25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 eza Yargılaması Hukuku önemll bir hukuk dalıdır. önemli oluşu, bütün bir toplumu kucaklayışından doğar. însan hakları, temel özgürlükler ve kişi güvenliği hep bu hukuk dalınm kurumlarını Ugllendirir. Öyle ki, «ceza yasalarmın yalnız suçlulan, ceza yargılama yasalarınm lse dürüst insanlan amaçladığı» söylenir. CFerri ve Beccaria'dan aktaran KUNTER, Ceza Muhakemesi Hukuku, 1978, Sh. 18) Çünkü, yalnız bu hukuktur ki, temel hak ve özgürlüklerimizin koruyucu kalkanı olabilir. Ceza Yargılaması Hukuku ne kadar sağlam ilkelere dayanır, ne kadar doğru uygulanırsa, kişi özgürlükleri de o kadar güvenceye bağlanmış olur. Aksi halde, bütün «dürüst insanlar» endişe ve korku içinde kahrlar. örneğin, Ceza Yargılaması Hukukunun «koruma aracı> durumunda olan bazı kurumlar, temel hak ve özgürlüklerimizle yakından ilgilidir. Arama, yakalama, göz altma alma, tutuklama, el koyma glbi... Bu kurumlar ceza yargılaması tçin gereklidir ve blrer koruma önlemldir. Bunlar olmazsa, ceza yargılamasmm bir anlamı kalmayabillr. Ama bunlar «koruma önlemi» dışmda kullanılacak olursa. kişi güvenliği birdenblre tehlikeye düsebilir. Onun için, bu kurumların teker teker iyi düzenlenmesi ve iyl uygulanması gerekir. özellikle «tutuklama» kurumu çok önemlidir. örneğin, yenl Anayasa tutuklamaya ilişkin sorunlara daha gerçekçi yaklaşımlar getlrebilir. Bu nedenle, uygulamaya bir göz atmak yararlı olabilir. Acaba, tutuklama nedir. ne değildir? OLAYLAR VE GÖRÜŞLER başvurulabllir. örneğin, kaçmayı önlemek yahut kanıtları koruyabilmek amacıyla uygulanabilir. Bunun dışına çıkılması tehlikelldir. özgürlüklere zarar verir. Onun için, mahkemelerin daha bir özen göstermeleri gerekir. öncellkle bu nokta önemlidir. Yani, uygulama yasal çerçeve içine çekilmelidir. tkincisl, bazı yeni düzenlemeler gerekir. Örneğin, bugünkü yasalanmız «Dev let nüfuzunu kıran ve asayişi bozan...» suçlardan tutuklamaya gldilebileceğini söylemektedlr. Bir kez, bu tür nedenler koruma önlemi olarak kabul edilemez. Üstelik, devlet nüfuzunu ve asayişi ilgilendlrmeyen hiç bir suç düşünülemez. Kısacası, bunlar keyfilige yolaçabilir. Oysa, tutuklamanın keyfilikten kurtarılması gerekir. Ayrıca, blzim yasalarımızda tutukluluğun süresl ve dava açma zamanı belirtilmemiştir. Öncelikle. davanın açılma zamanını gösteren (Pransa, Almanya ve Italya'da olduğu gibi) hükümler getirilmelidir. tnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (Md. 5) bu konuda «makul süre» deyimine yer veriyor. Bizde de, «makul süreyi» hayata geçirecek ilke ve ölçüler benimsenmelidir. Aksi halde, tutuklu sanık savcmm «takdirlne» terkedilmiş olur. Böyle bir durum, sanığm yargılanmadan yıllar yılı cezaevlnde beklemesi gibi bir sonuç verebilir. Buna bağlı olarak. tutuklama lle tahliye lsteklerinln ve ltlraz incelemelerinin duruşmalı yapılması, sanık mtidafllnin duruşmalara katılması yolunu açmak gerekir. Çünkü, iş çokluğu yüzünden, uygulamada lstek yahut ltlrazlar titizllkle incelenemlyor. Ve savcının takdlrl belirleyici oluyor. Yani, yargı denetimi flllen lslemiyor. isleyemiyor. Duruşmalı bir lnceleme, sanık lehlne açıklamalara da olanak vereceğlnden, o zaman yargı denetimi tam lşlerllk kazanabllir. Keslnllkle böyle bir düzenlemeye gldilmeltdlr. Ancak, yasal düzenlemelerden önce de, titlz btr uygulama lle bir çok sorun çözüleblllr. öncellkle, yargıçlarımız davası gecikmis tutuklu lse özen göstermelldlr. Davası makul süre İçinde açılmayan tutuklu sahverilmelidir. Çünkü, bir lnsanın hem tutuklanması, hem de uzun süre davasmın açılmaması, yasanın mantığıyla bağdaşmaz. Tutuklamayı lnceleyen yargıç, bu bağdaşmazlığı kaldırmalıdır. Aynca, savcılarla ilgili yasal denetim İyl çalıştırılmalıdır. Tutuklu sanığın davasını bekleten her kim lse mutlaka soruşturma açılmalıdır. Tutuklama kurumunun kendi amacı dısma tasmlmasını önleyebilmenin yolları bunlardır. 15 NÎSAN 1982 C Tutuklama Ustüne TUTUKLAMA BİR KORUMA ÖNLEMIDİR. YALNIZ YARGILAMANIN SAĞLIĞI İÇİN BAŞVURULABİLİR. ÖRNEĞİN, KAÇMAYI ÖNLEMEK, KANITLARI YOKETMEK GİBİ. BUNUN DIŞINA ÇIKILMASI ÖZGÜRLÜKLERE ZARAR VERIR. Cumhuriyel Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve GazetecilikT.A.Ş. adına , NADİR NAD| Cenel Yayın Müdürü:, Müessese Müdürü: . „ Yazı Işleri Müdürü: >. ....,,.. „.„ HASAN CEMAt EMİNE UŞAKLIGİL OKAYCÖNENSİN Basan ve Yayan .Cumhurlyet Matbaacılık ve GazetecilikT.A.Ş. Posta Kutusu: 246 IStanbul Tel: 20 97 03 (5 H*Q BÜROLAR. • ANKARA:Konur Sokak no. 24/4 Yanl«ahfr Tel: 17 58 2517 58 66 Idare: 183335 • İZMİR: Hallt Zlyı Bulvan No: 65/? Tel:25 47 09131230 • ADANA: Atatürk Caddesl, Türk Hava Kurumu IjhamKâl5/3 Tel: 14 55019 731 TAKVİM İMSAK 4.36 GÜNEŞ 6.20 ÖĞLE 13.14 İKİNDI 16.57 Turgut KAZAN lemi olarak kullanılsm. Ama, uygulamada genellikle bu sınırın dışına çıkıldığı görülüyor. Ve sonuçta beraat etmiş olmanın bile btr anlamı kalmıyor. Nitekim, Prof. Tosun tutuklama konusunda hukuksal açıklamalara girmeden önce «ilerde savcı ve özellikle hakim olacakların dikkatine bazı sayıları sunmak isteriz» diyerek. resmi istatistikleri ele ahyor ve şunları söylüyor: «Cezaevleriraizi dolduranlarm 967'de %48'i, 968'de %46'sı tutukludur. Buna karşılık, bu tutuklularm mahkum olanları ancak toplam tutukluların %1 veya 8'1 kadardır. Demek ki, tutuklanan kişilerin %92 veya 93'ü beraat etmektedir. Bu oranlar, hakimlerimizln bu kuruma dikkatsizce başvurduğunu ortaya koymaktadır. (Prof. TOSUN, Suç Muhakemesi Hukuku, 1981, sh. 697) Demek kl, bir yandan savcı ve yargıçların daha dikkatli olması. öte yandan yeni düzenlemelerle kurumun daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Şlmdl, bu sorunu ikl ayn yönüyle ele ahp tprtışmaya çalışalım. kaçma olasılığmdan sözetmek yahut yasanın ilgili fıkrasını zikretmek yetmez. Nitekim, EREM «Kaçma hazırlığmı gösteren faaliyetlerln mevcudiyetinb arıyor. (Prof. EREM, agk., sh. 462) Kunter de «Kaçma şüphesl uyandıracak olaylara lhtiyaç olduğunu» belirterek «bu olayların neler olduğunu hakim kararında göstermeye mecburdur» diyor. (Prof. Kunter, agk, sh. 474) Oysa, açıkça söyleyelim ki, mahkeme kararlarmda bu «mecburiyete» hlç uyulmuyor. Ayrıca, her iki yasada yer âlan ve kaçma kuşkusu için «kuvvetli karlne» sayılan durumlar, kendiliğinden tutuklamayı zorunlu kılmaz. örneğin, sucun ağır cezalı olması, kaçma kuşkusuna karlne sayılacaktır, bu dogrudur. Ama. ylne de yargıç sanığm kişlliğlne göre bir değerlendtrme yapmak zorundadır. O sanığm. o suçlama için kaçıp kaçmayacağım aramaya çalışmalı, bu konuda vicdanl bir kanıya varmalıdır. Tutuklamaya başvurabilmenin lklnci nedenl kanıtları koruyabilmektir. Yalnız, burada kastedllen yine bir olasılık Yasal Durum değildir. Kanıtlarm karartılmasma dönük Anayasamızın 30. maddeslne göre, «maddi vakıalarm» bulunması ve bunlasuçluluğu hakkmda kuvvetli belirtl bulu rm kararda açıklanması gerekir. Erem'ln nan kişiler. kacmayı yahut kanıtlarm ka dedigi gibi, «Her suçta delil ve emarelerartılmasını önlemek amacıyla (..) tutuk ri yoketme ihtimali dalma mevcuttur. Falanabilir. Yani. suçluluğa kuvvetli belirti kat böyle bir ihtlmal tevkif için kâfi debulunması koşulu, tutuklama İçin bir ön ğildir. Bir kimsenin tutulması ancak kosuldur. Burada suçlamanın ağırlığı de ortada maddl hallerden istihraç edilen ğll, sanıgın o sucu işlediği yolundakl be büyük bir ihtlmal mevcut olduftu takdlrllrtilerin ciddiliği önem taşır. Ayrıca, bazı de calzdir.» (EREM, agk., sh. 462) Kunek koşullarm bu ön koşulla blrleşmesi a ter de «... sanığın mesela filan dellli orranır. Kaçma ve kanıtları karartma kuş tadan kaldırmak istedlginin ve bu sonukusu gibl... ca falan hale dayanılarak varıldıftınm ö n koşul tamamsa, kaçma kuskusu kararda belirtilmesini» istlyor. (Kunter, bir tutuklama nedenidir. Ama, yalnızca agk., sh. 474) Ama, uygulamaya baktıgıbir olasılık yeterll değildir, açık kuşkunun mız zaman, bu hukuksal gerçeklerin hiç bulunması gerekir. Nitekim, 353 Sayılı dlkkate alınmadığmı görüyoruz. Sadece. Yasa (Md. 71) «kaçma şüphesl uyandıra yasa maddeslnin ilgili fıkrasına yollama cak kuvvetli be1irtiler»den. CMUY'da (Md. yapılıp bırakıhyor. Hatta, basılı eserlerde 104) aynı niteliktekl «vakıalardan» söz bile bu tutuklama nedenine dayanüıyor. ediyor. Demek ki. bu tutuklama nedenine Yanılacak İş dayanabilmek için, bu kuşkuyu uyandıracak «fiili vakıalarm» varolması ve kararKısacası, tutuklama bir koruma önda açıklanması gerekir. Yoksa, yalnız lemidir. Yalnız yargılamanm sağlığı için 15 Nisan 1982 AKŞAM 19.48 YAT8I. 21.21 Ceza Değildir Hemen bellrtelim kl, tutuklama bir koruma önlemidir. Yanl, cezalandırma amacıyla kullanılabilmesl mümkün değildir. Ama öyle bir koruma önlemidir kl, kisl özgürlüğüyle içiçedlr. Bu yüzden, yüzyıllar boyu insanlığm büyük sorunu ol* muştur. Keyfllikten kurtanlabilmesl için çabalar harcanmıştır. Ve bu amaçla. hem İnsan Hakları Evrensel Blldirisi'nde (Md. 9), hem de însan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde (Md. 5 yer almıştır. Kunter'e göre, «... tutuklama, iktidar sahlplerlnin çok defa keyfine ve çıkarlanna kullanıldığmdan,... Însan hakları için... büyük önem taşımıştır... anayasalarla, mllletler37ası sözleşmelerle teminat altma alınması(nın) sebebi budur.» (Prof. KUNTER, agk., sh. 476) Niteklm, bu özelllğinden dolayı, tutuklamayı gerekslz bulanlar bile çıkmıştır. (Prof. EREM. Ceza Usul Hukuku. 1978, sh. 413) Blzce, bu görüş yanlış uygulamalara karşı bir tepkl olarak doğmuştur. Aslında, tutuklama kaçınılmaz bir kurumdur. Yeter ki, yalnız bir koruma ön [3oyiLöncE C Cumhuriyet 15 NİSAN 1932 ÎÇTİMAÎ SAHADA EN KUVVETLİ MANÎVELA: KOOPERATÎF! Halkm zenglnllğl tablrl dikkatle bakıldıgın da müphem ve her halde lzaha muhtaçtır. Herkesin zenglnllk hatlnl anlayışı başka bag kadır. Halbukl herkesin huzur ve refahı namına halk zenginliğlnden blzim anladıgımız lçtlmal mana halkın hayat ve geçlnme şartlarının mümkün olan azaml emniyet ve kolaylık sartlarına yükseltilmeslnden lbarettir. Halk îaydalı surette çalısarak hayatını kazanacak iş bulabümelidir. Bu bir. Halkm kazandığım sarfetmek şartlan da en faydalı şekillere dönüştürülmüş olmalıdır, bu iki. Bizim bugün mevzumuzu ikincl maddenin bilhassa kooperatlfçiliğe taalluk eden çok mühim bir kısmı teşidl ediyor. Hayatl ihtiyaçlannız için çarşıdan pazar dan ne alırsanız son satıcıya mutlaka ve asgari olarak % 1012 oranında bir kazanç payı verlyorsunuz. Halbuki aldığınız eşya son satıcıya gellnceye kadar bir kaç elden daha geçmlş ve bu dlğer aracılar dahl bu eşya üzertnden kendllerine ayrıca kazanç payları çıkarmışlardır. Eğer sa tın aldığınız esyayı slze veren eller, slzln de dahil olduğunuz bir kooperatlf müessesesinln elleri olsaydı aracılara verilen bu kazanç paylarını vermeye mahal kalmamış bulunacaktı. Bir tüketim kooperatlfl demek, ona lştlrak eden insanların tedarlk etmek ihtiyacında bulunacakları eşyayı hemen hemen ilk elden alırcasına en ucuz surette tedarlk etmeye imkân veren bir teşkilat demektlr. Bir tüketim kooperatifinin mağazası o ko operatife iştirak edenlerin kendi mallarıdır. Ve o mağazayı idare edenler kooperatifinin memurlarıdır. Bu işte hiç zarar yok, sadece kâr vardır. Bu kâr da kooperatife tştlrak edenlere, yani kooperatlf dükkânlanndan alışve riş edenlere aittir. Tabit aldıkları eşyanm miktar ve kıytneti oranına göre. Kooperatlf yapmanm söyienildiği kadar kolay bir şey olmadığını ve herhalde bugtinden ya rma bütün memleketin kooperatif slstemlne geçmeslnin mümkün ol madıgını bilirlz. Hlç olmazsa lafını ederek o fikre daha zlyade alıçalım diye bu satırlan yazmış bulunuyoruz. YUNUS NADİ OKTAY AKBAL öğretmene Saygı.. okuriardan... Teknik elemanlar arasındaki dengesiziik 1.3.1982 tarlhlnde çıkanlan özel hlzmet tazmlnatı lle teknik elemanlara, yapmış olduklan islere ve meslek gruplanna göre bazı olanaklar sağlanmıştır. Ancak burada değerlendirme özellikle tahsll sürelerl gözönüne almarak gerçekleştirilmiştir. özelllkle 4 yıllık öğrenlm görüp mühendis olanlara bazı imkânlar sağlanmıştır. Fakat bizler yurt dışında Useden sonra ttç yıl Öğrenira görüp mühendls olduğumuz ve mühendlsliğimiz de îstanbul Teknik Üntver sitesl tarafından tasdlk edilmiş olduğu halde, yeni çıkarılan özel hizmet tazminatından yararlanatnamaktayız ve Useden sonra İki yıl kurs veya eğitim yaparüarm faydalandıkları (C) maddeslne göre değerlendirilmekteyiz. Kamu hizmetlerinde önemll görevlerde bulutıduğumuz halde bizlmle aynı görevi yapan TÜrkiye'den mezun arkadaşlar %14 alırken, bizler sadece %3'le yetinmek zorunda kalmaktayız. Şüpheslz bu durum. bizlerl çok mağdur etmektedir. Sayın yetkililerden, yurt dışmdan mezun olan blzlerin durumunu da nazarı dikkate almalarını ve Teknik Elemanlar arasındaki bu dengesizliğin giderilmefiini umutla beklemekteyiz. Cemal YILDIZ EOO Oenel Mttdürluğü Raylı Slstem Datresi Başkanlığı UCAK Müdürü öğretmene kırmış, tKöytfftirt kışkırtıyor» dlye Kaymakama şikayet etmlş. Nedenl de. öğretmenln Bucak müdürünün köylülero karşı takındığı tutuma karşı cıkması... Kaymakam durumu Valiliğe yazmış, vali de kendi başma bir şey yapmak Istemediğinden İçişleri Bakanına olayı yansıtmış. İçişleri Bakanı dosyayı Milli Eğitim Bakonına göndermiş. .MilII Eğitim Bakanı dosyayı inceler, olayı da yorinden soruşturur, öğretmenm davranışını haklı bulur. İclş'erl Bakanına şöyle bir yazı gö'nderir: «Valinlz, öğretmenlme bir daha böyle haksız davronırsa, onu vallllkten almanızı rica ederim.» Mllli Eğitim Bakanı adı gecen öğretmene de şöyle bir mektup göndermiş. «Hakkınızdakl yazılara verilen yanıt llişiktir. Ona göre davranmanızı rica eder, gözlerlnizden öperlm.» B Yetim aylığım kesildi Babamm Ölümünden son ra Sandığımzdan yetim ay lığı alan bir kişiyim. Babamm ölümünden sonra düzenli olarak verilmeye başlanan yetim aylığımı 1 ekim 1981 tarihine kadar dü zenli aldım. Ancak temmuz ayında lise tahsllim bitlnce eklm 1981 tarihinde aylığım keslldl. Sandığmıza çeşitli defalar başvurularım sonucu 1 ocak 1982 lle 28 şubat tarihleri arasını kapsayan iki aylık bir maaş almış bulunmaktayım. Ancak 18 yaşımı 2.2.1982 tarihinde tamamladım. Buna karşılık yetim aylığım 1 ekim 1981 tarihinde kesllmlştir. 2.2.1982 tarihinde kesilmesi gereken aylığım ekim 81 de kesilmiş, Üç ay sonra ikl aylık bir maaş çeki gönderilmlştlr. 1 ekim 1981 tarihl ile 1 ocak 1982 tarlhlerl arasmda bulunan üç aylık bir maaş çekim halen ilgili bankaya gönderllmemlştir. Gönderdiğim dilekçelere de bu zamana kadar yazılı bir cevap alamadım. Bu yanlışhğm giderllmesinl ve üç aylık yetim aylıgınm ilgili bankaya gönderllmeslnl bek liyorum. Köksal OENÇ Emekli Sandığı Slcil No: 32887008 Akıl alır gibi mi? Bir öğretmen köylulere yapılan baskılara karşı cıkacak, Bucak Müdürü Kaymakamı şikcyet edecek de sonra o öğretmen görevinde kalacak «Hotta Vali de bir şey yapmıyor. ya da yapamıyor, iş İçişleri Bakanına yansıyor» mal. gibi bir şey ... nerde oldu bu inanılmaz olay? Kim bu Milll Eğitim Bakanı? Elbettekl yaşodığımız dönemde değil «şimdllerde Anadolu»da bir köyde, bir bucakta, bir ilcede bir llde öğretmenllk yapmak özverlli bir iştir. Herşeye karşı hazırlıklı, hazımlı olması gerekir öğretmenlerin. Yalanlara, Iftiralara, karacalmalara, şunun bunım |urnallerine karşı savunmasız. destekslz, boyuna suçlanan bir yurttaştır öğretnnen... İşte scn yılların olayiarı, gazetelere yansıyan açılar, blnlerce öğretmenden gelne mektuplar... Yukarıda anlattığım olay 1925 28 yılları arasında gecmiştir. Kemch'ın intık bucağında, emekli tarlh öğretmenl Seyfl Beşe'nin başından... Tabll o günlerde Atatürk vardı, Türklye Cumhurlyetl devrlmcl atrlımlannı, halktan yana eylemlerinl aydın gücüne, öğretmen ordusuna yaporak gercekleştiriyordu. İnönü Başbakan, Mustafa Necati de Milll Eğitim Bakanıydı. Milll Eğitimlmizin unutulmaz Bakanı Mustafa Necati... Kaç bakan geldi gitti, pek çoğunun admı kimse anımsamaz, ya da garip duygularla anımsar, ama Necati Bey giblleri unutulmaz. Ankara'da yayınianan «Çağdaş Eğitim» dergisinln mart sayısında H. Hüsnü Tokışık bu «Unutulmayan Bakanı» anlctmış ve günümuzdekl uygulamalardan örnekler vermiş. Tok sözcükle, günümuzdekl bu günun deylml yalnız son bir iki yılı dsğll uzunca bir süreyl kapsıyor. öğretmen dediğimiz yurttaşın çekmedigl clle kalmamıv tır. En başta, saygınlığını yltirmesi, onu toplumunun gözünde önemslz, değerslz bir duruma sokmuştur. Bu saygınlığı yıtirme konusunda en büyük pay yönetimlerindir Sivasal eğllimler, partl tutumlorı hep ağır basmış, oğretmenler durmadan değişen siyasal etkllerin propaganda, amacı yapılmak istenmiştir. Tokışık şöyle yazıyor: «M. E. Bakanlığında bir atama Genel Müdürlüğü var. Bu Genel Müdürlük katında ve hemen merdiven başında öğretmenlerin Içerlye glrip yetkililere görüşmesini engelleyen bir de barlkat kurulmuş ve buraya görevli olarak bir kaç genç memurla bir polis konmuş. Sorumlulann ihmali ve hataları yüzünden işinl takip etme zorunda bırakılan oğretmenler bu barlkatın önünde, merdivene düşerceslne sıkışıp kalmaktadırlar. Toşradan kalkıp gelen öğretmen derdlnl anlatmaya calışırken slgara ve çay içmekle meşgOI genc barikat memurları yarım ağızla ya cevap veriyorlar, ya da «Genel Müdür yok, yardımcısı toplantıya gitti.» diyorlar.» Bu yüzden de Genel Müdürlüğe atama değll, atlama Genel MudürlDğa adı verllmiş» Tokışık şunu da ekllyor: «Bu rahatlık İçinde calısan Oenel Müdürlükte evraklar ve dosyalar kayboimakta, bir öğretmenln taylni aynı zamanda İkl ll'e blrden yapılmakta, ayiardan bert tayin bekleyen öğretmen adaylarının dosyaları Eğitim Enstitülerinin dolaplarında unutulmakta, dosya kurbanı olan bu adaylar da dertli dertll dolaşmaktadır.» Biimem Rauf Inan'ın «Mustafa Necati» adlı kltabını gördünüz mu? Eğitim dunyasıyla ilgili okurlarımın bu kltabı okuyup, Atatürk'ün Eğitim Bakanı Necati Beyl yakından tanımasını isterlm. Elli yıldır bir masal anlatır Bankanın gazetedeki kitap ilanı Atatürk'ün doğumunun 100. yılı nedenlyle, Yapı ve Kredi Eankası Atatürk'e ait yayınlar dığı kitaplan ilân edlyor. Çok yerinde olan bu teşebbüse sevinip, almak İçin ilgtli Küçükçekmece şubesine başvuruyorum. Biz böyle bir ilân vermedik cevabıyla karşılaşıyo rum. llânı gösteriyorum, kalmadı dlyorlar. Sultanahmet'e gidlyorum. Orada da kalmadı diyorlar. Oradan yol masrafı ve yorgunluk bir tarafa Bahçekapı şubesine gidiyorum. İlgilenlp, telefon konuşması sonucu Galatasaray şubesine gltm«mi tavsiye ediyorlar. Bu şubeye gidiyorum, bu işlere bakan alâkah memur, bu serinin 3, 4, 5 incj kitaplanru verebiliyor. 1. ve 2 .nci sıra numaradaluleri alamadan dönılyorunı. Bu bankanın alâkalı senrislori herhalde bu üânı verdiğine göre; vatandaşm bu eksik kitap ihtiyacını da karşılar diye düşünüyor ve bekliyorum. M. EROLK. Çekmece/İST. 1 Günün ilanı C MÎLLİ ÇÎKOLATA Türk sermayesi, Türk ustası, Türk ame lesl ve Türkün emeğiyle meydana gelen Müttehit çikolata fabrikalarının lmal ettiğl «Milll Çikolata» piyasaya çıkmıştır. En son ve fenni şerait tahtında imal olunan Milli Çikolata Temizlik, Nefaset ve Lezzet ltibariyle Avrupa çikolatalarına üstündür. Milli Çikolata Türk vatandaşlarımn yerll mala gösterdiği teveccühten doğmuştur. Herkesin ve her kesenin çikolatasıdır. Daima tercih ediniz. Bakkaliye ve şekercllerden arayınız. Dolmuşa binmek zorunda miyız lETT'nin vatandaşa hizmet götürmesini beklerken güçlük çıkarttığını görmek şaşırtıcı oluyor. Saat 23.30 vapuruyla Karaköy'den Kadıköy'e geçtikten sonra Bos tancı hattında bulunan ev lerine gltmek Uzere otobüs durağma yürüyen vatandaş lar otobüsün saat 11.50'de hareket ettiğini ve bir sonrakl otobüsün 00.20'de kalkacağım öğreniyorlar. Oysa, Karaköy Kadıköy vapuru saat 11.55'de iskeleye yanaşıyor. 11.30 vapurunu karşılaması gereken otobüs 11.50 yerine on dakika beklemeyle ve yolcu kapasltesi artmış olarak 24'de kaldırılamaz mı? Insanlar dolmuş durağma gidlp 40 lira vermek zorunda mı bırakılmahlar? Ya da 25 dakika durakta bir sonrakl otobüsü mü beklemeliler? Vapurun iskeleye yanaşmasından 5 dakika önce otobüs kaldırmak hangi düşünceye dayanıyor? Merak ediyoruz. Merih SÖNMEZ Erenköy İSTANBUL Ozel hizmet tazminatından ebeler de yararlanmalı Blzler Anadolu'nun en ücra köylerlnde görev yapan ebeleriz. Görevimizi dağ başlarında zevkle sürdürüyoruz. Her meslekte o'an CumarteslPazar hafta tatillerl bızlere olmadığı icın bu günlerde görev yapıyoruz. Yaptırdığımız doğumların yüzde olarak coğunluğu gecelerl olmaktadır. Böylece mesal saatlerlnden de mahrumuz. Hamıle, bebe, cocuk ve lohusa takiplerinı bir güne zor sığdırıyoruz. Bizler yedi, sekiz, hatta tek başlanmıza yirml köye bakan ebelenz. Oturduğumuz köye kılometrelerce uzak olan ve grubumuza bağlı bulunan koylere gecenln kor karanlıklarında hayvan sırtlarında doğuma giaeriz, Can guvenliğimiz şöyle dursun, gecelerin acımasız soğukları yüzünden her doğumdan bir hastalık alarak döneriz. Bu kadar zor koşullarda çalışmamıza rağmen tüm sağlık personeline verilen ÖZEL HİZMET TAZMİNATI ebelere ve yardımcı hemşirelere verilmemektedir. Bu yüzden ilkokul cıkışlı bir hizmetliden de az maaş almaktayız. Elimlze geçen oniki ve onüc bln lira ile geçlnilemeyeceğl herkesin kabulleneceğı bir gerçektir . Görevimizln bu kadar ağır olmasına rağmen öze! Hizmet Tazminatının blzlere neden verllmediğinl anlıyamıyoruz. Mağdurlyetlmlzln daha fazla devam etmemesl lcln durumun Bakanlıkça tekrar gözden geçirlllp Özel Hizmet Tazminatı'nın en kısa zamanda bizlere de uygulanacağmı umutla bekliyoruz. Nazan SARAY Kayserl'den bir grup eba adına YURTOĞLU İLAÇLARI A.Ş. Sadık Side, lütfen kuBak veriniz !.. Sosyal Guvenlik Bakanı Sayın Sadık Şide: Lutfen bana kulak verlnlz: Eğer yanılmıyorsam, SSK'ya bağlı emeklllerin maaşlarının cok kı sa sürede bağlanacağını söylemjştiniz. Kısa süre konusunda bir tartışma acmok Istemiyorum ama, ben 1981 yılının Nisan ayında, yani 12 ay önce çalıştığım işyerlnden emeklillğimi rstedim. Sigorta Sıcil Numaram 8539873. Ernek lilik Isteğimle İlgili dosya An kara'ya 8 ay sonra 1.12.1981 tarıhinde 270839 numara lle gön derılmış. Şımdl emeklilik Iste tiığimden bu yana tam 12 ay gecti. Eğer kısa sürede emek li maaşı bu şekilde bağtanıyor sa bir diyeceğimiz olamaz. İsmail ER Camlıca Ferah Mahallesl özlem Sokak No, 2 Ü3KÜDAR SWr»Hm«M> I M i vth fatttvt" 'OLiıĞtHOSNSi KURUl tO NiBtn '983 Cum» gunv ı ı a ı >0 1p «• Sırırst Menoımtj» ttpnacakt» Topıtntif» Mrıltcs» '»»MlLlnf tun> on ttrtıomrınm topıantıdın t*t FıBita 6nc» nıu* <ffn«rr«rmı v«y# ounıgra mauit oıaukiartnt ç ııaran Otıçaıan ti'ntl» faıın» »aerat *aya gOnoeıarat kgraıiığtnas gi'ia taıgat' aımaıtrım nct tttanı Hamiun» vaıth Hta$a Sanafr Sahtptarınth atmatarmi Ogrenmaa hımıma va tmnanımn oımaaıgmaa* lopıanv aavatı sadace gazeı» Hmnıınyıa tapıimanıtan Sargılarımnlt, rUPTOÛLU ILAÇLARt A.4 IDARB MECLIS' OONDEM i 8a»K»nn» oiven jBcım ir benm Kumı tutenaflının BajKanll» Oıvanınce ırnzsısnmatt c<r fStK' varıımesı %• laare MeciıS' u» Muraiıc '«pnrunu^ okunmas *e tasvıbL > Btıenço Kft' *e Zartı* ftıı,aDiannın onunma»' VP tasvıbı *• Idarc Mecııaı vv Mu'eKiom ıDraaı «• (av<^ edıiscek vanı Idare MecMt/ •zaıarının taavibı ft tdar» M0cııa> Azaıartrr>r ^# uu^ahıp ucretiermm tav'nı 9 T T K 3ı t 33< v» 33a maddaıar. uyarmr.o ıoar» Mecıısın* mutaad* v* yam >*nımnı T Kısa devre askerlikten biz de yararlanalım Bizler 1981 haziranında iki yıllık Stockholm (ISVEÇ) Yüksek Öğretmen Okulu Anadili Bölümti'nü bitirdik. 1980"in ekim ayında 2,3 ve 4 yıllık yüksek okul mezunlarına 4 aylık askerlik yapma hakkı tanmmıştı. Bizler bu haktan yararlanamadık. İş alma olanaklarmm zorlaştığı, ekonomik krizin başgösterdiği son yıllarda, bizler binbir türlü zorluklarla bir yüksek okulu bitirmis durumdayız. Yetkililerin tizleri de düşünmelerini ve 4 aylık «kısa dönem askerlik yapma» hakkmdan yararlanmamızı gerektiren yasayı bizler için de uygulamalannı dileriz. Asır EKER Stockholm / İSVEÇ BİLİM KENT ötretmenler Yapı Kooperattli Toplu Konutta gerçek uygulama. Esat Cad. B9/53 ANKARâ Kanserden korkmayın demek çılgınhk, ama buna kayıtsız kalmak daha da büyük çılgmlıktır. TÜRK KANSER ARAŞTIRMA ve ŞAVAŞ VAKF1ANKARA (Arkası Sa. XI, Sü. 7'de)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle