Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ARALIK 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 SEVEMA 4TILLA DORSAY Duyduk Gördük (L'As des As) / Yonetmerv Gerard Oury / Oyuncular: Jean Paul Belmondo, MarieFrance Pisier, Raşid Feraş, Frank Hoffman / Bir FransızAlman ortak yapımı (Gazi. Y. Melek, vs...J Gerard Oury'nın 'mekanik guldurusu' en alt duzeyınde bu yonetmenın ulkemızde bırçok fılmı oynadı, şımdıve dek "Belâlı Tatil", "Şahane O\un", "Beyin", "Buyuk Soytarı", "Papaz Kaçtı", "Kaçış", \s Oury, ozgun, taze, araştırmau bır gulduru anlayışından v ok, uzun bır hazırlıkla elde edılmış, mılımetre hesabıyla hazırlanmış gosterışlı 'gag'lara dayalı gulduru anlayışına Louıs de Funes ve\a Pierre Richard gıbı oyuncuların veteneğı de eklendığınde bır haylı başarılı sonuçlar aldı Ozgun sayılmasa da etkılı bır gul duru yonetmenı sayıldığı doğru .Ama, "Aslann Ası" ıçın aynı şeylerı soylemek olanaksız 1936 Berlın Olımpıyatlan'na katılan Fransız boks antrenoru Jo Cavailer'ın bu ulkede Nazılerle BtRlNCİ SINIF GOSTERİ Genç yasta olen John Belusbi ve Dan Aykroyd'un başrollerinde bu>uk başan gosterdikleri "Cazcı Kardeşler" birinci sınıf gosteri. olan duşsel seruvenlerını, bır Yahudı aılesını Nazı zulmunden kurtarmasını ve Hıtler'le kaçıpkovalamaca oynamaya dek gı den rastlantıları (') anlatan film, ne yazık kı baştakı vaatlerını tutmuyor Belgesel bolumlerın ohmpıyat sahnelerınde fılmle ustaca karıştırılması ve ılgı çekıcı polıtık taşlamalar da ıçeren çılgın bır guldurunun haberlenır gıbı olması, ınsana ıyıce umut verıyor. Ama film gıtgıde sıradan bır yanlışlıklar komedısıne donuşuyor Hıtler'ın erkek duşkunu kızkardeşı (') gıbı ılgınç gulduru motıfierı bıle yeterınce ışlenmeksızın kalıyor Filmın 1982 vılı ıçınde Fransa'da en çok para getıren film olması ıse, ınsanı havretlere duşuruyor Fransa gıbı, dunyada en çok filmın gosterıldığı, dolayısıyla seyırcının gorulmemış bır seçım yapma olanağına sahıp olduğu bır ulkede, sıradan sayılabılecek bu tur bır filmın gışe başarısı, kolay açıklanamayacak, neredeyse sosvolojık bır olay Asların Ası Sözünü tutmayan film: ve komurun kaynağma uzak olan ya da kesesınm dıbıne e^innş bulunan yurttaşlar, bu yıl biraz erken ses veren "Kış Baba"nın ortaya çıkardığıyakacak sorununu biraz guç çozumleyeceğe benziyorlar.Yakacak fıyatlanmn artması dar gelirlüeri zorunlu bir tasarrufa iterken, Anadolu'da yaşayan bazı ktfiler de boyiesî bir tasarruf yerine doğal yoldan mnmanın yollarun arıyor ve buluyorlar. İşte yavrusuyla birlikte gorulen bu Kaysenli çoban, bır yıl once uyguladığı "kışı ahırda geçırme" yontemmı bu yıl da uygulamaya kararlı. Hayvanlardan çevreye yayılan, ayrıca da pisliklerinden yukselen ısı ahırın içint doğal olarak sımsıcak yapıyor. Boylece de hem hayvanlar hem de onlarla birlikte ahırı mesken seçen dar gelırli insancıklar soğuktan korunuyor. Icnlftriiîir Fııı l y l c e d a n Tath Hediye (LB Cadeau) /Yonetmen Mıchel Lang/ Ovuncular Pierre Mondy, CIıo Goldsmıth, Claudıa Cardınale, Jacçues Françoıs/Bır Fransız''Italyan ortak yapımı (İIvCl) Ulkemızde "Kızlık Ruyası" fılmını ızledığımız populer (ve populıst) Fransız guldurusu us tası Mıchel Lang, evlılıkte uzun yılları gerıde bırakmış bır çıftın seruvenlerını anlatıyor Çalıştığı bankadan emeklı olan Dufour'a arkadaşları değışık bır 'hediye' vermeyı kararlaştırıyorlar Dufour'un karşısına çıkıp onunla bır sure bırlıkte olacak nefıs bır 'kibar fahişe'dır bu Dufour, bu olağanustu seruvenı hep kendı 'cazibesi'ne borçlu olduğunu sanacak, avnı seruvenı bu kez de karısıyla yaşamava kalkınca ışler kanşacaktır Fransız eleştırmenlerının hıç onem vermedığı, neredeyse çop sepetıne lâyık gorduğu tıpık Fransız ışı guldurulerden bırı Ama bu tur filmlerde sozgelımı Amenkan filmlerınde pek rastlamadığımız oylesıne ınce ruhbılımsel gozlemler, oylesıne dengelenmış bır gulmece/duygusallık karışımı var kı, sempatı duymamak kolay değıl Lang, ıvı bır gözlemcr Tıpık 'orta yaş bunalımları', evlı erkek psıkolojısı, değışık vaş donemlerı arasındakı ılışkıler vb olgulara getırdığı vaklaşım, film ıçın yeterlı malzeme oluşturmakla kalmıyor, yaşam ustune belkı kaba ve yalın, ama doğru bıldırıler de getırıyor Pierre Mondy'nın sımsıcak bır ovun verdığı, Cardinalenın 'bende hâlâ iş >ar' dedığı. guzeller guzelı Clio Goldsmith'ın ıse ıyıce rol çaldjğı, duzeylı ve sevımlı bır gulduru Eleştırımız gosterımının sonuna yetıştı, bır \erlerde rastlarsanız kaçırma\ın Yeni bir meslek: Oturmanlık tlginç buluşlann ulkesidir Turkiye, vesselam. Bugunlerde de yepyenı bir meslek dalının çok sayıda insanı kendine bağladığım goruyoruz. Bu mesleğin adı oturmanlık Uludağ Universitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakultesi'nde yaygın biçimde uygulanıyor. Bu oğretim yılında 2880 sayılı yasayia gorev surelen uzatılan oğretim gorevlileri oturuyorlar Aybaşlarında maaslarım, odeneklerini alıyorlar, kendilerine her turlu yan odeme yapılıyor. İş rıskı, zorluk odeneği, hepsi ellerine tıkır tıkır sayılıyor. Ama karşılığmda çekitaşı gibi oturuyorlar. Evde, okulda, kahvede, neresi rastgelirse orada oturuyorlar Peki, bu oğretim gorevlilerinin yapmalan gereken işleri kimler yapıyor? Kimler olacak, liselerden toplanıp getirilen ve ayrıca kendilerine ucret odenen oğretmenler. Ozellıkle geçtiğimiz yıldan bu yana, YÖK sayesinde kendilerine ilginç işler bulmakta ustalaşan oğretim uyeleri bakalım daha ne gibi garip durumlara duşurulecekler ? Her yaştan seyirciye göre bir film: Cazcı Kardeşler Hapısten çıkan Jake Blues'u, kardeşı Elwood Blues karşılar Ikı kardeş, çocukluklarını geçırdıklerı yetımhaneyı zıyarete gıder ve 'vergi borcu' nedenı>le kapanmak uzere olduğunu oğrenırler Ama vetımhaneyı yoneten ve rahıbeden başka her şeye benzeyen kadın, onların "kirli ışlerden kazanılmış' paralarını ıstemedığını soyler Bunun uzerıne 2 kardeş, bır zamanlar sahıp oldukları ve her bırı bır yere dağılmış olan orkestrayı yenıden kurmaya sıvanırlar Amerıka'da genç seyırcıyı hedef alan ve Amerıkan unıversıtelerınde geçerlı, guncel olan temalara, esprılere dayanan bır tur 'Amerikan kolej filmi' turedı son yıllarda Kabul etmek gerekır kı, "Cazcı Kardeşler" böyle bır turun varlığı kesın olarak varsayılsa bıle, bunun en ıyı orneklerınden bırı Landis'ın geçen mevsım ızledığımız "Çılgınlar Okulu" fılmı, sozunu ettığımız 'kolej filmi' duzeyını aşıp pek e\rensel olamıyordu Oysa "Cazcı Kardeşler", bu konuda daha ılerı bır adım olarak gozukuyor risi'nın çok uygun bır sınemasal yansıması, gıderek açıklamasını oluşturuyorlar. Bu duzeylı muzık gösterısı onunde, Belushi/A>kroyd 'biraderler', cıddı mı, parodı mı olduğu kolay anlaşılamayan 'icra'larıyla bu sahnelere tuzbıber katıyorlar OzelIıkle Belushi'nın finaldekı Elvıs Presle> parodısı anımsanabılır Bayındırhk Bakanı Önalp'e teşekkiir Bizzat Bayındırhk Bakanı Tahsın Onalp'den aldığımız 24 Kasım 1983 tarihlı yazıda, 10/8/1983 gunu koşemızde yer alan "fnşaat kLşılerın, araçlar devletın" başlıkh haber konusunda bilgi veriliyor ve şoyle deniyor: "Karayolları 1 Bölge Mudurluğu'nce, yazınızda sozu edılen konu hakkında gereklı soruşturma açılmış, soruşturmanın selâmetle vurutulebılmesı ıçın de adı geçen şube şefî gorevmden almarak başka gore\e atanrnıştır Bılgı edmmenızı rıca eder, ılgı ve ıkazınıza teşekkur ederım " Biz de yakın ilgisinden oturu sayın Önalp'e teşekkur ediy oruz. Sinema tarihçisi Eisner öldü Kultur Servisi Sınema tanhçısı Lotte H. Eisner, 25 kasım gunu Parıs'te oldu 87 yaşındakı Eisner, 192733 yılları arasında Berliner Tageblatt gazetesınde tıyatro eleştırmenlığı yaptı Daha sonra, Film Kurier dergısınde sınema eleştırmenlığıne geçtı Hıtler ıktıdara gelınce Fransa'ya yerleşen, ışgal yıllarında zor gunler yaşayan Eisner, 1945'ten 1970'lerın başlarına dek Fransız Sınematek'ınde onemlı gorevler aldı Sınema uzerıne kıtaplarıyla da buyuk etkınlık kazanan Eisner, Fransız ve Alman kulturunun temel dıreklerındendı T h e Blues Brothers / Yonetmen: John Lan ne, bu tur muzığın asıl dın!e\ı LISI olan Amerıka'nın unlu dıs / Oyuncular: John Belushı, Dan Aykroyd, Car sız çoğunlugu" ıle tatlı tatlı"se*>dalrie Fisher, Cab Calloway, Henry Gıbson, Ray Char ga geçıyor 'TS, James Brown, Aretha Franklin, Tmggy, John Lee Eğlenceli bir se^irlik Aooker / Universal fılmi (Emek, As, vs..) Landis'ın fılmının en belırgın ozellığı ıse, hıçbır fılmde gormedığım kadar arabanın bırbırıne gırdığı 'araba kıyımı' sahnelen Bu sahneler oylesıne 'zengin' ve uzun kı, film sonundd havada bır mırasyedının guzelım evını durupdururken çokertmesıne benzer garıp bır 'acıma duygusu", bır huzun egemen oluvor ınsana "Cazcı Kardeşler" gıbı ustun yapım sayılmavacak bır film ıçın bıle harcanabılen bunca paraya, ayrılan o kocaman butçeye bıraz kıskançlıkla bakmamak elde değıl Ama tum bu lafların otesınde "Cazcı Kardeşler", her vaştan seyırcıvle kesın bır dıyalog kurabılen bırıncı sınıf bır seyırlık, bavağı eğlencelı bırgosterı "Blues Kardeşler", Mar\ kardeşlerden bu yana perdenın en 'tahripçi' komedvenlen olma onurunu kazanıyorlar John Belushi'nın genç >aşta olumu olmasaydı, bu ılgınç ıkılının daha bırçok fılmde karşımıza çıkması beklenebılırdı Bu arada filmın sınemase\erlere ılgınç gelebılecek bazı surprızlerı ıçerdığını belırtelım Sozgelımı ıkı kahramanımızın peşınden ayrılma\an polıslerden bırını vonetmen John Landis bızzat oynarken, fınalde 'yetimhane vergisı'nı alan vergı memuru da Steven Spielberg'ten başkası değıl Hacı Bekir'e dönerdi ABD toplumunun eleştirisi Gulduru duzeyı açısından ıse, Landis, özgun bır gulduru yaratmaktan çok, çeşıtlı oğelerden vararlanan tadıtuzu verınde bır çorba pışınyor Belushi Aykroyd ıkılısının film boyunca yaptıkları o korkunç 'lahribat', o gorkemlı yıkım, sınema tanhının Laurel. Hardy, Marx Kardeşler gıbı unlu 'yıkım'cılarını akla getırıyor Ama 'biraderler', arkalarında kendı marıfetlerıyle tum dunya goçerken, Busler Keaton'van bır 'gulmez surat'ı da korumayı becerıvorlar Landis, bazı sahnelerde ıse, yıne muzık aracılığıyla Amenkan toplumuna tath bır eleştın getırıyor. Sozgelımı bızım azılı grubun "t>i Aile Çocuklan" adlı 'countryandwestern' orkestrasının yerını alarak 'kovboy giysili' ortayaşlı Amenkalıları 'uyuttukları' sah Yaşlı dostunun elinde şeker dolu kesekâğıdını gorunce: Hayrola, dedı, fazla kaçırmayasın Canım şeker...hem hazımı kolaylaştırır, hem erkekliğı guçlendirır. Ah, nerede o gunler! Bu soz doğru olsa mıdeler Hacı Bekır'm dukkânma donerdi. HAYVANLAR Ismail Gülgeç KİM KİME DUM DUMA Behiç Ak 612e bır yol yoıvkvyor î>u aralar poiron l b k Türti kesin degil Öncelıkle "Cazcı Kardeşler "ı çok bellı, kesın bır turun kalıplarına sokmak kolay değıl Bu film, bır gulduru mu, bır muzıkal mı, bır seruven fılmı mı, bır taşlama mı? 'Cazcı Kardeşler'ın bunların hepsınden yararlanan, ama sonuç olarak bır haylı ozgun ve serbest bır yapısı var Muzıkal bazı bolumlerde, ısımlerı Ray Charles, Aretha Franklin, James Brown olan cazın, 'soul' muzığın devlerı, sanatlarının ılgınç orneklerını sunuyorlar Konunun ıçınde anıden beLnveren bu 'muzikal' bolumler, filmın akışı>la son deree kaynaştığı gıbı, sıradışı bır 'dinamizm' ıçerıyor ve zaman zaman, 'zenci ruhu'nun, caz muzığının kokenını ve temelını oluşturan o kolay anlatılmaz 'kara derili esp Geceyamsı Ekspresi yönetmeninin olgunlaştığını kanıtlayan film Yonetmen: Alan Parker. Oyuncular: Albert Finney, Diana Keaton, Karen Allen, Peter Weiller,Danu Hill / MGM filmi (Şişli.Kent, İpek) Amenkan sıneması, geçen mevsımın "Sıradan tnsanlar", "Kramer Kramer'e Karşı" fılmlermden sonra yenıden aıleye bakıyor. Yıne bunalımın eşığınde, eşığınde laf mı, tam ortasında olan bır aıle bu Erkeğın mesleğınde başarıya ulaştığı (kıtabı>la \ılın yazan seçıldığı) sırada her şe> patlak verıyor "Obur Kadın"ı haber alan karısı, adamı evden kovuyor Ne \ar kı, kankocanın tam 4 çocuğu vardır Bırbırınden hasarı 4 kız Valnız onlar değıl, yıllarla bırlıkte orulmuş sayısız anı da onları Erişilmez Duygular(Shoot the Moon)/ GÖSİBIİ Scuıat/alebiydt almanya'da yaşayan yazarlarımız: "biz ne sürgünüz, ne de göçmen..." genç ressamları ödüle çağırıyoruz rıfat ılgaz: "demek 1940 kuşağı var!" "orkestra"nın şefi "orkestra"yı anlattı "çeviri" sorunları gündemde kent caddeleri ve üstgeçitler "sam amca"nın kültür yaşamından notlar... f.h.dağlarca / o. rifat / a. nesin / h.i.bahar / h.yavuz / i.uyaroğlu / z.güngör / başaran / r.durbaş / m.demirtas'tan siirler... ARALIK SAYISI DAGITICINIZDA Httrriuet bağlamaktadır kuşkusuz, bırlıkte yaşanmış uzuntuler. korkular, mutluluklar, sevınçler "Erişilmez Duygular", haşan' Ingılız yonetmenı Alan Parker'ın de artık olgunlaştığını" gosterıyor 'Bugsy Malone'la Amenkan polısıyesını valnız çocukların oynadığı bır muzıkalle 'karikaturize' eden, "Geceyarısı Ekspresi"yle bır ulusu (Turklerı) en aşağılık bıçımde karalayan, açıkça 'ırkçı' bır film vapan (ve sonradan >aptığından pişman olup gunah çıkartan), "LnFame" ıle çılgın bır gençlık mu zıkalı ortaya koyan, "Duvar"la Pink Floyd muzığının sınemasal karşılığını aravan (ve de bulan) Parker, bu fılmıyle artık bıçım ustalıklarının, kolay etkıleme yontemlerının kaygan >uzevle rınde dolaşmayı bırakıyor, alabıldığınce durağanlaşmış. sankı r yaşamın ge çek temposunu al mış kamerasını gerçeklığın Kine daldırıyor Çağdaş toplumda kadınerkek bırlıktelığının leer dığı guçluklerı, tuzakları, ka^ınılmaz bıçımde yorulan, \ıpranan e\lılık kurumunun çıftı alıp getırdığı donum noktasını, ala bıldığıne zor ıkılemlerı, ovun^u larla bırlıkte saşısor, bızden on ca uzakta \e onca değışık ko^ul larda, evhlıklerı gundehk \a^,a mın lekduzelığıvle paramparı,a olan bu Gunev Calıtornıalı kadınerkeğın sorunlanna katı lıyorsunuz Bu da az se\ değıl Parker, son donemın bu tur bır çok hlmınde olduğu gıbı kadını veya erkeğı ozellıkle suçlamamaya, evlılığın yıkılışının sorumu nu ozellıkle bır yan uzerıne at mama>a çaba gosterıvor V ıne de, son sahnede, çe\re>ı yıkıp geçırdıkten sonra >edığı da\akla perışan bır halde vere serılen Albert lınnej'ın yattığı \erden Dıana Keaton'a uzattığı varesı/ el, Parker'ın genelde kadını haklı bulduğunu, erkeğe ıse acımak tan gerı durmadığını vurgulu>or Kuşkusuz gunumuzde "feminist'lerın dte yadsımasacağı bır tılm, "trişilme/ Duygular.." \e bı/e ılk kez, Diana Keaton denen çağddş ve buyuk oyuncuyu tanıma lırsatı getırıyor TARİHTE BUGÜN Mümtaz Ankan 2 Arahk N bır sure. bırlığı yapHâı Zıya Pffa ıh 1888'DE 8U6UN,8UYU< FlKIZADAMl l/£ OzAN NAMIK KEKML, 43 YAŞINM SAKIZ AMS'NM 2ATUeeEED£N OLDO. TANZIMAT DEV&ININ, BASKIVA 8A$ OZeuGLUK VE VA7AN AÇKI GlSl tzCNULA£l MADAM /ÇL£Y£AJ EN ONEMLI KALEMlYDI. OHCE A8DUU1ZJ2, SONZA PA E ASDuLHAMlT'ıN BAS. la YCHETıML£gfYLE MUC4PELE ETTf. Z/YA PAŞA IL£ ruerDlÇINDA 'uÜBeiYET"GA2E7&SI Nl Ç.HCA2PI YAZDIĞI OYUMLARIA OZHEĞlN UYANOIBPf TUM YAÇAMI MUCAD£l£ /t£, C£2AL4NDI*ZlLMALAR,gUlS£uHLERJ £ 6EÇTl YAPITLARI gıÇ/M VEANIAT7M AÇ/S/NDAH PEĞIL AMA O2 OLAISAK ÇOK Y£MLlKOYPl SANAT/A/I 'TOPUIM IÇIKTYAP/YORDU . "VA7PM YAHITTSIUSreE*gUYÜK YAKHÜLAR VATAN VE ÖZGÜRLÜK.. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet M. Hitler ve Gazetemiz Alman sefaretı maslahatguzarı M Fabnçıusun bugunku başmakatemızde mevzuu bahsedılen mektubunu avnen neşredıvoruz Muğla Meb'usu ve Cumhunvet gazetesı Başmuharrırı Yunus Nadı Beyefendıye Efendım, Muhterem Cumhuriyet gazetesının 23 eylul 1933 tarihlı nushasında muharrırlerden Peyamı Safa Bev Turkçe mtışar eden "Hıtler \e Sasyonal Sosıalızm" kıtabı hakkında "bu da nesı9" başlığı altında bır yazı neşretmıştır Mumaılevh, yazısının sonunda aşağıda vazılan ıkı sual sormaktadır 1 "Goklere çıkardıkları Hıtler Almanya'da Turk kavmı, mılletı veya ırkı ıçın bu kadar sıtayışle dolu bır kıtap neşredılmesını ızın \erır mı7" 2 "Hıtler veva S'asvonal Sosıalızmı afakî ve bıtaraf bır tarzda Turk okuyucularına 2 Arahk 1933 tanıtmak dururken, Cermen ırkmdan ve Alman mılletınden başka bır ırkın ve her mılletın açıkça duşmanı olan Hıtlerı kutsıieştırmenın hıkmetı nedır7" Bu yazı Almanya başvekıhne arzedılmış ve muşarunıleyh da mezkur ıkı suale aşağıdakı cevapları vermıştır. 1 Alman matbuatmda ve senelerdenberı yenı ıntısar elmekte olan Almanca eserlerde Turkıye'nın ırkçılığtnı mudrık yukselışını bılâ kayduşan tervıç ve takdtr eden neşrıyat çoktur 19331983 Turk Cumhuriyetının onuncu vıldonumu munasebetıle Almanva'da \apılan neşrıyat bu husustakı Alman noktaı nazannı \azıh ve barız bır surette ıfade eden en buyuk delıldır Almanyada Turk mılletı ve ırkı ıçın sıtayışle dolu bır kıtap neşrıne daır olan suale gelınce, Almanya başvekılı buna "evet" !e cevap vermışlerdır 2 Almanya başvekılı Turk mılletmın menakıpla dolu olan kurtuluş mucadelesını senelerdenberı takıp etmektedır. 'İ