24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZİRAN 1982 **** Cumhuriyet 11 BONN'DAN NOTLAR (Bastarafı 1. Sayfada) kl gibi «Bilgi vermeyi ikincl plana» iterek, gazetecileri bpi bol güldürdü. Ancak, yaptığı esprileriri türü hep aynı olduğu için, üçüncüdörcüncü basın toplanülarında artık insan kanıksıyor. Üstelik bir de, soru eğer kendislni sıkıştınyor sa, yanıtı hazır: «Bu noktada şlmdj daha fazla bir şey söylemem mümkün değil». Dola yısıyla verdiğl yarutlann çoğu nun sonunda «fazla bir şey söylemesl miimkün olamayacağım» açıklıyor. Ancak, NATO Genel Sekreterine pek de haksızlık etmemek gerek. ömeğin, önceki gün bir gazetecl «Kısa bir soru sorroak istiyorum» diye söze başlayıp, soruyu uzatınca, Luns dayanamadı: «Eğer sorunuzu hatırhyorsanız, baştan sorar mısınız?... Ben unuttum da ne sorduğunuzu...» îşln ilginç yanı, hlc de llgls) yokmuş gib1 görünen gazeteciler, durup dururken konuyu Türklye'ye getiriyorlar. örneğin, bir îspanyol gazeteci kalktı Luns'a, «NATO tiyeliği ile sskeri yönetim nasıl bağdaşır? Bunıı Tiirkiye örneğinl göz önünde tntarak açıklar mısınız?» diye sordu. Luns, «Türkiye'de de askcrler hep kışlaya dönmüşlerdlr. Yine deraokrasiye dönmek İçin bir takrim açıkiandı. Kuşku verfci bir dti rum yoktur» diye karşüadı. TÜRK. YUNAN Önümüzdeki dönemde Türkiye yeniden bambaşka sorunlann çözümünde yeniden gündeme geleceğe benzer. Bunlardan ilki, TürkYunan ilişkıleri... Bu ilişkilerde ve dolayısıyla «NATO'nun Güneydoğu kanadını kapsayan bu iki ülkede önümüzdeki dönemde diplomatik faallyetler yoğunlaşırsa» kesinlikle stirpriz olmaz. Brüksel Washlngton • Bonn Ankara Atina arasında gidişdönüş uçaklannda yer bulmak oldukça güçleşebilir. ÇEVİK GÜÇ Bir başka güncellik, NATO bildirlsinde «Adı amlmadan yer alan» Çevik Güçle ilgili. Basın toplantısında Genel Sekreter Luns, bir soruya şu karşıhğı verdi: « Amerika, NATO böİKesi dışında, ancak NATO ülkelerinin güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturduğu Çevik Kuvvete bugttne kadar tam 2,5 milyar dolar harcadı. Çevik Kuvvet, Amerika'nın. Avrnpa' da bulnnan kuvvetlerini, yani NATO'ya verdiğl kınrvetleri gerektiğinde, NATO dışındakl bölgelere kaydırması harekatı dır. Ne var kl, böyle btr kay dırmada NATO içinde bir boçluk doğacaktır. tşte, sornn bu kaydırmamn yaraiacağı boşlo Sun nasıl dolduruiaca&ınrian kaynaklanmaktadır». ÇEVİK GÜC VE TÜRKİYE Luns'un bu yanıtından sonra yöneltilen ek soru «Çevik Kuvvet konusunda Türkiye'ye Amerika tarafından bir öneri yapılıp yapılmadığı» oldu. Luns buna tek sözcükle karşılık ver di: «Hayır.» Beethoven'in senfohisiyle süs lenen NATo doruğunda Iiderler katı politik sözlerin yanısıra, zaman zaman «Edebiyat parçalamak»tan da geri kalmadılar. Voltaire, Goethe, Russell, kendilerinden aktarmalar yapılan düşünürler arasında NATO tarihine geçtiler. Böylelikle «Nükleer savaş, silahsızlanma, bölgenin güvenliği, bölge dışmın güvenslzliği» derken, Doruk toplantısına katılanlar «kendilerini yöneten liderlerln hlç de cahilcühela iakmundan olmadıklarunı gözleriyle gördüler. VE GÖSTERİLER Bu tUr entellektüel tatminden uzak olanlar ise, Bonn sokaklarında gösterilerde bulundular. Alman Banş Birliği ile Banş ve Silahsızlanma Komitesi'nln öncülüğünde Almanya'da faaliyet gösteren yaklaşık 1200 örgütün desteklediği «Ban ş gösterUerlne» Alman TV'sine göre. ( am «üçyiiz bin Hçl» katıldı. Alman Sosyal Demokrat Milletvekillerinfn sanatçı lann, emeklı generallenn katıi dığı gösteri Bonn'da öylesine ilgi gördtl ki, hatta Amerikalı gazeteciler NATO Doruğunu bı rakıp yürüyüşü izlemeyi yeğle diler. 300 bin kişinin «Banş vc özgürlük. sloganlan ile çınla yan Bonn'da tek bir olay çıkmadığı gibi, demokrasinin anlamı, düşüncelerin açıklanma özgürlüğündeki erdem, bir kez daha kanıtlandı. BASTÜRK: FASIZME (Bastarafı 12. Sayfada) karşı vürütülen 1« eylül 1976 tarlhinde Genel Yas adı altında genel grev denemesi ile DISK'in tamamen siyası ve tdeolojik davranış içine girdi ği, güdülen amacın sınıf Iktidarı mücadelesinde başarıya ulaş mak İçin parlamento dahil top lamun bütün kesimJerine kar şı dayatmacı bir güç olarak işçi sınıfının ortaya koyduğu tckelci iddiaya karşı» diyeceğıni sordu. Baştürk 1976 Genel Yas karannın o günün yönetimine ait bir karar olduğunu, o tarihlerde yönetici olmadığı için neyin ihtiyacı olarak almdığı nı, sözkonusu tarihlerde yöneticilik yapmış arkadaşlannın daha sağlıklı açıklayabileceklerini bildirdi «tlave etmek Isterim ki DİSK'in kuruluşundan yönetimde bıdunduğum dönem de dabil, DİSK hiçbir zaman sınıf iktidan mücadelesine yönelik parlamento dabil toplumun tiım kesimlerine karşı isçi sımfını dayatmacı bir güç olarak yönlendirmeyi amaçla manuştır. Tam terstne Anayasayı, onun temel bak ve özgür lüklerini. ekonomik bedeflerini, hayata geçlrmede kararlı bir tutum içinde olmuştur. Bu nun dışındaki iddialar hukukla ve mantıkla bağdaşır iddialar değildir. Reddediyonun.» şeklinde konuştu. Yarsnc bu kez 20 mart faşizme ihtar eylemiyle DÎSK'ln nihai amacı olan «Ülkede BOSyallzml kurmak İçin ber olayı fırsat bilerek, i$çl sınıfını ve yandaşlarını yasadışı eylemlere sevkettilini ve böylece kitleleri propaganda ve ajitasyonla aktif hale getirmeyi amaçladığı» iddiası karşısmda diyeceğini sordu. Baştürk, 20 mart faşizme ihtar eyleminin ülkede sosyalizmi kurmak ve yandaşlarını yasadışı eylemlere sevketmek için değil, demokrasilerde görüşlenni başkalanna zorla kabul ettirmek isteyenlere, kabul etmiyenleri öldürenlere karşı olduğunu söyledi. Ârjantin (Bastarafı 12. Sayfada) na «Hermes» uçak gemisine saldırdı ve geminm " asansörüne bomba isabet ettirdi. Ancak Daniel Jukie, bu saldında yaşamını yitirdi. 37 yaşındaki pilot */üzbaşı Augusto Cesar ise, Sheffield destroyerini Exo cet füzesi ile batıran havacı, Augusto Cesar da, bu saldın sırasında yaşa mmı yitirdi. Vetkililer, Ce sar'tn «Sheffield»i, vurabilmek için gemiye olağan üstü yaklaştığını. bu yüz den füzeyi attıktan sonra kaçamadıgmı belirtiyor!ar. (Bastarafı 1. Sayfada) da bir anlaşma yaparlarsa, an laşmaya destek oiuruz. Zaten çı kan karar, faizlerini yükseltme leri hallnde bankâların meyduat munzam karşılıklannı ödeyeceklerlne amlrilir. Bu da maliyetlerini yükseltir. Akıllı olan nesabuıı iyi bilen, bu kadar aşırı faiz uygulamasına gidip de kendisini sıkıntıya sokmaz. Vatandas tatz uygulamalarına dikkat etmelidir. Çünkü, yüksek faizin yüksek riski vardır. Vatandaşunız bankerlerden dolayı bunun tecrübesine sahiptir. O bakundan endlşe etmlyorum. Vatandas fazla kazanacağım derken, riski de dfişttnmeUdlr.» Vatandas îş Bankasrnda hcr işlem, r işinizin gerektirdigi kadar sürer! bankacılığın gerektirdigi Jitizlik çerçevesi içinde, işlemin gerektirdîği zamanda tamamlanır. Bu, bankacılıkta hızlılığın simrıdır. • Iş Bankası'nda işiniz, İŞ BANKASI TDRKİYE (Bastarafı 1. Sayfada) 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasası'nın 12 Eylül 1980 tarihinden sonra yeniden düzenlenen 3'üncü maddenin (c) bendinde, yayınların «birden fazla sayıda bulundurulması ve taşınmasr»mn suç sayılacağı belirtilmiştir. Bir kjtabı, bir yayınevinden serbestçe satın alan yurttaşın, kitap hakkında, hangi mahkemeden, hangi tarihte «toplattna kararı» verildiğini bilmesine olanak yoktur. Kaldı ki, verilen bu kararlar, sonra kaldırılmakta ya da toplatılan kitaplar hakkında beraat kararları da verilmektedir. Bu okurdan, bütün Işlemlerl Izlemesini beklemek, herhalde, akla ve mantığa uygun düşmez. Bu yüzden yasa, yasak konusunu «birden fazla sayıda» bulundurmak biçiminde tanımlamıştır. Kitabı ya da yasak konusu olan dergiyt çıkaran yaymevi için dç aynı güçlükler söz konusu olabilmektedir. Bir mahkeme bir kitap hakkında toplatma karan vermekte: sonra bu kitap hakkında hiç bir işlem yapılmamaktadır; dosya, bir köşede unutulmaktadır. Toplatma kararı, geçici bir önlem niteliğindedir. Bu karardan sonra, toplatüan kitap hakkında dava açılması ve kovuşturmanın kesin hüküm ile sonuçlandınlması gerekir. Alın size bir örnek: tzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesl, «Sol Yayınları» tarafından yayınlanan bazı kitapların 1972 yılında toplatılmalarına karar vermiş; ancak bu karardan sonra, toplatma kararı isteyen Savcılık, herhangi bir işlem yapmamıştır. Bir süre sonra, yayınevinin başvurusu üzerine, Izmir 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi. söz konusu toplatma kararmı kaldırmıstır. Asliye Ceza Yargıcımn kararmda, kitapların, Ceza Yasası'nın, 141, 142, 311 ve 312'ncl maddelerine aykırı görülerek toplatıldığı, ancak «tşbu kitapların TCK'nm mezkur maddelerinl ihlal mabiyetinde komünizm propagandası mahiyetinde olduğuna dair herhangi bir delil ve büirkişi mütalaası alınmamış bulunmasına ve ibraz edilen mahkeme ilamlannın ve takipsîzlik kararlarının münderecatına göre..» yerinde görülmeyen toplatma karannın kaldırıjdığı anlaşılmaktadır. Bu karann metninden bir başka olgu daha çıkmaktadır: Hakkmda toplatma kararı verilen kitap için ya bir başka Savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmlştlr ya da bu yayın hakkında, Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleşen beraat kararları bulunmaktadır. Bu durumda, kitapların toplatüması. yasalara aykırı bir işlem olmaktadır. Yaymevi sahibl, hakkında «kovuşturmaya yer olmadığı» kararı verilen ya da yapılan kovuşturmalar sonucunda aklanan kitabm yenl basunlarında hiçbir yasal sakmca görmemektedir. Böylece bu kitaplar, yeniden basılıp, satılmaktadır. Sonra, bir başka mahkeme, eski kararları bilmediği için bu kitap hakkmda yeni bir toplatma karan daha almaktadır. Bu, ceza yargılaması hukuku alanında evrensel bir kural olan «non bis in idem» yani, «aynı eylem ve konu nedeniyle, iki kez yargılama olmayacağı» kuralına dolayıslyle CMUK madde 253'e 'açıkça aykın bir oluşumu sergllemektedlr. Hakkında «geçici önlem» nitellğinde toplatma kararları bulunan ve kovuşturma sonucu kesin hükümle beraat eden ya da kovuşturmanm başmda «kovuşturmaya yer olmadığı» kararı verilen yaymlann bllglsayar sisteml İle lzlenlp, saptandığmı hiç sanmıyoruz. Böyle olduğu İçin hangi kitabm hangt tarihte toplatıldığı, bu kararın ne zaman kaldırıldığı yolunda güvenilir bilgiler elde etmenln olanagıda yoktur,> • öyleyse, bu durum basm ve yayın hayatmda, dolayısıyla düşün ve sanat hayatmda kargaşalara ve gereksiz tedirginllklere yolaçmaz mı?. Hera kargaşalara yolaçar, hem de yayınevlerini, kitaplarını ve okurları gereksiz yere ve yasalara aykırı olarak tedlrgln eder. Ylrmincl yüzyılm son çeyreğlnde basın ve yayın hayatını yasak yayınlarla daraltmak, demokrasi ve çok partili hayat İle bağdaşacak bir tutum değildir. Blzlerin «yasaktır» diye toplattırdığımız kitaplar, Batı ülkelerinde istasyon büfelerlnde serbestçe satılıyor! örneğin Almanya'da işçllerlmiz bizim yasak saydığımız kltaplan serbestçe alıp, okuyorlar. Yasaklar yalnız silahlar için, özgürlükler ise yaymlar için geçerll olmalıdır. Demokrasinin istediği budur. GÖZLEM BİR BANKADAGÖRMEK ISTEDtKLERİIMİZİ, İŞ BANKASI'NDA BULURSUNUZT (Baştarafı L Sayfada) nistan'la ilişkilerde iyiniyet li ifadelerde bulundu. Görüşme konusundaki girişimi onlardan bekliyoruz. Çünkü görüşmeleri Yunanistan durdurdu. Bundan sonraki görüşmelerin seviyesi, zamanı herhalde onlar tarafından ayrıca belirlenebilecektir. Şunu söyleyebillrim ki, ba rada Yunanistan ile aramızda bir yakınlık doğmuştur. Görüşme için onlar tek lifle ortaya çıkmak durumundadır.» Federal Almanya Başbakanı Schmidfin de Türk Yunan diyaloğunda «arzulu» olduğunu ekleyen Ulusu, Schmidt'ln görüşmelerde herhangi bir rol üstlenmeye ceğini bildirdi. Daha sonra, CJdde'deki Jtslam Banş Komitesi görüş melerine yönelik bir soru karşısmda Ulusu şu açıklamada bulundu. «Cidde'de tran Irak arasındaki savaşa bir çözüm bulmak amacıyla tslam Barış Komitesi, nzun blr toplanti yaptı. Hem Iran'a, hem Irak'a ayrı ayn heyetler gitti. Ama bu ara da îran'dan fslam Barış Komitesi'ne blr mektup gel di. tran mektubunda, Irak'a glrmeyecegini ifade ediyor. Ancak, ateşkes için bazı koşulları olduğunu, öne sürüyor.» Basm toplantısmdan son ra, Almanya'daki işçilerin temsilcileri ile görüşen Baş bakan Ulusu, Almanya'daki işçilerin sorunları hakkmda bilgi aldı. Cidde'deki îslam Banş Komitesi ve ardmdan Bonn daki NATO doruk toplantisına katılan Başbakan Bülend Ulusu, bugün Türkiye ye dönüyor. BONN DORUĞU Bonndaki NATO doruğu ^kni... SAI. ULUSU: ATİNA da «NATO'nun güneydoğu kanadına ilişkin sorunlarüzerinde durdu ve «NATO kanadındaki bu atmosferin düzeltilmesi gerektiğine ina nıyoruz ve düzeltilmesini is tiyoruz» dedi. Daha sonra söz alan Yunanistan Başbakanı Papandreu da Ulusu'nun «temennilerine katıldıguu» vurguladı. Karşıhkh bu konuşmalardan sonra. do ruk toplantısının kapanışında her iki ülkenin Dışişleri Bakanları'nın birlikte çıktık lan gözlendi. Her iki Dışişleri Bakanı ayakta kısa bir süre görüştüler. Yunan kaynaklarından sağlanan bilgilere göre, •Türkiye ile Yunanistan arasmda varolan sorunlann çözümü için aşamalı bir tak vim uygulanması söz konu su. Bu takvimin ilk aşamusı olarak, Papandreu'nun «Bir süre Türkiye'yi suçlamaktan vazgeçmesi ve Türkiye aleyhine zaman zaman yürüttügü propagandayı durdurmasi» doğrultusunda söz birliğine vanldığı, Türkiye'nin zaten bu tür davranışlarda bulunmadığını belirten aynı kaynaklar, Böyle bir centilmenlik anlaşmasın da Papandreu'nun sözünde durmasının ilişkilerde aşamalı çözüme dogru adını atılmasını kolaylaştıracağını» vurguluyorlar. ANKARA, (ANKA) Yaklaşık üç yıldan bu yana piyasaya sürülmeyen ve genellikle hanım tiryakilerin kullandığı Bahar sigarası aynı harmanla yeniden piyasaya sürüldü. Tekel Genel Müdürü Niyazi Sürenkök, ANKA muhabirinin sorusu üzerine, Sahar'ın yanısıra «Yenice» sigarasının da yeniden piya saya sürülecegini beHrtti ve «BAHAR» VE «YENİCE» ÇIKTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle