16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 25 AĞUSTOS 1982 enl Anayasa tasansmın basm Czgür lüğü, yayın hakkı, basın araçlarınm korunması, radyo, televizyon ve haber ajansları ile llglli hükümleri (madde 26, 27, 28. 29, 30, 31, 32 ve 167) çağımızın haberleşme ve iletişim anlayışının dışında kalmıg gibi görünüyor. Oysa önümüzde daha zaman var, iletişim alanında dünyanm ve Türkîye'nin koşullan na en uygun Anayasayı hazırlayabiliriz. Üçüncü Dünya ülkelerine örnek olabile cek bir anayasayı hazırlamak bizim elimizdedir. Yeter ki hoşgörü ile, günlük gerginliklerin dışında kalarak bu konunun üzerine eğilmesini bilelim. Y iletişim Hakkı ve Anayasa YENİ ANAYASA DEMOKRATİK BİR ANLAYIŞLA YENÎ BİR İLETİŞİM DÜZENİNİN GERÇEKLEŞMESİNE VE İLETİŞİM HAKKININ SAĞLANMASINA YÖNELİK OLMALIDIR. Hıfzı TOPUZ sanlar çok dar smırlar içinde bu araçlardan yararlanabîliyorlardı. İletişim endüstrisini ellerinde bulun duranlar, iletişim şebekelerlni yönetenler, haberleri oluşturan ve yayanlar kitlelere egemen olmaya başladılar. «tletişimi denetleyenler toplumu denetlerler» diye bir söz ortaya çıktı. Dünyanın nere sinde olursa olsun, hükumet darbesine yö nelenlerin llk iş olarak radyo ve televlzyonu ele geçirmeye kalkmalan bu yüz dendir. Bu durum karşısında lnsanlar kltlesel iletişim araçlarının yönetimine, haber ve yayın programlannın hazırlanmasına katılmaya yöneldiler. Buna «lieti şime ulaşma ve katılma hakkı» dendi. Bu hakkın ayrmtıları üzerinde çeşitll görüs ler tartışılırken llk kez 1961 yılında «İletişim hakkı» (Oroit a la communication Right to communicate) diye bir kavram ortaya atıldı. Eskiden blz «haberalma», «haberleşme», «basınyayın» veya «enformasyon» diyorduk, birdenbtre karşımıza «İletişim» çıktı. Ne ldl bu iletişim denen kavram? Haberleşme (informatlon) İle İletişim (communication) arasındakl ayrüık şöy le özetlenebillr: Haberleşme genellikle «baber verme ve haber alma» anlamma gelir. Bir veya birkaç merkezden haber verllir. Bir yanda haber verenler vardır, bir yanda da haber alanlar. Otoriter rejimlerle yönetilen ülkelerde haber verme ve haberleri yayma olanakları devletin veya büyük ör gütlerin tekelindedir. Haber verme siste ml bazen propagandaya veya halkı uyutmaya dönüşür. Bu, tek yönlü haber akışımına dayanan bir sistemdir. Iletişimde ise çok yönlü bir haber akışımı söz konusudur. Haber alan kişi sü rekli olarak haber veren kişi durumunda olur ve haberin yayılması sürecine ka tılır. Bu elbette daha demokratik bir 0laydır. İletişim teknolojisindeki gelişmeler bu tür haberleşmelere olanak sağladı ğı halde iletişim araçlarını kendi tekellerinde bulunduranların buna yanaşmadıkları görülmektedir. İletişim hakkı konusunda llk kez ÜNESCO 1978 Mayısmda Stokholm'de bir toplantı düzenlemişti. Bunu 1979 Ekiminde Manila'da yapılan bir toplantı İzledi. Ondan sonra 1980 Martında Londra'da ve 1980 Eylülünde Ottawa*da birer toplan tı düzenlendl. Son olarak da 1981 Şubatında Bükreş'te ve 1982 Temmuzunun sonunda Paris'te, ÜNESCO Merkezinde bu konuda birer toplantı yapıldı. Bu top lantılarda iletişim hakkının içeriğl, kap samı, yasal yanları ve Anayasalardaki yeri tartışıldı. ••• Bizim tasanya bu açüardan baktığımız zaman tasarınm yeni hiç bir şey getirmediğini görüyoruz. «Herkes düşünce ve kanaatını söz, yazı, reslm veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Ba sın hürdür, sansür edilemez..» dedikten sonra çeşitll yollarla bu özgUrlükleri kısıt lamak içln açık kapılar bırakmak ve ger çekçi bir özgürlük anlayışına uyacak hiç bir şey getirmemek çağ dışı bir davranış tır. Anayasa bir ceza yasası değîldlr el «Haberleşme hakkı» llk kez 1948 yılında, tklnci Dünya Savaşından kurtulmanın heyecanı içinde yayınlanan Evren sel Insan Hakları Bildlrisinde yer aldı. Bu hak 19. yüzyıldan bu yana basm yayın alanmda büyük bir hızla gelişmekte olan teknolojinin gereği olarak ortaya çık tı. Sinemanın, radyonun ve televizyonun gelişmesi yeni koşullar yaratmıştı 1948 Büdirisi ile insanların hiç bir smır söz konusu olmadan herhangi bir araçla haberleri ve düşünceleri araştırıp yavmaya haklan olduğu kabul ediliyor. Bu hakkm o tarihten sonra belli başlı birçok anayasalara yerleştiğini gördük. 1948'den sonra çok şeyler değişti dün yamızda. Önce transistor salgınına tanık olduk. Bunu televizyon ve renkli televiz yon salgmı izledi. Derken uydularla haberleşme çağına girdik. uydularla televizyon yaymlarına geçildi. Bunun ardm dan kaset ve video kaset salgını baş gösterdL Derken telematik çağına yöneldik. Bilglsayarlarla televizyon ekranlan arasında bağlantılar kuruldu. Birçok ülke de özgür ve özerk radyo ve televizyon ya yınlanna başlandı. Çağımızın en büyük teknolojik devrimlerini yaşıyoruz Kimimiz buna «Eelektronik çağı» diyor, klml miz de «Iletişim çağı». 1948'de kabul edilen ve anayasalara giren haberleşme hakkı yeni koşullara ve gereksinmelere artık uytnaz oldu Çünkü kişi bu yeni iletişim araçlarının karşısın da çok güçsüz kalıyordu. Bu araçlar ya çok uluslu böyük ortaklıkların tekelinde ya da devletin denetiminde oluyor ve in bette. Tasanyı, sağlayacağı haklara ve olanaklara göre değerlendirmek gerekir. Bugün bütün dünyada İletişim araçlarının demokratlaştırılması söz konusudur. Bu demokratlaştırma çoğulculuğa, çeşitll haber kaynaklarınm varlığına, özel tekel lerin ve otoriter devlet baskısının kaldınlmasma, her türlü düşüncenin özgürlük içinde yayınlanabilmesine, yönetime katılma hakkma ve iletişimin topluma yararh olmasına dayanır. Anayasalar bu iletişim hakkını tanımak zorundadır. Ba sm özgürlüğü, radyo ve televizyonların özerkliği hep bu iletişim hakkınm kulla nılması bakımından ele alınmalıdır. İJeti şim hakkı elbette sımrsız değildir. Gaze tecinin de topluma karşı görev ve sorum lulukları vardır. Bu haklar, görev ve sorumluluklar mçsleksel kuruluşların oyu ile, basm ahlâk yasaları ile ve basın kon seylerlnin katkısıyla saptanır. ••• Her ülkede bir iletişim polltikası izlenmektedir. UNESCO'nun 1976'dan beri çeşltli bölgelerde düzenledlği Devietlerarası İletişim Politikalan Konferanslan İle bu politikaların ilkeleri tartışılmış ve bu alanda çeşitll blldirller yaymlanmıştır. İletişim politikalarını saptayacak or ganların kurulması da bir Anayasa sorunudur. Yüksek İletişim Konseyinin demok ratik bir yapısı o'maH ve Cumhurbaşkan lığı, Parlamento. Oniversite ve meslek ör gütlerlnin temsilcilerinden oluşturulmalıdır. Bu Konseyin yetkilerinin saptanma sı da bir Anayasa konusu olabilir. Yeni Anayasa demokratik bir anlayışla yeni bir iletişim düzeninin gerçekleştirilmesine ve iletişim hakkının sağlanmasma yönelik olmalıdır Bizde yirml yıldan beri iletişim alanında nlce uzman lar, araştıncılar, öğretim üyeleri yetişmiş tir. Her birinin yenl tasanya katkıları ola bllir. Yeter ki kendilerinden yararlanma smı bllellm, kendilerinden birşeyler isteyelim. İletişim alanında çagdışı kalmamak ve Üçüncü Dünya Ülkelerine örnek olabilmek için elimize büyük bir fırsat geç miştir. Bu fırsatı kaçırırsak çok yazık olur. Tasarı Danışma Mecllsinde tartışılırken her halde bu konular ele alınacak tır. Petrolde Tarihce Gazeteler ülkemizde petrol aramalarmm hızlandığını yazıyorlar. Kamu kuruluşu olan TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) Hakkâri'de umutlu sondajlar yapıyormuş; kimi holdinglerin yabancı kumpanyalarla kurdukları şirketler de Adıyaman bölgesinde aramaya yönelmişler. • Böyle haberleri okudukça kendi kendime gülüyorum; ve son yirmi yılı düşünüyorum. Acaba toprağımızm altmdaki petrol kaynaklarınm değeri nedir? Bu sorunun aranışmda «var» ile «yok» arasında yirmi yıl sallanıp durduk. Yetklll kişiler kesin konuşmaktan haklı olarak kaçmıyorlar. Ancak şimdiye dek yapılan çalışmalarla belirlendi ki ülkemiz (çok zengin olmasa bile) yeterli petrol kaynaklarma sahiptir; kendi kendimize yetecek petrolü bulup üretebiliriz. Ne var kl yirmi yıldan beri petrolde ulusal polîtikayı uygulayamadık; at gözlüğü takıp yabancılara bağlandık. 27 Mayıs 1960 devinimiyle alevlenen ulusal petrol kampanyasım kendi ellerimizle boğduk. «Ulnsal PetroU diyene «komünist» damgasmı yapıstırıp defterint dürdük. Petrol politikaaında mllliyetç.illği savunan ne kadar genel müdür, müdür, bakan. yetkili, görevll, polltikacı, yazar, aydm varsa canına okuduk. Türkiye'de ulusal petrol davasına baş koymuş ve ayakta kalabilnıiş olanlar yok denecek kadar azdır. Buna karşılık yabancı siyasetinl güdenler, el üstünde tutulmuşlar, köşeyi yüz kere dönmüşlerdir. • Yabancı kumpanyalar 1960'larda ne istiyorlardı? Çok uluslu tekellerin politikası açıktı. Bunlar dünya piyasasını ellerinde bulunduruyorlar; mazlum ülkelerdeki kaynaklardan ucuza sagladıkları petrolü tekel fiyatıvla satıyorlardı. ESer «sistem» içinde bulunan fTtirkiye gibi) btr ülkede ulusal petrol kampanyası seferberliğe dönüşürse. yabancı tekellerin elbet işine gelmezdi. Çünkü petroîde bağımsız ekonomiye kavusan devletin siyasal bağımsızlığı da pekişirdi. Endüstrisine ve ordu'suna yetecek petrolü üreten bir Türkiye'nin bağımsız gücü, yabancı tekelln çıkarma ters düşerdi. Yabancı petrol kumpanyası o dönemde Arap çöllerinden kolay ve nltelikli petrol sağlıyordu. Eloğlu Türkiye'nin dağında taşmda niçin zahmete girsm? Ancak yabancılar ülkemizdeki petrol alanlarmı kapatmayı da siyas'etlerinin doğal mantıSı olarak görüyorlardı. Ülkemizi petrol kökenli fueloll santrallanna bağlamnk: demiryolları politikasmı çökerterek karayollanyla dışa bağımh otomotlv endüstrisini pompalamak; Türkiye ekonomisini yokuşa sürmek ve can damarlanndan ele geçirmek demekti. Yabancı kumpanyalarm tekelcibaşıları işte bu gaynmilli polîtikayı Türkiye'de gözü kapalı uygulatabilmişlerdir. Bu alanda kendilerlne karşı çıkanlan da «tflrlüçeşitli» yollarla darmaduman etmişlerdir. • Kapitalist ekonomidek! bunalım süreciyle petrolcü Islam ülkelerindeki uyanış hızı bir noktada çakışınca dünya petrol fiyatlan patladı. Bu patlamada Amerikan petrol tekellerinin çıkarları da ltici güç oldu. Ve Türkiye 1973'ten başlayarak petrol bunalımmm ağır yükü altına girdl. 1975, 1976, 1977 yıllarmda kısa sflrell yüksek faizll ağır borçlarla iç politlkada «gerceküstücülük» diyeceğimiz bir dönemi yaşadık: sonra kuyunun dibine lndik; çıkmak için kaç yıldan beri çırpınıyoruz. • Şimdl gazetelerdekl petrol arama haherlerinl okudukça işte bu «tarlhçeyl» anımsayarak gülüyorum; hem de acı acı... İVİT OKTAY AKBAL HfiYIR Bir Tarihci anavasa içi için... Yargı zayıf düşürülüyor 12 Eylüle gelişin nedeninl özgürlüklerin çoklugunda yasamamn yürütme karşısuıda daha güçlü olmasında ve suçun büyük bir bölümünü 1961 Anayasası'nda bulan bu anlayışla Anayasa Komisyonu'nun bundan daha iyi bir Anayasa tasarısı hazırlıyacağı zaten beklenemezdL Anayasa taslağı yürütmeyl yenl yetkilerle donatmakta bunun yanında yargıyı zayıf düşürmektedir. Bu nitelikte bir siyasal rejim kolayhkla demokratik ounayan dönüşümlere uğrayabüir. Yeni Anayasa taslağmda fizgürlüklerin kullanımmda ve demokratik örgütlenme özgürlüğünde büyük ölçüde kısıtlamalara gidildiği görülmektedir. Özgürlükler ve demokratik haklarla ilgili, taslakta bulunan maddelerin ilk fıkralannda belli özgürlüklere yer verilmesine karşm arkasından gelen fıkralann da özgürlüklerin özünü körelten adeta yok eden bir takım kısıtlamalar getiriliyor ve kişi ve kuruluşların düşunce özgürlüğü ancak başta bulunan siyasal iktidar doğrultusunda düşünmeyle bir anlam kazanıyor. Yeni Anayasa tasansında 1961 Anayasası'na nazaran büyük değişikliklere uğrayan kısmı hiç şüphesiz işçi işveren ilişkileri üzerinde görülmektedir. tşveren çevrelerinin yıllardır ağızlanndan düşmeyen her fırsatta dile getirdikleri kendi sınıfsal çıkarlarını amaçlayan önerilerine taslakta geniş bir şekilde yer verilmesine karşın işçi haklarına karşı büyük bir kısıtlama getiriuniştir. Grevin karşısuıa bir hak olarak lokavt konulmuş üretim araçlarını elinde bulunduran işverene karşı işçilerin en büyük silahları köreltilmiştir. Bu koşullar altında grev yapmak olanak dışmda görülmektedir. Lokavtm konmasıyla işveren karşısında iktisaden güçsüz olan işçinin korunması da bir yana bu"akılmış, işveren karşısında güç duruma düşürülmüştür. Orhan ÜNAL ögrenci Karsıyaka tZMİR Dr. Salâhi Sonyel, Kıbnslı bir tarihci. Ingiltere'de yayınlanan Toplumun Sesi' ve 'Turkish News' dergilerlnde birçok bilimsel araştırması yayınlandı. özellikle îngiliz belgelerinden Ermeni ve Rum sorunlannı derlemesi, yakın tarihin gizll yapraklannı okura açması çalışmalarmın ilgtnç yanlan... Sonyelie son Londra gezimde tanışmak fırsaünı buldum. Bir Ingiliz lisesinde öğretmenlik yaprjror, bu arada tarih konusunda çausmalarını sürdürüyor. Şimdi yeni bir yapıt hazırhyor: Ermeni Sorunu. Bu kitap Ingilizce yayınlanacak, Türkçesinin de yurdumuzda çıkmasını dilerim. Sonyel'e göre Ermeni Türk çekişmelerinin iç yüzü bambaşkadır. «Yapıtunda bu konuyu kamuoyunun. Batı kamuoyunun gözleri önüne serecegim, gerçekler ortaya çıkacak.» diyor. Dr. Sonyel'in son zamanlarda çok ilginç bir çalışması Tarih Kurumu nun Belleten'inin Temmuz sayısmda yayınlandı. Titiz bir araştırmacı olan Sonyel «Kurtuluş Savası Günlerinde Ingilizlerin Ellne Geçen TBMM Gizli Tutanakları»ndan söz ediyor. Sadi Borak «Gizli Oturumlarda Ataturk'ün Konuşmaları» adlı kitabın önsözünde «Bu beyanlar TBMM arşivinde 56 yıldır gizliliğini korumaktadır» diye yazmış Sonyel, bu konuda şöyle diyor. «Ondört yıldan beri Avrupa arşivlerinde. özellikle tngiltere Devlet Arşivi'nde yapmış olduğum araştırmalar sonunda ele geçirmiş. bulunduğum bir çok belgenin ışığı altında Sayın Borak'ın bu Iddiasına katümayacağım. çünkü Kurtuluş Savaşımız günlerinde BMM'nin sık sık yapmıs olduğıı gizli oturumlann tutanaklaruun en önemlilerinin içeriği İngiliz ajanIarınca öğrenilerek, ivedilikle Ingiltere yönetimine duyuruluyor, o günlerde oldukça gizli sayılan bu belgeler, tngiltere'nin siyasasını çizen ve uygulayan devlet adamları ve yetkililerce dikkatle okunuyor, Keraalist Türklye'ye karşı nasü bir yöntem izleneceği ona göre ayarlanıyordu.» İngiliz aianlan cirit atmışlar ülkemızde. Anlaşılan, bu... TBMM'nde yapılan konuşmalar, alınan kararlar. gruplaşmalar hemen ertesi gün İngiliz Dışişleri Bakanlığı'na ulaştırümış. Gizli bir yanı kalmanuş bu işlerin. Lord Gurzon Türk temsilcilerinın neler söyleyeceklerini biliyormuş, önceden herşeyl düzenliyormuş... Mustafa Kemal'in karşısında yer alanlar kimlerdi. Karabekir ve Ittihatcılar ne yapıyorlardı Enver Paşacılar ne bekliyorlardı? Entalijans Servis ajanlan hepsini zamanında öğrenip Londra'ya bildiriyorlardı. 21 Kasun'da Mustafa Kemal Paşa Meclis'in gizll bir toplantısında şöyle demişti: «Yunanlılar Anadolu'da geniş bölgeleri işgallerinde bulundurduklan sürece barış sağlanamaz, görüşmeler yapılamaz. Türk ulusunun kesin haklan sağlanmadıkça barış yapılamaz 14 Arahk günü tngiliz istibbarat raporu bunu olduğu gibi Londra'ya ulaşfarmaktaydı, tngiliz ajanlan kimi raporlannda şunu belirtmekten çekinmiyorlardi: «yetkili bir Kemalist kaynağından sağlanan bilgiye göre>... Bu raporlarda yer alan bilgiler içinde çürük ve yanhş olanlar da vardı. Örneğin Kavakh Fevzi Paşa'nın yeni bir örgüt kurdugu, Anayasa'mn kaldınlması, Padişahlığın geri getirilmesi, daha önce yürürlükte bulunan Anayasa'nın küçük değişlkliklerle uygulanmasını isteyeceği bildlrilmekteydl. Hüseyin Rauf da bu eylemin içindeymiş, Ismet Paşa'yı da kendi yanlanna çekmeye çalışıyorlarmış!. Böyle bir olay tarihcilerimiz tarafmdan saptanmamıştır. Demek ajanlar ille de rapor yazmak için arada bir gerçekdışı haberler de vermekteymişler... Lozan Konferan? günlerinde Ingilizler günü gününe Meclis'teki gizli görüşmeleri öğrenmlşlerdir. Bir ara kesilen görüşmelerin nasıl sonuçlanacağını, Mustafa Kemal'in barışcı tutumunu önceden bilmektedirler. Sir Rumbold, Lord Curzon'a şöyle yazmaktaydt: «Mustafa Kemal barışın gerekli olduğuna karar vermiştir ve barış sağlanırsa Türkiye'yi geliştirme ve devrim planlarını uygulamakla uğraşacakbr.» Gerçekten de Musul konusundaki anlaşmazlık ortadan kalkmış ve tsmet Paşa Lozan'a dönerek Lozan anlaşmasmı imzalamıştır. Bu sonucu Lord Curzon önceden bilmekte olduğundan hiç şaşmamıştır Dr. Salâhi Sonyel'in yakın tarihimiz üzerinde, tngiliz belgelerine dayanarak yaptığı çalışmalar her bakımdan yararhdır. Yeni yapıtını da ilgiyle bekliyorum. # Kimlerin yararına hazırlandığı belli Yeni taslağa baktığımızda, devletin yürütme organı güçlendirilirken, tüm dernek ve sendikalara slyaset yasağı konmaktadır. Sendikalann toplu sözleşme ve grev hakları kısıtlamadan öte yok edilmekte. açıkçası sendikalara hayat hakkı tanunamaktadır. Kişi özgürlüğünü sudan sebeplerle yok edebilecek duruma sokmakta ve basını ise susturmayı hedef almaktadır. İş bunlarla bitmemekte insanlık suçu sayılan lokavt Anayasa'da bizzat yer almaktadır. Daha da önemlisi. işverenlerin hararetle savunduğu ekonomide rekabeti yok edecek öneriler tasanda yer almıştır. tşverenleri geçici olarak rahatlatacak önerilerin fazlasıyla yer alması taslagın künler yararma hazırlandığmı açık ça ortaya koyraaktadır. 1961 Anayasası'yla kazanılan haklar, Türk halkının en doğal hakkıdır. Türk halkı, ilerici olan 1961 Anayasası'ndan daha ileri bir Anayasa'ya layıktır. Süleyman KALKAN İçki ve tsp. Fab. PAŞABAHÇE / İST. Genelde, emegiyie ve namusuyia geçinen geniş halk kesimlennin 1961 Anayasasıyla kazandığı düşünceyi yayma ve örgütlenme özgUrlüklerinin bütünüyle yok edlldiği, veya o hakların tamamen kullanılamaz bale dönuştürüldüğü, yani temelde güçsüz olan KtT'lerin daha da savunmasız bıraktınldığı bir taslak olarak karşımıza çıkmıştır. Bu nedenle 1982 Anayasası özelllkle işçi ve memur haklan konusunda 196ı Anayasasının özünden sapmamalıdu. M. ŞAHİN Mühendls ANKARA Kısa... Kısa. • «1982 Anayasa taslağı toplumun dai ma ileriye doğru gelişmesi için elde edilen demokratik birikim gözönünde bulundunümadan hazırlanmıştır Bu taslağa göre temel hak ve özgüriükler kullanılamaz hale getirilmektedir? Mazhar BAYAM tşçi Iskenderun • «Billml, sanatı, toplumsal Uerlemeyl yasaklayan, basına, diişünceye kilit vuran, lokavtı hak sayıp, gtevi tasıtlayan memleketimlzl işveren crnnetine çeviren, Aldıkaçtı hoca söyle. söyle sen Idmin papağanısın?..» Selahattin ÖZÜBILtR Şoför, K. Mnstafapaşa • «TUrkiye'nin konumu ve yüklendiği görev, «evrensel» nitelikte bir Anayasa nın ortaya çıkmasını gerektirmektedir Bu da gerçekleşecektir.» Hasan UZÜNHOCAOGLÜ Akcay • «Aldıkaçtı Anayasası, her yflnÜ İle antidemokratik, IdşiyJ tutsak eden olnmsnz bir tasandır.» Ahmet KAYA Maltepe • tstanbnl • «Koca bir ilkellik örneği. Hele o lokavtın yasallaşması istemi, işçilere karşı işlenebilecsk en büyük suç. Böy le ilkellik ve gerilik örnekleri ile dolup taşan tasan, işverenin eline bir de nötron bombası veriyor.» Pevzi ÖZGÜL Mühendls DeveU Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecillk T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü HASAN CEMAL Müessese Müdürü ..................... EMİNE UŞAKLIGİL Yazı işleri Müdürü ..... . OKAY GÖNENSİN • Yazı İşleri Müdür Yardımcısi..........AHMET KORULSAN Haber Merkezi Müdürü YALÇIN BAYER Mizan paj Yönetmeni .............MM............... ALİ ACAR • • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : 8BJVİS ŞEFLERİ 9 YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN # Derinyaralar açacak niteliktedir 1982 yeni Anayasa taslagı tüm içeriğijle gelişen bir toplum olan ülkemlzde çözüm beklejren yaralan sara cağı ve iyileştireceği yerde daha da kötüleşürecek ve derin yaralar açacak ni teliktedir. tirtun turizm Sunar KolaylıŞınız ve BAĞKUR primlcrini şubclcrimizc yatinn. BODRUM T.MT OTEL ynm • (hıvuılu) pamtyon için MAKMAIUS MARMARİS SultanSarmj 19.900.TL. p^SEKETUR OTEL pwfvon18.900.TL FETHiYE Istanbul Haberleri ıSebhattinCÜtERDış Hafaerfer t Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAY Yurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin: Yalçın PEKŞEN Spor:Mehmet TEZKAN Araştırma: Sahin ALPAY Düzeltme: Konur ERTOP BÜROLAR * KonurSokak No. 24/4 Yenişehlr ANKARA Tel:175825175866ldare:1833 35 Halit Ziya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 254709131230 AtatOrk Cadctosi, T.H.K IfhanıKat2/13ADANA Tel:1/55019731 BasanveYayan: CMMHHRlYPTM^tbaacilıkve Ga?etec!llkT.A.Ş. Türkocağı Cad. No: 39 • 41, Cağaloğlu ÎSTANBUL P.K.: 246 tstanbul, Tel.: 20 97 03 (5 hat) TAKVİM 25 Ağustos 1982 İMSAK GÜNEŞ 4.26 6.17 ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI OraU900TL MAKEIOTEL 30000TL 21.900.TL. Oatça Aktur'da Villalar Öz« Otobuıt jknmlar RBAROS BULVARI35/5 BEŞİ «61107461822661 25 81 ,b. 26105 Irtlba* Abeotur 376107 13.16 17.01 19.54 21.32 Safahk Telefon OPERATOR ATÖLVF TİJRKİYE EMLAK KREDİ BANKASI "TEKBANK" Maltepe'de 30'lu telefon Müracaat: 24 40 79 ANKARA Dr. Kâzım SARI Meddiyeköy. Kervangeçmez Sok. No.: 5. Keramet Apt (Keçeliler Garajı yanı) Tel.. 66 47 41 Genel Cerrahi Uzmanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle