18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER mekten çok, sevdirmeliyiz» derdl. Alandaki çalışmaları dikkatle izler, yapıcı öne riierlö yaratıcı çabaları desteklerdi. Yeri geldikçe, «Yaratıcı güç, inanç, güven ve çoşkudan yoksun kalan her bilimin ya da bilim kurumunun beklenen hizmeti veremeyeceğini» dile getirirdi. Bu da onun kişisel tutkusuydu, sanırım. Son yıllarda biraz yorgun görünüyor du ama kendini, özenli giyimini hiç bırakmadı. Sağhk nedeniyle geç gsiip erken çıktığı toplantılarda büe, çevresindekilere, yaraiıcılık ruhu ile öğrenme heyecanını aşılamaktan geri kalmadı, bıkmadı, yorulmadı. özetle. Ksnsu Hoca'yı çaşdaş uygarlıktan yana, bir aydm kişi olarak tanıdım. İnanıyorum ki. eğitim sorunlarına yönehk tutumu. yeniye, yenileşmeye, açık dünya görüşü. olaylan ciddiye alan sorumlu kişiliği ile yakm çevresinde kendisi gibi mgiir bîr kişi olnıah özelemini uyandıran «Kansu Hoca», çağdnş ve uygar bir insan olarak her zaman saysıvla anılacaktır. ••• Genç Şevket Aziz'in Antropoloji'ye ne den dolayı ilgi duyduğunu. ne amaçla bu alana yöneldiğini, kimlerce ve nasıl destek lendiğ'ni bilemiyorum. Ancak, Şevket AzU daha Tıhbiye'de öğrenci iken. İstanbul Ünî versitesi Rçktörlüğü'ne gelen ve Kansu Ho ca'mn Uluslararası XVIII Antropoloji ve Prehistorik Arkeoloji Kongresi için hazırla dıgı teblierde yer alan tarihsel bir mektubu, (*) bugünkü dije çevirip belge olarak sunuyor, yazımı anısma smırsız saygılarımla bıtiriyorum: C.B. Genel Sekreterliği Anlıara: 17 Kasım 1925 istanbul Üniversitesi Rektörü Dr. Nuretün Ali Beyefendiye, Antropoloji Enstitünüzün 14 Kasım 1025 tarihli mektupla gönderilen çalışmasını alrnaktan sevınçliyim. Türk uısanı ve Türk toplumunu tnceleyip araşürmak amacını güden Enstitü' nün çahşmalannda başarılar dilerim, efendim. Cumhu rbaşkanı Gazi Mustafa Kemal (•) KANSU, Ş. A. «Türk Antropoloji Enstitüsü Taribçesi» (Türkçe ve Fransızca resimli tebliğ) Istanbul; 1940 (Maarif Matbaası.) 21 MAYIS 1983 aşamm değlşmez yasası... Şevket Aziz «Kansu Hoca» sessizce aramızdaıı ayrıldı. «Kansu Hoca> dlyorum ya ögrencisi olamadım. Antropoloji (insanbilim) alanınm bir ögrencisi olarak yazıyorum. Kansu Hoca, bilim yoluna koyulma da erkence davranmış; bense geç kalrmşım. Onun ilk öğrenclleri sonradan benim hocalanm oldular. Ben hocaların Hocası'na bu ilk saygı oorcumu yerine getirmeye çalışırken, Prot. Afet İnan, Prof Tahsin Özgüç ve Prof. Nermın Erdentuğ'un «Kansu Hoca»ya sun duğu bir «Armagamdaki kaynakça derlemeşlnden yararlandığımı açıklamayı görev sayarıra. (Bkz. D.T.C.F. Antropoloji dergisi, Kansu Özel Sayısı, IV. 1969). Kansu Hoca'nın incelenip değerlendirilmesi gereken öyle hizmetleri var ki, bu yazı bundan sonra yapılması gerekenler için ancak bir öneri ve duyuru olabllir. ••* İstanbul Tıp Faküitesl Ikinci Dahiliye asistam Dr. Şevket Aziz, uzmanlık eğitlmi için, 1927 yılında Paris Antropoloji Okulu'na gönderilmiş. îki yıl sonra yurda dönüşünde Antropoloji Enstitüsü Doçent liğine atanmış. Bu enstitü, 1933'te yapılan ilk Üniversite Reformu ile Tıp'tan aynlıp Fen Fakültesi'ne bağlanmış. Şev ket Aziz Hoca, bu fakültedeki antropolo 3i ve etnoloji derslerine ek olarak, Edebiyat Fakültesi tarih öğrencilerine Prehistorya (Tarih öncesi) konferanslan da vermlş. Gazi Mustaîa Kemal, Birincl Ttirk Tarih Kongresi'nden tanıyıp takdir ettiği genç Kansu Hocayı Ankara'ya çağırmış. D.T.C. Fakültesi kurulurken Is tanbul'daki Antropoloji Enstitüsü Ankara'ya taşınmış, yeni Fakülte'nin çekirdeğini, orta direğini oluşturmuş. Kansu Hoca bu arada, Muzaffer SüIeyman (Prof. Şenyürek), Seniha Tunakan (Prof.) ve Afet tnan (Prof.) gibi seçkin ve seçilmiş gençlerin Antropoloji eğitimi için yurt dışma gönderilmesini sağlamış. Türk Antropolojlslnin temeli böyle atılmış. Savaş yılları içlnde kısa bir süre D.T.C. Fakültesi Dekanlığı yapan Kansu Hoca, 4936 sayılı Üniversiteler Yasası ile yeni baştan düzerüenen Ankara Üniversitesi'nin ilk Rektörü seçilmiş (1946 Y Sevket Aziz "Kansu Hoca,, Prof. Dr. Bozkurt GÜVENÇ Kansu Hoca, ülkemizde adı sanı duyulmamış yeni bir bilim dalı olan Antropolojiyi tutundurmuş, sevdirmiş ve kadrosunu kunnuş. tur. Bilim özgürlüğü ile özerkliğine inanmış, sorumluluk sahibi bir bilim adamıydı. Türk Dil Kurumu Uyesi olan Kansu Hoca, Günaltay'dan sonra, Türk Tarih ıKurumu Başkanlığı'na da seçilmiştir (1960'Iar). Prehistorya. etnoloji (halkbilim) ve antropoloji alanlarında yerli yabancı dernek, kurum ve kongrelerin asıl, onursal ve «yazan» üyesi olan Kansu Hoca, Türk Tabiatını Koruma Derneği'nin kurucu üyeleri arasında yer almıştır. Geniş bir alana ve yarım yüzyıllık uzun bir za mana yayılan hizmetleri şöyle sıralanabilir: Kansu Hoca, ülkemizde adı sanı duyutmamış Antropolojiyi, tıp mesleğinden de üstün tutabilen bir görev ve gönül insanıdır. Kansu Hoca, yeni bir bilim alanınm kurulup gelişmesi için gerekli olan kadronun seçiminde ve yetiştirilmesinde çaba göstermiştir. Bugün Antropolojiye hizmet edenlerle arkeoloji ve paleontoloji'de adını duyuranların çoğu onun öğrencileri ve yardımcılan olmuştur. Kansu Hoca, bilim özgürlüğü ile Ünl versite özerkliğine inanmış. sorumluluk sa hibi, yürekli bir yöneticiydi. Çalışma arkadaşlarmı dikkatle seçmiş, desteklemiş, gereğinde de savunabilmiştir. Ankara Üniversitesi, 1946 sonrası demokrasisinde, ilk özerklik smavını verirken, haklı haksız suçlanan bazı genç hocaların, derslerini değilse bile, özlük haklarını korumayı başarmıştır. Sonradan Dünyaya adımızı du yuran Şerif'ler, Berkes'ler ve Boratav'lar Kansu'nun döneminde, onun yönetiminde yetişmiştir, denilebilir. Kansu Hoca, Antropoloji ailesinin her bilim dalına ilgi duyan, katkıda bulunma ya çalışan bir «Rönesans» insanıydı. Ulus 48). lararası bültenlerde ve Belleten'de çıkan bilimsel tebliğlerine ek olarak, Hayat, ÜIkü ve Yeni Türk dergileriyle günlük gazetelerde yüzü aşkm denemesi, tanıtma ve eleştiri yazısı yayımlanmıştır. Bundan ya rım yüzyıl önce (1932 de), Milliyet'de çıkan bir yazısı, «İlim ve Hakikat için» başlığmı taşıyordu. Kansu Hoca, inandığını söyleyen, söy'.ediğini yazan, yazının kalıcılığına inanan bir Batıh idi. «Antropoloji Dersleri I» başlığını taşıyan ders notları 1938'de ya yımlanmıştır. Türk okuyucusu olarak adını ancak 1970'lerde duyduğumuz Gordon Chil de*in «Doğu'nun Prehistoryası» kitabını 1940'larda çevirmiştir. Kendi alanında Britannira ansiklopedisine geçen ilk Türk Bilgini olması belki önemli sayılmayabilir. Ancak, bilimsel disiplin ve mesleklerin aşırı hızla parçalanıp bölündüğü bir «Bilim Çağı»nda, Antropoloji'nin bölünmezliğini savunmuş olması büyük bir olaydır. Tıp'tan gehniş bir «fizikçi» olmasma karşılık, tari hi. sosyal ve kültürel antropolojilerin öne mini kavrayıp vurgulamıştır. Insan beyinleri üzerinde başarılı bir tez yapan öğrenci si Nermin Aygen (Prof. ErdentuğVi etno lojiye ve sosyal antropolojiye yöniendirmiş tir. Rektör Kansu kimliğiyle verdiği bir konferansta, «canlı üstü» bir variık alanı olarak nitelediği «uygarlığın insan üzerinde etkili olduğunu; ancak beşeri evrimin, genetik yasalanna değil d*e, eğitim (kültür) koşullarına bağlı kaldıguu» söylemekten çekinmemiştir. Kansu Hoca'yı 1970 başlarmda tanıdım. İnsan ve Kültür adlı kitabım için özendirici, yüreklendirici şeyler söyledi. UNESCO'nun bir alt komitesinde de bir süre birlikte çalıştık. «Antropolojiyi, öğret Bilim ve Politika Profesör Cahit Arf, uluslararası bilim dünyasında adı duyulan, bilinen, katkıları olan bir kişidlr. Bu alanın yetkilüeri diyoriar ki: « 1939 yılında yayınlanan ilk araştırması ile başıayarak Profesör Arf, cebir, sayılar teorisi, elastite teorisi ve analiz gibi matematiğin defişik dallannda yaptığı çahşmalatda özgün ve kalıcı sonuclar elde etmiştir. Matematik literatüründe «Arf invarlants», «Arf rings» gibi terimlere bugün de raslamr. lS48'de İnönü Amıağanı ve lff?4'te Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kutumu Bilim Ödulünü kazanan Otd. Prof. Dr. Cahit Arl'a 1980 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi ve Karadeııiz Teknik Üniversitesi Onur Doktorası vermişlerâir.» • Öğünerek söyleyeyim, Prof. Cahit Arf'la aramızda içtenlikli bir dostluk ilişkisi sürer. Toplum bilimlere şaşırtıcı bir kavrayışla yakla^an Prof. Arf, Bebek sırtlannda eski bir evde oturur. Bir gün kendisini görmeye gittiğimde çahşma odasının kapısım açtı. Masanın üstünden yerlere değin yayılmış bir yığm kâğıt bana Çince gibi gelen sayılar ve formülleıie doldurulmuştu. Cahit Arf dedi ki: Bir sorunu çözmeye çalışıyorum; ama çabşamıyorum; kafatna şu YÖK. takılıyor. Prof. Arf. YÖK'ün Türkiye'de bilimin yolunu kapattığını, üniversiteyi okuliaştırdığmı söyleyen ve bu fikrini bizim gazetede açıklayan kişi olduğundan durumuna şaşmadım. Çağımızda gerçek bilim adamı toplumsal kapsamından üniversiteyi soyutlayarak değerlendirebilir mi? Üniversitelerinde bilim yapılamayan biv üikede bilim adamının yüreğlne bıçak gibi sapîanan sızıyı dindirmek olanaksızdır. thsan Doğramacı'nın YÖK'ü kuşkusuz Onlversite değildir; böyle bir kurumda öğrencilfcri isterseniz tek tip giysilerîe donatm; uygun adım sımflara girip çıkarın; ne yaran olur? Üniversite, sürekli araştırma, geliştirme, üretme. bilimsel kuşkuculuk, soruşturma sürecinde gerçekleri irdeleyen ve yeni gerceklere doğru yönelen canlı bir organizma niteliğine kavuşmadan üniversite olamaz. Prof. Erdal tnönü toplumda saygmlık kazanmış bir bilim adamıdır. Şimdi bilim adamlıgını bir yana koyup politikaya atıldı. Bu davraruşını eleştirenler, kınayanlar ya da degerlendirenler çıkacaktır. Olayı iki yandan tartmak olasıdır. Prof. Erdal tnönü bilhn adamıdır; politikacı detildir; siyasette deneyiml yoktnr; başarılı olup olamayacağı kuşkuludur. Ayrıca, bu olayda «İnönü» soyadından yararlanma eğilitninl saptamak olamdır. Bilim evreninin yficeliğinden kopop poiitifcanın çamuruna dalmafc Sayın Erdal Inönü'ye yakışır mı? Hem şimdiye dek bu alanda hiçbir sınav vermedîğincîen kendisini kuşkuyla izlcmek yerinde bir davranış olacaktır. Bu yaklaşun olayın bir yanıdır. Ancak, üniversitelerine «Doframacı'hğ»» egemen olduğu bir düzende bilim olası mıdır? öyle sanıyorum ki, Sayın Erdal înönü de Profesör Cahit Arf gibi bilimle yeterince uğraşamıyor; kafasınm bir yanına acı gerçek saplanıyor; yüreğine bir sızı isliyor; bilimin politikadan soyutlanamayacağı bilinci artık benliğini etkiliyor; sağhklı bir içgüdtt yaşadığımız dönemde slyasal sorum üstlenmesi için bilim adamı klşlliğinde bastaya dönüsüyor; başarılı olup olamayacagı kuşkulu b!r smava girmekten kendini alamıyor. Erdal înönü'nün siyasal tutkusu koltuk merakı yoktur; ama bilim dünyasında soluk aiması da kolay değildir. Çoğu kişi, «üniveTsite olayı»nın toplurodan soyutlanabilecegini sanır; ama aldanır. Bir ülkenin üniversitelerinde herkesin «holding profesftru» olması kolay değildir. Matematikçüctta ya da fizikçllerin de göklerde bulutlar üzerinde bilnn yapması olanaksızdır. Ve kamtı ortada... OKTAY AKBAL HİUR Tarihsel Göreve... Cbg|gm/tekriiic Biyoloç Tuncay Altuğ veDr. Omer Güzel yöneten Reşit CANBEYLİ Organ Nakillerînin Günümüzdeki Sorunlan Sayılı merkezlerde de olsa böbrek nakilleri Türlriye'de de başanyla yapılmakta. Bu tür csan vUcudundaki organ1948'de Erzurum'da doğdu. 1973'te İ.Ü. Pen Fakültesi ameliyatlarda başanys ulaşabillardan biri veya birkaçı me olasılığı çogunlukla yurt çeşitli nedenlerle görev Biyoluji Bölümü'nü bitirdi. 1979'dan bu yana I Ü. Tıp Pakül dıçmdan geMriImek zorunda rini yapamayacak du tesi Tecrübi Araştırma Merkezı'nde deneysel tıp alanında kalınan böbreklere ba*lıdır. nıma düsebilir. Görevini gerek doktora yapmahta. Araştırma konulan arasında pankreas Böbrek nakli gerektiren hastatiği biçimde yapamayan organ adacık transplantasyonu çalışmaları var. lar, kendi böbrekleri işlevlerini yaşanumız için zorunlu olan gerektiği şekilde yerine eetirefizyolojik bir işlevi yerine gemediğinden sürekli olarak suni tiriyorsa, (kalp, böbrek, kara Dr. Ömer Güzel böbreğe bagunlı kalan kişilerciğer v.b.) kişinin yaşamı tehdir. Tek seanslık suni böbrek Ukeye girer. Olayın önemini biyüklediği 1953'te Gaziantep'te doğdu. 1975't'e kirriyâ müKendisliği iıyguiamasımn Jdşiye küKet ve len cerrahlar yüzyıhmızın babinlerce liraljk mali şından bu yana değişik organ derecesinden sonra 197S'da Edirne Tıp Fakültesi Biyokim çaresizligin vertJiği psikolo]ik lann sağhklı vericiden hasta ya Kürsüsü'ne girdi ve 1981'de dohtorasmı aldı. 197781 yıl yıkımın yanısıra, bu uygulamaalıcıya naklini (transplantas ları arasında Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi Molekü nın sık sık tekrarlanması ıçeyon) gerçekleştirmeye çalış ler Biyoloji Bölümü'nde araştırmalar yaptı. 198182 yılların rektiğl de göz önimde bulundu maktalar. da I.U. Tıp Fakültesi İç Hastahhlar Kliniği Endohrinoloji rulursa. böbrek naklinin önemi daha iyi anteşüır. Günümüzde çözüm yoUan da Böîümü'nde çalıştı. ha da ileri götürülmek istenBöbrek nakli için kolay verimiş ve «blyonik adam» yaratci bulunsa bile . ki Turkiye ma olasılığı tartışılır hale gelmiştir. Biyonik adam yaratmak yor. Bir başka örnek, pank aşamalara da götürüldü. Sözü e dahil bircok ülgede verici toulolası mıdır? Bu sorunun yanı reasm dış salgı (ekzokrin) hüc dilejv alet sistemleriniri yardı mak oldukça ciddi Wr sorun tını vermek için vakit henüz relerinin iltihaplanması (pank mıyla şeker hastası olan deney organı veren ve alan kişüertn çok erken. Fakat umutlan art reatit) sonucunda, pankreasları hayvanlanna farklı türlerin doku erup'arann uyum göstertıracak çalışmalar tuzla çoğal çıkarıhnak zorunda bulunan pankreas parçacüdarı (ömeğin mesi ^erekiyor. makta. Bilim kurgusal yakla hastalarda, çıkartılan pankrea sıçana, tavşan pankreası) nakÖzellikle bir trafik kazasında şımlarla biyonik adamlar geliş sm hormon salan adacık doku ledildiğinde de başanh sonuç Blen bir kisinin organı alınatirilemese de bazı organlan sen lannın (endokrin dokusu) ay lar almdı. özellikle hücre veya bilse dahi, o anda alıcmın hatetik maddeden yapılmış insan nlıp, karacigerin içine yerleş hücre Rrubu şeklinde yapılan zır olmaması organm korunlarm yaşamlarını normal insan tirilmesi. Böylece hastalar pank bu tur orjçan nakillerinde umut masııu gerektirir. Bu nedenlar gibi sürdürebümeleri olasılı reasm yokluğunun neden ola verici sonuclar alınmassna kar le araştınnacılar organlarm bir cağı insülin salgılanmasındaki şın, bu aletlerin çevresinde za süre zarar görrneden (canhl*gl artıyor. şeker Özellikle «mikroşirürjl» adı eksiklik ve buna toağlı korun manla, pankreas parçacıklann lar;m yitirmeden) korunabilme hastalığı olasılığmdan dan salgılanan insülinin kana si için yöntemler geliştirmekverilen, mikroskop altmda en muş olurlar. geçmesini engelleyen bir ortam te. Bu amaçla bazı organlan ince damarların bile birbirleri(fibröz yapı) oluşuyor. Nakle uygun koruyucu kimyasal mad ne eklenebildigi (anastomoz) a Doku Reddini dilen organ giderek işlevinl yi deler içinde, çok düşük ısılarda meliyat tekniklerinin geliştiriltiriyor. saklama yöntemleri kullanılmesi ile organ nakilleri cerrah Önleme Çalışmaları Naklfidilen organlan red oîamakta. Örnegin pankreas adalar için kolay operasyonlar haGünümüzde yapay organlarm cıklan ve kemik iliği 196* line geldi. Günümüzde çoğu de yındaa korumak arnacıyla çeneysel nitelikte olmakla birlik şitli yöntemler üzerinde çalışıl en yeni ve en çarpıcı örneği ya C'da saklanarak gerekfiğlnde ate sonuçta insana uygulanabi makta. Bunlann basında eente pay kalp tatalmasî. Bir süre lıcıya nakledilmek Uzere osmolir düzeye ulaşacak olan hemen tik maddelerle korunmuş veya için hastada olumlu bir gelişme tik şoku önîemek için yavaş her türlti organ nakli çalışma kendisi çeşitli yapay malzeme sağlayan bu operasyonun sonu yavaş ısıtılarak kullanüıyor. Bu ları yapılmakta. Bu çahşmala den üretilmis organlarm kulla cu da yukanda. anlatılan pank yöntemle .erelecekte bazı orpannn boyutlan konıısunda bir fi nılması gelnıekte. Organlarm reas n&killerine beozenü$tir. lann organ bankalarmda sak. kir vermek için en karmaşık sentetik bir koruyucu içinde Ancak, sonucun başarısız olu lanmalan sözkonusu olacak. organ olan beyin nakillerinin nakledilmesinin en güzel örneği, şu bu yöntemin gelece&i için bile deney hayvanlarında Rer deneysel yöntemlerle şeker has umutsuzluğa yol açmamalı. Tıp Bağışıklık Sistemi ve çekleştirilme aşamasına gelln tası yapılan maynmn ve sıçan ve teknolojinm elele yürüyen Organ Nakilleri larda kullanüan yapay aletler. gelişiıninde ayKit ve insan fakdiğini belirtelim. Pankreas dokusunun bu aletler törlerinin uyumlu birlikteliği Organ nakillerinde başan ora içinde nakledilmesi sonucunda sonucunda, yapay kalp ile ilgi nuu arttmnak amacıyla gelisOrgan nakillerinde hayvanîarm kan çekerlerinin li sorunlarm çözülerek, bu tür tirilen yöntemlerden biri de, önemli bir sorun: normal düzeylere düştüğü sap ameliyatlann başarı oranının klinik uygulamavla ilgilidir. KIi tandı. Bu çalışma daha ileri arttırılrnası olasıdır. nikte yapılabilen organ nakille Red olayı rinde alıcının vücudunun organı Cerrahi uygulatna olarak koreddetraemesi için aym anıaca lay görülen organ nakillerinde yönelilc bir çok madde kullanı büyük sorun insan vücudundan lır. Bunlann hedefl hastanm kaynaklanır. Kandald bazı hücbağışıklık sistemini basküamak 10 AYTAKSİTLE reler (lenfositler) vücuda alıtir (immunosüpresyon), Red nan yabancı nıaddeleri yoketolayında rol oynayan bağışıklık mekle bilgilendirilmlşlerdir. sistemi baskılandığı için nakleMARMARİS'TE TATİLOLANAGl Lenfositler yaşam boyunca bu dilen organın reddi engellenkoruyucu görevlerini sürdurür. miş olur. Bu tedavinin özelliAncak, sağlığm düzelmesi amagi sürekliliği Rerektirmesidir. TURİZM BANKASfNOAN 60.000 TV TATÎL KREDtSfftl A t r N cıyla nakledüen bir organ da îlaç kesildiği anda Ted olayt BLZDE TATlL ÇEK.LERİ PARA YtRtNE GEÇEft bu hücreler tarafından yabanc: hızla gelişir. Bu tip tedavinin OİNLEMİN 10 AYOA OOEYlN. unsur olarak algılanıp yokedibir başka sakmcası daha varTAMPANSİYONGONLÜKSADECE lebilir. Bu olaya orgarnn redöi dır: ilaç bağışıklık sistemini denir. Nitekirn ilk çahşmalarbaskıladıSı için hastanm vflcuda, nakllden hemen sonra has du mikroplara karşı savunmatanın sağlığma kavuştuğu fakat sız kalır. Bu yüzden kolaylıkla TATtl OONEMLERİ bu gelişmenin kısa zamanda ter infeksiyon gelisebilir. Nitekim 1. DöncmiSK&n 2 Temmuı 16 TCMMIIUZ 83 sine döndüjKJ saptandı. önceorgan naKlindm sonra hastala2. Dönem 15 gün leri bu olguya fazla anlam ve18Temımtt \ A K U A I M 83 nn birçogu bu nedenle kayberilememiş fakat daha sonraları dilir. Bundan dolayı organ na3. Dönem 10 gün 4 Ağusto» I3Ağu5tos 83 neöenleri anlaşıldı. kil mericezJerindeki hastalar sfi4, Dönem 10 gün ISAğustos 24 Ağustos 83 rekli olarak sterilize edilmiş o5 Dönem 10 gün 26 Ağustos 4 Eylül Organ nakilerinde bu tür zor 83 dalarda denetün altında tutuluklarla karşılaşılması, çalışma6. Dönem 10 gün 11 Eytül 20 Eylül 83 lur.. Do'al olarak bu tür hastaları, red olaymı önleme çarele lann bakımı hem pahalıdır, ri üzerinde yogunlastırdı. Red hem de yogun ilgi gerektirir. olayımn görülmediği doku nakil Verter (ota* « y ı r i ı A t ı gecikmevin. Örnegin kan kanserinde kemik leri, bir insandaa aUnan bir do îlîji naklllerini baçarıyla uygukunun vücudunun başka TJİT Iavan yabanct merkezlerde bas yerine nakledildigi deri nakli AdresrAloyCaa No: 7 Bakanlıkttr/ANKARA Te»: 1794 40 taîarm Ettnlük bakım masrallaoperasyonlan. Yanık ve plasttk rı yüz bin liranın üzerine çıkacerrahisinde yapılan işlemler bilir. buna en iyi ömekler. Aynca (şu anda Türkiye'de de uygulaSonuç olarak, Irtrrada kısaca nan bir yöntemle) yemek boru değinilen sorunlarma karşın, su kanserlerinde, ince bağırsakorsan nakiüeri konusunda ötan alınan bir parça tüm ince nemli bir bilgi birilcimi sözkodamarlanyla birikte yemek bontısudur. Bu alandaki yogun rusu yerine nakledilebilmekte. arastırmalann sonucunda orBahariye Caddesi Bahariye Ap. No; 96/3 KAD1KÖY Bu uygulamada, kişinin kendigan nakillerinfn frelecrfcte daha sinden alman bir organ parçayaygm ve haşanlı olarak gerTEL: 38 54 83 58 23 22 sı, baska bir orRanın yerine nak çekleştirilebileceği kuşkusuzledildiğinde red olayı görülmüdur. Böbrek Nakilleri Tuncay Altug Her işi tarihe bırakmak, bilmem ne denli dogrudurl Hep yazarız 'tarihsel sorumluiuk var,' diye, 'tarih önünde hesap vermek zordur" diye!... Bir çeşit uyandır bunlar. Etkili mi olur acaba? Yoksa dinleyenlerin bir kulağından girip öbüründen mi çıkar? Ne demiş şair Tarih bir teKerrürdur diyoriar Hıç ders almmasaydı tekerrur mü ederdi?" Kimsenin dersmers aldıgı yok!. Evet, «başkalannm başına böyle şeyler geiir. ama bizım gelmez» diye yeru yeni çıkmazlara girmek insanoglunun yazgısı... Bakm, 'sâg'da partiler oluşturuluyor. Bu yazı yayınlanana dek ikiüç parti 'resmen' kurulmuş olacak... 12 Eylül öncesindeki gibi 'sağ' cephede ikiüç parti yeniden yerini alacak. Her partinin kendi 'müşterileri' var. Bekliyorlar, oylar ceplerinde, nerşey hazırl Adlar değişse de önemi yok. Kişiler değişmiyor ki! Ahmet gidiyor. Mehmet geliyor. Hasan gidiyor. Hüsoyin geliyor. Saym Cumhurbaşkanı söylevlerlndo 'yenl kişiler'den söz eder durur. Yurttaşlara 'eski'leri bırakmalannı, 'yeni' kişilere baglanmalanm öğutler. Ama öyle olmuyor işte! Eskiler, hem de iyıce eskiler yeniden ortahkta.... îlk kurulan partinin kurucular listesine baktım, kapatılmış bir sagcı partinin eski milletvekilleri çogunlukta... Bunlar 'şansh' kişilermiş ki 1077'de seçimi yifirmişler! Bu yüzden de 'yasaklamalar'm dışmda kalmışlar. Şimdl 'yeni' politikacılar sayılarak partiler kuruyor, seçimlere girmeye, 'yeni' politikacılar görüntüsü vererek Meclis'te yer almaya hazırlanıyorlar. Böyledir bu! 1957 seçimlerinde yenik duşen politikacılar 1961 de Meclis'e doluşmadı mı? 195760 arasmda görev yapan milletvekilleri ise Yassıada'da hesap verdi, iki üç yıl cezaevinde çile çekti, ama 1957'de seçimi yitiren aynı partinin kişileri 1961'de kurulan başka bir partinin adaylart olarak seçimlere katıhp Meclis'e geldiler! Yeni kurulan bir partinin kuruculan arasında bir bayanın adını gördüm. Ben kişilerle ugraşmayı scvmem, olgular, düşüncelerdir önemli olan... Gerçeklerdir ağır basan... Bu bayan, 1957'de o gHnlerin iktidar partisinin İstanbul milletvekili idi. 1960 devriminde tutuklandı, hapsedildi, cezasım çekti, ama siyasal haklardan yoksun bırakıldığı için 1961'de kurulan yeni bir partiden aday olamadı. Bayan milletvekili olamadı ama bayanın eşi Meclis'e girdi. 1961'den 1670e dek milletvekili, galiba Bakan bile oldu. Simdi beş yıllık ,on yıllık kısıtlama altmda olduğundan yerini eşine bırakıyor. Nasıl ki 1961'de eşi yerini kocasma bırakmışsa, öyle... Biri gider öbüru gelir. Kardeş gider agabeyi, karısı glder kocası, babası gider oğlul.. Böyle döner bizde particilik oyunu. 'Eski sayılanlar bir yana itilir 'yeni' görüntüler altmda 'eskinm eskisi' kişiler ön plâna geçerıer... Sosya! demokrat kesime gelince... Sanınm kendisini "Sosyal Demokrat'. 'ortanm solu', 'halktan, emekten yana' gösteren. öyle sayan kesim iç çelişkilerinden bir türlü sıyrılamıyor. Bıraksalar dört beş 'Sosyal Demokrat' parti ortaya çıkacak! Neyse ki bırakmadı akh başında olanlar... Sayın Erdal tnönü, tarihsel sorumluluk denen "şey'in billncinde bir kişi olarak, Sosyal Demokrat oluşumda rol almanın kaçınılmazhğını gördü. Böylece sosyal demokrat kesim bir toparlanmaya, durulmaya, oluşmaya gidecek gibi görünür... Sağda üçdört parti, solda ise bir tek *tarihsel' oluşum karşı karşıya gelirse. sonuç elbette ki halkımızın, Ataturk devrimina inanan yığınlann yararına olacaktır. Daha çok erken kesin konuşmak, yorumlar yapmak... Herşey orta yerde... Ne olur; ne yapıhr, kimse bilmiyor. Yannlann neler getireceğini düştinmek bile kolay değil. Ne var ki 'İnönü' adı Atatürk devrimine bağh halk yıgmîan için güvenilir bir tnmıt olacaktır. Prof. Dr. Erdal İnönü gibi bir bilim adammın gerçek bir özveriyle görev başma gelmesi bu umutlan daha da artırmaktadır. ÎNŞAATİLANI İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN tstinye kavşağı (Büyükdere Caddesi) Hacıosmaa 0600 0350 0300 mm. Fontduktil boru battj inşa ettirilecettır. îstinye kavşağı (Büyükdere Caddesi) ile Hacıo»man Fıltre Tesısleri arasında toplam 4000 m. uzunlugunda 0600 0350 0300 mm. for.tdüktil boru ftattmm yapınu işi şartnamesi dahilinde eksiltma suretiyle îhOr leye çıkartılmıştıı. Işin 1982 yılı birim fiyatlanyla hazırlanan ilk fceşff bedeli 36.000.000. TL. olup geçici teminaö 1.080.000. TL.'dır. İsteklilertn en geç 25 Mayıs 1983 Çarşamba gönü s&at \TWa. kadar İdareye yazıh müracaatla: 1 Bayındırlık Bakanhğımn en az <B) grabu 100. 000.000^ TL. (YUzmUyon lira)hlt müteahMtlüt karneslnı, 2 Maü durum bildirisi ile &u tş!n ılân tarihfoden sonra temm edilmiş mattm, tarih, sayı ve banîcs kaşesini ihtlva eden çift imzalı Nakit Kredı ve Serbest Mevdtıat toplamı olarak 2.880.0CO. TL. (îki milyon aekızyuzseksenbm Hra) tutarınua Banka Reterans MeHtObunu, 3 Dilekçenin veriliş tarihinde elinde bulunan işleri açıklayan Taahhüt büdinsini, * En az 1500. m. uzunlugunda 0500 mrn. çapında benzer bfr boru hattı inşaatını ıkmal edıp geçici tobulünü yaptırdığına dair belgenm aslını veya noter tasdlkli surstini ve $artnamede belirtılen gerekli diger evrakı fbraz ederefc Yeterlik belgesi alması farttır. Posfada vaki gecikmeler dikkate alınmıyacaktır. îhale dosyaları Bei'oğlu îstikiâl Caddesi Mmmmer Karaca Tiyatrosu ÇıkmazTOdaki ÎSKİ Genel Müöürlüğü Su înşaattan Müdürlüğündö mesai saatierl içinde gö' rülüp incelenebilir. thaleye katılmak isteyenler ihale dosyalann» Iâa»e veznesinden 5000. TL. (Beşbin Hra) bedelle temto edebilirler. tsteMfterin şartnamelen dahilinde hazırhyacafclan teklif mektuplannı 31 Mayıs 1983 Salı günü saat 11.00'e kadar Bcyoglu îstikiâl Caddesi Muammer Karaca Tlyatrosn Çıtanazı'ndaki tdare binasında Zabıtlar ve KararJar Müdürlügühe vermeleri gerakmektedir. İdare Yeterîilc Belgesl verip vermemekte, ihaleyf yapıp yspmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttlr. CBasın: 18194) 3021 YAZUKLAR • Dragos Sahil Sitesi (Cevizli) yazlık kat: 46 16 53 • Göztepe, Cemil Topuzîu Caddesi deniz tarafmda ve denizden yararlanan yazlık daire: 55 27 04. DR. ERDAL ATABEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle