19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER adaleun bulunduğu yerde de devlet olmalıdır. Bu nedenledir ki. devle'i yaratan gu^Ierden biri adaleı orgutüduı. Yargı erkinin bulunnıadığı, va da guçsıı/ olduğu bir toplumda, devletin guaınden soz edilemez. Devletin gucu daha vok yargının gueunden doğar. Yargı erki ne kadar guv'lu olursa, devlet de o kadar güçlü olur. Yargı erkinin bağı>lama yetkisi de yokıur. Bazı kısa sureli cezalan erteleme. ya da suçlunun durunıuna gore cezasını indirme yetkisi vardır. Bağışlama vetkisi. yasalarımı/.a gore devlete verilmiştir. DEVLET GtÇLÜYKEN... Tarihi incelediğimi/ zaman görüruz ki devlet, guçlu olduğu zaman bağışlamıştır. Bağışladığ\ için de daha çok guç kaz.anınıştır. Bu, toplumsal bir yargı, toplumsal bırgerçektir. Ataturk. güçlu bir devlet kurduğu içindir ki, bağışlayabilmiştİF. Canına kıymak isteyenleri de, Türk vatanının çıkarlarına avkırı davranışlar içine giren "Yuz Ellilikleri" de bağışlama büvukluğünu gösterebilmiştir. Bu yuzden, hiç de kıyameıler kopmamıştır. Bağışlanan kişilerden hiç birinin en kuçük kötülüğü gorulmemiştir. İçlerinden bir çoğu, bu bağışlama sonucunda Ataturkçu çizgive gelmişler, kimileri de kalemleriyleonun ilkelerini savunmuşlardır. Onun içindir kı bağışlama. /amanına göre kişiyi doğru yola getiren etkili bir davranış biçimıdir. İnsanları eğitmenin yolu ba/en ceza, bazen de bağışlamadır. Cezanın amacı ile bağışlamanın amaeı arasında. bu bakımdan ben/erlik \ardır. lkisinın de bas. anıacı, sııcları onlemek, suçluları etkisi/ duruma getirmektir, Suçlar kimi vakit ce/a, kimi vakit de bağı>lama ileönlenir. Bağışlanacak yerde ceza veren. ceza verileeeî. yerde bağışlayan bir lutunı, toplum dıızeninin bo/ulmasına yol açar. Devleı adamının en buyük ozelliği, bu nokıayı cok iyi saptayabilmesidir. SOMl T (İKKÇEKLER Af Yasası bugun bile tartişma konusudur. Kimilerine gore. bu yasa ile bağışlanan kişiler, toplum duzenini yeniden bozmu>lardır. Kimilerine gore de, boyle bir değerlendirme doğru değildir. Yeni bir af yasası duşunulurken, bu varsayımlara davanmak, doğru bir davranış biçımi değildir. Istatistiklere ve sonıuı gerçeklere dayanmak zorunluluğıı vardır. Bugun ülkemizde guçlu bir devleı anlayışı egemendir. Bugunku aşamada toplumsal barışın, toplumsal dengenin daha sağlam temeller uzerinc davandınlması için, bazı suçları bağışlamanın varar ve zararlarını açıkça tartışmaktan eekinmemek aerektir. Bağışlama toplumsal bir gerçekıir. Toplum keMmleri, loplumsal odaklar ba/ı suçların bağışlanmasından yana nııdır, değil midir'.' Konu önemlidir. Sorun sosyal bir sorundur. Politik yonleri olduğu gibi, lıukuksal, sosvolojik ve psikolojik şanları da vardır. Cezalandırnıanın nerede biıeceğinin, bağışlamaıun nerede başlayacağınm doğru olarak \aptanması, titiz bir çalışma urunu olmalıdır. U/nıan kişilerin, ilgili kuruluşların düşüncelerini soylenıe zamanı gelmistir. Bu konuda vakit geçirilmesi doğru değildir. Ç1K1»? YOLLi BLLMA OLANAKI.AKI Ayrıca bu sorun partilerin ve parti başkanlannın sorunu olmaktan çıkmıştır. Turk devletinin, Türk ulusunun sorunu haline gelmistir. Eline silâhı alıp adam ölduren, banka soyan terorist, dunyanın hiçbir \erinde bağışlanmamıştır, bağışlanma/ da. Ama adli hatalar. bu kuralın dışında ele alınır. Öyle suçlar işlenmiş olabılir ki o suçlardan tum toplum sorumlu olur. Toplumun yapısı o suçların işlenmesine az va da çok katkıda bulunabilir. Hele hele, düşunce suçu diye bir suç düşunulemeyeceğine gore, düşüncelerini soyledıler diye cezaevlerinde çurüven kişilerin durumu ne olacaktır. Anayasamızın bazı katı kurallarına karşın bu konuda her zaman bir çıkış yolu bulabilmenin olanakları vardır. Tum uvgar dunvadaki uvgulama, öncelikle siyasal suçlulann bağışlanması doğrultusundadır. Bir bağışlama vasası söz konusu olacaksa, bu nokta üzerinde onemle durulmahdır. 5 ARALIK 1983 Bağışlama ve Cezalandırma Bugün ülkemizde güçlü bir devlet anlayışı egemendir. Bugünkü aşamada toplumsal barışın ve dengenin daha sağlam temeller üzerine da\andırılması için bazı suçları bağışlamanın yarar ve zararlarını açıkça tartışmaktan çekinmemek gerek. CjJlMmiJRIYET'TEN OKURLARA... OKAY GÖNEıSSİN M. İSKENDER ÖZTURANLI Hukukçu, Avukat Parlamento açılmış, siyasal partiler düzeni ülkemizde yertiden kurulmuş bulunmaktadır. Seçime katılan parti liderlerinin tUmu, kampanya sırasında bir af yasası çıkarılacağından soz etmişlerdir. Bazı liderler "kısmi"affı dile getirmişler, kader kurbanlarının affedilmesini onermişlerdir. Çoğunluğu elde eden Anaparti lideri sayın Özal ise, "Genel bir affın soz konusu olmadığını, düşünce suçlularının affedilebileceğini" vurgulamıştır. Bu duruma göre. bağışlama sorunu çok kısa bir zamanda parlamento gündemine gelecek demektir. Dahadoğrusu, gelmesi gereklidir. Ancak, hangi suçlular bağışlanacak, hangileri bağışlanmayacaktır. Üzerinde durulması gereken asıl sorun budur. Bu önemli sorun tartışılırken devletle siyasal iktidarları kesinlikle birbirine karıştırmamak gerektir. Çunkü, siyasal iktidar hiç bir zaman devlet değildir, devlet olamaz. Siyasal iktidar, devletin yaptınm gucuau bazı alanlarda kullanma yetkisiyle donatılan bir kuruluştur. Siyasal iktidarlar \e siyasal partiler ulusun bir kesim vatandaşlarının isleklerinin sonucunda oluşur. I)e\let ise, tüm ulusun bilincinin ve istencinin bir üriiniidür. Türlu acılar \e türlü çilelerden sonra Turk ulusu. siyasal iktidarlar ve hükümetlerle devlet arasındaki ayrımın inceHğini anlamıştır. 6 kasım 1983 seçimlerinde de bunun en güzel orneğini sergilemiştir. UYGARLIK: BAĞIŞLAMA, HOŞGÖRL "l>garlık demek bağışlama ve hoşgörü demektir. Bağışlama bilmeven uygarlık, uygarlık değil zorbalıktır ki çöker." Bu sözü söyleyen Atatürk'tür. Bu düşüncesini eylem alanına getiren Atatürk, kendisine "suikast" düzenleyen'.eri bile yasal yollardan bağışlamıştır. Türk toplumunu barış ve mutluluğa kavuşturmak isteyen bu en büyük barışçının, bu en buyuk sosyal adaletçinin böylesine insancıl davranışı hiçbir zaman gözden uzak tutulmamalıdır. Toplumsal barışı, zamanı geldiğinde bağışlama yoluyla sağlamak istemiştir Atatürk. Dünya banşının gerçekleşmesi için de aynı yontemi benimsemiş. Anadolu'daVi yanan ve yıkılan yuvaların ateşı henüz kullenmeden, bu yangına neden olan dı^ düsmanlara bile elini uzatabilmiştir. Türk toplumunu uygar toplunılar düzeyine v'ikarmak isterken, her şeyden önce hoşgörü kuralına önem verilmesi üzerinde durmuştur. Atatürk'e göre bağışlama, insanlık ve uvgarlığın temel niteliğidir. BağışlamaMnı bilen bir ulus. uygar bir ulustur. '"Yargı erki de>Jetin, anajasanın, insan onurunun koruvucusudur. Bir ulkede adalel olma/sa, o ulkede anarşi var demektir. Orada özgürlük >ok demektir." Bu söz de Ataturk"ündiir. Gerçekten, adaletin var olnıadığı bir ulkede, devletten sö/ edilemez. Devleı. adaletle yurur, adaletle yaşar. adaletle gu<; kazanır."Adalet iilkenin, mülkiin lemelidir." Devletin bulunduğu verde düzen vardır, disiplin vardır. Devlet düşüncesi başıbozukluğun. kargaşanın karşısında olmuştur her zaman. Ve hukuka avkırı davranışlar her yerde cezalandırılmıştır. Devleıin bulunduğu verde hukuk ve adalet, hukuk ve Basın için en iyi yasa hangisidir ? T ehlike İçinde Yaşama Yılı adlı filmde Mel Gibson'un oynadığı Avustralyalı genç gazeteci şöyle der: On yılımı geçirdiğim o haber odasına dönmemek için her şeyi yapanm. Avustralyalı gazeteci ilk dış görev olarak 1965 yılının Endonezya'sına gönderilmiştir. Başanlı, çok başarılı olmak istemektedir. Sukarno'nun son günlerini yaşamaktadırlar; bir yanda Sukarno'nun Komünist Partisi'yle flörtünden tedirgin ordunun darbe yapacağından söz edilmekte, öte yandan bu olasılığa karşı komünistler silahlanmaya çalışmaktadırlar. Genç gazeteci birçok başanlı iş yapar, ama ortamı, ilişkileri tam kavramamıştır Bu, verdiği haberlere de yansır. Filmin sonunda darbecı/er kuşkulu gördükleri herkesi sokaklarda kurşuna dizerken kafasmda tek şey kalmıştır: Bu cehennemi hemen terketmek. Basının gücü ve dışardan çok farklı gözlerle görülebilen gazetecinin yaşamı, çalışması, elindeki olanaklar çok sayıda filmde tartışılmıştır. Humphrey Bogart'ın 7950Verde çevirdiği 'Maskeler Aşağı" filminde ve ünlü "Başkanın Adamları'nda gazeteci.gücünü bazı kötülükleri onlemek, halka gerçekleri anlatmak için kullanır. Bir de bu gücün kötüye kullanılmasmın çarpıcı ömekleri vardır. Alman Bild Gazetesi'nin açığa çıkmış bir sürü marifetinin kaynak olduğu Böll'ün "Katherina Blum'un Çiğnenmiş Onuru" romanından Schloendorff'un uyarladığı film herhangi bir çıkar uğruna basının gücünün nasıl insana karşı kullanılabileceğini çarpıcı biçimde anlatır. "Talihli Amele"de Metin Serezli'nin oynadığı gazete sahibi de maddi çıkar için gazetesini kullanma hevesindedir. Basının gücünün ulaşabileceği sınırlan ve bir insana verebileceği iktidann boyutlarını anlaian en klasik ömek Orson Welles'in unutulmaz "Yurttaş Kane" idir. Tüm dünyada siyasiler için de basın, kendi işlevlerini yerine getirmeleri açısından kaçınılmaz bir çekicilik taşımaktadır. Kimilerine göre bu çekiciliğin bir yanı yararlanma duygusuysa, diğer yanı da imrenmedir. Örneğin genç yaşta Amerika Birleşik Devletler Başkanı olan John Kennedy'ye bu görevinden sonra ne yapabileceğini, ne yapmak istediğini sorar/ar. Kennedy 'nin yanıtı kısa ve kesindir:' Bir gazetenin başına geçmek." a eğer siyasiler basından yeterince yararlanamadıkları, ya da herhangi bir yayın organının kendilerine zararlı olduğu kanısına varırlarsa?.. Duşünce farklan ne olursa olsun, dünyamızda tüm siyasilehn tepkileri pek fark etmemektedir. Fransa'da ikinci yılında kendini bir sürü zorluk içinde bulan Sosyalist Yönetim de herkesi ve pek az istisnasıyla tüm Fransız basınını karşısına alan, hatta parti içinde de eleştirilen bir basın yasasını çıkarmaya çalışmaktadır. Yasanın hedefi, elinde tuttuğu çok sayıda gazete ve yayınla güçlü bir sağ muhalefet odağı oluşturan Hersant'dır. Gerekçe ise basında tekeller oluşmasını onlemek diye özetlenebilir. OKTAY AKBAL EYET/HAYIR Yazarlık Yaşantısı... Özdemir Asaf bir şiirinde anı defterlerini bir tarih kitabj. gibi okuduğunu söyler. Şimdi dizelerı tam anımsamıyorum. Öyledir, eski günce detterleri bizi alır geçmişteki günlerimize götürür. Kişi şaşırır, bu kim, ben miyim diye!... Ben de'Geçm/şin Kuşlan" adlı günce kitabımı karıştırırken ki oldukça yakın yılların öyküleri vardır orada bambaşka birinin gizli evrenine girmiş gibi oldum. "Geçmişin Kuşlan" 196569 yıllarının, bugünlerde yayınlanacak "Yeryüzü Korkusu" da 197082 yıllarının gözlem, izlenim ve düşüncelerini yansıtan iki kitap... Geçmişi, kuşlar alıp götürür gibi gelır bana. Hele akşamları, ilk karanlıkta pencerelerimize konan, sonra birden uçuveren o akşam kuşlan var ya, onlar geçmişten gelir geçmişe giderler. Bir serçe, bir kumru, bir güvercine bakarken, daha önceki bakışlan, daha önceki kuşlan anımsamak... Hepsi birbirine benzer. Kuşların, kişilikleri yoktur. Anlamları da... Bir kuşturlar, güvercin, serçe, kumru, ya da karga. Ha biri, ha beşi, ha yüzü! Korkarlar insandan, yaklaştınız mı 'pırr', kaçıverirler. Bizdekiler çok ürkektir, ama Batı ülkelerinin kuşlan çok daha insancıldır. gelir masanıza konuk olurlar, kadehinizin üstüne tünerler, omuzunuza çıkariar, geçer karşısma bakarlar bakarlar... 1965 ile 1969 yıllarını kapsıyor bu Günce'ler. Günce!.. Gün gün yaşananlar demek... Birsel, 'günlük' der, 'günce' diyorum . ben... Fransızca 'Journal'in karşılığı. Hangisi dahadoğru? Ben bir ayrım buldum. hemen yayınlananlar 'günce', daha dogrusu yayınlanmak amacıyla yazılanlar... Kendin için yazdıkların, hemen gün ışığına çıkartamadığın gündelik notlar ise, 'günlük'tür. Oyle midir? Bilmem. Birsel, en iyi günlük yazarlarımızdandır. Sanınm, okurlar için yazmaz da, daha çok kendisi için yazar. Sonra, zaman geçer, o günlükten sayfalan yaymlar kitap halinde. Hepsi aynı kapıya çıkar ya! Benim de defterlerde nice gündelik notlarım var. Bir gün canım isteyecek de daktiloya çekip dergilere vereceğim! Ha günlük, ha günce! isteyen onu, isteyen bunu kullanır, 'ruzname', "Journal" demesinler yeter... 12 Ağustos 1965 günü Kennedy'nin bir sözünü almışım defterime: "Bir insan şahsına gelecek her türlü sonuçlan engeller, tehlikelere ve baskılara rağmen yapması gereken i'şi yapar". Uygarlık düzeyine ancak boyle kişilerin çoğunlukta olduğu bir top1 lumla varılır, diye eklemişim, 13 Ağustos gününde de Vigny nin bir sözü var: "Halk, bilgisizliği sever". Benim düşüncem de şu: "Halkı bilgisiz bırakmak çabasında olanlar bu sözü sevecekler elbet"..Sonra Roma yolculuğum. COMES, yani Avrupa Yazarlar Kongresinde yapılan konuşmalar. Sartre'ın sözünü almışım; "Sanatta öncülük, reddettiği ile değil, yarattığı ile önemli olur". Yine "Benim için bir edebiyat dışı var, bir de edebiyat içi" demiş. Maurico Nadeau da o toplantıda güzel bir konuşma yapmıştı. "Çağını yansıtıyor diye yazara kızılır mı? Sismografa, barometreye kızmaya benzer bu." demiş. Edebiyatın, çağdaş dünyada etki gücünü yitirdiğinı söylemiş: "Einstein'in yanında nedir ki Glanddel, nedir ki Gide? Politikacılar, generaller, beyaz gömlekli bilginler yönetiyor insanlığı. Edebiyatçıya iş kalmadı." Eski günler kitap sayfalannda bir bir diriliyor. Bedrettin Cömert'in Yaşar Nabi ile Erhan Bener ve beni küçük arabasıyla Roma'da gezdirmesi... Küçük lokantalar, gece dolaşmaları... Sonra 65 seçimlerinin sonuçlarını venedik'te bir gazetede okuyuşum. Venedik düşünceleri: "Dönüşie 'Venedik'te Ölüm'ü yeniden okuyacağım. Büyük yapıtları üç beş yılda bir yeniden okumalı. Her yaşm bir anlayış, bir seziş yeteneği var. Bugün daha başka şeyler anarım, severim. Venedik'te olmek, hele bu rutubetli ekim ayında güzel bir şey değil". "Geçmişin Kuşlan"m bir yabancının yaşamından yapraklar gibi okuyorum Başka biri. yaşamış bunla'rı on altıon yedi yıl önce.. Bir başkası! Zaten hepimiz her dönemde bir başka' insan değil miyiz? Önemli olan 'öz'ü yitiımemek, özdeki kişiliği bozmamak... Yoksa yirmi yaşın, kırk yaşın, altmiş yaşın kişileri, aynı adı taşısa da, nasıl 'aynı' kalabılir? Her gün yazan bizler, toplumun bunalımlı dönemlerinde büyük bir dikkatle izleniriz. Başımıza gelmedik kalmaz. Sövenler kadar kızanlar da çoktur. Durumlar geçer, bugün bize kızanlar, köpürenler kendilerine karşıt sayanlar. yarınlarda bir gün, 'ah sizi anlayamadık' diye üzüntülerini bildırirler. Böyle şeyleri çok yaşadık. Yaşıyoruz. Yaşayacağız... Oscar VVilde'den bir alıntıyla yazımı bitireyim: "Yalnız aptalların ciddiye alındığı bir yüzyılaa yaşıyoruz, bunu iyice biliyorum. Öyleyse beni anlamıyorlar diye üzülmek niye?'' Guneşte Fiıtına • 4 ve 6 YAPRAKLI EVRİM OFSET TAKVİMLERI 6 r*pnk 6 rapnk 4 nprsk 35^50 23XS0 »X5O Eb»t Eh» EUl FUb ADET FUb FUt, ISO 200 300 170 160 150 130 120 110 ISO 140 130 120 110 100 1S0140.130.120. 110. 100. TAKVİM FtYAT LİSTESt • ÇavuşoğluKozanoğlu Hızlı yaşayıp, genç ölenler 500 1000 2000 Yorgun Savaşçı'nm yakıima emrını, özel Komisyon'un 8 maddelik gerekçesi üzerine Başbakan Uusu verdi • Roger Caraudy:' Yobaelık imanın tBrsidir' • işçiler ve Sendikalan • Beşıktaş ve Miliç • işçi çarkın dişlisi değildir • Yenmesimekrun, inracı helal, Salyangoz, kerevit, denızanasının getirdiği döviz • ikimize ayrı dunya Turkıye de cinsier arası kutupiaşma • Söz sırasc Alpaslan işıklı • Nokta'nın konuğu: Aöia Sav TMr^cİAiı edüunek îste7etj«f%... 1) 20 ukım cm«k u M n 2000 2) Sip.ri» «IteeÜDi t»kTİmi» Mman v* nîkUnnı b«lclir«r«k t > u u n 1 3tt, EVRİM OFSETi» Zirul Buduıı C*(>locl<ı 541. t | fUı>luuı CtmlofVu 13S0. H.llc Buk>. H Kap»ltçar^ı 876 lw**b« kftvmls •dildifiMİc Ukrimler 12 n EVRİM OFSET TAJCVtMLERlNt nc* PTT itcnti ı l n a ı . ) Y Gelişim Ya\ınları ^ •'Ciuvcrulır Vaymaıık * VELl GOÇER ** ORTAGI Caialoğlu Yotntıı N.rlıb^K 5 1, IC.a.r H*o 13TANBUL , S26 36 60530 «S 1SS22 97 C7 * * 5 » » 1 0 0 5 0 70 WS13 7O>» KVftİM OPSCT TAKVİM OALERİSİ İSTANBUL BELEDİYESİ BAŞKANLIĞINDAN 1) Umraniye 1, Inkılap Ylahallesi, Alemdağ Caddesi, 46 patta, 890 ada, 4 parseldeki yeş'l alan uzerindeki bufe ayhk 150.000 Hra muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 108.000. liradır. (Emlak ve lstimlak Muduruğunde) 2) Kanal 5, \şağı Mah. Rıhtım Caddesındeki büfe aylık iOO.OOO.^ lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacakıır. ilk teminatı 72.000 liradır. (Emlâk ve hlimlak Mudurluğünde) 3) Umraniye 5. Namık Kemal MahalleM, Süıçu Caddesi Gaffar Efendi sokak trafo vanındaki bufe aylık 100.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl muddeıle ihale olunacakıır. İlk teminatı 72.000 liradır. (Emlak ve İsnmlak Mudurluğünde) 4) Umraniye 4, Atatürk Alemdağ Caddesi ile Su İş Caddesi koşesindeki bufe avlık 100.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 \ıl müddetle ihale olunacakıır. llkl leminatı 72.000. liradır. (Lmlak ve lstimlak Mudurluğünde) 5) Umranıve 3, Çakmak Mah. Alemdağ Cad. Çakmak otobus durağı yanındakı bufe aylık 80.000. lira muhammen bedel uzerin7 den İ yıl muddeıle ihale olunacaktır. İlk leminatı 5 .6O0. liradır (Emlak \e lstimlak Mudurluğünde) 6) Umraniye 2, Istıklal Mahallesı Sutçü Caddesi 15 pafta, 390 ada, 4 parsel onu Zabıta KulubeM vanı büfe aylık 80.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacaUır. ilk ıemınatı 57.600. liradır. (Emlak ve hlimlak Mudurluğünde) 7) Pendik 5, Yeni Mahalle Mithatpaşa ile Süreyyapaı»a Caddesi koşesindeki tip büfe aylık 75.000 lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacakıır. İlk leminaıı 54.000 liradır. (Emlak ve İslimlak Mudurluğünde) 8) Kanal 2, Aşağı Mahalle, Hukumet binaM karşısındakı bufe avlık 75.000 lira muhammen bedel uzerinden 2 vıl müddetle ihale olunacaktır. İlk leminatı 54.000. liradır. (Emlak se Isıimlak Mudurluğünde) 9) Ma!tepe9, Fevzullah Mah. Alaturk Cad. \e VlahepeCamiı >anındaki tıp bufe aylık 60.000. lira muhammen b«del uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 43.200. liradır. (Emlak ve Isıimlak Mudurluğünde) 10) Kartal 3. Aşağı Mahalle 100 Yıl Parkındaki bufe avlık 60.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 43.200 liradır. (Emlak ve Isıimlak Mudurluğünde) 11) Kartal 1, Orhantepe Mah. Çınar Cad. ile Keban Sokağı koşesindeki büfe aylık 50.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacakıır. İlk teminatı 36.000. liradır. (Emlak \e lstimlak Mudurluğünde) 12) Maltepe 2, Alııntepe Bağdat Caddesi ile Emin Ali Paşa Caddesi kesim nokıasındaki bufe aylık 50.000 lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacaknr. İlk leminatı 36.000. liradır. (Emlak ve Utımlak Mudurluğünde) 13) Kartal 9, Yakacık çar^ı ıçi Yakacık meydanındaki bufe ayhk 50.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacakıır. İlk ıemınatı 36.000. liradır. (Emlak ve Klimlak Mudurluğünde) 14) Kartal 7, A>ağı Mah. Ataturk BuKan'ndakı bufe aylık 40.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacakur. İlk teminatı 28.800. liradır. (Emlak \e Isıimlak Mudurluğünde) 15) Maltepe 6. Altımepe Kılavuzçayarı Ozudoğru Sokak camiı onu tip bute aylık 40.000. lira muhammen bedel u/erinden 2 yıl müddetle ihale olunacaktır İlk leminatı 28.800. liradır. (Emlak \e Isıimlak Müduruğunde) 16) Maltepe 10, Bağlarbaı>ı Mah. Başaran ve Anıı Sok. ko^esiııdeki bufe aylık 35.000. lira muhammen bedel uzerinden 2 yıl müd1 detle ihale olunacakıır. İlk teminalı 25.200 liradır. (Emlak ve İ ümlak Müduruğunde) Muhammen bedel \e siıreleri ile ilk teminal miktarlan yukarıda yazılı işler 15 Aralık 1983 Persembe gunü saal 11.00'de Belediye Merkez binasında loplanan Belediye Encümenınde 1,2,3 ve 4'ncu işler Kapalı Zarf Arttırması diğer işler Açık Artıırma usulu ile şartnameleri vechile ayrı ayrı ihale olunacaknr. Şarınameleri hizalarında yazılı mudürluklerde bedelsiz olarak gorulecek veya lespit olunan ııcretleri mukabilinde satın alınacaktır. Kapalı Zarf Arıtırmalanna işlirak elmek isleyenlerin ilk tenıinaı makbuz veya banka teminaı meklupları ile o/el şarlnamenin 2.Vnctı maddesinde belirtildiği uzere tmlak ve lstimlak Mudurluğu'ndcn alacakları ihaleye i^ıirak belgelerıni havi olarak ha/ırlayacakları Kapalı Zart Teklif Mektuplarını ihale gunü saaı 9.30'dan 10.00'a kadar Belediye Encumenine vermeleri; Açık Artnrmalara işlirak elmek isteyenlerin ilk teminaı makbu/ veya banka leminal meklupları ile yıne o/el sarınamenın 23'UIKU maddesinde belirtildiği uzere Emlak ve Isıimlak Mudurluğu'ndcn alacakları ihaleye ışıirak belgelerıni hamılen muayyen gun ve saaıie liclediye Encumcııınde ha/ır bulunmaları la/ınıdır. (Basın: 29095) ÇORLU'da SATILIK EV Çorlu. Silahıar Mah. Fehmi Bey Sokak No: I9'da, 225 m: bahçe içinde mustakil 2 katlı e\ satılıktır. Tel.: Çorlu 3649 İstanbul (Saaı 18'den sonra) 165 23 98 Fransa 'nin eski başbakanlanndan ve merkezsağ muhalefetin önderi durumundaki Jacques Chirac geçtiğimiz hafta Le Figaro gazetesinin birinci sayiasında bu basın yasası tasarısıyla ilgili bir yazı yayınladı. Chirac bu yazısında eski bir deyişı basın için uyarlıyor: ' 'Basın için en iyi yasa hiç yasa olmamasıdır." GENEL KURUL DUYURUSU 2821 sayılı Sendikalar Kanunu geçici birinci maddesi uyannca sendikamız olağan genel kurulu 2425 Aralık 1983 günlerinde tstanbul'da Tarabya Oteli toplantı salonunda saat 14'te aşağıdaki gündemi görüşmek uzere toplanacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdırde 3031 Aralık 1983 günleri aynı yer ve saatte toplanacakur. BİLGİ tŞLEM tŞÇİLERİ SENDtKASl (BtLtŞ) YÖNETtM KURULU GUNDEM: 1 Yoklama ve açılış, 2 Başbanhk Divanı'nın kurulması, 3 Yönetim ve Denetleme Kurulu raporlannın okunması ve görüşulmesi, 4 Kurulların aklanması, 5 Yönetmelik taslaklannın görüşulmesi, 6 Bütçe raporunun sunulması ve görüşulmesi, 7 Dilek ve öneriler, 8 Kapanış, 9 Seçimler. Her gün bir gazete. Her ay bir kitap! Keşke. her giuı iki gazete. her hafta bir kitap, diyebüse idik!.. Hedef: 5 milyon satan gazeteler. 1 milyon satan kitaplar. Işıl ışıl bir Türkiye. Gazeıecıler Cemiyeti'nin 67 ll'e 670.000 Kitap Kampanyası'na kalılın. Kiıap boğiflaym, kitap için para bağışlayın. ILAN TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN 26/27 Kasım 1983 Cumartesi ve Pazar günleri yapılan 20'nci Olağan Genel Kurul Toplantısinda sendikamız organlanna seçilen uyeler aşağida gosterilmışıir. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 8.ci ve 9.cu maddeleri uyannca ilân olunur. YÖNETİM KURULU YÖNETİM KURULU ASİL ÜYELERİ MESLEK V E SANATI İKAMETGAHI ADI VE SOYADI OSMAN GUNEŞ Başkan MUSTAFA ÖZTURK II. Başkan MEHMET OMURTAK Uye ŞAH1N EROĞLL Üye ABDULMENNAN TOPRAK Uye SABR1 GÜZELCE Üye SELAHATTİN BÜLEK Lye AHMET ERKÖSE EROL KALECİK ER1X)ĞAN OMURTAK LEMİ YILMAZ ERStN ÖZEL AHMET GÖNCÜOĞLU MUSTAFA ÖZKOZACI ÜMİT SOYTÜRK Başkan PARSEH DEMİRCİ Üye ERDOĞAN KANTARL1 Üye TAHİR DOĞAÇ ERCÜMENT AKDENIZ T\MER DALYAN HAL1L ALTIER Başkan ILHAMI BAKKALBAŞ1OĞLL1 Lye EMIN SEZ M.TEVFIK ALKOÇ MLSTM A LEVEM M.KEMAL ERDİVAN Kazlıçeşme Hacı Hasan Sk.No: 26 Zeytinburnu, İSTANBUL Kazlıceşme Kosele Sok. No: 2 Zeytinburnu İSTANBUL Deri \e Konfeksiyon İmali Sanayıci Kazlıçeşme Y.Tabakhane Sk. No: 14 Zeytinburnu/İST. Deri İmali Sanayici Kazlıceşme Mazı Sok. No: 2 Zeytinburnu İSTANBUL '' Kazlıceşme Meşin Sok. No: 5 Zeyünburnu İSTANBUL Kazlıceşme Kirişhane Sok.N: 3 Zeytinburnu. İSTANBUL Kazlıceşme Hacı Hasan Sk. No: 32 Zeytinburnu/İSTANBUL YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYELERİ Den İmalıSanayici Kazlıceşme Müezzin Hasan Sk. 14 Zeytinburnu İSTANBUL Kazlıceşme Hacı Hasan Sok. No: 34 Zeytinburnu İST. Kazhçeşme H.Mehmetpaşa Sk. 18 Zeytinburnu İST. Kazlıceşme Guderici Sk. No: 2 Zeytinburnu, tSTANBUL Kazhçeşme Kotıa Sk. No: 15. 17 Zeytinburnu/İSTANBUL Kazlıceşme Meydan iK. No: 10 Zeyıinburnu/ISTANBUL Kazlıceşme Demırhane Cd. No: 141 Zeytinburnu. İST. OENETLEME KLRLLU ASİL ÜYELERİ Deri İmali Sanayici Kazhçeşme Demirhane Cd. No: 18 Zeytinburnu/tSTANBUL Kosele tmali Sanayici Kazhçeşme Meydan Sk. No: 35 Zeytinburnu/İSTANBUL Deri imali Sanayici Kazlıceşme Kosele Sk. No: 8 ZeytinburnulSTANBUL DENETLEME KURULU YEDEK İIYELERI Deri ImaliSanayicı Demirhane Cad. 164 Z.Burnu'İST Deri ImaliSanayicı Kazhçeşme Demirhane Cd. No: 7 Zeytinburnu İSTANBUL Kazhçesnıe H Hasan Sk. No: 10 Zeyiinburnu, İSTANBUL DİSİPLİN KURLLU ÜYELERİ Deri ve Kosele İmali Sanayici Kazlıceşme Ocal Sk. No: 15 Zeytinburnu/İSTANBLL Kazhçe>me Belesçi Sk. No: 10 12 Zeytinburnu İSTANBLL ka/lıce>me H.Hasan Sk. No: 13 Zeytinburnu İSTNNBUL l>İSİPl,İN KURUI.l VEDEK ÜYELERİ Deri İmali Sanayici Ka/lıçevnıe Belesçı Sk. No: 24 Zeytınhıırnu İSTANBUL Sunnet Koprüsü Yağhane Cad. No: 20 KAĞ1THANE İST. " '" " Kazhçeşme Demirhane Cad. No: 189 Zeynnburnu İST. Basın 13479 Deri ImaliSanayici BABAESKİ ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ DosyaNo. 1982/313 Babaeski Hamidiye mahallesinde oturan İsmail Herel ve Hasan Faik Herel'in açtıklan gaiplik davasında: Ali Ersü'nün ana bir baba ayrı kardeşleri olduğunu, 1945 yılında Babaeski'yi terk edip kendisinden bir aha haber alamadıklanm, kendisinden aldıkları son haberin İstanbul ili, Beykoz ilçesi, Akbaba koyunden geldiğini ikri surerek gaıpligine karar verilmesini mahkememizden istemektedirler. Bu sebeble nüfus kaydına göre ŞakirHayriye oğlu, Mehmet Herel'in üvey oğlu 1327 doğumlu, bekar, Babaeski Hamidiye mahallesi nüfusuna kayıtlı olan ALİ ERSÜ'nun veya malumatları bulunan kimselerin iş bu ilan tarihinden ittbaren 20 gun içinde ve engeç duruşmasının bırakıldığı 27.12./1983 tarihinde mahkememize muracaat ile bilgi vermedikleri ve adı geçen ALİ ERSÜ'nun de aynı şekilde mahkememize muracaat etmediği veya adresini bildirmediği ve muracaat edenlerce muracaatları ile ilgıli olarak, herhangi bir delil ve belge gostermedikleri lakdirde adı geçenin GAİPLİCİNE karar verileceği ikinci kez olmak uzere ilanen lebli| olunur. Basın 13461
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle