27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 5 NİSAN 1982 ,Deniz S0M 1982 TÜRKİYE'SİNDE HEKIMLER.. HASTALAR.. HASTANELER.. 1îstanbul'da bır büyük has tanenin poliklinik binasırun bodrum katında, yüzlerce hasta ve hasta yakını ile birlikte, doktorlann gelmesini bekliyorum. Bir yıl içinde ayakta tedavi, ya da muaye»e edilen 30 milyona yakın vatandaştan biri gibi. devletln hastanesinde muayene olacağım... Sabahm erken saatlertnde yola düşüp, sıraya girerek muayene fişi alan hastaJar, yan karanlık bir salonda dertlerine şifa bulacak doktorlan gözlüyorlar. Dahiliye polikliniğinin bekleme sa lonundakı tahta sıralarda oturacak yer kalmamış. Kimi hastalar duvar diplerine bağ daş kurmuşlar sabahın 8'inden beri buradalar. Çünkü muayena resmen 8'de başhyor.. Fiilen ise 10'a doğru.; Saat 9 30'a doğru, muayene odalanna girip çıkan hem çîre sayısı artınca doktorlan n geleceğini sezen bastalar, kaaıların önünde sıraya girmeye başladı. Bodrum kat taki 6 dahiliye odasmdan 3'ünde muayene yapılacakmış, Saat 10'a gelirken, dok torlar da geldi. Bir hemşire, hastalan «Hiza»ya sokup, hademeyi de «İntizamı koru mak»la görevlendirdikten sonra ilk hastalan îçeri aldı. Ve muayene başladı... Hasîanede nasıl muayene olunur? oluyor acaba? Bir de giriş katındaki öteki polUdiniklere bakmalı... Merdiven başındaki vezne nin camına. «Cildiye muayene fişleri bitmiştir» yazısı asılmış... Başka yazılar da var: «Kesilen makbuz değiştirilmez ve geri alınmaz!» «Paranızı veznenin önünde sayarak teslim ahnız!> Giriş katı olduğu için koridorlar biraz daha aydınlık burada. HastaJann çoğu kadın. Kımi kucağında çocuğu ile gelmiş. Hava yağış sız. ama ayakkabılan çamurlu. Belli ki. gecekondu bölgelerinde oturuyorlar... «Asabiye» odasının kapısında. t&nsiyonu 20'ye çıkmış 60 yaşlannda bir kadın sedye üzerinde sırasım bekliyor. «Hariciye» odasının önünde, bacağı alçıh bir hasta ayakta durmaya çalışıyor. Kalabahğı yanp «Clldiye» odasınm önünden geçmek olanaksız gibi. Idrar tahlili yaptıracaklar, ellerinde labo ratuvardan nldıkları pski re çel kavanozlan 11e tuvalete taşımyor. Tuvaletin tam kar şısında, kadın doğum odasmın önünde anne adaylan bekleşiyor... Poliklinikte 3 saat 45 dakika bekleme sonucunda 20saniyede muayene oldum Poliklinik binasının yapılması için bagışta bulunan kişilerin isimleri her odanm kapısına yazılı... Fakat 50'şer lirahk makbuzlarla yılda 10 milyon lira bağış yapan. daha doğrusu yaptınlan *Vatandaş»ın adı yok! musun?., Bunlardan hiç birini soran olmadı. Odadan çıktım. Bır başka hasta girdi... «Haydin yemeğe!» Hastanede görevli hekim ve otekı sağhk personeli içm resmsn öğle tatıli yoktu. Mesaı sibah 8'den saat 16' va. tamgun çalısanlar için 17'ye kadardı Çalışma du/enıne gore öğle yemeğı içın. görev aksalılmadan kısa VR nobetleşe i?ın vardı. Bu «GiMrnce* ile idrar tnhlıli yapt'rmak üzere Biokımva laborahtvanna gıtHm SM at I2"ye 10 vardı Görevli hemşire. biraz sonra öğle vemeğine çıkacaklannı, saat 13 30'da gelmemi sövledi Öele tatil' yapıldığmı bilme diğimi, ustelik ssatin henüz 12 olmadığmı hatırlatınca, «Etkili» ve «Yetkili» bir hademe Tekrar bodrum katına indım. <Dahüiye»deki kalabahk daha da artmış. Sıranın dışından bir kadın elinde reçetesı ile «Etkili» ve «yetkili» görünen bir hademeye yaklaşti: Okur . yazarhgım yok, şu kağıda bir bakıver. Doktora nasıl muayene olucam acaba? Sen daha önce gelmişsin... He ya! geldim. Hademenin bu doğru «TPŞ his»i kadmı heyecanlandırdı. Umutla derdini anlatmaya başladı bu kez Geldim ama iyi olmadım. Karnım burulup duruyo hep... Anladım, anladım.. Sim dl git merdivenin başmdan fiş al gel. Doktora de ki: «Bu ilaçlar bana yaramadı, değîştiriver» de... Hav Allah razı olsun senden.. •Etkili ve «Yetkili» hademe, ortalıkta dolaşırken bir «Vatandaş»ın adı yok 2'nci dahilîyenin 47'nci Hastasi olduğum için sıranın bana gelmesine daha zatrıan var. Üst katlarda neler Bazı hastanelerde değil muayene olmak, muayene fişi almak bile zor.. ILM Mustafa EKMEKÇİ Aldıkactı'nın Odü Koptu... B u «Ankara Noüan»nın çatısını basınla çatmak istiyordum. Terzi kendi söküğiinü dikemezmiş ya, basm da, herkesa talkm verirken; kendi sorunlarının Uste sinden gelenıiyor. Gelemeyince âe, bağımsızlığını yiürıyor; etkisiz kalıyor, «höt» deyince de pısıyor. Oysa Türk basınmm, çok başanlı bir geçmişi, guzel deneyim leri var. 1960 öncesı deneyimlerinı azbuçuk gordüm, «besleme basın» deyitni o yüların kalmtısıydı. İktidarların hoşuna gitmeyen gazeteler, ilan verilmetne yoluyla batırHmak, susturulmak istenirdi. Resmi ılanlarla, rek lamlarla beslenenlerin adı da «besleme basın»dı. Besleme basının içinde olmadığımdan, bu işlerin nasıl yapüdığını bilmem. Hemen hemen hep «bağımsız» gazetelerde çalıştım diyebilirim. Böyle gazetelerde, çalışana öyle çok para vennezler, gazetenin etibudu ne ki, ne verecek? Ama, bağımsızsınızdır. Minnetiniz yoktur. Paralan, başkalan alsa da, gazeteciliği sız yaparsınız. Kıtıkıtına yaşar gider siniz. Demek agalığına heves etmedim. Basınımızda çözemediğımız sorunlanmızın başında geliyor bu. Kilan yerde üç kuruşluk arsa verilecek diye, demek yönetimınl değiştiremeyenler, oradan ayrümayı göze alamayan lar, toplumun, lnsanlarm sorunları üzerine, sömürü üze rine konuşamazlar, yazıp çızemezler, basınla Ugili sendikaların tek sendîkada zaten yeni yasada öyle olacak galiba birleşmelerl gerekir. Yeri gelmlşken, TGS'nın yenl genel baskanı Nail Güreli*yi kutlamak iscedim, tüm seçilen arkadaşlarını da. Basm sorunlarma eğilmelerini dilerim. Dernek başkanlıklan, belli süreleri aşamamah. Demokrasiyi kendi içlerinde gerçekleştiremeyenler, Ulkede gerçekleşmesine de katkıda bulunamazlar. Görüyoruz, basının büyük kesimine artık anamaJcıJar el atıyorlar. Basın bir de bu yönden yitiriyor bağımsızUğını... Gazeteciliğin, çileli bir uğraş olduğunu bümez miyim? Bile bile girer, cumburlop dalar çilenin içine gazeteci. Bunda içeri girmek de var, herşey var.. Geçenlerde Aziz Nesin gelmtştl Ankara'ya. Orhan Aldıkaçtı ile telefonla görüşmüş, randevu alıms. Ekmekçi, şimdilerde Meclise nasıl gidlliyor bilmiyorum. Haydi beni götür.. dedl Olur... dedim, ama kravatsız Meclise girilmez. Hay Allah, dedi, her zaman kravatlı gelirim Ankara'ya bu kez almadım yanıma kravat.. Benim kravatı al, kışlık gömleğin üzerine gitmea ama. çana yok! Kravatı taktı. Meclisin ikinci kapısına vardik. Ben kravatsızım. Kapıdakiler, eski arkadaşlar: Abi, sen niye girmiyorsun? Sen de gir, dediler. Azis bey: Tabil gel, dedi. Yazarlar Sendikası Uyesi değü misiıı? Aldıkaçtı'ya birlikte gittik. Aziz Eey kraTatlı, ben kravatsız! Dur bakalım, Orhan Bey nasü karşüayacak? diye düşünüyordum. Iyi karşıladı. Aziz Nesin, Yazarlar Sendikası Başkanı olarak, Anayasa konusunda sendikaran görUslerini belirtmek istediğini, ancak kendilenne herhangi bir yazı gelmediğini söyledi. Orhan Aldıkaçtı: Hay hay, dedi, size bir yazı yazacağım! Bir köşede oturuyor, hiç söze kansmıyorum. Gerçekte sormak istediklerim var, örneğin, yalnız Yazarlar Sendikası'na değil, birçok kurum var ki, yeni Anayasa ile ilgili olarak düşüncelerine başvurulmadı. O kurumlar arasında Türk Dil Kurumu, Mülkiyeliler Btrliği de var; içimden, «sırası değü» diyorum. Sonra, Anayasa hazırüklan ile ilgili söyleşi başladı. Aldıkaçtı: Ekmekçi var, burada konuşamam! demez ml? Ekledi: Ayni apartımanda oturuyoruz, rahaUm kaçıyor. Beni izliyor, Ben alt katta oturuyorum, o dördünoü katta. Gelip giderken karşılaşıyoruz. îster istemez, ona gellp gidenleri de gördüğüm oluyor. Demek Orhan Eey'in rabatı kaçıyormuş. Benim yuzümden Anayasa gUdük çıkacak diye Uzülüyorum doğrusu... Diyelim, kendisine eve gelen bazı gaseteeilere soruyordur: Siz buraya gelirken, alt katta Ekmekçi slzi gördü mü? Evet gördü! Öyleyse konuşmayalım, olmaz! Görüsme içten bir hava içinde geçti. Çıktnca Azia Nesin: Içeride Orhan Bey'to anlattıklanm yazacak mı • mn? diye sordu: Hayır, dadim yazmayacagım! Bence bir sakıncası yok, yazabılirsin! Hayır, Orhan Bey'i cezalandırmak için yazmayacagım! «Ne zaman çıkacak acaba?» diye her giin «Cumhnriyet» okuyacak. Böylece. gazeteler arasında ayınm gözetmemesi gerektiğini anîayacak... Îstanbul'da bir yıl içinde hastane poliklinikîerine muayene obmak için başvuran vatandaşlann sayısı kentin nüfusımdan daha çok!. tanıdıgırıa rastladı. Hal hatıl" sorduktan sonra onun da derdini dınîedi ve kaç nıımaralı d&hiliyeciye muayene olması gerektiğini söyledi. Çünkü ötekiler baştan savma muayene yapıyorlarmış... Daha sonra da doktor bulun mayan cdalardan birine gıdip koltuğa oturdu. Bacak bacak üstüne attı. Kapının arahğından dışanda bekleyen hastalara. bir de o şekilde «Hava» attı... Saat 12'ye çeyrek kala, has tanedeki 3 saat 45 dakikam sonunda «2'nci Dahıliye»deki sıram geldi. Dışanda bek leyenlerin. «Kaç numara çık tı, kaç numara girdi?» sorulan arasında, benden önce girmiş hastalar çıkmadan içeri alındım... Içerde üç «Beyaz gömlekll» vardı. Bun lardan birini doktor, ötekilerini hastabakıcı diye düşünürken, üçünün de göğüs ceplerine gözüm takıldı. Üçünde de «Dr.» yazılı... Olacak şey değil... Karşımda tam üç adet doktor var. Muayenesi hiten hastalar ceketlerini giyerken, doktorun biri kapıyı açıp: Sıradaki gelsin, dedl. Boş bulunup: Geldim, dedim. Oysa, benden başka bir kişi daha çağınyormuş... Sırası gelen bir kadınmış. Beni görünce geri çekildi. Doktor daha sonra erkeğe işaret etti: Delikanlı, sen gel bakülm... «Haklı» olarak sinırlendi ve görevini benden öğrenmeyeceğini bıldirdı... Ve saat tam 12de tüm doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar. hademeler sozleş mişcesıne odalanndan çıkıp yemekhaneye gıttiler... Hemşire ile olan tartişma mızı ızleyen «Tecrübeli» bir hasta vanıma yaklaşarak, «Bu işten vazgeç kardeşim» dedi. Halin vaktin yerinde birine benziyor«un .. Biraz paraya kıy... Bir muayenehaneye git...» •Hastanede nasıl muayene olunur?» sorusuna. «Olunamaz» yanıtını aldıktan sonra Başhekim'e gittim. İstan bul'un olduğu kadar Türkiye'nin de sayılı büyük hastanelerinden birinde neden muayene olunamadığını Baş hekim, «Bu bir sağlık erozyonudur» diyerek açıkladı. Nedir sağlık erozyonu? Beledlye sınırian dıışmdan gelen hastaların çokluftu. Bulunduklan yörede bir pratisyen hokim tarafmdan muayeno edilebîlecekleri hal dp doftruca «büvük» kentfn, «büyük» hastanesindeki. «bü yük» doktorlara gpliyorlar. Günde kaç hasta geüyor? Her gun 2 bin beşyuz. 3 bin kişi polikliniklere b a ş vuruyor. Bunlann içinde ayrıca, muayene için acil servise gelenler de var. Hastalan n üçte ikisi Belediye sınırları dışından... Bu kadar hastaya karşılık hekim sayısı yeterli mi? Hayır... Bazı servislerimiz tek uzman hekimle çalışıyor... Oysa, îstanbul'da yetarınden çok hekim olduğu soyleniyor. Evet ama, hekimlerimiz. rotasyonla Anadolu'ya gidiyor. Tayini çıkıyor, fakat yerine yeni hekim atanmıyor. Ya mevcut hekimlerin çalışması... Doktorlar, bakabilecek leri saymın çok üzerinde hasta ile karşılaşıyor. Ellerinden geldiğince poliklinîk yapıyorlar. Hastaları aynı gün içinde muayene etme zorundalar. Yoksa. muayene olmak irin gün ahnıyor diye laf soyleniyor... Ayrıca, sabah «saatlprinde polikllnikler çok Ualabalık oluyor. Has ta, muayt>ne olamayacağı dtt süncesi ile erken saatlerde gplip sıraya Eiriyor. Oysa, ftğleden sonra avnı kalabalık söz Uonusu değil. Hekimlerin ı 5 saat ypmek mola.sı yapmasi... Sağlık erozyonu SAĞLIK HİZMETt ÜSTLENEN KURUMLAR ARASINDAKİ KOORDİNASYON EKS1KLİĞİ YA PAY BİR HASTA KALABALIĞ1 OLUSTURUYOR. HASTALAR, HASTANELERE SACL1KLI BİR BİÇİMDE DAĞILSA, İSTAN BUL'D A BİR HASTANEYE GUNDE 169 KİŞINİN BASVURMASI GEREKECEK. OYSA BAZJ HASTANELERE GÜNDE 3 BİN KİŞİ GİDİYOR.. Yapmamalan gerekir. Fakat. herkesin başında da tek tek duramıyorum. M Böylece, odada üç doktora karşı ikı hasta olduk. Doktorlardan biri masa ba şında önündeki kayıt deftenni doldurmak için adımı, soyadımı, yaşımı, memleketi mi sordu Dîğeri 100 lirahk muayena fişini aldı. Vergiden düşmek için sakladığım yok ama, bağıg makbuzunu da istedi Anlaşılan. «Hasta neye Yardım Derneği»ne ba gış yapmamışsam, muayene olamayacağım. Onu da verdim. Ve üçüncü doktorun karşısına geldim; Şikayetin nedîr? İdrar yaparken sanct oluyor. Peki. idrar tahlili yaptıracaksın. Laboratuara bir flş yazdı ve ben 3 saat 45 dakika bek ledikten sonra girdiğim mu ayene odasında 20 saniyede «Muayene» edilmiş oldum. Aynı «Şikayeti, dalia önce tanıdık bır doktora yapmıştım. Bana bir dizi soru sormuştu. Ne kadar zamandır san cın var?.. Ne zamanlar oluyor?.. Yemekten fince mi. yemekten sonra mı?.. Sık sık idrar yapıyor musun?.. B6b reklerinde bîr agrı duyuyor 92 HASTANEYE 6 MİLYON HASTA 1980 yUı hesin rakamlarına göre htanbul'daki hastanelerde 5 milyon 703 bin 228 kişinin ayakta tedavi ve muayenesi yapılmış.. Buna göre, İstanbul'dakl hastanelere günde 15 bin ki$i muayene almaya gidiyor. Bu hastalan mevcut 92 hastaneye dağıtırsak, hastane başına günde 169 kişi duşüyor.. Fakat, sağhk hizmeti üstlenen kurumlar arasında işbirliği olmaması, hastaların hastanelere dağılmunda dengesizlik yaratıyor. Başvurular bazı hastanelere yoğunlaşıyor. Çeşitli Bakanlıklara bağlı 4 hastanede 1 yıl içinde 35 bin dolayında poliklinih muayenesi ve tedavisi yapıhrken Şışli Hastanesi'nde bu sayı 437 bin 908'e çıkıyor. Haydarpaşa Numune Hastanesi 420 bin 353. Taksim Hastanesi Şîfi bin 240 kişiyi muayene ediyor. SSK İstanbul Hastanesi'nin bir yıl içinde muayene ettiği hasta sayısı ise 502 bin 6237e rekor kınyor. SSK Okmeydanı ve Göztepe Hastanelerinin kavasitesi de 400 binden fazla.. 1980 yuında İstanbul'dakt tüm hastanelere muayene olmak için başvurartr lann sayısı e milyona yakla$ırken. bu hastanelerde görevli hekim sayısı ise 3 bin 537 olarah aörünuyor. Bunlann üçte biri de Üniversıte'nin iki hastanesinde toplanmış durumda. İSTANBULDAKİ HASTANELER VE AYAKTA TEDAVt GÖRENLERİN SAYISI Avakt» muayene Aript ve tedavi Hastane 27 SSYB 1.974.408 SSK 12 2.154.456 Oniversite 2 616.427 461.066 Beledlye ft KİT 5 327.663 Bakanlıklar 4 35.550 Yabancılar 8 2S.R53 Azınlıklar 4 36.934 35 özel Hşiler 70.8G2 TOPLAM S.703.22S 92 *•• Devlet Hastanelerinin bu dururnuna karşılık. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun haetanelerinde de sorunlar aynı. SSK hastanelerinde sadece sigorta kapsamındaki kişılerin muayene edilmesine karşılık. buradaki görüntü için de ba.şka bîr Başhekim. «Maalespf kötü» dedi. Gflrtintü bizi de rahatRIZ ediyor. Hastalar numara almak. kart çıkartmak. dok tora ulaşmak, para yatırmak, llaç almak için uzun kuyruklar olufjturtıyorlar. Si fforta hastanelerinin sorunu. hastalann dispanscrlerden sfizülüp leönderilmemesl. Dls panserler, hastaneye sevk yeri gibi calışıyor... Ya Tıp Fakülteleri'nin kllnikleri? Değil muayene olmnk. muayene fişi almak bile 7or... Türkive'nin & büyük kenn ti îstanbul'da yatakli S2 tedavi kurumu var. Bunlann 1981 yıh icinrle yaptıklan po liklinik muavene<îi ve teda^ vîsi fi milvon dolayinda..s Ve bu sayı, kpnt nüfusunj dan fazla .. 5 milyonluk îstanbul'da 6 milyon hasta! YARIN: Karnı ağnyanlar bir adım öne cıksın ILAN TCDD ESKİŞEHİR LOKOMOTİF VE MOTOR SANAYİI MÜESSESESİ 11 Kalem Madeni Yağ satın alınacaktır. 1. Müessesemlz Ihtlyacı olon 11 Kalem Madeni Yafl Sözleşme örneği ve Eksiltme Şartnamesine göre kapalı zarfla eksiltme suretiyle teklif almarak satın alınaoaktır. 2. Eksiltmesi 13 4.1982 pazartesl günü saat 14.00'de Müessesemiz Alım Sattm Komisyonluğunda yapılacaktır. 3. Muvakkat teminat teklif tutarının %2,5'dur. 4. Taliplerln muvakkat teminatları İle birlikte kapalı teklif mektuplannı eksiltmenin yapılacağı gün va saate kadar Komisyonumuz adına göndermeleri veya biz2at getirmeleri gerekmektedir. 5. Eksiltme Saatine kadar Komisyonumuza teslim edllmeyen veya muvakkat teminatı bulunmayan teklif mektııpları geçerli değildir. 6. Bu işle ilgili Şartnamelerl bedelslz olarak Komlsyonumuzdan temln edüebileceğt gibi Istenildiğinde posta İle de gönderilecektir. 7. E.L.M.S. Eksiltme veya arttırmc mevzuunu teşkll eden işi ihale edip etmemekte veya kısmen etmekte ve terclh ettiği talibe İhale etmekte tamamen serbesttir. (Basın: 13075) 2406 Cay Kurumu Genel Müdürlüğünden 1 Kurumumuz ihtiyacı olacak Bedford kamyonuna bir adet arasöz yaptırılması işi teklif alma usulü ile ihaleye çıkarılmıştır. 2 Bu ise ait şartnameler Çay Kurumu Pazarlama ve Satmalma Dairesi Başkanhğı Rize, İstanbul, Bölge Ti caret Müdürlüğü Sinan Paşa Köprüsü Sok. No. 19 BeşiktaştSTANBTJL ve Ankara trtibat Müdürliiğü Konur sok No. 28 Yenişehir ANKARA adreslerinden ücretsiz olarak temin edilebilir. 3 îsteklilerin sartname esaslan dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplannı en geç 21 nisan 1982 gtinU saat 17.30'a kadar Kurumumuz Pazarlama ve Sa tınalma Dairesi BaşkanlığıRize adresine elden venneleri veya aynı gün ve saatte bulundurulacak sekllde posta İle iadelitaahhütlü göndermeleri gerekir. 4 Arazöz monte edilecek Bedford kamyonu mesai saatleri dahilinde Ulaştırma MüdürlUğümUzde (RÎZE) görülebilir. 5 Postadaki vaki gecikmeler ve telgrafla müracaat lar kabul edilmez. 6 Kurumumuz 2490 &ayıh kanuna tabi olmayıp iha leyi yapıp yapmamakta veya diledigine yapmakta serbesttir. (Basın: 12956) 2417 ET VE BALIK KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Kurumumuz Ankara GolbaşıOğulbey Köyü Merkez Atölyeleri Tesisleri 500 KVA 34,5/0,4 KV'luk indirici trafo merkezi ve E.N.H. işi yaptınlacaktır. 2 İşin tahmini bedeli: 3.500.000, TL/dır. 3 İhale kapalı zarf birim fiyat usulüne göre yapılacaktır. 4 Işin geçici teminatı: 120.000. TL.'dir. 5 ihaleye iştirak edecek Finnaların C14.4.1982 günü saat 17 00ye kadar Genel Müdürlüğumüz Makina ve Tesisat Dairesi Ba^kanlığına bir dilekçe ve gerekli belgeleri ile başvurarak 1S.4.1982 gunü 17.30'a kadar yeterlik belgelerini almaları gerekmektedir. 6 İhale 16.4.1982 günü saat 15.30'da Genel Müdürlüğümüzde yapılacaktır. 7 Şartnameler (2.000.) TL karşıhğında Genel Müdürlügümüz Makina ve Tesisat Dairesi Bagkanhğmdan t«min edilebilir. 8 İhaleye iştirak edecek firmalar yeterlik belgelerini ahp engeç ihale günü saat 12 00'ye kadar teklif mektuplannı Genel Evrak Yazı İşleri Şefliğinde. teminatlannı (Nakit olarak verilmesi halinde) Genel Müdürlük veznesine teslim etmiş olacaklardır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. 8 Kurumumuz 2490 Sayılı Ka,nuna bağlı olmayıp. ihaleyi yapıp yapmamakta ve en uygun tekJifi tayînde serbesttir. CBasm: 13234) 2418
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle