21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 13 NİSAN 1982 Deniz SOM 1982TÜRKİYE'SİNDE HEKİMLER.. HASTALAR.. HASTANELER.. 9Hekimlık, dunyanm en eskı mesleklerinden, fakat aynı zamanda da en yavaş gelişen bilımlennden biri... Orhan Hançerlıoğlu, «Inanç Sözlügü»nde tıp için Söyle dıyor: «Metafizik inanç yüzünden en geri kalmış bilimdir. Günümüz fiziğinin vardığı çizgi ile günümüz hekimliğinin vardıgı çizgi karşılaştınlırsa, bpkimliğin geriliği ve bundan ötiirü de inançlann büyük gücü ve önemi kolayIıkla anlaşılabilir.» Adnaa Adıvar da «lUm ve Din» kitabında konuya ayrıntıh bîr biçimde değiniyor. Heıle ortaçağda, kilisenin baskısı altmda «inleyen» tıp bilimt zaman zaman «büyücülük>le bır tutulmuş, «bü yücü»lerin sonu ise hiç da iyi olmamıştı.,. Üikemizde nassl cfaktor oiunur? boyutlar açtı. tnsanlann nıh ve bedeninin bir bütün olduğu. bütün hastalıklann bu faktörlerin bozulmasından ileri geldiği anlaşıldı. Hekimlik, her zaman dogroaların, bağnaz düsüncenin, gerilîgin karşısmda olmuştur. Bu özelligi nedeniyle toplumlarin geçiş dönemlerinde ve geri kalmış toplumlardtı birçok hekimin öncü görevler üstlenmesi rastlantı degildir. Hekimlik yemini edecek öğrencilerin çoğu burun kanaınası tamponu yapmamıştır din ile uzîaşürmaya ugraştıklarım söyleyebillrlz. Ama, ne sıtmada kininin, ne de ameliyatta kloroformun kullanılmasma itiraz edildigi vaki değildir...» Bugunun tıp bilimi ise geç mışteki sorunlann hiçbiri ile karşilaşmıyor. Artık, Tıp Fakülteleri'nin «dinsizliğin kalesi» sayılması goruşü tanhe kanştı... yapılmalı, hekim mezun olduğu zaman Türkiye'nm sagbk sorunlarını bilen, has taya ve sorunlara genelde yaklaşabilen, her türlü uygulama alanında egitilmiş olarak gelmelidir..» HASTANELER AMBALE OLDU TIP EGİTİMİ Fakat. bugunün tıp eğıtiminde de bazı sorunlar var.. tîstelik, bu sorunlar önemli boyutîara ulaşmış gıbi... Sorunla'1 genellikle gelişmekte olan ülke'ere özgü.. Anksra Tabip Odası'nm bir ıncflemesinden konuya yaklaşahm: «Gelişmekte olan bir çok ülkede, Tıp Fakülteleri'nde uygulanan pâritim pro?rramla n, hekimliğin serbest bir meslek olarak uygulanması sıra^mda kullanılabilecek bilgi ve becpriîeri kazandırmaya yöneliktir. Egitimin ağnrhgı hastalıfrın tanınması ve iyüeştirilmesine verilir, nedenlpre ppk a? dpfeinilir. Ogrencilpr, asıl saglık bakımı gereksinimi olan halk tabakaları ile pek az yüzyüze gelebilirler. Hastalarla, çok iyi pprsonel ve malzemenin bulundugu hastanelerde karşılaşırlar. Böyle merkezlerde yetişen hekimle rin daha sonra egitim gördükleri mprkezlere benzer yerlerde calışmak istemeleri de doğaldır. Çünkü bu öğrenciler, böyle merkezlerde hekiralik yapmayi öğrenmişlerd'r Oysa, ülke düzeyinp yayılmış hizmet hastanelori VP diğer sağlık kurulusiannda. ceitim mprke^Ie rinrieki teknoloii düzeyini bulmak imkansızdır. Tıp pğitimi programlannm yalnı? klinîsyenlerce ya da çoğunlufeu klinisyen olan kuruluslarca yapılmakta olması ö.» diger önemlJ • bir sakınca olarak,belirtîlmekt«. dir. Çünkü, klinisyenler has talannı sağlıklarına kavuşturmek için o dpnü çok zaman harcarlar ki. onlann sa£lı£ı korumak, çevreyi olumlu duruma getirmek, top ium kosııllan ve genPl olarak in=an ekolojisini değerlendirmek için çok az 7aman ve cnerjilpri kalır.» Gehşmekte olan ülkelerin tıo eğıtımindeki sorunları ile Turkıye'nm sorunlarını MODFRN TTBBTN GİRTŞİ En büvük öncü de 1 Ö. 3'üncü yüzyılda yaşamış Hipokrat'tı... Bu ünlü hekimin öğretisi 16'ıncı yuzyıla dek geçerli oldu ve bugün de meslek ahlâki» vonunden gprprliliğini korumakta Ülkomize modern tıbbm girişi ise II. Mahmut'un re Sağlık Bakanı'na göre bu nun ıki önemli rolu var Binncisi. hekim bulundugu noktada randımanlı bır hızmet gorecek. her hastayı hastaneve gondermeyecek ve korj>ucu saghk hızmet leşmeleri, standart bir eğ<" tım yapmaları gerekır. Diyar bakır Tıp Fakultesinden m« zun olan hekim sadece o yorenın sorunlanm bılen hekim olmamalı, Turkiye'nın herhangi bır yerinde ça hsabılmelıdır. Sağlık hizmetleri. dınamık. yogun bir bılgi akışı olan hızmettir. Hekımlerimızm bu bılgi akı sının dışında kalmaları da mumkun değildir. Bu bilgiler. hastalarma ve sağlık so runlarınm çozumum yaravacaktır. Yapmak ıstediğimız, hekimlerımıze ihtiyaç HEKİMLERİN TANRISI a dört beş yözyıl ftnce, «Üç hekimin bulunduğu yerde tanrıyı inkâr eden iki klşi vardîr» denüiyordu.. Oysa hekimlerin de bir Sağlık Bakanı hastanelerin bugün ambale ol> duğuııu, polikliniklerin gereksiz vakalarla dol duğunu ve bu yüzden çalışamaz durıana geldiğini belirtiyor. 14. YÜZYILDA HEKİMLİK 14'ncü yüzyılda Anadolu'daki hekimlik anlayışım Konyalı Hekim Hacı Paşa şöyîe açıklıyordu: «Hekim dindar olmalı. İlahi bilgüere sahip olmalı. Sözü doğra, gönlü cömert, ahlakı güzel. kalbi mcrhametll olmalı. Halka iyilik yaprnalı. Carive ve çenç erkekierin mahremiyetine girmemcli. Ruhu sakin olmalı. Ne verilirse kanaat etmeli. Gördüğü ayıpları sırlan gibi saklamalı. îçki iştigalini be!H etmemeii. Sıkınlı ve ızdırap zamanında hastadan fazla bir ticret istememell. Kat'i ve muhakkak olarak falan yaşar veya ölür flememeli. Hastalığm rievamı iç!n bir zaman tayin etmemeH. Halktan halinl soran nerkese iyi şeyler söyletneli. Mahnın azlığı ve ailesinin kalatıahklığı sebebi lle para alması gereldyorsa en güzel kelime ve en hoş sözlerle btmn taviz yolnyla istemeHdir.» bırbırıncien ayırmak zor gibi. UZMANLIK İSTEĞİ Turkiye'de tıp eğitımının ulke koşullarına gore, gereksmmelerı karşılayabılecek durumda olup olmadıgı na ılışkın tartışmaiann başlaması ise yakın zaman once ortaya çıktı. 1970'li yıllar da Tıp Fakultelerınde Toplum Hekimlıgi. Halk Sağlığı ve Koruyucu Hekimlik bolumieri kurularak genel pra tısyenlik bılgi ve beceri düzeyleri yuksek hekimlerin ye tıştirilmesı amaçlandı.. 1977 y;iında Ankara Ünıversitesi Tıp Fakültesi son smıf oğrencılerî arasmda ya oılan bir anket sonunda oğ yorlardı. 1975 76 dönemınde Enıs Balkan ve arkadaşlannın Is tanbul Üniversitesi Tıp Fakultesi son smıf öğrencileri ne yönelık araştırmasında da öğrencilerin yuzde 6i'i iyi bır pratisyen hekim olarak yetiştirılmediklerı gerekçesı ile uzmanlık eğılımı gösteriyordu . Özdemir Coşkun ve Yakut Irmak Sencer'in İstanbul Tıp Fakultesi'nde yaptıklan bır araştırmanın sonucu ı•e gerçekten dikkat çekici; dır... «tann»sı vardı... Günümüz hekimleri bugun bile hekim tanrı Asklepios'un sembolu olan «Yılan»ı rozetlerinde ta çıyorlar... Tıp, Rönesans hareketi İle 16'mcı yüzyılda önce «emekleme»ye başladı. Artık ıki uç yılda bir de olsa, anatomi dersleri için ölülerin teşrihine izin veriliyordu... Tıp bıliminin ayağa kalkıp «yürümesi» ise ancak 20'inci yuzyılda gerçekleşti.. Türk Tabipler Birliği Mer kez Konseyi Başkanı Dr. Erdal Atabek şöyle demişti: Son yü7yıl en önemli dönemdir. SavaşJardan ve dogal afetlerden daha çok, salgın hastalıklardan insan lann 61düğü biliniyordu. Aşılar ve anrlbiyofikler tıpta çok büyük adımlar oldu. Bilimsel ve teknik ilerleme tıb bın gelişmesine olağanüstü formları ile oldu 1827 yılında Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, ilk modern «Tıbbiye»nın açılmasına önculuk ettı. Avrupa'dpn gelen «hocalarla insan vucudunun ve crganlannın işleyışi hakkuıda eğıtim. hastalıklar konusunda oğretime başlan dı... Cumhuriyet donemı ile birlikte Tıp Fakultelen'ndeki «namaz» saatJeri de kaldınlarak din ile tıp bırbirinden tumüyle ayrıldı... Burada. Adnan Adıvar'ın bir not»unu aktaralım: •Memleketimizde 19'uncu yüzyılm ortasından itibaren yerleşen Batı tıbbınm dinle ne dereceye kadar çeliştigini tıp tarîhi uzmanlannm araştırmalan sayesinde elbet görecegiz. Ancak şöyle genel bir bakışla bu yeni ilmin pek hoş Rörülmediglni ve en hoş görenlerin bile BURUN KANAMASI Hekımlik yemini etmelen'ne çok az bir süre kalmış öğrencilerin yüzde so'ı bu tadırlar. Böylece, ülkenin büyük grreksinimi olan kırsal bölgclere ve ülkenin geÜFmemîş olan yörelerine he kim bulmada büyük güçlük ler ortaya çıkmaktadır. Kendilerine yuıt düzeyindp görev ahna konusunda güveıı duyamayan genç hekimler bu güvensizüği orta dan kaldırmak için uzmanlaşma yolunu seçmektedirler. Böylece piramit tersine dnnmektc. ülkenin tüm hekimlerinin yüzde 75'î uzman. yüzdp 25'i pratisyen gi bi, özlenmpyen VP ülkenin «ağlık hizmeti prpreksinmplerine u>mavan hir durum ortaya çıkmaktadır • lerıne hskım olacak . Halkın içinde, hızmetm çekirdek elemanı cacak.. îkıncisi, geri kademedeki sağlık tesislerine gereksiz yuklenmeler on lenmiş olacak Prof Dr Kılıcturgay «Hastanelerimiz bugün ambale olmuştur» der ken. polikliniklerin gereksiz vak'alarla dolduisunu ve çalısamaz duruma geldiğınî soyledi. O halde ne yapmalı? Tın fakultelennın ülkemizın yapısını dikkate alarak asgari müşterekte bir ları olan mal?emeyle biı destek saglamaktır. Lojistik desteği olmayan hizmet ba şarılı olamaz Sağlık Bakanı. sağlık hiZ' metınm başanya ulaşmasır da halkm pgıtımının de önemli bı v rol oynadığını b« lırttı ve bunun uzun vadel: bir çalışmayı gerektirdığin: sovledı «Başlahlan eğitia «pferberli^i aynı hızla sür dürülmelidir..» dedi YARIN: Hekimlerin dağıhmı... MİTOLOJİDE HEKİMLERİN TANRISI: ASKLEPİOS Mitolojıde, hekimlerin tanrısı Asklepıos'tu . Guneş tanns.ı Apollon, Thessalıa krBlının kaı Koronıs'e aşık oldu. Ika genç sevıştıler ve Koronıs gebe toldı Ne var ki kral kızı, olumlu kadm Koronıs, lann Apollon'un dolünu taşırken bir yabancıyı yatagma aıclı.. Beyaz tuylu bır Karga habarı Apollon'a ıleftı. GUneş tamısı o dcniı kızdı ki karganm tuyleri sımsıyan oldu.. Apollon'un kızgınlığı geçmedı ve Koroms'ı odunların uzennde yakarak öldürttü. Ancak, kadm can verırken Apollon'un aklma karnmdaki «doliıi geldı ve Apollon çocugunu alıu çıkarttı . Bu ÇOCUK Asklepıos'u, yan at yarı msan bır yaratık olan Kherıon buyuttu.. Doğanın strlarına ermiş bir yaratık olan Kherıon'un yanında, açıtt havada, gunsşm altmda, şıfalı suların ve otların içinde yetişen Asklepios gün geldı hekımlılt sanatını kurdu.. Hekimlik tanrısı olan Asklepios sanatını kızı Hyg1eıa <Hi)yen) ve oğullanna da oğrettı .. Hygieıa he.Kimlık tanrıçası oldu . Bir gun Tanrıça Athena, ölen Gorgo canavarının kanım Asklepıos'a vsrdi. Caııavann sağ tarafmdakı damarda zehırlı, sol tarafındakı damarda da şıfalı kan dolaşıyordu . Asklepios, şıfalı kanı kullanarab olüien dıriıtmeye başladı . ranrıların tannsı Zeus, dogal düzenl bozan hekim tannnın gücunden kuşkulanmaya başladı.. Yeraltı tannsı Hades de Zeus'a şıkayette oulunmuştu . ZÖUS, bır yılaırım saldı Asklepios'un üzerine ve aekim tannyı yaktı, yok etti . Eir bsşka efsaneye gdre ise, Asklepios, ölmek Uzere olan zengin bır adamı psja karşüığı iyi etmeye raxı olduğu ıçm yine Zeus tarafından oldürülmuş... Sokrat, bu göruse katılmıyor ve «Asklepios Wr tanrı ofhıysa paraya düşkün olamaz. Paraya dtişkünse Tanrı ogln olamaz.» diyor. Askl«pıos blürken, son anında yazdıgı reçete, orada)d bır otun üzerine düşmüş. Yağan yagmurlarla yazmın özü ota kanşmjş ve her derda deva bir bitki meydana gelmiş: Sarmısak. ZORUNLU HİZMET Yeni duzenleme ıle yeni mezun hekımlere zorunJu hızmet koşulunun getırılme sı ozellıkle Dogu'daki hekim açıgmı zamanla bir olçude kapatacak. Fakat, bilgi vo becerısmden kuşku duortomda nasıl hizmet. vepecek? Sorun yeni boyutîara ulaşacak gibi. Apse açmadan. kızamık tanısı koymadan mezvn olmuş hekimleri goren halk belkı de «Hekim istemîyoruz..» diyecek.. Bu konuda Sağlık ve Sos val Yardım Bakanı Prof. Dr Kayn Kılıçturgay'ın sroruşlerını almakta yarar var An'<ara'dq, Bai;anlıktaki çalışma odasmda Prof. Dr. Kılıçturgay. sorunu hekim ve halk eğitimi ile bırliktt» değerlondırdi«Çok degerli bilgilerle. son derpce mükemmel bir eğitim sonunda tıp fakültelerindPn mezun olan genç doktor atkadaşlanmız, Türkiye koşullannda çalışmaya kpndilcrini hazır hi^setmelfdir. Bu gflven kendilerine verUmelidir. Egitim programında ayıklanacak, eklenecek kısımlar varsa bunlar Tip Faküitesi öğrencileri arasında yapılan bir anket sonunda öğrencilerin yiizde 47'sinin gördükleri eğitimle halka hizmet edebîlecek bîîgi ve beceriy^ .jkazanşmad^larina inandjklan belli oldu. : ? ' ' ' ' ' rencüenn yuzds 89'unun me zun olduktan hemen sonra uzmanlık eğitimıne başlamak ıstedıkleri anlaşıldı N. Akar. M Yuksel ve S. Kavnak'ın bu ankeünde öğrencilerin yt]7de 47'si gordukleri eğitimle halka hizmet edebilecek bilgi va beceriyi kazanamadıkîarını açîkîamış lardı.. Ankara Tabip Odası'nm 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri arasmda yaptığı an ket sonunda ortaya yine uzmanlık eğilimi ağır basan rakamlar çıktı. Öğrencilerin yüzdo 38'i pratisyen hekim olabilecek bilgi ve beceriyi kendılerinde görmü POUTİKA W Mehmed KEMAL Turan Günes Köse, tzmitte başanlı bir Belediye Başkanı idi. Halk için yepyeni ve üretici bir Belediye nasıl olur, bunu örnekleri ile gözler önüne sermiştl. Bir gazeteci olarak, ister istemez. Erol Köse'nin yamnda yer aldık. Erol Köse'nin yanında olmak Turan Güneş'in karşısında olmak demekti. îik yazıma çok içerledlğini. daha sabahın köründe Ankara'dan telefonla arayışından anladım. Ateş püskürüyordu. «Bnrası benlm seçim bölgemdir» dlyordu. «Seçim bölgemde benden başka horoz istemem. Elimden ne gellrse onu yapacağım. Ugraşmanız boşa gidecektir.» Dediğlnl yaptı. Erol Köse'yl Belediye Başkanhğı adaylığmdan temizledi. Ama bu başan, partiye Körfez bölgesinde bütün belediye seçimlerinl yitirmeye maîoldu. Turan Güneş. seçim bölgesinde horozluğunu ispatlamıştı ama, Körfez belediyeleri de parti için yolunmuş tavuğa dönmüştü. Bütün atışma, sataşma, dalaşma gibi politik tartışmalar sonucunda küslük nedir bilmezdi. Hatta diyebilirim ki, en sert tartışmalar bittikten sonra «Turan Güneş bir daha benimle konuşmaz» sanısmda olanlar, ertesi gün bir bakarlar ki ilk selamı gene o vermiştir. 74 seçtalertaden sonra partislnln bir koalisyonla hükümete gelmesinde, Dıgtşlerl Bakanı olarak Turan Güneş'i gördük. Oturaklı ve clddi Dışişleri geleneğine ahşmış olanlar, her cümlesinde bir espri ışığı parlayan hocanın bu görevi nasıl yapacağını gözlemeye başladılar. Biraz korku, biraz kuşku, biraz merak... Hoca gelmiş geçmiş DıSişleri Bakanlarından daha oturaklı çıktı, sandalyasmm adamı olduğunu gdsterdi. Turan Güneş, kendisine özgü kişlliği ile her zaman amlacaktır. Acı oîanı, çok genç, ilerde daha verimll hizmetler edebilecek bir çağda aramızdan ayrılmasıdır. run kanaması tamponu yapmamıştir. Yuzde 84"ü hiç aşı uygulamamıştır. Yuzde 76' M hiç apse açmamıştır Yu7de 33u hıç normal doğum vaptırmamıstır. Yuzde 33'ü hıç damar ıçi enieksiyon yapmamıçtır. Kızamık tanısı koymadan mezun olanlar bile vardır.. Böyle bir eğitimin sonunda ortaya çıkan sorunlan Ankara Tabip Odası Başkanı Dr Nevzat Erenden dinleyelım: «Bilgi ve beceri düzeyf ye terli genel pratisyen yetişmeyen yeni mezun genç he kimler, kendilerine duydukları guvensizlik nedeni ile yurt içi görevlerden kaçmak ok sevildlğl, ölümfl karşısında gösterilen ilgiden belli oluyor. Doğulu ülkelerde uzun yıllar politlka yapmak, hem de dostu ve düşmaolan tarafmdan sevilmek kolay değildir. Turan Güneş bu mutlu kişilerden biriydl. Turan Güneş'i politikaya atıldığı gflnden berl tanınm, kürsüye ilk çıktığı, ilk konuşmasmı yaptığı gtinü hatırljyorum. Doçentti, daha profesör olmamıştı. A^ıcık acemi duruyor, biraz genizden, peltek konuşuyordu. DP'nin içinden cıktığı halde, DP'yl eleştlrebilecek cesareti gösteriyordu. Dayanıkh bir siyasetçi olacağını bu ilk konuşmasında kanıtlamıştı. Menderesli Bayarlı partl içinde fazla kalamadı. Ispat hakkı atılımmda bir avuc muhalîfin arasma katıldı. îspat hakkı istemenin bedeli partiden kopmaktı. Koptu... Yeni bir partiye (Hürriyet Partisi'ne) geçmekti, geçtt. 1957 secimlerine, muhalefetln güçbirliği ile gidilenekti. Uzun saatler bitmez, tükenmez görüşmelerde direncini ve inancmm gösterdl. Gücbirliği sağlanamadı ama. muhalefetin gücü ortaya kondu. tlk kez tflm muhalefet oyları, iktidarı oluşturan partinin oylarını geçmişti. Bunu kanıtlamak az gey değildi. Baskıtı ve zorlu iktidar yenilmez. yitmez gibi görünüyordu. Bu raitos yıkıldı. Turan Güneş'i ondan sonra CHP saflarında gördük. îsmet Paşa ile kiçisel bir yakınlık kurmuştu. Yeni partisinin yönetim kadrolan İçinde yer aldı. Politikada lzlediğl zlgzaglar sonunda dtizgtin bir çizgiye oturmuştu. Turan Güneş zekidir, çalışkandır, bunu kîmse yadsıyamaz, zekâ, konuşurken, her cümlede bir esprl patlatmakr»a, bunu fazlasıyla yapan adamdı. Bu üsluba çevresinl öyleslne ahçtırmıştı ki. eger espri yapmazsa. «Acaba Hoca rahatsız mı?» diye gaşanlar olurdu. Ben Turan Güneş'in politikada 1natçı kiş'liğini. secim bölgesinde Erol Köse ile kapıştığı zaman tanıdım. Erol C MnsantSZ I.Ü. IŞLETME FAKÜLTESİ MUHASEBE ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNDEN «İŞLETME VERGİCİLİĞI VE UYGULAMAU VERGİ MUHASEBESİ KURSU» (3 MAYIS31 MAYIS 1982) Vergi yasalanndaki yeni değişikllkler ışığında işletmelerln vergi ve muhasebe ilişkilerini uygulamalı olarak ele alacak olan uzmanlık kursu toplam 60 saat olup, 20 is gününü kapsamaktadır. Kurs, işletme vergiciliği ve muhasebesl alanında çalışmak isteyen, vergi yasalanndaki yeni değişmeler çerçevesinde kendi işletmesiyle ilgili muhasebe işlemlerini anlamak ve izlemek gereksinimini duyanlara bu konulardaki gereklı bilgileri sağlamak ve sorunlarına çözüm getirmek amacını gütmektedir. Kurs programında uygulamalı olarak ele ahnacak konulardan bazıları; Vergi Muhasebesi; îşletmelerin Kuruluşunda Vergi ve Muhasebe İlişkileri; îktisadi Kıymetlerin Değerlenmesi ve Vergi Sorunlan. Amortismanlar ve Karşılıklar; Ücretlerde Vergi Kesintileri: Gelir, Kurumlar Vergileri ve Muhasebe tlişki'erl; Kâr Dağıtımı ve Uygulaması, Vergi Kesintileri, Yedek Akçeler; Gelir ve Kurumlar Vergilerinin Yatırım, Finansman, Kâr Dağıtım Kararlannı ve Vergi Matrahınm Saptanmasını etkileyen htikümlerl: Yatınm Indirimi, tştirak Kazançlan îstisnası, îhracat îsttsnası ve Fmansman Fonu; Vergi Beyannameleri ve Vergi Bilançosu: Vergi Güvenlik önlemîerine tlişkin Kunımlar, Vergi Teşvik Tedbirleri ve Muhasebeleştirme; Tasfiye, Devjr, Birlesme ve Tür Değiştirme; Gelir ve Kurumlar Vergisi Dışındaki Vergller, Vergi Cezaları ve Muhasebe Defterlerinin Hukuksal Değeri'dlr. Kurs, îstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde ig günleıinde saat 16.30 19.30 arasmda gerçekleştirilecektir. Kursla ilgili her türlü bilgi için: İstanbul Üniversitesi tşletme Fakülteei Muhasebe Enstitüsü, Üniversite istanbul adresine veya 20 85 00 telefonundan 66; 22 42 00 telefonundan 2187'ye başvurulabilir. (Basın: 11429) 2585 SÜMERBANK AUM VE SATIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN BAHÇEKAPI İSTANBUL Sümerbank Isparta Halıcılık Muessesesimn ihtiyacı 22500 Kg. toz deterjan kapalı zarf usulü teklif temini suretiyle satm ahnacaktır. 1 Teklif verme son gunu 26 41982 saat 17.30'a kadardır. 2 Teklif zarflannm üzerine 3517/82 dosya no'su ile teklif verme son günu belirtilmek suretiyle en geç saat ]7 30'a kadar Muessesemız ve Sümerbank İstanbul Şubesi hollerindeki TEKLİF ALIM KUTUSU'na atılmış olması, posta ile gonderildiği takdirde teklifler ikinci bir zarf içinde ayni tarih saatte Müessesemizde bulunacak şekilde gönderilraesi gerekir. Postadaki vaki gecikmeler nazan itlbare almmayacalttır. 3 Satm ahnacak maddelerle ilgili bilgi Müessesemiz ALIM/III Servisinden temin edilebiiir 4 Müessesemiz 2490 sayılı Arttırma ve Eksiltme Kanununa tabi olmayıp, teklifler arasmda şartlanmızla ihf.iyanmıza en uygun olanlar tercih edilecektir 5 Hah yıkama isleminde kullanılacağından yunun karakterıni bozmayacak ve halıların boyalarına bir zarar vermeyecek evsafta olacaktır. SÜMERBANK 'ALIM VE SATIM MÜESSESESt GENEL KURUL TOPLANTISI Satılık Telefon Bahcelıevler'de satılık TELEFON Adresl: 5. Sokak 58/1 Bahcellevlor . ANKARA Dz. Harp Okulu Mezunlar Derneği Genel Kurul Toplantısı 23. Nisan 1982 gü nü saat 14.00'de Dolmabahçe Caddesi, No 4. A'da aşağıdaki gündem gereğınce yapılacaktır. 1. Açıüş ve voklama. 2 Başkanlık Dlva nı seçımı, 3. Tüzük Md. 2. <dernek merkezi adresininı değiştirilmesi. 4. Yönetun ve denetım kurullan raporları takdımi ve kurulların ibraı, 5. 1982 ve 1983 bütçelerinin takdim ve tasdiki, 6. Yeni yönetim. denetim ve onur kurullsrmm ?eçilmesl, 7. öneri ve dilekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle