ancak bu durum öğretmenin büsbütun sorumsuz olduğu anlamına gelmez. Ge reğinde. öğretmenin yaptığı yazıh yoklama kâğıtları okul müdürü y a da Bakanlık Müfettışi tarafından yeniden mcelenir ya da incelettirilir • YJS.'ye, Muş: Dört yüdır aynt köyde görev yaptıgınza göre, doğu bölgesinde görevini zı tamamlamış bulunuyorsunuz. Bakanlık yetkililerinden alınan bılgiye bakılırsa sizin durumunuzdaki ögretmenlerin bu yıl aUmaları yapuacalctır. • eWB.'ye, Denizli: 19 Mayıs'ta bir öğretmenin yaptıgı konuşma kisisel degildir. Tum okullar adına yapılan bir konusmadır. Bu nedenle, suregelen uygulamaya göre, ya ortaklaşa hazırlanır ya da denetimden geçirüir. • Zafer Ak'a, Güngören, Ba kırköy: Görevden çekilme nedenlerinizi hakh görüyoruz. An cak haklılıgınızı belgeleseniz bile. istifa gününden sonra bir yıllık yasal süreyi doldurmadan yeniden göreve dönnıek üzere başvuruda bulunamazsınız. • T. Uzun'a, Adana: Askerlikte geçen sürenizin derecenizin yükse'jnesinde ve kademenizin ılerlemesinde dikkate alınması gerekir. İşlemde gecikme söz konusu olabilir. Ofeul MUdürlüğü kanalıyla Bakanlıga durumunuzu bildirin. 9 Y. Kırca'ya, Antalya: Ortaokulda sosyal bilgiler ve lise de edebiyat derslerı, asıl branşı Ttirkçe olan öfretmenin ma. aş karşıiıgı okutması gereken derslerdır. 12 Eylül 8 0 3 1 Aralık 82 841 günün olayları haberleri, yorumları Önemli günlerin Cumhuriyet'lerinin tıpkı basımları 2cilt 2000 lira Isterne auresı Turkocağı Cad 39 41 Caqaloqlulslarbul İ1AN BURSA ASLtYE 3. HUKUK HAKİMljGİNDEN Sayı: 1982/982 DAVALI: Mustafa Güieç, adresi meçnul. DAVACHAR: Ali Şışek ve Mehmet Şişek tarafından aleyhıne açılan kayıt tashihi davasında adre6inizde bu lunamamanız üzerine ilanen daveuye tebıigine karar verllmiştir. Duru^aıa günü olan 3.8.1963 tfl"^^n'1'' saat 9.00 da Mahkememizde hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekılle temsil ettırmediginız tatdırde admıza gıyap kararı çıkartılacagı davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen teblıg clunur 8.6.1985 (Basın: 19802)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle