18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 SPOR 28 EKIM 1983 Neonaziler, Ttirklerle Almanlam "kardeş" yaptı Almanlar genellikle erken yatarlar;maç gecesi ise geç saatlere kadar gerek evlerinde gerekse Türk kahvelerinde oturarak yapılacak bir saldında Türkleri korumayı amaçladılar. Milli takımlar döndü ı MEHMET YAŞİN BATI BERLtN Çarşamba akşamüstü Berlin teîevizyonu 17.00 haberlerine yakın plandan çekilmiş bir tnasa görüntüsü ile başladı. Ekranı dolduran masada dolu bir sigara tablası ve bol çıplak resimli bir Türk gazetesi duruyordu. Yavaş yavaş yükselen kamera, önce Ilyas'ı daha sonra da masa etrafmda kümeleşmiş Türk Milli Takım futbolcuiannı ekrana getirdi. Spiker, sorusunu hiç teklemeden Almanca konuşan Öyas Tüfekçi'ye sordu: "Neonazilerin milli maçı bahane edip yaptıkları provokasyon sizin ve arkadaşlannızın moralini etkiledi m i ? " Sorudan sonra kamera yine futbolculanmız yüzlerinde dolaşmaya başladı. Hepsi sanki soruyu anlamışcasına güler yüzle, "yüksek moral" içinde ekrana yansıdılar. tlyas soruyu yanıtladı: "Birkaç kendini bilraezin yaptığı bu provokasyon bizim değil Alman yetkililerinin ve polisin sorunudur. Bizi merak etmeyin moralimiz taş gibi.." Akşamüstü 18.00'den itibaren Olimpiyat Stadyumu'na doğru yurüyüş başladı. Dörder kişilik sıraJardan oluşan yürüyüş kolu polis ablukasında ve sessizdi. Yürüyuşçüler iki yanda iki buyiık pankart taşıyordu: "Yabancı düşmanlığına karşı omuz omuza beraber olmalıyız." Polis tribünlere giren herkesi tepeden tırnağa aradı ve tribünlerde tezahürat başladı. Türk bayrakları ve pankartlan asılı karşı tribünün "Büyük Tiirkiye" diye bağırmasına, polis kordonu altındaki sayıları 500'ü geçmeyen neonaziler "Deutscbland" diye karşılık verdiler. Ve kordon altındaki Naziler karşı tribüne Türkçe karşılık vermeye başladılar. Hem de kusursuz Türkçe aksanla. Tıpkı Dolmabahçe'deki gibi. "Oraya geliriz ananızı ", " Türkiye". Küfürler her defasında "Deutschland" ile bitiyordu. Milli Takımımıza küfür edilmesine dayanamayan birkaç Türk seyircisinin "hnruç" harekâtı Alman polisi tarafından anında bastınldı. Harekâtı başlatanlar polisin omuzlarında stat kapısı na doğru hızla uzaklaştınldılar. 45. dakikada yediğimiz gol Türk seyircisinin nefesini kesti. Hakemin ilk yanyı bitiren düdüğünden sonra tarifsiz Almanlar da nazilerin "Deutschland" diye bağırmalarına katıldılar. Ozam: Dk kez böyle onurlu futbol oynadık Kafileyle birlikte gelen F. Bahçe teknik direktörii Stankoviç bakemden yakınarak"Talihsizbir gol herşeyi mahvetti" şeklinde konuştu. Futbolculardan Eser, Cüneyt, İsmail ve Feyzullah asker kaçağı olarak yakalanıp sevk edildiler. Spor Servisi F. Almanya ile karşılaşan (A) ve Ümit Milli Takımları dün uçakla yurda dönduler. Yılmaz Tokatlı başkanlığındaki (A) ve Ümit Milli Takımlan kafilesini getiren THY ait uçak 2 saatlik bir gecikmeden sonra Yeşilköy'e gelirken Ümit Milli Takım futbolcularından Eser, Cüneyt, İsmail ve Feyzullah asker kaçağı gerekçesi ile alanda görevli inzıbatlar tarafından Beşiktaş Askerlik Şubesi'ne getirildiler ve sevk evraklarını aldılar. Ancak Bursasporlu Eser'in önumüzdeki yıl askere gideceği tesbit edilince bu futbolcu serbest bırakıldı. Adanasporlu İsmail Gaziantep'e, Feyzullah İskenderun'a, Göztepeli Cüneyt ise Manisa'ya sevk edildiler. Milli takımlar teknik direktörü ve tek seçici Coşkun Özan ise, "30 yıllık futbol yaşantımda Türk Milli Takımı ilk kez boylesine oaurlu bir fntbol ortaya koydu. Ancak herşeve rağmen Milli Takımimızın bundan sonra daha iyi sonuclar alacağı inancındayım" dedi. Karşılaşmayı izJemek için Berlın'e giden Fenerbahçe Teknik Direktorü Branko Stankoviç ise yurttaşı olan orta hakemden yakınarak şunlan söyledi: "Türk Milli Takımın yaptığı her hareketi faul ile degeriendiren orta hakem Sostoriç'in Alman futbolculann hareketlerine göz yumması şaşırtıcı idi. TUrk Milli Takımı ilk yandaki oyunu talihsiz bir şekilde jenilen gol neden ile ikinci yanda sürdüremeyince sonuç farklı oldu." Dünya Cimnastik Şampiyonası 'nda Çin Erkek Takımı şampiyon oldu Spor Servisi Macaristan'da yapılmakta olan Dünya Cimnastik Şampiyonası 'nda onceki gece, Çin Halk Cumhuriyeti takım halinde Altın madalya kazandı. Gümuş madalya Sovyet Erkek Takımı'nın, Bronz madalya da Japon Erkek Takımı'nın oldu. Şampiyonada takım sıraJaması şöyle: TOPLAM PUAN 1Çin 591.45 2 Sovyetler Birliği 591.30 3 Japonya 588.85 4 Birleşik Amerika 585.65 5 Demokratik Almanya584.95 Ikinci yanyla birlikte sağanak yağmur gibi gelen golier Türk işçilerini iyice susturdu. Amk kendilerini desteklemeye gelen, kendi takımları yerine Türk takımı alkışlayan Almanlardan utanmaya başladılar. Ta ki, "Dobi H a s a n " şeref golünü atıncaya kadar. Skor ne olursa herkes bir "şeref" golü bekliyordu. Sesler yeniden yükseldi. Bayraklar yeniden sallandı. Ve maç, "sonuç ne olnrsa olsun bize bir şeref golü yeter" diyen işçilerimizin istediği gibi bitti: 51. Diğer günler saat 99.30'da yatağa giren Almanlar maç gece si saat 11.00'i geçtiği halde hâlâ ayaktaydılar. Hem de Türk arkadaşlannın başına bir şey gelmesin diye. " A h . . Şu adamlar hep böyle dost otsalar ya" diyordu bir işçimiz. Vakit geceyansını çoktan geçti. Evlerin merdivenlerinde birer ikişer oturanlar vardı. Neonaziler yüziinden Berlin'de Türk ve Almanlar yeniden "kardeş" oldu. Bulgar Varbanot Dünya ve Avrupa Şampiyvnu oldu ÖZARI lYtMSER Milli Takımlar tek seçicisi Coşkun Özan, ilk kez böylesine onurlu fulbol oynadıgımızı söyledi (Fotoğraf: THA) Alman Başbakanı soyunma odasına indi Alman Teknik Direktörii Dervvall basın toplantısında "ilk yanda direniş gösteren Türk takımının kondisyonu ikinci yanya yetmedi" dedi. RI2A TAŞOL YILMAZ AKAR BATI BERLtN 51 lik maçı geride bıraktık, ama dedikodusu mutlaka sürecek. Maç sonrası ve dün her yerde konuşulan hep maçtı ve maçın skoruydu. Federal Alman Takımının başarılı Teknik Direktorü Jupp Dervvall yaptığı basın toplantısında şunlan söyledi. " İlk yanda gerçekten çok korktum. Türk takımı inanılmaz bir direniş gosterdi ve bizim oyunumuzu bozarak bize futbol oynatmadı. Çok sinirlendim, belki siz de tribünden farkındaydımz. Devamlı ayağa sıçnyordum. Ama dediğim gibi maçın ilk yansındaki oyun beni de bozdu. Ne var ki ikinci yanda Türk Takımı kondisyon yetersizliginden bize ayak uyduramadı. Artık Paris'teki Avrupa Şampiyonası'nın final yolu bize açılmıştır. Her hangi bir engel MOSKOVA, (a.a.) 19 yaşındaki 75 kg. Bulgar Halterci Aleksander Varbanov, silkmede 210 kg. ve toplam 370 kg. ile hem dünya hem Avrupa Şampiyonu oldu. 20 yaşındaki Sovyet halterci Vladimir Kuznetsov ise ikinci oldu. Spor basınına göre iki suçlu var: Adem ve hakem Spor Servisi Türkiye'nin Berlin Olimpiyat Stadı'nda F. Almanya'ya ikinci yanda yediği gollerle 51 yenilmesinden sonra, turk spor basını, özetle şu görüşleri savundu: Dogan Babacan (Milliyet): Maçı TV'den izledim ve utandım. Dünkü maçın unutulmayacak adamı, hiç şüphesiz ki müsabakanın Yugoslav hakemi idi... Dun gece hakemlik adına utandım. Fakat Türk olarak, Türk Milli Takımı adına gunır duyuyorum. Ercan Aktuna (Milliyet): Berlin'de Milli Takımımızın 43. dakikada rakibi B. Almanya idi... 43. dakikadan sonra en güçlü rakip, kaleci Adem oldu. Ve utanç duvannın dibinde bir kaleci faciası izlendi. Islam Çupi (Milliyet): Rüzgânn da ittiği Alman takımı ile beraber, tofrah da kontrohlnfl kaybettik ve maçın altında kaldık. Dogan Pürsün (Tercüman): Adem şut atılacak sandığı bir pozisyonda yattı. Top gitti suratına çarptı, direkle arasındagitti geldi ve ağlarımızı buldu. Almanlar sevindi, biz kahrolduk. Böylece haftalar suren büyük maçın gürültüsünü 51'le kapattık. Kemal Belgin (Tercüman): Tabeladaki 51, ülkeler arasındaki temel futbol farkhlıklarının bir simgesidir. Milli Takım bu yenilgisi yüzünden eleştirilmemeli, aksine övulmeli, yannlarına moral, inanç ışınlanmalıdır. Yılmaz Gökdel (Tercüman): Maçtan 15 gün önce geldiğim Almanya'da Alman gençlerine tanınan imkân, çalışma ortamı, çım sahaJar ve düzenli organizasyonu gördükten sonra, "hâlâ ömitli misin?" diye soranlara olumlu cevap vermek elde değildi. Nitekim öyle oldu. Bedri Koraman (Güneş): Adam televizyonda her konuda mangalda kül bırakmıyor. Bir kürek de spor mangalına daJdırsa ya... Işin bu konuda palavrasına bile girmemiş Türkiye. Birkaç palavra vâat duysak belki yakasına yapışbcak adam buluruz. Sadece yenilgiye üzüntüler, bahaneler ve genel bir moral çöküntü.. Geç efendim.. Necmi Tanyolaç (Güneş): Berlin gibi bir yere kalecisiz gelmişiz. Almanya gibi bir rakibin önüne 45 dakika dayanabilen bir taktikle çıkmışız. Yenilmişiz. Birinci devreye "Ah Adem" yaftasını yapıştıranlar, ikinci devrenin sonunda bir afiş asabilirler: "Vah futbolum". Şansal Biiyüka (Güneş): Alman Milli Takımının kalecisiz oynayan Turkiye'yi yıkarken Yugoslav yardımına hiç ihtiyacı yoktu. Her düdüğü Almanya için çalan hakem, Adem ile birlikte çöküşün baş aktörü oldu. Mehmet Yaşin (Cumhuriyet): Futbol olarak ilk yandaki oyun gücümüze, kollektif futbol oynayışımıza gerçekten sevinelim, ama futbolun 90 dakika oynandığını da unutmayalım. Bu gerçeği kabul edelim. "Beni çok korkuttunuz çocuklar" kalmamışiır. Bundan sonraki maçlarımızı daha rahat yapacağız." Bir gazetecinin "Sonuca rağmen futboldan memnun musunuz?" sorusuna ise Derwall şu yanıtı verdi. "İlk yandaki futbol bir rezaletti. Ama ikinci yanda gerçekten futbolcularım çok güzel bir futbol oynadi Memnunun labü." Maçtan sonra soyunma odasına inerek Alman futbolcuiannı kutlayan Başbakan Helmuth Kohl "Inanın ben çok korktum. İlk yanda ne oldu size anlayamadım"? dedi. Fenerbahçe'nin eski futbolculanndan "Taka Aaci" vefat etti Spor Servisi Fenerbahçe'njn eski futbolculanndan "Taka Naci" geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. 65 yaşında dunyaya gözlerini yuman, futbol oynadığı devirlerde " T a k a " lakabı ile tanınan Naci Bostancı'nın cenazesi bugün Osman Ağa Camii'nde kılınacak öğle namazına muteakip Karaca Ahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek. FUTBOLCULAREV1IZI NASIL DEGERLENDIRDILER? TÜRKİYE Adem İsmail Fatih Yusuf Erdoğan Raşit Erdal İlyas Sedat Hasan Selçuk Cem Hürriyet Milliyeir * • • * * • * * * * * • * • • * * • * * * • * TercümanGunes * * * • • • • • * • • • * * * * * • • • * * • * • * • * Bulvar • Tan * • * S.Havadis 3 7 6 6 Cumhuriyet 3 5 4 S 6 5 6 7 S 5 4 3 üzerinden) ** • * • * * * * • * * * * * * * • • * • ** • • • • • * Beşiktaş'ın kiralık futbolculan Spor Servisi Beşiktaş Futbol takımı, Burhan ve Taner'e talip olan Giresunspor'Ia pazarlık halinde. Her iki futbolcunun Giresun'a verileceği açıklandı. Ayrıca Karagumrük'un istediği M. Ekşi, Serdar ve Sinan için para konusu tekrar gündemde. Anlaşma sağlamrsa 3 futbolcu Karagümrük'e verilecek. • * • • * • • * • * • * • • * * * • • • • * * 7 5 7 7 6 4 5 (10 BASENDAN BAŞLIKLAR GÜNEŞ Maç öncesi: Bir yanda neonazi tehdidi, bir yanda Batı Alman futbolu... Tanrı sizi korusun. Maç sonrası: Rakip Batı Almanya... Onda olan bizde yok... Ne yapsak nafile. Şevki Koru hâlâ torıınu yaşındaki gençleri yetiştirmeye çalışıyor İSMAİL HAKKI GÜNGÖR GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI MÜSTEŞARI Her ınsan; esas mesleğının yanı sıra, hobi niteliğinde, sanatın ve sporların çesitli türlerinde uğraş verir. Bu, öraürle birlikte sürer gider. Bu sureç içinde çeşitli olaylar yaşanır. önernliler arşivlenırse geriden gelenlere ömek olur. Kimine göre, kırk >ıl öncesinde, bugün anımsanmaya değer sayılma>an bir başannın ustü ortülmemeli. Başanyı sağlayan ınsandır çünku. Dün olmasaydı, bugüne gelınmezdi, bugünü yaşamadan da yarına ulaşılamaz. Başlangıcın ucu dundedır. Anılarımda her spor dalında birlikte çalıştığım pek çok sporcu var. Kımilerı benden yaşlı, kimileri benim kuşağımda ve pekçoklan da benden kuçuk. Ben yaşlandıkça onlar buyüyor. Maraton atletizmin sabır ısteyen, kahırlı bir dalı. Kırk iki kjlomelreyı, iki saat, yirmi dakikada koşanlar övUnürlerken, yanşı bitirenler sevinerek stadyumlara gırer. Sonuncu olarak bitiren de birinci gelen gibi çılgınca alkışlamr. Bu nedenle maratonu bitirmek, her babayiğıdin harcı değildir. Maratondan başlayıp, 100 metrelik rüzgâr koşucularımıza dek sıra ile, tanıştığırnız, birlikte çalıştıgırruz sporcularımızdan yalın olarak birkaç söz etmek istiyorum. sı oldu. O çelebı, nazik, inandırıcı tavnyla, her zaman guvenilir ve aranır bir dosttur. Ben, bu dalın 196062 yıllannda başkanhğını yaptım. O hâlâ torunu yaşındaki gençleri buyutmeye çalışıyor. Son yıllarda, biraz yorgun ve güçsüz gördum onu. Allah ömur versin, eli öpülecek bir insandır. Mustafa Kaplan, hep sahalara geldı. Asıl işinden zaman ayırabildiği süre, atletlerin önünde bir heykel görunümüyle yer aldı, onlara guç verdı. Bakanlıkta göreve başladığım gunden bu yana üç yıl geçtiği halde, ancak bir kez uğrayabildi. Bastığında, yeri sarsan güçlü ayaklanndan şimdi sıkıntısı olduğunu söylüyordu Koru ve Kaplan, daha sonra adlarını anacağım birkaç maratoncu benim için ilk göz ağrısı, eski birer dost. Hepsine uzun ömurler diliyorum. sordum. Elazığ Bölge MudUrlüğümüzde, yaş sınınna kadar görev yaptı, emekli oldu. Sporcuyu ancak öliim emekli yapıyor. O, yine zaman zaman aramızda ve atletlerimizın içinde, federasyonlarımızın baş konuğu. Gözlerinden rahatsız son yıllarda. Genç atletler, maratoncu Ahmet Aytar'ı unutmasınlar. Benim maratonda büyüklerim bu kadar, sporcu olarak, yönetici olarak hep onlarla birlikte oldum, anılanru yaşadım. Ömurlen uzadıkça da birlikte olacağız. Hepsini saygıyla anıyonım. 1952 yılından itibaren yaşlan benden küçuk olan maratoncularla bir arada çalışmaya başladık. Haydar Erturan, Hüseyin Topsakal, Yusuf Akkaja, Yaşar Öge. Ankara'da, eski adıyla Dışkapı olarak bilinen Yıldırım Bayezıt bölgesınde 229'ncu Piyade Alayı'nda, böluk komutanlığı stajını yapıyordum. Şimdi o zamanki alayın yer aldığı alan dümduz. Yukanda adlanm saydıklanmla birlikte, rahmetli Cabit Önel, AbduOah Kökpınar, Ekrem Koçak. Seyfi Alanva'vı bırliğimde topladım. Bu atletlerden, maraton bölılmünu kapadığımızda ayrıca soz edeceğım. Haydar Erturan ve Hüseyiu Topsakal, kır koşulannın demirbaş sporculan. 1954 yılında Dunya Ordulararası Kros Şampiyonası için Lüksemburg'a birlikte seyahatimiz var. Avrupa ve Kuzey Afrika ulkelerinin en güçlü atletlerinden oluşan ekipleriyle yapılan kır koşusunda. Haydar Erturan ve Hüseyin Topsakal, ekıbimize en yüksek puanı kazandırarak, takım halinde ikındlik kupasıru kazandı rdı. Özel olarak balçık, çamur deryası haline getirilrmş olan bu parkurda, Ekrem Koçak ve Abdullah Kökpınar gibi, en hızlı mukavemet koşucularımız, beklenenı veremediler. Çünkü, böylesine bir parkura hazır değildiler. Haydar ve Huseyin'in davanıklılığı başarıya neden oldu. Bu gençlerle, kazançlı olarak yurda dönduğumüzde Beyoğlu semtinde bir otelde bir gecelik konaklamak zorunda kaldığımızda, otele yerleşme sırasında Haydar Erturan benim oda arkadaşım oldu. O gece uyayamadık. Ikimiz de bıtlendik. Haydar Erturan ile Hüseyin Topsakal adeta ıkiz kardeşler gibi uzun yıllar aynı işyerinde birlikte çahştılar, birlikte koştular, birlikte emekli oldular. Yarışlarda hakem olarak görüyorum onları. Bir atlet sporcu, özellikle maratoncu kolay yetişmıyor. Kırk iki kilometrenin sonunda, "suyu süolmış limon" gibi, bir hayli kilo vermiş ve ayaklan su toplamış olarak, stadyuma girdiğinde, hani o, çılgınca alkış ve ayakta selamlayış var ya, butün yorgunluğu, bitkinliği bir anda alır götürür. Atletizm musabakalarının son koşusudur MARATON. Yusuf Akkaya adında, çok az konuşan, yaşam için maddı olanaklardan yoksun, san saçlı ve mavi gözlü bir maratoncumuz vardı. Şampiyonlukları da var. Sabah koşar, akşara koşar. Bir ara kayboldu, Almanya'dan sesi duyuldu. Evlenmış ve gürbuz, kendisine benzeyen iki oğluyla Türkiye'ye geldi. Bir süre Ankara'da kaldıktan sonra yine AJmanya'ya döndu. Çocuklanmn hayata atıldıklanm ve Yusuf'un da sıkınulardan kurtulduğunu umanm. Birlikte olduğum sporcular TERCÜMAN Maç öncesi: Önce dostluk kazansın. Maç sonrası: Batı Almanya karşısında bu sonuç anormaldir: Ezildik GORUS HINCAL ULUÇ MİLLİYET Maç öncesi: 1951: 21, Berlin 1983:? Maç sonrası: Berlin bozgunu: 5/ BEHZAT AKDENİZ Basketbolumuzun yokları!. Basketbolumuzun yokları sadece spor salonu değil.. Spor ve Sergı Sarayı adlı mezbelede oynanan basketbolün de tam yerine layık olduğunu söylemek mümkün... Basketbol niçin kötü oynanıyor?.. Hemen tüm takımların durumlanna genel bir bakış üç büyük eksiği vurguluyor.. Basketbolün iyi oynanmasını engelleyen üç büyük eksik... Çok özel istisnalar bir kenara bırakılırsa, bu ülkede. koç yok, oyun kurucu yok, hakem yok... Bugüne kadar izlediğimiz tüm maçların skorlarını en çok etkileyen üç unsurdu bunlar... Takımlann kadrolanna, yıldızlarına, değerlerine bağlı kalmaksızın sonucu etkileyen üç unsur.. Koçu olmayan. oyun kurucusu olmayan bir takım, en kolay görünen maçlan bile verebiliyor... Maçı keyiflerince yöneten hakemler de sahadan istedikleri takımı galip ayırabiliyorlar. Böyle olunca da, ortada, birkaç Amerikalının yaptığı top cambazlıklarının ötesinde birşey kalmıyor. Hakem sorununu teşkilat nasıl çözümler bilmiyoruz... Ama basketbolü bu kadar az bilen, seyircinin bu kadar etkisinde kalan ve sayılan da parmakla sayılacak kadar az olduğu için, ne kadar dökülürse dökülsün ertesi hafta gene en kritik maçta görünen bu hakemlerle bu lig bitmez... Bitse de sağlıklı bir bitiş olmaz... • * • Koç konusunda kulüplerin gafletine akıl sır ermiyor... Basketbol şubesini kurmak için dünyanın parasını harcıyor. bir o kadar da, Amerikalı oyuncu getirmek için veriyorlar. Sonra bu bilmem kaç milyonluk takımı hakkıyla çalıştıracak ve yönetecek bir koç bulmayı düşünmüyorlar... Işte en büyük örnek Efes Pilsen... Bu dev takımı, Efes Pilsen'iRıza Erverdi yönetiyor... Rıza Erverdi... Basın tribününün önüne gelenle dolu olduğu bir maçta, salon içinde yerde ve tesadüfen Erverdi'nin yanında izledik ve anladık, bir basketbol maçını izlemek, okumak ve gelişmelere göre önlemler almaktan ne kadar uzak olduğunu... Yazık değil mi, Efes'e?.. jki Amerikalı oyuncu peşine koşana kadar, Amerika'dan bir öğretici ve oynatıcı getirmek hiç mi akıllarına gelmedi... Yok işte bu ülkede dört dörtlük basketbol koçu...En iyisi Aydan Siyavuş güya... O da şovmenliğe döktü işi, Beyaz Gölge dizısinden sonra... • • •• Türk basketbolünde bugün bir Batur, bir Şengün, bir İlker var mı?.. Yok... Yok da, Amerikalı ithal eden kulüp niçin gereksiz forvetlere bunca para döker?.. Eğer bir Amerikalı alacaksan, ya tek başına takım yakan bir center alırsın... 2.10'luk falan. Adam her maçta 40 sayı atar 30 ribaunt alır, rakip takıma tonla faul yaptırır... Ya da, play maker getirirsin, oynar ve oynatır... Tek başına oynayıp dışardan şut atan adamı getirmekle ne kazanırsın?.. En iyileri Davvkins ile Billy işte... Elleri tutmadı mı, yakıyorlar takımlarını.. Galatasaray bu yıl iyi basketbol oynuyorsa, bunu büyük ölçüde Nihat İziç'e borçlu... Ülkenin tek birinci sınıf play makeri Iziç... Ve kulağınızı uzatın da fısıldayalım... Bu İziç'ı "V&ramaz" diye Efes Pilsen'e almayıp. Galatasaray'a kaptıran da işte o harika çocuk, Rıza Erverdi... * * * Teşkilat hakem, kulüpier de, koç ve sahadaki gerçek eksiklerini dolduracak oyuncu sorunlannı çözümlemezlerse, bu ülkede basketbolün iyisini beklemek hayal olacaktır. • • *• HÜRRİYET Maç öncesi: Bugünümüz de bayram olsun Maç sonrası: Gel de yanma: 51 SON HAVADİS Maç öncesi: En uzun gün Maç sonrası: Kesin dönüş: 51 BULVAR Maç öncesi: "Tüfekçi ile korkutup, Keser ile vuralım" Maç sonrası: K. îrlanda maçı ile başlayan hayaller Berlin'de sona erdt tşte gerçek TAN ~ AHMET AYTAR 1944 yıhndan itibaren 1960'a kadar Elazığ'dan bir maraton ruzgârı esmeye başlıyor. Ahmet Aytar. 8 kez Türkiye şampiyonu olmuş, henuz bir maratoncumuz yok. Çünku her bunye, bu baskıya dayanamaz. Ancak, Ahmet A) lar bir lokomotif gibi yıllarca koştu, arşıvlerimızde onurlu yerinı aldı. Maratoncular tabiata ve mesafeye karşı savaştıklarmdan yumuşak huyludurlar. Sabır, onlar ıçın mihenk taşıdır. Aramazsan gelmezler, sormazsan sokulmazlar. 42 kılometrelik bir yarışta, en buyük koşunun patronu sayar toplum onları. Ahmet Aytar'ı hep ben aradım. ben Maç öncesi: Neden olmasın? Maç sonrası: İyi başladık, kötü bitirdik CUMHURİYET Maç öncesi: Berlin'de en uzun gün Maç sonrası: Hezimet değil, bu bir gerçek. Pazar günkü maratona katdmak için 7 bin kişi kayıt ynptırdı Spor Servisi Cumhuriyetin ilanının 60. yılı kutlama programına alınan 1. Kıtalararası AsyaAvrupa Maratonu'nun hazırlıkları sürüyor. 30ekim pazar günü koşulacak olan maratona yaklaşık 7 bin kişinin katılması bekleniyor. AsyaAvrupa Maratonu Organizasyon Komitesi üyesi Cüneyt Koryürek'ten alman bilgiye göre, maratona katılmak üzere form doldurup başvuruda bulunan yaklaşık 7 bin kişinin muayenesi yapıldı. Maratona katılacak 2 İngiliz atlet ise dün tstanbul'a geldiler. Atletlerden İan Thompson 1974 Avrupa Maratonu birincisi. H. Jones ise 1982 Londra Maratonu birinciliğine sahip. Jones 1983'de de Şikago Maratonu'nda ikinci oldu. Bu tür bir organizasyonun ülkemizde ilk kez düzenlendiği, daha önce yapılan AsyaAvrupa Maratonlannın "uluslararası" niteliğinin bulunmadığı bildirildi. Edinilen bilgilere gore gelecek yıllarda da sürdürulecek olan bu organizasyon, ıleride yaz aylarına kaydırılacak. Turkiye'nin tanıtılması için yararlı olabileceği bildirilen bu maratonun ileriki yıllarda bir turist akınına da neden olması bekleniyor. Edinilen bilgilere göre, New York, Boston ve Londra gibi dünyaca ünlü maratonların ayannda bir maraton olması beklenen " 1 . Kıtalararası AsyaAvrupa MaratonıT'nda, ünlu ses sanatçıları Emel Sayın, Niikhet Duru, Sezen Aksu ve Ali Kocatepe de koşacaklar. SİGORTA EDtLECEKLER Organizasyon Komitesi'nden yapılan açıklamaya göre, maratona katılacak olan kişiler, her türlü kazaya karşı yarım milyon liraya sigorta ettirildiler. Bu arada, meydana gelebilecek herhangi bir hasara karşı da koşunun startının verileceği Boğaz Köprüsu 1 milyar liraya sigorta ettirildi. Koşunun startı 30 ekim pazar gunü saat 10.00'da verilecek. Atletler, Boğaz Köprusü'nü geçtikten sonra, 42 kilometreyi tamamlamak üzere belirlenen guzergâhta yarışacaklar. Organizasyon Komitesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, belli mesafeleri aşan herkese çeşitli odüller verilecek. ŞEVKt KORU VE MUSTAFA KAPLAN Uk kez bir maratoncu ile 1940 yılında tanıştırn; Şevki Konı. Yirmi bir yaşında bir Harp Okulu öğrencisı olarak gençler kategorisinde, Ankara'da aym pist uzerinde sıralandık. Gençler ve büvukler, Şevki Konı bana göre ağabey, Amerika'dan yeni dönrnuş. Muslafa Kaplan adında o zaman Muhafız Alayı'nda askerlığini yapan koç gibi bir sporcu da var pistte Spora güreşçi olarak başlaraış, atletızmde yetenekli gorulmuş. 4000 ve 8000 metrelik INÖNU koşusuydu >apılacak olan. 4000 metreyi biz gençler koşacaktık. Tabanca patla>ınca hep birlikte çıkış yaptık. Şevki Konı ve Mustafa Kaplan fırlayıp gittiler. 19 Mayıs Stadı'ndan G a a Eğitım Enstitusu'ne kadar gidişdönüş 8 km... Biz ise yan mesafeyi koşacaktık. Ulus Meydanı'naçıkarken, sağ kolda, Zıraat Bankası karşısında, Yapı Inşaat Okulu'nda öğrencı olan Te>fik adındaki bir genç, benim önümde birinci oldu. Şimdi nerededir bılemıyorum, aradan 43 yıl geçti. Hiç karşılaşmadım. Bu satırlar uzerinde buluşabılırsek, o zamanın bu yetenekli gencine sevgiler, saygılar. Şe>ki Konı ve Muslafa Kaplan. ulkemızın en guçlü maratonculan olarak aıletızm tarihirnıze damgaiannı vurdular. Şevki Konı koşarken, tuy gibi hafıf, Mustafa Kaplan ise adımlarını attığında yer sarsılırdı. 1950 yüına kadar çeşitli kıta hizmetlerım ve Harp Akademisi oğrencılığimden sonra, spor yöneticiliğimiz başlaymca atlet ağabeylenmizle daha sık bir araya geldik Şevki Koru, sağhğının elverdiğı bugunlere kadar çok sayıda unlü atletlerimizin hoca Yaşı, benden buyük bir maratoncumuz da Befazat Akdeniz'dır Eskişehır bölgesınde uçak fabrikasından emekli oluncaya dek, sporcu olarak, idareci olarak büyük hizmetleri vardı. Behzat Akdeniz'le, ilk tanışıklığım 1941 yılında Kayseri'de oldu. 10 km.lık bir kros koşusu için çeşitli bölgelerden yüzlerce atlet Kayseri'de toplanmıştık. Ben, Çankın'da Piyade Okulu'nda öğrencı bulunuyordum ve Çankırı ılı atletı idım. Eskışehır, çok guçlu bir ekip olarak gelmıştı. Behzat Akdeniz koşunun birincisi oldu. Ben ise ancak, onbeşinci olabildım. Hattâ, yarış sırasında Eskişehirli atletlerin ayak tırpanıyla yere >ıkıldığımı da anımsanm. 1983 >nlındayız. Demek ki 42 yıl önceki bir olayı yaşamışız. Bu kadar uzun bir süre içinde, sporlardaki görevimiz gereği, Behzat'la sureklı bir arada olmuştuk. Eskişehır'de atletizm demek, Behzat Akdeniz demekti. Mert ve sağlam yapıh, tarih olmuş bir sporcu. tbadet eder gibi spor yaptığıru biürim. Kır koşularırıda, 5000 ve 10.000 metrelerde uzun süre şampıyonluğu vardır. Yaşlandıkça işı maratona dönuşturrîu. Sonra kendini yöneüciliğe verdı ve kendısini çok kısa bir sure önce toprağa \erdik. Kendisıni burada rahmetle anıyorum. Şevki Koru Balkan Şampiyonu olduktan sonra Türk ve Yunan alletinin omuzlannda (Fotoğraf Cumhuriyet arsivi) YARIN: İSMAİL AKÇAY VE HÜSEYtN AKTAŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle