25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 19 MART 1982 Tufan'dan Atatürk'ün Söylev'inde şöyle soz açılır: «Şarki Adana mıntıkısm • da Tufan Bey ünvanıyla ha reket eden Yüzbagı Osman Beyin kahramaniıklan kayda şayandır.» Komutanımi7 Osman Tufan. böyie geçmışı olan bir kişiydi. Çok serttı. Verdigı emirler rte sert karakterınin bır urunuydu. 47O ?ıreda bır kurşun.. Feneıin birisi parçalandı. Ynvaşça bizimkilerin arasmdan sıynldım, Sofi'yi bul dum: Bak Sofi, dedim. biz bahtlaşmıştık, bunlar bahtı bozdular, sen bunlara seslen bundan sonra elimden çekerpkleri var, Baht kalkınıştır, haberleri olsun. Kapalı zarf Haberi gönderdikten sonra gelip oturdum. Tabur Komutanı boşanma davasını an latıyor. Aklı fikri aile sorununa takılmış, boşanmak istiyor. boşanamıyor. Avukat ne demiş? Yargıe kimmiş? Komşular neler söylemiş? Sorun ne imiş? Içiyoruz, komışuyoruz, bin başı anlatıyor, anlatıyor. Kafayı bulmuşuz. Ama ben bep düşunüyorum? Kapalı zarfta ne yazılı? Bir punduna getirip söze başladun: Binbaşım, karşıda bizim önümüzde bir, ikl, üç tepe var. Zarftaki emir saldırı niteliğinde ise ne yapacağız? Sabahleyin hazırlanıp bu tepeleri almaya kalkarsak en aşagı üç saat uğraşmamız gerekir; öğleye kadar çabalarız. Ortak bir operas yona giriyoruz. Üç seyyar olduk. Biz 10'uncu Seyyar Jandarma Taburu; 7'inci Sey yar da var; Mardin'den 8'inc! Seyyar J;andarma Taburu da geldi. Bunlar yüksek noktaları lutuyorlar. Karşılannda bir engebe, dağ, tepe yok. Emri yerine getirmek için onlar yürüyecekler, biz çarpışacağız; onlar ilerleyecekler, biz saldırı yapacağız. Karşı tepeleri ancak öğ leye doğru tutabiliriz. Tümen bu durumlan bilmiyor ki... Şu zarfı şimdi açahm, içindekini görelim, ona göre karar verelim. Tabur Komutani: Olur mu yahu? dedi. Olurdu olmazdı derken bi raz daha îçtik, ben üsteledim, arkadaşlar da bana katıldılar; Binbaşı «Olur» der demez, zarfı açtık; bek lediğîm gibi saldın emn çıktı, ama. emir üzerinde konuşmaya geçmeden ben konuyu değiştirdim; yine bo sanma davasına değindim; Tabur Komutani derdi yeni MADANOGLU ANILARI Komutanımız Osman Tufan en umutsuz günlerde Atatürk'ün yanında olmuştu den deşilince anlatmaya baş ladı. Içki sofrasında söyleşi koyulaştıkça zarf unutuldu. Ben unutmadım. Bir ara sofradan yavaşça Riyrılıp uzaklaştım; benim Manga Komutanlanm topla dım. Durumu anlattım. Bizimkiler daha önce söy Iediğim ustalaşmışlardı. Ne yapacağımızı konuştuk. Gereken emirleri verdim. Gün ağarmadan herşeyin sonuçIanmış, tepelerin almmış olması gerekiyordu. Bana bakın, dedim, sabah karanlığında bu iş bitmis olacak: bu kez sakın yanlışlık vapmayın. Şehidi. yaralısı olan kırmızı işaret fişeği atar, tepeyi alan şarkısma başlar. Haydi bakalınt. Herşey tamam efendim, işte tepeleri aldık, bir vukuatın»ız yok, Kdmutan üstelemedi, karşı ya bir göz atti: Bak yaraün var... Karşıdan bir er geliyor, sırtında büyük bir yük taşıyor. Acaba bir yaralı mı? Hayır. Er yaklaştı. Sırtında bir çuva' taşıyor. Asker kar şı tepede bir kar kuyusu bul muş. bir çadınn içine kar doldurmuş getiriyor. Keyfimiz yerine geldi. Biz önceden bu atılımı yapmca, grubun ortak operasyonunda geri kalmadık. Tepelerden aşağıya vadilere ınip hedpfi tutmak kolay oldu Öteki taburlar bİ7den uc dort saat geri kaidılar. Tabur Komutani hoşnut Ama vadilerdeki köylerde hiç kimse bulunamadı Tümenin planı yine boşa çıkmıştı. sal direnmeyi Anadolu'da ÖT gütlemeye çahşırken kimı devlet memuru. subay, ya da eşraîtan ileri gelenler Istanbul'a kulak veriyorlardı. Kimileri de daha ilk aşamada Atatürk'e bağlanmışlar. davaya inanmışlardı Atatürk kendisine başlan Kiçta ve en umutsuz günlerde bağlananlan hiç unutmamıştır. Osman Tufan bunlardan birıdir. Temsüiye'nin ağırlığını duyurmaya çahşıyor. istanbul, ipleri elinde tutmak istıyor. Rauf Beyin bile hilafete ve padişaha ne denli bağlı oldugu sonradan açıkça ortaya çıktığma göre. Atatürk'ün durumu sallantıh. Tşte böyle bır ortamda Si vas'tan Amasya'ya bazı telg raflar çekiliyor. Bu telgraflarda, bolgenın guçlu kışılerı, Padişah ve Halifeye bağlıhklarını dıle getirip Babıâli'den ışaret gelmedikçe hiçbir eyleme gîrişmeyeceklerini vurguluyorlar. Mustafa Kemal Paşa, Babıâli temsilcisi Salih Paşa karşısmda güç duruma duşüyor. Amasva"dan Sivas'a gerek li uvanları yapmak ve ye Yeni Grup Kontutam geliyor terlı önlemlenn gerçekleşmesini sağlamak için telgraf çeken Mustafa Kemal Paşa bir oyun karşısmda buluriduğunu bilmektedir. Bu oyunu bozmak için Sivasta Yüzbaşı Osman (Tufan) ve Recep Zuhtu Beylere şu telgrafı çekiyor•Harekârı Milliye aleyhinde küstahlık rdonler hakkmda yapılacak nıuample icabedenlerp bildirilmiştir. Vaziyeti bittakip harfiyen tatbik clunup ohınmadiftmı ve müsamaba görüldüğü takdirde bizzat müdahalo ederek eşhası malumenin tevkifi re hempalarımn iskatı matluptur. Bu bnpta lüzum hasıl olursa lier kime karşı olursa o'sun. icabmı ifada tprpddüte mahal yoktur.» Bu telgrafı alanlar gereğini verino getirmişlerdir. Daha sonra Mustafa Kemal Paşa guvendıği Yüzbaşı Osman»ı Adana bolgesıne özel görevle yollar. O yörelerde ulusal örgütlenmp leri gerçekleştiren Osman Grup Komutani Yarbay Mustafa, Uludağ. başka yere atandı. Yeni bır komutan geldi Yarbay degıl. binbaşı. Dendı kı Uçüncü Bölük istinat (dayanak) noktası olarak Ayingoîik'î tutacak , Ben Ayıngo/ık'e yerleştıra. Gunler geçıyor Bazlamayı yiyoruz. bulgura kaşık sallıyoruz, pınldak aracılıgıyla arkadaşlarla konuşuyoruz. Kimi zaman posta geliyor, iki ay oncekı istanbul gazetesim okuyoruz. O sırada telefon hattı da çektık Nazmi Karakoç. iaşe subayı. iyı cumbuş çalar. Tele fonun başma oturup bana cumbuş çalıyor; benım sevdıgim şarkıları ıstiyorum; za manı ölduiTneyo çalışıyoruz arkadaşlarla birlikte... Bir gün yeni Grup Komutani benı aşağıya çağırdi: Bölüğünü alıp gelsin, demiş. Ç Ç Atatürk'ün Babıali'nin oyununu bozmak için Amasya'dan Sivas'taki Yüzbaşı Osman ve Recep Zühtü Beylere çektiği telgraf şöyleydi: Harekâtı Milliye aleyhinde küstahhk edenler hakkmda yapılacak muamele icap edenlere bildirilmiştir. Vaziyeti bittakip harfiyen tatbik olunup olunmadığını ve müsamaha görüldüğü takdirde bizzat müdahale ederek eşhası malumenin tevkifi ve bempalarmın ıskatı matluptur. Bu bapta lüzum hasıl olursa her kime karşı olursa olsun icabmı ifade tereddüte mahal yoktur. j j YARIN: HÜRÜRÜK KÖYÜ... Amasya Sivas 19Onlü kaçakçı Hüseyın Uğurlu ile Ankara'da Cumhuriyet bürosunda go ruşuyorduk. Uğurlu, avu katı Nevzat özgen ile gelmışti. Odada, Hasan Cemal. Cünevt Arcayürek ve Örsan Öymen de vardı Ugurlu anlatıyor. biz gazeteciler de dinliyorduk Daha önce benden randevu almıştı Anlatacakları vardı. Onlan anlatıyordu. Bır ara dayanamayıp sordum: • Aga. senin Emniyet Genel Müdüru Rafet Ku çuktiryaki ile dostluğun varmış. nereden tanırsm Kuçuktiryaki'yi?» «Ağa> şöyle bir durdu, sonra yanıtladi: «PÖtürge'ye camî yaptıracaktım. O sırada Maiat ya Valisiydi. Öyle tanıştık. Merkeze jrelince bana sık sık gelirdî, görüşürdük.» Kuçüktiryaki. Hüseyın Ugurlu ile olan dostluğunu açıklayan yazılar uzerine 29 ocak 1979 tanhınde gazetemize gönderdıgı yazıda bu tanışıklıh şöylece doğrulamak * taydv 1 «Hüseyin Ugtırlu'yu Malatya'da Vali bulunduğum sırada köyünde yaptırdıgı eaml ve okul inşaatlannm temel atma töreninde tanıdjm. Tesadüfe davanan bu tanışıklığın hudutları içinde fstanbul'da da zaman zaman münasebetlerimiz olmuştur.» Bir Emniyet Genel Müduru. kaçakçılığın en yogun oldugu günlerde, Sıkıyönetim Komutanhğının gozaltına aldıgı bir kaçakçılık sanıgı ile bu den li dostluk kurabilir mi'? Kaldi ki, Huseyin Ucurlu adı. polis arşivlerinın hiç de yabancısı bir ad değil, bunu, Emniyet Genel Müdurlüğü'ne gelen bir kişi nasıl bilemez, nasıl ölçup. tartamazdı? OKUYUP YAZMA BİLMEYEN İNSAN Kuçüktiryaki gazetemıze gonderdiği mektubunda bu dostluğu tama men medeni ölçüler içindp kalan bir münasebet» bıçiminde tanımlıyor ve Uğurlu için de şunları yazıyordu: Okuyup. yazma biltneyen, hareket kabiliyeti fevkalade kısıth bir insandan, insana korku uyandıran bir baba portresi çıkarmışsınız.» Hüseyin Uğurlu bır gumrük hamalıdır. Bir Kumrük hamalının, bugun milyarlarca Hra servete sahip olması. Uğurlu'nun «hareket kabiliyeti hakkında» bir bilgi vermeye yeterdi. Ancak, en duyarlı bir dönemde Em ' niyet Genel Müdürlüğü1ne getirilen bir Cumhurivet Valisi, Uğurlu'yu böyle tanımlıyordu, kim ne diyebilirdi? Emniyet Genel Müdürü, «silafi kaçakçıhğını 65 yaşında bir ihtiyara bağlamak meseleyi hafife almaktan başka bir anlam tanımaz» diye yazabiliyor. ancak Hüseyin Usrurlu'nun İstanbul Sıkıyö netim Komutanlığı Askeri Savcıhğı'nca 18 Eylül 1S73 gün ve 1973/212 1973 /184 esas v © 1973/100 Şarkılı tepeler Tabur Komutani sabsh erkenden gözlerini şarkılarla açtı. O tepeden bir şarkı.. Bu tepeden bir şarkı. Komutajr Cemal, dedi. ne oluyor? Komutanım gece emir vermiştiniz ya... Ne konuşmuştuk? Istanbul Anadolu çekışmesi Babıâli ile Mustafa Kemal eylemi arasındaki çe lışkiyi de simgeler. Bu çatışmada Amasya toplantısı onemli bir yer tutar. Anadolu'da Sıvas Kongresı'nden sonra Mustafa Kemal'in güçlendığini ve adım adım îlerlediğını gören Istanbul Hükümeti Bahnye Nazın Salih Paşa'yı Atatürk' Osman Tufan le konuşmak üzere temsilcıTümen Komutanımız Os hk görevi vermiştı Mustafa Kemal Paşa da vanına man Tufan'dı. Rauf V9 Bekir Sami Beyleri Ulusal Bağımsızhk Savaşmda yararlık göstermiş alarak Amasya'ya gitti. Mustafa Kemal Paşa kensert bir askerdı Osman Tudısıni tstanbul'a karşı guçfan... Mustafa Kemal Paşa, ulu Iu gostermek için Heyeti :AKCI IJ mJNÜBUGtJNlJ UĞUR MUMCU Bu yazıya Ulvi Cemal Erkln'l selamlıyarak başhyorum. Yaşamım yltlrell on yıl oluyor. Bu akşam konser salonunda Ankara Oda Orkestrası Erkin'in keman konçertosunu çalarak sanatçılarm ölümsüzlüğünü bir kez daha kanıtlayacak. Biz de Ankara'mn gergin havasından, soğuğundan. her türlü çevre kirlenmesinden kurtularak hâlâ t a zeliğini koruyan sanatçüara sahibolmanm mutluluğunu kutlayacağız. Bu akşamki konserde değerll kemancımız Suna Kan da çalacaktı. ama duyraayan kalmadı artık, Suna Kan bir ameüyat geçirdi. Bu nedenle tzmlr konserinde de, Ankara konserinde de orkestradaki yerlnl alamadı. ülvl Cemal Erkin uluslararası boyutlara ulaşmış bir bestecimiz. Özellikle Atatürk'ün 100. yıldönümünde. Hikmet Şimşek'in de girişimleriyle yabancı ülkelerin radyolannda da çalıyor yapıtları. Hiç unutmam. yıllarca önce Ankara'da bir ttalyan elçlsi vardı. Alvera, m(i ziksever bir diplomat .konser salonunda Ulvi Cemal Erkin'i dinliyorduk bu akşam. Alvera müthiş duygulandı. Türk bestecilerinin dünyada yeterl kadar tanmmadığma tepki gösterdi. Roma'ya koltuğunda notalarla gittl sonra. Kimi zaman sevgiyle. kimi zaman öfkeyle anımsarım bu olayı. 100. Yıldönümünde capda$ Türk bestecileri. Türk calgıcıları. yöneticilerl, Atatürk'ten en güzel uzantı dünyaya. ama ne ölçüde degerlendirebîldik acaba? Bu omıncu yılda düşünüyorum. On vılda neler yaşadık. kimleri yitirdik. nice umutlan soldurduk. nlce çlçekler açmadan soldu yaşam ankara.. anta, Müşerref HEKİMOĞLU Ulvi Cemal değişmeyecek, müziksel yapıtları yeni yorumlarla sonsuza dek sürecek. Bu dünyada kalıcı birşeyler bırakabilmek önemli bence. Bir ses, bir renk, solmayan bir umut bırakabilmek! Kuşkusuz, herkes sanatçı degil. Ama eylemlerinde. davranışlannda biraz özen, biraz sevgi, biraz savgıyla kahcı degilse de kıncı olmaktan geri kalabilir fok klşi.. Büyük yaralar acmak yerine açılan yaraları onarabilir. Bir yapıta bir tag tua;la ekUvebUir. bir bütüne katkıda bulunabilir. Oysa kimi kisiler tam tersi bir çaba içinde görünüvor. Durmadan sahnede bıılunmak ist'yor, perdenin kapandı6mı. daha acısı eskidiklerini farketmtyorlar. Kişilikleri cevresinde duvarlar örerek kalıcı bir yapıta yabancılaşıyorlar... Ünlü îngillz yazarmm bir rti?eslni anımsıyorum. însan yaptıklarından değil. yapamadıkiarmdan rjismanlık duymaiı, diyor Bu gereeğe varmak icin ozan olmak da gerekmiyor galiba. Çünkü yaptıklarımızm faturasmı ödtiyoruz nasıl olsa. özümüze ödüvoruz. varmımıza ödüyoruz. ya da ödetivorlar... Ama yapamadıklannm faturasmı ödemeye vakit bulamayabllir insan. Bu yazımı Ulvi Cemal Erkin'in öliimsü^Hiğünü kutlayarak bitiriyorum. Bir sanatçımızm böylesine sevgiyle selamlanması çok mutlu bir olay. Ama bir akkara tablosu gibl mutsuzlukları daha çok derinleştiriyor. Daha nice on yıllar. yüzyıllar dinlenecek sanatçüanmıza karşılık Küncel yaşayanları da keskin fizgileriyle görüyor insan. Müzlgt aşarak dünyaya dönmeyi istemiyor... On Yılın Otesinde... bahçemlzde. Nice kişller yaşayarak öldüler gözünıüzde, eskidiler. ek$idiler. değer yargılarımız nasıl değişiverdi. Depremden beter bir şok bu. herşey altüst oluyor. eskiyor, çürüyor, taze birşey üremiyor. laftan öteye gîtmiyor, yeni bir yüze, yeni bîr söze giderek özlem duyuyor Insan. Eski dostlarımızm özlü| ü biraz değişmeyecek mi diye merak ediyor!... Oysa bir sanatçı eskimiyor, ölmüyor hiç. on yılların. yüzyılların ötesine vanyor, giderek yaşıyor. Done döne okuduğumuz şiirler. döne döne okudueumu7 kitaplar. seyrine doyamadığımız resimler, heykeller sanatçmm olumsuzluğunu kanıtlıyor durmadan. Geçen gün Melike Abasıyanık Kurtiç'in deniz kestanelerine dokunduğumuz zaman düşündüm. Kimbilir kimler dokunacak. okşayacak bu kestaneleri... Taşı yumuşatan ellerin gücünü ne çok kişiler hissedecek kimbilir!. Ya da Ulvi Cemal Erkin'in keman konçertosunu daha kimler çalacak. kimler dinleyecek? Çalgıcılar değişecek. orkestra değişecek, yöneten değişecek, Türkiye'de ya da dünyada konçertoyu dinleyenler değişecek, ama Emniyet Genel Müdürü: Ugurlu hareket kabiliyeti kısıtlı biriydi Emniyet Genel Müdürü Rafet Küçüktiryaki, Hüseyin Uğurlu ile dostluğunu açıklayan yazılar üzerine 1979 ocağında gazetemize yolladığı mektupta «Okuyup yazma bilmeyen bir insandan, korku uyandıran bir «Baba» portresi yarattınız» diyordu. sayıh iddianamesi ile «silah kaçakçılığı» suçundan kovuşturmaya uğradıgını da bilmiyor. araştırmıyordu. Ben. sılah kaçakçıhğını, ne o tarihte, ne bu tarihte Hüseym Uğurlu'ya ya da tek bir kişiye bağlamıyorum. Bütün olaylan tek tek. belgeleri ile irdeliyorurn. O zaman karşımıza Uğurlu ailesi çıkıyor. Uğurlu, bir gumrük hamah iken bu kadar serveti nasıl yapabilmiştir? Yalnızca bu soruyu soruyorum Ve bîr Emniyet Ge nel Mudürünün de kendı kenditıe bu soruyu sormasını istiyorum. Polis disiplin tuzükleri, bır kaçakçı île beraber görunen bir polis neferınin meslekten çıkarılması nı emreder. Ama bir Emniyet Genel Müdürü. hak kında çeşitli kaçakçıhk soruşturması bulunan bır eski kaçakçı ile dostluk etmekten çekinmez. Bunu anlamıyorum. Daha doğrusu yadırgıyorum. EMNÎYET MÜDÜRÜ DEVLETİ TEMSİL EDER Kaçakçı, her fırsattan yararlanarak, devlet bu rokrasisinde ve siyasal çevrelerde dostluklar kur mak ister. Ama Devlet'in Valisi, Emniyet Müdüru. bu dostluklardan kaçmır. Çünkü. Vali ve Emniyet Müdürü, Devlet'i temsîl eder. «Vatandaş Kuçüktiryaki» ile «vatandaş Uğurlu»'nun dosüuklarma kim se kanşmaz. Ama Emniyet Genel Müdüru Küçük tiryaki'nin sabıkalı kaçak çı Hüseyin Uğurlu ile dostluguna çok kimse kanşır. Kamuoyu bu dostlukla ilgilenir. Çünkü Emniyet Genel Müdürlüğü gibi görevler. bu gibi dostluklan kaldırmaz Rafet Küçüktiryaki, bu yaymlardan bir sure son ra kendi ısteği ile Emniyet Genel Müdurluğü'nden ayrılıyor ve Giresun Valiliğı'ne getiriliyordu. 12 Eylul 1980 tarihinrien sonra merkeze alınan Kuçüktiryaki. geçtigimiz aylarda da re'sen emekliye» aynlmaktaydı. Rafet Küçuktiryaki'nin, Ugurlu ile dostluğu, o ta rıhlerde Millet Meclisi'nde de ele alınmış, tçışlen Bakanlığı bütçesi komisyonda gorüşulürken, milletvekili Süleyman Genç. konuvu Bakan Mus tafa Gulçigıl'den sormuştu. Gulçigil'in verdiği yanıt şöyleydi: «Simdi muhterem arkadaşlarım, yine bir başka arkadaşımmn değindigi emniyet yüksek kademplerinde bulunan memurun veya memurların ve Cum huriyet Gazetesi'nde Uğur Mnmcu tarafından ya zılan, kaçakçıhkla ilgili bulunduğuna dair bir suale cevap vermek Jstiyonım. Cumhuriyet Gazetesi'ndc bir zaman önce emniyet yüksek kademelerinde bazı kimselerin ka çakçilıkla ilgili olduklannı, Uğur Mumcıı arkadaşımız yazdılar, fakat isim belirlemediler. Emniyet yüksek kademelerinde vazifeli oldugunu yazıyordu. Gazete küpürleri buradadır. O zaman bepsini toplattım. Ve bittikten sonra da, buna bir ar kadaşıma vermek suretl ile degerlendirdim, «KENDtM ARAŞTIRDIM» Değerlendîrrne sonurwnda müşahhas bir hükme varamadık. Yani. Talancadır, filanradır. diye bir TESEKKÜR Ameliyatımı maharetle yapan, başta, Hacettepe Hastanesi Tıp Fakültesi Goz Bölümü Başkanı Saym Hoca, Prof. Dr. KONKORDATO KOMİSERLİCİNDEN İstanbul 3 Numaralı icra Tetkik Mercii Hâkımliğının 982/317234 sayılı kararı ile Yersan Sanayıı ve Tıcaret KoUektif Şırket! Ertuğrul Yıldınr ve Ortağı'na konkordato mehıli verilmiştir. Alacaklılann bu ilan tarihinden itıbaren 20 gün içinde alacaklannı, belge asılları veya fotokopilerinl eklemek suretiyle AVUKAT HACI ALİ ŞENEL'ın, Nişantaşı Valikonağı Caddesi, 30/B, Demırhan, altıncı kat 601 numoradakı Şişli Istanbu! adresmdeki bürosuna işgünlerı saat 16 00 18.00 arasında başvurarak kayıt ettırmeleri, Alacakhlar toplantısının 22 Nisan 1982 Perşembe günü saat 14.00'de İstanbul Beyazıt. Mlthatpaşa Caddssi No: 5. (Beyaz Saroy Yanı) dekl GELİN Düğün Salonunda yapılacağı, Toplantıya tekaddüm eden on gün icinde vesikaların Avukat Haci Ali Şenel'in yukardo yazılı bürosunda tetkik edilebileceği İİK. 292. maddesine göre İlan olunur. Aksi hareket edenlerin konkordato müzakerelerine kabul edilmiyecekleri, BEHİC TÜZMEN'E bölüm doktorlan Sayın Doç. Dr. Sevil BİLGÎÇ, Dr. Haluk KOZAKOĞLU, Dr. A. Şefik SANAC, Dr. Ulgar YAVUZ, Dr. Mucize YARARCAN, Dr. Bora ELDEM, Dr. Emrullah TAŞINDI, Dr. Naclye MELtKOĞLU, Dr. Cenap GÜLER ekibine, baştıemşire Sayın Nevin SARI ve Gülay AYDIN, Şükran BÎLCAN. Sevgi CÎHANGÎR. Hülya VARLIK, Hüsniye KAPLAN, Bedriye ÖZDEMtR hammefendüere ve tttm personele sonsuz minnet ve şükranlarımı sunarım, MAK. MÜH. NECMETTtN UNAT (Cumhuriyet 2018) KONKORDATO KOMSERLERİ Avukat All Nurkan Avukat Hacı All Şenel (Basm: 2712) 2023 teşhis koyamadık. Onun üzerine acaba kaçakçıhkla ilgili Emniyet'te kimler vardır. diye MİT Müsteşarhgına kendim gittim. Ve MÎT MüsteşarhgTndan Emniyet yüksek kademelerinde gazetenjn yazdığı gibi. kaçakçılarla ilgili veya kaçakçılarla ya kınhğı olan kişiler, var tnı, yok mu, diye sordum. Benden mühlet istedjler. O mühletin bitiminde bana şu huzurunuzda olan dosyayı gönderdiler. Dosya. üç günden beri dolabımda kilitli idî. Biraz evvel sayın Generel Kral ve diğer arkadaşımı görevlendirmek sureti ile bu dosyayı baştan aşağı tetkik ettirdim. Dosyanın bir yertnde sadece şöyle bir ibare var: (Mezkur şebekenin Emniyet makamlan ve devlet kademelerinde nüfuslu dostlan oldugu yolunda da teyit edilmemiş çeşitli haberler bulunmaktadır)...» Gazetemiz yayınlarında Kuçüktiryaki'nîn kaçakçılarla ortak çaiıştığını ileri sürmüş değildik. Yalnızca ve yalnızca silah ka çakçılık olaylan ile ilgili olarak gözaltına ahnıp. bı rakılan kişilerle Emniyet Genel Müdurünün «dostluklanna» dikkat çekmiştik. Savımız yalnızca buydu; bu da Küçüktiryaki tarafından doğrulanmıştı. Acaba MÎT, o tarihte. böyle genel sözlerden olu san bir rapor verecegine. Küçüktiryaki ile Uğurlu arasındaki dostluğu bıldirse, daha yararlı bir iş yaomış olmaz mıydı?. ÎLÎŞKİYİ YADIRGIYORDUK Yayınlarımıza konu olan îlîşki, Küçuktiryaki'nin de sonradan doğrula* dığı bu dostluktur Bundan daha ileri anlamlar çıkarmıyorduk. ama bu ıhşkinin yadırgandığını da anlatmak istiyorduk. Bu da bîvivn görevimizdi. Bır Emniyet Genel Müdürü ile bir kaçakçı sanıgı arasındaki dnstluk, elbette dikkati çekerdi. Bu konuda gazetecilik gorevirmzı yapmış, ilgıHleri uyarmışhk Bir başka Cumhuriyet Valisı'nin. Kayseri Valisi Babur Ünsal'ın ünlü silah kaçakçılarından Hacı Mır za ile içki masasmda birarada çektirdîkleri fotoğrafta dikkatimizi cekmış bir Vali ile kacakçınm, aynı ıçki masasında, ne amaçla biraraya geldiğinı sormuştuk. Evet, bir Vali. , devlefm temsilcisi bir kamu görevlisi, bir kaçakçı ile avnı içki masasına nasıl oturur du? Bu sorulan sorduk, soruyoruz ve soracağiz. Evet niçin? Evet nasıl? Ne gerekçeyle' Hangi inandıncı özur ile? Sıkıyönetimlerinin aradığı, Abuzer Uğurlu ile beraber çalışan bir kaçak çı, bana 12 Mart döneminde. tstanbul'da kimin makam şoförlüğunü yaptığını söyledîği zaman şaşırmıştım. Ve kardeşinin şim dî kimîn makam şoförlerinden biri oldugunu söyleyince büsbütün şaşırmıştım Demek böyleydi bu işPULtTZER ÖDÜLÜ ALAN KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle