Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 5 EKİM 1983 TELEVtZYON 20.00 Kitap Sanatları1 (Renkli) Hat, Minyatür, Cilı, Ebru, Tezhip konulanm işleyen beş ayrı program halinde yayınlacak olan bu dizinin ilk bölümünün konusu: Hat Sanatı. Programda, hat sanatmdan örnekler gösterilmekte ve ünliı hattaılar tanıtılmaktadır. Ayrıca, yazı çeşitleri, tyi yazmanın özelHklerı, yazıda kullamlan aletler ve bunlann yapımı anlatılıyor. TVde Açık Otururrfu kim yönetse daha iyi ? ÇETİN ÖNER Uzun süreden beri bir tartışmadır gidiyor: Genel Seçimlere katılması kesinleşen üç parti liderinin TV'de yapacaklan Açık Oturum! Halkımız değil ama belli bir kesim, Türkiye'nin bunca sorunu dururken tüm ilgiyi TV'de yapılacak Açık Oturum üstüne yoğunlaştırmakta olağanüstıi ve olağandışı bir çaba gösteriyorlar. Tanışmanın boyutlan bir Bakan ve bir Parti Başkanı'nın karşıiıklı sitemleriyle Basın'a da yansıyacak kadar gelişti. Canlı mı, cansız mı; renkli mi renksiz mi; hazıriıklı mı hazırlıksız mı; danışıklı mı danışıksız mı derken tartışma bu oturumu kimin yöneteceği konusunda yeni bir boyut daha kazandı. Sanki bütün kuşlann sorunlan çözülmüş de bir tek leylek kalmış gibi, asıl sorun Açık Oturum uzerinde değil de bu oturumu kimin yöneteceği konusuna takıldı kaldı. Kimi çevreler oturumu, bir eski TRT çalışanı olan Hıisamettin Çeiebi yönetsîn diye ortaya çıkarlarken, kimileri de bu oturumu ben yöneteyim anlamına gelen başyazılar yazarak TRT yönetimine dilekçe verdiler. Öyle ki, "Açık Otunımlar Nasıl Yönetilmeli" diyerek, bir açık oturumun nasıl yönetileceği konusunda özellikle Basın Yayın Yuksck Okulu öğrencilerine üç derste "Açık Oturum Yöneticiligi" oğretilmeye kalkışıldı. Meğer ne kadar heveslisi varmış bu işin, anlaşılır gibi değil! Ne var ki biz bu hevesliliğin arkasında kimi yerlere kimi amaçlar için gizli dilekçeler verme niteliğindeki bu tutumun, "TRT Yönetimi'ne giden yol Açık Oturum Yöneticiliği'nden geçer" gibi bir çağrışım yaptırdığım söylemek istiyoruz. Öyle ya, yeni demokratik düzende herhalde TRT yönetimi de tepeden tırnağa değişecektir. Şimdiden TRT yönetimine eğilimi olan kimi kişilerin bir yana dizilmesinde yarar vardır. Yeni TRT Yasası bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Gün bu gündür davranalım hele, diye ortaya çıkan, ya da ortaya sürülen isimlere dikkatinizi çekeriz. Bu amaç hangi nedenle olursa olsun ekranlarda sıkça görülen kişilerin, yannın TRT yönetiminde etken görevlere gelecekleri, getirilecekleri ya da gelme heveslisi olduklarını savlamak pek yanlış bir tahmin sayılmamalıdır. Bizce bu açık oturumu yönetecek kişinin, yannın TRT'sinde etkin bir göreve gelmesinde büyük şansı olacaktır. Onun için de seçim titizlikle yapılmalıdır. Peki, kurum içinde bu oturumu yönetecek kimse yok mudur? Ugur Dündar magazıni, Dr. Atilla "Tehlike"yi sevdikleri için bu konuda pek şansları yoktur. Nazmi Kal Türkçeyi Karadeniz, Asaf Demirbaş Arabistan lehçesiyle konuştuklarından aday adayı bile olamazlar. Yine en iyisi Ercan San ağabeyimizdir. Ne var ki, TRT dışı güçler mutlaka TRT dışı bir sunucu konusunda direneceklerdir. Ve bizce sunuculuğa en yakın adaylar başta Hüsamettin Çeiebi olmak üzere, Muammer Yaşar ve Mehmet Barias'tır. Bakalım talih kuşu bu üç adaydan hangisinin başına konacaktır? Bekleyelim, görelim, izleyelim. Yarışma jurilem ve davnlun sesı EŞREF UREN Mevsimin ilk güzel sergisi Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açıldı. Birinci Uluslararası Simavi Karikatur Yanşması Sergisi. Bu güzel sergi hemen hemen hiçbir benzerine nasip olmayan bir ilgi topladı, hıncahınç bir kalabalık izledi sergiyi sabahtan akşama kadar. Serginin tüm bölümlerinde halk kuyruğa girmiş, büyük bir dikkat ve intizamla geziyor, şöyle bir bakıp geçiyordu. Bu, başkent Ankara'da entellektüel bir ortamın oluşmakta olduğunun habercisi, müjdecisidir. Bir de ödüllerin dağıtılışındaki şaşırtıcılık olmasa. Bu konuda tüm otoriteler, sonuç jüri üyelerinin insana şaka ettikleri hissini uyandırıyor, diyorlar. Gerek espri, gerekse icra bakımından daha üstün yapıtlar dururken ödüllerin başkalarına verilmesi yadırganacak nitelikte. Kendi kendime soruyorum, acaba ben mi yanılıyonım, diye. Ama bu kanıda, bu yargıda yalnız değilim; buna seviniyorum... Hasbelkader birçok jüriye katıldım. Bu görev insana kıvanç verir, ayağınız yerden kesilmiş gibi olursunuz. Gel gör ki, içine girince o lâhutilikten eser kalmaz, yerden kesilen ayaklarınız gene yere değmiştir, gene arzisinizdir bütün tatsız yükümlülüğüyle. Davulun sesi kulağınızın zarını patlatmıştır; sadece bir başağrısı kazancınızdır, taıafsızlığımz taraf tutuculuğa dönmüştür, merhaba kör kadı dürilstlüğünuz cumhura uymaktan, politikaya kurban olmuştur. Onun için derim ki iyi jüri yoktur, az fena çok fena jüri vardır. Bu gerçeğin belirli örnekleri, yaşamları boyunca yoksulluk içinde kalan büyük sanatçılardır, ancak bir tek zaman bu anlayışsızlığın tamircisi olmuştur. Basra harap olduktan sonra şimdi düşünüyorum, bu görkemli jüri olmasaydı sonuç daha mı isabetli olurdu, diye! Ama sonra gene düşünüyorum: İyi kötü jüriler bir ölçü hiç olmazsa, bu ölçüyu de kaldınrsak dayanaksız kalırız. Yeni, doğru tartan bir terazi buluncaya kadar, kör topal eskisini kullanacağız çaresiz. 20.30 20.55 21.05 21.15 Haberler Hava Durumu Uykudan Önce TV'de Sinema: Aday (Aynntılı bilgi yandaki sütunlarımtzda.) RADYO TRTI 22.50 Haberler 23.00 Kapanış loru. 12.20 Şarkılar. 12.40 Turküler geçidi. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri.13.30 Şarkılar. 13.45 Bir roman / Bir yazardan hikâyeler. 14.00 Bir albüm. 14.30 Yabancı dil oğrenelim. 15.30 Oda müziği. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Türküler geçidi. 17.00 Olaylann içinden. 17.30 Çeşitli sololar. 18.00 Erzurum Radyosu Türk Halk Muziği Toplulugu. 18 J 0 Bilim dergisi. 18.50 Çocuklar şarkı söyluyor. 19.0001.00 TRT I ile ortak yayın 07.00 Açılış ve program. 07.02 Gune başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Barok müzik. 09.30 Eric Gale çalıyor. 10.00 Hafif muzik dünyasından 11.00 öğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskoteğimizden. 13.00 Konser saati. 14.30Ca? muziği. 15.00 Muzikli dakikalar. 16.00 GUnün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Haftanın topluiuğu. 19.00 Haberler. 19.12 Bir konser. 20.45 Saz eserleri. 21.00 Yeni tını Yeni muzik. 21.45 Halk çalgılarımızdan ezgiler. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00Çarsamba konseri. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. 05.00 Açilış, program ve kısa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Solistlerden birer şarkı. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Gunün içinden. 10.00 Arkası yarın. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Okut radyoiu. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 Öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf muzik. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Okul radyosu. 17.00 Olaylann ıçınden. 17.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Fasıl. 18.50 Hafif müzik ve reklamlar. 19.004)1.00 TRTII ile ortak yayın. 19.00 Haberler. 19.30 Yurttan sesler. 20.00 Köyümüz koylümiız. 20.20 Günümüz bestekâr saz sanatçıları. 20.40 Turkçesözlu hafıf muzik. 21.00 Kısa haberler. 21.02 Radyo tiyatrosu. 22.00 Türküler. 22.20 Kuçük konser. 22.40 Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Gunun haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0005.00 Gece yarısı. 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Turküler ve oyun havalan. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Turk bUyükleri. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 THM toplu programı. 10.40 Kadın veçevresi. 11.00 Kadınlartopluluğu. 11.30 Turkçe sözlü hafif müzik. 11.45 Turküler. 12.00 Dünya folk SAAT 6 OYUNLARI Tevfik Ğeknbe Tiyatrosu bu mevsim " Ö p Babanın Elini" "tşte Talih Buna Derler" ve "Karaıiı Kâmil" adlı oyunlann yanı sıra salı. perşembe ve cuma giinleri Saat Altı Oyunlan' nı baslatacak. Ti>atro, Saat Altı Oyunları'nda genel çizgisinin dışında bir tutum izlevecek. Tevfik Gelenbe Tiyatrosu, bu yıl aynca aralık ayından başlayarak Çocuk Tiyatrosu'nu gündeme getirecek. TRT III Tevfik Gelenbe: Tiyatrolara yardıma biçim olarak karşıyız Kültür Servisi özel tiyatrolara yapılan devlet yardımını alamayan bir başka tiyatro da Tevfik Gelenbe Tiyatrosu... Alamadıklan devlet yardımı konusundaki görüşlerini bu kez Tevfik Gelenbe'den ahyoruz. "Yıllardan beri ilk kez 'Tiyatro Kavramım' ilgilenmeye değer bulan devlete minnet borçluyuz" diyor Gelenbe ve şöyle sürdürüyor konuşmasını: "Ancak yardıraın prensip olarak yanında olmakla beraber şekil olarak hep karşısında olduk. Çiinkii böylesine kırgınlıklara neden olacagını biliyorduk." Tevfik Gelenbe, İS. tiyatro yılına başlayacağını belirterek şoyle diyor: "14 yıldır tstanbul gibi bir kentte tek gün bile perdemizi kapamadan tiyatro yaptık. Her dddi kuruluş gibi SSK'ya bir kuruş borcumuz kalmadan ve bir tek yıl bile zarar gostermeden vergimizi ödedik. Geçen 14 yıl içinde dokuz kez büyük yurtiçi turnesi yapıp, yardıma hak kazanmış nice tiyatro sahibinin ve de 'Degerlendirme Kurulu'nda özel tiyatro temsilcisi olarak bulunan sayın bayın, haritada 'lşte' diye yerini gösteremeyecegi, Doğu Beyazıt, Göle, Şavşat'a tiyatro götürduk. Yıllardır bir 'Tiyatro Yasası' dedik, olmadı. Bilmem bilirmisiniz? Tiyatromuzda çalışan ve hepsi birer saygıdeger hanımefendi olan tüm kadın oyuncu arkadaşlanmdan Anadolu turnelerinde 'Pavyon Artisti' gibi çalışma vesikası isterler. Bunu olsun gideremedik, tam elli yıldır hem de... Madem yardımın bu şekli uygun görüldü, ona da peki... O zaman bu ayrıcalıklann nedeni ne?" Son beş yıldır tstanbul tiyatrolan içinde koltuk sayısına göre en iyi iş yapan altı tiyatrodan biri olduklarını, yine altı yıldan beri hiçbir finansman grubuna ve bankaya sırtlarım dayamadan "Çocuk Tiyatrosu" yaptıklarını söyleyen Tevfik Gelenbe sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bütün bunlara ragmen, yardım alamayınca, acaba oynadığım tiyatro türü raü sevimsiz geliyor aydınlara, diye düşünüjorum. Ama bunu oynayan yalnız biz değiliz ki... Şehir tiyatroları bile her yıl bir "Feydeau çeki>or. İyi sergileyemediğimizi söylüyorlarsa, açıklayalım: Sayın kurul üyelerinden bir teki bile tenezzül edip 'Yahu bu adam burada ne yapıyor?' diye gelip seyretmedi ki. Nasıl ve neye gore yardım vermediler ya da verdiler? Ama olsun. Tüm bunlann dışında tiyatroya, 'Tiyatro Olgusuna' yardım yapılıyor ya. Ben almışım, arkadaslanm almış, ne farkeder?" TRT II İTÜ Deneme Yayını 19.00 Açılış ve program. 19.01 Hafif müzik. 19.50 MILLÖCKER: Yoksul öfrenci Opereti (3 Perde)... Solistler ve A. Paulik yön. Viyana Halk Operası Ork. 21.30 Hava raporu, ertesi gunün programı ve kapanış. TV'de Sinema Seçime bîr ay kala bir politik fîlm daha Aday (The Candidate) / Yönetmen: Michael Ritchie / Oyuncular: Robert Redford, Peter Boyle, Don Porter, Allen Garfield, Melvyn Douglas, Karen Carlson / 1972 yapımı / 105 dakika. Genç ve dürüst bir Kaliforniyalı avukat, senatör olması için çevresinden gelen baskılara boyun eğerek adaylığını koyar. Ancak bunun kolay olmadığmı görür: Bir yandan kansıyla ilişkileri bozulurken, öbür yandan inanmadığı şeyleri söylemek ve savunmak zorunda kaldığını anlayacaktır... TRT'mizin yaklaşan seçimlere ilgiyi artırmak için ust üste programladığı "politik filmler"den bir diğeri... "Bay Smith VVashington'a Gidiyor" ve " E n İyi Adam"ın tersine, bu kez ilk kez gösterilen, üstelik ülkemizde de oynamamış olan bir filmi izleyeceğiz. "Aday", Jeremy Larner'in (Oscar'a aday olan) özgün senaryosılndan alınmış. 70'lerde ilgi çekmeye baslayan Michael Ritchie'nin yönetimiyle dikkati çeken bir film.. Tüm benzer Amerikan filmlerinin yaptığı gibi, Amerikan siyasal yaşamını belli ölçüde eleştiren, yanlış ve bozuk işleyen yönlerini sergileyen bir yapısı var. Bu tür fılmlerin Amerikan sistemi için akıllı bir 'supap' işlevi gördüğü, Amerikan demokrasisi üstüne biraz aldatıcı ve iyimser bir görüntü yarattığı gerçek. Ama acaba hangi ülkede sistemin bu denli de olsa eleştirilmesine ve yanlışlıkların sergiIenmesine olanak var diye sormak da gerekir. Fransa'da mı? Almanya'da mı? Yoksa bizde mi? "Aday" Amerikalılar'ın çok ustaca becerdiği gibi, siyasal bir konuya bir gösteri filminin gerilimini ve kıvTaklığını kazandıran, seyirciyi de siyaset konusunda düşünmeye iten bir film. TRTnin bu dönemde bu tür filmleri üst üste göstermesi ise, sonuç olarak kuşkusuz olumlu bir davranış. Geçen yıl ölen ünlü oyuncu Mehyn Douglas'ı yaşIı bir senatörü çizdiği nefis bir kompozisyonda izleyeceğiniz "Aday"ı kaçırmayın... Hem iyi vakit geçirir, hem de 'havaya girersiniz'! BULMACA "Cumhuriyet Dönemi Türkiye" ansiklopedisi ynyınlanmaya başlıyor İSTANBLL(THA) İlk ihtisas ansiklopedisi olan "Cumhuriyet Dönemi Türkiye" ansiklopedisinin birinci fasikülu 10 ekim pazartesi günü yayınlanacak. 'Cumhuriyet Dönemi Türkiye" ansiklopedisini yayınlayacak îletişim Yayınları Genel Koordinatörü Bülent Özükan, çalışmaların üç yıldır surdurüldüğünü belirterek, "Ansiklopedide, Cumhuriyetin 60 yıllık süreci uzmanlarca çok değişik konularda incelenmektedir. İlk 60 yılı kapsamasına ragmen, bu yayım bir tarih ansiklopedisi olarak nitelendirilemez" dedi. Ansiklopedide sanayi, ticaret, spor, sinema, müzik, tiyatro, edebiyat, siyasi partiler, dernekler gibi konuların yer aldığını vurgulayan Özükan şunları söyledi: "Ansiklopedide, Cumhuriyet insanı ve kunımlan inceleniyor. Toplumun ait ve üst kurumlanndan kesitler veriliyor. Ansiklopedinin tamamı iki yıida bitecek." GENÇ VE DÜRÜST AVUKAT Robert Redford, bu gece ekrana gelecek Michael Ritchie'nin "Aday" adlı filminde genç ve dürüst bir Kaliforniyalı avukatı canlandınyor. SOLDAN SAGA 1/ Japonlarda karnmı bıçakla deşmek yoluyla kendini oldürme. 2/ Okyanusların çok derin kısmı... Ödunç verme. 3/ Orta Afrika'da buyuk baş hayvanlarda görülen ve bir parazitin meydana getirdiği uyku hastalığı... Asker. 4/ Uzak... Ziyarelçi. 5/ Su... Akdeniz'de küçük bir ada. 6/ Bir çeşit yabanmersini... Bir nota. 7/ Kamu işlerinin yurutuldüğü büyük yapı. 8/ Italya'da bir şehir... Zeybek. 9/ Teoloji. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ İlkbaharda güzel kokulu çıçekler açan bir sus bitkisi. 2/ Kafkasya'da, Aras nehrinin kollanndan olan bir akarsu... Bir nota. 3/ Sovyetler Birügi'nde bir sehir... Heykelcik, put. 4/ Askerler... Bir nota. 5/Bir şeyin doğru olduğunu belirt mek için yapılan işaret. 6/ Uyarma... Ayak. 7/ Eski bir tanrı... Birli... Oy. 8/ Kalıtımla geçen... Gönu) şenliği. 9/ Döl. DÜŞ EKMEĞİ 15 " H e p beklemiştim seni" "Sen beni değil o mebusun kızını bekliyordun, bırak" dedi "Beni de o sandın galiba" Yine de yakınmıyordu. Belliydi aylardır onun da yalnız olduğu. Büyükbabam ne yapıyordu acaba? Yetmişini asmış bir yaşlı kişi. Gençliği hızlı mı hızlı geçmiş olsa da. Yemekte görürdüm, arada bir arkasına vuruyordu avucuyla, şakadan, beni çocuk sayarak. Ya da acayip bir bakışla bakardı o otuz beşindeki genç tombul kadına... Uzun zaman yetmişindeki adamla otuz beşindeki genç kadın arasında cinsel bir ilişki kuramamıştım. Olsa olsa okşar, öper falan fılan!. Nasıl sormalı? Sormadım. Sabah da oluyor muydu ne? Kaç saat geçti burda. Ruzgar durmuş, galiba yağmur vuruyor cama, tıp tıp. "Haydi şimdi uyu, sabaha bir şey kalmadj" dedi. Kapıyı kiliılemiş. A a a k çıtırdıyla actı, merdivenden indiğini duydum. Pantuflalarıyla eze eze eskimiş basamaklan. Belki de doğru dedemin yatağına gider, koynuna girer. Kalktım, pencereye doğru yüriidüm. Bahçeye baktım. Çam ağaçlarma, uzaktaki Marmara'ya, adaiara. Bir dönüm noktası işte. Önceden konmuş bir durak yolumun üstüne. Biliyordum, bekliyordum. Herşeyi bilmek, beklemek. Yaş on yedi, herşey tamam. Yaşamın gizi kalmamış. Niye yaşamah daha? Seviler için mi? Yazmak, yaratmak, yepyeni şeyler duymak için mi? Bir anlam arayıp bulmak... Babam öldüğünde de burda bir kaç gece geçirmiştim. tlkokul son sınıftaydım o sırada. Evde cenaze vardı, büyükbabam gelmiş beni almış koşke getirmişti. O zamanIar bir akrabasıyla birlikteydi. Bir doktor ve eşi. Vali emeklisi jaylığı zor yetiyordu. Hasta kansını iyileştirmek için nesi varIsa satnuştı. Köşkün yarısı da hep kiradaydı, altta iki oda bir salon ve üst katta iki odayı kendine ayırmıştı. Üst katta elektrik yoktu. İlk gece bir mumla başbasa kaldım burda. Mum bir sönerse öleceğimi sanmıştım. Ruzgar, yağmur, fırtına vardı aksi gibi. Babam bir gün önce ölmüş Şişli'deki hastahanede. Annemi evde bırakrruştım yalnız başına. Bıraktırmışlardı, çocuk ortalarda sürünmesin, üzülmesin demişti buyukbabam. Bir tramvaya binmiştik Saraçhane'den, Eminönünde inmiştik. Bir muhallebiciye girmiştik, bir tavukgöğsu yedirmişti bana. Sonra vapur. Sonra tren. Sonra atlı araba. Bir bir dirildi hepsi, birden. Zaman garip bir şey. Her şey anı mı olur? Ya yitip gidenler, belleğin derinliğinde yok olanlar? Bir gün onlar da kendini duyurur mu? Şimdi hatırlamadıklarım? Bellek, bilinçaltı, saklar saklar, en umulmadık bir anda döküverir hepsini, püsküruverir nesi var nesi yoksa... Şükran odasına gitmiştir. Belki de buyükbabamm yatağına. Hiç sigara içmiyorum, daha doğrusu arada bir biri verirse içiyorum, içer gibi yapıyorum. Ama şimdi bir sigara içmeliyim. Püfür püfür uçmalı dumanlar odada. Sonra pencereyi acıp geceyansının rüzgarını tatmalıyım. Yatak hâlâ sıcak. Şükran'ın tombul gövdesinin izi mi bu? Bu iz ne kadar sürer. Yenileri nasıl eklenir? Bir daha gelecek mi odama? Gelecek, iyice biliyorum, yann obur gün, gelecekte saklı nice zaman parçalarında Şükran olacak, Şükran gibiler olacak... Mutlu muyum? Bilmiyorum. Doygunluk bu mudur? Boşaima dedikleri? Hanî gidip o Beyoğlu'nun ünlü arka sokağında üç beş dakikada yapıp bitirdikleri? Anlatsam arkadaşlarıma ne derler? Hayran hayran mı dinlerler? Yoksa inanmazlar mı? 'Hadi hadi, atma" mı derler? Kendine saklamalı kişi boyle yaşantıları. OKTAY AKBAL bir saat dikilip kalan çocuklar. Cezaymış, duvara dön yüzünü dur, saatlerce. Ya da bir kitabı kopye et defterine sayfalarca. Bir de Jozef canlanır. Alaycı bakışlan, çelme atan ayaklarıyla. Öldü dediler, bir zamanlar Beyazıt'ta, Çarşıkapı'da rastlardım ona. Bir sobacırun yanında çalışırdı. İlkokulu bile bitirememiş. Şu mart geceyansında, ya da sabahın ilk saatlerinde, yaşamımın ilginç bir anında nerden çıkıp gelir bir takım gereksiz anılar? Yarın okul yok. Bir sevinç doluyor. Ne yapmalı? Burdan yürüye yürüye gitmeli, asfalt boyunca. Önce istasyondaki köşke uğramalı, daha doğrusu koca kapıdan bir bakmalı. Nasıl olsa okuldadır. Beklemeli istasyon kahvesinde saat dördü. Kitap okuyarak, bir öykü, bir şiir yazmaya çalışarak. Ama sabah kahvaltı da ne olacak? Nasıl bakacağım Şükran hanıma, o nasıl bakacak? Geceyansındaki suç ortaklığımızı anımsatacak bir şeyler yapar mı? Geçip giderken elimi tutar mı, bir yerimi sıkar mı? Pişman mıyım yoksa? Büyükbabamın hizmetçisi, ya da kadını, neyse ne. Nasıl oldu, nasıl yaptım? Unutmak, sümek istiyorum geçen saatleri. Yaşamamak olanaksız, yaşamadım saymak olanaksız. Oldu, bitti, geçti. GAYRIMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI SİLİVRİ İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1978/193 Tal. Hacizli olup Silivri Pirimehmetpasa Mahallesi Jskele Caddesi ve Dede mevkiinde kaın olup tapunun 16 kutbk 1550 sahife 34 ada 13 parsel numarasiyle 117,15 m ; miktarlı arsa olarak kayıtlı bulunan gayrımenkulde: 50/700 arsa paylı 1 nolu bağımsız bölüm, zemın kat I nolu dukkanın irtifaklı 20/700 hissesi ile 100/700 arsa paylı 4 nolu bağımsız bölum ikincı kat 4 nolu meskenin irtifaklı 40/700 hissesi açık artırma sureti ile satılacaktır. GAYRIMENKULÜN DURUMU: Gaynmenkul Silivri Pirimehmetpaşa Mahallesi Iskele Caddesi Dede Sokak kavşağında bulunmaktadır. 117.15 m ! aianındaki bu yerin tamamına 1 zemin 6 normal kat olmak üzere 7 katlı betonarmekarkas ınşaat natamam durumdadır. GAYR1MENKULÜN DURUMU: 50/700 arsa paylı zemin kat 2 nolu dükkanın borçlulara ait irtifaklı 20/700 hisseye lOO.OOOrTL. 100/700 arsa paylı ikinci kat 4 nolu meskenin borçlulara ait irtifaklı 40/700 hisseye 180.000.TL. değer bilirkişi tarafından taktir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış Silivri lcra Dairesi'nde 12/10/1983 günü saat 14.00 ile 14.20 arasında 50/700 arsa paylı zemin kat 1 nolu dükkanın 20/700 hissesi, saat 14.30 İle 14.50 arasında 100/700 arsa paylı ikinci kat 4 nolu meskenin irtifaklı 40/700 hissesi açık artırma sureti ile satılacaktır. Gayrımenkullerin en çok bedel teklif edene ihalesi yapılacaktır. 2 İhaleye iştirak edeceklerin muhammen bedelin %10'u nisbetınde pey akçesi veya mılli bir bankanın teminat mektubunu yatırmaları gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Ihale damga pulu ve dellaliye resmi ve tapu harç ve masrafları satın alana ait olup birikmiş vergiler ihale bedelinden odenir. 3 Satış şartnamesi herkesin görebilmesi için dairede açık olup satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmuş ve münderecatını aynen kabul etmiş sayılacakları ısteyenlere masrafı verildiğinde bir orneğinin gönderilebileceği fazla bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 1978/192 talimat sayılı dosya numarası ile memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. 23/9/1983. B10462 İsviçre'deki sergide Türk çizerleri de yer alacak Kültür Servisi İsviçre'nin Basel kentindeki Sammlung Karikatür Müzesi'nin düzenlediği Uluslararası Karikatur Sergisi 5 kasım 1983 tarihinde açılacak. Sergide Türk çizerlerinin yapıtları da yer alacak. Basel kentindeki sergi, 27 ülkeden çağdas çizerlerin özgün yapıtlanndan oluşacak. Müzenin kolleksiyonundaki 1000'den fazla karikatur arasından seçilerek sergilenecek yapıtlar, karikatur sanatının tipik ve uluslararası özelliklerini ortaya koyacak. İsviçre'nin Basel kentindeki Sammlung Karikatur Müzesi, her yıl birçok ülkenin çizerleriyle bağ kurarak karikatürlerini satın alıyor. Ancak, bunlann karikatürlerinin ilk çizimleri olması şart koşuluyor. Kolleksiyonunda Ali Ulvi, Semih Balcıoglu, Ferit Öngören, Öznur Kalender, Mahmut Karatoprak, Tan Oral, Tonguç Yaşar, Nehar Tüblek ve Turhan Selçuk gibi Türk çizerlerinin yapıtlarının da bulunduğu özel müze, ziyaretçilere "iyi bir kahkahanın sağlıklı bir şey olduğunu" anımsatmayı ve karikatürün gerçek bir sanat dalı olduğunu göstermeyi amaçhyor. Ozdemir Nutkıı'nun iki yeni yapıtı yayınlandı Kültür Servisi Dokuz Eylül Üniversitesi Guzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Göruntü Sanatları Bölümu Başkanı Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun "Dram Sanatı" ve "Gösterim Terimleri Sözlügü" adl; iki yapıtı geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Nutku'nun, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları arasında çıkan "Dram Sanatı" adlı kitabı, bir tiyatroya Başlangıç kitabı niteliğinde. Tiyatro Nedir, Dram Sanatı nda DörtTemel Tür, Dram Sanatında Ait Türler, Dram Sanatında Bellibaşlı Akımlar ve Dram Sanatı Tekniği başlıklannı taşıyan beş bölümden oluşan yapıt. dram sanatının temel bilgilerine iüşkin konulan açık seçik ve sistemli bir biçimde ele alıyor. Prof. Dr. Nutku'nun "Gösterim Terimleri Sözlügü" ise Türk Dil Kurumu'nca yayınlandı. 2700'ü aşkın maddenin yeraldığı sözlükte özellikle sahne tekniği terirnlerinin Almanca, Fransızca, İngilizce ve İtalyanca karşılıkları da veriliyor. Eski terimler dizininde de, Osmanhca sözcüklerin Türkçeleri gösteriliyor. Yıilarca duyurmamalı bir başkasına. Bahçe karanlık. Merdivenlerden inip ağaçlar altında dolaşmalı. Yağmur da ruzgar da olsa. Yarın okula gidemeyeceğim. Burdan yetişemem ki. Annem bir mazeret mektubu yazar Ali beye. 'Oğlum rahatsızdı, gelemed i " diye. Bir gün bir gündür. Hiç sevmiyorum okulu, öğretmenleri, öğrencileri. Ta ilkokui günlerine gider bu. Kumkapı'daki Fransız okulunun kapısı, avlusu, yemekhanesi gözümun önüne gelir. Upuzun, ytiksek tuğla duvar. Mıhlanmış gibi Bir gece daha kalsam, yine olur. Ben de alıştım, Şükran hanım da alıştı. Pencereyi açıyorum, yağmur damlaları çarpıyor yüzüme. Oh serinlik, tazelik. Sabahın ilk esintileri. Yatmah, bir iki saat uyumalı... Bir kapı açıldı derken. Bir kapı daha. lç içe kapılar. Hiç bir şey çıkmadı. Bir el beni itti bir koridora. Yürü yurii yurü. Sonra bir oda. Karanlık, sonra aydınlık. Şimşekler çakıp sonercesine. tnsanlar var, yüzler. Tanıyorum, ama kimler bilmiyorum. İngilizce ders verilir. Tel: 5286456 OKTAY. • İ.T.Ü. memur ve A.Ö.F. öğrenci kimliğimi kaybettim. Hüküm SÜRECEK süzdür. LALE BlNtCt.