Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 5 KOLTÖR YAŞAM » Nİ9AN 1982 alınman earçatlala attuu cizcrken, eakidem yenly* kalan mirasın büançosunu tutar. Esklde eskiyenle, ytnıde yeniden varolabilecek ogelerin hesabını yapar. Eskiden yararlanmanın büyük ustası Yahya Kemal'in aynı zamanda Divan şnrini eleştiren yazısmı Cemal Süreya'nm alıntılaması. Cemal Süreya'nm da ge lenekten yararlanmadaki eleştırel tavnnı ortaya koBiçimin yazılaeak şiirin lçerigini de nasıl oluşturduğunu bilir Süreya. Rubai'nin de. biçimi yüzünden belli bir kalıplaşmayı kaçınılmaz kıldığmdan şalre yararı olmadığmı soyler. Nâzım Hikmeften Yahya Kemal'e kadar nice iyi şairın rubai'de kösteklendîğine inanır. Cemal Süreya. kendl kuşaptınm sesi olmuştur. Kendi kuşagmm şiirinin özellikleri. açıklıkları. üstünluk leri ve zayıfhklan onca sap tanmıştır. Şairin Donatımı vazısmda bakm Süreya ken d) kuşagınm «donatımı> için neler Söyltlyor: «B!«im knşak $alrlertn« bakti£tm taman şunn cörüyornm: Resim sanatım yakindan Izlemişler; mttzlkle hiç de Içll djşlı olamatm$lar. roman ortada ksltnıs; denemeyle 1>e8İemnek l«t*nilşler fbn alanda da hpp Montalgne çıkmış karşrtan n a ) : siyasal v* toplumbilimsei yapıtlara orta yaq snlannda yetişebilmişler, «inemayı sevmlşler ama da ha çok roman olarak RÖTmüşler bn sanati: pski Ostnanlı yapıtlanna kar?ı zaman zaman tutknları olmus ama onlan da coğnnra blrer antika. olarak g«rmiişler.» Günübirllk'teki yazılaron coğu Türk edebiyatınm en onemli ve en güncel sorunlan tizerlııe çeşitlemeler. Stireya'nm akin. baştan cıkancı ve her bilinen) yeniden düştindtirücü anlatımi övgtiye değer Şalr Cemal Süreva'nm Türk şitrindekl yprini bilenler Denemeci Cemal Rüreya'nm da Türk denetnesmde aynı oranda veri oldugunu kabullpnpceklerdir. enç kuşagım usta şalrl Refik Durbaş bir konuşmasmda Hgİ çekici bir saptama yapmıştı: «Günübirlik yaşadım ama giınübirlik yazmadım.» Gerçekten bızim gibi toplumlarda gunübirlik yaşamak; yaşamın kaçınılmaz bir ogesidır. Gelin görtin ki. günübirlik yaşamalarda kahcı düşünceler ortava koymak her yazarm dileetdir. Sttreya ivi bir şa' trdır ıvi de bır denemeci Sür fl7erine yazdjkları, yalnız kpndi şiirınin kuramını değll Türk çıirmın sorunlarmı da s Cpmal Sıirp^a 197576 « Sayın ü|urln Uk ldtabınızdan yeni kitanınıza bir çizgi çek yılları af?=;mda vpzdıklarıttğiıtbsde şiir gelisüniniz ve değişhniniz üserine ne sövlemek ls nı GüntJbırlık ?dı altmda sunuyor okıırlara Oünübırterslniz? .» îlk şur kıtabım «Masal»dan (Yedıtepe Yayınlan 1964), ürin lik'te o tanh'erin gtmcel kid şiir kitabım «Turkiye'nin MavlsUne (Ok Yaymlan 1981) uza şilerl, sorunlpn gündemde. nan şiir geçmişim on yedi yıl gıbi bır zaman kesıtini icermekte Ama güncellıfin pnvip yitIdir. Yiraü beş yıla yaklaşan yazarhğım ıçınde şiir bende çok mesine karşılık Cemal Süayn, çok değişik bır yer tutar. Gdrüleceği gıbi bu zaman kesiti reya güncel soruniarı kalıiçlnde kitaplarmKia yer alan şiir sayısıyla yazmağa başladığım cı köklpre baÇlıvnr önünü süre nerdeyse eş değerde. Gerçekte her yıla ortaıama bır şıır ve ardım da irdelıvor Boydüşecek kadar az yazan ozanlardanım. Bu az yazmaK, öz yazmak Ipce günün oncmlı sanat ya tan çok, bır şiırin tamamlanması içm, üzennde çokça durmak da edebivat sorun\ı güntan gelen bir özen, bir beğenme stizgecı var ister istemez. cellik çitini açıp kalıcıhğın Şiirlenmde biçim ve öz içiçedır. Uk kitabım «Masal» heoe alanma konuyor ölçtisünün «yedi artı yedi eşittir ondbrt» kahbıyla ve halk şiinnin Süreya'nın dpnpme ve soyleyiş ve değiş özelliklertnden yararlanır. Ayrıca dıze ve dbrtlüklertn birbirleriyle olan bağlantılan da günün şiir ortamınm söyleşi tadmdakl (irünİPrln etkinliğlnl tasır. «Türkiye'nin Mavisi» biçım ve oz yönlınden do de cok bnemH düşünceler, ğal olarak «Masal»dan daha bir yoğunluk kazanarak, onun bıttıği görüşler pırıldıvor Kıtabın yerden başlar. Yıne büyük ölçüde Halk şıirınden yararlanma var ilk yazısı olan EdPbivat Sev dır. Bu kere hece ölçüsünün H kalıbı ağır basar. Büyük bır bl gtsl. ülkem)7 icin ne vazık çüde Divan şıirine açılma görülür. «Türkiye'nin Mavisl»nde, genpl ki «haTatiyetinl» korııyor: anlamda Vedat Günyol'vın da balk şiiriyle. divan şiirinin incelik«Bugun pdphivatımızda lerine dala çıka gellştirilmiş, süze damıta olu«turulmuş hir clil srö7İemİpnpn ilçinç yanlarustalığı olarak belirttiği gibi büyük şıır geleneğimızden genış ol dan biri do va7ar1arımran çüde yararlanma görülür. ara«indaki SPVRI baftinm pl«Masal»daki şiırlerin büyük bir bolümıl, ilk gençlık yıllannın derek azalırıış, yitip sitmls dııygusallığını taşır. «Türkiye'nhı Mavisi» ise 6z ve biçim yonün olmasıdır.» &en Tuncer Uçarol'un da yerinde noktaladıgı gıbi «Selçukhı ve Kısaca heplmiz köttiyü?: Osmanlı sanatını insam Ue blrlikte duyurur ve o zamanı ffünütnttze bağlamaya çalışır, burra yaparken de tarlh ve Türk halkı Sevmiyoruz blrblrimizl. tki yüzlüytiz. Ülkemi^deki eAnadolu renklemesiyle süslcnirj» « ŞaJrllğiniz yanısıra »ncelemeol kımHfclntz de var. Bu ça debiyat tartı^malannı amrn sayanlar. vazarlarm blrblruşmalannızın şiMnize etklsi cıluyor mıı?» Bılındigi gıbi bır yasann çok yönlü olmasının yazdıklann lerl hakkmdaki olumlu O daki önemi ve etkinligi çok büyüktür. înceleme ve araştırmalan yargılannı bilenler Cemal rnın büyük bır çoğunluğu Selçuklu ve Osmanh dönemleriyle, Hallc Süreya'nm yargısma göve tttvan şıın üzerınedir. Bu çalışmaların büyük bir bölümü do nülden katılacaklardır Üsğal olarak şıırlerıme de yansıyor. «Türkiye'nin Mavisi»ndeki şıirle telik T. S. Eliofun Ezra Porın büyük bır çoğunluğu Türkiye haltamn taıihınden, yaşamın und'un kitabmvn başma yaz dan, sanatmdan izler taşır. Diyebilirim ki ozanlanmız ve yazar dığı övgüyü bilenler, daha lanınız geçmişimizı, tarihîmizJ çok iyi bilmelidir, sanatın en da şaşacaklardır ülkemizin belirgın ve yararh yanı geçmış gune bağlamak degil midir? durumuna. « Şilrtmizln törler içftıde en gellşkini olduğu savrna katüıCemal Süreya genelleme yor musunuz?..» Günümüz Türk şiirinin dünya şiirtyle boy ölçüsecek düzey lerden kacunr Genellemede olduğu savına katıhyomm. Fethi Naci"nin çok yerinde vur lerin bir önem taşımadıgiguladığı gibl gerçekten «Şairierhniz Avrupa ortak pazanna glr m, ayrmtıya lnilmpden şimlştirj» Bu yerinde bir vurgulamadır. Bin yüı aşkın bır şiir ge ir üzerine savrıılacak lpflarm yele glttigini iyi bilir leneği olan günümüz TUrk shnnin en gelişmis sanatlanmızdan Dtyor ki bir yazısmda, şiirin toiri oltnası çok doğaldır. sanat edebiyai G Yayın Raporu 0 IRGATOĞLU ATÇ ALIKEL MEMET. Ozkan Mert. Isveç'te yayınlandı. 1960 kuşağının şaulerınden Ozkan Mert Irgatoğlu Atçalı Kel Memet ıçın kapakta şu açıklama yapüınış «Irgatoğlu >tçah Kel Memft Dpstam. hem Türk halkının masallara yaraşan gerçek kahramanlannrian birinin öyküsü. hem de Türk şiirinde destan tiırünün en yetkin orneklerinden biridir.» doğan hızlan Nurer Uğurlu, "Türkiye'nin Mavisi,, kitabmı anlatıyor # SANEM OKULA BAŞLIYOR. Ozkan Mert. Isveç'te basıldı. Yabancı bır vükede bir çocuğun duvgulan, lzlentm7 leri, çevre ıle olan ılişkileri nasıldır" Arkadaşlanyla ne konuşur? Isveç'te Turkçe anadıl ogretmeni olarak da çaJısan Ozkan Mert, kpndı kızınm Isveç'te okula başlayısını, Turkıye'den eeldığı çevreyi ve sosyal ılişkılerın" anlatıyor Fotoğraflı olan kitap, yurt dışmda ysşayan çocuklara ornek olması yönunden ılgınç Turkıye'de yajayanlar, bır Turk kardeşlennin seruvenım okuyacaklar bu kıtapta, ÎYİ ŞA1R, tYİ DENEMECİ Cemal Süreya lyl bir çairdir. iyi do bir denemeci. Şiir üzerine yazdıklan, yalnız kendi şiirin'n kuramını drğil, Türk şiirinin sorunlarmı da sergiler. (Fotoğrafı Cengiz CIVA) # ŞEYTANIN AYNALARI. Çe«n Altan. Mlyatro Yayınları. 250 lirıi. Cetm Altan'm Milliyet'te çıkan yarılarından yapılmış bır derleme. Fıkra ile denems arasında bir tad bırakan bu yazılarda Çetin Altan, kısır siyasal çatışmaların ötesinde ulkemizm çağdaş uygarhk duzeyme ulaşmasının bır genel kultur ve yaşama biçmü olduğunu savunuyor. Şevtanm Aynalan. Çetin Altan'ın. sorunlara genış açıdan bakan, okunması frerekli yazılan. Günübirlikten kalıcılığa Günübirlik, Cemal Süreya, Adam Yayınevi, 325 lira nltelığl sudıır'la başlayan bir yazı gordüm mü okumam. Cemal Süreya folklorşilr ihşkisine değinmi§tir yazılarmda. Halk şiirinin işlevini, dünden bugüne uzayan serüveninl değerlendır miştlr. Bir zamanlar Folklor Şilre Düşman yazısı, renkli tartışmaların başlatıcısı olmuştu. Haklılık payı çok olan biraz abartılmış bir saptavımdı. Peki günümÜ7de halk şliri nasrldır15 Eski işlevlnl. nitellğinl sürdürebılivor m u ' Cpmal Süreya'ya göre hayır. «ÖzeVHUle Cumhuriyet dftneminde yaşamış halk şalrlerinin içlerindpn kopup çıktıklan toplum kesimtne hiç tanık olmadıklanm görıiyoru*.» Günübirlik'te Cemal Süreya, cn kıvamlı sorunu biîe yalm anlatır. Bir kişinın, bir sorunun dallanıp budak lanması yavaş yavaş çiçeklenmesl. onun anlatım blçimidir. Bir çok düşüncesini. savını yumuşakça, sayfaya bırakıverir. Anton Çehov ve Katherine Mansfield'de ayrmtınrn onemini vurgulayan yazısı: yukarda da sozünü ettiğimiz üzre Süreva'nın ayrıntıya olan düskünlügünün en aydınlık be Urtisidir. Halk masallarmm. efsanelerinin yeniden kaleme # SEVME SANATI. Ertch F omm. Say Yavınlan. 100 llra. Çağımızm ünlü düşünürlerinden Fromm, ulkemizda de kıtaplanyla Ugı gördü. Sevmenin bir sanat olduğunu ve sevebılmenın de bazı koşullan gerektirdığmi söyleyea duşunur. Sevme Sanatı için şunlan •îoyluvor «Bu kitabı okuyarak sevme sanatma Hİ9kin nazir bilgiler edinmek isteyen düş kırıkhğına ugrayacaklardır. Tam tersine bu kitap, belli Wr olgunluk düzeyino erişmeden kişinln sevgiye ulaşamayacağını göstermeyi amaçlamaktadır.» Sevgi kurami'u, kardeşlik, anne, cinsel sevgtnin çagdas yorumunu bu kıtapta bulabilpceksiniz. Fromm, konusunda bize yeni boyutîar ka^andırıyor. # tŞGAL ALTINDA. Slegfried Lenz. Can Yavınlan. SO0 Hra. Çağdaş Alman edebiyatınm tanınmış adı Lenz, bu romanında Alman işgali altmdaki Norveç'ten blr kesit sunuyor Bır Na?i generaJi, yapılan suikastten varalı kurtulunca kentm ıleri gelenlerini tutuklar ve onlan rphm olarak kullanır Direnişçilerin beşı Danıel, bu durumda bir ikılem içinde yaşamaktadır Ya rehme'er öldürülecek en azından ışkence sorecek, ya da dıremşçıler teslim olacaktır. Bir ikılemın genhtnh romanı. düşünce incelenrıe arastırma şahıh âl uzvıhmızda ./deoiorf» bütun dunyada, 1960'lardan başkıyarak da ozellıkle ulkemızde gıderek yaygınlaşmış olan bır sozcuh Denebıhr teı, Turkıye'de bugun artık bu teekmeyi duymayan kalmarruştır ve onu yazarak konuşarak kullananların sayısı da hayll teabanktır Başka ülkelerde olduğu gibi, bızde de çeşıtli arvlamlar taşıyor Siyaset sosyoloıısı aUmındakı çalışmalanyla ulkemizm en onde geien sosyal bıhmcuennden biri olan Profesor Şe~ rıf Mardın'm ılgılendığı başlıca konulardan biri de 'ideolon*dır Mardın'm bu konuda ıhi önemlı kitabı var. Bunlardan bın, 1980'lann sonunda yayınlanan DİN VE İDEOLOJİ (A U. Siyasal Bilgiler Fakultesi Yayını, Ankara, 1969), diğerı de geçtığımız gunlerde ıhinci baskısı yapılan İDEOLOJİ (1. basım, Sosyal Büimler Derneği Yayınları, Ankara. 1976 / 3. basım, Turhan Kıtabevi. Ankara. 1982). D1N VE İDEOLOJİ adh çalışmada Mardın'in amocı, «ywmıt$afe» bir ıdeolo/i olarah dinin Türkiye'dehi »ideolojikstyasal fonksıyonlannı belirtip... siyasi alanda ne gibi bir rol oynadığını aydınlatacah başlangıç analitik kategonlennı» ortaya çıharmahtır. Bu eserınde dın ile ideolcji arasındakı ihşfeıyi ve dın sosyolojısmde o gune kadar olan gelışmelerı gozden geçırdıkten sonra. Islamıyet'in «bugfün Turkıye'de, sokaktahı adamın fikrt kalıplannı etkileme mehanizmasınu ara$tırır. Daha sonra OsmanhTürk toplurnunda swü toplumun vokluğu; «sorayto?ra» hültur bblürvnxesı ve mhayet Cumhuriyet Türhıyen ıle Osmanh vapıten arasındakı baglar konularmdakı tezlenm gehştırır IDEOLOJİ adh kıtabında ise Mardrn ıdeoion* kavramı honusunda duşünce sosvolonsındp bır osırrfan beri sürepelen çalışmalar*ı gözden aeçiriyor ve /deo(o/t»rım felsefi, sosyolonk ve çağımızın koşullarına bağlı ögelermi gösterıyor IDEOLOJt'run ihıncı baskısınm yavıntonma.iı vesılesıvle Mardin'e 'Sosyal bılım açısından ıdeolo;ı» honusunda ve bu konu çevresinde bazı sorular vönelttıh Bu sorulan ve Mardin'ın cevapiarını aşağıda yayınlıyoruz. •**• HDEOLOJL UZERINE SERIF MARDINZE SOHBET d» bir cumle kurtnak için mi kullanddığıdır. örnegın «Se Tamml&nması mümkun olan ve lyı tammlanan bır degıjkem Şah ılân ettım» gıbı bır cumle gramerden bır «olgu» çı nın aldıgı degışık degerlenn saptanması «objektıf» bılgidir karabüiyor. Pakat bazı cumleler yalhız tanımlayîcıdır: «Şah Ancak, sosval bılımlerde bu degişkenler, çok zaman, «gunbudur» gibi Bır dunya gorüşü ve bu açıdan bir tür ideoloii luk hayat»tan o Radar soyutlanmıs olarak ayrıhr kı bulgu^avılabılecek büyü gıbı bır olay'ın «gerçek»ı ancak «yara lanmı?ı tekrar «gunluk havat» olavlarının «dılı»ne «tercutıcı» bır gramer uzerme kurulu olduğu gosterildığınde an me» etmemız gerekır Asıl zorluk bu «gerı indirgeme», yanı laşılabılır Buyu'nun «mantığı» budur. «Bıhmsel»ligı bu çer yaptıgımız ışlemden pratıkte «ışe yarar» anlam çıkarmada çeve ıçmde sınanmalıdır. çıkar. Psîkologlann anlamsız kavramlarla ışe başlayarak on Bunun yanında dılde kullanılan kavramların da hiç lara dayalı çok înce denevler yaptıklan çok ışıtüen bır bir zaman tam bır kesınlik ifade etmedığıni hatırlamamız sav Kaldı ki. her kultur ıçın aynı kavramların anlamh olamıyacağı da açık. O zaman da «kulturlerarası kavram tergerekır. «Mıllet» bır zamanlar ulkemızde «rauslumanlar» anlamına gelıyordu Ancak 1920'lerden sonra «Mıllet» cumesı» konusuyla karşılaşıyoruz. Kısaca «ob)ektıf»lık mum kundur: bu obıektifhğin «gerçek» bır «gerçek» ortaya çı•Turk» anlamı yerleşmeye başladı. Fakat her ikı anlamın karması ise ayn bır konudur. da aynı zamanda kullanıldığı devırler oldu. Ataturk'ün ken dı fikırlerını yururluğe koymak için bu anlam ikıliğınden Ş. A. Son yirmi yılda ideolojik dfişflncenin toplumunasıl faydalandığım Mete Tuncay Türkiye Cumhuriyeti'nde muzda, sizin deyiminizle, hayli «tuttuğu» görüldü. Bunu TekParti Yönetiminin Kurulması adh esennde gösteriyor sizin deyişinizle. «her topluma uygulanabilir.» etkenlerle (1981: 30. not 6). Bu açıdan dil herkesın aynı şekılde kul açıklamay& çahşıyorsunuz. (1976: 93 . 99). Acaba ideolojinüı landığı bır «tekrar» değıl, bır «performans»tır. «tutması»nda toplumumuzun kültürel yapısından gelen baAncak asıl sorun şu: Bır öğretiyi bir «önerme»ler kü zı özelliklerinin rolü olmamış mıdır?.. mesme ındırgemek mümkun mu? Cevabımız burada kesin: MARDtN tdeolojinin «tutması»nın toplumırmuzun hayır, mümkun değıldır. Bir öğreti bır «bütün»dür v& bütunleşmiş bir yapı olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu açı kültürel yapısıyla olan bağlantısuu kartna ile çıkarmak müm dan, öğretilenn bıze topluluk hakkında en çok «ipuçlan» kün; bunu açıklamak daha zor. Birkaç gün önce tanınmış . bir aydınımızla konuştuğumda bana. bu konuda onemli blr sağladıklannı söyleyebıliriz. ipucu verdi. Ona göre, Ünıversite Türkiye'de «gerçeği» saptayan ve «Cumhuriyetçi gerçeği» üretebilecek bır mekanizma olarak düşünülmuş ve kurulmuş. Üniversitedeki aydınÇ Ç Ideolojinin işlevi «gerçek»le olan Uişlanmız da. geldıkleri tanhsel dogmatik ortam buna mükisinde değil, günlük hayatta «rehsaıt olduğu içm bu rolun içme kolayca girmiçler. Bence ber» olmasında loplanır. İdeoloji inbu çok dogru bir buluş. Bunun yanında Türkiye'deki aydınlann tanhsel görevlerinin «Nizamı âlemcilik» olduğu söysanlara içinde yaşadıklan toplum lenebilir. (Bu tâbir için Prof. Dr. Bülent Dâver'e teşekkürolaylannı helirli kümeler halinde ler.) Aydınlanmızm görevlerini bu çerçeveye sığdırmalantoplayıp, bunlardan kendilerine gore nın ülkemiz sosyal bilimi için kaçınılmaz bir sonucu olbir anlam çıkarmalannı sağlar. 5 5 muştur: Sosyal arastırma ile «sosyal reçetedlik» arasmdaki fark anlaşılmamıştu. Sosyal bilimlenn iki ekseni vardır. Bunlardan bıri sosyal mekanızmalan anlamaya çalısu. YaAncak ıpucu devıp geçmeyelım. îdeoloimın ışlevi «ger ni topluluğun içindeki süreçlenn nasıl şekillendiğini arastıçek» le olan üıskısınde değıl, günlük hayatta «rehber» ol nr. Ikincisi topluluğu degıştirmek için reçete hasarlar. B*masında toplanır Ideoloıı ınsanlara içinde yaşadıklan top mm görebildiğim Türkiye'deki sosyal bilimcâlerin büyük eklum olaylannı belırh kumeler halmde toplayıp, bunlardan seriyetinin önce reçetesini hazırladığı, ondan sonra da topkendilerine gore bır anlam çıkarmalannı saglar. Bu anla lum içinde reçetesmi uygulamasını mümkun küacak yapımın «gerçekle ılgısı varsa o da tesadufıdtr: Bır ideolojının lan arayarak onlan «topluluk»la özdeşleştirdiğidir. •gerçek»e uymadıgı zaman ortadan kalktıgı görulmemıştır Ideolonyı ortadan kaldıran, insan için kullanım değerıReçeteye uymayan taraflar «kural dışı», «önemsiz» ya nın vıtırılmesıdır. Fakat bu yıtirilmenın hangi ögelerle bağ da «yok» sayılır. Oysa sosyal büunde «kural dıgı» gibi bir lantıh oldugu konusunu onceden kestırmek mümkun de kavram yoktur. Mevcut her yapı toplum'un bir parçasıdır. gıldır. Bunun bir örneğıni din sorunu belirler. Cumhuriyet ilkele!j A Kitabınızın 'Sunuş' bölümünde «"yanlüık' bir nnı dinamik bır çerçeve içinde gören aydınlar Turkıye'de dpreceye kadar kontrolumuzun dışmda olan bir sttreçtir. Bu Islam'la ilgıh gehşmeleri bir tehlike olarak değerlendırdurumda yapabileceğimiz bir tek şey var. o da olanakla mıslerdır. Fakat diğer taraftan îslam'm sosyal süreç olarak ıımız oranmda toplum hakkında bilgilerimizin yanlılıgı incelenmesıne hiç rağbet göstermemişlerdir: tslam. «kural nın . kaynagını araştırmaya çahşmaktır» diyorsunuz (1976ı dışı»dır. tehlikelidır fakat incelenmeye değmez zira «reçe1). Bu söylediklerinizden «yansız», objektif bilgi olamaya te»ye uymamaktadır. Oysa Türkiye'de dinsel eğilinıler hakkında bilgtei olmayan ne sosyal n« do siyasal bilim yapacağı gibi bir sonuç çıkarılabilir mi? MARDIN «Objeküf» bilgi olabihr, fakat objektıf bil bilir. gı ancak ıhşkıler hakkında ve bu ılışkilerin belirli şartlar Ş.A. Zaman ayınp sorulanauzı cevapladıgınız için ıçmde mınimal ve majamal göruntuleri hakkındaki bılgidir. çok teşekkür ediyorum hocam. Saygıl&nmbk, Y Ş. A. Sayın MABDtN. ideoloji» sdzcüM çeşitli anlamlara gelebilivor. tdeoloji. çok genel olarak fikirler. inanç lar, degerler; «dunya göruşu», «duşunme tarzı» «sımgplpr sistemi»t konservatizm. liberalizm, sosyelizm eibi siyasal felsefeler anlamlarında olduğu kadar. belirli çıkarlann hak h gösterilmesine yarayan taraflı görüşler ya da insanlan eyleme geçlrmek için yararlanılan ınanç sistemleri anlam larında da kullanılmıştır. Siz de ideoloii olayımn esas olarak iki boyutu "Iduğunu behrtiyorsunuz! Bunlardan biri «sistematik bir fikir yapısı veya anlatısı» olarak ideoloii, digeri ise «gerçekleri oldugu gibi yansıtmayan bir fikir yapısı» olarak ideoloiidir (1976: 31. Öte yandan. örneklerini verdiğiniz fFaşizm, Mark sizm Keynpsçi iktisat kuramı gibi' hazı doktrinler kimilerine sorp «gerçeklpri ortava çıkarmaya yarayan» bllimsel ölrrptiler. kimilerine göre ise gprçekleri çarpıtan. maskeleyen yanlı fikir yapılarıdır 11976: 8). Bir öğrptinin bilimsel olup olmadıgını nasıl tayin ede bilirız? MARD1N Bır öğtetmin •bilimsel»lığıni aramak bence bıhme eereeınden fazla yuk yuklemektîr. «Bilimsel olan» bıhmçpl metodun kı değışık tanımlamalan mevcuttur uvgulama alanı nıteliğını taşıyıp, onun suzgecindpn eeçendır Çok karmaşık, bazen çok çapraşık bir yapı gosteren «ogretı»ler boyle bır alan oluşturur mu? Yapınırı tumuvle bu suzgece konamayacağma ınanıyorum. Bu öğretıyı muhtelıf oarçalara bolup bir «önerme»ler kümesi halı ne £etirdi2imızi <iluşünelını O zaman her «önerme»nin tek tek «bıhmseUhlrtni sınamak ihtimallerden biri olabilir. Fakat burad* karşımıza derhal bır engel çıkıyon «unerme»nın mantık<5al vapısını mı, yoksa sosyal olaylarla ilişkisinı mı avdınlntarBfti7<> Bunlardan her biri kendi başına bıle sorun varatır örnegm sosyal davranış için geçerli olan «mentık» valnız Ansto mantıği değildir. Bunun yanında dil'in kullanımrion çıkan ve belki de sosyal davranıs İçin daha onemli olan blr mantık mevcut Bunu da (dil sosyolog ve felsefficılerinden özftr dileyerekl şövle özetleyebibnz. Dil valnız bır kalıp değildir Günlük hayatta kalıbm kullanımıyla ılgilı çok katlı bir esneklık görüyoruz Bu katardan bın, dıluı gramennin «yaratıcı» mı yoksa «gösteri VAUAH. Bifc DAM4 I \ \ enr Maraın A.B D'nın Stanford Unıversıiesi'nden mezun olduktan sonra, 1954'te AU. Siyasal Bilgiler Fakultesı'nde asıstan oldu 1958"da Fakulte Dekanı'nın «Safeanlıfe emrıne» alınmasmı protesto amacıyla gorevınden ıstıfa etti. 1961'e kadar Princeton ve Harvard Ünıversıtelerınde arastırma asiitanı olarah çaîıjtı ve 2958 yüında Harvard'da doktorasını tamamladı. 19611969 arasında yeniden S.B F.'de oğretim uyelıği yaptı. 19701973 arasında. Princeton ve Columbıa Vnıversıtelennde Mısahr Profesor olarak bulundu. 1973'ten bu yana Boğazıçı Universıtesi Sosyal Bılimler Bolümu ögretım uyesıdır. Bu arada, 19791981 arasında Ingıltere'nm Oxford Unıversıtesi'nde ders vermıştır. Mardin'ın yanda tanıttığımız küapları dısındakı bajlıca eserleri tarıh sırasıyla şunlardır. The Genesis ofYoung Ottoman Thought IGenç Osmanh Duşuncesinin Doğuşu), Princeton Unıverstty Press, 1962 Jon Türklerin Sıyasî Fıkırlen, Turteıye lş Banfeası Yayını. 1964. Opposıtıon and Control m Turfeey», ITurkıye'de Muhalefet ve Denetım], Government and Opposıtıon. Apnl, 1966 p. 375387 «Histoncal Determınants of Stratıhcatıon Socıal Class and Class Conscıousness m Turkey.» [Tabakalaşmamn Tanhsel Betirleyicılerı Turkıye'de Sosval Sınıf ve Sınıf Bilincil, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergısı Arolıh, 1967. Cüt XXU. No 4. s 111 142 *Power, Cıvıl Socıety and Culture m the Ottoman Ernptre,» lOsmanh lmparatorluqu nda lktıdar Sıvıl Toplum ve Kultur], Comparatıve Studıos ın Socıety and Hıstory, June 1969, p 253281. «Siyasi Fıkır Tanhi Çalışmalannda Muhteva Analızı.» AU.SBF. Yayını. 1969 •Ideology and Relıgıon in the Turkısh Revolutıan,* ITurk Devnmınde Ideolojı ve Dml Internatıona] Joıırnal of Middle East Studıes. July J971, p mZil 'CenterPeriphery Relatıons A Kev to Turkısh Pnlıtıcis?* [MerkezÇevre Ilişkileri Türk Polıtıkaıına Bır Anahtar Mı?], Daedalus, No 102, 1973, p 169190 'Rehgıon ın Modern Turfeev» IÇagdaş Turkıve de Dml. Intematıonal Socıal Scıence Journal, İVo 2, 1977, p 279296 'Youth and Vıolence m Turfepv» Turkıve'de Gençlık va Sıddetl, European Journal of Socıology. June 1978 EH.' NE \ •The Mod'^mzatıon of SoB^ V cıal Communıcatıon ITop'UPDUGU VERDE lumsal Iletışımın ÇagdaşlaşGÜL BiTERMİŞ ması!. m Harold Lasswell. et. al feds), Propaganda and Communıcatıon m World Hıstory. Vol I. The Symbolıc Instrument ın Early Tımes, Hawaaı, 1978 p. 381 443 Ş •Turteey The Transformatıon of An Economıc Cocte» ITürkıye Iktisadi Bir Kodun Donüşumül, E Ozbudun A. Ulusan (eds ) . The Pohtıcal Economy of Income Distrıbutıon ın Turkey, New Yorh, 1980.