25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 1982 Cumhuriyet 9 CalışanJar.. Sorulan.. Sorunlan... mmm tımı işverenden tsteyebilir miyim? A. Rıza YILD1RM YALOVA YANIT: 1) 1475 sayılı tş Yasası'nın 14. maddest kıdem tazminatının hangi hallerde ödeneceğini belirlemigtir. Özel izine bağh olarak lşvereniri is çlyl çıkarması dışında. «3 Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısiyle, 4 Bağh bulunduklan, kanunla kurulu kurum veya sandiklardan yaşlıhk, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla» iş aktini fesheden işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanır. Bu tazmlnat her kıdem yüı için 75 000 TL.'yi aşmamah koşulu ile işçinin kıdem tazminatına esas ASKERE GİDSNCE KIDEM hendi ücreti üzerinden ödenir (Omekbir tazminata esas ücreti 25.000 TL. olan TAZMİNATI ÖDENİR Mİ? işçi her kıdem yılı için 25 000 TL. üzeSORU: 1) Hangl hallerde kıdem taz rinden kıdem tazminatı alır.) mlnatı alınır. Alınan kıdem tazminatı 2) Gelir Vergisi ve Mali Denge Ver asgari ucrettn yedi buçuk katmdan gisi Yasaları uyannca kıdem tazmlnat(75.000 TL.) fazla olamıyacağına göre. lanndan Gelir Vergisi ile Mali Denge aylıh ucreti bu miktarın altında ise taz Vergisi kesilmez. Ancak bu tazminattan minat ne olur? binde dört oranında Damga Vergisi ke2) Kıdem tazminatı Gettr Vergisi. silir. Mali Denge Vergisi vs. kesintilere tabi 3) Ucretlerinizi btldtrmediğinize gömidtr? re de kıdem tazminatınızı hesaplama3) 1 Temmuz 1872 tarihlnden berl mız olanaksız. sigortah olarah çalışmaktayım. Alaca4) Askere gittiğinizi belgelemek koğım kıdem tazminatı ne kadar olur? şulu ile çalıştığınız süreye iliskin kıdem 4) Vlsfeere gidince ktdem tazmina tazminatınızı istiyebilirsiniz. Tasarı ne getiriyor (Baştarafı 12. sayfa*O de (1814 1830) Kral. Başbakan Polignac başkanlığındaki hükümetin bütün üyelerlni paı lamento dışından atamıştıı Komisyon'un Anayasa Taslağı buna da elverişlidir. çünkü Başbakan'ın yanısıra. Bakanlar da Istenirse, toptan parlamen to dışından atanabilecektir. Parlamentoculuğun anayurdu îngiltere'de 18. yüzyılın ilk yansından başlayarak Başbakanlar hep parlamento üyeleri arasından seçUmişlerdlr. Öyle kı, Lord Salisbury'den (1895 1902» berl genel oydan çıkmayan ve dolayısıyla demokratik temeli bulunmayan Lordlar kamarası üyelerlne Başbakanlık görevi verilmemiştır. Çağımızm parti|er devleti demokrasisinde, par lamenter rejim dışına çıkmadan, bir Fransız Anayasa hukukçusunun deyişiyle, parlamenter re.iımln özelliklerinı yoz laştırmadan bu tür kurallara yer vermek ve ondan sonra da rejimın parlamenter olduğundan söz etmek mtlmkün değildir. Aynntılara glrmeden dıyebtliri7; lu, parlamenter rejımde devlet başkanınm (Alman Devlet hukukunda geçen bir devimle Staatsnotar devlet noteri» olmadığı kabul edilse bile, bu rejimde devlet başkanınm sorumsuzluğu ilkesi gözardı edilerek onun hükümetle birlikte hükümet edeceği asla söylenemez. rumlu bakanların karşı imzalanna gerek olmadan tek başı na, kendi ımzasıyla yapabüeceği işlemlerin neler olduğunu tek tek metinde göstermemiştir. Oysa, bu karşı imza bağı şıklıgının cumhurbaşkanının hangı işlemlerini kapsayacağı, gerek yargı denetimi ve gerek parlamenter sistemin boyutlan açısından çok önemlidir. Üste lik Anayasa taslağmda (m. 153) cumhurbaşkanının kendi imzasıyla yapacağı (fesih vb. dışmda) işlemler .yapıları gereği düpedüz birer idari işlem oldukları halde, yargı denotiml dışmda kalacaktır. Görülüyor ki taslak, bir parlamenter reJim kuramadığı glbi, bir yarı başkanlık sisteml de kuramarmştır. Ankara <Baştaratı l. sayfada) masını «esef verici» olarak kar şıladığım dün resmen duyurdu. Bununla birlikte, Ankara tepkisinı doğrudan ABD yöneti mine değil, kararı öneren ve desteklsyen kongre üyelerine yöneltti. Dışişleri sözcüsü, «bu kararı önerenler ve destekleyeıı ler Türkiye ile ABD arasında 1974 79 yülarında ortaya çı. kan ciddi sarsıntıyı tamamen unutmuşa benzemektedir» dedı. ABD Temsilciler Meclisı geç tiğimız hafta büyük bir çoğun lukla 6 olumsuz oya karşıhk 405 olumlu oyla aldığı «kongre nin eğilimi kararı»nda, Başkan Rsagan'dan ICıbns'takı Türk askerlerinin geri çekilmesinı sağlamak amacıyla Türk hükümetine çağn yapması ıstemeyi kararlaştırdı. Aynı kararda Başkan Beagan'ın Kıbrıs sorunu ile doğrudan ilgilenmek amacıyla özel bir temsilci ata ması da istenmişti. Bir başka maddede de ada'daki Türk askerıennin varlığının Türkiye'nin diğer Batı ülkelerı ile s; yasi ve ekonomik ılışkilerinı gehştirmesmi olumsuz yönde et kileyeceğı de kaydedilmışü. Söz konusu karardan sonra Kongre'dekı Rum Lobısinın ada'daki Türk askerlerinin Amerikan yapısı sılahlar kui lanamayacakları yolundakı ye ni bir karar tasarısını kongre ye sunduklan haber verilirken, Dışışlerl Sözcüsü Anadoiu Ajansı muhapirinm soruşu üze rin& şu açıkjajtjayı yajjtj': «Kifins ile llglli olarak ABI) 1 Temsntner İVİeclisi tarafından kabul edllen kongrcnin eğı limi niteliğindeki ve bağlayı cı olmayan kararı üzüııtü ile karşıladık. Bu kararın Türk ka muoyu üzerinde çok olumsuz etkisl olacağı muhakkaktır. Ka rar metninde, Kıbrıs sorununun gerçekleri tamamen bir tarafa bırakılmış ve teratlardan blrinln görüşü benlmsen miştlr. Hem tek taraflı bir görüşün benimsenmesi, hem de ABD'nin Kıbrıs sorununun çözümünde faal bir rol oynaına sımn istenmesi başü başına bir çelişkidir. BATI DAYANIŞMASI ZAYIFLAR «Türktye ABD ilişkilerinin ve NATO dayanışmasmın 7ayıflamasından sadece Türkiye'nfn zarar görecegi fîkri kongre'dekl egilime hakim olmussa, bu düşünce tarzı hata lıdır. Özellikle doğu batı ilişkilerinin bugfinkfi seyri ve Orta Doğu'daki bulıran odakları gözönünde tutulduğunda Türkiye'nin bir takıra propaganda oyunlanna yönelik kararlarla tedirgin edilmesi batı ittifaki içinde her zaman daha fazla ihtiyaç duyulan dayanış* mayı ciddi şekilde zayıflatır. Ayrıca, bu gibi kararların Kıbrıs sorununun çözümfinfi zorlaş tırmaktan başka bir sonuç ver meyeceğî de açıktır.» DENKTAŞ: APAÇIK BASKI KTFD Başkanı Rauf Denktaş, ABD Temsilciler Meclisınde, Kıbrıs'la ilgili olarak alınan kararın, toplumlararası görüşmeleri Kökünden baltalayıcı, olumsuz, zararlı bir karar oldu ğunu vurguladı. Denktaş, «Bahtsız» olarak nitelediği karann ABD Temsilciler Meclisinin belirli lobilerin etkisinde olduğunu kanıtladığını belirtti, «bu apaçık bir baskıdır» dedı. f^ Hürriyette vesayet devletî korumaz SORU Anayasa taslağında 1961 Anayasasınm esas alındığı iddiası var? YANIT Sayın Komlsyon Başkanı, bazırlanan taslakta 1961 Anayasasınm özüne ve sözüne bağh kalındığmı, ancak o anayasanın aksayan yönlerinin ve kimı boşluklarmm doldurul duğunu açıklamıştır. Taslak ilk Oakışta bu izlenimi verebilir Ama tasiağın gerçek esprisı öy le degildir. Çünkü, öz açısından bir Anayasanın en önemli yönü, başka deyişle, esprısi o Anayasanın Retirmek istediği hürriyetler rejiminde berraklaşır. Nedir kl, taslağm esprisinde sımrlama kural, hürriyet ve msan onuru istisna olmuştur. Anayasa Komisyonu bu yaklasımı ile gerçekten devletin ve kamunun yaranna değil tersine zaranna olabilecek vesayetçi bir hürriyet rejimine yönelmiştir. Ama htlrriyette vesayet devleti korumaz, tam tersine bir gün devleti vesayet altına sokabilir. Endişemiz budur. Anayasa Komisyonu, hürriyet iktidar denklemini çözmeye uğraşırken demokratik bir Anaya saya yaraşır nitelikte daha makul ölçüler bulabilirdi. 41 Düpedüz idari işlemler SORU Anayasa taslağı İle parlamenter rejime bağlı kalıncbğı söylenlyor. YANIT Söyleniyor ama, Anayasa taslağı, parlamenter rejime bağh kaldığını söylerken parlamenter rejımde hükümet işlevinin (fonksiyonunun) yalmz, evet yalnız sorum lu bakanlar kurulunca kullamlmasi gerektiği ilkesinl unutmuş gözüküyor. O kadar unutmuştur ki, taslağm 114. maddesinde cumhurbaşkanının. so Turistik belge (Baştarafı 12. sayfada) dığına Uişkin şerh almak gerekiyormuş Bunu almak için oradan oraya pinpong topu glbi gi dlp geldim Tabi bu işler olnrken takılan yerde belli fedakârlıklara katlamyorum» Simrli sinirli güldü, gözlükle rini düzelterek devam etti: «Neyse epey bir para ödedikten sonra ve lkl aylık bir zaman sonunda uygun şerhlni ala bildim. Valllikteki bir yetkili, son getlrdiğim belgeyi dosyaya yerleştlrdlkten sonra (buraya kadar tamaın. Şimdi tşletmenin tapıı ya da intifa hakkını, kirada iseniz en az 5 yıllık kontratını getirin. Tabi ayrıca tesisin karayolıarınca sakınca taşunadığına ılişkın yazı almanız gerekiyor) buyruğunu verdi. Va sabır çekip yenl maratona başla dık. Tapu Işi kolaydı. Ancak karayolları işl tam 5 ay sürdü.» Genç ışletmecinin biraz nefes almasını sağlamak biraz da not almaktan yorulan elimi dinlendlrmek için araya çay mola sını soktuk Çaylar bitince «karayollan Işi nasıl oldu» diye me rakla sordum « Belgeyi verecek karayolla nnın merkezi başka bir Udeymiş. Bize epev uzak olan bu il'e gidlp dilckçeyi vprdim. tlzun sü re bir yanıt alınayınca, tekrar gittira. Uilekçe ortada yok, kayıp. Oradaki yetkili (vermemışsin. Verseydin burada olur) dedi. Tekrar bir dilekçe verip, cevap beklemeye başladım. Ni hayet cevap şeldi (Tesisiniz yo la 5 metrelik bir mesafede olduğundan ışietmeye kapatılması gerekiı) şeklinde karar veıil miş. l'p.Hİsin enaz [5 metre içer de olması çereklrmiş Motell 13 metre ıçeri alsak, yansı denlzin ortasına gelir. 40 yılrtır ay ni yerde duran ve kimsenln bir şey demediği tesls, hiz ba$vurduk dıye sakıncalı hulundu. Biil biilün çektiffi dilinin belasıdır derler ya bizim ki de o hesap, Torplller araya sokup, çene belli redakârlıklara katlaııdık. (Motelın 1919'dan önce yapıldı ğı, konuyla ılgili mevzuatın bu tarihten önce çiktığını söylersek iş çftzümlenir) dedl btlen çevreler Bu keı böyle başvur duk ama gene snnuç olumsuz geldi. Biraz daha belli fertakâr lıklara katlanıp S. kP7 va/ılı ba« vurduk hiç önreden başvurma mış gtbi. Fedakârlıb mevvcsıııi vermlş olmalı, nlhayet olıımlu sonuç geldl. Vazıda (sö7 konusu tesisin Belediye hudutlan dışın (Baştarafı 12. sayfada) dan, halk yaranna yönetlmi demek olan demokrasilerde değişik ekonomik ve sosyal çıkarların siyasi piatformda mücadelesine olanak tanınmalıdır. ttalyan ceza yasasından itbal edilen bu maddeler aslında ttalya'da faşist devleti koruma amacı ile çıkartılmıştır. Ceza yasamıza gir diği sıralarda ülkemizde sınıfsız bir toplum olduğu noktasından hareket edilmiş, sınıf mücadelesini önlemek amacı ile yasalarıınıza sokulmuştur. Daha sonradan ise toplumumuz sınıflı kabul edilmiş. Bir sınıfın diğer bir sınıfa tahakkümünü önlemek amacı ile değişikliğe uğratılarak gerekçesinde sinıflararası demokratik mücadeleyi önleme amacına yönelik olmadığı vurgulanmıştır. Gerçekçilik, bilim yasa maddelerinin sınırlarım aşmıştır.» Yargıç araya girerek, «İşçi sınıfı bilimi, komünizm mi oldu? İşçi sınıfı partisi komünist parti mi oldu?» şeklinde sorusunu yineledi. Fehml Işıklar'm yanıtı şöyle oldu . «tşçi sınıfı bilimi komünizm anlamma anlaşilmamalıdır. tşçi sınıfının ayrı, kapitalist sınıfın ayrı bilimi yoktur. Her iki sınıfın bilimine göre de su yüı derecede kaynar. tşçi sınıfı biliminden, toplumsal olaylar karşısında, işçi sınıfınm doğru degerlendirmeler yapmasını, doğru sonuçlara varmasını anlıyoruz. Geçmişin deneylerinden yüzyılların birikiminden yararlanmayı işçi smıfı bilimi olarak açıklarken, yaptıgımız bilimsel bir yaklaşımdır. DtSK olarak ortaya koyduğumuz bir ar.latım şeklidir. Dünyanm biçbir lügatinde böyle bir sözcük yoktur.» Yargıç yeniden araya girerek. işçi smıfı biliminin neden 141, 142'ye aykırı olduğunu sordu. Işıklar. işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda görüş ve dttşüncelerinl açıklamanın çok kez, 141 ve 142'yi ihlal olarak yorumlandığmı, iddianamede de bu türden yorumlamalara sık sık rastlandığım söyledi. işçi sınıfının çıkarlarını savunanlar hakkmda, dava açılabildiğini, bu davalara bakan mahkemelerin, hakimleri ve Iddia makamlarındaki klşilerin hukukçu olmalanna karşın, yasa maddelerinin yorumlanmasmda tereddüde düşerek bilirkişiye başvurmak gereğini duyduklarını anlattı. Yargıç araya girerek, sorusuna kesln yanıt isteyince, «Ekonomik, sosyal, siyasi mücadele veren kişiler zaman zaman sınıf hakimiyetini amaçhyorlar diye dava edilebiliyorlar. Biz 141 ve 142'nin kaldırümasım isterken Atatürk'ün fikri bür, vicdani httr, irfanı hür sözlerine de sadık kaldık.» dedi. Batı demokrasilerinden örnekler açıklamasına yargıç izin vermiyerek, «Türkiye'de işçi smıfı partisi olup olmadığı, işçi sınıfı bilimine göre kurulup kurulmadığı» sorusunu yöneltti. Fehmi Işıklar bu iddiayla kurulmuş, tüzüklerini, programlarını tçişleri Bakanlığı'na sunmuş partiler olduğunu söyledi. Yargıç özel yargısmı &ordu. Işıklar herhangi bir partlye kayıtlı olmadığını bildirdi. Yargıç DÎSK'in önerdlği gibi bir parti olup olmadığını sordu. Işıklar, DlSK'ln geneli anlattığını savundu. Yargıcm, «tşçi sınıfı bilimine göre kurulmuş parti var mıdır?» sorusuna, «Bunu Türkiye işçi sınıfrtıa, o partüere sormak gerekir» yanıtmı verdi. «DİSK'e sorulamaz nu?» deyince de. «DtSK seçimlerde hangi partiyl desteklediğini, açıkça belirtmiştir.» dedi. Yargıç «DİSK sosyalizm İçin mücadele eden başlığı İle Temel llkeler kitabında yer alan bölümün açıklamasını istedl. Işıklar genelde. İşçi sınıfının sosyalizm için, yanl sömürüsüz bir toplum için mücadele ettiğlni belirten blr paragraf olduğunu bildirdi. Alt paragraflarda DÎSK'in toplumcu bir düzene geçişte nasıl yol izleyeceğlnin açıkça anlatıldığını. demokratik haklar çerçevesinde mücadele edileceğini anlattı. «Faşizme, emperyalizme karşı verilen nıücadelenin, ekonomik, politik, ideolojik mi?» olduğu sorusuna. her üç cephede de mücadele olduğu yanıtmı verdi. «İşçi sınıfı partisi, komünist parti mi?» sorusu üzerine de. işçi sınıfı partisi İle komünist partisini ifade etmedıklerinî. Anayasa çerçevesinde işçilerin. emekçilerin çıkarlarını savunabilecek, ülke çıkarlarını savunabllecek partlden söz ettiklerlni açıkladı. Yargıcm hangi parti olduğu ısran üzerine de. DÎSK olarak •açıkbir belîrleme'yapmadıklannı, Ttirkiye'de kendüerini tşçf Mnıfı paftîsi ilan eden partılerden birini belirlemedik lerl için de. DÎSKin kendisini siyasi parti yerine koyduğu şeklinde suçlandıklarını, bu konuda birçok açıklamalar yapmak gereğini duyduklannı hatırlattı. «Türkiye'de sosyalist diizenin o'uşması için, hangi parti ile uyumlu çalıştıkiarı» sorusuna özetle şu yanıtı verdi «İşçi sınıfının ekonomik, demokratik mücadelesini sürdiiren DtSK sendikal planda bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizmi savuntnuştur. tşçilerin de siyasi yaşama katılmasmı, oylan ile kendi çıkarları doğrultusundaki partiyi iktidara fretirtnelerini savunmuştur. Bu doğrultuda çalışmalar yapmıştır. Seçimlerde, CHP'ye oy verilmesi çağrısını yapmıştır. Bu anlanıda yaptığı çalışmalar sendikalar yasasınm 16. mad desine aykırı değildir. Anayasaya da uygundur. DISK'in bir partinin uyumunda olarak faaliyet göstermiyeceği açıktır.» ' Duruşma bugün l"30'da devam edecek. DISK davası (Baştarafı 1. sayfada) ancak böyle bir Anayasa tasansına imza atan bir öğretim üye sinin tutumuna denk. Anayasayı hazırlayanlarm bir anlamda tartışmalardan rahatsız olabileceklerini anlamak mumkün. ^ncak, ortada düzeltilmesi gereken bunca temel nokta ve ay nntı varken, bunlann öncelikle behrlenmesinden daha doğal ne olabilir kü... ÖnUmUzdeki pazartesi günü Anayasa tasansı Danışma Mecıısı Genel Kurulu'nda ele alına cak. Peki. Uyeler hangi noktalardan hareketle tasarıya yaklaşacaklar?... Tasarıyı nasıl değerlendirecekler?... Sonra tasarının «DUzeltilmeye muhtaç» bolümleri hangi doğrultuda düzeltilecek?. . Burada çok somut ve pratık işlerliğe gerek bulunduğu ortada. Eleştirilerin man tığı da zaten burada açuslık kazanıyor. önce düzeltilmesi gerekenler belirlenecek, sonra da bunların «nasıl» düzeltileceği üzerinde durulacak. Anayasa tasansının Danışma Meclısinde görüşülme süresine baKarsak, bunun 2 Ağustos • 21 Eylül arasında olduğunu görürüz. Mılli Güvenlik Konseyi'nin tasarıyı görüşme süresi ise, bir aydan biraz fazla. Yani, yeni düşünceler oluşturmak ve bunlan tasanya somut olarak yerleştirmek için çok zaman yok. Dolayısıyla, tartışmanm şimdiden başlamış olması ve ortaya çıkan düşüncelerin «Birer öneri» haline dönüşmesi için, en uygun dönem belki de şlmdi. Aynı düşünceyi paylasan teknisyenlerin varlığı da pek azım sanamaz. Başkentte bizim sağladığınuz bilgilere göre, bazı kuruluşlarda Anayasanın ilgili maddelerinin «Teknlk açıdan incelenmesi» çokt<uı başlamış durumda. Teknik elemanlar Anayasadaki bazı maddelerin uygulamadaki geçerliği üzerinde duruyorlar. örneğin, tasanmn 140. maddesi «Hazinenin naMt ihtiyacını karşılamak İçin doğrudan veya dolayh olarak, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kaynakları kullanılamaz. Ancak, T.C. Merkez Bankası, Hazineye, miktan carl yıl genel bütçe ödeneklerl toplamımn yüzde onbeşlni geçmemek üze Tartışmada zamanlama. re. kısa vadeli bir avans hesabı açabillr» diyor. Bu madde aslında bir Anayasa değil, bir bütçe maddesi. Ne var ki, şimdiye kadar bütçe maddesi olan bir ilkenin, bundan sonra Anayasa maddesine dönüşmesi ola sılığı karşısında, teknisyenlerin «kolları sıvadığı» belirtiliyor. Çünkü, herhangi bir ,hükü met, herhangi bir zamanda «Hazineye açılacak avansın büt çe ödeneklerl toplamından yüz de 15'i aşabileceği gerektiğlne» karar verirse, bunu Anayasaya göre hiçbir zaman uygulanıayacak. Bu madde sözde «fiyat artışlarını önlemek amacıyla» konulmus, sanki fiyat artışlannın tek nedeni hazineye açılan avansmış gibi!... Kaldı ki dünyada fiyat artışlarını önlemek için herhangi bir madde içeren herhangi bir gösteremiyor hukukçular. İlk kez, bizim 1982 tasarısı «Bunu düşünmüş»!... uygulamada böy le bir maddenin ekonomik politika açısından «tıkamkJUklar yaratacağı» ortada. Onun içindir ki, teknisyenler maddenin değiştırilmesi için Danışma Meclisinde «Nasıl bir ünerge verilmesi gerektiği» konusunda çalışıyorlar. Bu tür teknik çalışmalar elbette şimdi gerçekleştirilmeli ki, gelecek haftadan başlayarak maddeler üzerinde tek tek görüşülürken, Danışma Meclisi üyeleri «hangi maddede nasıl önerge değişikliğini» gündeme getireceklerini bilebilsinler. Bu nedenle de tasanyı tartışmak için herhalde bundan daha iyi bir zaman olamaz. Holding bankaları (Baştarafı 1. sayfada) m da birleştirilmesi görüşü benimsendi. Bu arada Maliye Bakanlığı'nda yürütülen çalışmalarda bankaların «ikna yoluyla» birleştirilmeleri ilke olarak benimsendi. Buna göre banka genel müdürleri ve en büyük hissedarlanyla öngörüşmeler yapılacak, eğer bankaların Maliye ve Merkez Bankası ile yapacaklan görüşmelerde birleşmeye yanaşmadıklan takdirde bankalar yasasmda değişiklik yapılma yoluna gidilecek. Bilgilerine başvurulan yetkililer Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu'nun karşuıkh görüşmelerle birleşme karannın alınmasından yana olduğu belirtüerek şunlan söylediler: «Bankaların birleşmeleri İçin kanunda bir siire tesplt edilmiştlr. Bankalar ıkna yoluyla kendileri birleşmezlerse birleşme suresi gözönüne alınmadan bir kararname hazırlanabillr. Ya da birleşmenin daha çabuk olması için yenl #kararnamede yasal süreyi kısıtlı tutabilir. Ancak Maliyedeki genel eğilim blrleşmenin kararname çıkartılmadan sağlanması yolundadır.» TARIM KREDİSÎ BANKALAR SORUN YARATIYOR Türk bankacılık sisteminde ihtisaslaşmamn kredi verüninl artıracağını belirten yetkililer holding bankalarının biraraya getirilmesinin daha kolay olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etüler. «Sonın ihtisaslaşma için zirai kredi alan bankaların birlestlrilmesinde çıkabilir. Bağbank, Tütünbank Ue birleşebilir, ama bu bankaların bir kısım özel sektörün bankasıdır.» ö t e yandan tarım lcredisi alan bankaların Ziraat Bankası ile birleştirilmesi için Maliye Bakanlığı'nca bu bankaların hisseıerinin bir kısmının devletçe alınması olasılığı üzerinde durulduğu öğrenildi. Bu formül bankalann Merkez Bankasından aldıkları kredi borçlarına karşılık hisselerînin bir kısmmm kamuya devredilmesi Öngörülüyor. Yetkililer bu yöntemde özel bankalann kamu iştiraki haline getirilerek bir başka devlet bankası ile birleşmesinin olanaklı olacağını belirterek şunlan söylediler: «Blr başka seçenek de sermaye artınmını yasa gereği olduğu halde para bulamadıklan için gerçekleştiremeyen bankalara devletin sermaye koymasıdır. Böylece hem bu bankalann sermayeleri yasal olarak istenllen düzeye çıkar, hem de kamu ortaklığı nedeniyle Ziraat Bankası ile birleşmelerine olanak bazırlanmış olur.» Maliye Bakanlığı'nca banka yöneticilerinden «anlayış beklendiğini» belirten yetkililer Maliye Bakanlığında beliren görüşler uyannca önümüzdeki günlerde banka genel müdürlerinin An< kara'ya çağrılacağı ve görüşmelerin başlayacağını bildirdiler. Dekan (Baştarafı 12. sayfada) leştirecek. Yasanın 16. mad desine göre yeni dekanlar, rektörün önereceği fakültenln aylıklı 3 profesörü arasından üç yıl İçin atanacaklar. Atanan 1ekan lar da kendllerine yardımcı olmak üzere yine fakülte nin aylıklı öğretim üyeleri arasından en fazla 2 kişiyi dekan yardımcısı olarak se çecek. Dekan yardımcıları da 31 ağustosa kadar üç yıl için atanacaklar.. t.lfV .• *. REKTÖRMER 2 AĞUSTOSTA GÖRE^TE BAŞLAYACAK Yeni atanan üniversite rektörleri de önümüzdeki günlerde dekan adaylannı önerecekler. Rektörler ayrıca 5 yıl için atamak üzere en fazla üç kişiyi 31 ağustosa kadar rektör yardımcısı olarak seçecekler. Yeni rektörler eski rektörlerin görevlerinin 31 tem muzda sona ermesi ve 31 temmuzun da cumartesl gü nüne rastlaması nedeniyle 2 ağustos pazartesi günü gö revlerine başlayacaklar. Yine 31 ağustosa kadar yenilerl atanması gereken enstitü ve yüksek okullar müdürleri, üniversite rektörlerince atanacaklar. Enstitü müdürleri 3 yıl İçin fakülte dekanlannın önerisi üzerine atanacaklar. Yüksek okul müdürleri ise yeni rektörce İlgili dekamn önerisi üzerine üç yıl için atanacak. Bölüm başkanlıklan da rektörce Uç yıl İçin atanacaklar. Böylece yeni atanan rek törlerin 31 ağustosa kadar rektör yardımcılarım enstitü ve yüksek okul müdürlerini, bölüm başkanlarmı atamaları, dekanları önermeleri gerekiyor. Ayrıca Yüksek Öğretim Teşkilât kararnamesinin ge çici 1. maddeslne göre, Üniversitelerarası Kurul İle Yüksek öğretim Kurumları nin s«çlm ve oluşturulması da 30 eylül 1982 tarihine kadar yapılması gerekiyor. Ancak yine kararnameye göre Millî Eğitim Bakanlığma bağh îken Yüksek öğ retim Yasası kapsamma alınan kurumlarda. bölüm. billra ve sanat dallarının yönetimi ve çeşitli kurulla rın oluşturulması için öğretim üyesl sayısmın yeterli olmaması halinde 31 ağustos tarihine kadar öğretim görevlileri görevlendirilebilecekler. Mtün çabalanmm kzrfin yıırî içi ve yurt di|indaki tam PLASTİK SANATLARLA ilgili unatçılannuzın ve yazarlanmcan adrcslerini Um vc doğnı oUrak teıbit , cdcmedik Duyurulannuz, yazı^mslannuz ve bazı fervisleri verebümek İçin bugünc kadar ulaj»madığımi2 SAMATÇI ve YAZARLARIN adreslerlnJ tetbit etmek irtiyoruz. LOTFEN BİZE ADREStNÎZl BİLDİRİR MİSİNtZ > SayphnmızU EVREN: DOĞU'DA (Baştarafı 1. sayfada) Başmda golf tipi şapka olan Evren'in yanmdaki MGK üyelerinin de spor giysiler içinde oldukları görüldü. Bu arada Evren'in büyük ve ortanca kızlarının, omuzdan askıh, renkleri farklı olmakla birlıkte bir örnek elbise Riydiltleri gözlemlendi. MKE kampmda çevresindeki lerle sohbet eden Evren, «Özellikle bu kamplardan yararlanabilmeleri için Kars ve Hakkâri gibi Doğu bölgelerinde görev yapanlara öncelik tanıyamaz mıyız?» sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Kamp Müdürü ile PTT Genel Müdürü «Tabii mumkün» karşılığım verdiler. Evren bu yanıt üzerine, «Güzel ama, oralardan gelmek de zor. Yolculuk ücretleri herhalde bir hayli tutar. Orta Anadolu bölgelerinden daha kolay ge lebileceklerini sanıyorum. Ama yine de doğuya öncelik verilmeli.» şeklinde konuştu. Kampta kendisine çay ikram edilen Evren sohbet sirasında yazlık tesislere ilave yapılıp yapılamayacafcnı sordu. Bunun Üzerine söze giren bir bayan öğretmen kamplann yetersiz olduğunu söylerken tesislerin arttınlmasını . istedı. Evren ise, şöyle konuştu: «Bizim Hasan Paşa bu işc el atmıştır. Ama, sadece Sğretmenler İçin değil, öğrencller İçin de kamplar yapmalıyız. Bunlar bina veya çadır şeklinde olabilir. Ancak, bu kamplarda yahnzca öğrenciler olmalı. Çünkl öğretmenleri de yanlannda olursa, istedikleri gibi ta til yapamazlar.» PTTCt OLimDTJM PTT Genel MUdürü Servet ,Bilgi ile PTT çalışmalan konusunda sohbet eden Evren, kendisinüı 'Mors Alfabesi'ni ya zabildiğini ve bunu ağabeysinden öğrendiğini söylerek şöyle devam etti: «Eğer bu meslef e glrmeseydlm, herhalde ben de PTT'cl olurdum. Çünkü çok zevkli bir meslek. Bir süre önce Mors AUfabesi yazdun. Unutma dığımı gördüm. ÇUnkl çocuklukta öğrenilenlenler kolay kolay unutulmuyor.» GÖZLERIM SENİN GÖZLERİNE BENZİYOR? Bu arada, Ayşegül isminde açık renk gözlü şirin bir kız çocuğu Evren'e çiçek verdi. Evren kUçük çocuğu bağrına basarken, Tahsin Şahinkaya «MaşaUafa şuna bak kartpostal gibl çocuk» deyince, Evren de, Gözleri senln gözlerine benziyor diye Syle söyliiyorsun değil ml?» şeklinde bir espri yap tı. Bunun üzerine Evren ve komutanlar gülüştüler. Evren kliçük kızla sohbet ederken, kızm isminin Ayşegül olduğunu öğrenince, «Aaa ağabeyimin torumımm adı da Ayşegül» dedi. GAZETECİLER RAHAT BIRAKMIYOR Kendisini gazetecilerin hiç yalnız bırakmadığını belirten Evren, «Halbukl ben tatlle gel miştim» dedi. Bunun Üzerine bir basm mensubu, «Efendim sîz tatilde de olsanız sizl Izlemefcle görevliyiz» deyince, Evren, «Bıraksam hergün bizim kampta olacaktınız. amma bir haftada olsa buraya dinleneyim diye geldim» dedi. Daha sonra PTT kampmfi feapıdan uğrayanEvren ikinet blriik ve birmci birlik siteierini de ziyaret "etti. Evren burada Danışma Meclisi üvesi Hamza Eroğlu'nu ziyaret etti. Hamza Eroğlu ile sohbet eden Evren. Eroğlu'na «Biraz dinlenebildim» dedi. Emnıyet kampım da ziyaret eden Evren'e burada polis eşlerl tarafmdan, «Cesur Paşa' mız.» diye tezahürat yapıldı. Evren buradaki sohbetinde emniyet mensuplannm kamp sıralarının komputörle saptan masının yararh olacağını böylece her yıl aynı kişilerin kamplara gitmemelerinin sağlanabileceğini söyledi. Devlet Başkanı Evren bir buçuk saatlik gezisinden sonra saat 20'de Deniz Kuvvetleri'ne giderek kendisine tahsis edilen «Halas» yatına bindi. Yat ile çevrede bir süre dolaşan Evren bu arada kaşıklı olta ile bir süre lüfer avladı. Bundan önceki bahk avında şansı yaver gitmeyen Evren'in 1Ufer avı başanlı gecti. Evren daha sonra kendisinüı de avladığı deniz Urünlerinden oluşan akşam yemeğini Halas ya tında yedl. du. Valilik bu yanıtı yeterli gör dü. 10 15 kere gldip geldikten sonra ve 5 aylık bir süreden sonra bu işi başarmıştım.» YARIN: îşler Yine Kanşıyor... SAHİNKAYA (Baştarafı 1. sayfada) niden tesls etmek mümkttn olmayabilir» dedi. Erdek'ten helikopterle Çan'a gelen Şahinkaya, yüdönütnü törenlerine katılmaktan «bn memleketln çocuğu olarak gurur duyduğunu», Devlet Başkanı ve Konsey üyelerinin çok istemelerine rağmen ancak önem li hizmetleri nedeniyle gelemediklerini bildirdi, şunlan söyledi: «Bizler, . memleketimize hlz* met edenlere yardımcı olabllmek amacıyla gecemizi gündüzümfize katarak çalışmaktayız. Bundan da büyük bir muthıluk duymaktayız. Ancak, bazen davetlerlnlze katılma imkânı bulanuyoruz, bunun İçin de hoşgörülü olmanm rica edeceğim.» Yerli ve yabancı sanayicl ve işadamlarının Çanakkale Seramik Fabrikalannın 25. kuruluş yıldönümüne katılmakla bu mü esseseye ne kadar önem verdiklerini gösterdiğini belirten Şahinkaya, işçi ve işverenlere hitap ederek şöyle konuştu: «Bugün geride bıraktığımız o buhraıılı, o dehşetli günlerl asla uııutmayalım. En büyük gücümüz devlettir. Devlet olmayan yerde iş barışı olmaz. Ne zaman başımız sıkışmışsa, ne zaman fena dnruma düşmüş isek mutlaka devlet gücünden kaybetmiştir. Devlet gficünü bol duğu zaman bueiinkii cibl hürriyet lçlnde, neşe içinde kutladığımız bayram günlerine kavnşmuşuzdıır. Devlete inanınız ve en sadık dostunuz olan o güce mutlaka sığımnız. Onun dediklerini yapınız ve onun gös tcrdiği yoldan gidinlz. Başka sapık yollara, başkalanmn tahriklerine kstlyen sapmayınız.» İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Ibrabim Bodur, kurucusu olduğu Çanakkale Seramik Fabrikalannın 25. kuruluş yıldönümü kutlamalarının açılışında yaptığı konuşmada, «Hiç kimse ımutmasın ki. Türkiye'nin blr numaralı meselesi üretlmdlr. Üretlm artmadan Türkiye'nin sorunlannı çözmek mumkün değildir» dedi. Bodur konuşmasmın bir bölümün de, «Bir sosyal düşünce ve anlayışa dayah ekonomik blr slsteml benimsemiş bulunuyornz. Bu ststemde (bep bana) kuralı geçerli değtidir» diyerek tasarruflann yatınm ve üretimi «rtırıcı alanlara aynlmasını önerdl. Dünkü törenlere Çanakkale Valisi, 2. Kolordu Komutanı, Jandarma Tümen Komutanı, Çanakkale Boğaz Komutanı, Jandarma Tugay Komutanı, çevre illerin vali, belediye başkanları, özel ve kamu kuruluş temsilcileri ile yöre hal kından kalabalık bir topluluk lcisleri (Baştarafı VI. sayfada) yodik olarak yapüan çalışmalar esnasında yakalandığını, aynı Kün nezaret altına almdıgını, çalışmalar devam etmekte iken eidüğtinü, savTinma olarak lleri sürmektedir. Bu ne demektlr? Çalışmalar devam ederken öldü? Nasıl bir çahşmadır kl bu çalrsma. bir insanın vücudunda en olmayacak izler bırakarak öliimüne sebep olsun Yine ıdare vermiş olduğu >anıtta şöyle bir tabir kullanmak tadır (tazmmat istemiyle danış taylanna dava açmış.) bb danıştayımıza dava açmışız. 'nan mak Istlyornz ki, bu tabir yanlış kııllanılmıştır Oevlet varhğını göstermck zo nında. Ancak bu tür uyguiama larla değil. tnsan hak ve özgürlüklerine hoşgörii İle saygisı Ue adillİRİ Ue. camertligi ile. tdare öyle bir savunma Içinde ki san M öliim doğal bir sonuç. Biz bu sonura isvan içerisindeviz Kamu vicdani bu sonuca isyan IÇP risinde. Uygulamalarını kabul eden ve sonuca katlanahilecek bir tek kişl yok gibi. Sanki hiz kendi oğlumuzu öldürdük. Blzim davamızın konusu müvektdllmlzin oglunun Ankara Kmni yet Müdürlügünde mahkeme ka rannda da bplirtildlgi iizere dev letin bir orpanı olan pnllsin (An kara Rmnlyet Müdiirliieu gnrev lilerinln) müvekilimln oğluna, bir takımı kahullenmelerde bulunmak üzere Işkenre yapmış oldııkları. zallmane. gavri insanl ve havMvet kırırı mııamelelere hasvurmaları sonuru 6liimüne sebebiyet vermekten ö tiirü devletin sorumlulugunun soııuelarına katlanmasının sağlanmasıdır.» Özerdîm (Baştarafı 13. sayfada) Sami N. Özerdim, tasarınin çelişkileri bulunduğunu ve Atatürk'çülüğe ters düştüğünü de belirterek şöyla devam etti: «Kimi uygulamalarla tasa n arasında çelişkiler bulunmaktadır. Tasarmm 2. maddesindeki lalklik ilkesine karşın, okullara zorunlu din dersr'konulması bunların ba şında yer almaktadnr. Atatürk'çülükle celişen yalnız bu değildin Devletçilik. başından beri sanki vazgeçilmiş ilkelerin birincisidir. Dil Akademisl konusu da aynı durumdadır. Dil özleşmesine, Atatürk'ün kurduğu TUrk Dil Kurumu'na Atatürk yılında olduğu kadar hiç bir dönemde böylesine saldınlar olmamıştır. Bu acı bir gözlemdir. Tutucu çev reler, işi Anayasa'ya kadar getirip sokmuşlardır. Konuvu pek iyi bilmediği anlaşılan Komisyon Başkam'nın, Akademiyle (dildeki düzen sizliğe son verilmesi) amacı nı güttügünü söylemesi de temelsizdir. Asıl düzensizlik Dil Akademisl ile başlayacaktır. Ancak şunu anımsayahm ki, dil özleşmesi gerçek hızını, DP'nin iktidara gelip özleşmeye karşı davranışta bulunduğu 1950 son rası yıllarmda bulmuştur.» İLAN BEYOGLU 1. ASLİYE HUKUK HAKİMLtGîN'DEN Esas No: 981/96 Karar No: »82/486 Hâkim: Hasan Özkan 14569 Yazman: Hülya Başaran Davacı Yalçm Akyüz tarafından Mahkememizden açılan gaiplık davası sonunda: îstanbul, Beyoğlu, Molla çelebi mahallesi. 54 cılt, 43 sayfa, 8 hanede nüfusa kayıtlı davacının munsi Mehmet Cemal ve Hatice Hanifeden olma 1305/1306 doğumlu Abdulvahit (Abdulvahap) Silkman'ın 50 yıl önce evinden aynldığı, nerede olduğunun bUinme diğı, anlaşılmakîa dava sa bit olduğundan kabulu ile GAÎPLİĞINE... 500 lira karar harcınm peşın alınmak |a mahsubuna, ayrıca alın mamasına, Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı velcilinın yüzüne karşı 29.6. 19B2 gunünde karar verıldi. Temyiz süresı ılan tarihınden ıtıbaren 20 gün son ra başlamak üzere karar tebliğî yerine geçmek üzere ilan olunur. 27.7.1982 Bir Bspanyol (Baştarafı 1. sayfada) laclığı bildırilen yangının sıga ra izmarıtinden çıktıgı sanılıyor. Gemi kaptanı Pedro Uea, 24 sıralarmda gemlyi dolaştığım. ancak herşeyin normaı olduğunu söyledi. Kaptan «yangı na söndürülmeden atılan bir sı gara neden olmuş olabilir» de dı. Pamu'tdu kumaş, kontrplak, susam tohumu, oto yedek aksamı hidrojen peroksıt, ve dığer kimyasal maddeler buiunan gemide aynca 40 bin lıtre yakıtm olması lıman için büyük bir tehlike yaratması üzerine, ilgilüer geminin açıkta ya da bulunduğu yerde batıhrması için izin istediler, bu gırişimler sürerken 03.30 sıralarınd baş ambar kapakları ÜÇIlarak içeriye su sıkılmaya baş landı, daha sonra yangın kontrol altma alındı. Gemide bulunan kaptan ile 8 mürettebat ve bir gemMnin eşi ve ıki çocuğu yara almadan kurtanldı. Söndürme işlemleri sırasında sıkılan fazla su, geminin kendi motopomplan tarafından dışanya pompalanarak batma D V 8.7.1982 V R ü Bahçeliev DİŞ TABİBİ ORHAN TÜZÜN Levent, Güvercin durağı, Gazeteciler YapKooperatıfı C/3 Blok, D 7, saat: 913. TeL64 57 25 Randevu aünması rica olunur. ler semtınde gitmekte iken tETT Genel MUdUrlüğüne ait resmi arabayı onaran, tamir Işlemi esnasmda ismtnin Burhan olduğunu öğrendiğim kiştnin aşağıdaki adresimden benı aramasmı insanlık namına nca ederlm. Orhan ACUNER Bahçelievler, Pilot Rasim tşeri Cad. 1 Bl. Şen Apt. Da terihinde URAHT SANAT GALERİSİ «BDl IPEKCI CAODESI 21 NlavflASl ISIAnBUl TELEHDN 4 8 0 3 * TEUKS 2 M K U » A I T» AYDIN VE ÇAGI EROL TOY* BÜTÜN KİTAPÇILARDA da bulunduğu ahlasıldıgından,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle