Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 8 20 MAYIS 1982 11eğerll yazar arkadaşım, hemşerim Ugur Mumcu ve allesi eski ve koyu ' Ankaralıdır. Ankara'yı anlatırken, onun gençlik belleğinde birikmig olaylan da öğrenmek istedim. Hem Uğur'la hem annosiylo konuştum. Kopuk kopuk, ke sik kesik de olsa bir dönemin Ankara'sına bunlar ışık tutmaktadır: «Ulus'ta otururduk. Evimiz, şimdiki Belediye'nin hemen arkasmdaki küçük dükkânlann bulundugu yerdeydi. Babam, bizim evin bitişindo, halalarımın oturduğu evde, Çerkes Ethem'in kaldığını söyler; «Elblse'ci Mustafa» nın evin ds de Atatürk'un Milli Egi tim Bakanı Mustafa Necati'nin kiracı olarak oturdu feunu anlatırdı. D Tavanları yüksek evler üzel evlerdl onlar. Duvarlarla çevrili bir bahçede bır havuz bulunurdu. Ev ler genellikle üç katlıydı. Alt katta, mutfak ve kiler. orta katta, salon ve odalar, üst katta bir ya da birkaç oda. Evlerin salonlarında tahta oymah göm me dolaplar bulunurdu; Tavanlar yüksekti. Pencerelerin yanında. boydan bo !ya sedlrler bulunur, bu se dirlerin üstüne halı yastık lar konurdu. Ankara'nın «eşrafı» buralarda otururdu. Eşrafm, Etlik'te, Ayva lı'da, Keçiören'de bağ evleri bulunurdu. Bağ evlerinde, çeşit çeşit meyveler, as malar, dut ağaçlannın çevirdigi, çevresinde sazh soh betlerin yapıldığı serin su lu kuyular. Şimdl ne kadar uzak gellyor bütün bun lar. Ulus'takl dededen ka lan evlerlmiz 1956 yılında kamulaştınldı, bağlar satıl dı, yerlerlnde gösterişsiz yapılar var şlmdl. G Ticanilik hareketinin merkezi, Cubuk ilcesiydi Ugur Mumcu nun anılarından: Ç Ç Evimiz Adliye'ye yakındı. Babam tapu uyuşmazlıklarında bilirkişüik yapardı. Bu yüzden, babam ile birlikte, Adliye'ye giderdim. Sonra bu Adliyeye, avukat olarak, bilirkişi, tanık ve de sanık olarak çok gidecektim. Anafartalar Caddesinden «Kahrolsun komünizm» diye gösteriler yapa yapa geçen gençleri de anımsanm. 0 zaman, babama sorardım. «Baba ne diyor bunlar?» Babam, elini dudağına götürür «sus» işareti yaptıktan sonra, «büyüyünce öğrenirsin» derdi. Büyüyünce öğrenmiştim de. j J Tektflk kalan eski Aakara evlerlnden Pilavoğlu 'nun ağabeyi Atatürkçü bir yargıctı Oçdört yaşlanndaydım. Birgün, «salim Hoca» diye bilinen bir tanıdıktan gellyorduk. Etlik Bağlanndaki evden çıkmış, otobüs dura gma dogru yürüyorduk. Birden yanımızda bir ara ba durdu. Bir hanımefendi annemj arabaya çaftırdı. Bu, Vehbl Koç'un eşiydl. Annemle tanışırlardı. Babam da Koç'un çocukluk arkadaşıydı. Sonradan Koç' un, Kızılay'daki apartmanı na «kabul günleri» için bir kaç ke?. gittik. Asansftrü. ilk kez Koç'un aparmanın da görmüş ve şagırmıştım. Hacıbayram Camiinin biraz arkasma düşen yolda çok güzel evler vardı. Bun lar a villa» bile denebllirdi. Dr Veysel bu evlerde otururdu. Çok hoşsohbet bir adamdı. Sonradan öfcrendim solcuymuş. Erken öldü. Baham, Dr. Veysel Bey'i çok severdi. Dr. Veysel. devlet büyükleri ile alav eder. benim o tarihte anlayamayacağım birçok şey söylerdi. Bnnim o günlerde anlaya madıklarımv bngünlerde yazdıklarımdı herhalde. Ralı metle anıyorum Dr Veyseli. Tahtakale ve Mîlli Eğitim Bakanlığı yangınları... gur Mumcu'nun annesi Nadire Mumcu eski tarlhle 1329 dogumlu ve eski Ankara'u... Genç liğl. meyve ve sebze hall İle Hacıbayram yöreslnde geçmiş... Açık seçlk bir bellegi var... Bazı olayları soruyorum, bütün aynntılarıyla anımsıyor. «Akoğlu rlnayetl için neler biliyorsunuz?» Durdu. düşündü: «Akoglu'nu öldürdüler diye duyduk. Biliyorsunuz Akoğlu çok zengin bir adamdı. Morkez Bunkası'nın karşısındakl Akoğlu Hanı onundu. Posta Caddesl'nde (şimdiki İlısan Kalmaz Caddesi) birkaç apartmanı vardı. ölümü çok rsrarenıcizdlr. Kardeşi de Istanhul'da denizde boıUularak ölmııstü. Akoglu'nıın olünıü üzerine hirçok kişiyi tutııkladılar. Hattâ blzim akrabalardan tutuklananlar da oldu. Kara Halil derler, Halil Mumcu, slz hatırlarsınız, O'nu da tutukladılar. Fısıltı olarak balıktan zehirlcndi derler. Ama tahancayla da vurulmuştu. Balık yemlş, rahatsızlanmı^, bir doktor çaftırmışlar, , ffplmiş bakmış. Ondan sonra, bir adam srdm/f. oltlUtUİfiyse, tabancayla .Idlirmıış.. öyle derler bllmeylz.» O yıllardakl gazeteleri karıştırdım. ölümü üstüne ayrıntılı biİRl yok. Yalnız bütün gazeteler esrarengiz blr ölümden söz ediyorlar. Tutuklanan Kara Halll'i (Halil Mumcu) tanırım. Içen. o dönemin şalr ve sanatçılarıyla dostluk eden, parası olduğu İçin masasına oturan her konugu kesesinden agırlayan, hoşsohbet bir adamdı. Ahmet Muhlp Dranas. Orhan Vell, Cahit Sıtkı. tanınmış, tanmmamış daha birçok şair. ressam arkadaşıydı. Hatta bu dostlarını rahatça agırlamak İçin. Samanpazan'nda bir de meyhane tutmuştu. Arkadaşlan oraya gelirler, yerler. Içerler, çogu kez de para vermeden çeklp giderlerdi. fşte bu Kara Halll'i de Akoğlu clnayetinden tutuklamışlardı. Kısa bir süre, hapishanede yattı. Çok Işkence gördüğü söylenir. Bu işkenceden olacak, uzun bir süre kimseyle konuşmadı. Sonra, Avnl Altın diye ünlü bir kuyumcuyu tutukladılar. Cinayeti O'nun üstüne yükledilcr. Uzun süre hapishanede yattı. Duruşması yapıldı, dava karara baglandı. Fakat iş Yargıtay aşamasına geldiğinde. Yargıtay kararı bozdu. O'nun da katll olmadığı ortaya çıktı. Nadire Mumcu'ya Milll Eğitim Bakanhgı yangınını sordum: «O yangın mı, çok İyl hatırlanm» dedl. «Blr akşamüstü gögü yalayan büyük alevler gördiik. Çok yakınımızda yangın çıkmıştı. Herkes koşuştu. Milll Egltitn Bakanlığı yanıyor dedller. Kocaman yapı birkaç saatin içinde kül oluverdl. Yangının sebebi blr tlirlü anlaşılamadı. Komünlstler yaktl dediler. Onun da aslı çıkmadı.» «Peki, Tahtakale yangınını hatırlar mısınız?» «Onu da hatırlanm. Çocuktum. Tahtakale, htı\m malıallc.ve yakındı. Suluhan'dan berl, blr alev bıitiın çevreyi sardı. Tahtakale nordeyse tümüyle yandı. Yangın, bizim oralara da sıçramaya başladı. Atatürk geldi. Yangının daha ötelere bulaşmaınası İçln. ilgilllere emlr verdl. Bombalar attılar ve yangını durdurdular. Ankara'nın en büyUk çarşısı yanıp kül olmuştu. lşte şimdiki sebze ve meyve hall bu yangın alanı üzerine kuruldu.» «Birşey daha soracağım. Akoğlu'nun bir yeğenl vardı. Bütün malı ona kaldı derler. O adam ne oldu?» «Bütün malı, o tbrahlm'e ve fitekl vercselerine kaldı. Akoğlu Keçiören'de bir hastane yapılması İçln vaslyette bulunmuştu. Onu da öteki vaslyetlerinl de Iptal ettlrdiler. Çok para ve mal kalmıştı. Malları sattılar, bölüştüler. Karısı da, Akoğlu'nu balıktan zehlrlendlğl zaman muayene ve tedavi eden doktorla evlendl. Yaşlı blr kadındı, doktoru karısından boşandınp, oyle evlendi. Blr süre sonra, kadın ve doktor Amerlka'ya göç ettiler.» U Ankara'nın Bazlaması nafartalar Caddesi, bugünün Kızılay'ı ya da Tunah Hilmi Caddesi gibiydi: Yüksek bürokratlar, Adliye Sarayı'nm hemen yanındakl Işıklar Caddesi, Denizctler Caddesi olmak Ozere bir kaç büjriik caddedeki yeni apartmanlarda otururlardı. Çankaya 194O'lı yıllarda bağ evlerinin bulundugu geniş bir araziydi, tsmet A UĞUR MUMCU II ,' •.• ;!?• » ••••'** • Paşa'nın köşkünün hemen yanında. annemin bir yakı nmın evine gidor, orada «bazlama» denilen bir çeşit pide yerdik. Şimdi, Bil gin Sokak, And sokak oralan. Ben ilkokulun ilk üç BInıfını, o zamankl Posta caddoslnln uzerindeki Devrlm llkokulu'nda okudum. Anlaşılan devrlm sözcüğunden pek korkulmuyordu ki, ilkokula bu POLİTİKA Serbest Fırka'dan sonra 1950 yılına değin stiren bir sosyal muhalefeti ardma takarak lktidara geçen Celal Bayar ve arkadaşlarının demokrasiyl hangi kör kuyuya soktuklannı tarih elbette yazacaktır. Ülke, Mllli Seflik düzenine karşı, gerek iktidar partisl içinde, gerekse dışmda sosyal muhalefetinl de belirlemek istiyor, bir türlü bir kanal bulup ortaya çıkamıyordu. Bir sosyal patlama olmadan, bu sosyal muhalefeti, başmda İktidar partlslnln güvenlnl taşıyan blrinin güdümüne vermek gereklyordu. Rauf Orbay, Kâzım Karabeklr böyle bir görevi üslenmek lstemiyorlardı. Mareşal Fevzt Çakmak'a, Tevfik Rüştü Aras'a, Caml Baykurt'a da demokrasiyi güdümlü olarak kurmak lsteyenlerln güvenl yoktu. öyle blrl bulunmalıydı kl, bu güdümlü muhalefet, içinde sol ve sağ olmadan, fakat solu ve sagı da içerlr görünen birlne teslim edllmeliydi. Celal Bayar, böyle bir zamanda bulunmugtu. Ya Z1 kOImus rlnde anlayabllmiştlr. Böyle bir aldatmaca İle sermayeci kesim yedl yü kazanmıştır, az mı? Ismet Paşa, bu yedl yıl İçinde yabancı sermayeye karşı çıkar, «Fındık bahçelerinizi blle ellnlzden ahp, yaban cılara sataraklar» derken, bu kez sosyal muhalefeti partisl ardında kanallze etmek lstemiştlr. 1961 seçlmlerinde görüldü kl lnandıncı olamamıştır. DP'nin uyguladığı yoz taban fiyatı ve plansız sanaylleşme hamlesl baskm gelmlştlr. Şurası bir gerçektlr kl burjuva politikacısı daha eftitlmll, kalabahklarm özlemlerinl daha iyl kullanabilen. her sosyal muhalefeti asıl temsllcllerlnln güdümünden taşırarak, kendl kulianabilen btr deneyimcldlr. öyle olmasa patlamaya dogru yakiaşıldığmda sosyal muhalefetin dizRinlerlnl asıl sahiplerl yerine deneyimll polltlkacılar yeniden alabillrler miydl? Celal Bayar, yakmıcı büyük kalabalıklar için ne demokrat olabllmlştlr, ne de şu, ya da bu biçlmde eline geçirMilll Şeflik slsteml düzenl bozma diği demokrasiyl kullanabilmiştir... Blr dan, düzenin içinde, kendi glbi bir İk gecede bütün kadrosu İle birlikte alatidar, gene kendlne benzeyen bir mu şağı edllmesl, halka güçlü olarak dahalefet olgusu istlyordu. Dengeyi boz yanmadığını, demokrasiye sahipllk ede madan biri gitse, öteki gelse bir şey mediğlnl kanıtlar. Demokrasl özlemledeğlşmiş olmayacaktı. Sosyal muhale ri lçinden çıktığı halde, Bayar'ın ve fetin, varolan lktldardan daha güçlü arkadaşlannın on yıllık lktldarları döolacagı, 1946 seçimleri ile kanıtlanmıs neminde halk tarafından demokrasl tı. Şefik Hüsnü'nün ve Esat Adü'ln sos hep aranmıştır. Demokrasl hep aranyallst partileri, ne olur ne olmaz, dıgı içlndir kl, 1960'da darbe İle gelendevreden çıkarılmalıydı. Nlteklm. Ce ler demokrasl vadetmek zorunda kallal Bayar'ın Demokrat Partlsinln önü mışlardır. Gidenln yerine gene demoknü açmak içln tezelden kapattılar. Ba rasi vaadedilmese durulablllr mi? şmda Mareşal'm (Mustafa Kentll ve Halkımızın demokrasi deneyimlnBölükbaşı'nın) bulundugu Millet Partisi'nin de gelişimi engellenmiştl. Mil de, demokrasiye sahipllk etmede Röze let Partisi yöneticilerl, boşuna lçlnden batan yanılgısı yoktur. Her dört yılda çıktıkları Demokrat Partiye, «Muva blr sandık başına gittiglnde uyarıcı her zaa uzlaşma» partisl, danışıklı par türlü davranışı göstermiş, 50'de lkttdarı oylarla değiştirebilmiş. 6O'lı yıltl demlyorlardı. larda da blr partiye tek başına İktidar Şurasını lyice belirlemek gereklr, değil, koallsyonlu İktidar fırsatlannı Demokrat Parti'nin 1946'dan 1950'ye oylan ile bellrlemiştir. Yüzüncü yaşmı tamamlarken Cedeğin meydanlarda dlle getirdlğl bütün sloganlar halkın sermayecl lktidar lal Bayar, hâlâ demokrasiyl anlamadılardan yakınmasıydı. Şöyle dışardan bu gım açıklamaktadır. Demokrasl her danışıklı döğüşe bir göz atanlar DP'yl türlü düşüncenin açık ve serbestçe ser emekten, emekçlden yana, serma gilenmesl özgürlüğüdür. Bu kadannı yeci keslm iktidarlarına başkaldıran, bile olsun Bayar'ın anlamadığı «Plri yenl bir düzen getirecek parti sanır fanl» demeçlerinde sıntmaktadır. Şurası açıktır, Bayar. demokrasiyl lardı. Görünüm öyle olduğu içlndir kl, köylü ve Işçl, esnaf ve memur destek hlç blr zaman kullanamamış, demoklemlştlr. Aldandığını ve aldatıldıgmı rasl İçin başkalannca kuUanılmıgtır. Ise ancak yedl yıl sonra, 1957 seçlmle Çok yazıkl... Hem de nasıl!.. ad verllmiştl. Okulun hemen karşısında Akoğlu Han» vardı. Bugün yine var. Akoğlu cinayeti, çocukluk amlanmda önemli bir yer tutar. Horhaldo, evimi zin hemen yakmına düşen Akaoğlu cinayeti. çevrimizde günlerce konuşulmuştu. Babam evde, arkadaşlan ile gunün siyasal konulanm tartışır. arasıra, yine yakı nımızda olan Meclis'o gider, înönü'den, Bayar'dan. Sadık Aldoğan'dan. Bölükbaşı'dan, Tahtakıhç'dan söz ederdi. O zaman farketme me olanak yok, sonradan babamdan öğrenmiştim. Ba bam, 1946"da DP'ye oy vermişti, annem ise CHP'ye. Babam, 1950'de yine DP'ye oy verdi. Sonra, sanınm, 1954 seçimlerinde yeniden CHP'ye döndü. Babam. işinden çıktıktan sonra, bizleri, renk renk çiçeklerln bulundugu, havuzun da çeşitçeşit bahklann yüzdüğü Meclis Parkına gö türürdü. Enlştem. dayım da beni şimdiki Maliye Bakanh gının bulundugu Başbakanlı ğın arkasmdaki parka KÖtü rürlerdl. Heykellerl, çiçek leri VÖ havuzlan ile n« gü zel parklardı onlar. te. A«üy6*ye glderdün: Sonra bu adliye'ye, avukat olarak, bilirkişi. tanık ve de sanık olarak çok gidecektim. Anafartalar caddesintlon «kahrolsun komünizm» dıye gösteriler yapa yapa geçen gençleri de anımsanm. O zaman, babama sorardım «Baba ne diyor bunlar?..» Babam, elini, dudagı na golurür «sus» işareti yaptıktan sonra. «buyüyünce ögrenirsin» derdl. Buyü yunce ögrenmiştim de.. Ticnnılık hareketinin merkezj Ankara'nın Çubuk ilçesıydi. Kemal Pilavoğlu ba bamın ilkokul arkadaşıydı. îlk ticani eylemleri başlayınra, babam'ın öfke ile söy lendiğini anımsanm. Ulus' ta. Atatürk heykeline saldı ran ticaninın yarattıgı olay uzorine evimızde bu Pilav oğlu ile ilgıli çok konuşma lar yapılmıştı. Yanlış anım samıyorsam, Pilavoğlu'nun aftabeyi, Atatürkçü bir yar Biçtı ve babamin arkadaşıy dı. Arasıra onunla dertleşirlerdi. Tacettin Camii ve Mehmet Akif in evi amanpazanna yakm bir yerdo Yahudi mahallesı vardı. Halama giderken hep bu mahallenin önunden geçerdık. Bu mahallede güzel evler vardı. Mahalle nin biraz ötesinde. iki katlı yeşil bir evin önünden geçerken, babam saygı ile du rur, lşte Mehmet Akif'in oturduğu ev» der ve şiirlerin den dizeler okurdu. S Dr. Neşet Naci cinayeti ine çocukluk anılanmdan Dr. Neşet Nacı'nin öldürülme si olayı canlı durur. Genelkurmay Başkanı Kâzım Orbay'ın oğlu Haşmet Orbay ve arkadaşı Reşlt Ler can adları, babamin sohbet lerinde çok geçerdi. Vall Nevzat Tandoğan'ın intihar haberi de belleğimde çok ta zedir. Bunlar, evimizde çok konuşulan konulardı, babam, Kunlük siyasete çok merakhydı Butun olnylnrı izlor, evde, akrabalar ve aile büyüklen ile bu konular konuşulurdu, belki bu yüzdon, çok kuçük yaşımda duydugum bu olaylar, belle ğimde taze kalmıştır. Yahudilerle de, Ermeniler le de aramız çok iyiydi. An nem ve babam Sakın bunla ra kötü söz söyleme» diye sıksık tenbıhto bulunurlardı Şimdiki. Büyukesat Kör oğlu caddesinin bulundugu yerlerde Ermeni bafeları vardı. Annemin terzlsi Gü lünyan burada olururdu. Arasıra Madam Gulunyan'a giderdik. «Plyer Usta babamm dostlarından biriydi. Sonradan, Bahçelievlerde ev yaptırdıftımızda. Piyer Usta inşaatın başında dururdu. Diyeceğim şu: Dosttuk biz Krmenilerle. Hiç ayrım yok tu aramızda. Kardeşcesine yaşardık.» Y YARIN: RECEP PEKEBİN İSTİFASINA KtMSE tNANMIYOR Uğur Munıcu'nun annesi TEŞEKKUR Tedavım sırasında bana büyük yakınhk gösteren Yüksek İhtisas Hastanesi Kroner Yogun Bakum Servisinin fedakar doktor ve hemşireleriyle personeline BAŞHEKİM ISTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜNDEN PRİNTER KAĞIDI SATIN ALINACAKTIR Başmüdürlügümüz ihtiyacı olarak muhlellf "batta 10 kalem prlnter kağıdı kapalı teklif alrna eu.etiyle satın alınacaktır. Bu işe ait şartname Gayrettepe. Yıldız Posta Caddesi'ndeki Eaşmüdürlüğümüz Malzeme Müdürîf.ğü'nden temin edilebillr. Istekli olanlann bu işe ait kapnlı teklif mektuplannı engeç 17 6.1982 Perşembe jtünü saat 1100'e Vbdar Malzeme Müdürlüğü'ne tevdi etmeleri ılan Atatürk Heykellerini kıran Ticaniler vimiz Adliye'ye yakındı. Babam, tapu uyuşmazlıklannda bilirkişilik yapardi; Bu yüzden, babam ile blrlik DR. KEMAL BAYAZIT'a PROF. DR. MEHMET M. ÖZDEMtR'e DOÇ. DR. YALÇIN SÖZÜTEK'e DR. HÜSEYİN SONGUR'a DR. ALİ ŞAŞMAZ'a aynca, Kardiyolo)l Servisinin hemşire ve diger per soneline ziyaretime gelen, arayan dost ve arkadaşlanma teşekkürü borç blllrim. E cunur, SAtD ARtF TERZİOĞLU (Basın: 15847)