25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 DUde özleştlrmecillk, sOrttp glden bir tartışma konusudur; dyle ki, bu tartışma, blr dll akademist kurulmasını öngören bir madde ile yenl Anayasa Tasan sına da yansımış bulunuyor. Bence onun kadar ilginç, onun kadar önemli bir fconu daha var kl, kamuoyuna bunca 1$ lemls durumda değiL Müziğimîz konusuna değlnmek istiyorum. Çünktl müziğl miz konusundaki tartışmalar da, dilde özleştlrmeclliğe ilişkin tartışmalar glbi, uyuşmaz bir karşıtüğın bunalımını taşı maktadır. Eskiden alaturkaalafranga müzik, şimdi ise çoksesliteksesli müzik diye adlandınlan bu lki tür müziğe ilişkin soruna yeni anayasada neden yer verilmediğine şaşsak hakkımızdır sanırım. Çünkü bu tartışmada da «milliyet» kavramı baş yeri tutmaktadır; çoksesli müzik ulusal olamaz, teksesli müztktlr ulusal olan. Böyle diyorlar «geleneksel Türk müzl#» ya da «Türk sanat müziğl» yandaçlan. Demek Türk'e düşen Bach'ı dlnlemek değil, Şakir Ağa'yı dinlemektlr. Geleneksel diye adlandınlan müziği sev meyenin Turklüğünden kuşkulanacağız. Bir anayasa sorunu değil midir bu?.. Munir Nurettin Selçuk öldüğünde, gazetemizde bir yazı çıkmıştı, şimdi adını ansıyamadığım yazar, Selçuk'a ilişkin bir anısını anlatıyordu o yazısında: Yıllar önce îzmir'de bulunduğu blr sırada, fiç beş dostu, tanınmıç sanatçımızı Konak gazinosunda akşam yemeğine buyur etmişler. Aralannda alaturka müziğe ilgl duymayan genç ve aydın bir lş adamı da varmış.. Kendilerine ayrılan bir odada yiyip içerlerken Münir Nurettln Selçuk coşmuş, şarkılar söylemlş. Konse rin alkışlarla bitmesl sonunda, alaturka ya yabancı kalmış olan o genç iş adamı, «Üstat» demiş Münlr Nurettln Selçuk'a, «ben bn müziği sevmezdlm, ama bn akçam size hayran kaldım..» Bu söz üzerlne Selçuk «Türkçeyi çok grüzel konuşuyorsıınuz» demiş adama. «Aman efendim, yanlış anladınız» diye yanıtlamış onu genç lş adamı, «Ben Tttrk'üm.» Selçuk, tuzağa düştirmüş adamı «E beyim» demiş «Türkseniz neden ilgilenmediniz kendt müziğinizle?» Kişinin hangl ulustan olduğunu, sev dlği müzikle bulmağa kalkmaktakl ölçüt, evrensel blr nitelik ve değer taşıma OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 20 AĞUSTOS 1982 Bir Anayasa Konusu Daha Melih Cevdet ANDAY ması yanında, yanıltıcıdır da. Yoksa bu yılki îstanbul Festivalinde Batı müziği dinleyenlerin (bunların sayısının üç yüz bin dolayında olduğunu sanıyorum) hiç birini Türk saymamamız, hattâ tümünü yurttaşlıktan çıkarmamız gerekirdi.. Ney lersiniz ki, alaturka müziği Türklüğün vazgeçilmez göstergelerinden biri sayma anlayışı, yalnızca Münlr Nurettin Selçuk'a özgü değildir, nerdeyse bütün alaturkacılar bu inanıştadırlar. Ama bir sa nat tartışmasında araya bu tttrden kor kutmacalar karıştmlması ile hiç bir lyi sonuç alınamaz, hatta kısaca, sonuç alınamaz. Çünkü ulusun oluşumunu gerçekleştiren süreçlerle, müziğln yapısını belirleyen etkenler blrarada ele alınamaz. Yoksa özdeş blr müziği paylaşan uluslann, bir tek ulus sayılması gerekirdi. özellikle bizdeki durum, bu açıdan bakıldığmda, konuyu büsbütün çıkmaza sokmaktadır. Çünkü «gelenekseb» nitemi nin yakıştırıldığı bir müzik İle, tümden yenl blr tarihsel gerçekllk olan «ulus» blrblriyle bağdaştırılamaz. Aynca Türk soyunun müziğl (her ne ise) ancak Bizans ahndıktan sonra alaturkaya dö nüşmüştür. Gerçekte bu «alaturka> söz cüğü de Türkçe değildir. Her ulusa özgü ayrı bir müzik bulunduğu anlayışı, belki folklorik müzik için geçerli sayılabllir, oysa araştırmalar, çeşitli halk ve uluslann folklorik müzikleri arasında benzerlikler bulunduğunu göstermek tedir. Ancak bizdeki «geleneksel müziği miz» sözünün, folklorik müziğlmlzi de lçerdlğl söylenemez. Aynca her toplum kendl müziği ile başbaşa bırakılsaydı, bu sanatm evrenselliğinden söz edilemezdi. Bu konuya bugün kısaca değinişimin nedeni, Varlık dergisinln son sayı smdakl (Ağustos) müzik soruşturmasıdır. Bu soruşturmanın bende bıraktığı ilk lzlenim, çoksesli müzik sanatçılarımı za az yer aynlması oldu. öyle kl, konu ya meraklı okur, bu soruşturmadan, çok sesll müzik yöntemlnln yanlış oldugu so nucunu çıkarabilır. Türk halk müziği tem sılclleri de, Türk sanat müziğl temsilcile rl de, bu amaca varmak için, temsll ettlk lerl müzik türlerine verilen adların başmdaki «Türk» sözcüğünden sonuna dek yararlanma yolunu tutmuşlar konuşma lannda. Örneğin, çokseslilik konusuna gellndığinde, sesinin sertlestiği bildirilen bir halk müziği uzmanı, şoyle demek tedir: «Bugrüne kadar firnekleri verilen biçlmdekl bir çoksesliligi halkımız begenmemiş, sevmemiş. benimsememiştir. Sebebi, bunların başansız oluslarımn ya nısıra, balkın kendi öz müziği ttzerlnde kalem oynatılmasına karşı takındığı net tavırdır.» Gene o uzman konuşmasmm başka bir yerinde «Son yarım yüzyıllık yetersiz uygulamanm, işimizi daha da zorlaştırmasıdır» diyor. Burada sözkonu su edilen, yerli ezgilerin çokseslendirllmesidir. Oysa burada eleştirilen yöntemln kuramı, çoksesli müzik yapıtlarımız daha ortaya çıkmadan önce gellştirllmiş ti. öyle ki, doğubatı çatışması müzik alanında, yerli ezgibatı teknlğl blleşimi lçinde bir çözüme vardınlacaktı. Bizim Cumhuriyet döneml çoksesli müzik yaratıcılarımızın tümü bu kuramdan yola çıkmışlar ve (nasıl yatsıyablllrlz) müzlğimlzi ilk kez evrensel kılmışlardır. Bu gün bütün dünyada tanınan Türk müziği budur. Folklorik müzik ezgilerinin çokseslendirilmemesine, yoksa bu ürünle rin anlatımınm değişeceğine inanmak başkadır, tartışılabilir; ama böyle bir 1nanç, çoksesli evrensel müzik yapıtlanmı zı halkm beğenmediğini, sevmediğinl, benimsemediğini söylemeye gerekçe ya pıldığında, kolaya kaçılmış olur. Çünkü beğenlsl ölçü alman halk, eğer köylü İse, onun folklorik müzik ürünlerinden aydın larımız yüzlerce yıldır uzak bulunuyordu. Bu ezgilerin tanınması, lşte o yerdiğimiz yerli ezglbatı tekniği kuramınca yaşama geçirilmesinden sonra gerçekleştL Aynca, folklorik ezgilerin batı armoni yöntemlne uymadıgı savı, billmsel olmak çöyle dursun içtenlikli de değildir, Bu eleştiriyl yürütenler. batı armoni yöntemi ile çalışan sanatçılarımızm özgün ezgilerle yarattıkları yapıtları tutuyorlar mı sanki? Burada amaç, dü pedüz çoksesli müziği ortadan kaldırmak tır. Alaturka denılen müzik için ise konu, çok daha başka bir görünümdedir. Bugün «geleneksel» diye nitelendirilen bu mtizlği, eskiden halkımız keslnkes bilmezdi. Alaturkanm köylere dek yayıl ması radyo aracılığı ile olmuştur. Bunu başlatan da rahmetli Mesut Cemil'di. Ama gene o Mesut Cemil, kendisinden son ra radyoyu tümden alaturka müzlğin sar dığını görünce, «Radyo benim zamamm da bu kadar çok alaturka vermezdi» demlştir. Gerçekten de, alaturka müzik, rad yodan önce, îstanbul'daki iki derneğin düzenlediği küçük konserlerde çahnırdı ancak. Bunlar Daral Talim Musiki ve Şark Musiki Cemiyeti adlannı taşıyan derneklerdL îmdi radyonun sağladığı bu yaygm lığı, «halkm beğenisi» olarak değerlendirmek nasıl doğru olabilir!.. öyle ise, halkın arabesk müziği beğenmesini ne den eleştiriyoruz?.. Bu beğeni «ölçüt» olarak alındı mı, mtizlkte yaratıcılık diye bir şey beklememek gerekir. Ancak yaratıcı sanatçıdır halkın beğenisini yükseltecek olan. O soruşturmayı yanıtlayan îlhan Usmanbaş şoyle diyordu: «Ancak ylne bazı çevreler vardır ki, onlar Türklye' nin dünyadan soyutlanması gerektigine karar vennişlerdlr. Hâlâ teksesli müzik yapmakta direnenler, Türk halkım ve kültörünü kendine tfimflyle yeten bir varlık olarak görmekte ve göstermek is temektedlrler.» Bu sözlere katılıyorum; ancak «geleneksel» denilen müzik ile Batı yöntem 11 müziğimiz arasındaki ayrımı, tek sesll çok sesli blçimlnde belirlemenin yeter&lz liği üzerinde de durmak gerektiğini düşünüyorum. Belkl başka bir yazıda ele alınm o konuyu. Yaprak... Kafamda blr sürü konu var; hangisini yazayım? diye düşünürken arkadaşımız Osman ülagay'ın Cumhuriyet'in birinci sayfasındaki haberyorum'unun başlığı gözüme çarptı: « Piyasada yaprak kımıldamıyor.» Hemen önümdekı kâğıt destesinden bir yaprak çekip geçirdim yazı makineslne.., Ve yazmaya başladım: Yaprak... • Ali Canip'in «Yaprak» adındaö şlirlnl okul sıralannda belleğlmlze kazunışlardı: «Amyordum bahan, çırpınarak Düçtü bir gölge şey avuçlamna: Baktım: ölmüş, zavallı bir yaprak! Bu hazan belli çok fidan kıracak Örtecek dallarıyla yollarımı... Fakat sftyle ey güzel yaprak, Söyle çehren kadar ölflm sarı mı?» • Bir yandan Ali Canip'in çilrinl anımsarken bir yandan düşttnttyor; kendi kendlme soruyordum: Piyasada yaprak kunıldamıyormuş; peki bu yaprak dökümü nedlr? Banker iflaslannın ardmdan Kastelli olayı yel üfürdü, su götürdü. Tahviller, çekler. mevduat sertiflkalan ortalıkta yaprak yaprak uçuşuyor. Ya piyasanın çoğu firmasında görülen yaprak döktimü? Kim demiş «piyasada yaprak kımıldamıyor» diye?.. Yazıyı okuyunca anladım: Piyasada alımsatım öylesine durgunmuş ki yaprak kımıldamıyormug. Hımmmm... Piyasada isler kesat diye yakınıyor Işadamlarımız... Daha bir yü önce KtTlerl satın almaya kalkışan açıkgöz girişimcilerimiz, şimdi sızlanıp ağlıyorlar: « Devlet Baba bizi kurtarsm...» • îşadamlarmıız arasmda epey arkadaşım var. Önceki gün bunlardan birislne sordum: Sevglli dostum!. îşçi ücretleri Yüksek Hakem Kurulu'nda saptamyor. Toplu sözleşme denen bela ortadan kalktı. Grevtn adı sanı lşltîlmiyor. îşveren Sendikası eski başkanı iki yıldan beri ekonomiye sizin istediğiniz biçimi veröi. Dışardaki işadamlarıyla slzler başbaşa vererek İstediğiniz programları hiçbir engele çarpmadan yürürltiğe koydunuz. Tatlı canınız ne istiyorsa verildi: «Devlet Baba»mn bütün olanakları sizin için seferber edildi. «Halk özveri göstersin» dendi. Memur, işçl, köylü, esnaf kemerini sıktı. îstediğiniz «siyasi istikrar> sağlandı. Çok şükür anarştnin kökü kazındı. Solcular susup oturdular; ve ttearet, sanayi odaları. borsalar, lşadamları dernekleri boy gösterip konustular, dolandılar, salındılar. Pekl, işler neden böyle oldu? Suçu bu kez klme yükleyeceksiniz? İşadamı dostum üzgün ve suskundu. • İyl ki lsadamı değillm. Maazallah gu sırada lsadamı olmak ateşten gâmlek glymekle blr. Piyasada yaprak kımıldamıyor. îyl kl kunıldamıyor. Aman hiç rüzgâr esmesih, yaprak kımıldamasın; çünkü çoğu yurttaşımız Adem Babamız ve Havva Anamız gibi önündekl tek yaprağa sığınıyor; bir de japrak kımıldadı mı... Doğrusu çok ayıp olur. CVCT OKTAY AKBAL Metroda Bir Olay <Benden özür dlle» diyordu.. «Lütfen benl bağışlar mısınız Mösyö de>... Elinde koca blr makas. Sallayıp duruyor.. Gözlerl dönmüş. tkl yana gldip gellyor. Belli ki sabah sabah kafayı bulmuş! Dünyaya klnle nefretle bakıyor. «özur dlle hemen» diye koca makası tutuyor sımsıkı... Parls'te bir ağustos sabahı. Austerlitz ganndan aktarma Opera Meydanına gidlyoruz. Birden koptu fırtına. Tam arkamdaydılar. Yanında oturan kıza sarkmtılık etmlş karaderilL Kız ne yapacağmı şaşırmış. öteden bir Fransız gencl seslenmlş: cGeç öbür kanapeye; ne duruyorsun orda?» diye.. Sonra kız ilk durakta birden lnip glttL Zencl İle Fransız karsı karşıya kaldüar. <Haydi peşinden gitsene» dediğinl duydum karaderillnin... Sonra da Fransız'a doğru makası çeklp saldırmasını... Göz açıp kapayana kadar geçtl hepsi. Kanlı blr olayın tanığı olabllirdik. Ne yapmalı? Vagonda genç yaşh, kadın erkek Fransızlar, yabancüar var. Kimse tınmadı, kimse yerinden kıpırdamadı. Fransız genç, sağa sola baktı, yardım lstedl, önce kafa tutar gibiydi, sonra koca makasın karnına dayandığını görünce aşağıdan almaya başladı. Hep blrllkte karşı çıkmalı şiddetten yana olanlara. Tek tek kalınca ezilmek, yenilmek kaçınılmazdır. Ne var kl kimse görmüyor, anlamıyor gibiydi. Zenclye ve Fransıza seslenerek havayı düzeltmek lstedim, olmadı. Zaten Fransız «Benl bağışla, lütfen beni bağışlar mısınız Mösyö» demlşti bile! Karaderill «Biz Araplar böyleylz lşte» gibilerden bagırdı, sağa sola meydan okuyarak.. Sonra ilk durakta indi, büyük bir yengi kazanmıg, doygunlaşmış lnsanların gururlu haliyle... Gündellk bir olay lşte!. Paris gibl büyük kentte akşamdan sabaha, sabahtan akşama böyle nice olaylar geçip gltmekte... Bombalar patlıyor, kahvelerde oturan turlstler yaralanıyor, lokantalar basıuyor. Fransa'da yaşayan çeşltli topluluklar arasmda hesaplaşmalar hızla sürüp gidiyor. Ezilen, sürünen, aç, lssiz Cezayirli, Malili, Koreli, Kamboçyalı, Tunuslu vb. genç insanlar Paris'te, Londra'da yagamak savaşı veriyorlar. Bir lstatistiğe göre Fransa'da yaşayan yabancılann sayısı beş mllyonu geçlyormuş. Paris'tekl yabancı oranı yüzde 12. Porteklzlller yüzde 22 İle çoğunlukta. ötekller İse şöyle sıralanıyor: Cezaylrliler yüzde 20, îspanyollar yüzde 15, ttalyanlar yüzde 14, Faslılar ytizde 7, Tunuslular yüzde 4, Yugoslavlar yüzde 2, Türkler yüzde 1 buçuk, Senegalliler ve Malilller yüzde 1. Paris metrosunda sabah sabah karşılaştığım olay anlamhydı. tşsiz, belki de aç, yersiz yurtsuz bir karaderili elindeki silahm zoruyla bir Fransızı dize getiriyor, onu kendisinden özür dilemek zorunda bırakarak gururunu doyuruyordu. Neye yarardı kl! Yine açtı, işsizdi. yersiz yurtsuzdu. Şiddet yollarına başvurarak, onu bunu korkutarak ne kazanacaktı? Hiç. Günün blrinde lçeri atılacaktı. Ya da smır dışı edilecekti. Geceleri Paris'in çöplüklerinl araştırıp lşlne yarayan blrşeyler bulmaya çalışanlar, gellp geçene ellnl uzatarak üç beş kuruş Isteyenler. dükkânlardan bir şeyler aşırıp turlstlere satmaya kalkanlar. neler, neler yoktu ağustos 1982 Paris'inde!... Ya o Türk kadını? Kucağmda çocuguyla Opera Meydanmda dilenen yurttaşımız? Dağılmış bir tesbihin taneleri gibi Avrupa kentlerinde paramparça yaşayan yurttaşlarımız? Sahipsiz, yazgılanna terkedilmiş, lş arayan, bulamayan, acılar çeken, hakaretlere uğrayan insanlarımız? «Benl bağışlayın, sizden özür dilerim» diyen Fransız delikanlısı gözümün önünde şimdi. Kocaman makasa güvenip meydan okuyan sarhoş karaderill de... Sessiz, durgun, umursamadan olayı seyreden, hatta seyir bile etmeyen Parisli kadmlar erkekler de!.. Garip bir dünyada yaşıyoruz. Yenl şeylere gebe bir dünyada... Ne doğacak? Belki de şimdikinl aratacak bir acayip yaratık, dahc da çlrkin bir başka yaşam, bir başka toplum, bir başka dünya... Türkiye lş Bankası KiUtürYayınlan'ndan Kitapseveriere ErenkövKitapSaüşMagazamız şimdi %25 özel iiKÜrimyapıyor! S aym kitapseverler, y ayınlarımızı daha rahat ve her zaman yakınınızda "bulabilmeniz için Erenköy Mağazamızı açtık. öğretmen ve öğrencilere tanıdığımız %25 indirim imkânmı, şimdi bu açılış nedeniyle kısa bir süre için bütün kitapseverlere tanıyoruz. Yayınlarımızın tümünü, 15 Eylül akşamma kadar %25 indirimli olarak alabilirsiniz. Erenköy Mağazamıza gelin, îş Bankası Kültür Yaymları'yla zengin bir kitaplık kurun. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adırta NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü MüesseseMüdürü Yazı işleri Müdürü Yazı İşleri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizan paj YÖnetmeni TEMSkdLER • ANKARA : • İZMİR :..~ • ADANA : SERVİS ŞEFUERİ „ HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL ~. OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN • * Erentöy JCıtap Satış Mağazasi Hıgdat Caddcsı, 296/4 Erenköy Îstanbul İŞ BANKASI KültiirYaymlan TORKİYE istanbul Haberleri.Selahattin GÜLER Dış Haberfer : Ergun BALCI Ekonomı Osman ULAGAY Yurt Haberleri:Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın,EMEÇ Magazın:YalçınPEK5EN Spor :Mehmet TEZKAN Araştırma: Şahin ALPAY Düzeltme: Konur ERTOP BÜROLAR * KonurSokak No. 24/4 Yenlşehfr ANKARA Te!:1758 2517 58 66ldare:18 3335 Halit Zlya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel:25 47 09131230 Atatürfc Caddesi, T.H.K ishanı Kat2/13 ADANA Tel:1455019 73t BatanveYayan: İ L A N Sümerbank Ereğli Pamuklu Sanayi Müessesesi Müdürlüğünden 1 Müessesemiz ihtiyacı 1 adet komple pamuk ve tali hasılat hidrolik balya presi imâl ve mon tajı yaptınlacaktır. 2 Yapılacak işin teknik özellikleri İle şartnamesi Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden temin edilebilir. 3 Bu işe ait muvakkat teminat 150.000. lira olup, kat'i teminat ihale tutannm 1.000000. liraya kadar olan kısmı İçin %4, 1.000.000. Uradan sonraki kısmının %3'üdür. Teminatlar nakit, banka teminat mektubu veya Devlet Tahvili olabilir. 4 thaleye iştirak edecek firmalann muvakkat teminatlan ile birlikte en son olarak 26.8.1082 perşembe gunü saat 1600'ya kadar müessesemize tevdi etmeleri gerekir. 5 Müessesemiz 2490 sayüı arttırma ve eksiltme Kanununa tâbi olmadığından işi verip vermemekte, kısmen veya tamamen vermekte serbesttir» (Basın 20134) 5863 YetenekU Çocuklara ve Gençlere DUYURU Konservatuvara girmeyl du^ünmez misiniz?.. KONSERVATUVAR GtRfŞ SINAVLAR1 İÇİN Muammer Sun yonetimlnde hazırlama derslen verllir. Türk musikisi, Batı musikisi. Bale. Şan, Tiyatro 64 10 90^ CUMHURİYET Matbaacılık ve •Gazetecilik T.A.Ş. Halkevl Sok. No: 3941, Cağaloğlu • İSTANBUL P.K.: 246jstanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAKVİM . 2 0 A f e u s t o g 1 M 2 IMSAK GÜNEŞ 4.18 6.12 ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI 13.17 17.05 20.01 21.42 Özgün Sanat VapımYöneeim/ (Vlustafa Oğuz Sun» îstanbul Belediye Konservatuarına Öğrenci Alınacaktır , 1 Yatılı bölümüne yaylı nefesli ve vurgulu sazlar İçin ilkokulu bitlrmiş yatısız kız ve erkek öğrend. 2 Gündüzlü bölümün Şan ve bütün enstrüman bölümleri ile tiyatro, bale ve Türk müziği bolümlerine öğrenci kayıtlan 16 ağustos 1982 den 14 eylül 1982 akşamına kadar yapılacaktır. (Basın: 20127) 5861) VT1MW SELÇUK • . RESİTALLERİ . Bılecler ŞanSinomasıgiBelerınde, s a a t i a b e n ıtibaren Bumelıhısan'naa satılmaktadır Telı 4O 67 9 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle