Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER deyımleri bu ıdı. Heybeh'de hele bır Kuyubaşı mahallesi \ardı, çocuklugumuzda, gençligımizde bizlere oradan geçraek yasaktı. Kuyubaşı ustu piyasada Rum kıbarları ve zengınleri otururdu. Kendroslar, Papayaniler, Mavromatıler, Kozmetolar gibi. Evleri de kıbarca ışlerdi. Turkler de yamaçlardaki koşklerde otunırlar, Rumlann neşeli çılgınlıklanna arada hot derierdi. Size o yazıyı yazan şahıs Adalara sonradan gelenlerdendir; çunku "Sayın Bay Melıh Cevdet, Rumlann kendi nitekmelerini, Heybelıada ısımli, Nejat Gu adlandırmalarım tadırgamış. leıfjn o guzel kitabını okumanı Şimdı Adalar hele Heybelı o kaza çok sevindim. 30 Eylul tarıh dar degıştı kı, bu ınsan, bugunli jazınızı da okudum. 14 Eylul ku hali ıle o adlan yadırgamış. tarihli DuydukGorduk sııtu Rumlann kibar bayanları bıle nunda sizleri tenkit (hatta biraz aralannda birbirlerine "Putanada tehdıt mi desem) eden He> mu" derlerdi. Biz gençler de mebeli hakkındaki yazıyı da oku rakla bu sozcugun anlamını ogdum. renırdık. Size vazan bunlan nerden bilecek! Adanın Turk sakınBen 70 yaşında, Heybeti'de lennın erkeklen de kaçamak çok dogmuş buyumuş, okumuş, Hu keyiflenırleıdi.Hele (Nur ıçinde seyin Rahmı'lerı. Ahmel Ra yatsın) Ahmel Rasim bey, Husım'leri, hatta adadakı Rum yos se\in Rahmi bey ve can arkadaşmalanna Burgaz'dan sandalla ları Hulusı bey, her akşam ustu gelen Sait Faik'i de iyi tanınm. vapurdan çıkınca mumlu fenerHeybeli'yi ve otekı adalan, içle lerinı, aydınlık bile olsa yakarrinde doğup buyuyup, reçıne ve lar ve oyle korunarak tepedeki yosun kokusu ile juvarlanan bı evlerine gideıierdi. lir. Bay Nejat gibı. ama o daha genç. Ya biz yetmişlikler! Burgaz, hatta Buyukada'dan bile sandalla keyifienmeye gelen Rumlann Adalar hakkındaki hurıyet'te de konuğum, dunyada da Ne kadar sureceğını bılemem elbet bu konuklukların. "Adalılar", anlaşılan, benı bu seferlık bağışladılar, ama sorumsuzlukta dıretırsem, şıkâyetlerını gerçekleştıreceklerdır Ne yapayım kı, gene o konuya donmek zorundayım bugun de "Duyduk Gorduk"tekı yazıyı okuyan bır okurumuz. emeklı A Bılen, gönderdığı mektupta şoyle dıyorçoktu Heybeli'ye. Heybeli bu ıdi gun agarıncaya kadar. An o yazıyı yazanı tanıyabilseydim daha neler anlatırdım. O insan senelerce once Rumlann Adalara ne adlar taktıklan ile ugrasacagına, tepelerde kışlık odun ıçin yıkılan çamlan takibetse >a! Ama Ada'da en ufak hırsıziık olmazdı eskıden, yalnız geceleri bahçelerden meyve çalmak herkesin hakkı idi. Burgaz'a gelince, kazara sandalınızı yanaştınp bakkaldan kıbrıt veya bir şey almaya gıttigınız zaman, dondugunuzde ya kureginız, ya karpit lâmbanız, hatta ıskarmozlarınız gitmiş olurdu. Nejat Gulen, bır adalı olarak HeybeliŞi o kadar guzel ıncelemiş ki, size bu tenkıdı yazan insan oranın bu kadar ıncelıklerını bilmiyordur belkr* de. Başınızı ağrıttım, ozur diferım, ama bır Adalı olarak çok uzuldum o tenkit yazısına. Ab Nejat bey gıbiler doğup buyudukleri yerien boyle incelikle anlatabilseler, hem tanır, hem korurduk. Affedin gevezeliğimi, yaşlılık ve Adalar sevdası." işte başka bır eskı Adah'nın mektubu da bu. Adalar ustune bılgı edınmek ıstıyorsak, yazılanları önyargısız okumalıyız Bıze bu olanağı sağlayanlara gazete elbette yardımcı olur Tazelenen Bir Koııu MELİH CEVDET ANDAY 30 Eylul tarıhınde bu sutunda çikan "HeybdiadaKapalıkutu" başlıklı yazımda, Sayın Nejat Gulen'ın "Heybeliada" başlıklı kıtabından soz açmış ve bu kıtapta bulunan Adalar ustune bir Rutnca tekerlemeyı Turkçesı ıle bırlikte yazıma almıştım. Bunun uzerıne ımzasız bir mektup geldı gazete adresıme, tam ımzasız değıl de "Adalılar" ımzah, o tekerlemeyı yazdığım ıçın ayıplıyorlardı benı, "Sarhoşken >azdığını ayıldıktan sonra bir daha oku, voksa Nadır \adi beye şıkâyet etmek zonında kalacağız" dıyorlardı Başyazarımız o gunler Ankara'da olduğu ıçın, mektubu Aydın Emeç'e bıraktım, o da "Mehh Cevdet'in Heybeliadalılarla başı dertte" başlığı ıle "Duyduk Gorduk"te yayımladı Nadır Nadı be> de belkı yolda okumuştur Once şu "sarhoşken" sozu uzerınde durayım Sarhoşken yazı yazılmaz, en azından ben yazamam, çunku o durumda kafamdakılenn kanşması, kımı adları unutmam olasılığı vardır Neden öylesı sıkıntüara gırmeb! Sonra da benım yasım, sarhoş çalışıp yoruluyor, biraz anlayışolacak denlı ıçmeye hıç de elve lı olunuz" dıyerek uyardığı da nşlı değıl Dahası var, ben ıçkı olur. En ıyı mudur, ıkı yanı da lâfını, ıçkı ıçmekten daha çok se ıdare eden adamdır verım Gerçı, o lâf, sonunda ıçAma daha çoğaltabıleceğımız kıyı de getırır, ama bunun ıçm bu orneklerın hıç bırı, bir gazesağlıklı olmak gerekır. Bende ıse te ıçın geçerlı değıldır. Gazeteleryuksek tansıyon var, şekenm de de çalışanlar, çalıştıklan gazeteçıktı son aylarda. . Kısacası, dık nın genel polıtıkası ıçınde ozgurkath olmam gerekıyor. Keşke durler Bu ozgurlıik, bu guven sağlığımız hep elvenşlı kalsa da, olmasa, gunluk gazete çıkarılaolçu>Ti kaçırmamak koşulu ıle mazdı Devlet daırelermde her son gune dek ondan yoksun kal gun aynı ış yapıldığı halde, gamasak, uygarlığın gereğıdır. zetelerde yapılan ış her gun deYahya Kemal ne demıştı. ğışır, her gun yenı konular çıkar Cananla beyle son gunn ev onaya ve bu durum, çalışanlara sorumluluk yukler Bu bamevtsendeyiz. Nadır Nadi beye şıkâyet ko kımdan onlan "mudureşikâyelnusuna gelınce .. Anladığıma le" korkutmaya kalkmak boşugöre, kımı okur gazeteyı devlet na olur Bir daırede, hıç bır badaıresı ıle karıştırmaktadır Hal şarı hevesıne kapılmadan sessız kımızda, memuru mudürune şı sessız gunlerını dolduran bır mekâyet etme huyu vardır ya, on mur duşunulebılır, ama bır gazete her gun sınavdan geçen bır dan kalma bir ahşkanhk olacak Gerçı şıkâyetı dmleyen mudur, adamdır Ozdenetımdır onu yoşıkâyet edılen memuru cezalan neten dırmaya kalkmaz, olsa olsa kuBunları sadece gazetecılığın ne lağını buker bıraz, "İş sahıple olduğunu anlatmak ıçın yazıyorine karşı biraz daha yumuşak rum, yoksa ben Cumhurıyet gadavranın" der, hatta ış sahıbını, zetesının kadrosunda değılım, "Memur da insandur, butun gun konuk yazar sayılabılırım Cum PENCERE 28 EKIM 1983 CumhuriyetJn Demokratik Içeriği Yunus Nadı 29 ekım 1924 gunlu başyazısında Cumhurıyetın ılanı konusunda şunları yazıyordu " Gerçekte Cumhunyet, Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı'nın ılk oturumunu yaparak ulusun yazgısına el koyduğu 23 Nısan 1920 tanhlı toplantısında kurulmuştu " Gazetemızın kurucusunun bu fıkrını daha sonrakı yıldönumlerınde yıneledığını yann "60 Yıl" ekımızde gorebılırsınız Nitekım Yunus Nadı 29 Ekım 1925 gunu yayınlanan başyazısında savını bır kez daha vurgulayarak şoyle der " Anayasa Komısyonu Başkanı olarak uç yıl önce bugun Cumhurıyet'ı ılan eden değışıklığı sunmak ıçın Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı kursusune cıktığım zaman "Vfenı bır şey yapmıyoruz, uç yıldan ben yaşadığımız yonetım btçımının adını söyleyeceğız Uluslararası dılde bu turtü yonetımın adına Cumhunyet derler, ışte biz de bugun bunu söyleyeceğız. Yönetjmımızın adı Cumhunyeftır arkadaşlar'" * 1920 yılında Osmanlı devietı Istanbul'da Padışahm sarayında can cekışırken Anadolu'da yenı bır devlet doğmuştu Bır devrımdı gerçekleşen, ama, acaba Ankara'dakı Buyuk Mıllet Meclısı'nın "kurucu" nıtelığını uyelerınden kaç kışı bılıyordu? Ulusal bır devrımın boyutlarını algılamak kolay mıydı? Çoğu kışı tarıhı tarıh kıtaplarında okuduğunda bıle anlayamaz, kımılerı de tarıhın ıçınle tarıhı yaşadığını bılır Tarıhı anlamak, ınsanın cağını anlamasıyla eşanlamlıdır. Bunun ıçındır kı devietı, padışahı, halıfeyı kurtarmaK ıcın çalıştığını sanan çoğu Bırıncı Meclıs üyesını eleştıremeyız, onlar yurtsever kışılerdı, ozverıyle ortaya atılmışlar, başlangıç ve so , nuçlannı lyıce saptayamadıkları, belkı ıçın ıcın sezdıklerı bırdavaya baş koymuşlardı Gerçekte Buyuk Mıllet Meclısı ne padışahı, ne halıfeyı, ne devietı kurtarmak ıcın kurulmuştu Kımı bıldırılerınde belkı soyut sözlerle bu amaç dıle getınlıyordu, ama, Bırıncı Buyuk Mıllet Meclısı, devietı kurtarmak ıçın değıl yenı bır devlet kurmak ıçın kurulmuştu • Cumhurıyet, bır anlamda demokrası demektır Ne var kı cumhunyet ve demokrası gıbı kavramlar, zamana ve yere gore değısık bıçımde kullanılırlar Cumhurıyet sozcuğunun demokratik anlamından soyutlanarak salt monarsık rejımlenn karşıtı gıbı ele alındığına cok raslamaktayız Bugun Guney Amerıka dıktalarının coğunda devletın adı cumhurıyettır, sosyalıst ulkelerın çoğunda cumhurıyet sozcuğu benımsenmıştır, çağımızda bunlara ek olarak Islam cumhurıyetlen de oluşmuştur Buna karşın Batı Avrupa'dakı demokrasılerın cğunda devletın adı krallıkla vurgulanır Turkıye Cumhurıyetı kanlı bır devrımle kurulmuş ve demokrasıyı amaçlamıştır Uygarlık tatıhınde bınlerce yıl surecınde oluşabılen vıcdan ozgurluğunu cumhurıyetın ılk aşamasında devlet ve toplum yaşamının eksenı yapmak demokratik ozgurluklerın temelını atmak demektır Kadın haklarmı gundeme getırmek yarısı kole gıbı yasayan bır toplumda ınsan eşıtlığı ve ozgurluğu yolunda buyuk demokratik atılımdır Rahatca söyleyebılırız kı 19'uncu yuzyıldan ben Turkıye tarıhınde en buyuk demokratik devrım aşaması tek partılı Ataturk curnhurıyetmde yaşanmıstır Oğretım bırlığını şıar edınerek laık eğıtıme gecmek bıle tarıhsel kapsam ıçınde demokrat ve çağdaş ınsanın yetısmesı ıçın vazgeçılmez koşu'du Kımı tek partılı rejımlerın demokratik bır ıcerığı vardır, kımı cok partılı rejımlerde demokrası bır goruntudur Tarıhsel bılınçle donanmış ve cağını anlamıs kısı bu ayrımı yapabılır, Ataturk Cumhurıyetı'nın demokratik ozunu kavrayabılır ARADA BİR AHMET COŞAR Yargıtay 1. Daıre Başkanı SAGLIK Cumhuriyet'in 60. Yılı Bugun Cumhurıyet Bayramı başlıyor 60 yılını kutluyoruz Cumhuriyet'in Turkün Turkluğün en buyük bayramı Turk olmanın gururu, Bağımsız Türkıye Cumhurıyetı Devletı'nın ozgur yurrtaşları olmanın ovuncu, sevıncı. coşkusu ve umutları ıçınde "60 yıl oldu Cumhurıyet kurulalı" demek, dıle kolay Nereden başlamışız, nereden kalkmışız altmışıncı yıla gelmek ıçın 7 Şöyle bir arkamıza dönüp baktığımızda neler gormuyoruz kı Dıştan ıçten nıce acımasız düşmanlar, düsmanlıklar Kımı amansız haınler, haınlıkler Bıtmez tukenmez kostekçıler, kösteklemeler Kurtuluş Savaşı'na gırıştığınde, Mustafa Kemal'ın çıkış noktası Tam bağımsızlıktır Tek bir karar vardı gızınde Ulus egemenlığıne dayanan tam bağımsız yenı bir Turk devietı kurmak1 Boylece, ızlencesının (programının) ılk öğesını ortaya koymuş oluyordu Bu tam bağımsızlık, yalnızca sıyasal değıl, ekonomıden kulture değın her alanda bağımsızlığın eksıksız oımasını amaç edınen bir ılke ıdı Yenı bir Turkıye doğacaktı Sınırları Ulusal And (MısakI Mıllı) ıle çızılmıştır Ulusça, kadın erkek yaslı genç, çoluk çocuk demeden dışe dış doğuştük Tarıhın yazmadığı tanık olmadığı ulusal bir Kurtuluş Savaşı verdık Yaşlanmış bir ımparatorluğun yıkıntılan ıçınden, çokuntulerı arasından bir yenıden doğuş yarattığımızı, genç bir Cumhurıyet, onurlu bir devlet kurduğumuzu gordu dunya Yalnız kendı kurtuluşumuzu, bağımsızhğımızı ve ozgurluğumuzu sağlamakla kalmamış, doğunun tum tutsak ve mazlum uluslanna da ornek olmuştuk Turku boğmanın, Turkluğu yok etmenın ıstenk duşlenne kapılmış "yedı düvel" hazmedemezdı bu yenılgıyı O nedenledır kı, Turkü savaş meydanlarında yenememenın ofkesıyle yanıp tutuşan, Mustafa Kemal gerçeğını ve gucunu ıçıne bırturlu sındıremeyen "yedı duvel", Turk duşmanlığı ıle unlu, ternsılcısı LORD CURZON'un ağzından, LOZAN da, "yakında bu devlet çöker", "yıne bıze avuç açar, eşığımıze gelır kapımızı calar, o zaman yıne uşüşuruz başına" umudunu dıle getırıyordu Kurtuluş Savaşı'nın genc komutanı Turk delegasyonu Başkanı Ismet Paşa'dan "egemenlık", "bağımsızlık" sözlerını sık sık duymaktan rahatsız olduğu yaygarasından utanc duymuyordu Geleceğe dönuk hesapyapmaktan, umuda kapılmaktan, yakınmaktan gayrı ne gelırdı 'yedı duvelın" elınden"? Bir kere Turke yenılmıştı "Yedı duvel'm", LOZAN'da, Turk'u tanımayan bır başka. temsılcısı daha vardır Montağna Sonraları bir "ROMA YÜRUYUŞU" ıle Italya'da basa gecen ATATURK'un deyısıyle "Sezar rolunu oynama heveslıa" Musohnı nın adamı bu M O N T O Ğ NA, LOZAN'da, Amerıkan temsılcısme yedı duvelın umutlarını, "belkı yırmı beş yıl ıçınde bızler sağken olacak bu çokuş" sozlerıyle açıklıyordu Bu çokuş gerçekleştığı zaman, yedı duvel, paylarını almak uzere Turkıye'nın başına ususeceklerdı Umut yalnız yoksulun değıl, bazen doymak bılmeyen varsılın da ekmeğıdır' Bu Montağna ne kadar yaşadı bılmıyorum, şayet bir süre yaşamışsa Turkıye'nın geleceğıyle ılgılı duslerınden uzun zaman geçmeden, patronu Duce'nın nasıl olduğunü, olüsunu yurttaslarının, ayaklarından astıklarım gormuştur elbet Ve, Türkıye Cumhurıyetı'nın ayakta kaldığını, gıttıkçe guç kazandığmı ve uygar uluslar topluluğunun aranan vazgeçılmeyen ıtıbarlı bir uyesı olduğunu da görmustur Acaba utanmış mıdır? llerıyı de çok lyı gören buyuk onder Ataturk Cumhuriyet'in 10 Yıl Söylevı'nde söyle dıyordu Az zamanda cok büyuk ışler yaptık Bu ışlerın en buyüğü, temelı Turk yığıtlığı ve yuksek Turk kulturu olan Turkıye Cumhunyetı'dır Bundakı başarıyı Turk Ulusunun veonun değerlı ordusunun bir ve bırlık olarak dırencle yurutmesıne borçluyuz" Ancak, "yaptıklanmızı hıçbır zaman yeter gormeyız Çünkü daha çok ve daha buyuk ışler yapmak zorunda ve kararındayız. Yurdumuzu dunyanın en bayındır ve en uygar ulkelerı duzeyıne cıkaracağız Ulusumuzu en genıs gonenc arac ve kaynaklarına sahıp kılacağız Ulusal kulturumuzu çağdaş uygarlık duzeyıne cıkaracağız" dıyordu ATATURK haklı olarak "en derın sevınç ve heyecan" ıcındeydı "Daha az zamanda, daha büyuk ışler" yapacağımıza guvenıyordu Bir başka konusmasında "Yolunda yuruyen bir yolcunun yalnız ufku gormesı yeterlı değıldır Kesınlıkle ufkun ötesını de görmesı ve bılmesı zorunludur" demıstı Kendısı yıllar once görmuştu "ufkun otesını" nereden, nasıl geldığımızı, nereye, nasıl gıtmemız gerektığını de Uygarlık yolunda yurumek ve başarılı olmak "şartı bayattır" dıyordu Bu yol uzerınde duranlar, ya da ılerı değıl, gerıye bakmak 'cehıl ve gafletınde" bulunanlar, uygarlığın kopurup taşan selı altında boğulmaya mahkumdurlar ATATURK, Turk ulusuna 10 yılda seslenırken, "Ebedıyete gıden her on yılda, bu buyuk mıllet bayramını daha buyuk şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah ıçınde kutlamanızı dılerım" dıyordu O gunden bu gune, 60 yıla ulaştık Nereden yola çıktığımızı, olanaklarımızın,kaynaklarımızın, kadrolarımızın durumunu, dunyayı altust eden 192930 ekonomık bunalımını, Ikıncı Dunya Savaşı'nı, bugun ulaştığımız yerı duşunursek, Cumhurıyet donemınde yapılanlarla ovunmek, bundan sonrası ıcın de kendımıze guvenmek gerekır 60 yılda Cumhuriyet'in buyük kurucusunu anarken, O'nu ulusca duşunmek, sevmek ve yr> lundan aynlmamak, ödevımız olmalıdır Baska seceneğımız yoktur Hastalıkları "şifalı otlarla" mı iyileştîrelim?.. Son yıllarda her yanda "şifalı otlar" sozu dolaşıjor. Hastalıklan lyileştiren "şıtalı otlar". insanı sağlıklı tulan "şıfalı oı lar" deyimlen her yerde karşımıza çıkıyor. Gunluk gazetelerde. dergilerde. kitaplarda "şıfalı ot lar" Doğrusu insan bunu yadırgamıyor. Mtdemız bulandıgı zaman geleneksel nane, lımon ka>natıp ıçme hâlâ aklımızda. Kış gunlennın se>imli "ıhlamur"u unutulmaz ıçecegimızdir. Sonra, bırçok ilâcın da otlardan, bıtkılerden elde edıldigını bilıyonız. Daha kimbılır kaç derdin devası doganın hangi otlannda ama bilemıyoruz. Vıtamınlerde sebzelerde, me>>elerde degıl mı? Butun bunlar. ' şıfalı otlar"ın hıç de uydurma olmadıgını ortaya koymu>or mu? Bırçok ilâcın da otlardan, bılkılerden elde edildigini bilivoruz. Daha kımbilır kaç derdin de>ası doganın hangı otlarında ama bilemnoruz. Vitamınlerde sebzelerde me\velerde degil mi? Butun bunlar, "şıfalı otlar"m hiç de uvdurma olmadıgını ortaya koymuyor mu? Birçok ilâcın yan etkisi olduğunu hep duyuyortız. Yan etkısı olmayan, zararı dokunmayan "şıfalı oılar"la hastalıklan iyilestirmek daha doğru değil mi? Bugun bırçok Avrupa ulkesınde de bo>le olduğunu okuyoruz, duvuyoruz. Bu konuya doktorlar pek taraftar değil gıbı, ama belki de gunun birınde onlar da bu alana gıreceklerdir. Ne dersiniz? Çoktandır bu konudan soz açmak ıstıyordum. Iyı oldu Ama, hemen soyleyeyım, şıfalı otlarla doktorları karşı karşıva getırmek ısteven kımse bılelım Doktorlar, hıç de sanıldığı gıbı şıfalı otlara karşı değıllerdır Kış aylarında, "ıhlamur" ıçmelerını dostlarıma, hastalanma onerırım Ben de severek ıçerım Gene, bırçok vıtamın kaynağı olan sebzelerı, meyvelerı ola bıldığınce çığ yemeierını dostlarıma, hastalanma, okurlarıma önerırım Bılırsınız Biz hekımler, doganın "şıfalı kaynaklanm" ozellıkle değerlendırır, şıfanın, sağlığın doğal kavnaklardan alınmasını yeğlerız Doganın değerını en ı>ı bılenlerın başında hekımler gelır, oyle de olmalıdır dan ıncelenmelı, kabul edılmelı, sonra da caniılar uzerınde denenmelıdır Ondan sonra artık "ilâç" olan bu bıtkı, ınsanda kullanılmalı. sonuçlarına guve nılmelıdır Işte, bu bıtkı 'ilâç'tır, bılınır, kullanılır Bu aşamadan geçmedığı surece, bır bıtkıve "ilâç" gozuyle bakılması vanlıştır Bır bıtkının "şıfalı" olabılme sı ıçm Içındekı etkilı madde bılınme otlar"ı bilmekle butun hastalıkKan şekerı vuksekken normahdır ları "şıfalı otlarla ıvıleştırmek" le duşuyor mu 7 Bu etkilı maddenın hangı duarasındaki fark ne oluyor? Butun bunlar bılınmeden, olFark şu Oksuruğumuz çulmeden, anlaşılmadan "i>i ge rumlarda yararlı olduğu anlaşıl olunca "ıhlamur" ıçmek varar lıyor" sozunun arkasında "bılım malıdır Bu etkilı maddenın nasıl yalıdır, ama oksurukle kendını dışı yontemlerin" yazılıp, çızılgosteren butun hastalıkları "ıhmesı kadar yanlış davranış olur rarlı olduğu bılınmelıdır Bu etkilı maddenın neden yalamur"la, ya da bır başka "şi mu' rarlı olduğu anlaşılmahdır falı ot'Ma ıyıleştıreceğını soyleSınırı bılmenın vararı orada Bu etkilı maddenın insana vemek, hastalığın tanısını gecıktır Sınırı aşınca, zararlı olmanın nerılen mıkıarı bılınmelıdır mek, ıyıleşmesını gecıktırmektır, denı bu Bu maddenın zararlı mıktan yanı zararlıdır "Efendim, sarımsak yemek, "Şıfalı otlar" kavramı, doğa yuksek tansıyona çok iyi geli bılınmelıdır Bu maddenın venlme suresı dakı bıtkılerden bılınen verlerde, yor." belırlı olçulerde vararlanmak sı "Fılânca otu kaynalıp içi>or bılınmelıdır Bu maddenın yan etkılerı olup nınnı aşıp da, tıp bılımının >e sunuz, şeker hastaİıgınız duzelıolmadığı, olursa ne vapılacağı rını alma\a uzanınca yararlı ol yor" mak bır \ana zararlı da olmak Şımdı, boyle "rivayetler"le bılınmelıdır Işte, "herhangı bır ol"la, tadır Işte, bu sınırı ıyı bılmek hastalıkları tedavıye kalktık mı, gerekır zararlı olacağında kuşku vok tş "bitkisel kokenli bir ilâcı" bırBu sınırın ıvı bılınmesı ıçın dc böylesıne basıt olsavdı, hepımız bırınden ayıran, bu ozellıklerın "bilinip" "bilinmemesı"dır tıp bılımıne sahıp olunması ge ıçın çok kolay olurdu Neyazık Pekı, ne >apalım. "şıtalı ot rekır Onun ıçındır kı, "şıfalı ol kı, öyle değıldır lar" bılgısıne en çok hekımlenn Peki, ama birçok ilâcın ko lar" kavramına kulak asma>asahıp olması gereklılığı bundan keni bitkiler degil mı? Daha pek lım mı? Hıç de değıl Aslında "tıp dır Hekımler yerıne, hekım çok bitkide hangi 'devaların" ozentılerı konuva sahıp çıkınca, bulundugunu biliyor muyuz? In folkloru" denılen bu konuva tıp takultelerımızın sahıp çıkması gerekır konunun pek başıboş Şifalı otlar kavramı doğadaki kaldığı da Sağlık ve Sosyal \ ardım Bakanlığı'nın dıkkatını çek bitkilerden bilinen yerlerde belirli melıdır Bızım vapmamız gereken ıse ölçülerde yararlanmak sınırını aşıp şudur da, tıp biliminin yerini almaya Oksurunce "ıhlamur ıçmemız" onenlırse kabul ederız, gu uzanınca yararlı olmak bir yana zelce kavnattığımız ıhlamurumu zararlı da olmaktadır. Bu sınırı iyi zu ıçerız Tansıvonu vuksek has talarım. "Sarımsak >erterse ı\i bilmek gerekır. olup olmayacagım" sordukları zaman, "Sarımsagın yararlı olortada sınır kalmamasına da şa sanlann >uz>ıllar bojunca dene duğunu, zararı olmadıgını" sovşilmaz dikleri "şıfalı otların" belki de, lerım Ama, bırısı size "Aldıgın ilâçDegışik "şıfalı oı'ların çe daha inceienmeyen yararlan olaşıtlı hastalıklarda ı>i geldigı so\ maz mı? Işte, bu insanlar da de ları kes, ıhlamurla halmıvj ka>lenıyor. Bu konuda ornekler >e neye deneye, ogrene ogrene bu nal içı, hastalığın geçecektır" nlıyor, alınan sonuçlar anlalılı vararları bulmuşlardır. Sonra, derse, buna "hayır" dememız vor, hatta gazetelerde, dergiler ilâç endustrisı de. belkı kolau gerekır "Tansiyonun yuksekse sabahde, çeşıtli yayınlarda bu konular na kaçıp bunları araştırmak \erine kimyasal ılâçları >eglı\or ları bir sarımsak yut, aldıgın açıklanıvor. bu alanda kıtaplar ılâçları da kes, goreceksın (ansıbile yazıldı. Nasıl karar verme olamaz mı? li? Bu goruşlerın hepsınde de yonun duşecektir derse," ona Haklısınız, bazılarını ben de doğruluk payı olabılır Gervek "hayır" dememız gerekır goruyorum Çeşıtli yayınlar \ar "Şeker hastalıgı ıçın aldıgın ten, ılâçlann onemlı bolumunun ilâçlan kes, igneleri »aptırma. sıFakat, anlatıianlara bakıvo kokenlen bıtkıseldır Gıderek nır otunu ka\nat, bir bardak ıç. kımvasal kokenlı ılâç oranının Çünkü, "Doganın rum, yazılanları okuyorum, hiv artması da bu gerçeğı değıştır duzelirsın" derlerse ona "ha>ır" de bılımsel değıl "Fılanca ol, insana en guzel dememız gerekır falanca hastalıklara ıyı gelıyor" mez armağanı sağlıktır " "Şifalı otlan" bo\le kullan Doğadaki butun bıtkılerın demek, bılımsel bır şey soylemek maya kalkmak, bılıme aykırıdır, Ama, doganın sağlık veren değıl "İyi geliyor" ne demek9 "şifalı etkılerinın" de butunuv zararlıdır, doğaya da a\kırıdır ka>naklarını, şıfalı otlarını bılle bılındığını sanmıvorum DOGA DOGRUYU VA\Hasta kendısını daha ıyı mı mek başka bır şeydır, butun has Ama, butun bu goruşlerdekı hıssedıyor'' talıkların "şifalı otlaıia" ıyıleşe doğruluk payı herhangi bır o l LIŞLA BERABER VERIR. DOCRUYU VANLIŞTAN Hastalığın belırtılerı kayboluceğını soylemek başka bır şey. la, "ilaç etkilı bıtkı" arasında 9 AV1RMAK INSAN AKLIMN Bu ıkısını bırbırınden dıkkatle vor mu kı farkları bıze ununuramaz, GOREVIDIR, BL GOREMN Yuksek tansıyon normale do avırmak gerekır unutturmamalıdır da 9 Ovleysesızde 'şifalı otlar' nuvor mu Donuyorsa ne kadar Bır bıtkının, "lyileştirici" de ^OLUMJ AVDINLATAN DA 9 BILİMDIR... a karşı degılsınız. Pekı, "şıfalı suruyor ğerı, ılgılı bılım dalları tarafın YONETEN ERDAL ATABEK Çağdaş Aydınlatmada z^mobıba ve dekoraııf eşya lasanmureıım ıç duzenleme r&^ •< 9Jfea M •> j STASBT" SULTAN pEMİRCİ ILE HAYRİ ARSLAN E\ lendıler 27 Ekım 1983 ÇAY KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI 1 Merkezı Rıze'de bulunan kurumumuza, 2425 aralık 1983 tarıhlerınde Ankara ve Rıze'de vapılacak sına\la mufettış yardımcısı alınacaktır, sozlu sınavlar yanlızca Rıze'de yapılacaktır 2 Sınava katılabılmek ıçın a) Kırumun Personel ve Teftış kurulu \ onetmelıklerınde bel.rtılen nıtelıklerı taşımak b) Askerlık hızmetını \apmış veya s'nav tarıhınde erteletmış olmak c) 1983 yılı ocak avı başında 30 vaşını geçmemış bulunmak. d) Hukuk, İktısat, Sıyasal Bılgıler, Ortadoğu Teknık Unıversıtesı Idare llımler Fakultelerı, Iktısadı \e Tıcarı Ilımler Akademılerı veya bunların eşıtı yerlı ve yabancı oğrenım kurumlarından bırını bıtırmış olmak gerekmektedır 3 lsteklılerın, sınav ıçm gereklı belgelerle sınav konularını ıçeren broşuru, Ankara'da Kurumun bolge Stok ve Satış Mudurluğu'nden (Opera karşısında), Rıze'de Teftış Kurulu Başkanlığı'ndan bızzat \eya mektupla sağlayarak kayıt ıçın en geç 19 aralık 1983 gunu çalışma saatı bıtımıne kadar bu yerlere başvurmaları ya da anılan tarıhte ele geçecek şekılde belgelerı postayla gondermelerı zorunludur Basın 26425 GENEL KURUL İLANI KİM ? NEREDE ? NE KADAR? REKLAM YAPTI BASIN REKLAMLARI ETÜDÜ TV VE RADYO REKLAMLARI ETÜDÜ EYLÜL 1983 SAYILARI ÇIKTI Gazetelerde Sayfalara ve Boyutlara Gore Reklam Analızı Isıanbul ve Ankara Radyolanndakı Reklam Dökümu TV REKLAMLARI ODEMELİ GONDERILİR Basın 3 250 TL Radyo 3.000 TL TV 3 000 TL (Aylık) PEVA lstıklâl Caddesı, lmam Sokak No 1 Beyoglu Istanbul Tel 145 66 47 Lastık, Pelrol ve Kımya Işçılerı Sendıkası (LASPETK1MİŞ) ılk Genel kurulu asağıdakı gundem uyarın ca Kuçuk Langa Caddesı no 49 Tul bentçı Apt Kat 5 Aksarav Istanbul adresındekı Sendıka Genel Merkezı'nde 12 kasım 1983 cumartesı ve 13 kasım 1983 pazargunlen 09 0017 00 saatlen arasında toplanacaktır 2821 savılı yasa ve ana luzuk uyarınca ılan olunur Geçıcı Yonetım Kurulu GUNDEM: 1 Voklama ve açılış, 2 Başkanlık Dıvanı seçımı, 3 Saygı Duruşu, 4 Çalışma Raporunun ve Hesap Raporunun okunması, gorüşulmesı karara bağlanmasi; 5 Butçe teklıfinın goruşulup, karara bağlanması, 6 Şubeler açılmasma karar alınması, 7 Geviu Yonetım Kurulu'nun ıbra edılmesı, 8 Sevımler a) Sıtatları da belırtılerek Yonetım Kurulu, b) Denetleme Kurulu, c) Dısıplın Kuruiu Seçımı, 9 Kapanıs TELEKS İNTİFA HAKKI SATIŞ İLANI ŞİŞLİ 3'ÜNCÜ tCRA MEMURLUĞU'NDAN Dosya No 1982/682 Esas Bır borçtan dolayı mahçuz olup satılmasına karar \enlen 3 000 000 (Lç mılvon) TL 'sı muhammen bedellı 22575 GMC T R No lu teleksın bırıncı açık araırması I 11 1983 tarıhınde sa at 12 ıla 12 15 arasında Şışlı 3'uncu lcra Memurluğu'nda yapılacakıır O gun takdır edılen kıymetın % 75'ınealıcı çıkmadığı takdırde ıkıncı açıkarttırması 2 11 1983 tarıhınde aynı yer ve saaıte yapılacaktır Damga res mı dellalıve alıcıva aıt olup talıplılerın mahallınde hazır bulunacak memurumuza "?o IOnakdı te mınatla muracaatları ılan olu nur 5 10 1983 Basın 11691 • Nısan 1966 tarıhlı \e 32271/6419 no lu berberlık kuşat belgemı kaybettım Yenısını alacağımdan eskısının hukmu voklur BERBER SALIM CULLU VEFATLAR tÇİN Yurtıçı. Yurtdışı, cenaze nakledılır Cenaze ılaçlama, malzeme, tabut, bütün ışlemler hassasıyet ve süratle yapılır SARIYER SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN İLAN Sayı 983/871 Mahkememız tarafından 983 871 esas, 983/878 sayılı kararla Trabzon, Araklı, Tosunlu koyu, hane 47, cılt 3803, sayfa ^l'de nufusa kayıtlı Alı ıle Fatma'dan olma 1970 d lu Nımet Ozekın, 1972 d iu Erol Özekın, 1982 d lu Engın Ozekın'e aynı \er nufusunda kayıtlı ana baba bır kardeşlerı 1962 d lu Nıhaı Ozekm'ın vası tayın edıldığı ılan olunur Basın 11660 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI'NDAN DUYURULUR Oturma yerlerı değışen çok sayıda uyemızın >enı adreslen bılınmedrğınden ıletışım sağlanamamaktadır Genel Kurul lıstelerının eksıksız hazırlanabılmesı ıçınuyelerımızın bağlı bulunduklan bölge lemsılcılığı, şube ve>a genel merkeze en kısa zamanda bılgı vermelerı rıca olunur ILAN BEYOĞLL 2. SULH HLKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Sayı 983'34 VES Mevcul hastalığı nedenıyle M K nun 356 maddesı gereğınce SL!L TAN UNAL'ın HAC1R ALT1NA ALINMASINA ve kendısıne kızı KALYOP1 ÇOLAKİDİS'ın VASİ 1AYİNINE 7 10 1983 tarıhınde karar verılmi}tır Uan olunur 21 10 1983 Basın 11693 Tel.: 147 20 06 140 68 86 lşletmede aynca 18 ambulans mevcutlur Cenaze ılanlanndan hızmet bedelı alınmaz. acı günlennızı paylaşır, gunun her saatınde emnnızdeyız İSLÂM CENAZE İŞLERİ