Katalog

1 EKİM 1983 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/U ?k£SrffiSnİ Ücret tartışması yeııı Hileli gıda lına ait boş bırakılmış ücret haneleri ile ilgili sözleşmelerin bölümleri YHK tarafındandoldurulacak. Şimdi 1984 yılı ucretlerinden, hükümet ya da YHK tarafından belirlenmesinden bu kadar genel söz edilirken, sadece YHK'nın yenüeyeceği süresi dolmamış sözleşmeler mi kasi ediliyor, yoksa işlemlerin gecikmesi gibi bir gerekçe ile. özgür toplu pazarlık düzeni, çok partili düzene geçildikten sonra da ertelenecek mi? (Baştarafı 12. Sayfada) Knor çorbalarını yanan Besan şirketi adına konuşan Namık Tuğcu,"Kahrikalarımı/,evlerimiz ne kadar temizse ancak o kadar temiz olabilir. Kendimize standartlannı örnek aldığımız memleketler kadar temiz olmamıza imkan yok. Türkiye'de açıkta limonala satılır. limonsuzdur. Stadyumlann önünde kofte satılır, içinde kıyma yoktur. Vişne suyu satılır, vişnesizdir. Ondan sonra gıda sanayii boya ve koruyucu madde kullanıyor diye eleştirilir, tüketici de ambalajın uzerinde yazılı katkı maddelerini okur, sonra en dogal gıda budur diye gider kıymasız lahmacun yer" dedi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Müşaviri Dr.Orhan Özkar ise, konuşmasında "Pekçok fabrikaya anlma sistemi kurdurmakta güçlük çekiyoruz. Ayvalık'ta bunun örneğini gördük. Gıda sanayii kendi içinde birbihne karşı çelişkilidir. Yağ sanayiinin kurmak istemedigi antma tesisleri yüzünden bir deniz urunleri sanayii, sebze ve meyve sanayii zor durumadiişebiliyor." biçiminde konuştu. Gazeteciler yeni yasayı istemiyor (Baştarafı 1. Sayfada) HAkKI ÖC'AL (Terciiman Gazeıesı Genel Yayın Mitdüru): Cezaların ağırlastırılması basın ı uçu cliye larif edilen suçların i^lenmesini engellonıc/ Bunuıi yolu yargılanmanın süratienciirilmesıydi. Yasa bunu sağlamamıv.ıır. Basın suçu kavramırın bugüne kadar böylcsine genişieiiidığıne ilk dela tanık oluyorum. Bu bakımdaıı, yasa bundan önceki yasalardan ayrılıyor. Yasanın Konsey'de dü/elıilcceğini ıımuyorum. NA/l.l I1.ICAK (Terciiman yazarı): Önceki günkü ya/ımda da belirttiğim gibi, şimdi cn acil durum normal düzende uygulanacak kanundan /iyadc. olağanüstü dönemin uygulamalarının bir an önce sona ermesidir. Bizim temsilcilerimizin bu konuda tartıijmaları gcrekir. NKCDKT AKIN (Tiırk Haberler Ajansı Genel Miidurü): Ha/ırlık çalışmaları basın kuru!u>larından kopuk surdürüldü, sonra oldu bilüye getirildi. Tasarınırı aceleye getirilmesi birçok eksik ve yanlışı doğurdu. Türk basını C'umhurivet'in başlangıcından bu yana ba/ı islisnaî yanlar dışında sorumluluğunun bilincindc >a>amısiır. MGK'ca basın kuruluşları ile yeniden göruşmeler yapılarâk lasannın bünyemi/c uygıın hale geıirilcccği umııduınu/u koruyoru/. RAHMİ TLRAN (Günaydın Gazetesi Yayın Konseyi üyesi. Tan Gazetesi Genel Yayın yönetmeni): Yeni Basın Yasası* Türk basınını 1950'lerden önceki döneme götürüyor. Mensubu bulunduğumuz Batı toplumu içinde hiçbir ülkede böylesine sert bir basın yasası yoktur. Yasa ile basının haber alma ve verme özgürlüğü büyük ölçüde kısıtlanmıştır. Türk basını böyle bir yasaya layık değildir. MGK'nın yasada gerekli değişiklikleri yapacağı umudundayım. MLAMMER YAŞAR (yeniAsır Gazetesi Ankara temsilcisi): Tasarıda geçmiş dönemdeki olaylara tepkinin izlerini görmemek mümkün değil. 12 Eylül öncesinde hür demokratik düzeni yıkmak isteyen bazı örgütlerin eylem araçları olan gazeteler, dergiler çıkarılmıştı. O gün mevcut yasalarla bunlarla mücadele imkânı vardı. Ama devletin etkinliği erozyona uğradığı için korsan basınla mücadele edilmedi. Geçmişi değerlendirirken korsan basınla gerçek gazeteleri mutlaka ayırmamız lazım. Hiç şüphe yok ki, yeni Anayasanın öngördüğü siyasal rejime uygun bir başın rejimi düzenlenecektir. Ancak amacı aşan yasal tasarruflardan mutlaka kaçınılmalıdır. ÜNAL SAKMAN (Tercüman Gazetesi Yazı /şleri MadUrü): Basın Yasa Tasarısı'nın getirdiği müeyyidelerin esas kaynağı Anayasa'dır. O bakımdan, Anayasa'nın kaynak olduğu bu müeyyidelerin tartışılmasında bir fayda yok. Ancak, toplatma ve tesislere elkoyma gibi maddelerde mutlaka bir yumuşama sağlanması zorunlu.. Korsan basınla normal basın karıştırılmıştır. MGK'da bu tasarının yumuşatılacağına inanıyorum. ÇKTİN ESEN KAFTAN (Güneş Gazetesi Izınir ıcmsilcisi): Tatlıcı, turşucu, peynircinin sahibi olduğu ve aynca türedi basının başıbozukluğu Türk basını için bir yaraydı. Ne yazık ki gerçek basının sesini "yozlaşan basın" bastırdı. Bu kanunu hazırlayanlarda yozlaşan basın imajı vardı. Yeni kanun gerçek basını üzüyor. Temenni edilir ki, zaman gerçek basının değerini ortaya koyar ve bugünün hükümleri yine basının kuvveti, özeleştirisi vegayretleri ileortadan kalkar. " 4 . kuvvet basın" sloganı hiçbir zaman hatırlardan çıkmamalıdır. AYCAN GtRlTLİOGLU (Nokla DergisiAnkara temsilcisi/: Çok büyük kısıtlamalar getiren yasa, basın kuruluşlarında sansürün en kötüsü olan otosansürü doğuracak. Bu durum yurttaşların haber alma istek ve özgürlüğünü kesinlikle ortadan kaldıracak. Yasadaki hükümlerin Anayasa'dakilerden daha hafif olduğunu düşünürsek, tasarının görüşülmesi sırasında DM üyelerinin bir kısmıntn dahi basın özgürlüğünden yanaymış gibi görünmelerini anlamak çok zor. RAUF TAMER (Terciiman Gazetesi yazarı): Bu yasaya parmak kaldıranlar çok ağır bir sorumluluk aitına girmişlerdir. Türk basını bunları teshis etmiştir, ama aynı zamanda teşhir de etmelidir. Böylece yasanın hangi tarzda işleyeceğini de görmüş oluruz. TANJU CILIZOĞLU (Edebiyai 81 Dergisi Yayın Yönermeni. Hakimiyet Gazeıesi yazarı): Şu anda bu Basın Yasa Tasarısı ile Atatürk'ün basına yüklemek istedigi misyon ortadan kalkmış, Atatürk'ün ortadan kaldırdığı Abdülhamit anlayışı hâkim olmuştur. Bir basın mensubu olarak geriye dönüşün ilk suçlusu ve sorumlusu da biz basın mensuplarıyız. Kendi payıma sokaktaki adamdan utanıyorum. Bu bir ba&ın tasansı değil basın ceza yasasıdır. AHMET ÜNAL DELİKÇİ (THA İzmir Bölge Miidüru): Tasarı böyle yasalaşırsa Türkiyemizde gazetecilik mesleğine sünger çekmek gerekecek. Fikir gazeteciliğini ve toplumsal gelişmeyi yok edici netilik taşıyan tasan, ülkemizde foıoromanı, pehlivan tefrikası bol, içi boşaltılmış sıradan haberlerledolu, bol çıplak kadınlı gazete önermektedir. Özellikle Dünya Haberlesme Yılı'nı kuttadığımız 1983'de Tiirk basınına böyle bir tasarı armağan etmek demokrasi adına üzücüdür. Umarız Basın Yasa Tasarısı'nı bir dakikada onaylayıp benimseyen DM'nin yanlışlığı MGK'ca düzeltilir. RAKET GENÇ (Parlamemo Mııhabirleh Derneği Başkanı): Yeni Basın Yasa Tasarısı üzerinde fazla bir değişiklik, yapılmadan DM'den sessizcegeçti gitti. Toplu Basın Mahkemeleri'nin kaldınlmasının sakıncalar getireceğine inanıyoruz. Sorumluyazı ışlerimüdiirleri ve gazetecilerle ilgili olarak tasanya konan birçok nıaddenin ııygulamada büyük sıkıntılar doğuracağım sanıyoruz. Para cezalannın indirilmesine karşılık hapis cezaları olduğu gibi kaldı. Gazete kapatma kararının da mahzurlu olduğunu bviirteyim. Tasarının MGK'da düzeltilmesini bekliyoruz. DOGAN HEPER (Milliyet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleriMüdürü): \eni Basın yasası ilk hazırlandığında neyse, eleştirilecek yönleri ortadan kalkmadığı için aynı durumda. Yasada lehtedeğişiklikler yapılmadı. Geçeceğimiz demokratik ortamda geçerli olacak bir yasa değil. Çekingen bir basın doğacak. Herkes için güç olacak. HASAN PLLLIR. (Hürriyvt Gazetesi Yazarı): Defalarca açıkladık, tasan bir tepki tasansıdır. Yasakladığı sadece gazete yayınları değildir. Kamuoyunun haber ve bilgi alma hürriyeıi de kısıtlanmaktadır. HALL'K ŞAHİN, (Nokta Dergisi Genel Yayın Yöneımeni): Söz, düşünce ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar, sonuçta bizim toplum olarak cılız ve yoksul kalma dururrmmuzu yaratır. ERGl'N GÖZE (Tercüman Gazetesi vazarı): Davalarım var. Görüş belirtmem sakıncalı olabilir. İlerde kendim yazacağım. ERKAN ÖZMEN, (Yankı Dergisi Sorumlu Yazı Işleri Müdurü): Tasarıyı çok fazla ağır buluyorum. Bazı maddeleri muz gibi, ne niyetine yerseniz öyle olacak. Tehlikeli hükümler var, umanm ilerde bunlar birtakım yanlış yorumlara yol açmaz. Yakında Babıaü'de sabıkalı yazı işleri müdürleri kervanı doğacaktır. Ümidimiz MGK'nın bazı hükümleri tasandan çıkarması. ZEYNEP ORAL, (Milliyet Sanat Dergisi Sorumlu Yazı Işleri Müdiirü): Bu konuda en iyi yorum Cumhuriyet Gazetesi'nde yapıldı: "Yüz yıl geriye gittik." HINCAL ULUÇ, (Erkekçe Dergisi Genel Yönetmeni): Basın Yasası konusundaki düşüncelerimi yıllar önce Atatürk özetlemişti. Bu konuda diyebüeceğim, bir düşünürün sözü: "Herkes layık olduğu yönetime kavuşur." TL'RHAN AYTUL. (Son Havadis Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Basın sizi sevmez. Netlik ve açıkiığın her zaman geçerli olduğu kanısındayım. Bana yeni Basın Kanunu sisli görünüyor. İSMAİL CEM, (Güneş Gazetesi Yazarı): Türkive'de basın ve özgürlüklerin konumunda geriye doğru önemli bir adım atılmıştır. Bundan öncelikle zarar görecek oian, haber alma. denetleme ve sesini duyurma imkânı sınırlanmış halk kitleleri olacaktır. NEHAR TÜBLEK, (Hürrtyet Gazetesi Çizeri): Kanun sert olsa da çizerler çizer. Biz nice ağır basın yasaları gördük, yine de çizdik. Üzüntümüz Batı anlamında bir Basın Yasasının çıkmayışından, geriye dönüşün tekrarlanmasından. DUYGU ASENA, (Kadmca Dergisi Genel Yönermeni): Her türlü yayını bağlıyor tasarı. Yazılacak hiçbir şey kalmıyor. Magazine prirrı veriyor. Sağlık konulanna bile sınırlamalar getiriyor. TEOMAN ORBERK. iGüneş Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdurü/: Basın Yasası büyük güçlükler getiriyor. Daha önceki görüşlerimde bir değişiklik yok. ALİ ALKAN İNAL, ISomut Dergisi Ankara Temsilcisi): Türk basını için yeni bir sorunlar dönemi başlıyor. Tasanya yöneltilen eleştiriler dikkate alınmaksızın yasanın meclisten geçmesi ifade edilen koşulların doğruluğunu kanıtladı. Basın, işle\ini yerine getirme kaygısını yine de duyacak sorumluluktadır. YAVL'Z DO.NAT (Tercüman Gazetesi Ankara temsilcisi): Dünyanın hiçbir yerinde cezaların arunlması suçu azaltmamıştır. Basın Yasasında ceza artırımı ile suçun azalacağının düşünülmesi üzüntü vericidir. Türk basını büyük bir sorumluluk duygusu içinde görevini sürdürüyor. 20. yüzyılın sonunda basının böyle bir yasaya müstahakolacağını düşünmek doğru değildir. Ümit ve temenni ediyoruz ki tasarfbu haliyle kanunlaşmasm. İşimize geldikçe Atatürk'e sığınıyoruz. Atatürk'ün basınla ilgili sözleri hepimize rehber olmalıdır. Günümüzün basını günümüzün politikacısından çok daha fazla sorumluluk duygusu içinde olduğunu her gün ispatlarken böyle bir yasa ile karşı karşıya kalmak üzüntü vericidir. TURHAN DİLLİGtL (Adalet Gazetesi sahibi ve başyazarı): Yasa bu şekliyle pek çok bakımdan sakıncalıdır. Birincisi basın araçlarının müsadere edilmesi, hem Anayasa'ya hem de insan haklarına aykırı bir hüküm. ikincisi, matufiyetin bu yasada da açıklık kazanmamış olması. Hatta büsbütün anlaşıimaz duruma sokulmuş ve suç isnadının daha çok güçlendirilmiş olması. Üçüncüsü, basın davaları ihtisas mahkemelerinde görülmeüdir. Yasada basın sıradan bir ticari müessese durumuna indirgenmiş ve hiçbir özellik hakkı tanınmamış. ORHAN ERlNÇ (Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri): DM'nin kabul ettiği kanun Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan taslağın bir ölçüde düzeltilmiş şekli. Ancak Gazeteciler Cemiyetinin büiün çabalanna rağmen düzeltilmeyen veya düzeltilemeyen bazı önemli yanlışları içermektedir. Yorum farkhlığı sonucu işlenebilecek suçlarda bile tekerrüre bakılmaksızın korsan basın gibi kapatma veya müsadere kararı öngörülmektedir. Toplu Basın Mahkemeleri gerçeğe uygunluğu tartışılabilir örnek ve gerekçelerle kaldınlmaktadır. Gazetecilik mesleğini yozlaştırabilecek meslekten men hükümleri tasarıda kalmıştır. Tasarıdaki bu ve benzeri yanlışlıklann düzeltileceği umudunu taşıdığımı belirtmek isterim, çünkü bu şekilde yasalaşacak bir tasarıyla gazetecilik yapmak yumurtasız omlet pişirmekle esdeğer olacak. ! OGUZ ARAL (GırgırDergisi yönetmeni): Basın Yasası'nı bir bütün olarak görmek lazım. Bu yasa 100 kilometre hızla giden otoyu el freni ile durdurmaya benziyor. Bu durumda ya fren teli kopar ya da balatalar yanar. Beni ilgilendiren, asıl Basın Yasası Babaıali içinde bugüne kadar işlemiş olan ve asıl etkin olan, kendi iç yasasıdır. Bu da yine Babıali'nin yeni suratı, gazeteci patronların yerini sermayeci patronların almasıdır. TEKİN ARAL (Fırt Dergisi yönetmeni/: Yasa benim için son derece normal. Başka türlüsü anormal olurdu. Yeni BasınYasamızın yorumu çok güç. yargılayıcının bile içinden çıkamayacağı bir durumda. Uygulamada kendi kendini değiştirecektir sanıyorum. Toplum yararına gördüğüm şeyleri yapmaktan çekinmeyeceğim. ^"CÜNEYT ARCAYÜREK (Milliyet Gazetesi Ankara Büro Şefi ve yazarı): Cumhuriyet öncesi dönemi bir yana bırakıp geçmişten günümüze gelecek olursak, 1947, 1952, 1955, 1959, 1960 yıllarında hep aynı konunun işlendiğini, 196080 arası kimi küçük kimi büyük değişiklik özlemlerini, 1983'te huzurumuza yeni bir BasınYasası'nıngeldiğini görürüz. Dönem dönem sorun basın, konu basın. Hemen her dönemde konuyu ele almayı zorunlu sayan hükümetlerin benzer saviarı. Son Basın Yasası'nın son Anayasay'la çelişen özellikleri, hükümleri ortada. Arifi tarife hacet yok. Ama yasalar çıkarılırken. bugünu değil, hangi değerde hükümetler geleceği beîli olmadığı "îçin "yannları" düşünmek hiç aklımızdan çıkarmadığımız bir ilke olduğuna göre, sayın okuyuculara ve kamuoyuna şunu sormayı istiyorum: Gazete, kitap, dergi topiatmada bugüne dek görmediğiniz yöntemler; DGM'de hüküm giyen, gazetecilikten başka bir mesleği yapması olanaksız bir kişinin, sorumlu görevleri bırakalım, muhabirlik bile yapamaz duruma düşmesi; henüz bir yazı yayınlanmadan o yazıyı yayınlayacak olan "mevkutenin" toplaiılması kararı, bu yoldan mesleğimize yeni bir mesleğin, örneğin "muhbirlik" sanannm kaıılması; Türkiye Cumhuriyeti Ceza Yasasında özel. ağır hükümleri içeren maddeler olduğu halde. "gizlilik" unsurunun bu yasayla önümüze getirilip konması gibi hükümlerden sonra herhalde bizi, gelecek günlerde istediğiniz an lamda ve biçimde gazetecilik yapamazsak özur lü kabul edersiniz. GERÇEK (Baştarafı I. Sayfadal merkezli bir karar mekanizması oluşturuhnuştu. Ne yazık ki YHK kuruluş ilkesine de ters dıişerek işçinin ücretini enflasyon oranlanndan daha aşağılara çekmek yolunda çarptcı bir örnek oluşturmuştur. Son kartın da bu yolda atılmış son adıınıdır. •k * * (Baştarafı 12. Sayfada) barı ile bağıtlandığı ve aynı mantıkla bu kez önce fiyat artışlarının, sonradan işçi ücretlerindeki artışların gerçekleştiği, sonuç olarak işçi ücretlerinde enflasyon artışı, ücret artışı karşılaştınlmasından daha büyük oranlarda gerçek ücret kaybı olduğu karşı tezi bir yana, bir sözleşme ya da hükümet kararı ile yapılacak ücret artışında. artışın enflasyonun gerisinde kalmadığının söylenebilmesi için, öncelikle bir önceki sözleşmeden bu yana geçen BRİC ŞIAR YALÇIN (Baştarafı 4. Sayfada) Tutarsa bu defa karo valesini oynayın. Batı uymazsa normal oyuna devam edin. Uyarsa valeyi damla ezin ve ikinci bir kez pik ruasına empas yapın. Tutarsa (Batı ilk turda almamış olabilir) tekrar karoyla yere geçin (tabii Doğu ikinci karoya uymamış ise dokuzluya empas yaparak) ve kalan karolarınızı çekip elden kayıp kör ve treflinizi atın. Ondan sonra da üçüneü kez pik empası yaparak son beş eli alın. Böylece, pötişleminizi tehlikeye sokmadan, granşlerni, yani turnuva oyuncusu için altın değerinde olan "bir fazla"yı yapmış olursunuz (gerçi ikili turnuvada bazen bir fazla yapmak için batmak bile göze alınır ama o ayrı bir konudur). dönem için gerçek ücretlerde, tiyatlar karşısında meydana gelen kaybın hesaplanması. sonra da gelecek için hesaplanan enflasyon oranına göre bir ücret arnşının belirlenmesi gerekmiyor mu? Ek ücrc artışı tartışmasının yapıldığı şu günlerde. YHK Başkanı Naci Varlık'ın işverenlerin, DPT \e Maliye Bakanlığı yetkiülerinin gündeme getirdikleri "1983 ücretleri değil. 1984 ücretleri görüşülmelidir" görüşü ile birlikte ıster istemez dikkatler bir başka noktaya kayıyor. 2821 Sendikalar ve 2822 sayılı Toplu Sözleşme Yasaları hükümlerine göre, 1984 yılı ile birlikte özgür sendiksi düzen başlıy.or. Gelin görün ki, "Yasanın istedigi bilgiler zamanında işverenler laraıınrian Çalışma Bakanlığı'na gitmedi" ve de "Çalısma Bakanlığı'na yeterli kadro verilemedi. İş kollarındaki işçi sayılan saptanamadı. Yetkili sendika belirlenemedi" diye 1984'te özgür sendikal düzene gecişin gecikmesi tehlikesinden söz ediliyor. Bir yandan da YHK'nın daha önce uzun süreli olarak bağıtladığı sözleşmeler için, zaten 1984 yı Ek zam için (Baştarafı 12. Sayfada) da başvurabileceklerini belirtti. Türkİş Başkanı, ek zam için hükümet kararnamesi çıkarılmasını ya da bu doğrultuda MGK'nın bir karar almasını sağlamak için de çalışacaklarını duyurdu. YHK Başkanı Varlık, ek zammın 1 reddedilmesinden sonra ANKA nın sorularını yanıtlarken. "Zaten yılın dörtte üçü geçmiş, sonuna gelinmiş, ek zam kararı alınamazdı," dedi. Varlık, böyle bir karar\n "büyük yük getirecegini" iddia etti. Aşağıdaki el dünyanın en büyük oyuncularından biri olan üniü ttalyan şampiyon Garozzo tarafından oynanmıştır: 128 GAROZZONLN ŞLEMİ Saatler 1 saat geri alınıyor. • AD 8 6 54 O A + ARV8 B K G 0 • R7 2 OA62 0 V9 8 6 4 • 73 Garozzo ve ortağı uyguladıkları Blue Club veya Trefle Napolilain denilen artifisyel sistemle pötişlem piki bulmuşlardır. Batı kör valesini çıkmış. Garozzo yerden ruayla alıp pik asını çekmiş ve iki tarafın da uyduğunu, Doğunun üçlüyü, Batının dokuzluyu verdiğini görmüştür. Şimdi sıra sizde! UÇAK KALKIŞveİNİŞSAATLERİ TARİFEDLKİ ŞEKLİ İLE UYGULANIYOR. İleri saat uygulamasmm sona ermesi nedeniyle 2 Ekim 1983 Pazar gününden itibaren seferlerımizin tarıfemızde yazılı saatlerde uygulanmaya başlayacağını saygıyla duyuruyoruz. Kaşıkçı oğlunun (Baştarafı 12. Sayfada) basında "Ben Muhammedin kapatması değil. olsa olsa kansı olunım" diye demeçler veren Selen Bü ke de son derece mutluydu. Sabaha kadar süren eğlencelerde içki su gibi aktı. Herşey Kaşıkçı'lara yaraşır bir görkemlilik içindeydi. Gün ışıyıncaya dek süren eğlenceler sonunda Kaşıkçı'lar odalarına çekildiler. Muhammed Kaşıkçı dün sabah THY'den kiralanan bir uçakla doğum gününe katılan sanatçılan ve Selen Büke'yi İstanbul'a bıraktı. Kendisi de Amerika'ya öğrenimini sürdürdüğü üniversiteye gitti. ~ Eşi Lamia ve küçük oğlu Ali ile birlikte Marmariste kalan Kaşıkçı, tatlıya düşkünlüğünü burada da gösterdi. İşadamının "Gaziantep'inizin baklavasına bayılınra, getirtme imkanı var m ı ? " diye sorması üzerine kendisine Gazianıep'ten özel olarak ısmarlanan 10 tepsi baklava geldi. Kaşıkçı, baklavalan davetlilerle birlikte yedi ve "Türkîye'nin tadı Türklerin tadı işte, son derece yakın ve misafirperver insanlar" dedi. TÜRK HAVAYOLLARI Çanakkale'dekiler (Baştarafı 1. Sayfada) teşe, 6. Yiğit Köker, 7. thsan Sabri Çağlayangil, 8. Sırn Atalay, 9. Metin Tüzün, 10. Celal Doğan, 11. Deniz Baykal, 12 Ferhat Aslantaş, 13. Siileyman Genç, 14. Yüksel Çakmur, 15. Hüsamettin Çindoruk, 16. Mehmet Gölhan. Kapatılan Büyük Türkiye Parüsi'nin kuruculan arasında yer alan Hüsamettin Çindoruk ile Mehmet Gölhan dışındaki 14 kişi eski parlamenter. MGK'nın 31 mayıs 1983 tarihinde yayınladığı 79 sayılı kararı üzerine 15 siyasi 2 haziran saat 18.00'e kadar Çanakkaîe Sıkıyönetim Komutan Yardımcılığına teslim olmuşlardı. Çanakkale'de zorunlu ikamete tabi tutulması kararlaştırılan Ihsan Sabri Çağlayangil o sırada yurt dışmda bulunduğundan daha sonra teslim olmuştu. Değişik konular, çizgi romanlar, öyküler, bulmacalar, test. 21. Sayı BAYİLERDE Bizim Engbsh, az bilenleri zorlamayacak, çok bilenleri zenginleştirecek, dengeü, özlü, bir kaynakür. Paralı (Baştarafı 1. Sayfada) profesörlüğe yükseleceklerin kendi görev yerlerinde çalışamayacaklarını belirtti. Dogramacı aynca, üniversitede görev yapan 2.065 öğretmenin kendi kadrolanna atanması işleminin 1984 haziran ayı sonuna kadar ertelendiğini söyledi. YÖK Başkanı, üniversitelerde rotasyon ve ad çekme uygulamalarının kaldırıldığını sözlerine ekledi. YÖK v < iiniversiteler bütçeleri onaylandı Yeşilköy Havalimanı yeni terminali 7 ekimde açılıyor ANKARA (ANKA) Yeşilköy Havalimanı'nın yapımı tamamlanan yeni terminal ünitesi 7 ekim cuma günü Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in de katılacağı bir törenle hizmete açılacak. Bayındırlık Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, yapımı 1973'te tamamlanan yeni pisti ile yılhk 153 bin uçak trafiği ve 10 milyon 700 bin yolcu kapasitesi sağlandı, yeniden onarımdan geçen pistin hizmete girmesiyle uçak trafik kapasitesi 176 bine, yolcu kapasitesi ise 12 milyon 300 bine çıkanlmış olacak. • Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Eğitim bölümünden aldığım kimüğimi kaybettim Hükümsüzdür. ŞENGÜL ABURS