Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 NİSAN 1983 etrol dışsatımcısı olan ya da olmayan az gellşmiş tilkeler, Tttrkçe deyimle borca batıktır, Osmanlıca deylmle düyunu müstağraktır. Borca batık demek, varlığı borcuna yetmez demektlr. ••• Borca batıkhğı önce toplu rakamIarla sergileyelim: Söz konusu tilkelerin 1982 yılı sonunda 798 milyar dolar dış borcu vardır. Dış borç, 1981 sonunda 693 milyar 1980 sonunda 585 milyar 1979 sonunda 510 milyar dolardı. Bu borçların üçte biri petrol dışsatımcısı olanların, üçte ikisi olmayanların tizerinde bulunuyordu. Gene bu borçların dörtte biri kısa vadeli dörtte üçü uzun vadeli idi. Uzun vadeli borçlar, 1971'de 87 milyar, 1980'de 456 milyar, 1981'de 524 milyar dolardı. 1980 yılma ilişkin ülkelere göre dağılım milyar dolar olarak parantez içinde gösterildiğl glbiydi. Brezllya (56), Meksika (42), Gtiney Kore (21), Ispanya (18), Cezayir (18), Endonezya '(17), Hindistan (17), Yugoslavya (15). Türkiye (15). Arjantin (14), Venezuella '(13), Mısır (13), îsrail (13), diğer. 137 ülke (184). Gene 1980 yılma ilişkin cari lşlem açığı ile borç ödeme yükü ulusal ürünün yüzdesi ve petrol hariç dış carl gelir yüzdesi olarak parantez lçlnde gösterildlği gibiydi. Arjantin (5,26) Breailya (5,101), Bolivya (2,26), Piliplnler (7,17). Jamaika (7,17), Kostarika (14,20). Meksika (4,37), Nikaragua (23,21), Polonya (2,86), Romanya (3,23), Slera Leone (20,23), Sudan (2,23), Şill (11,47). Türkiye (5,46). P Borca Batık «Az gelişmiş ülkeler borca batıktır. Büyük Atatürk'ten önceki ve son. raki dönemlerin borçlanma zihniyeti, ülkemizin de bu haritada yer al. masına varmıştır. Atatürk'ün borçlanmama zihniyetine dönerek, söz konusu karamsar ve kısır döngüden çıkabiliriz görüşündeyim.» Prof. Dr. Salih ŞANVER yaklaşık 100 milyar dolar artmışte. •*• Şlmdl borca batıklık konusunda son dört yılda olanları yine rakamlarla verelim: 19791981 yıllarmda, klml ülkeler vadesl gelen borçlan İçin erteleme istedüer. Ertelenen miktarlar milyon dolar olarak parantez içinde gösterildiğl gibiydi. Polonya (4,900), Türkiye (4,383), Kostarlka (869), Nikaragua (762), Jamaika (553), Zaire (517), Sudan (503), Bolivya (460), Pakistan (186), Afrika ülkeleri (birlikte 57). Polonya ertelemesi tümü ile 1981 yıhnda idi, Türkiye'nin 1981 ertelemesi 3,120 milyon dolardı. Romanya İçin 1982'de 3,540 milyon dolarlık erteleme yapıldı. Meksika Ağustos 1982'de, Brezilya Aralık 1982'de borçlarını Ödeyemedi. Diğer Güney Amerika ülkelerl ile Yugoslavya da aynı duruma düştü. Söz konusu ülkelerin 1982 sonunda borçlan müyar dolar olarak parantez içinde gösterildiğl gibiydi. Brezilya (87), Meksika (85), Arjantln (38), Venezüella (30), Yugoslavya (18), Şin (17), Peru (11), Kolombiya (10). Geçtiğüniz yılda yirmibeş ülke 200 milyar dolar borç İçin erteleme istiyor. onbeş ülkenin daha 80 milyar dolar borç içln erteleme Isteyeceği ortaya çıkıyordu. Borçlular dünya çapmda acze düsünce, alacaklılar dünya banka sisteminin 1929 Büyük Bunahmmda (Buhranında) olduğu gibl çökmesinden korktular. Çökme, üç desteklft, Şimdllik, önlendi. Blrinci destek, alacakh devletlerln ve uluslararası kuruluşlarm acil yardımı idi. ABD hazinesi Meksika ve Brezilya'ya 3.2 milyar dolar verdi, Uluslararası Ödemeier Bankası, borçlulara 4.1 milyar uolar köprü kredi sağladı. Ikinci destek, alacaklı bankaların borç ertelemeleri oldu, bu erteleme için borçlu ülkelerin Uluslararası Para Fonu'nun acı reçetesini benimsemesi önkoşuldu, erteleme yüksek faiz oranları ile yüksek komisyonlar ile yapılıyor, böylece tuzluya maloluyordu. Uçüncü destek, Uluslararası Para Fonu'nun dünyanm merkez bankası rolüne soyunması idi, özel çekme hakları 61 milyar birimden 90 milyar birime, genel borç fonu 9 milyar birimden 17 milyar birlme çıkarıldı, fonu bundan böyle her ülke kullanabilecektl. Olanlar olurken, dünya çapında borç luluğun nedenlert ve borçluluktan çıkış yolları için tartışma başladı. Borçluluğun nedenleri, petrol fiyatlan, alacakiı bankaların tutumu, faiz oranları ve borçlu ülkelerin ekonomi politikalarıdır, diye sıralandı. Borçraluktan çıkış yolları lçln; alacaklı bankalar karşılık ayırsm, ödemelere alacaklı devletler destek sağlasın, kısa vadeli borç uzun vadeli borca dönüştürülsün. alacak sermaye olsun, aman borçlular ödemem demesin, yeni bir Bretton Woods anlaşması yapılsın önerilerl getirildi; gözler Mayıs 1983 Williamsburg toplantısı ile bu yılki Para Fonu ve Dünya Bankası toplantılanna çevrlldl. Bu arada ünlü Economist derglsi şu yorumlarda bulundu: «Yenl verilen borçlar, vertoll ve uzun dönemli yatırımlar İçin değildir, dünya banka slsteminin çökmemesl lçindir, borçlulardan yalnız birinin ya Meksika'nm ya Brezilya'nm ya Arjantin'in ya Venezüella'nm faiz ödemelerlnl yapamaması sistemin çökmesine yeter.» «Yeni verilen borçlar İçin pahalı danışmanlar ortaya çıktı. Ünlü üçlü Kuhn Loeb, Lazard Freres, S. G. Warburg Türkiye'ye danısmanlık yapıyor.> Borç ödeme yükü 1982'de. Meksika içln % 129, Brezilya için % 122. Venezuella lçln % 95, Arjantin için % 79. Gtiney Kore lçln % 53, Yugoslavya lçln % 46 ldt. Toplu rakamların verdiğl sonuç şöyledir: Bir ülkenin cari işlem açığı vennesi demek, sattıgı mal ve hizmetler karşılığı cebine giren dövlz, satmaldığı mal ve hizmetler karşüığı cebinden çıkan dövizden az demektir. Böyle bir ülkenin döviz varlığı eksidir, böyle bir ülke elbette kendi varlığmdan bir dış borç ödeaaesi yapamaz, böyle bir ülke borca batıktır. böyle bir ülke vadesi gelen borcunu borç alarak öder, bu nedenle son dört yılda söz konusu ülkelerin borçlan yılda «Latln Amerika, paranın varhga eslt olduğu saçma inancına kapıldı, çılgmca borçlandı ve harcamada bulundu. Meksika, 80 milyar yerine 40 milyar dolar borçlansa idi, bugün daha varlıklı olurdu, parası daha sağlam olurdu, ekonomisi daha sağlıklı büyürdü, işsızlik daha az olurdu, politikacılan daha yoksul olurdu.» «Keynes, yüz sterlin borç varsa DU borçlunun sorunudur, bir milyon sterlin borç varsa bu bankanın sorunudur, derdi; biz, bir milyar sterlin borç varsa bu hepimizin sorunudur, diyoruz.> ••• Ülkemizde, geçen 125 yıllık dönemde, borçlanma ve borçlanmama ülye iki zihniyet egemen olmuştur. Borçlanmama zihni yeti Büyük Atatürk'ün zihniyetidir. Atatürk, 19231939 döneminde, borçlanma bir yana, Osmanlı borçlarına ve imtiyazlı şirketlere son vermlş, ülkemizi 1929 büyük bunahmının içinden de geçirebümistir. Borçlanma zihniyeti Büyük Atatürk'ten önceki ve sonraki dönemlerdeki zlhniyettir. Borçlanma zihniyeti bu yazımda çlzdiğim haritada ülkemizin de yer almasına varmıştır: Dış borcumuz, faizleri ile birlikte, 1970'te 2.9 milyar, 1979'da 11 milyar dolardı. Borcumuz, 1980'de 17.8 milyar dolardır, son dort yılda 20 milyar dolarm tistündedir. 1983 yılı bütçe gerekçesi, bir yandan eylül ayı yerine Haziran ayı hesabı yapmakla, öbür yandan cari işlemler dengesl ile ilişki kurmamakla, bizce, hatalı hesaplamalar yapmaktadır. 1982 yılı ekonomik raporuna göre, borçlarımız, carl işlem açığı miktarmda, 1979'da 1239 milyar 1980'de 3.210 milyar, 1981'de 2.093 milyar dolar arttı. demektir. Ülkemizin geçen dört yılda yaptığı borç ertelemeleri bu yıl içinde ve gelecek üç yılda önümtize gelecektir. 1983'te 2.394 milyar, 1984'te 2.298 milyar, 1985'de 2.227 milyar, 1986'da 2.156 milyar dolar borç ödemek durumundayız. Yılda en az 2 milyar dolar cari işlem açığı veren ülkemiz, yılda dışsatımının %40'mı aşan bu borç yükünü kendi bünyesinden karşılayamaz, görüşündeyim. O halde, borç ödemek içln borçlanmayı sürdüreceğlz. Bu karamsar ve kısır döngüden, alacaklılara dur diyerek, borçlanma yerine borçlanmama zihniyetini benimseyerek çıkabiliriz. Tarihsel Uzlaşma Olmadan Olmaz... Yasak kalkmca politika ortamı kabak çiçeğl gibi açılıverdi; meğer ne hazırlıklar varmış? Ne pazarlıklar sürüyormuş? Siyasete herkes çoktan sıvanmış. Böyledir bu işler... Doğa (ya da tophım) yasasıdır; her partl yasa|ınm altmda bir yeraltı oluşur. Partisiz çağdaş devlet yoktur: ya tek parti olacak, ya çok parti olacak; ama ille de olacak; halk kesimleri örgütlenerek devlet yönetimine ağırlığını koyacak. Başka yöntem şimdiye değln icat edilmemiştir. Üstelik parti kavramı da yenldir; sanayi devrimiyle birlikte bugünkü kıvamını bulmuştur. • Gazetelere bakılırsa partileşme iki yörüngede gelişiyor: 1) Merkez Sağ Partisi. 2) Sosyal Demokrat Parti. Bu ikili oluşum Batı'dakileri anımsatıyor. Çünkü parlamentoculuğun çağımız sanayi toplumunda emeksermaye çelişkisi üzerine kurulduğunu artık herkes billyor. Siyasal bilimlerin abece'slne göre emek kesimine dönük partiler sola açılan yelpazede yer alırlar; sermaye çıkarlarmı savunanlar sağa doğru yelpazeyi cluştururlar. Bu, tarihsel ve nesnel bir durumdur. Ne var ki Batı'daki siyasal demokrasiyi yaşatan ve koruyan temel kural, her iki yana yayılan büyük partilerin rejimin koşullannda uzlaşmalarıdır. Partiler arasında bu temel uzlaşma olmadığı zaman siyasal demokrasi yaşayamaz. Türkiye'de eksik olan bu uzlaşmadır; çünkü şimdiye dek (Batı demokrasilerindeki gibi) fikir özgürlüğüne ve insan haklarına dayalı rejim konusunda partiler arasında bütünleşme sağlama olanağı bulunamamıştır. * Bundan böyle ne olacaktır? Siyasal partiler birer araçtır. Amaç değil... Türkiye'de kurulacak siyasal partilerin daha programlan belirmemiştir. Eğer yeni büyük partiler siyasal demokrasınin temellerini kurmak ve korumak yolunda uzlaşıp anlaşabilirlerse, özgürlükçü rejime açılış olabilir; yok, bu temelde uzlaşıp bütünleşemezlerse demokrasi bir düşlemdir. Bu sorun geçmişte yalnız sola açık partileri ilgilendlriyordu; bundan böyle saga açık partl kadrolarını da kapsayabilir mi? Sorunun yanıtı gelecekte ve hayatın içinde verilecektlr. • Ülkemiz olağanüstü dönemler yaşamıştır, yaşayacaktır. Terör ve anarşiyi pompalayan kaynaklar bir bakıma amaçlarma ulaşmış ve halkm demokratik özlemlerini gündemden sllecek etklyl yaratmışlardır. Şimdi yeniden blr siyasal açılışa doğru gidilirken bir dizl yasağın yenl düzenlemelerde yer almasmın pratikte anlamı nedlr? Yenl kurulacak partiler kapatılan partilerin devamı olduklarım söyleyemeyeceklerdir? Oysa daha şimdiden Türkiye'yi etkileyen iki ana siyasal akıma göre aynm yapılmış, politika kurgulan da bu ayrım üzerine oturtulmaya başlanmıştır. öyle görülüyor kl, yasaklar kişilere yönelik olaca,ktır; ama siyasal aktmların geçmlşten geleceğe uzanan sürekliliğine ilişemeyecektir. • Bir siyasal partl ya demokratik ortam lçlnde kurulur; ya da demokrasiyi kurmak için halk kitlelerini örgütleyip amacma ulaşmaya çalışır; ayrıca siyasal demokrasiyi yok etmek amacıyla kurulan partiler de olasıdır. Bugünkü Türkiye'de rejimin yazgısmı (yukarıda bellrttlğlm gibl) tarihten gelen İki büyük siyasal akımın karan belirleyebillr. Bu karar verllemezse toplumdakl dönüşümler durmayacak; ama bugünden hesaplanması zor yollardan geçerek gerçekleşecektir. CVCT OKTAY AKBAL 34 YA Onceden Bir Anı •Bizim nesil doğrusu ya öhaüz bir nesiUür. Bir defa, dünyanm birbirine karıştığı bir devirde yetiştik, sonra yeni bir inhü&bın memleketimize iyice yerlesmediği bir sırada kaleme sanldıh. Şark'tan, Şark zihniyetinden, geri zevhten hendini koparamamış bir evvelki nesil yazarları henüz piyasada hüküm sürerken biz ortaya atıîdık. Bütun şartlar bizim neslin aleyhine idi. Yeni bir zevkin, yent bir anhyışm ilk tohumunu biz ekeceit, onu btnbtr ihtt' mamla büyütecek, ilh mahsulünü alacdh. onu beğsndirecektik. Hepsi nrasıyle oldu. Blzden öncefetlerin aleyhimizde kıyameti koparmalarına rağmen tohum tuttu, büyudü, fidan oldu, mahsul vermeye başladı.» Yıl 1949. 'Akşam' gazetesinin 'Muharrir Neden Yetişmiyor?' başlıklı büyük ariketi. Ankeü yapan: Sadettin Gökçepınar... Önce. o günlerin 'üstatiari konuşmuş, sonra da sıra 'genç'lere gelmiş. Sanınm en 'genç yazar" da bendim. Benim yanıtlanmla 'anhe? sona ermiş. Tam 34 yıl öncesi... 'Genç nesilde iyi $air, iyi muharrir buhranı yok' diye bir başlık atmışlar yanıtlanma, üç sütuna... Altta da şunlar var: "Yabancı mallara sınırlanmızı kapadığımız gibi yabançı eserlerin bedavadan tercüme ettirilmO' sine de mani olmalıyız.» Bir de resmim var. Bu, ben miyim? Söylemek güç, 34 yıl öncenin kişisi İle bugünün kişisi 'aynı insan' nasvl olsun? Once bir hüzün bastı. Zamanla yanşı ben ml kazandım, yoksa zaman mı? Yaşamak, herşeyo karşm yaşamak!.. En güzeı şey bu, yasamak... Bunca yıl yaşamışım, daha ne olsunl 1949'dan bir yıl sonra Orhan Veli öîecekti. Beş yıl sonra da Sait Faik, yedi yıl sonra Ataç. Tarancı, Saba daha niceIeri... Sabahattin Ali bir yıl önce öldürülraüştü, kırk yaşlannı sürmekteydi. 1949'da yazın dünyamıza daha 'eshi kuşak' egemendi. Haht Fahri'ler, Ortaç'lar. Orhan'lar, Refık Halit'ler, Reşat Nuri'ler, Mahmut Yesari'ler... Gazetelorde onlar. Yaymevi vitrinlerinde onlar. Hatta siyasal gücü elinde tutan, etkileyen yine onlar! Ya milletvekili idiler, ya büyükelçi. 1940 kuşağı denilen bir takım genç şairler, yazarlar yirmi beş otuz beş yaşlannda kendilerinl tanıtmak savaşı veriyorlardı sekiz on yıldan beri... 1949'da bu savaş az çok kazanılmıştı. Kusağamızın ilk romanları yayınlamyordu, oyküde yeni imzalar başan kazanıyordu, şiirde de Orhan Veli ve arkadaşlarmm yam sıra Tarancı, Dağlarca, Necatigil. Külebi, Cumah gibi şairler yazırumızm sevilen adları olmakta idiler. Ama Babıâli basını bizi tutmuyordu. Koşe yazarlan en başta.. Bu yüzden da 'Muharrir Neden Yetişmiyor?' diye bir soru ortaya atılıyor. yaşh kuşaktan hiç kimse 'SöyJe soru olur mu, niye yetişmesin, işte şunlar şunlar" demiyordu. Bu ankete verdiğim yanıtta şöyle konuşmuşum: 'Bakm koskoca bir yazar, meşhur Refih Halit bey. yıllardır tek bir telif eser okumadığım iftiharla söyleyebüiyor. Ama, buna rağmen genç yazarların beş pa^a etmediği hükmünü vermekten de geri kaU mtyor.» Gökçepınar bir süre sonra gazetecüiği bırakıp avukatlık yapmaya başladı. Bu ilginç soruşturmaya verilen yanıtlar da 'Akşam' gazetesi koleksiyonlarında kaldı. Kitap halinde basılsaydı yazın dünyamız belgesel bir yapıt daha kazanırdı. Son olarak bu ankete verdiğim yarutın bitiş bölümünü olduğu gibi sunmak istiyorum. Hem dildeki gelişme açısmdan ilginç bir örnek, hem de bir takım sorunlann, dertlerin o gün bugün bir türlü değişmediğini göstermesi bakunından... 'Ama bence maddi yardımlar kadar önemli olan ?ey, yazara sanat adamına kaybetmeye başladığı soyfirıyt ve sevgiyi göstermemizdir. Ondan sonra, yazann eserini bıiyufe feütJeys tanıtabilmesinin imkânlan hazırlanmalı. Biz, genç nesil şair, hikâyesi ve romancılan çote şey istemiyoruz. Hiç değilse yaz dığımız eserle karnımızı doyurabilmeh, yaratmamız ieap eden eserleri bir oda içinde düzgünce bir mosa başında yazıp üç beş bin feijiye ohutabilmeh. Bir de, en mühimi, yazdığımız eseri horkusuz, kim seden korkmadan, çekinmeden yaratabilmemiz için feolp huzuru... Nihayet sanatçının da bir jair arkadaşm dediği gibi bu yurdun bir çocuğu oldıtğunun kabul edilmesi...* Geçmiş zaman olur kî!.. Bir de bakarsımz hiç geçmemiş gibi gebr size... Hele bir takım sorunlar yerli yerinde durmaktaysa... Türkiye İş Bankası AŞ'den: Sayın Ortaklanmıza Apel Ödeme Duyurusu sırasında artınlan sermayenin nakden öderimek sufetiyle karşüanacak; 29 milyar liralık bölümüyle ilgili olarak sermaye taahhüdünde bulunan. •ortaklanmızın bu taahhütrerinih %25'ini teşkil eden Üanci apellerini Bankamız sermayesînîn 40 milyon liradân 30 mîlyar.îîrâ5^yukseltîlmesl 29 Nisan 1983 Cuma, mesai saati bitimine kadar yatırmaları gerekmektedîf. Ortaklanmız söz konusu apel ödemelerinî: • İstanbul'da Menkul Kıymetler Müdürlüğü/İBahçekapt • Ânkara'dâ, Ankara Merkez. Şubesi/Ulus Meydanı • İzmir'de, îzmir Merkez Şubesi/Mimar Kenıalettiu'Cad. No. 2 •Diğer îllerde, mahalli şubelerimizde yapabileceklerdir. Apel ödemeleri hîsse senedi muvakkat İîmuhaberleri üzerine. i'şleneceğinden ortaklarımizın ödeme sırasında ilmuhaberlerini muhakkak sürette ibraz etmeleri; halen muvakkat ilmuhaberlerini almamış olan ortaklarımizın isebirinci apel ödeme makbuzlan ve kimlik belgeleri ile birlikte muvakkat ilmuhaberlerini almaküzere şubelerimize başvurmalart gerekmektedir. Saygılânmızla, TÜRKİffiİŞ BANKASI AŞ Bira.eski fotoğrafların heyecamdır. BÎRA YRSfiMA SEVÎNCİDİR. Toprak Mahsulleri Ofisi Bölge Müdürlüğünden Bölge Müdürlüğümüze bağlı işyerlerimizden aşağıda yerleri, keşif bedelleri verilen işler sabit birim fiyat esası üzerinden kapalı zarf ile teklif almak suretiyle 3.5.1983 tarihinde saat ll.OO'de Karaköy Bankalar Caddesi Bahtiyar handa bulunan Bölge Müdürlüğü binamızda ihale ediıecektir. Aşağıda dökümü verilen işlerden birine bir kaçma veya tümüne teklif verilmesı mümkündür. Teklif verilecek işlerin keşif bedellerinin % 3'ü oranmdaki teminat mektubu veya veznemize ihale günü saat 10.30'a kadar yatırılacak nakit teminat makbuzu gerekli evrakla birlikte usulüne uygun olarak zarflanmak suretiyle tekliflerin en son ihale günü saat 10.45'e kadar Haberleşme Servisimize teslim edilmesi gereklidir. Bu tarih ve saatten sonra gelecek teklifler kabul edilmiyeceği gibi, postada vaki olacak gecikmeler dikkato alınmıyacaktır. Dosya v e şartnameler Bölge tnşaat Servisimizde incelenebilir. Kurumumuz 2490 Sayılı Yasaya tabi değildir. Ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Bu nedenle iha'« ile ilgili olarak hiç kimse hicbir hak, tazminat veya zarar ziyan talebind e bulunamaz. îşyeri: Keşan SitİVTİ Malkara Işin NeviKeşif Tutan 40 Tonluk araba baskülü inşaat! 1.892.480,98 TL • > 1.892.480,98 TL. » » » 1.892.480,98 TL. (Basvn: 1İ7168) TOWKALWRK zstHM MERKEZÎ ALMANCADÎLKÜRSLfiBI Yeni dönem kayıüanmız başlamışür. Akşam kurslanmızm yanısıra saat 10.0015 00 arası kurslarımız da açüacaktır. Kayıtlar: U Mayıs'a kadar saat 15.0018.30 arası yapılmaktadır. Adres: Alman Lisesi Beyoğlu Evlendirme Dairesi yanı Tunellstanbul ^Tel.:446668 CANNES, LOCARNO, MONTREAL, LONORA, BERLİN, FESTİVAL PROCRAMLARINA SEÇİLEN ULUSLARARASI VALENCİA FESTİVALİ ÖDÜLÜ 1982 ANTALYA FİLM FESTİVALİ EN İYİ ERKEK OYUNCU (CENCO ERKAL) EN İYİ YARDIMCl KADIN OYUNCU (CULER ÖKTENV ÖDÜLLERİ "Çekimle anlatım başansmın zirveler'mde dolaşan bir fılm" Mümtaz Soysal "Bufitmin hiç bir amndayaşaınadan veyaşanmakta olandan kopmuyorsunuz" Zeynep Oral "At fılmi Türk sineırtasııun donemeç noklaianndan biridir" Mahmut Tali Öngören "Atfilmi gerçeğe duyarh bir anlatımla yaklaşıyor" Fransız Le Monde Gazetesl "Nefıs görüntilter, akıldan çıkmayan bir muzik, unutulmaz anlar, iistun oyunaıluk, dokunakh evrensel bir konu: tşteatfılmi" Amerikan Variety dergisi HASSASS KUM SAATİ ARANIYOR Tel.: 27 49 03 Beyoglu LAIE Kodıköy REKS Bahtelievler ÜNVERDI Capa AYDINÜsküdar SUNARKoragütnrük HAKANAksaray KISMETBeşiktaş YUMURCAKKoıomusiaiaposa