25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 NİSAN 1982 KÜLTÖR YAŞAM Cumhuriyet 5 Yunanistan, Bodrum Sualtı az Okulu na katılmıyor ATINA. (Cumhuriyet) Yunanısfan Kultur Bakanhfiî Genfl Sekreten Mıhalis Dons, fmmu? ayında Bodrum da d«ni7altı arkeoloıısını ulusla'arHsı duzeyde ince l°mek ı.7ere açılacak olan Sualtı ' az Okulu'na Yunanıstan'ın katılmavacağını açıkladı. Dons, bu konuda yaptığı açıklamacîa şunları soyledr Bİ7im Pilos'ta kuracaö;ımız mprltpzin ayıiısı. Akdeniz'in en büyük Sualtı Arkeoloji Merkezi Bodrum'da olup, Amerikalılar tarafından dü7enlenmiştir. Bu mer kezin yöneticisi Amerikalı George Bass olup, kendisi Yunan ve Kıbns düşmanlıklannı içeren açıklamalan 1le ünlUdflr. Yakın zamanda Uenizaltı araştırmalan üe i!?Ui bir seminer düzenienecek, an Gerekçe: Bodrum'da görevli bulunan ABD'li Bass'ın «Yunan düşmam» olarak tanınması cak Yunanistan Ege'deki son gerglnlik nedeniyle buna 1tatılmayacak. Yunanistajı'a bir dayanışma gösterisi olması amacıyla Fransa da bu seminerde temsil edilmeyecektir.» Avrupa Konseyi tarafından düzenlenecek Uluslarsrası Sualtı Yaz Okulu için Türkiye ve Yunanistan talip olmuş, ancak Konsey'deki Türk delegesi Süha Umar, Bodrum Denizaltı Arkeoloji Müdürü Oğuz Alpözen'nin çabalan sonucunda bu okulun düzenlenme yeri Bodrum olarak Konsey tarafından ka bul edilmişti. Yunan Kultur Bakanl'ğı GenPİ Sekreten'nin açıklamasında bu gerçegın yan'sıra bir başka olay daha farklı bıçımde anlaşıldı Bılindigı üzere Bodrum Muzesı, Haluk Elbe taraftndan kurulmuş ve Türkiye'nm ilk Denizaltı Arkeologu Oğuz Alpozen tarafından De nizaltı Arkeo'oü K/luzesi ve Araştırması Merkezi hahne dönüîjtürulmüştu Amenkan Denizaltı Arkeolojisi Başkanı Prof, George Bass tarafından 1960'lann basmdan bu yana denizaltı çalıg malan yapıldı, ancak Bass, Merkez'in hiçbir biçimde yö neticiliğini yapmadı. Avrupa Konseyi'nce düzen lenen Sualtı Yaz Okulu»'nun sorumlu yoneticiliğini Alpozen, Müdurlüğünü ise Bass yapacak. İFSAK Yarışması'nda Mart blrlncisi seçllen fotoğrafc / KALKAN, YÜRÜYEN KOLTUK IDGSA Öğretım Gorevllsi 8abur Kerim İncedavı'nm «Robot Mobllyassı yotıyor, kalkıyor, yürüyor. Bu «becerikiu rnobilya ABD'de sergilenecek. Bu mobilya "robot,, mobilya Bir Türk sanatçısının dizaynı 450 yapıt icinde finale kaldı Sanat Servîsl îstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Endüstri Tasarımı Bö lümti öğretım Gorevllsi Babür Kerim Incedayı'mn «robottnobilya» dizaynı 4. Aran go Uluslararası Dizayn Yarışması'nda 450 proje arasından ilk elli arasına seçıldi. Seçici Kurul'unu ABD, Italya ve îsveç'ten Stewart Johnson, Lammhult. Borge Lîndau, Vigo Magistrettl gibi ünlü dizayncıların oluş turduğu yarışmada son ele meye kalan ürünler 15 tem muz 4 ağustos ara^ı FIorlda Metropolitan Müzesı'n de sergilenecek. Babür Kerim Incedayı, bir insanın günlük hayatta yapabileceği tüm hareketlere yanıt verebilecek, uzak tan elektronik ve ayrıca mekanik kumandalı «robot mobilya»smı üç aylık yoğun bir çahşma sonucu ger çeklestırmış. «Robot» oturma, istirahat ve yatma ele manı olarak gorev yapıyor. Malzemesi plastik ve sünger. Babür Kerim Incedayı bu tür dizaynlarm Türkiye'de geniş anlamda yaygınlık kazanamamasının nedenini açıklarken şu görüşlere yer verdi: «Bum'inkü endüstride bu dizaynı Türkiye'de fabrikasyon olarak yapmaya olanak yok. Hem raalzeme hem de teknik olarak yetersiziz. Bir başka, belkl dc en önem li sorun tilkemizde endiistrtnin dışardan getirflen tno dellerin ve modası geçmis kalıpların kopya edilmesl Endüstri tasantnı oluşmuş de£îl. Sanay! kesimi Için gb'zardı cdilmemesl gerekli bir sorun bu.» Arango'daki yanşma, încpdayı'nm başarı zincirintn iklnci halkasını oluşturuyor. Daha önce de ttal ya'da yapılan (1971) TTluslararası Milano Konkuru'nda lkincilik kazandı. Dünyanm çeşitll fuarlarına ve konkurlarınada katılmış olan sanatçıya Arango Jürisl tarafından gönderilen yazıda. oturan. kalkan, istirahat eden, yürüyen «croboteun geniş ilgi gör dügü de bildlrildi. Sanat Servisi htanbul Fotograf ve Sınema Amatorleri Dernegı'nce (ÎFSAK) duzenlenen ve her ayın son pazartesi gunu açıklanan •Ayın Fotoğrafı yarışmasının mart ayı bölümunü Mus tafa Vural kazanclı. Derneh merkezinde bulunan uyelerce yapılan degerlendirmede sıralama şöyle duzenlendi: 1. İlyas Goçmen. 2 Yener Oruç. 3. Mustafa Vural. Sergdemeye giren dört fotoğraf da şunlar: S. Bülent Vural. Yener Oruç, Yusuf İNANDIRICI Mehmet Keskinoğlu ezlkllk için da yaşayan sıradan insan tlplnde inandırıcı. Ayın Fotoğrafı: Mustafa Vural Bulut Öztürh, İlyas Göçmen. Ça,lışması Ayın Potoğrafı seçüen Mustafa Vural 1975'' ten bu yana fotoğrafla uğro^ıyor. Gunümüzün fotoğrafçıkgı üe ilgilı duşüncelerını şoyle özethyor: «Turlc fotoğrafınm içinde bulundugu tüm zorlukları aşarak uluslararası düzeyde hakettıği yere geleceğine inancıra buyuktür, bu inancımda haksız olmadıgımı, uluslararası yanşmalarda amator arkadaşlanmızın peşpeçe kazandıgı sevmdincı başanlar kanıtlamaktadır.» Bir Delinin Hatıra Defteri Yazan: Niholay Vasiüevich Gogol / Yöneteru Mugfih Kenter Dekor: Mete Yılmaz / Müzik: Baha Boduroğlu / Oynayan Mehmet Keskinoğlu Küçüh Sahne. Pazartesi 18.30 ve 21.00. KISA Sanat Dünyasından Dikmen Güriin UÇARER «Bir Dellnln Hatıra Deflerl» Rus edebıyatında gerçekcüik akımını belırli yonlerde etkıleyen Gogol'un St. Petersburg ve Moskova'da yenl ün kazan maya başladığı, Pushkin, Zhu kovsky, Belınsky gibl yazarlarca sürekll desteklendlğl bir donemde yayınladığı (1835) «Arabesk» adlı kıtabındokl orıemli hıkâyelerden bıridir. 1836'da yazdığı «Müfettişıın buyük başarı kazanmasından sonra Gogol 12 yıl süreyle Ro ma'da yaşamış, Rusya'ya gl dip gelmiş ve «ölü Canlar», «Taros Bulbas, «Palto» gıbl baş yapıtlannı bu dönemde ver mıştır. St. Petsrsburg'da faklr bir kucük memurun ger cek yaşamla hayal dünyası arasındaki sınırı kaldırorak bılincaitında bastırılmış sev gıleri. arzulan, ıhtırasları, kıs kanclıklan, kompleksleriyle de liliğe adım adım yaklaşışını an latan bir eser «Bir Dellnln Hctı ra Defteri..ı Bıılndığl gibl, yapıtlannrin Rusya'dakl sosyalekonomık ocmazlan vurgulamak yenne donemın umutsuzluğunu cız dığı karamsar, bezgin. bunalımlı tıplerde yansıtmıştır Go gol. Butun güzel çeylerın, hat ta guzel duçlerın bıle soylu kl çı'ere na'îip olduğu bır ortam da İnsan onurunun kırılışının satırık orneklerinden bındır yczarın bu hıkâyesindekı kucuk memur. Gogol en küçuk detaylar üzerınds duran, kahramanlarını adeta jestleri, mımlkleriyle kelimelerde, cumlelerde ya şatan zengln anlatım bıcımiy le de güclüdur, etkileyicıdır. «Bir Delinin Hatıra Defterlsnde de bu etkinlık kolayca gö ze carpmaktadır Yonetmen Mu^flk Kenter ve Mehmet Keskinoğlu bırlıkte, temiz bır çalışma ortaya ko Gazanfpr Özean 51 yaşında, 30 yılı tiyatroda geçtl. "Uykuda bile tiyatro yiyor, içîyor, teneffüs edsyoruz,, Feryal ÇEVİKÖZ Karagözcüler, Ortaoyunculan, îlltizyonlstler, Meddahlar, Kuklacılar ve Komedyenler Dernegl'mn geleneksel Ismaıl Dümbüllü ÖdülÜ'nu bu yıl Gazanfer Özcan kazondı. 30 oydan 25'lni alan Gazanîer özcan tiyatro lzlsyictferının yakından tanıdığı bır usta. Elll bir yaşında olan Özcan 30 yıldır Türk tıyatrosuna emek veriyor. Gazanler Ozoanla ödül dolayısıyla bir söyleşı yaptılc: «Tiyatronun sizin yaşamuiızın biitünü olduğu fcuşkasuz. Nasü geçiyor 24 saatiniz?» Evet. Yememiz, içmemız. solunumumuz, herşeyimiz oldu tiyatro. Üstelik kankoca aynı işlerin içinde gomülmüs ıki insan içm bunun aksıni düşünmek mümkun ds d«gil. Uyku dışmda zaman zaman uykuda tale tiyatro yiyor, içiyor, teneffüs edıyoruz. Füm seslendlrmelerine gıdiyoruz. O da tiyatronun bir parçası tabıl. Bır futbolcunun bir atletin, spor hayatında antrenman, kondisyonunu koruması açısından neyse film seslendirmeleri de radyo oyunu oynamak da, yanl nıîicroîonJa olan her ilişki bır tiyatro oyuncusu içın aynı şey. Bundan iyi dıl çalışması, bundan iyi dil ahştırması olamaz derim. Sonuçja tiyatro bızım hayatanız derlcen yanlış birşey soylememlş oluyoruz. «Tiyatro oyunu açısınrian sıkıntılannız var mı? Oyun bulmakts güçlük çekiyor musunuz? En çok nelere dlbkat ediyorsunuz oyun seçerkenV» ~ özel Tiyatronun nasıl yonetıldiginı ancak örel tiyatro yönetenler bılir. Her sanatçının mutlaka oynamak istediği roller, seçeceği bir tür vardır. Özel tiyatroda yoneticilik yapan bır oyuncunun ise bu imkânı her zaman kısıtlıdır. vSıkıntılarımızdan biri do oyun buıma zorluğu, tabii. Özellıkle bızim türümüzde oyun yazan yok denecek kadar az. O batomdan çareyi eskl aylan kırpıp, yıldız yapmakta bulduk. «Sıkıntılarınız neler... Sorunlannız en çok nerede yoğunlaşıyor, bu sizlere nasıl yansıyor?» En önde gelen sorun parasal sıkışıklık. Bu bakımdan oyun seçerken de, rol secerken de, öncelikle ekonomik sorunu halledebilmek için gelir sağlayacaK, tiyatronun hayatıra sürdürecek oyun seçiyoruz. Bu soruna ek, kadro darlığı var. yarak dunya edeblyatının bu ölümsüz yazarını yukarıda cok kısa olarak bellrlenmeğa ça lışılan özelllklermden saptırmaksızın yorumlamışlar. Her ikisl icin de önemli bir başa rı bu. Mehmet Keskinoğlu ya zarm karıkatürleştirdiği kenar da koşede kalmış ve bunun ezlkliğı İcinde yaşayan eıradan bir insan tlpinde ölcülü, inandırıcı. Seyircinin llgis'nl cyunun başından sonuna ka oar ayakta tutablliyor. Dekor ve müzlk de sezonun kalttefi • Yedeksubaylık gorevınl tamamlayan Rahml Saltuk yenı ca> lışmalarına başladı. Uzun suredır müzıkten ayrı kalan sanatcı cıkaracağı «Sevda Turkülerı» adlı uzuncaları ve müzıkseveryapıtlarından blrl olan «Bir De lerin karşısına İlk kez cıkacağı konserın hazırlıklarını yoğun llnin Hatıra Defterbnl tamam bıcimde surdüruyor. layan unsurlar. • 1323 Nisan tarlhlert arasında Sicilya'da yapılacak olan 11. DÜZELTME: Akdenlz Ülkelerl Konferansı'na Öykücü Adnan Özyalçıner de 6 nisan 1982 tarlhinde çıkan cağrıldı' Daha önce Sennur Sezer'ln de çağrıl ıbulunduğu kon«Sezon Blterken Geceye Se feransa karıkoca Ikl yazarımız birlikte katılacak. lam» y a z ı s ı n d a bir at • Ülkemizde «Tannların Arabalorı» romanıyla tanınan Erlch lama olmuştur. Cümlenln aslı von Daeniken kızı ile birlikte 17 Nısan'da Türkiye'ye gelıyor. Yaşoyledlr: «Haldun Dormen... pıtları 28 ülkede yayınlanıp 35 dite cevrilmiş olan yazar Nemrut bundan daha lylslnl yapabl Dağı ve Kapadokya'yı gezecek. llr, yapaMlmell, üstelik do • istanbul Beledlyesl'ne alt Rosim Paşa Yalısı'nm isfam Tarihl bunca olanak ve yıllarını ver Sanat ve Kültürü Araştırma Merkezi olarak kullanılmasınm piandiğl müzikalin vatanı Amerlka londığı bildlrildi. Yalı TAÇ Vakfı tarafından restore edilecek. tecrübeleriyio.» • Devlet Tiyatroları Uluslararası 10. İstanbul Festivali'ne WilAynca, ylne aynı yazıda mu lıam Shakespeare'in «Kral Lear» adlı yapıtıyla katılacak. Oyun zıkaller furyasını başlatan İlk festlval süreslnce Rumelihisarı'nda sergilenecek. gösteri olarak «Ysdl Kocalı • Akbank Tanıtma Müdürlüğü'nden yapılan acıklamada sanat, Hürmüz» yerine yanlışlıkla süsleme sanatı, kültür 100. Yıl Dlzisl, cocuk yayınları, ekonoml, «Kanlı Nlgâr» yazılmışttr. Dü" turlzmtanıtma dallannda kırkı aşktn kltapla birlikte üc derginln yapıldığı bellrtlldl. zeltlrlm. Neden 'Küciik Adam, Neden 'Revü 7 •• aKüçttk Adam VOldu Sana» Revfl Roman: * Hans Fallada; Uyarlayan, yöneten: Yılmaz Onay; Müzlk: Timur Selçuk. Çevre, Giysi: Metin Denlı; Dans Danışmam: Altan Tekin; Oynayanlar: Altan Erkekll, Nurseli Çamlıbel, Meral Niron, Teoman özer, Mümtaz Sevinç, Seval Yurdakul, Enver Akın, Mesnt Çelik, Metln Coşkun, Yaşar Akın, Bora özkula, Koray Ergun, Besra Alaca, Serap Kyüboğlu, Feride Doğaner, Meral Dinçer, Yahya Tokdil Altsn Gördüro, Zafer Çankaya ve konuk dansçılar; Ankara, ASTjyapunu caguna, yltlk değerlere yapıştp kaldıgı lcto «köçük adam» dır Pinneberg: oyunun sonunda düştüğü durumun sorum luluğundan kendisi de pay almaktadır. Emma ve «prens»inin oyküsünü anlatan episodlar, perde önünde yer alan 'revü' bölümlerlyle bağlanır birbirine. Revü, bir anlamda, olayları yorumlayan ve alayct bir bakış açısından Pinneberg'in yanılgısını vurgulayan bir koro işlevini sürdürür; bir başka anlamda ise, oyun kişilerinin içinde bulunduğu durumla baştan sona çelişen bu sıntkan suratlar gösterisi, sanki küçük adamları unufate eden ekonomik, toplumsal mekanizmayı elinde tutanların utkusunu dile getirmektedir. Revü, aynı zamanda, 1930'lar Almanyasımn yoksulluk, işsizlik ortammın çıkmazında bunalan «küçük adam»m, siyahlara, kahverengl' lerle, grilere bürünmüş loş, soluksuz dünyasının yanı ba< şında var olan ve bu dünyayla çelişen, para babası beylerle yarı çıplak guzel kadınlann oluşturduğu zengin, parlak renklerle bezeli, gürültülü «eğlence» dünyasmı getirir sahneye. Kısacası, oyunda baştan sona işlev taşıyan ve oyunun anlamsal bütünlüğüne doğrudan katkıda bulunan. bır bıçimsel ogedir revü olayı. Yılmaz Onay'ın çok yönlü bir çalışmayla sahnelerlmize kazandırdıgı «Küçük Adam N'Oldu Sana», içeriğin biçimle, biçimin içerikle sımsıkı denetlenip desteklendiği, sahne düzenmden dekora, müzikten dans düzenine, yükün en azını taşıyan oyuncudan en çoğunu taşıyan oyuncuya dek tüm sanatçı kadrosunun, ortak bir duyarlıkta buluşan yoğun ve özverüi çahşmasıyla kotarılmış usta işi bir yapım niteliğlni kazanmaktadır. Bu arada yapımın başarısmda büyük katkısı olan ikı genç oyuncunun çabasmı özellıkle vurgulamak gereklı. Bu dönem, Pinneberg yanında iki başka oyunda da başkişileri canlandıran Altan Erkekli gün be gün pekiştirdiği sanatçı kişl becerileriyle. duyarlığıyla ve disıpliniyle dort dörtlük bir oyuncu olma yolunda. Profesyonel sahnede verdiği ilk sınavda seyircisiyle kusursuz bir iletişim kurabilen Nurseli Çamlı. bel ise parlak bir noktada başlatıyor sahne yaşamını. Yeditepe Siir Armagamnı A!i Yüce kazandı Sanat Servlsl Yeditepe Şiır Armağam'm bu yıl «Halk Çağı» adlı kitabıyla Ali Ytice kazandı. Oktay Akbal, Recep Bilginer. Hüsamettin Bozok, Konur Ertoo. Sami Karaoren. Atilla Özkırımlı ve Adnan özyalcmer'den oluşan Seçici Kurul. vaptığı değerlendirmede 1982 Şiir Armaganını Ali Yüce'nin «Halk Ça&ı» kitabına verdi. 1928 yılmda Hi^arcık'ta doğan Ali Yüce, Antakya Lisesinde uzım süre îngilizce öğretmenliği yaptı ve kendi integiyle emekliye ayrtldı. «Halk Ça&ı» daha önce de 1980 yılmda Nevzat Üstün Şiir Ödülü'nü almıştı. Yüce'nin «Ştirin Dili Yapısı fşlevi», «Şeytanîs tan», «Boyundan Utan Dar AHracı» adlı kitapları da var dır. $ Ayşepül YÜKSEL İnci Aral ve Necati Gungör: Seçici Kurul "biperva,, davrandı Sonat Servisl öykü Yazarları lncl Ara! va Necati Gungor bu yıl katıldıkları Sabahat tin Ali Öyku Ödülü'nde hıc bır ürünun blrıncılik icln gerekli oyu sağlayomaması özerine yozılı bir açıklcma yaptılar. Arol ve Güngor"ün acıklamosı şöyle: t2 nisan 1982 günü acıklanması beklenen Sobahattin Ali Öyku Ödülü üc günlük geclk moyie acıklondı ve ödül sekreterllğinden ve rilen bllgiye göre, bu yıl hlçblr yazar gerevit puanı toplayamadığı icın kimseye fidül verılemedl. Soz konusu acıklamada, aaiarımız verilorek. oykülerimiztn dıkkate değer oldu Öu kararında bırleşıldiğl ayrıca belirtıllyor. AncoK ödül yonetmelığlnde. «En cok sayıy( alon yapit, deöerlendlrnneye kotılan üye lerın tom sayı toplamının yansmın altıno düşerse, ödul en yuksek sayılı ikî yapıt arasında paylaştırılır» denilıvor. ödülün verılmeysceğı yolunda herhongl bir kural da yoktur yönetmelikte. • Dikkate değer bulunan oykülerımizin top • ladığı puanlann, bu maddeyl bıle calıştırama mış olması, Inanılması zor bır durum yorat mıştır. Gene ödul yonetmehğıne gore, «SsCicı Kurul üyeleri. değerlendırme gerekcelerını Iceren kısa bır rapor hazırlaılar. Bu raporlar ve sacfci kurul toplantısının tutanaKları gızll tutulamaz.» Bu durumda, ödülun verllmeylş nedeninln edebıyat kamuoyuna acıklanmasını ıstemek hakkımızın yadsınmayacağmı umuyoruz. Öriul yonetmeliğini yok sayan, yonetmelığın emredıcl kııroüorına karşın «bıperva» davranan seçici kurulun clddiyeti konusunda kuşkularımız vardır. Bir ödüle katılmak, mukadd<îrata boyun eğmtş kurbonlık ismoıl mısali. insanın gözünün bağlanıp btcak altına yatırıima sı anlamına gelır.eyeceğine gore, odıil kurulu nun acıklama yapmasını bekliyoruz. Bızım lc'n bu odulü alıp almamak aeğll, Sabahattm Aii adına yola cıkan bır kuru'u^, ustamızın kimlığıne yaroş>r bır saygınlık ıcmoe olup olmadığı onemlıdır> «Küçük Adam VOIdn Sana», «rtklmlz birlikte oldukça bize bir şey clmaz» diyerek ?or koşullarda mutluluk savaşma giren bır delikanlıyla genç kızın oyküsünü dile getırıyor 1130'lar Almanyasımn ekonomik. politık, toplumsal bunalımının tam ortasında yaşanan, toplumun terkettiğı bıreyin, «bireye ssğmma» çabasıriır sahnede yansıyan. Bu çabayı. benzer bunalımlar yaşamış ya da her toplumda görebilirsiniz: genel gerçeğin getirdigi acılarla içıçe yaşayıp yürek bilemektense, birey düzeyinde o'.abıldigince gerçekleştirilmeye çahşılan mutluluk seçeneğini. Oyunun. perde çlzgisinin gerisınde yer alan sahnelerl, Emma ile Pinneberg'in, acımasız gerçeklerl birliktelıklerinin dışmda tutma çabasını gosterir. Bir tüccann yanında memur olarak çalışan Pinneberg, oyun boyunca boynundan çıkarmadıgı kravatıyla. kirlenlp buruşmayan beyaz gomieğiyle, toplumsal konumunu baştan sona koruma çabasına baş koyar. Genç çiftın yakasına her aşamada yapısan umutsuzluk, hemen bulunuveren yeni bir umut kapısının eşiğinde eriyiverir; ve epısodlar genellikle, bir umut şarkısıyla ya da Yeşilçam'm duygusal güldürülerini noktalayan çeşitten bir öpüşmeyle son bulur. Top lumdaki değişim içindeki yerinl saptamamakta direndlği için, kendıni toplumsal bağlamda yeni değerlerle donata
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle