Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 nayasa Komisyonu, nihayet, eksikli, kusurlu, yanlışlı da olsa «taslağını» hazırlayıp, Danışma Mecllslne sunmuş •e kamuoyuna açıklamış bulunuyor. Konüsyon Başkanhğı da. «1861 Anayasasında öngörülmüş olan temel kişi hak ve özgürluklerinln korundugu; ancak eski Anayasada bulunart hukukl boşlukların doldurulduğu» yolunda bir beyanda bulundu. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 AĞUSTOS 1982 A Taslakta Ângarya Doç. Dr. Şirin TEKELİ Iktisat Fakflltesl Eski Oğretim Üyesl Ortafe çı&trlan gözefaıek ve tüm toplumu bağlayan ortak kararlann almması amacıyla kurulmuş olup, toplumsal ilişkilerin siyasi örgütlenme biçimi olan devlet ise. kişilerin haklannı devrettikleri bir kurum değil, temsilcileri kanalından yine kendilerinin oluşturduğu ve denetlediği bir kurumdur. 1982 taslağı ise devleti, soyut, insanlann üstünde, Hobbee'dan beri siyaset kuramma «LeviatanCanavar» diye geçmlş olan bir kavramla anlatılabilecek bir kurum olarak görmekte, «Onun» çıkarlannı gözetmekte, kişi hak ve özgürlüklerine bu açıdan yaklaş.maktadır. Böyle olunca, somut İnsan, birey, kişi, «Onun» çıkarına hizmet eden bir küçücük vida, bir araç, bir avadanhk olmanın ötesine gidemiyor. O kadar ki, insanm her toplum düzeninde, en temel. olmazsa olmaz hakkı olması gereken yaşama hakkı bile, devletîn varlığını surdürmesi yüce ereğine bağımlı kıhnabiliyor (M. 16). Taslak açıklandığmdan bu yana, hukukçu, üniversiter. sendikacı ya da sokaktaki adam olsun pek çok kişi, 1961 Anaya» sasmın tanıdığı temel haklarâ&n her birisinin, 1982 Taslağıyla nasıl tersyüz edildiğini tartışmaya başladı. Ben. simdiye kadar üzerinde pek durulraay»n bir maddeyî ele alarak bu olguyu ve athnda yatan siyas! felsefe değişikliğinl gusdcme getirmeye çalışacağım. Bu. taslağın 17 numarah «Zorla Çalıştırma YaM£ına« ilişkin maddesi. Aynen aktaralım: 'Madde 17 Hiç himse zorla çalıjtırilamaz. Angarya yasahtır. Şekil ve şartian kanunla düzenlemeh üzere tutuklulük, hükümlülük ve şartlı «olıverme sürelert içindehi çalıştırmalar, asheri nitelikte olan veya asherlih görevi yerine geçen hizmetler, olnğanüstü hallerde vatandaşlardan isteneceh hizmetler. ülhe Ihtiyaçlannın zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşhh ödevi niteliğindehi beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.» Maddenin ilk fıkrasında yer alan, «kimse zorla çalıştınlamaz. Angarya yasaktır» ifadesi, uzaktan uzağa, 1961 Anayasasınm 42. maddesini çağnştırmakta. Gerçekten, sözkonusu maddenin de 2. fıkrasmda «Angarya yasaktır», denilmekteydi. Ne var ki, iki maddeyi. ilk bakışta görülen sözde benzerliğin ötesîne geçerek anlamaya çalıştığunız zaman iki hüküm arasmda hiç bir benzerlik bulunmadığını, tam tersine arada bir zıtlık, tersyüz etme ilişkisinin bulunduğunu savunmak mümkündür. Çünkü, 1961 Anayasası, «angarya yasağını», belirii bir bağlam içerisinde ele almaktadır. Bu da Anayasanm öngördüğü, «Çalışma Hakkı ve ödevi. maddesidir. 1961 Anayasası. insanm yaşama ve özgür düşünme haklarmm maddi temelini iki esasa dayandırmışti: Bunlar. mülkiyet hakkı (Madde 36 ve devamı) ve çalışma hakkıydı. Liberalburjuva siyasi felsefeye göre, uretim aracı niteliğindeki bir mülkiyetten yoksun olanlann yaşam ve diğer haklannı garanti altına alabilmelerinin önkoşulu, çalışma hakkına sahip olmalandır. Nitekim, 1961 Anayasası da bu hakkı tanıdığı gibi, devlete bir vecibe olarak, ona yaşamını idame ettirecek bir İş bulma yükümlülüğünü vermekteydi. Açıktır ki, esJd Anayasanm hareket noktası belirii bir toplumsal düzen içerisindeki insan ve onun gereksiniml eridir. Bu yaklaşım içinde. devlete düşen poZitif yükümlülükler kadar, negatif yükümlülükler de olacaktır. Bunlar ise. devletin bizzat kendisinln «angarya» dan kaçınması gereğl ve gerçek toplumsal ilişkiler düzeyinde angarya biçimini alabilecek turden (örneğin feodal ya da yanfeodal ilişkilerin tam çözülemedigi yerlerdeki. ırgatlık. marabalık v.b. ilişkiler...) çalıştırma yöntemlertntn yasaklanmasıdır. 1961 Anayasasınm tHoik maddesi, düzenlemesinde o kadar. boMıı4a yer bırakmayan bu aynntıyla u*rasmak demek değildir mükemmele varan bir kesinlik kazanmıştır ki, angaryanm lafzen yasaklanmasıyla yetinilmeyerek, vatandaşhk ödevi olarak insanlardan talep edilebilecek bedeni ve fikri çalışmalarm ancak demokratik esaslara uygun olarak yasalarca düzenlenmek koçuluyla geçerli olacağı hükme bağlanmıştı. Daha acık bir lfadeyle, insanlann, toplumsal gereksinmeler adına hangi çalışmalan yapacaklan kendilerinin, 1961 Anayasasınm kurduğu devlet düzeni içerisinde. temsilcileri aracılığıyla kararlaştıracaklan bir konu idi. Eski Anayasanm 42. maddesinin mükemmelliğine kıyasla, taslağm 17. maddesi birçok açıdan zaafla maluldür. Ükin. Taslağm, kişi hak ve özgürlüklerini düaenleyen maddelerine ilk göz attığında insan, gerçekten de, 1961 Anayasasınm tanıdığı bütün hak ve özgürlüklere burada da yer verilmiş ve eski metinde «muğlak» kaldığı iddia edilen noktalann açıklığa kavuşturulmuş olduğu gibi bir izlenime kapılabilir. Kimileri bunu. kendi siyasi inanolan doğrultusunda, kişilerin özgürlüklerlnin sınırsız olamayacağı, devletin de kişller karşısında savunulması gereken haklan olduğu. 1961 Anayasasında iyi kurulamamış olan bu dengenin sağlandığı gerekçesiyle haklı bulabilir. Kimileri daha da ileri glderek, kişilerin, hak ve özgürlüklerini zaten devlete devretmiş olduklan gibi bir göruşu savunabilirler. Ben, bu yorumlann yanlış olduğu kanısındayım. Çünkü, taslağm kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin maddeleri, 1961 Anayasasınm ilgili bölümlerinde, lafzi ve sınırh bazı değişiklikler yapmakla yetimniş değildir. Taslak, açıkhk getirme görüntüsü altında, özgürlüklerin özünü ortadan kaldırmaktadır ve daha da vahimi, özgürlük ve haklann hiçbirtsinin devlete karşı savunulamayacağı yolunda bir temel ilke benimsemektedir. Bu ise, 1961 Anayasasınm ardmda yatan siyasi felsefenin çok köktenci bir biçimde değiştirilmesi demektir. Bu yeni felsefeye göre, devlet her şey, kişi ise hiç bir şey"dlr. Kişi. ancak. devletin ona tanıdığı ve sınırlan çok dar tutulmuş bir hayat alam lçinde kalmak koşuluyla yurttaştır ve o sınırlar içerisinde kaltiığı ölçüde, yaşama, hak arama guvenlik gibi haklardan yararlamr. Taslak bu felsefeden hareketle, kişi ve devlet arasmda, 1961 Anayasasınm kurduğu dengeyi altüst etmektedir. Özünde, 1961 Anayasası, kabaca, 11beralburjuva, diye nitelenebilecek bir metindir. Bu nedenle de çıkış noktasının, belirii gereksinimleri olan toplumsal bir yaratık olarak insan olduğunu söylemek yanlış. olmaz. Eninde sonunda, toplumsal bir kurum, yanl insanlararası illşkinin özel bir biçimî olan devletin, ne yapıp ne yapamayacağmı da insanlann gereksinimleri açısından düzenlemektedir. 1961 Anayasasınm yaslandığı siyasi felsefe gereğince, insanlar arası ilişkiler. doğrudan kendilerince, örneğin toplu iş sözleşmelerinde olduğu gibi, sözleşme esasma göre kurulur. madde, mantıksal ve ozsel bağlammdan kopuktur veya bilinçli bir biçimde, çalışma hakkı bağlammdan kopartılmıştır. Bu şekilde de yalnız, kendi içinde vahim sonuçlar doğurmakla kalmamakta, Taslağm 52. maddesinde düzenlenen «çalışma hakkınm» da özünü zedelemektedir. öyle ki, insanlann çalışma hakkını sağlamak, devlet için mutlak bir vecibe olmaktan çıkıp, «işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratılması için gerekli önlemlere öncelik tanımak» gibi. kaypak, bol seçenekU, göreli, içi boş bir laf haline dönüşmektedir. Bağlammdan kopartüan «angarya yasagı» ise bu haliyle, taslak içinde, ciddi şekilde sıntmaktadır. O kadar kl. İnsanm, acaba bu taslak, 20. yüzyıhn son çeyreğinde, yanl feodalangaryaya dayalı, rejimi resmen ilga eden 1789 Fransız Devrimi anayasalanndan neredeyse 200 yıl sonra yazılmıyor mu, kurucu güç kendini angaryaya karşı öncü bir mücadele vermekle ml yükümlü görüyor, diye soraaı geUyor. Çalışma hakkım düzenleyen kurallar içerisinde. yüzyıllar öncesinde kazanümış bir hakkm korunduguna değinmekle, sanki bu hak yeni kazanüıyormuş gibi yapılan düzenleme arasmdaM fark. siyasi felsefe farklanna işaret etmek bakımmdan çok önemlidir. Ne var ki, iş burada kalmıyor. Daha vahimi ve maddenin düzenlenişinin tarih ve Anayasa kültüründen yoksunluktan çok ötede, ciddi bir siyasi felsefe degişikliğinden kaynaklanan. bilinçli bir terdh olduğunu düşündüren hüküm, son fıkrada yer ahyor. Yukandaki almtıda belirtildiği gibi. burada. tutuklular, hüküm giymişler, askerlik hizmeti ve eşdeğerini yapanlar ve olağan ve olağanüstü durumlarda tüm vatandaşlardan istenecek her türlü çalışmanın angarya sayılmayacağı hükme bağlanıyor. Fıkrada, kanuna da bir atıf yapılmakla birlikte, burada artık, kimin, neyi, vatandaşhk ödevi olarak yapaoağına, insanlann kendilerinin karar vermelerl sözkonusu değildir. Devlet, vatandaştan her türlü çalışmayı talep edebilecek buyurgan bir konuma getirilmekte ve «fiilen» angarya niteliği taşısa da, bu çalışma, angarya sayılmaz denilmektedir. Haklar insanlara ait olmaktan çıkmışür artık, «soyut» bir devlete ait olmuştur. İnsanlann çalışma hakkı, devletin çalıştırma hakkına dönüşmüştür. Son BÖZ olarak. çağdaş bir toplumu düzenleme iddiasmdaki bir Anayasanm ancak ve ancak, insanlann somut, gerçek, yaşayan insanlann gereksinmelerinden yola çıkılarak sorulan sorulara verilen yanıtlarla üretilebileceğini, aksine bir akıl yürütmenin, Taslağm 17. maddesinde olduğu gibi, bir dizi yanlışla zedelenmiş bir ucube olmaya mahkum olduğunu söyleyelim. Cumhuriyet Sahibi:Cumhurfyet Matbaacılıkve Gazetectliî'. T.A.Ş. adına NADİR NADl Cenel Yayın Müdürü Müessese Müdürü Yazıİşleri Müdürü HASANCEMAL EMİNE UŞAKL1GİL „ . OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇıN DOĞAN HİKMETÇETİNKAYA MEHMETMERCAN • • Yazı Işleri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizan paj Yönetmeni TEMSUJCJLER • • ANKARA ; • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFUERİ Istanbul Haberleri:Selahattin CÜLERDış Haberîer • Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAYYurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçın PEKSEN Spor: Mehmet TEZKAN Araştırma. ŞahinALPAY Düzeltme: KonurERTOP BÜROLAR KonurSokak No. 24/4 Yenişehlr. ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 3335 Halit Zlya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 2547 09131230 AUtürtc Caddasi, T. H. K Ishanı Kat 2/13 ADANA Tel: 1455019731 BasanvaYayan: CUMHURİYET Matbaacılıkve OazetecilikT.A.Ş. Halktvi Sok. No: 39 41, Cağalojjlu ISTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 97 03 (5bM) TAKVtM 1 2 Ağustos 1982 İMSAK 4.07 GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM 6.05 13.19 YATS! 17.10 20.12 21.55 Bir Anayasa, Özgür Düsiince Muzaffer HACIHASANOĞLU 1961 Anayasası'na 'evef diyenlerdenim. 12 Eylül öncesindeki olayları o anayasanm gevgekliğine verenler gibi de düşünmedim hiç bir zaman: 'Lüks' bulanlar. bol biçilmiş bir giysl glbl görenler çıktı; fırsat buldukça değiştirmeye çalıştılar. tş basına gelenler 1961 anayasasını tümüyle uygulamamışlardı, çeşitll kaçamak noktalar bularak, çeşitli çıkarlar yüzünden; hakkıyla ujgulanmayan bir anayasadır suçlanan. Asıl suçlanması ge rekenler, uygulamayı savsaklayanlardır. 1982 anayasa taslağımn tepkiden doğduğu söy leniyor; bu ne denll güçlü tepkidir kl, güçlü devlet kurma savıyla, yönetiraimizi çağdaş halkyönetiml anlayışlarmm gerisinde bırakmayı göze alabiliyor, ulusumuza böyle yönetilmeyl önerebiUyor. Halkyönetimiyle yönetilen ülkelerde herkesin aynı yönde, aynı biçimde düşünmesinl beklemek, o tür yönetim biçimini yadsımak olur. 1982 anayasa taslağı 'AtatUrk Milliyetçlllği' sözlerlnln desteğiyle özgürlüklerin kısıtlanmasını sağlamak istemektedlr; yorumlamaya açık, yuvarlak deyimlerle dolu maddeler, paragraflar, düşünceslnl açık layan ya da yazan vatandaşı çok zor durumlara düşürebilir. Anayasadan önce çıkarüan YÖK yasasıyla yüksek öğretim kurumlarında çalışanlann düşünce ve çahşma özgürlükleri kısıtlanmıştı yeterince. Bu anayasa taslağı olduğu gibi kabul edilirse billm, yazın, kültür alanında suskunluk, durağanlık egemen olacaktır. Partiler, dernekler, sendikalar için anayasa taslağına getirilen kurallar, koşullar çok bağlayıcıdır; varlıklarıyla yoklukları bir olacaktır bu kuruluşların. Derneklere politika girmeyecek denilmektedir: kişiler düşünebildikleri stirece bir görüş (Politika) sahibl olacaklardır; dernekleri de kişiler oluşturur. Türk Dil Kurumu'nun karşısında olanlar, <yaşayaı\ Türkçe>ciler, 1982 anayasa taslağına Türk Dil Akademlsi'nl Cumhurbaşkanınca seçllecek kişilerden oluşacak koydurmayı başarmışlardır. Böylece Türk ulusunun dil bütünlüğünü sağlayacaklardır akıllarınca. Atatürk, durmadan, donmadan yana olmadığı için akademi kurulmasını istemiştir. Türk Dil Kurumu, hiç bir zaman, zorlayıcı olmamıştır; sözcükler önermlştlr, tutanlar olmuştur Sisav'cılarm, yaşayan Türkçecilerin de kullanmadan yapamadıklan, unutulanlar olmuştur. Zaten zorlayıcı bir gücü olmamıştır Türk Dil Kurumu'nun. Yazarların, bllim adam larımn, düşünürlerin çalışmalarıyla gelişmlştlr Türk dili. Atatürk'ün büyük önem verdiği Türk Dil Kurumu yol göstermiştir sadece. Şimdi Türk Dil Akademisi'yle Türk dill ve düşüncesl dondurulmaya çalışılacaktır; bu kuruluşun yaptırım gücü olacaktır. Toplumlann geçirdlkierl evrimler, devrlmler dlllerinin yenilenmeslnl, yeni lşlerlikler kazanmasını birlikte getlrir. Durağan hiç bir gey yoktur yeryüzünde. Akademi de fcurulsa Türk Dil Kurumu, Atatürk'ün gösterdiği yolda, çalışmalannı sürdürecektir. özgür düşünce ortamını ortadan kaldırmaya yol açabllecek, ulusal egemenlik tlkeslnl zedeleyebllecek maddeleri lçine alan bu anayasa taslagının bu biçimlyle halkoylamasına sunulmaması gereklr. anayasa ıçın # Anayasa düşünce özgürlüğü sağlıyor mu? 1 Sigorla Pazarlamacısı yetistirilecek.. Oniversite n YukseR Ofcul mezunu ^ bar yae erubuodan. elgorta paaarlamactsj yeüstirOınet: fiz«T8. eletnan aranıyop. Eğttlm v« dsnema »üresiode başan gOsterenler, nnıkavela Ua istibdam edUece4 ve prua osası i ttcret odenecektlf 1 frtograf «• cogscmtşterty«a •ahani •' batvuımalan rtca duaur.'' ffı ıı »ı I ı Yeni Anayasa tartışmalannı bir Cumhuriyet okuru olarak ben de büyük bir dikkatle izlemekteyim. Gördüğüm şudur kl, TlSK'in, TÜSÎAD'm ve çıkarlan bunlann doğrultusunda olanlann dışmda hiçbir toplum kesiminîn benimseyemeyeceği bir «Anayasa Taslağı» hazırlanmış. Herhalde bu taslak iyice eleştirilecek ve sonunda zorunlu olarak olumlu bazı değişimlere uğratılacak... Ve sanıyorum istenen de budur. Eleştirilerin maddeler üzerinde yoğunlaştınlmasını, odaklaştınlmasını sağlamak. Sonunda diyecekler ki: «Tamam, şu, şu, şu maddeleri kaldırdık, yumuşattık.» Oysa sorunun özü önemlidir. «Anayasa düşünce özgürlüğünü sağlıyor mu?» Bence eleştiriler bu noktada yoğunlaşmalı, odaklaşmahdır. Yani herkes, her düşünceyi, hiç bir baskı ve yasağa uğramadan savunmalı ve bunu toplum içinde hiç bir baskı ve yasağa uğramadan örgütleyebilmelidir. Evet, tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi. düşünceye sınırsız özgürlük olsun; silahlı eylemler suç sayılsın... Ancak o zaman içinde olmak istediğimiz Avrupa Topluluğu'nun bir üyesl olabiliriz.. ALİ KOLKAN MERStN h görüşlerinl sendikası aracıhgı İle ortaya koyabiür. Bu değindiğimiz sonuçlan dünya pratiği dsfalarca doğrulamıştır. Gunümüzün memuru Osmanlınm kapıkulu değildir» tşçiler olsun, memurlar olsun' şartlar con derece zorlamazsa greve gitmezler» Kaldı ki, bazı hizmetlerih ÖZÖlliğî.' olağanüstü şartlar dikkate alınarak. bir takım sımrlamalar getirilebilirse de. genel anlamda tüm çalışanlara bu arada memurlara da en geniş biçimde sendika kurma hakkı tanmmalıdır. 1932 Anayasası düzenlenirken bunu öneriyoruz. Nmret Mutlu, Emekli Memur ANKARA # Yüksek okul mezunu bir serseriyim 1982 Anayasa taslağı gerekçefdnde «Serseri terimi muntazam ve normal geçim kaynağmdan mahrum ve meskeni bulunmayan Mmseleri ifade eder. Bir serserinin suç işleme ihttmali diğer kimselerin gösterdiği riskten çok daha yüksektir. Bunlar kendi hallerine bırakıldıklan taktirde, toplum için de•amlı bir tehlike ve tehdit teşkil edeceklerdir.» demektedir. Bu ne dehadır ki, serserinin tanımmı ve neden serseri olunduğunu hemen keşfetmişler. Bunlar buna benzer daha çok şeyin keşfinin maliki durumundadırlar. Olaki serseri budur, o halde Anayasada serseriliği ortadan kaldıracak ileriye dönük, çözümleyid kararlar hani? Sebepler günden güne büyüyor, sonuçlar da büyüyecektir. Memlekette sözümona daha çok serseri türeyecektir. Hangi vatandaşm muntazam geçim kaynağı ve işi vardır? Köylerde geçinemeyip şehirlere akın eden ve düzenli bir iş bulamayıp üç gün beş gün angarya işlerde çalışıp haftalarca boş gezen insanlanmız hep serseri midir? Ben yüksekokul mezunu bir serseriyim, çünkü düzenli bir işim yoktur. Evet, yanıt istiyorum serserinin tarifini yapanlardan. Onlann deyimiyle bu serserileri kim yaratmıştır? Ve de kim onlan bu serserilikten kurtaracaktır? Lütfen bir yanıt verilsin de bende serserilikten kurtulayım. Ahmet ŞAHİN. tşletmed ADANA AKSÎGORTA N Karsk£ylstaobtü J Özgün Sanat YapımYönetim/ IVtuetafa Oğuz suner flMURSELÇUK DÜI^OEN 8UGÜNE • Cahillik suç değildir # Memurlara sendika kurma hakkı tanınmalı Günümüzde Uluslararası Çalışma Örgütüne üye 150 ülke içinde, memurlara sendika kurma hakkı tanrmayan 810 ülke kalmıştır. Bunlar da; Türkiye, Ürdün, Liberya, tspanya, Nikaragua, Ekvator, Peru, Brezilya Vs... Şayet çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkılması amaçlanıyorsa, Türkiye bu utanç verici tablodan çıkanlmalıdır. 1961 Anayasası işçimemur ayınmı gözetmeden tüm çahşanlara Sendika kurma hakkım ilke olarak getirmişti. ama, gerçekleşmedl. Aile üyeleri ile birlikte 6 milyonu aşkm memur kesimine grevlitoplu sözleşmeli sendikal hak tanınırsa ne olur? Sendikal hakka sahip olan memurlar. insan gibi yaşayabilme uğraşlannda bir kısun isteklerini kabul ettirebilirleer. Ekonomik ve sosyal sıkmtısı azalan memurun çalışma yaşamındaki randımanı daha da yüksek olur (Bizde îş Yasasma tabi büro elemanlannın daha verimli olduklan ileri sürülmektedir.) Partizan baskılar ve sürgün olaylan önemli ölçüde azalabilir. Kapıkulu durumundan kurtulan memurun bir kısun vatandaş lara karşı olan tavn biraz daha tarafsızlaşır... Toplumsal kişiliğine kavuşan memur kesiminde rüşvet ve İltimas konusu önemli ölçüde azalabilir. Halkın bir kesimi olduğunun bilindne varan memur, yurt ve dünya sorunlan hakkındaki fayda Anayasayı eleştirmek her vatandaşın yasal hakkıdu*. Bu hakkı almaya kimsenin gücü yetmez. Saym Aldıkaçtı'mn «Hürriyet» gazetesine verdiği demeç, bilim adamına yakışmaz. Anayasa ve Aldıkaçtı'yı eleştirenler cahillikle suçlanmakta ve bunlar hakkında tahkikat açılması istenmektedir. Sayın Aldıkaçtı böylece kendi cahilliğini ortaya koymaktadır. Kendisi halk tarafmdan seçilmiş bir danışman olsaydı, elbette halkımızm aydmlarımızm ve tüm yurt severlerin Anayasa ve Aldıkaçtı'yı eleştirmesi doğaldır. Anayasa kutsal bir kitap değildir, Aldıkaçtı'da Peygamber değildir. Yasalanmızda cahillik bir suç değildir. Suçlu olması gereken birl varsa o da halkı cahil bırakanlardır. Bu nedenle televizyon ekranlannda Aldıkaçtı'yla cahil bir kişi olarak onunla Anayasa'yı her zaman kamuoyunda tartışmaya hazınm. Aldıkaçtı'yı ve Anayasa'yı herkes gibi ben de eleştiriyorum. Anayasa'yı eleştirenlerin kafalannın içindekinden rahatsız oluyorsa ona bir diyeceğim yok. Ama bizleri cahillikle suçlama hakkım kimse o'na vermemiştir. Hakkımda soruşturma açılman için sayın Aldıkaçtı'ya açık adresimi verlyorum. Mustafa UYAB Hükümet Caddesi Noı 115 Tlf, ı 3504 . ALANYA 1S A ğ u s t o s t a n itibaren yalnız 1 haf ta icinl = I • I ı'i I =141 = ÎUhİ rTI'nda. Biletler Şan Sinemaaı giaeler inde, Pesitalgünleri desaatiB'den itibaren Rumelihisarı'nda S satılmaktadır. Teh 4 0 6 7 9 8 RESİTALLERİ BODRUM Gümüşlük Karakaya mevkiinde üç yanı denizin çivit mavisi yarımada'da 300 m2'lik arsa; 150 peşin 100 vade ile satıhktır. Telf.: 20 97 03/56 Kısa... Kısa... # «Bu casanyla demokrasi, Demokles'in lahcı olmaktadır. Bu tasanyla yönetim adına özgUrlUkler yok edilmistir. Cumhurbaşkanına yetkl ile güven kanştırılmıştır. Devlet Danışma Konseyi Atatürk'ün (Egemenlik Kayıtsıa Şartsız Milletindlr) buyruğuna ters düşmektedir. Bu tasanyla hak Istemek ortaöan kalkmaktadır. sendikalar, dernekler, meslek kuruluşlarınuı olmadoğı yerde demokrasi işlevinl yitirirjı Burhan KOCADAÖ Emekli öğretmen • Yalov* • «Bir muletln bu çagda yüzde 381 okıunayazma bümezse, geri kalnuşlıktan kurtnlamanuşsa, gelir dağünm eşit slzUğl sürerse, birl tok, biri aç oluı» sa, işslz olursa, torpiltavassut, rttsvet ve taraf tutulorsa, kabahat 61 Anayasasında nu, yokSa Idarecide ml? Hataiarın en büViiğü geçmişteki Iktiüar. larda olduğu halde her şeyi 61 Anayasasına yükleyip, milletin hem özgür. lü^ünii, hem de dfisfinceslnl kısıtlamak bence şaşkmlıktır^ Hfisejin DENE ÎDcokulu Dıstan bitirme, emekli KarsıytjE» / tzmlr • «Ben Bucainn Kuruçeşme geceKon du halkından bir emekçl olarak Anayasayla ilgül görttslertm şunlardır Ben bu Anayasayı eleştiremem, çünkU Anayasada bir emekçl olarak benim yaranma hicbır madde yok. Zaten, bu Anayasayı hazırlayanlardan başka bir şey beklenemezdi. ÇünkU, lşçi ya da lsçiyl savunan kişilerden görüş almadılar. Babası olmayan bir Anayasa bu kadar olur.» tbrahim GÜNEŞ Izmtr Altıntaş Sulh Hukuk Mahkemesine Uafeten Satış Memurluğu Sıfatıyla İcra Memurluğundan GAYRİMENKUL SATIŞ İLAN. Dosya No: 1882/1 Satış Altıntaş llçesi Selkisaray köyündeki 3 parça gayrimenkul şuyuun izalesi için satılarak paraya çevrUecektir. Satılacak olan gayrimsnküllerin önemli vasıflan asağıdadır. Sıra No: 1 23Parsel No: 100 308 359 Mevkll: Meşe Köyiçl Meşe Cinsl: X. ölç. 1.7800 Tarla 407 Avlulu Ev 3400 Tarla TL. 180.000. 1.012.000. 34.000^1526.000. Kıymetl # Unutulan madde Anayasa tasansında bütün sendikalann ve derneklerin siyasetle uğraşamayacaklan, siyasal hiç bir faaliyette bulunamayacaklan bellrtilmektedir. Buna göre bir yurttaş olarak Sayın Aldıkaçtı'ya şöyle bir maddenin neden Anayasa tasansına konmadığını sormak istiyorum. «VatP.ndaşlar genel seçimlerde siyasal amaçla oy kullanamazlar. Vatandaslanu hangi amaçlarla oy kullanabilecekleri kanunla düzenlenir.» Ülkeyl güllük gülistanlık yapaeağı için yukandaki maddenm Anayasa tasansına eklenmesini bir yurttaş olarak öneriyorum. Fuat DUYMAZ, Memur • ADANA ELEMAN ARANIYOR Nişantaşı'ııda tanınmış bir kitabevinde satış elemanı olarak çalışacak tecrübeü ve genç arkadaşlara ihtiyaç vardır. Taliplerln özgeçmişlerini, fotoğraflannı içeren bir mektupla P i . 5S Beyazıt adresine basvurmaları. Tüm gayrimenküllerta kıymeü bir milyon İMyu» yirmi altı bin TL.'dir. Kıymetler mahallinde memurluğumuzca takdir edilmiştir. îlk açıkartırması 4 Ekim 1982 pazartesl gtlnü saat: 14.00 Ua 15.00 arasında olup her gayrimenkül için satış tnUddetl 20'şer dakikadır. Satış Altıntaş İcra Dairesinde yapılacaktır. Arttırma şartnamesi herkesin görebilmesi için gazete ilan tarihlnden itibaren dairede açıktir. îlk açıkarttırmada teklif olunan bedel muhammen kıymetinin %75'ini bulmadığı taktirde ençok arttıranın taahhüdü baki kalmak üj«re arttırma 10 gün daha uzatılarak 14 EMm 1982 perşembe gUnü saat: 14.00 15.00 arasında ınemurluğumuzda yapılacak ikinci arttırmada ençok arttırana ihale edilecektir. îpotek sahibl alacaklılarla diğer ilgililerin ve irtilak hakkı sahip. lerinln haklannı, falss ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeterle 15 gün içinde tcra Dairesine büdirmeleri icap eder. Aksl halde haklan tapu sicill ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasmdan hariç kalırlar. Talep edildiğinde ve 35 TL.'lik posta pulu gönderildiğinde sartnamenin bir örnsği gönderilebüir. Gayrlmenküllerijı ihalesine hissedarlardan başka talip çıktıgı taktirde iştirak edeceği gayrimenkülün muhammen bedelinin %10"u nisbetinde pey akçesi veya MilU bir bankanın teminat mektubunun tevdii şarttır. Pazla bilgi isteyenlerin 1982/1 satış dosya nosu ile memurluğumuza mUrac&atlan İlan olunuı. 3 Ağustos 1982 (Basrn: 19826) 56OS / •