15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ri yeterll finanse etmesi olanaksızdır. • Kooperatiferin büyük aracı ve sanaylcilerle rekabet edebilmesi, iç ve dış pazariamada etkili olabilmesi için mutlaka üst örgütlenmesj gerekmektedir. Kooperatifçiliğin pazarlamada da etkili olduğu bütün Batıh ülkeler, kooperatif üst örgütlen. melerini geçen yüzyıhn sonunda tamamladıkları halde, yazık ki, ülkemizda üst örgütlenme son yıllara kadar biıiikten yukan çıkmamıştır. Etkili merkez biıiikleri oluşturulamamıştır. • Ülkemizde devlct. kendisini kooperatif üst örgütü zanne'.mckte ya da öyle görmckte; kooperatifler mcrkez birJklerini ise kendisine rakip sayrnnktadır. Bu nedenle, pazarlama kooperatiflorimiz de. bugüne de gın. etkili bir merkez birliği kuramamışlardır. lS70'lerde tannı ssuış kooperatifleri merkez birliğj olarak kıırukın TARKO ise. bugün bunalım içerisindedir. • Türk koopeıatifçiliğinin, pazarlama kooperatiflerini clo ilgilendiren oncmli bir sorıınu da mevzuattır. Mevcut kooperatifçilik yasalan kanşıktır ve genellikle devlet vesayetini öngormektedir (ö/.eiükle tarım satış ve tarım kredi kooperntifleri yasaları). Bugün. bnsmcia beürtüdiğine görg gerek 1163 snyılı kooperntifler yasası, gerekse 2334 sayılı taıım satış kooperatifleri yasası ile ilgili mevzuat calışmaları vardır. Demokratik kooperatifçiüği öngören 1163 sayılı kooperafif'ier yasası değiştirilerok devlet vesayctine sokulmaya çalışılmaktadır. Tarım Satış Kooperatifleri yasası da değiştirilerek, zaten devlet vesayetin de olan bu kooperatifler de bir tür kamu ıktisadj girişimlerine dönüştürülmek istenmektedir. 1 MART 1983 Ankara Ziraat Fakültesi'nde «Tarımsal Pa2arlama Sorunlan ve Çözüm önerileri» konulu ilginç bir açık oturum düzenlenmişti 26 ocakta. Benim de kcnuşmacı olarak katıldığım bu açık oturumda bir çok bilim adamı, ilgilı Bakanlık temsilciieri ile Ziraat, Ticaret ve Sanayi Odalan temsilciieri konuyu enine boyuna ve çeşitli yonlerden tartıştılar. Ben burada, milyonîarca üretici ve tüketiciyi. içsatım vo dışsatım dolayısiyle de bütünüyle ekonomimizi çok yakmdan ilgilendiren fanmsal pazarlama konusu üzerindeki görüşlenmi (bir kcoperatifçi bilim adamı olarak) kooperatifcilik açısından belirtmekte yarar görüyorum. önce şunu belirtmek isterim ki, pazar]ama yönünden ülkemizde tarımsal üretim, bütünüyle küçük işletmelerde yapılmakta '4 milyona yakın işletme) ve bu bakımdan bütün üreticilerimiz pazar karşısın da güçsüz durumdadırlar. Pazarda, bütün üreticiler karşılarında aracıları bulmakta ya da fiyatta aldatılmnkta, iç ve dış pazarı daha iyi tanıyan aracıların verdiklerj düşük fiyata boyun cğmek durumunda kalmaktadırlar. Bunun sonucunda tüketicinin ya da dış alımcınin ödediği fiyatın ancak oldukça az bir kısmı üreticinin eline geçmektedir. Bu konuda yeterli araştırma olmarnakla beraber, var olan çahşmalar, ".lkemizde tarımsal ürünlerde üretici eline geçen kısmın yüzdo 20 ile yüzde 70 arasında değişerek ortalama yüzde 4050 yöresinde olduğunu göstermektedir. Bozulabilen. istif veya spekülasyon yapılan ürünlerde ise durum çok daha kötüdür. Tarımsal Pazarlamada Gercekler Tarım ürünlerinin iç ve dış pazarlamasında kooperatiflerin payım arürmak gerekir. Ancak o zaman üreticinin eline daha çok pay geçcceği gibi, aracılık payı azalacağmdan, iç ve dış pazarlara ürünlerimizi daha düşük fiyata sunmak olanağı da doğacaktır. Sîzi İyi Görüyorum!.. Yaşlanmaya başlayan dostlar birbirlerlyle Karşılaşmca destpk atışma girişirler: Seni iyi gördüm. Ben de seni. Genç iken kimse kimseye «seni iyi gördüm> demez. Azrailin yaşam yollanna döşediği mayınlar arasında dolaşmaya başlayan kuşaklar arasında böyle sözler geçerlidir. Bakarsm ki adamm gözlerinin feri kaçmış, beti benzi uçmuş, göbeği boş buğday çuvalı gibi sarkıyor, göğsü hırıldıyor, ayakta zor duruyor. Ne diyeceksin? Seni İyi gördüm. • • ; Ben de seni. Prof. Dr. Ziya Gökalp MÜLÂYİM Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğrstim Üyesi masında kooperatiflenn payjnı artırmak gerekir. Ancak o zaman, üreticinin eline daha çok pav geçeceği gibi, aracılık payı azalacağmdan, iç ve dış pazarlara ürünlerimizi daha düşük fiyata sunmak olanağı da doğacaktır. Aynı zamanda, pazarlama için, devlete yük olmadan, çeşitli tesisler yapılabilir ve yapılmalıdır da. Demek ki. üîkernizde önemli bir sorun, pazarlamada kooperatiflerin payım artırmaktır. Pazar lamada sadece özel sektörün etkili olması, üretici ve tüketicinin zararınadır. özel kesim (scktör), tarımsal pazarlamada spekülatif hareket etmektedir. Hatta fırsat bulunca, tekelleşmeye gıtmektedir. (Tekelleşme konusundaki görü.şlerimizi 21 mayıs 1980 günü bu sütunlarda yayınlanan «Tekelleşmeye Karşı Kooperatifçilik» adlı yazjmızda ayrıntılarıyia belirtmiştim.) özel kesimin spekülatif hareketini ve tekelloşmesini önlemek için. devletin müdahalesi de yeterli olmamaktadır. Pazarlamada devlet, özel kesimle etkili bir şekilde rekabet edememektedir. Kaldı ki, devletin kıt kaynaklarını. pazarlamadan çok daha önemli (enerji ve sanayi gibi) yatınmlara yöneltmesi de. daha isabetli olacaktır. Yukarda. ülkemizde tarımsal pazarlamada kooperatiflerin pay! artın!rnalıd:r dRmıştik. Bu nasıl yapılacaktır? Sadece pazarlama kooperatiflerini gelistirmeğe çalışmakla bu olanaksızdır. Pazarlama Uooperatifleri Türk kooperatifçilik hareketinin bir parçasidır. Nası! ki öze! kesim bir bütün, kamu kesimi bir bütünse. kooperatif kesimj de bir bütündür. Bu nedenJe. ancak, Türk kooperatifçilik hareketi bütünüyle geliştirilerek, pazarlamada kooperatifçiliğin etkenliği artlınlabilir. Nitekim, örnek bir kooperatifçi olan önder Atalürk de. kooperatifçiliğe bir bütün olarak bnkmış ve yaçamı boyunca. bütünüyle Türk kooperatifcüiginin gelişmcsi için çahşmıştır. (Atatürk'ün kooperatifçiliğe iüşkin düşün ve eylemlerini 27 Ocak 1981 günü bu sütunlarda yayınlanan «örnek Kooperatifçi» adlı yazımda aynntılanyla belirtmiştim.) Sorunun Çözürnü İçin... Bütünüyle Türk Kooperatifçilik hareketini geliştirmek ise. ancak. kooperatifçiliğimizin bazı temel sorunlarını çözmckle olanakhdır. Bu sorunlar ve çözümlerini kısaca belirteüm: • Birincj sorun eğitimdir. Kooperatifçilik yaygın eğitimi ile, kooperatif ortaklan kooperatifleıine bağlı hale getirilebilir. Pazarlama kooperat.ifçiliği için de bu nokta çok önemlidir. Ortak olmayanlar eğitilerek, kooperatif ortağı haline getirilebilir ve kooperatifçilik hareketi daha da yaygınlaştınlabilir. Kooperatif yöneticileri eğitilebilir ya da yeni kooperatif yöneticisi yetiştirilabilir, Pazarlama kooperatifçiliğinde iyi yönetici çok önemlidir. Bunun için kooperatifçüik okulları açılnıalıdır. • Kooperatiflerin başansında çok önem H bir etken de finansmandır. Bu amaçla, kooperatifler öz sermaye birikimine özendirilmeli. kooperatiflere düşük faizü yeterli kredi olanağı yaratılmalı. hatta kooperatif yatınmlanna hibe yapılmeJıdir. • Pazarlamada kooperatiflerin etkin olması, finansman sorununun çözümüne baghdır. Aksi halde, kooperatiflerin geniş finansman olanaklarına sahip aracılarla yanşması (rekabet etmesi) olanaksızdır. Bunun için, sermaye ve yönetimine kooperatif ve üst örgütlerirnn egemen olacağı bir «Kooperatifler Bankası» süratle kurulmahdır. Ülkemizde özel sektöre finansman olnnağı yaratan otuza yakın banka vardır. Kooperatiflenn ise hiç bir bankası yoktur. Tarım Kooperatiflerir.e kredi veren Ziraat Bankası ise. hükümet politikasına göre kre di verir. Hükümetin özel sektörü özendirdiği durumria. bu bankanm da kooperatifle Pazarlama Kooperatifleri Pazar karşısında güçlü olabilmek ve pazarlama hizmetini maliyetine edinmek için üreticilerin birleşerek pazarluma kooperatifleri kurmalaıı gerekmektedir. Nitekim, tarımın ileri düzeyde olduğu bütün Batıh ülkelerde tarımsal ürünlerin po.'/arlanması büyük oranda kooperatif ve üst örgütleri elindodir. Norvcç. trlanda, Hollanda, Danimarka. îsveç, Batj Almanya Fransa ve ftalya gibi Batıh ülkolerde kooperatiflerin pazarlamadaki payı üründen ürüne değişmekle beraber bir çok üründe yüzde 50 ile yüzde 100 arasında değişmektedir. Ülkemizde ise bu oranlar, araştırrna yokluğu nedcniyle kesin bilinmemekle beraber oldukça düşüktür. Yalnız dışsatımda tarım satış kooperatiflcrinin payı yüzde 25 gibi bir dereceye kadar. öncmli bir orana çıkmaktachr. Tarımsal ürünlerin iç ve dıs pazarla Sonuç Görüşümüze göre. her iki mevzuat Calışmas! da isabeMi değildir. Kooperatifçilik yönünden ilcriye değil, geriye dönüktür. Oysa, bütün kooperatif yasalan. uluslararası kooperatif ilkelerine uygun. demokratik tek bir kooperatifler yasası içinde toplanmalıdır. DevJet, kooperatifleri yönetmek iddiasından vazgeçmeli, sadece, etkili ve sıkı bir denetimle yetinmelidir. îşte kooperatifciliğimizi ilgilendiren bü tün bu leme) sorunlar bir arada çözüldüğü zaman. üikemizde tarım ürünleri iç ve dış pazarlamasında da kooperatifler elkili bir yer alabilir ve pazarlama lıizmetlerinin üre tır.i ve tüketiciden yana işlcmesj snğlanabilir. Bir başka deyimle, kcoperatifler de, kamu VG özel kesimler y;mında uçüncü bir kesim olarak vakısır oldu.eu veri alabilir. Bu numara yalnız klşiler arasında gecerll olmakla kalmıyor ki, yaşamm neresine baksanız benzeri oyun sürüyor. Ekonomik gidişatı inceleyen holding profesörü ne diyecek? Eski çağlarda kötü haber getiren habercilerin kafasmı uçururlarmış. Bu kurahn kalıtımlan sürüyor. Durum nasıl? Çok iyi. Kötü desen kimsenin hoşuna gitmez; bu kez sen kötü olup çıkarsın. Nerne lazım... Şunu bunu öfkelendireceğine, huyuna suyuna gldersin, yuvarlak laflar söylersin, en budalaca yaklaşım da belüdir: Efendim, Fransızlarm bir özdeyişi vardır; kötümser, yarısına kadar dolu çarap bardağına bakıp «bu bardak boş» diye tutturan adamdır. Bizim durumumuz iyidir, h a t t a çok iyiölr; 24 Ocak kararlarıyla düze çıkıyoruz. Ekonomide bu yöntemin yararları sonsuzdur: holdins; profesörleri böyle yapıyorlar; paraları da cebe atıyorlar. Artık ben de toplumdaki gidişatı İyi görüyorum. Acaba yanıhyor muyum, aldanıyor muyum? Ülke dau boğazdan geçmiyor mu? Geçiyor. Ama kiml gazeteleıi ve dergileri açıyorum; bir çevre var kt tırlatmış gibi... Görgüsüzlük, bayağılık. sululuk, savurganiık, şımarıklık gazetelerin, dergilerin sosyete köşelcrinden fışkınyor. Kevterizini yitirnıış, pusulasmı şaşırınış, yelkenleri dapıtmış sarhoş gemiciler gibi fotoğraflara yalpa vuran etkin bir toplum kesimtntn varlığmı nasıl yorumiayacağız? Çok iyi yaptınız hanımei'endi... Efkâr dağıttmız beyefendi? Hergey yolundadır ağam.. Burhan I ARFAD Onlar da cocuk Televizyon'da *Onlar da ÇoculZ' adlı programı ilgiyle izledik. Toplumun en önemli sorunlarından biri, mutlaka, çocuklarımıza olumlu bir eğitim verebilmek ve onlan kazanabilmekt.ir. Biz ise, ekranda, yitirilen çocukları ve yitirilen çocukluğu izledik. Programm ilginç bir yanı, ikinci bölümün birincisînden daha büyük bir iç burukluğu vermesiydl Bu çocuklar kendi aralannda kurdukları kendine özgü ve toplum dışı gruptan ahnıp ailelerine teslim edildikleri zaman izleyici rahatlayamadı. Çocuklann ardmdan kapanan kapılarla birlikte sankl tüm umutlarm da kapısı kapandı. Bu çocuklarm tüm sorunlanna neden olan kaynağı geri götürülmeleri bir çözüm mü. yoksa içlerindeki yalnızhğın ve itilmişliğin bir kez daha vurgulanması mı demekti. Çocuklarını bunca zaman sonra gördüklerinde onlarm gözlerina bakamayan, sıcak bir gülümsemeyi esirgeyen, ama hiçbir şeyimiz eksik değil diyerek televizyonlanru ve buzdolaplannı gösteren bu anne ve babalar çocuklannın en büyük gereksiniminin sevgi olduğunun far kında mıydılar? Bu sorularn yanıtları olurnsuz mutlaka. Çözüm öncelikle ailelerin egitlminde kuşkusuz. Sokağm acımasızhğını ancak sıcak bir yuvadan, şefkat ve sevgiden yoksun bir çocuk tercih eder. Orada ayn kurallar vardır. beklentiler farklıd:r. Çocuk evinde anlayış ve sevgi bekler ve bu en doğal hakkıdır. Bunu evinde bulamazsa, koşullann eşit oîduğu, ilgi ve sevginin zaten beklenmediği sokaklarda kendisi gibi başka çocukları bularak yalnızhğını gidermeye çalışır. Bu süreç içinde de bu çocuklardan çoğu toplumdan kopar. Bu sorunun köklü bir şekilde çözümlenebilmesi için çocuklar ailelerinin yanına döndükten sonra, aile "Çîçek ve Âğaç Sevgisi,, kurlarımdan Sayın Ferdi Altındağ: «Yazılarmızı büyük bir Ugi ve aynı zamanda ıçim kanayarak okumaktayım. Eski bir Istanbullu ve dogma büyüme Boğaziçili bir kişi olarak altm.ş yılda Istanbul'un başına geien yağmacılığa ve çapulcuiuga gözlerimle tanık olmaktayım» dedikW sonra, Victor Helm adlı bir Alman gozginin 1917'de «Türkler' de çiçek ve ağaç sevgisi» konulu yazısraın çevirisini sunuyor. O «Türkler'in fütuhat devirlerinde dünya kültürüne sağladıklan kazançlar çok büyük olmuştur. Çünkü, Türkier, Moğollar gibi tahrip edici bir millet olmayip tam tersine, Avrupa'ya yaptıkları akınlaıda sayısız yenilikler getirerek, onların ufuklarını genişletmişlerdir. Türkler, ağaç ve çlçekseves." b'r mülettir. Memleketlerindeki çayır. otlaK, sera, ova ve bahçelerinde yetiştirdikleri sayısız renkli ve güzel kokulu çiçckleriyle dünyaya ün salmışlardır. Türkler. Batı'ya yaptıkları akınlar sırasındt. bile bahçelerlnin özlemini yenememiş ve işş;al altındaki ü^kelerden sağladığı ve hiç kimsenin tanımadığı çiçeklerle bahçeleri zenginleştirmişlerdir. fşte böylece, bu görkemli bahçe çiçeklerinin yetiîcirildiği tek ülke olan Türkiye ve onun Istanbul'undan, çiçckler Venedik ve Viyana üzerinden Avrupa ülkelerine taşınmıştır. Bu çiçekler arasında en çok ilgi çekeni lale olmuştur. Lale, Avrupa'da ilk defa 1559 yı'.mda, Ausburg'ta bir soylu kişinin bahçesinde görülmüştiu. Laleılin soğanı İstanbul'dan gönderiimiiti. Lale, Avrupa'da o kadar beğenilmiştir ki. özeilikle Italya' da hayranlık, hatta şaşkınhk yaratmıştır Lale, Hollanda'da büyük ilgi görmüş, cinsler ve r«nkler üferindc durmamacasına çalışılarak onycdinci yilzyılda Lale soğanları başka ülkelere satılmış vo bu yoldan büyük paralar kazanılmıştıı. Pek çok süs bitkisi ve çiçeği. Avrupa'ya Türkiye'den gitmiştir. Mis kokulu leylak, sümbül Osmanlı hükümdan II. Mahmud'un pek sevdiğl hasekj küpesi, şakayık ve daha pek çok çiçek çeşidi İtalya, Almanya, Hollanda'y? hep İstanbul'dnn gönderilmiştir. Itaıva'ya gönderilen mis kokulu karanfil ve eşsiz kmaçiçegl de bunların arasındadır. Türkler, sadece çiçek yetişt.irmekle kalmamışlar, en güzel, en soyîu agaçları da yetiştirerek dünya bahçelerini de süslenıişlerdir. Piranıit biçimi çiçeği, güzelim gövdesi, bol gölgeliğiyle o görkemli at kestanesi, 16 yüzyı! ortaiarında Trabzon'dan Viyana'ya götürülen vişne açacı. zarif, ince yapılı. mis kokulu mimoza, bunlann hepsi, Avrupa'ya, hatta bütün dünyaya Türklye'den yayılmış bitkiler ve ağaçlardır.» Alman gezginin Türkler için böylesine övgü dolu yazısmı okuduktan kısa süre sonra bir başka yjrde de benzeri sözler gözüme çarptı Türkler'in 16ö3'te yaptığı Ikinci Viyana kuşatmasının 300. yıld'inümü dolayısıyla Avusturya Basın Müdürlüğünıin yayınladığı bir belge kitapta. Türk savaşlannın o'umlu yanlarından söz ediliyor ve bu srada Türkier'in botanik alanda katkılan olarak, lale. leylak, zambak ve at kestanesini Avrupa'ya getirmeleri beliıMIiyor. Türkler'in özeilikle kültür alanında hâlâ pek benimsendiğı şu günlerdo böyle olumlu yazılar sevindirlci değil mi? Sevindiricj amma, sevinecek durumda değiliz! Boğaz yamaçlannı ve tepelerini tıraş ederek ağaç\an ve bitkileri yok eden, o güzelim Anadolu yakası bahçelerini evlerini on altı kat betona dönüştüren. yabancı yazarlann deyimiyle «Prras adaları* na bile kaçak apartmanlar yükselten kişilerin gittikçe agir bastığı bir ortamda nasıl sevinebiliriz? Uzma n şehircisiyle. en üst düzeyde yetkilisiyie. en varlıkhsından en yoksuluna bütün yurttaşları kıvasıya bir çıkar kavgasında olan bir toplumda 'agaç ve çiçek' sevgisi, kimi kitaplarda ve yazılarda konu olnıaktan öteye bir anlarn taşımıyor. sürekll olarak denetleomeli. eğitilmeli ve çocuklarma nasıl davrandıkları gözlenmeüdir. Eğer bu yapılamıyorsa, bu çocuklar için yurtlar kurularak ve belirli beceriler, meslekler ögretilerek onlan Kazanma yoluna gidılmelidir. Psikolog olarak çeşitli okullarda çocuklarla yaptığım görüşmeler ve araştırmalar sonucunda, çocuklarm en büyük eksikliğinin ilgi ve sevgi oldugunu gördüm. Ann» ve babanm koşulsuz olarak benlmsodiği çocuklar, kendilerlne değer verildikçe. kendilik değerlerini (Selfconcept) geliştirebilirler. Kendine değer vermesini öğrenen çocruk !se her zaman için t.oplumun değerli bir bireyi olabilmek içtn çahşacaktır. Burada ailelerin eksiküğini gldermekte öğretaıenlere de büyülc bir görev düşmektedir. Anne. baba, öğretmen ve toplumun bireyleri olarak çocuklanmızı benimseyip, severek onlan kazanmak, hepimiz için en büyük ve pek zor da olmayan bir görevdir. Sanem Berkhan M.A. Psikolog İSTANBUL kapı 15 TL., Edirnekapı Topkapı 15 TD'dir. Bu hatlarda kurallara uyulurken, Yayla ve Bakırköy hatlannda çalışan minibüscülerin indibindi tarifelerine uymamalannın anlamı nedir? Yetkililerin bu konuya egilmelerini rica ediyoruz. Ismet ÖZTÛRK BAHÇELİEVLER Biologlar neden mağdur ediliyor? Blzler kamu kuruluşlannda teknik eleman olarak çalışan biologlanz. Kamu kuruluşlannda çalışan 4 ve daha fazla yıllık yüksek okul mezunu teknik elemanlara 12.2.1982 tarih ve 2595 sayılı kanunda değişiklik yapan, 30.12.1982 tarih ve 2771 sayıh kanunla ek gösterge verilmiştir. Biologlar da kamu kuruluşlannda teknik eleman sınıfmda meslekî grup olarak isimleri belirtilmediğinden, ek göstergeden faydalanamamaktadırlar. Aynı şekilde teknik elemanlara verilen özel hizmet tazminatı da biologlara yüzde 5 olarak uygulanmaktadır. Oysa 4 yıüık yüksek okul mezunu kımyager, matematikçi, jeolog, fizikci v.b1 ler ek gösterge aldıklan gibi özel hizmet tazminatından da yüzde 10 olarak faydalanmaktaaırlar. Bu durum kamu kuruluşlannda çalışan teknik elemanlar arasında huzursuzluk yaratmaktadır. Aynı işi yapan fakat ünvanlan a y n teknik elemanlar a y n ayrı uygulamaya manjz bırakılmaktadır. Yetkili. lerden durumun düzeltilmesini, kamu kuruluşîannda teknik eleman oîarak görev yapan biologlann aynı kadroyu işga! eden diğer teknik elemanlar yanında daha fazla magdur edilmemesini ve Başbakanlık Devlet Personel Dairesi Başkanlığı'nın bu konularda yaptıklan çalışmalarda biologlann bu durumunu gözönünde bulundurmalanm temennj ediyoruz. Kamu huruluşlannda ieknih eleman olarak çahşan biologlar Bizlm toplumun sosyete basmına yansıyan, fısıltı gazetesini dolduran, halk yığınlarına sergilenen bir çevre var kl yaşamlarmın yanında ne Dallas dizisi para eder.. Ne de Flamingo Yolu» Bunlar bayağı TV dizlleridlr; ama birer göstergedirler. Insan olanın çağımızda nasıl yaşayacağı, eğleneceğl, Içeceğl, efkâr dağıtacağı, yaşamm tadmı çıkaracağı artık belli değil midir? Ruhunun karanlık korldorlarından bir türlü çıkamıyan şaskmlarm bayağı yaşantıları hayat mı? Bu çevreler blzl nasıl görüyor, bilemem; ama açıkça söyleyeylm: Ben sizi lyl görüyorum. ADAM Minibüscüler tarifeyi uygulamıyor Bakırköy'de çalışan minibüscüler, Belediyenln son yapmış olduğu indibindi tarifesine kesinlikle uymamayı kural haline getirmişlerdir. Örneğin; Bakırköy Bahçelievler'de YaylaTopkapı arası çalışan minibüscüier indibindi tarifesine hiçbir zaman uymamışlardır. İndibindi 10 TL. iken 15 TL. alıyorlardı. Son Belediye tarifesinde indi bindi 15 TL. oldu ama Yayla minibüscüleri en kısa mesafe olan Haznedar'a bile 20 TL alıyorlar. Yine Bakırköy Parseller Bağcılar arasında çahşanlar da indi bindi tarifesine uymayarak en kısa mesafe jçin 20 TL. alıyorlar. Başka hatlarda kurallara uyuluyor. (Örneğin Topkapı • Edirne ımza Bugün 3 Mart Perşcmbe s s â KrtsçHaftası Yarın Oktay AKBAL Edip CANSEVEK Necati CUMALI Fethi NACt Tomris UYAR 4 Mart Cuma Füsun AKATL1 Melih Cevdet ANDAY Erhan BENER Muzaffer BUYRUKÇU Nursel DURUEL FÜRUZAN (Imza Saatleri. 15.0019.00" Yayıncüık Sevim BURAK Cevat ÇAPAN Rıfat ILGAZ Attilâ İLHAN Ahmet OKTAY Ataol BEHRAMOĞLU Leyia ERBİL lsmet Zekı EYUBOCLU Mcmet FUAT Bekir Y1LD1Z İ L A N SEKA ÇAYCUMA MÜESSESESI MÜDÜRLÜĞÜNDEN ÇAYCUMA/ZONGULDAK 1) Müessesemizce hurdaya aynlmış bukınan 50 ton tahta. 38 ton naylon sodyum sült'at torbası, 5 ton plâstik izoleli bakır kablo, 2 adet termosifon 120 adet oto lastiği ve 10 ton rifayner bıçağı şartnamesi esasları dalıilinde ve kapah zarf teklif alma suretiyle satışa arz edilecektir. 2) Hurdalara ait satış şartnamesi bizzat Müessesemizden temin edilcbilccegi gibi Ankara, Izmir ve îstanbul'daki SEKA Alım Satım Müdürlükleri ile SEKA İzmit Müessesesinden de bedelsiz olarak temin edilebilir. 3) Şartnamesi esasları dahilinde tanzim edilecek teklif mektuplan teklif vermenin son günü 11.4.1983 Pazartesj günü mesai saati hitamına kadar Müessesemize intikaı ettirilmiş olacaktır. Bu tarihten sonra intikal eden teminat mektuplan değerlendirmeye almmayacaktır. 4) Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta kısmen yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basm: 13922) 873 İ L A N Müessesemizin ihtiyacı 1000 Adet vurucu kol düzeni, şartnamemiz uyarınce kapah zarfla teklif alınmak suretiyle satın ahnacaktır. îsteklilerin 100.000, TL. geçici teminatlan ilo ekli teklif mektuplarını en geç 7.3.1983 Pazartesi günü saat, 17.00'ye kadar Müessesemiz Haberleşme Servisine vermeleri gerekmektedir. Iha!e tarih ve saatinden sonra verilecek teklif mektupian geçersiz olup, postadaki vaki gecikmeler dikkate altnmayacaJctır. Bu işle ilgili şartname her gün mesai saatlerl dahilinde Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünde görülebilir. Müessesemiz 2490 sayılı yssa ile bagımlı olmadiğından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta tamamen serbesttir. ADRES. SÜMERBANK Adana Pamuklu Sanayiî Müessesesi Ceyhan Yolu üzeri / ADANA (Basm: 13674) . 875 KlTAPHAFTASI'nda: '20indirimlı kıtapsatışı, Kıtap Kapapı Orijınalleri Sergisi, Bullen, Kalalog, Afiş ve Indırım Kartları. YADA Yı>ın Dı|ılım A Ş Dollnr 5evl, Bty Sok No 6 Divınydu. Imnbul Ttl M7<72 DR. ERDAL Â7A31K Hastalanm kabuie başlamıştır. Bahariye Caddesl, Bahariyo Ap. No: 96/3 KADIKOY Tel.! 38 54 83 58 23 22 İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜNDEN Başmüdürlüğümüzce 80 M3 ağaç malzemesi kapalı teklif mektubu almak suretiyle satın almacaktır. Bu işe ait şartname Gayrettope Yıldızposta Cad. Başmüdürlük Maizems Müdürlüf./'i'nden temin edilebilir. İstekll olanlann kapah teklif mektuplannı en geç 17.3.1983 Perşembe günü saa.t 11.00'e kadar Malzeme Müdürlüğü'ne tevdi etmeleri ilan olunur. (Basın: 13651) 876
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle