23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nmına varamayan ya da vanlmasını önlemek isteyen güçler, bugün de elbet çaba lar içindedirler. Bir bakıma, belki de Anayasa Komisyonunun çalışmalarında ikircime düşmesini koşullayanlar da bu çevrelerdir. Silahh Kuvvetlerimizin nitesel özel liklerini gözardı ederek, «Başkanlık Sistemi» vb.. gibi tartışma konuları ve sözde seçenekler öne süren, sanki bunlan yönetsel erk dayatıyormuş gibi düzmece ortam yaratanlar, hiç kuşku yok, devrimci demok rasi ilkeleriyle etkinlik bulacak bir Anayasayı dolaylı yollardan önlemeyi varsaymaktadırlar. Ve vurgulamak gerek ki, eğer Anayasa çahşmaları böyle yapay bir ortamdan etkilenip ilerleyemiyorsa, yîne bunun temel nedeni, Silahlı Kuvvetlerimizi gereğince tanımamaya bağlıdır. Bu da geçerli bir neden olmasa gerekir. Çünkü, Silahh Kuvvetlerimizin devrimci kavrayışını algılamamış olmak, «asker bir ulus olma» savımız doğruysa, Türkiye toplumunun devrimci demokratik yapı ve özelliklerini de tanımamış olmak demektir. ••• Anayasa hazırlamada bugüne degin yitirilen zamanı ulusça hoşgörmek ise, en azından bundan böyle toplumsal etmenlerimizin bilincinde çabalarda bulunulmasıyla olasıdır herhalde. Ve kimse kuşku duymamalıdır ki, Silahlı Kuvvetlerimizin önceden saptanmış seçenekler doğrultusunda Anayasa oluşumunu etkilemek gibi bir eylemi yoktur; olması düşünülemez. Bir tek koşulu vardır Silahlı Kuvvetlerimizin ve o da, Mustafa Kemal'den kalıt her zaman devrimciliğe koşut bir demokrasiyi eylemli kılmaktır. Bunu derinliğine bilmek, yannlardan umulan gönenci soyut bir umut olmaktan çıkanp yaşama koymanm bilinçli inan cını da bugünden pekiştirir elbet.... çinde %44, cirosu içinde %41 ve istihdamı içinde %40 paya sahip olduğu görülmektedir. 500 büyük Hırma listesinde yeralan ve adı bilinmeyen 51 firmadan bazılarının da bu holdinglere ait olduğu hesaba katıldığmda, yukarda verilen oranlann %50'ye doğru yükseleceği açıktır. Ayrıca, dev holdinglsrin şirketlerinin en büyük 100 firma içindeki oranının %38 olmasına karşılık, bu oranın 500 büyükler içinde %20,4'e (102/500) duşmesi, bu sermaye gruplarımn sahip olduklan şirketlerin öbür özel firmalara oranla çok daha büyuk olduğunu göstermektedır. Nitekim, ilk 100'e gtren 38 dev holdıng şırketinin 500 büyükler listesındeki 421 özel firmamn üretiminin üçte birini gerçekleştirmesı de bunu göstermaktedir. 7 NİSAN 1982 çtnde bulunduğumuz dönemin temel özelliklfcri herkesçe bilinmektedir artık. Kuşkusuz, bu dönemden edinılecek deneyler gelecekteki demokratik yaşamımıza en genel çizgileriyle yansıyacaktır. Açıklanmış bulunan demokrasi takviminin süreçlendirilmesinde bunun öngörüldü£ü zaten bellidir. Dahası, salt iç oluşumlarm değil dış gelişimlerin de süreçlendirmede önemle hesaba katıldığının altı doğrudan Devlet Başkanı Kenan Evren tarafıdan çizilmiştir de. İ SILAHLI KUVVETLER YE ANAYASA Vedii BİLGET Emekli Amiral vetlerinin genel tutumu»na lndirgenemeyen, devrimci özlerden can alan Türkiye'mize uygun bir yeğ (tercih) değildir. Hiç kuşkusuz, Türkîye'ye uygun bir Anayasa Istemek de, bu özden kaynak bulan bir Anayasa istemekten başka şey değildir. Eğer bu somut gerçek doğrultusunda bir Anayasa hazırlanmasmı öngörüyorsak, sorumuzdaki «nasıl bir demokrasi temelini hec'ef almaktadır? deyişi de açıklık kazanır: öyle ya; eylemli bir demokrasiyi hedefleyen Anayasa, böylesine edügenlikle nasıl oluşur? Dikkatli ve ayrmtılarda özenli olmak başka, yavaş olmak başka şeydir. Bunun tersinl savunmak Ise. en azından, Anayasa hazırlayıcılarınm, Silahlı Kuvvetlerimîzin çabalarını değerlendirmede yanılgı içinde oldukları anlamma gfilir. Ya da, Silahh Kuvvetlerimizin yönetsel görevlerinin nitesel özellik aynmma varamadıklarmrn... •*• Ne yazık ki Türkiyemizde. Silahlı Kuv vetlerimizin başat ya da özel niteliğinin aynmma pek varılmamıştır. Ya soyut bir «kahramanlık»» edebiyatı yakıştırılmış ya da «her ordu gibi bir ordu» varsayılmjştır. Oysa bu hem böyledir, hem de değildir. Böyledir; çünkü kahraman olmasına öyledir ve başka ordular gibi bir ürkiye'de tekelleşmenin olup olmadığı, varsa hangi yönde geliştığl, şubat ayı lçinde farklı sermaye kesimleri arasında ilgmç tartışmalara neden oldu. Örneğin, tstanbul Sanayi Odası Başkan Vekili Murtaza Çelikel, 24 Ocak kararlarının en önemli amacımn tekellerin ve dev holdinglerin güçlendirilmesi olduğunu ilerl sürerken, TÜSÎAD Eaşkanı Ali Koçman'm tekelleşme olgusunu tümüyle yadsıdığı görüldü. İlhan Tekeli ve Sellm llkin' in «TUrkiye'de Tekelleşme Var mı?» (Cumhuriyet, 810 Mart 19821 başlıklı çalışmalan. t«kelieşmenin önemli bir boyutu nu tüm çıplaklığı ıla sergiledı. Bu çalışma, «Türkiye'de Batınm sanayileşmiş Ulkelerine gd re çok daha yüksek düzeyde bir tekelleşme>; olduğunu ve tüm imalat sanayii sektörlerinin yaklaşık ylizd« 60'ında «antitekelci önlemler alınmasını gerektirecek tekelleşme düzeyleri(nin) aşılmış» bulunduğunu ortaya koymaktaydı. Biz bu rada, tekelleşme olgusunun bir başka yönüne değinmek ve Okumuş Holding'in Başkanı Mehmet Okumuş'un şu savının geçerliğini irdelemek istiy> ruz: «Türkiye'de mevcut işletntelerin belli sayıda bazı ellerde toplanacağı, tekelci bir züm renin oluşacağı görtişünü orta ya atmak ve savunmak imkansızdır. EUi milyon nüfusa sahip bir ülkede işletmelerin faaIiyet kollarına göre birkaç hol dingde toplanması mümkün de ğildir.» (Cumhuriyet, 19 Şubat 1982). • • • încelememizde, esas olarak, tstanbul Sanayi Odası'nca her yıl yayınlanan ve 196776 arasında en bUyiik 100, 197779 arasında en büyük 300 ve 1980 yılmda en büyük 5Oo firmayı kapsayan listelerden yararlanacağız. Bu verilerin, makro düzeydeki tekelleşme ve dev holdinglerin ekonomideki rolu ve yeri konusunda ortaya koyduklan görünüm şöyle özetlenebilir: 1 Turkiye'nin en büyük 100 sanayi kuruluşunun imalat sanayii uretinü içindeki pa yı 1969 yüında %17,2 iken, 1975' te %24,2'ye, 1980'de ise %35,7' ye yukselmiştir. Başka bir anlatımla, 1975 yılmda tüm sanayi işyerlerinin on binde 6'sı IU oluşturan 100 en büyük firma imalat sanayii üretiminin yaklaşık dörtte birini gerçekleştirmiş, 1980 yılma gelindiğinde ise, tüm sanayi işyerlerinin on binde 5'ini oluşturan 100 en büyük ftrmanın üretimdeki payı %36'ya yaklaşmıştır. Yine 1980 yılında, tüm sanayi işyerlerinin binde 3'ünü oluşturan 500 büyük sanayi firmasımn imalat sanayii üretimi için dekl payı %50'ye yakın olmuştur. 1970 yılında AED'nde en büyük 100 sanayi firmasmın toplam üretim içindeki payının %34 dolaymda olduğunu söylersek, ülkemizde tekelleşmenın hangi boyutlara erışmiş ol duğu daha iyi anlaşılabilir. Ekonomik bunalım üe bu listelerda yeralan özel firmala rın kârlılıklan arasındaki ilişki de oldukça ilginçtir. Sözkonusu özel firmalann ciro üzerinden kârlılık oranları (bilânço kân/ciro) 1975 yılında %8 dolaymda ilcan, 1977'de %9,4'e, 1980'de ise %10,8'e yukselmiştir. Bu durum, bunalımın kimlere yaradığı konusunda önern li bir göstergedir. ordudur Silahlı Kuvvetlerlmiz. Değildir, çünkü, öbür ordular gibi toplumsal yaşamdan kopuk olmadığı oranda kahraman hk niteliğini de savag alanlanna yöneliş. değil, barış ortamında yapıcı olma biçiminde algılar. ••* Mustafa Kemal'in askersel alandaki kurmay felsefesi devrimciliğinin de, toplum sal alandakl bir an duraksamayan yenileşme hareketlerinin, devrimlerinin de oda ğmda yer almıştır Silahlı Kuvvetlerimiz. Emperyalizme başkaldırışm ve bağımsız bir devlet olma savaşımınm somut eylemliliğini, kurtuluş sonrası, Cumhuriyet ekonomisinin, kültürel ve eğltsel çabaların eylemli katılımcısı olarak sürdürmüştür. Belki de kimi olağanüstü süreçlerde üzerinde yoğun baskılar oluşturmayı deneyen ve ona etkiyerek belli bir ekonomik politika kopyeciliğinin edilgen izleyidliğine koşullamaya kalkışanlar olmuştur ama, devrimci varoluş kaynağı, Silahlı Kuvvetlerimîzi her kez eylemll demokrasinin savunucusu olma ve baftlantılan yadsıma erdemiyle donatmış; toplum ve çağdışı güçlerin girişimlerini boşa çıkartmıştır. Bu gerçekten de değerll özbilindn ay Kim Kime? îsrail, Suriye'nin Golan tepelerine el koydu. «Itgal» altmda bulundurduğu topraklan «ilhak» etti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bu işlemi kıııayan kararda Türkiye çekimser kaldı. Olay büyük tepkiler uyandırdı. îslam dünyasıyla Türkiye arasındaki ilişkilerde pişmiş aşa şu katmak sayıldı. Amerika'nın isteğine uyarak Birleşmiş Milletler'de oy kullanmak neye yarıyacaktı? Bİr «çekimser» oyun sonucu değiştiremiyeceği belliydl. Ama Turkiye'nin Ortadoğu'daki durumuna bir tek oy gölge düşürmez miydi? Ya da Washington bizim Dışişlerini diş geçlrebilecek yumuşaklıkta gördüğu için ml bastınyordu? Yankı dergisinin son sayısında bu konuda ilginç bir açıklama yaymlandı. Ankara'daki ABD Elçiliğl Müsteşan Richard Boehm demişkl: «Yardım ihtlyacmır olduğu zaman lsteyeceksîniz, sonra da bizim bir oy ihtiyacımız olduğu zaman bunu bizden eslrgeyeceksiniz... Böyle dostluk olmaz., îyi mi? ••* Olguyu bu genis. çerçevesi lçinde ele almca, hazırlanmakta olan Anayasa'nın dar bir çerçeve içinde kalması da beklenemez elbet Bu anlamda, belirleyici soru şudurYeni Anayasamız, nasıl bir demokrasi teme bni hedef almaktadır? Soru böyle belirleniyor, çünkü yalnız ülkemiz bakımından değil, dünya genelindeki anlayışlarm gelişim ve evrimi bakımından da, demokrasiler, eylemli ya da edilgen olarak ayrışmaktadırlar. Eylemll bir anlamc'a da tüm toplum kesitlerinin ulusal ve uluslararası yaşamın gidişine doğrudan katılma olanakh bir demokrasi niteliği gereği, devrimci bir demokrasidir. Böylesi de, Türkiye toplumuna en uygun ve yaraşanıdır demokrasi yeğlerinin. Bu da anlaşılır bir olgudur; çünkü Türkiye toplumu, Mustafa Kemal devrimlerinin yarattığı sürekli aşışlann ortammda evrimleşmiş genç ve dinamik bir toplumdur. Ve yine böyle olduğu içindir ki. öbür ülkelerdeki askersel güçlerin yönetime gelişleri ile ülkemiz Silahlı Kuvvetlerinin yönetsel erki ellerine almalan arasındaki çarpıcı nitesel aynm hemen saptanabiliyor. Dolayısıyla, «genelde demokratik. bir Anayasa hazırlanması, ne «az gelişmiş ülkeler geneli»ne, ne de onlar «silahh kuv 4 Mart 1982 ırönlü Cumhuriyet't© ABD'nln Ankara Büyükelçisi Robert Strauzs Hupe'in ilginç bir açıklaması var. Basm toplantısmda Basra Körfezi'ne yönelik «Amerikan Çevlk Kuvveti» konusunda Turkiye'nin durumuna ilişkin sorulan yanıtladıktan sonra Büyükelçi, ABD'nin yardım listesinde Ankara'nm üçüncü sırada bulunduğunu ilerl sürerek şunlan söylemiş: «NATO altyapı gellştirme fonuna ABD'nin katkısı yüzde 26 oranmdadır. Son üç yıl içinde Türkiye'ye bu kanaldan 380 milyon dolarlık yardım yapılmıştır. Dünya Bankast ve İMF kanallarıyla yapılan yardımların üçte biri de ABD tarafmdan sağlanmaktadır. ABD yardımları küçümsenmemelidir.» Eh, biliyoruz ki NATO'nun, ÎMF'nin, Dünya Bankası'nın patronu ABD'dir; ama «yardım» adı altmda Türkiye'ye yönelik «dolar politikası»nın karşılığı yok mudur? Sorunun yanıtmı saym Büyükelçi Strauzs Hupe'in Müsteşarı saym Boehm veriyor. «Yardım lhtiyacımz olduğu zaman isteyecekslntz, sonra da bizim bir oy ihtiyacımı? olduğu zaman bunu bizden eslrgeyeceksiniz... Böyle dostlult olmaz.» Men dakka dukka mı? T OKTAY AKBAL Tarihten Ders Alsak... |ıfzı Veldet Velidedeoglu, 12 kasım 1972'de "Cumhurlyefte şöyle diyordu: «tşte blzde "şlmdi, partiler yelpazesinin sag kanadındaki çogunluğu oluşturan partilerln Hderlerl ve onlarm yardakçıları Anayasa değişiklifcl yapmak, türlü alanlarda özel kısıtlama ve şlddet yasaları koymak ve özel mahkemeler kıırmak yoluyla, parttler yelpazesinin sol kanadını, ellerinden gelse kökünden budamak ve politika havasımn harareti İçinde sadece yelpazenin sağ kanadıyla serinletnek çabasındadırlar. Ne var ki kuşun kanatlarından birinl kökünden keserseniz o yine kuş olarak yaşamını sürdtirfir ama en doğal ve kendisl Için en Önemli işini yerlne getiremez, yani nçamaz. Öbür kuşlar gibi ilerleyemez. Dışardan saldıracak düştnan karşısmda kendini biitün gücüyle koruyamaz ve savunamaz.» Aradan on yıl geçti. Şimdl bir kez daha bu sözleri noktası noktasına, ytnelemek. yine aynı çizgide uyarılar yapmak zorundayız. Bu kısır döngü elbette ki üzücü ve başdöndürücü... Yerimizde mi sayıyoruz. yoksa Atatürk devriminin toplumu ulaştırdıgı düzeyden aşağ'ılara mı düşüyoruz durmadan? Yargıyı siz verin... Gerçek şu ki 1972'de de, 1982'de de bir takım gericl, tutucu. anamaldan yana kişiler yani sağcı güçler karsılarında gerçek bir ağırlık. bir denge gücü istemiyorlar Böyle bir durumu önlemek için ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Yeni bir Anayasa yapılacak. Gerek duyuyorlar buna... Oysa boyuna yineledlgim gibi, hiç de böyle "yeni" bir Anayasa çalışmasına gerek yoktur.. 1961 Anayasa'sı bir kaç noktada yapılacak değişiklikle o da Devlet Başkanının seçllmesl v.b. olduğu gibi korunmahdır. tlerde bu yanılgınm üsüntüsünü bir kez daha cekeceSiz. bes on yıl sonra yeni bir Anayasa arayışına kalkışacağız, şimdiden anımsatması benden... Uygulanmayan Anayasa'lar yapmak, rekorunu galiba bizden başkaları kıramayacak! Hem yapacağız, beğenecegiz. halkoylamasında büyük oy çokluguyla ona başımızm Bstünde yer vereceğiz, sonra bir takım politikacılar gelecekler, "bu Anayasa ile ülke yönetilmez" diyecekler. kendl kafalarına uygun başka bir Anayasa yaratmak heveslerine kapılacaklar... Biz görmesek de, çocuklanmız yaşayacak bunu... Sol nedir? Sağ nedir? Niye demokrasilerde sol da, sağ da vardır? "Tek kanatlı kuş" uçmaz da ondan... Tek kanatlı bir demokrasi olduğu yerde sayar, hatta bilmeyerek gerilere doğru da kaymaya başlar. Kaçınılmaz bir şeydir bu... Bir ülke düşünün ki yalnız paralılar, yalnız lşadamları, büyük tüccarlar, güçlü dışsatımcılar, içalımcılar etkili olsun: Meclis'lere de yalnız bunlar ve adamlan girsin, çalışan yığmlarm sesi çıkmasın, emek gücünün Parlamentoda hiç bir gerçek temsilcisl bulunmasın, çalışanlar adma bir kaç açıkgözden başka kimse ortalıkta görünmesin, basın, sanat, kültür yaşamı da yalnız zenginlerln at oynattığı alanlar olsun... Böyle ülkede "demokrasi" vardır denebilir ml? Denilse, dünya gülmez mi? Velidedeoğlu hocamızın "Sagsız Solsuz Demokrasi" kitabmda bu konuda şöyle yazılmış: «tşte sagsıs ve solsuz demokrasilerde de durum böyledir: Bunlarda parlamento yarımdır ve özgürlük sadece bu yanm kanat içindedir. Bu nedenle tartışmalar çoğu zaman Hkeier üzerinde deftil, kişiler üzerinde olur ve her zaman iş şahslyata, hatta küfiirleşmeye dökülür ve halk da llerleyece&iz, kalkinaragız, refaha kavnşacagız diye yıllar yıh bekler durur.» Geçen gün okudum, Türkiye tşverenler Sendlkaları Konfederasyonu, karşısmda emek gücünü gereği gibi temsil eden bir tşçi Konîederasyonunun bulunmamasından yararlanarak «Ülkemizde işçller mutlu bir azınlık teşkll ederler» dlyesiymiş'.. Bir kaç yıl önce "Tek Yol Budur" diye kocaman llânlar vererek çalışan yığınların susturulmasmı, işverenlere geniş yetkiler, haklar tanınmasını isteyen gerçek "mutlu azmlık", bakm şimdl meydanı boş görüp neler neler söylemektedir. Evet, 'sağ1 tek başına ayakta olur da 'sol' ortadan kalkarsa o ülke dengesizlik içinde çırpınır, milyonlarca çalışan Insan bir avuç "mutlu" kişinin karşısmda suskun kalırsa. gerçekler ortadan kalkar. o ülke Velidedeoglu'nun yazdığı gibi: «Düşman karşısmda kendini büttin gücüyle koruyamaz, savunamaz» bir di'Hima düser Raepıl"nn Ktediftl de belki budur. Yalnız özel çıkar, özel hesap ardmda koşanlar, durmadan "Solun her türlüsü yok olsun. ezilsin" dlyenler bilimden, tarihten ders almasını ne zaman ögrenecekler? H: Türkiye Sanayiînde Tekelleşme ELDEKÎ VERİLER, TÜRKİYE'DE SANAYİ TEKELLEŞMESÎNtN ÇOK YÜKSEK DÜZEYLERE ULAŞMIŞ VE EKONOMİ ÜZERİNDE DENETİMİNİN ARTMIŞ OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR 4 Burada bir başka önem li nokta, söakonusu 102 firmaODTÜ Ekonoml Bölümu dan 56'sınm ihracat yapmasına karşılık, geriye kalan 319 özel %55, Uretim(ten satışlan içinfırmadan 98'inın üıracat yapyazıda «dev holdingler» diye mış olmasıdır. Dev holdingleadlandıracağımız yukarda sıra deki payı ise %61 olarak bu lunmuştur. Dev holdinglenn nn özel firmalann ıhracatı 1 lanan sermaye gruplan il« yesermayesine katıldıklan kamu çmdeki payı %45'i aşmaktaüneceğiz. kuruluşlannı hesaplama dı?ı dır. İhracat yapan 154 büyülc 1975 yılmın 100 büyük lirma tuttuğumuz ve yukarda belirti özel firmanın toplam sanayi listesindekî 79 özel sanayt kulen 79 firma arasında yeralan ürünleri ihracatı içindeki payı jrulusundan 29'unun bu dev %38'i bulmuştur. Başka bir de •holdinglere ait olduğu görül ancak adı bilinmeyen 5 firma arasındada bu sermaye^ grup yişle, Türkiye özel saııayiinin ,^Şîgktgdir{;<Bu"sayıya, söjikonularmın "fîrmalarî 'ölâbiTecegt** P~ en üsilerinde yeralan 400 dolasu* sermaye gruplarınm sermaymda özel firma ve özellikle yesina katıldıklan kamu kuru çin, burada verilen oranların varolan durumu eksik gösterbunların arasındaki dev holluşları dahil değildir.) Bu 29 diği açıktır. Ancak, ne olursa dingler hem iç piyasaya hem firma, 79 özel {irmanın satışolsun, tekelci sermaye gnıplade Türktye'nin sınai üriin ihlarının %46'smı gerçekleştirrının ekonomideki önemı ve racatına büyük ölçüde egemiş, istihdamın ise %40'ını mendirler. Ne var kı, 500 büsağlamıştır. Listede yeralan an agırhgı oldukça yüksektir ve 1975 sonrasının bunalım döncyüklerin ihracat rakamlarl, Tür cak adı bilinmeyen 15 özel kuminde büyük bir artış gösterkiye sanayiinin ne denli iç piruluş arasında da dev holdingmlştlr. yasaya yönelik olduğunu da lerin şirketleri bulunabileceğigöstermektedir. Çünkü, bu firne göre yukardaki oranların • •• malar satış gelirlerinin yalnıngerçekte daha yüksek olacağı 3 1980in 500 büyük firma rahatlıkla söylenebilir. öte yan listesinden, 102 flrmanın yukar ca %3,6'sını ihracattan sağlamışlardır. da, 1980 yılmın 500 büyük tırda sıralanan tekelci sermaye ma listesinde ilk 100'e giren Sonuç: Eldekl veriler Türkigruplanna ait olduğunu sapta72 özel firma vardır ve bunye sanayiinde tekelleşmenin yabildik. Eu firmalann pek ço lardan 38'i dev holdinglere aitçok yüksek düzeylere ulaştnış ğunda birden fazla dev holdlntir. 1975 yılı ile karşılaştırma olduğunu ve bir avuç dev holgin iştiraki olduğu görülüyor. yapmak amacıyla 1980 yılında dingin ekonomi üzerindeki deBöyle ortakhklar dev holdingda, 1975'te olduğu gibi, en bünetim ve egemenliğinin gıderek ler arasındaki işbirliğini, içiçe yük 79 özel firmayı aldıgımızarttığını göstermektedir. (*). geçişleri ve karmaşık bir iüşda, bunlardan 42'sinin sözko(•) Bu yazı «Bilim ve Sanat' kiler ağının varlığını simgelenusu en büyük sermaye grupın Nisan 1982 sayısında yayımmektedir. lanna ait olduğu görülmektelanacak olan Türkiye'de TekelSözünü ettiğimiz 102 firmadir. Bu 42 firmamn 79 özel firleşme başlıklı çalışmanın kısa nın listede yeralan 421 özel manın cirosu içindeki payı tirmanın üretimden satışlan i bir özetidir. Gürel TÜZÜN • •• Hayır... ABD, «yardım» adı altında verdiklerinl Türklye'nin burnundan fitil fitil çıkarmıştır, ve çıKaracaktır. Somut kanıtlar var ortada... 1964 Johnson mektubu... 1970'lerde yaklaşık üç yıl süren silah ambargosu... 1980'lerin başmda Birleşmiş Milletler'de işgalci Israil'e karşı çekimser oy kullanmanın faturası... Dünya Bankası'nın patronu Amerika bize der ki: Sanayileşmeyi bir yana bırak; kasap, manav, sütçü ol... ÎMF'nin patronu Amerika bize der kt: Atatürk'ün devletçiliğini defterden sil, halkın kemerini sıka sıka özel sermayeyi dar boğazdan kurtar... NATO'nun patronu Amerika bize der ki: NATO strat«iisinde ileri karakol görevl yap, ucuz asker deposu ol; ama ben seni NATO standartlanna göre donatanMk... Gerçekte ABD bize yardım etmiyor; biz ABD'ne varımızla yoğumuzla yardım ediyoruz. Al defteri kalemi bir hesapla bakalım... (Cumhuriyet 7 NİSAN 1932 TÜRK TÜTÜNLERİ Gacen eylül ayında açılan beynelmilel Selanlk serglslnde Tütün Inhlsarımızın sigaraları da teşhir olunniuştu. Yunanlstan'ın bir tütün mıntıkası olmasına rağmen sigaralanmız harmanlannın lyiliğl ve şekillerinin zerafetl İle no zarı dıkkatl celbetmiş, altın madalya kazanmıştı. Bu madalya son günlerde Selanik'ten sergl mömessıli Ahmet Tevfik Deye gonderilmiş bulunmaktadır. BASSAGLIGI Istanbul Barosu Avukatlarından, çok sevglil arkadaşımız Av. Şevki Kitapcı'yı kaybetmenin derln özüntüsü lclndeylz. Ailesinin, yakıniarınm vs tüm sevenlerinln derln acılarını paylaşır, başsağlığı dileriz. 7.4.1982 AVUKAT ARKADAŞLARI ADINA Av. Adnan DOĞANGÜN KEHAIZEKİOENCOSMAN c DGunun ilanıC CEHENNEM MELEKLERÎ KİTAPCILAEDA....! tlAN ÎSTANBUL 2. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN 1979824 Esas 198227 Karar Davacılar: Yaşar Ragıp Abinîkman ve Aydm Abinikman. Dnvalılar: Osanna Karanfil, Kurtuluş Şafak Sokak No: 29 îstanbul. Manuk Demirci ve Mürteza Önsal. Dava: îpot&k terkini. Şişli, Bozkurt Mahallesl Deridler Sokagmda bulunan 218 pafta, 1306 ada, 22 parsel sayıh taşmmazdaki davalı Osanna Karanfil üzerindeki 14192 hissenin tapu kaydınm iptall ile davacılar üzerine yan yanya tapuya tesciline, ve bu hisseler karşılığı davah Osannava 181.000. lira ödenmiş olduğuna, tapu kaydmda mevcut satış vaadl çerhine göre sonradan konacak ipoteklerin davacı üzerine yapılacak tesçili etkilemeyeceğine t.İ.K. 28. maddesi uyannca tescil karannm kaydma şerh konulması için tapu idaresinç bildirildie;i. davalılara ipotekin fekki için ihtarname keside edildiğt halde lpoteSln kaldınlmadı^ı, davacılann ipotek terkini için mabkememize başvurduklan ve davacıların yukanda yazılı olduftu üzere davalannda haklı oldukları anlasıldı&'ndan davan'n subutuna. Şişli Bozkurt Mahallesi 218 pafta, 1308 ada. 22 parsele Osanna Karanfilin 14192 hissesine konulan ipoteklerin fekkine ve itıoteklerin terkinine 18.2.1982 tarihinde karar verilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. (Basın: 3452 2461) 4 milyon dolar ve 4 ünlü artıstin ölümüne mal olan fCehennem Melekleri» seslı, sözlü, tcryyarell, zepllnll, meydan muharebell şaheserler şaheserl bu filml bir defa görenler tekrar gormek Için koşuyorlar. Şehzadebaşı Hllal sinemasında. ffiOU BİLİMKENT öğretmenler Yapı Kooperatifi Top!u Konutta gercek uygulama Esat Cad. 89/52 ANKARA Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilikT.A.Ş. adma :.„...«, NADİR NADİ CenelYayınMüdürÜ:. MüesseseMüdürü: Yazı Ijleri Müdürü:.... HASAN CEMAL „ EMİNE UŞAKLfiİL ... OKAYGÖNENSİH Basan ve Yayan .'Cumhurlyel Uatbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 Istanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) tnssnoçlu kanserin de üstesinden geliyor. Nitekim zamamnda doktora giden sağlığına kavuşiıyor. TÜFK îCANS^K ARASTTRMA ve SAVAŞ VAKFIANKARA 2 İSO listeleri yalnızca tekelleşmenin makro boyutlannı değil, aynı zamanda Türkiye'de . i dev holdinglerin ekonomi üzerindeki denetim ve egemenliğinin ulaştığı boyutları ve sanayi sermayesi ile banka sermayesinin içiçe geçmişüğini de sergilemektedir. Sanayi alanında faaliyet gösteren en büyük sermaye gruplan, ilişkili oldukları bankalarla birlikte, Koç Holding Garanti Banka sı. sabancı Holding Akbank, Çukurova Holding Pamukbank Yapı Kredi Banka sı, Türkiye î ş Bankası, Yaşar Holding, Eczacıbaşı Holding ve Transtürk Holding olarak sıralanabilir. Bu gruplara bir de birlikte denetledikleri Türkiye Sınai Kalkmma Bankası' nı eklememiz gerekir. Kuşkusuz bu liste daha uzatılabillr. Ancak, eldeki verilerin ekslkliği ve yetersizliği nedeniyle, bu İLAN KADIKÖY İKİNCİ SULH SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN 1980/65 Vesayet Kadıköy Flklrtepe mandıra caddesi Çınarhan Apt. No. 6 K. 7 Kadıköy adreslnde Ikamet eden Mehmet Çınar, aynı adres te Ikamet eden oğlu All Çınar'a hastalığı nedeni ile vasi tayln edllmlştir. Keyfiyet İlan olunur. (Basın: 3440) 2458 BÜROLAR. • ANKARA:Konur Sokak no. 24/4 Yeni*shlr Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 • İZMİR: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 Tel:254708131230 • ADANA: Atatürk Cadd«»l, Türk Hava Kurumu Ishanı Kat 2/3 Tel:1455019731 TAKVJM İMSAK OÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ 7 Misan 1982 AKŞAM YATST. 4.52 6.33 13.16 16.54 19.40 21.14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle