18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumbııriytt Maıbaacılık vc Gazetecilık Turk Anonım Şirketi adına N»dir N«di, • Genel Yayın Muduru: Hasaa Cemal.Muessese Muduru: Eauot UşakhgS. Vaa lşlerı Muduru: Okay Göaeasm, • Yazı lşleri Mudur Yardııncısı: AbnMt Korabaa, Haber Merkezı Muduru: YaKın Baycr. Sayfa Duzeni Yönetmeni: Ali Acar. TAKVİM 7 Ekim 1983 imsak:5.19 Güneş: 7.00 Temsılcıler: ANKARA: Yalçın Do*aa, tZMlR: Hikmct ÇtHmkmya, ADANA: Mehmet Mercın, • Servıs Şefleri: tstanbul Haberlerı Sctahaltiıı Gıiler, Dış Habcrler: Ergun BaJcı, Ekonomi: Osmın Ulagay, Yurt Haberlerı Barbaros Geaçak. Kültur: Aydın EOMÇ, Magazin. Yalçıa Prkşen, Spor Danışmanı: Abdiılkadir Y i c d n a a , Dflzdtme: Refik D«rb»ş,Araslırma Şabin Alpiy. Buroiar: • Aakara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Td.175825175866, İdare: 183335, • lımir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • A d a u : Atalurk Caddesi, T.H.K. Işhanı Kal 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: CurahuriyM Matbaacılık ve Gazelecilik T.A.Ş. Türk Ocagı Cad. 39/41, Cagaloğlu. Isı. PK: 246İst. Tel: 5209703 Tele)c: 22246 öğle: 13.02 Jkindi: 16.15 Ak$am. 18.43 Yatsı: 20.13 GÜHEY ASYA ÛRTADOĞ^VE KUZEYİAFBİKA Ege Universitesi Senatosu ders geçme sistemini kabul etti İTÜ öğrencileri, kendilerine paralel eğitimin uygulandığı Yıldız Universitesi ve diğer birçok üniversitenin fakülte ve bölümlerinde uygulanan ek sınav hakkının kendilerine de taıunması için imza kampanyası düzenlediler. tZMİR (CumhuriyeJ Ege Bürosu) Ege Universitesi Senatosu üniversiteye bağlı fakülıe ve yüksek okullarda "ders geçme" sistemini kabul etti. Üniversite senatosunun almış olduğu bu karar değişik okulların kendi özellikleri doğrultusunda yönetim kurullarınca değişik biçimlerde uygulanacak. Senatonun aldığı karara göre "vize" ve "devam" almış, ancak son sınavda başansız olmuş öğrenciler bir üst sınıfa devam edebrlecek. Ancak Tıp Fakültesi, Eczacılık, Dişçilik gibi fakültelerde bazı önkoşullu derslerden başansız olma durumunda bu öğrenciler bir üst sınıfa devam edemeyecekler. Butün Tıp Fakültelerinde uygulamaya konan bir karar da, ön koşullu derslerden kalmış ve bir üst sınıfa devam edemeyen öğrenciler için derslere devam zorunluğunun kaldırılması. Ege Universitesi Rektöru Prof. Dr. Sermet Akgiin konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Ege Universitesi Senalosu YÖK'iin getirmiş olduğu ilkeler dogrultusunda üni\ersitemı/e bağlı yüksek okul ve fakultelerde ders geçme sislcmini kabul etmiştir. Yıl içi sınavlarda başanlı olmuş ve derslere devam etmiş öğrenciler, son sınavda başansız olmaları durumunda bir üst sınıfa devam edebilecekler. Ancak bazı okullann kendi özelliklerine göre önkoşullu olan derslerde başansız olma durumunda bu durumdaki öğrenciler bir üst sınıfa devam edemeyeceklerdir. Yine bu öğrencilere derslere devam edip etmeme konusunda bir