Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tümüne egemen, kapsamlı, değişmez bir çoğunluk görüşu olarak kabul edecek yerde tartışmalı konuda ilgili sosyal grupların eğilimlerini ölçme yoluna gitmekte ve bu ölçmeyi belirli bir zaman çerçevesi içine oturtmaktadır. Bundan başka kamuoyu alanında yapılan son araştırmalarda belli bir sosyal grubun üyelerinin karşılıkh etkileşim süreci de ayrıntılı araştırmalara konu olmuştur. Bu yaklaşım sadece sosyal psikolojiye yeni boyutlar getireceğinden dolayı değil, toplumun demokrasi anlayışını derinden biçimlendireceği nedeni ile de ozel bir anlam taşımaktadır. YENİ KAMUOYU YOKLAMALARI Belli bir grubun üyesi bulunan kişilerin, "hangi koşullar altında konuştukları yerde sustuklan " Alman sosyal bilimcilerinden Elisabeth Noelle Neumann'ın uzun boylu araştırdığı bir konu oluşturmaktadır. Mainz Üniversitesi Kitle İletişim Kürsüsü Başkanına göre "suskunluk sarmalı (spirali) olarak belirlediği kuramsal bir yaklaşım, kısıtlayıcı, susturucu, sansür uygulayıcı yasaların hulunmadığıtoplumlarda bile kişilerin neden düşüncelerini belli koşullar altında söylememeyi yeğlediklerini çözümlemeye çalışmaktadır. Katılmacı, özgürlükçü, demokratik bir düzenin yaşaması, her şeyden önce toplumda yaşayan kişilerin tartışmalı bir konuda görüşlerini açıkça ortaya koyabilmelerine bağlı olduğuna göre, varsa, bunun tüm engellerini bilmede yarar vardır. NoelleNeumann'a göre (3) bireyler kendi duygu, tepki ve kanılarını her zaman "egemen" olduğunu sandıkları "kamuoyu" olarak algıladıkları eğilimlerle kıyaslamaktadırlar. Bireyler böylece bazı görüş ve kanılarını kitle iletişim araçları ve kamusal tartışma alanına karışan önderlerin düşüncelerinde "gözden düştüğü, geçersiz olduğ u " gözleminde bulundukları zaman, kendi görüş ve kanılarını yeniden ayarlamaya çalışırlar. Bu sureç sonucu sistematik bir baskı yapılmazsa bile, bazı düşüncelerle kanılan tümden ortadan kalktığı izlenimi uyanabilir. Gerçek halde ise bu azınlık görüşleri sadece belirgin olmaktan çıkmışlardır, "fikir iklimi" değişince, "suskunluğu" yeğlemiş olan bu bireylerin eski kanılarına yeniden donmeleri beklenebilir. Noelle Neumann "suskunluk sarmah"nı çeşitli kamuoyu yoklamaları yolu ile ortaya koymuştur. Bunlardan bir tanesini örnek olarak verelim: 1972'de yapılan bir kamuoyu yoklamasında, yabancı işçilere karşı F. Almanya'da hiçbir açık düşmanlığın görülmediği dönemde deneklere şu sorulmuştur: "Bir tren kompartmanında, tanımadığınız kimselerle yabancı işçiler konusunda tartışmaya girer misiniz?" Yabancı işçiler konusunda olumlu, peşin yargıdan uzak kanaat sahibi kimseler <%68 oranında tartışmayı kabul edebileceklerini ifade etmişlerdir. Buna karşın o dönemde olumsuz kanaat sahibi olan kişilerden sadece ^o35'i kendi kanılarını savunacaklarını belirtmişlerdir. Günümüzde aynı kamuoyu yoklamasının büyük olasılıkla ters sonuç vereceğini tahmin etmek gıiç olmasa gerek... Demokratik bir düzen farklı gorüşlerin özgürce ve barışçı yollarla karşılanması ve çoğunluk kararlarının sağlıklı yolda vanlan oydaşma (consensus) sonucu olarak benimsenmesine bağlıdır. Bu amaca ulaşmada kitle iletişim araçlarının faaliyetini düzenleyen yasaların benimsedikleri özgürlük ölçüsü ne kadar önemli ise kamuoyunu oluşturan siyasal kadrolarla kamuoyunu biçimlendiren kanıda önderlerin sorumluluk payı o kadar ağırlıklıdır. Güdümlenmiş kamuoylannı engelleyen süreçlerin başında, sorumlu kurum ve önderlerin toplum yaşammı ilgilendiren konularda "gündem koyma işlevleri"nin farkına varmalarıdır. Türk toplumu hızlı değişen, kalkınma hedeflerine varmak için büyük çalkantılar geçirmiş bir toplumdur. Bu toplumun çözüm aradığı sorunların seçenekleri polemik ve demagojiden uzak, gerçekçi ve ölçülebilen sayı ve kanıtlarla ortaya konuldukça, kamuoyunun destekçi çoğunluklar oluşturması kolaylaşacaktır. Yeni Türk siyasal kadrolarının bu tür bir siyasal "biçem" (üslup) ve gerçekçi bir yaklaşım benimsemeleri ölçüsünde, halkaları gittikçe genişleyen sağlıklı ve yol gösterici kamuoylannın oluşmasına yol açacaklardır. 1) Nermin ABADAN, Halk Efkârı. Mefhumu ve Tesir Sahalan, SBF 1956, Sa. 6. 2) Floyd H. Allport, "Toward a Science of Public Opinion", Public Opinion Quarterly, 1937, Sa. 23. 3) Elisabeth Noelle Neumann, "The Spiral of Science: A Tbeory of Public Opinion", Journal of Cornmunication, 1974, Sa. 4351 Kaımıovıı Ve "Suskunlıık Sarmalı" Türk toplumu hızlı değişen, kalkınma hedeflerine varmak için büy ük çalkantılar geçirmiş bir toplum. Bu toplunıun çöziim aradığı sorunların seçenekleri, polemik ve demagojiden uzak, gerçekçi ve ölçülebilen sayılarla, kanıtlarla ortaya konuldukça kamuoyunun desteği çoğunluk kazanır. PENCERE 22 ARALIK 1983 Bankaları Kurtarma Operasyonu... Başbakan Turgut Özal'ı ve arkadaşlarını kutlarız; 19 aralıkta aldıkları kararlarla bankaları kurtarma operasyonunu uygulamaya yöneldiler. Üstelik bu kararlar "halkın sömürülmesini önlemek" edebiyatıyla sarılıp sarmalandı. Neden ve nasıl? Çünkü halkın haklannı savunan; emekçilerın politikalarını oluşturan; yoksul köylü, ışçi, küçük memur ve emekli kitlelerinin sözcülüğünü üstlenen aydınların, uzmanların ve bilim adamlarının seslerinin kısılması, meydanı tümüyle sermayenın korosuna bıraktı. Bu ortamda ANAP ne yaparsa "orta direk'' propagandası tozu dumana katacak. Zaten artık "emekçi halk" sanki toprak yarılmış da içine girmiştir; varsa yoksa "orta direk"... Ancak bu duruma bakıp da sakın ola ki büyük sermaye sevinmesin; ben işin sonunu pek hayırlı görmüyorum ve onlar hesabına da kaygılanıyorum. "1 Temmuz Bankacılığı" yüzünden bugün ulaşılan noktada bütün bankacılık düzenı rizikoya girmiştir. Bu gerçeği görmek için ekonomi ya da maliye uzmanı olmaya gerek de yoktur; sıradan yurttaşın sağduyusu yeter. Olay. Ankara'da köşebaşı bankerlerinin batmalarıyla su yüzüne çıkmıştı. Ardından Kastelli patlaması gündeme girdi. İstanbul Bankası, Hısarbank, Odibank gümbürdediler, ama eğik düzeyde kayan başkaları aa vardı. Hesap açıktı: Bankalar yüksek faizle para toplamışlardı. Peki, yüksek faizle topladıkları parayı daha yüksek faizle kime kredi olarak vereceklerdi? Dagıtılan krediler süresi dolunca ödenecek miydi? Bu sorulann yanıtları olumsuz çıktı. 1983 yılına varmadan acı gerçek sırıtmıştı: Bir yandan banker ve banka ıflaslarıyla birikimcinin güveni sarsılmış bankalardaki mevduat artışı durmuştu; öte yandan verilen krediler geri dönmüyordu. Kredilerin geri dönmesi şöyle dursun; en büyük holdingler aldıkları kredilerin faizlerini bile ödeyemiyorlardı. Anapara bir yana, faizlerini bile kurtarmak olanaksızlaşınca bankalar biriken faiz borçlarını kredi hesabına geçirerek, toplam borç üzerinden faiz yürütme işleminı sürdürüyorlardı; ama, bu değirmenin suyu nereden gelecekti? Batan bankalar, durumlarını az çok koruyabilen devlet bankalannın sırtında kamburdu. İşin içyüzünü bilen herkes, bankacılığın bayırdan aşağıya doğru kaydığını görüyor; ama su suyordu. • Bugünkü sonuca "1 Temmuz Bankacılığı" ile varıldığını bilmeyen var mı? "1 Temmuz Bankacılığı"r\ır\ ateşli yandaşlarından Turgut Özal, şimdi hükümetin başına geçince "bankaları kurtarma operasyonu" ona düşmüştür. Yapılan iş nedir? Faizleri yeniden yükselterek bankalann kasalanna hızlı ve taze mevduat akışı sağlamak; böylece suda yan yatmış bankalara soluk aldırmak; bankalara borçiu holdingleri de bir süre için rahatlatmak... En kısa süreli (üç aylık) mevduata en yüksek faizi vermek formülü de "ilk yardım'a muhtaç bankacılığa bir "cankurtaran simidi" atmaktır. Bu alanda kurtarıcı kuşkusuz "deWef"tir. Bankalara devlet kesesınden bir dizi kolaylık gösterilmış, vergi indirimleri yapılmış; sonuçta fatura yine halk adına kesilmıştır. • işte büyük sermaye korosunun (ve holding gazetelerinin) büyük çığırtkanlıkla "orta dıreğe müjde" diye yansıttığı 19 aralık yüksek faiz kararlarının içyüzü budur. Ama bir gerçekçi çare midir? Yok canım... Prof. Dr. NERMİN ABADANUNAT A. Ü. Siyasal Bilgiler Fak. Türkiye'nin yavaş, ihtiyatlı ve planlı bir biçimde "demokrasiye geçiş" aşamasına girdiği bu sırada yeni kurulacak demokratik düzeninin karakterini önemli ölçüde belirleyecek olan süreçlerden biri kamuoyunun ne ölçüde özgürce biçimleneceğidir. Kamuoyu kavramı, filozoflarla siyaset bilimcilerini fazlası ile uğraştırmış, tanımında birleşmenin güç olduğu bir kavramdır. Nitekim 18. yüzyılın aydınlanma felsefesi döneminde Locke, Hume, Rousseau gibi ünlü düşünürler bu gücün hukuk ve yasalarla ilgili olan ilişkilerini farketmekle beraber sadece etkilerine işaret etmekle yetinmişlerdir. Nitekim İngiliz filozofu Hume'da şu tür bir değerlendirmeye rastlıyoruz: "Siyasal kuvvet her zaman yönetenler tarafından olduğuna göre, yönetenleri destekleyen tek kuvvet kamuoyudur! Jşte bu nedenledir ki her hükümetin tek dayanak noktası kamuoyudur! Bu ilke, en aşırı ve baskıcı hükümetler için olduğu kadar en sevilen özgürlükçü hükümetler için de doğrudur!" Fransız devriminin fıkrî öncülerinden Rousseau ise şöyle demektedir: "Siyasal, medenî ve ceza yasalanna ek olarak ve hepsınden önemlisi dördüncü bir yasa vardır. Bu yasa ne rnermer, ne de tunç üzerine değil, ancak vatandaşların gönlüne kazılandır. Kastettiğim yasa: Örf, âdet ve her şeyden önce kamuoyudur!" (1). Soyut ve ussal bir kavramla açıklanmak istenen bu toplumsal güç XIX. yüzyılın sonuna kadar daha çok her şeyi yapabilen, gerçekle ilgisi olmayan, metafizik bir güç olarak tanıtılmak istenmiştir. girmeye başlamıştır. Çabalannın sonucu olarak ortaya çıkan tanımlar klasik kuramlardan hayli farklı olmuştur. Nitekim 1937'de ABD Princeton Üniversitesi yayınevi tarafından ilk sayısı yayınlanan "Public Opinion Quarterly" adlı dergide Floyd H. Allport şöyle bir tanım sunmaktadır: "Belli bir grup içinde bulunan kişiler belirli bir durum, kişi veya öncü hakkında etkili bir hareket tarzını saptayacak sayı, yoğunluk ve süreklilik içinde yanlı ya da karşıt bir görüş YENİ BAKIŞLAR, belirttikleri takdirde, kamuoyu GELİŞMELER vardır" (2). Bir başka sosyal biBu alanda dönüm noktası limci Clark ise kamuoyiinu "tarXX. yüzyılın ilk çeyreğine rast tışmalı güncel bir konuda lar. Bu dönemde özellikle B. temaslımesafeli bir grup içinde Amerika'da hızla gelişen çağdaş oluşan çoğunluk görüşü" olarak siyaset bilimi ve toplumbilimi, tammlamaktadır. Şu halde çağher toplumun yapısını bilimsel daş sosyal bilim anlayışına göre bir analiz aracılığı ile ortaya koy kamuoyu tartışmalı bir konuda ortaya çıkan çoğunluğa ilişkin maya çalışmıştır. Bu bağlamda kanı (oy) ve tutumlardır. Kamusiyaset ve sosyal bilimciler, ikti oyu herhangi türden bir grubun darla ilgili süreçleri incelerken, üyesi bulunan bireylerin birbirfelsefî kavramlar yerine toplum leri üzerindeki karşılıkh etkilesal olayları görgül (amprik) de rinden doğar. Grubun ortaya çıneyler yolu ile elde etmenin ge kan düşünce ve kanılan sabit dereğinde birleşmişlerdir. Bu farklı ğildir, tartışmaya yeni ögeler girbakış açısı sonucunda kamuoyu dikçe değişebilir. olayı makro ve mikro düzeyde sosyal psikologlarla toplumbiGörülüyor ki çağdaş sosyal bilimcilerin araştırma alanlarına liınler kamuoyunu bir toplumun EVET/HAYIR OKTAY AKBAL VIDEOTHEOLJE Class of 84 The Goodbye Girl Wargames The Blues Brothers Ten to Midnight Kentucky Fried Movie Germencık SoK Ata Aot.No.4 BeDekıST "Amin" Diyerek... "Cenabı Hak hepimizin yardımcısı olsun" Bu duaya hepimiz katılmalıyız. Gerçekten.. Tanrı hepimizin yardımcısı olsun. Sayın Başbakan'ın Meclis'te dediği gibi "Gayret bizden, inayet ve tevfik Allah'tandır". Şimdi, kimbilir kaç genç hatta kaç orta yaşlı sözlüklen karıştırarak 'inayefm ve, 'tevfik'\n Türkçe anlamlannı araştıracaktır! Allah'tan bekledığimiz neymiş öğrenecektir. Türkçe Şözlük'ten bu sözcüklerin bugünkü dilde karşılıklarını yazayım: İnayet: iyilik etmek, yardım etmek, kayırmak. İnayet o/a, Allah versin diyede dilencisavılır. 'Tevfik'in anlamı dayardımcı olmak... Sayın Başbakan Tanrı'nın yardımını ve bizlere iyi davranmasını istiyor. Buna, 'işi Allaha bırakmak' adını vermişler eskiler! Ama 'önce eşeğini ağaca bağla' sözünü de eklemeyi unutmamışlar! Tanrı bize akıl vermiş, zekâ vermiş. Dünya bilgilerini edinmek, 'ilim Çin'de olsa git bul' sözüne uymak, hepsi biz insanoğullanmn işi, görevi... Öyleyken, yine de 'Tanrı'dan inayet ve tevfik' bekliyoruz. Hem de bekleyen, isteyen kim? Teknik Üniversite'den elektrik yüksek mühendisi olarak çıkan biri.. Öyleyse hep birden bu duayı yineleyelim: "Cenabı Hak hepimizin yardımcısı olsun". Sayın Özal, 45. TC. hükümetinin programını Meclis kürsüsünden okudu. Eskiden biz Başbakanın sözlerini gazetelerden öğrenirdik, şimdi TV ekranından olduğu gibi izleyebiliyoruz. Başbakan, hangi sözü söylerken sesine ayrı bir güç katmaya çalışıyor; hangi sözcüklere ağırlık tanıyor; ne zaman iki yana sallanıyor; ne zaman şöyle bir sert sert bakıyor, ne zaman alkış toplamak istiyor ve topluyor; TV izleyicileri hepsini anında görüyorlar, anlıyorlar. Yani, hiçbir şey gizli değil, her şey apaçık, ortada... Üç aşağı beş yukarı belliydi Sayın Özal'ın ne yapacakları; yapabilecekleri, daha doğrusu yapmak istedikleri, yapmamak istedikleri, yapacağını sandıkları... Faizler yükseltilecek, başka? Faizler yükseltilecek.. Başka önemli bir çözüm var mı? Ben göremedim. Bir de şu var Başbakan. "Hükümetimiz rnilliyetçi, muhafazakur, sosyal adaletçi, rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisini esas alan bir hükümettir. Muhafazakârlık anlayışımız milli, manevi, ahlâki değerlerimize kültürumüze, tarihimize, örf adet ve geieneklerimize bağlılığımızın bir ifadesidir." diyor. Arkasından şu açıklamayı yapmak gereğini duyuyor: "İyi olanın, güzel olanın muhafazasıdır. Asla tutucu, mutassıp ve yeniliklere kapalı değiliz". Bu sözleri belleğimizde tutalım. 45. TC hükümetinin 'rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisini esas alarak' 'iyi olan, 1 güzel olan şeyleri muhafaza ederek neler yapacağını görelim, bekleyelim. Başka ülkelerde bu düşüncelerle, bu yöntemlerie işe girişenler yarı yolda kaldılar, biliyoruz. Bakın AİT'den bir uzman, Dr. Bühler 'piyasa ekonomisi' sözünü duyar duymaz ne demiş: "Şili denemesini aklından çıkarmasın. Son derece dikkatii davransın. ŞUi'nin başına gelenleri unutmamak gerek." Bizler sonucun ne olacağını, bir iki yıl sonra bugünleri de arayacağımızı bile bile, 'orta direk' yere serilinceye öteki alt, daha alt direkler zaten çoktan yerle bir kadar bekleyeceğiz. Sayın Turgut Özal'ın Başbakan olarak yaptığı bu konuşmayı çjinledim, ertesi gün de gazetelerde okudum. Sonra da Sayın Özal'ın MSP milletvekili adayı olarak TRT radyo ve TV'sinde 27 Mayıs 1977'de yaptığı konuşmayı okudum. Hiçbir ayrım yok! Özal, o gün ne demiş ne istemişse bu gün de aynı yolda, aynı çizgide... Bu, bir tutarlılıktır, övgüye değer. O zaman 'Milli Görüş' adını veriyordu bu tutuma, 'sanayi hamlesinin başarılmasında müteşebbislerimizden en iyi şekilde faydalanılmasını' istiyordu "Maddi kalkınma ve memlekette özlediğimiz huzurun temininin ancak ve ancak manevi kalkınma ile beraber yapılacağına' olan inancını belirtiyordu. Bunun tek yolu da "Cenabı Hakkın nzasını temin etmek"ü. 'Güçlü kadrolar'dan söz ediyor ve bu kadroların 'bilgili. cesur ve imanlf olmaları gerektiğini bildiriyordu. 19 Aralık 1983'te aynı 'niyaz': 'İnayet ve tevfik Allah'tandır'. 27 Mayıs 1977'de de öyle: " 'bu memleketin has evlâtlanna hizmet kapısını açmasını ve milletimizi doğru yolda hızla yükseltmesini Cenabı Haktan niyaz ediyorum".. Beş, on. yirmi, otuz, kırk yıl sonra da bu sözleri yineleyecek miyiz? Şimdilik. bu güzel duaların gölgesinde bir süre bekleyelim bakalım. "Mevla görelim neyler Neylerse güzel eyler' diyerek... YENİ HESAP UZMANINI 1 Mikropro9ranı 2 14 ve 12 hane priırtef 3 Mistakil hahzalar 4 Spesial fonksiytniar 5 fienel lonksİTonlaı ve «Uğer özeltlkleri ile, PRECISA VEFATLAR İÇİN Yurtiçi, yurtdışı, cenaze nakledilir. Cenaze ilâçlama, malzeme. tabut, bulun işlemler hassasıyel \e süratle yapılır. n Tel.: 147 20 06 140 68 86 ışletmede aynca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilânlarındın hiznıeı beıleli alınmaz, acı gunlerinizi pa>laşır, gunün her saatinde emrinızdeyiz. İSLÂM CENAZE İŞLERİ %»* lakarta L b : » U M ! bnkif İLAN SOSYAL SİGORTALAR KURUMU İSTANBUL SATINALMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Kurumumuz Sağlık Tesisleri ihtiyacını karşılamak uzere depo stoku olarak cem'an 1850 adet tansiyon aleti ile 1500 adet Steteskop, dövizi kurumumuzca karşılanmak suretiyle dış alım yoluyla satın alınacaktır. 2 Bu alımla ilgili idari şartnamesi esaslarına göre hazırlanacak teklif zarfları en geç 17.1.1984 Salı günü mesai saati sonuna kadar Beyoğlu Balıkpazarı Kalyoncu Kulluk Cad. No: 29'daki Bölge Müdürluğümüze verilecek ve>a aynı gun Müdurlüğumuzde olacak şekilde iadelitaahhütlü olarak posta ile gondenlecektir. 3 İhale ile ilgili ihtiyaç listesi idari şanname ve mukavele orneği mesai saatleri dahilinde Bölge Mudurlüğümüz 2 No.lu Satınalma Komisyonumuzdan temin edilebilir. 4 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 5 Kurumumuz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Çocuklarınız okmıınca seviniyorsanız, siz de okuyun! Sadrce önıek olmak ıçın değd. sa<1rre ele pune ba^ımız dık olsun diye değil. sadere b» zeııgiıı kulıure layık olmak icin değil, sadece ve sadece kendimiz için. kışiliğimu icuıbile. . ...okmnalıvız! KİTAPSEVERLER BILIM KITABEVI Her turlu kitabı S 20"ye varan İNDİRlM ve TAKSİTLE BtLİM KtTABEVTnden sağlayabilirsiniz. • Ekonomi, deneme, tarih, anı, edebiyat, araştırma dizilen, • Başlıca yayınevlerinin sanatsal ve kultürel yayınları • Her ayın sanat. kultur, edebiyat dergileri. • En son çıkan kıtapian BİLİM Kitabevi'nden izleyebilirsiniz. Hedcf: 5 milyon satan gazelelcr. 1 milvon satan kitaplar. Işıl ışıl bir Türkiye. KİTAP SEVERLERE DUYURULUR GaıttK.ltr CtmiynCmii f Irt 6^0000 Kıta? Kamra*rw%»a tmtıtı*. Kllttf İLAN BABAESKİ SLLH HUKUK HÂKİMLİĞİ SATIŞ MEMURLLĞLNDAN Sayı: 983/35 Babaeski Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşmiş 29.6.1983 tarihli ve 982/652 Esas. 983/324 Karar sayıh ilamı uyannca satışlan talep edilen gayrimenkullerin kıymet taktirleri yapılmış olup, bilirkişi tarafından: 1 Babaeski G. Osmanpaşa Mahallesi, Kurtuluş sokakta kâin ve tapuda 58 pafta, 31, yeni 360 Ada ve 3 yeni 20 Parsel No'da kayıtlı arsanın metrekaresine 3.500 lira, içindeki 2 odalı eski eve 50.000 lira ve bir adet briket ve Marsilya kiremitle örtulu garaja 60.000 lira, 2 Aynı mahaHe Çalılık raevkiinde kâin 45 parselin dekarına 45.000 lira, 3 Aynı mahalle ve aynı mevkideki 54 parselin dekarına 40.000 lira, 4 Dindoğru mahallesi, Üçdereler mevkiindeki 9 parselin dekarına 35.000 lira, 5 Dindoğru mahallesi, Çimenlidere mevkiindeki 51 parselin dekarına 40.000 lira ve, 6 Dindoğru mahallesi, Çimenli mevkiindeki 4. parselin dekarına 35.000 lira kıymet taktir edilmiştir. Bu takdire, gazetede yayım tarihinden itibaren 7 gun içinde itirazları bulunan ve adresleri meçhul olan hissedarlar Abdullah Kutay ve Mehmet kutay'a teblig yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. 6.12.1983 GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI KARTAL 1. İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1983/3281 Esas Ipotekli olup satılmasına karar verilen Kartal Pendik Doğu Mahallesi Kavlan mevkiinde 98 pafta, 2320 ada, 306 parselde kayıtlı 544 ! m . miktarh arsaya inşa edilen apartmanın zemin katında 2 No.lu 4/540 arsa paylı dukkân açık arturma ile satılacaktır. Gayrimenkulün evsafı: Gayrimenkul Pendik Doğu Mahallesinde olup bu yere Pendik İmam Hatip okulu kuzeyindeki köşeden sağa Aydınlı yoluna, bu yoldan 8090 metre ileride sola sapan Çimen sokakta yolun solunda Yiğit Sitesi E Blokta zemin katta 4/540 arsa paylı 2 No.lu dükkâna varıldıkta ipotekli olup satılacak dukkânın halen boş durumda bina betonarme olarak yeni yapıldığı etrafı kısmen meskun olduğu Pendik tren istasyonuna 15 dakika mesafade bulunduğu tesbit edilmiştir. İmar Durumu: Istanbul Belediye Imar Müdürlüğu'nün 3/10/983 tarih 83/5500 sayıh yazasında: Ayrık nizama tabi yoldan 5 metre, komşu mesafeler 3 metre olmak üzere 5 katlı bina inşaasına müsait bulunduğu bildirilmiştir. Kıymeti: Yukarıda evsafı belirtilen zemin kat 2 No.lu 4/540 arsa paylı dükkâna 2.000.000 Tl. kıymet takdir edilmiştir. Satış Şartlan: 1 Satış 30/1/1984 gunü saat 15.00'den 15.30'a kadar Kartal I. lcra Dairesinde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin r o 75'ni ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok armranın taahhudü baki kalmak şartiyle 9/2/1984 günü Ayni yerde saat 15.0015.30'da ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış masraflarını geçmesi şartiyle en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin "!o 10'u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 gunu geçmemek uzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi ihale pulu. tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgılilerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gun içinde dairemize bildirilmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sıcili ile sabitolmadıkça paşlaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde odenmezse lcra ve lflas Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktah ve r o 10 faızden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin gorebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gonderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyı gormu> ve münderecatını kabul etmış sayılacakları, başkaca bilgı almak ısieyenlerın 9 8 ' 3281 sayılı dosya numarasiyle memurluğumıı/a ba^^urmaları ilan olunur ( + ) İlgililer tabirine inifak hakkı sahipleri de dahildir. 3asın: . n : GültenAKIN Aslan Başer Kafaoğlu Dr.Gündüz VASSAF 24 Aralık gunu saat 14.0019.00 arası kitaplannı imzalayacaklar. Bir telefonla yazarlanmızın imzalı kitaplannı sağlayabılırsini/.. BİLİM KİTABEVİ Adres: Kadıköy Altıyol Ekşioğlu İşhanı (Vakko yanı) Tel: 338 51 68 Vakrf SAPAMCA TURİSTİK OTEL 15300 PerşembePazar 11300 CumaPazar ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 200 ADET 11 KW, 1500 D/D TRİFAZE ELEKTRİK MOTORU SATIN ALINACAKTIR 1 Genel Mudurluğumuz ihtiyacı 200 adet 11 KW, 1500 d'd trifaze elektrik motoru teklif alma usulu ile satın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartnameler ve malzeme ihtiyaç listesi: a) Çay Işletmelerı Genel Mudürlüğu, Satınalma Mudurlüğü/RİZE. b) Ça> Paketleme Fabrikası Mudurluğü, Arnavutköy/Kuruçesme' İSTANBUL. c) Bolge Stok ve Satış Mudurluğü, Gumruk \e Tekel Bakanlığı E binası 7. kat Opera ANKARA adreslerinden ucretsız temin edilebilir. 3 İhaleye katılmak ısteven firmaların şanname esaslan dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplarım en geç 10.1.1984 gunu |7.3O'a kadar Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğu, Satınalma Mudurluğü ,'RIZE adresinde bulunacak şekilde iadelıtaahhutlu olarak gondermelerı veya belirtilen tarihe kadar elden vermeleri gerekmektedir. 4 Posıada meydane gelen gecikmeler ve telgrafla yapılacak muracaatlar kabul edilmez. 5 Genel Mudurluğumuz 2886sayı!ı yasa\a tabı olmavıp, ihaleyi yapıp yapmamakıa. bolerek sapmakta, kalem kalem yapmakla veya dilediğine yapmakta serbesttir. Basın: 29684 PerşembePazar CumaPazar BOLU ^ turban abant oteli 21300 17.900 TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMIJ SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞ1TIM MÜESSESESINDEN Müessese Müdürluğümüzün ihtiyacı olan 40.000 kg. Galvanizli topraklama lâması şartnamesi gereğince kapalı zartla birim fıatı almak suretiyle ihale edilerek satın alınacaktır. 2 Bu ihaleye ait şartnameler Millet Caddesi No:86 Fındıkzade Adresine 3. katta bulunan Makina Ikmâl ve Satınalma Grup Mudürlüğune ait 318320 No.lu odalardan 2500,TL bedelle temin edilebilir. 3 Bu ihalenin geçici teminat miktarı 240.000.TL. dır. 4 Teklif mektupları en geç 4.1.1984 günü saaı 14.00'e kadar 2. kata 205 no.lu odada bulunan Muhaberat servisine \erilerek ve aynı gün saat 15.00'le alenen açılacaktır. 5 Müessese Müdürluğümüz 2490 (2886) sayıh kanuna tabi değildir. Basın: 3000? 1 KORU OTELİ PerşembePazar 17.900 13300 CumaPazar CumaıtesiPazar 6300 Özel otobüs, tum yemekler, »ervls ve vergi ORTUR ikramlan, Î fiyatlanmıza dahildir. Barbaros Bulvan, 35/5 Beşiktaş Tel: 161 10 74 337 61 07 61 82 26 161 22 81 40.000 Kg. GALVANİZLİ TOPRAKLAMA LÂMASI ALINACAKTIR.