zorunluluk gelirilmemekledir. Yani onlara devamdan muafsınız denilerek bir hak verilmektedir." tTÜ'DE İMZA KAMPANYASI Ek sınav hakkının bazı üniversitelerde uygulanıp bazılannda uygulanmaması, öğrencilerin koşullan arasında eşitsizliğe ve tepkiye yol actı. İTÜ öğrencileri kendilerine paralel e|itimin uygulandığı Yıldız Universitesi ve diğer birçok üniversitenin fakülte ve bölümlerinde uygulanan ek sınav hakkının kendilerine de lanınması için imza kampanyası düzenlediler. Rektörlüğe ve YÖK'e başvuran öğrenciler, aynı yasa, yönetmelikler ve YOK kararlarına rağmen üniversitelerdeki farklı uygulamaların eşitsizliklere, haksızlığa ve mağduriyete yol açtunı öne surdüler. ÎTO'deeşitsizlik ve farklı uygulama olarak öğrenci yakınma LATİN AMERİKA ssca 270 ssa 1580 s s a 70te POĞU ASYA VE PASİFİK 54 A» 4933 1967 AN 1153 48 263 1. An. 158 ABD 48 A» •.An. 130 (.An. 110 267 (.An. 1130 ssa nso (.An. 80 ssa An ssa ssa AM (. An. 148 25 40i 0 0 0 An ssa 44 102 t. An. 193 An ssa (. 123 59 An. 27 0 0 2 ssa 3570 (. An. 176S 1622 ssa ess (. An. 380 A M 123? ssa AK 1274 (. An. 210 680 ssa 3450 ssa ?67o (. An. 300 (. An. 1050 AM AM ssa AM 1991 (. An. 130 790 (.An. 5 3 14 An ssa (.An. An ssa 1 1. An. 6 5 AH ssa B. An. ,i» J u» ssa ssa (. An. 610 1090 An SSa 1830 I. An. 210 0 AM ssa I. An. 15000 6311 2110 ssa 300 (. An. 60 A M 169e larına konu olan bir diğer sorun ise, aynı ders için iki dönemden fazla sınav hakkı tanınması ile ilgili. YÖK kararı gerekçesiyle geçen yıl 1980 dönemi öğrencileri için bu smırlama kaldırılmış, eski yönetmeliğe tabi bu öğrencilere aynı ders için iki dönemden fazla sınav hakkı verilmişti. Ancak 1981 döneminde alınan ve yine eski yönetmelik çerçevesinde öğrenime başlamış olan öğrenci grubuna ise bu hak tanınmamıştı. İTÜ'nün çeşitli bölümlerinde okuyan 1981 dönemi öğrencilerinden 300 kadarımn aynı ders için iki dönemden fazla sına hakkı olmaması nedeniyle üniversiteden atılma durumuyla karşı karşıya kaldıklan belirtiliyor. Bu öğrencilerin üniversiteye eski yönetmelik çerçevesinde alındıklan ve eski yönetmelik haklanndan yararlanmaları ge(Arkastll. Sayfada) Yukandaki harita ve taModa ABD, SSCB ve Batı Avnıpa'nın Üçuncü Dönya'nın L, A, G ve D harfleriyle simgelenen beUi başlı dört bölgesine (Latin Amerika; Sahranın gi<Aeyinde kalan Afrika; Giney Asym, Ortadoğu ve Kuzey Afrika; Dogu Asya ve Pasifîk) 19781982 yıllan arasında sattıgı top, ucak, gemi, denizaltı, uçaksavar ve tank türiinde silan miktan gönilüyor. (Kaynak: South dergisi, agustos 1983). Üçüncü Dünya, silah alııııları için bu yıl rekor düzeyde para harcadı Dış Haberler Servisi Dagens Nyheter gazetesinin Isveç'in baskenti Stockholm'deki Uluslararası Banş Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) kaynaklarına dayanarak bildirdiğine göre, Uçüncü Dünya ülkelerinin silah alımlarına harcadığı para bu yıl rekor düzeye ulaştı. Bu alımlar, zengin sanayi ülkeleri bakımından, hem dünya ekomomisinin bunalımlı ortamında önemli bir gelir kaynağı, hem de siyasal nüfuz alanlannm genişletilmesi için bir yöntem. SIPRI'nın çeşitli "açık" kaynaklardan topladığı bilgilere göre, dünyadaki toplam silah alımlarının üçte ikisi Üçuncü Dünya ülkelerince yapılıyor. Üçuncü Dünya'nın silah alımları 196367, 196872 ve 197377 arasında hep iki katına çıktı. Son 19781982 döneminde ise artış "yalnuca" "7o50 düzeyinde oldu. Artış hızındaki gerilemenin, satın alma güeünün azalması ve dünya pazarının "doyma" noktasına yaklaşması gibi etkenlere bağlı olduğu belirtiliyor. Silah statıcıları parayı fteşin ahnadan nıalı teslim pfmiyrtr. Süpor derletlerin veni silahlan önce 3. Düınn ordularında deııenivor. En biiyük silah miıcılarınm basında SSCB. AIH) ve Fnmsa gelhvr. (îelirlerinin büyük bir bölüınünii silaha yrttırnn 3. Uümxı"nın kalkıııma çabalart köstekleniyor. sa, peşın para istiyor. SIPRI'ye göre, örneğin Mısır 1973 Ekim savaşında Sovyetler'den aldığı silahların parasını peşin ödemek zorunda bırakildı. Silah satışlannda görulen belirgin bir eğilim de, ticarete konu olan silahların teknolojik düzeyinin giderek ytikselmesi. ABD ve SSCB bazı durumlarda kendi savunma sistemlerine henuz girmemiş, ileri reknolojik düzeyde silahlan satabiliyor. Sovyetlerin Libya, Suriye ve Irak'a sattığı Mig23 uçaklan ve T72 tankları buna örnek gösteriliyor. ABD de F16 uçakfarını çok erken bir safhada Venezuela ve Pakistan'a satmıştı. Bu satışlar, hem yeni silah sistemlerinin geliştirilmesini hem de silah üretiminin ucuzlamasını sağlıyor; super devletler için önemli bir gelir kaynağı oluyor. Teknolojik gelişme açısından genel olarak Batı'nın gerisinde olan SSCB'nin dunya pazarında peşin parayla satabileceği mal sayısı çok sınırlı. Bunların başında silah geliyor. Silah, allın, petrol, doğal gaz Sovyet ihracatının büyuk bölümunu oluşturuyor. Bugün Libya'nın Sovyetler'den satm aldığı tanklarının sayısı, lngiltere ve Fransa'nın birlikte sahip oldukları tank sayısını aşı MEHMET ŞAKİR YURDAKUL LONDRA^dan Siyasal niifuzu yayma yöntemi Ikinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıüarda süper devletler Üçüncu Dünya'ya silah satmayı pek ilginç bulmuyorlardı. ABD ve SSCB bu yıllarda eskimiş/kullanılmış silahlarını müttefiklerine sattılar. ABD bunların önemli bir kısmını "bağışladı". 1950'lerin sonlarından itibaren silah satışlarına ilgi arttı. Batı Avrupa ülkelerinin silah endüstrileri yeniden çalışmaya başlamıştı. Hem süper devletler hem de Batı Avrupa'nın sanayi ülkeleri siyasal nüfuzlannı yaymak için silah ticaretinden yararlanmaya başladılar. lngiltere ve Fransa eski sömurgeleri uzerindeki etkinliklerini sürdürmek için silah satıslarını bir araç olarak kullandılar. Başlangıçta, silah satışlannda çeşitli kolayhklar tanınıyordu. Uzun vadeli kredi açılıyor; pamuk, şeker, vb. mal karşılığı satış yapılıyprdu. O dönem artık geride kaldı. Sovyetler dahi, söz konusu sıkıntıda bir dost bile ol İngilizler 5ayı Saymayı Oğreniyor ingilizler hanlharıl kerrat cetveli çalışıyor şu günlerde. ' 'Sayı Saymayı Öğrenelim" haftasının hızı hâlâ yavaşlamadı. Tüfek icad olunur olunmaz mertlik rafa kaldırılmıştı. Kerrat cetvelının pabucuysa, elektronik hesap makinesi ıcad olunduktan sonra dama atıldı Kerret cetvelini unutmanın sıkıntılarmı azız İngı|İ2 milletı şimdi çektyor. Bir ulusu cinler gibi yetiştirecekseniz. kerrat cetvelini iyı belleteceksiniz okul sıralarında. İlkokul günlerimi daha dün gıbı yakınımda hissediyorum: "Beş kere beş yirmi beş, aferin bizim koca keleş" "Altı kere altı otuz altı, babamın bıyığı yolda kaldı" Böyle ezberlerdik kerrat cetvelini... Oyle iyı bellemişim kı, aradan kırk yıl geçtiği halde hâlâ unutmadıK. O güzelim tekerlemeler de cabası . Aziz İngiliz milletiyse, tekerlemeler şöyte dursun yedi kere sekiz kaç eder, daha onu bilmiyor. Yüz liranın yüzde 10'u kaç lira eder diye sorsanız, bir saat başını kaşıyor. "Şaka edlyorsun" diyeniniz olacak biliyorum. Ama etmiyorum. Eskilerin "amalierbaa", yenilerin "dört/ş/em"dediği, en yenüerin bugünlerde belki yeniden "amali erbaa" demeyi marıfet sanacağı çarpma, bölme, toplama, çıkarma birçok Ingılız'e çok zor geliyor. "Sayı Saymayı C>ğrenelim" kampanyasını düzenleyen kurulun yaptırdığı kamu yoklamalarına göre, İngıltere'de on yetışkinden biri basit toplama işlemini bilmiyor; dört yetışkinden biri, yani halkın yüzde 25'i çıkarma ışleminde apışıp kalıyor; şunu, şunu, şunu aldınız, beş İngiliz lırası verdiniz, üstüne kaç lira verecek bilemiyor. Her üç kişıden biri çarpma, bölme yapamıyor, yüzde alamıyor. Bakmışlar olacak gibi değil, "Sayı Saymayı Öğrenelim" ka1 mpanyasına gırişelim demişler. Yetişkinlerin Eğıtimi Daıresi yle. özel bir vakıf, Yorkshire Televizyon Şırketı, bir de yayım yaşamı pek yeni olan dördüncü televizyon kanalı elele verip, kampanyaya giriştiler. Posta idaresi de özel bir damgayla katıldı kampanyaya. . Kısacası okumayazma kampanyası gibi bir kampanya aldıyürüdü İngıltere'de: Toplama, çıkarma, çarpma, bölme kampanyası... 1970'lerdeki okumayazma kampanyası hayli etkili olmuş, okuryazar oranı birden artıvermişti. Şimdiki kampanya sonunda da büyük bir olasılıkla "sayı bîlir"ler epey artacak. O yüzden bizim gibi açıkgözterin elini çabuk tutması gerekiyor Özellikle benim saksı alımına hız vermem gerek... Benım saksı alımına hız vermemle kampanyanın ne ilgisi mi var? Anlatayım. Bizim eve yakın bir bahçecilik merkezi var. Kasasında sayı bilmez bir kız oturur. Geçenlerde 12 saksı aldım. Tanesı 7 peni. Topladı, çıkardı, çarptı, böldü; düşündütaşındı, öfledipofledi; sonunda 62 peni, dedi. Eh, bendeki sevinci görecektiniz. Başladım, beş dakikada bir bahçecilik merkezine koşturup, kucak dolusu çiçek saksısı almaya. Her seferırtde epey kazançlı çıkıyoruz ailecek. Birkaç hafta içinde, eyde adım atacak yer kalmadı. Her taraf çiçek saksısı doldu. Örneğin oturma odasından yemek odasına geçmek, bayağı bir mücadeleyı gerektiriyor. Varımızyoğumuz saksıya gitmeye başladı. Ayltğı alır almaz soluğu bahçecilik merkezınde alıyorum. En önemli ihtiyaçları bile erteler olduk. Küçük kızın papucu eskımış Canım şimdı sırası mı? Hele biraz bekleyiversın. Hanım yakınıyor evde tuz kalmadı diye... Fesüpanallah... Tuz olmâsa olmuyor mu yani? Boğazımıza kadar borca gırdik, saksı alımını savsaklamıyahm diye... Öyle ya hazır yanlış hesap yapan biri varken, bundan ıyi fırsat mı olur? Biliyorum, kasadakı kız, bu kampanyanın sonunda 12 saksıya 84 peni isteyecek. O gözünü açmadan, haydı saksı almaya... Fntnsız Profesör Pierquin: "Memedeki küçük tümörler için memeyi almaya gerek yok.Radioterapi yöntemi ile daha etkili sonuç alınıyor" diyor. Dış Haberler Servisi Meme kanserinin tedavisinde artık memenin tamamıyla ahnması yoluna gidilmeyecek. Fransa'da yapılan bir tıp kongresine verilen tebliğde memede oluşan kanser tumörlerinin alınmasına, gelişimleri belirli bir aşamaya ulaşmadıkça gerek olmadığı belirtildi. Fransız Le Matın gazetesinin haberine göre, Prof. Doktor Bernard Pierquin tebliğinde, Meme konseri tedovisinde dönüm noktası "Meme kanserinin tedavisinde bir dönüm noktasındayız. Uzmanlar nihayel kuçük bir kanser tümörünun alınmasının yeterli oluğunu ve memeji tamamen almaya gerek olmadığını kabul ediyorlar. Bu noktava gelmemiz için 20 yıl gerekti" diyor. Bernard Pierquin'in Fransa'da öncülüğünu yaptığı klasik kanser tedavisi. Fransız Cerrahlar Birliği tarafından resmen kabul edildi. Oysa yıllar boyunca cerahlann büyük bir çoğunluğu bu tedavi yöntemini kuşkuyla karşılamış, hatta ona şiddetle karşı çıkmıştı. Bernard Pierquin, çapı uç santimetreden küçük olan kanser tümörierinin tedavisinin memelerin alınmasını gerektirmediğini söylüyor. Pierquin ve arkadaşları bu yöntemi uzun süredir savunuyorlardı. Artık Fransa, ABD ve ttalya'da yapılan istatistikler bu tedavi yöntemine destek oluyorlar. Bu istatistiklerden çıkan sonuç klasik yöntemle veya memenin alınması yöntemiyle tedavi edilen kanser tümörierinin yaşama sanslarının aynı olduğu. ETKİLİ TEDAVt YÖNTEMİ Profesör Pierquin "Bu küçük tüntörler için aynı etkili sonucu veren tek bir tedavi vöntemi var: Radioterapi. Ancak bu yöntemde gittikçe artan dozda ışın uygulamak gerekir. Bu doz artışı ise memenin derisini aşındın>or. Estetik göriinüşü korurnak için en uygun yöntem önce tümörü almak sonra da daha zayıf dozlarda ışın uygulamaktır" Pierquin kadınlann plajlarda çirkin görünmemeleri için gerekeni de düşünmüş: "Operasyon iyi yapıl yor. SIPRl'yegöre Libya'nın bu alımlarının stratejik nedenlerini bulabilmek çok güç. Bu satışları ancak Sovyetlerin elde ettiği kazançla açıklamak mumkun. 19781982 yılları arasında yapılan silah satışlannda en buyük paylar SSCB (»î>37), ABD (^o32) ve Fransa'nın («!* 11). Bu dönemde satışları en çok arian ulke ABD. Bu gelişme, silah satışlarını önemli bir dış politıka aracı olarak gören Reagan yonetimi ile açıklanıyor. Bilindiği uzere Reagan yoneıimi, silah satışlarına konan azami sınırı kaldırdiğı gibi; yalnız ihracat için silah üretmeme ve ABD'de kullanılmavan silahlan satmama gibi yasaklara son verdi. (Arkast 11. Sayfada) Ekmek sorunu! Zenci manken: Gardroplanmda yer yok, ama ben her gün tişört, blucin giyiyorum Miles en çok kazanan mankenlerden biri yılda sadece 4 ay çalışarak 100 bin dolar kazantyor Magazin Servisi Dunyanın en ünlü bayan mankenlerinden Zenci güzeli, Carol Collins Miles, aynı zamanda en çok kazanan mankenlerden biri. Yılda sadece 4 ay çalışarak, en az 100.000 dolar kazandığını belirten Miles, Ufaş'ın duzenlediği 2. İstanbul Moda Haftası'nda Türk mankenlerle birlikte podyuma çıkıyor. 1.81 cm.'lik boyu ile diğer yabancı mankenler arasında da dikkati çeken çukulata renkli manken, Milano, Paris, Duseldorf New York, Tokyo gibi belli başlı moda merkezlerinde duzenlenen defilelerde kazandığı parayla rahat geçinebildiğini söylüyor. Collins Miles, uzun boyu ve orantılı vücudunu 5 ırkın karışımına borçlu. Mısır, Mali, İrlanda, Iskoç ve Amerikan Kızılderilisi kanı taşıyan zenci mankene göre kendisini ençok etkileyeni Kızılderili ırkı. Miles'in çeşitli sorulara verdiği yanıtlar şövle: Mankenler arasında zenci olmak artık bir avantaj mı sizce? Evet avantaj, ama bu yeni birşey değil. Her zaman da öyle idi. Avrupa ve Amerika'da mankenlikte sivrilebilmek için neler gerekli? Çalışma ve şans gerekli. Yaşadığı ulkedeki büyük moda firmaları veya büyük manken ajanslan tarafından kesfedildikVasat mankenler için bu her yerde aynı... Ama şöhreticr 40'tan sonra da çalışabilir. Daha çok özel moda evlerinin expozisyonlarında podyuma çıkabilir. Şöhretinizde 1.81'lik bo>unuzun pavı var sanırız, uzun bo>, kadın için tum dunyada a>anlsj mıdır? Boy büyük avantajdır. Uzun boy her zaman gıysiye daha iyi adapte olmayı sağlar ve giysiyi ivi gösterir. Turnelerde giinde kaç saat çalışı>orsunuz? Aşağı yukarı 12 saat. Bu yıl Milano, Tokyo, Ne\v York, Paris, Madrid ve İstanbul'da defilelere katıldım. Ancak Türkiye'de çalışma dışında bıra/ da gezmeye vaktim oluyor. Günliik .vaşamınızda defilelerde (anıttığınız gijsilerden farklı mı giyiniyorsunuz? Defilelerde giydiğimiz giysilerden birkaçı herzaman hediye edilir. Gardroplanmda hiç yer yok. Ama ben bunların hiç birini giyemiyorum. Her gun ayağımda jin pantolon, üzerimde tişört dolaşıyorum, böyle rahat ediyorum. Türk mankenlerini nasıl bulu»orsunuz? Özellikle erkek mankenler çok çok başarılı. Kadınlar da son derece kadınsı ve profesyonel, kısaca hepsi çok iyi. Ya Türk modacılarının giysileri? T'k kelime ile muhteşem, uzun uzun düşünulerek büyük bir zevkle hazırlanmış. Bence dünya çapında başarılı. Stil ve kaiite olarak İtalyan modasına yakın. Adnan Kaşıkçı, Vali Ayaz'ı ziyaret etti İSTANBUL (a.a.) Milyarder işadamı Adnan Kaşıkçı dün saat 16.50'de özel yatıyla İstanbul'a geldi. Deniz Polisi'nin sıkı koruması altında "Nabila" isimli özel yatıyla Emirgan nhumına yanasan Kaşıkçı, daha sonra esi Lamia ve oğlu Ali ile birlikte güverteye çıkarak kendisini görmek için rıhtımda toplananları selamladı. Ünlü ışadamı Adnan Kaşıkçı, yatında bir süre dinlendikten sonra saat 18.00 sıralarında İstanbul Valisi Nevzat Ayaz'ı makamında ziyaret etti. Kaşıkçı, Istanbul'da bulunacağı sure içinde iş görüşmeleri yapacağını da sözlerine ekledi. Kaşıkçı ayrıca, çok ilginç bulduğunu belirttiği Vilayet Binası hakkında Vali Ayaz'dan bilgi aldı. İşadamı Adnan Kaşıkçı. bugun Kültur ve Turizm Bakanı IIhan Evliyaoglu ve Sanayi Bakanı Mehmet Turgutile görüşmeler yapacak. mışsa ameliyat çok ince bir tz bırakır. Bu iz ilk bakışta kesinlikle göıülmez. Bu yöntemle ameliyat edilmiş kadınlar plajlarda rahatlıkla çıplak memelerle dolaşabilirler." Aslında Avrupalı birçok doktor bu klasik stratejiyi daha büyük tümörler için de uyguluyorlar. İlk önce tümörün boyutlarını küçültebilmek için radioterapi uygulanıyor ve daha sonra tümör alınıyor. Eğer tümör direnirse memenin tümünün alınmasına karar veriliyor. Klasik yöntem savunuculan, büyük meslektaşlarıru daha ikna edebilmiş değil. Bernard Pierquin'e göre, "Şimdilik önemli olan tümörü küçükken keşfetmek. Bu konuda kadınlara çok sey düşüyor." Memede bir "parçacağın" keşfedilmesi halinde yapılması gerekli testler hangileri? "Hastauğın ne olduğuna karar verilebilmesi için bir kliniğe vatmak ve mamografi aldırmak gerekiyor. Daha sonra meme derisinden bir parça alınıp laboratuvarda inceleniyor. Bu inceleme tümör hücrelerinin durumu ve hastalığın muhtemel gidişatı üzerine bilgi edinmemizi sağlıyor." Bernard Pierquin'e göre radioterapi işi oldukça ince bir iş dolayısıyla da bu tür tedaviyi yürütecek eleman işinin ehli biri olmah. DenizlVde tarım işçisi taşıynn minibüs kamyvna çarptı: 9 ölü, 16 ynrah DENİZLİ (Curnburivet Ege Bürosu) Buldan ilçesinde tarım işçisi taşıyan minibüs lastiğinin patlaması uzerine bir kamyona çarptı, 9 kişi öldu 16 kişi ağır yaralandı. Edinilen bilgilere göre dün sabah 06.00 sırasında Guney ilçesinden Buldan'a tarım işçisi taşıyan Osman Akel yönetimindeki 20 DK 572 plakalı minibusün Meydandere yöresinde lastiği patladı. Minibüs karşı yönden gelen Galip Tıg yonetimindeki 20 DH 366 plakalı kamyona çarptı. Kazada 9 kişi oldu, 16 kişi ağır yaralandı. Yaralılar Denizli Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Carol Collins Miles 1.81'lik bcyu ile hemen dikkati çekiyor ve "uzun boy her zaman gi)siye daba i>i adapte olmayı sağlar" diyor. ten sonra yolu açık demektir. Daha sonra kazandığı yıllık gelire göre mankenler de sınıflara ayrılıyor. Ülkemizde 40 yasına gelen manken yaşlı sayılıyor. Avrupa ve Amerika'da böyle bir sınır var mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle