Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 12 13 MART 1982 Newsweek: Yunanistan'da sosyalist devrim hala ufukta görünmüyor PAPANDREU, REFORAA VAADLERİNİN HİC BIRINİ TUTMADI Dış Haberler Servisi •Newsweek» dergisinde Yunanistan'a ilişkin çıhan bir inceleme yorumda, Papandreu'nun iktidara Düyüfe vaad lerle geldiği ancan aradan beş ay geçtiği haide «Yunan sosyalist devriminin hâlâ ufukta görülmediği» belirtiliyor. Yazı şöyle devam ediyor: «Papandreu, iktidara büyük vaadlerle geldi ama ara dan bir ay geçmesine rağmen Yunanistan'da sosyalist devrim ufukta görünmüyor. Özel bir bankanm müdürü şöyle soruyor: «Papandreu, yerine getiremeyecegini bildiği halde, neden bu kadar bol vaadde bulundu?» Bu soruya Papandreu'nun ne yanıt vereceğinl bilemeyiz. Ama Yunan Başbakanımn işlerinin şimdilik pek iyi gitmediği de bir gerçek. Pa pandreu'nun işini güçleştiren etkenlerden biri, devraldığı siyasal ve ekonomik mi ras. Bu yüzden Yunan Başbakanı vergi yasasında vaadettiği reformları gerçekleş tiremedi ve iddialı Beş Yıllık Ekonomi Planını uygula maya koyamadı. Papandreu, aynca boşanma, kürtaj ve kadm haklarıBatı ile ilişkiler konusunda olduğu gibi, millileştirme konusunda da Papandreu, boş sözlerden öteye gideme di. Yunanh armatörler kendi lerinin millileştirme işleminin dışında bırakılacaklarına eminler. Çünkü hükümet. şirketlerini aldığı takdirde faaliyetlerini başka ülkelerde sürdürebilirler. Bankacı lık sektörü de. mülileştirmo nin kapsamına girmeyececı ne inanıyor Papandreu gücünü pek^ tirmek için, dünyadaki tüı< politikacılar gibi, iktidara ;lir gelmez ilk iş olarak de\ letin her kademesine kendı taraftarlarını yerleştirdi. Pa pandreu'ya yakmlık duy;ın bir işadamı şöyle diyor: «Pa padopoulos Cuntası bile hiirokraside bu denli temi/l'1' yapmamıştı.Ancak Yunan halkı. !' pandreu'nun yönetimip'1' yaşanı koşullannın düzel'f e ğine ilişkin umutlarmı h^ nüz yitirmiş değil. Pap;ln<i reu, hâlâ halkın büyük r^s teğine sahip. Kitleler iyimser bir beklenti içinde. Ama Pa pandreu, bu beklentileri ger çekleştirmek için acele etmezse başı derde girebilir.» Schmidt: Yüksek faiz N ATO ve AETyi etkiliyor Dünyanın bölünmesinin ahlaken onaylanabileceğini sanmıyorum. Polonya konusunda Almanya'ya yöneltilen eleştiriler haklı de?il. Polonya da dururn ağırlaştığuıda Fransa ile paralel politika izleyeceğiz. Silahsızlanma için önemli olan, alt düzeydeki tüm silahlarda bir denge kurulmasıdır. Polonya ulusuyla rejimin başmda kim olursa olsun açık ilişki kurmak istiyoruz. Dış Haber Servisi İç politikada bir çoh sıkıntıyla harşı karşıya olan Federal Almanya Başbakanı Helmut Schmidt ile Fransa'da yayınlanan «Le Nouvel Observateur» dergisi bir söyleşi yaptı. Uluslararası üişküere ilişkin feonulan hapsayan söyleşide en çok Avrupa'daki durum üzerinde duruldu. Okurlarıınıza bu söyleşinin bir özetini sunuyoruz: SORU Polonya'daki gelişmeler Yalta Anlaşması'nı ve Avrupa'nın bölünmesini yine gündeme getirdi. Size göre, 2. Dünya Savaşı'ndan doğan konum değişebilir mi? YANIT Yalta tartısılabilir. Ama Tahran'dan, Kazablanka'dan, Moskova ve Potsdam'daki görüşmelerden de söz açılabillr. Dünyamn bölünmesinin ahlaken onaylanabileceğini sanmıyorum. Avrupa'da böyle bir bölünme var. Ancak bu konum, bir kuvvet politikasıyla değlşime uğratılamaz. Ama Avrupa'nın doğu bölgeslnde bir Iç evrim olursa bu politika hoş gövülebilir. SORU Doğuya açılma politikanız (Ostpolitik), Yalta Anlaşması hükümleriyla yaratılan durumu değiştirme aracı mı, yok sa bu anlaşıaaya sizin daha iyi koşullarda uymamzı sağlayacak bir politika mıî YANIT Doğu'ya açılma politlkası her şeyden önce tüm Batı ittifakının blr stratejisidir. Bu sadece Alman poUtikasıyla açığa vurulmadı. Nbton döneminde, ABD ile Sovyetler arasuıda varılan anlaşmalarla da belirtlldi. Bu politika ittifak için ild yol getiriyor. Bir yandan savunma kapasitesinin güçlendirilmeRi, diğer yandan da Doğu ile Işbirliğinln geliştirilmesi ve diyalog. SORU Batı basını, P. Almanya'run Polonya Konusundalü tutumunu eleştırdi. Aşırı temkinli davrandığınızdan yakınıldı. Bu, Sovyetler'i fazla gücendirmek istememenize bağlandı. YANIT Bu eleştiri doğru değil. Federal Meclis, Polonya1da sıkıyönetim ilanından bir hafta sonra yaptığı toplantıda şöyle blr karar aldı: Sıkıyönetlm kaldırılmah, tutuklular serbest bırakılmalı. Kilise ve Sendika ile diyalog yeniden kurulmalı. Hatta bu konularda gerek Jaruzelski'ye gerek Brejnev'e mesaj da gönderdim. Ama mesajlarda diyaloga devam edilmesinl sağlayacak bir dil kullandun. Kısacası bu suçlamaları kabul etrnlyorum. SORU Polonya'daki durum ağırlaştığı takdirde Federal Almanya, dış politikasmı gözden geçirecek mi? YANIT Varsayıma dayalı şıklar üzerinde yorum yapmasıIU sevmem. Ancak size şunu söyleyebilirim ki böyle bir durum gerçekleştiğinde Fransa ile Almanya birbirine paralel bir polltlka izleyecekler. Bir de şunu eklemek istiyorum. Bu ülkeye yapılan yardunlarm yarısından çoğu Federal Almanya'dan geldi. Geçen yıl 100 milyon marklık yardım yaptık. Bu yıl da aşağı yukan aynısı olacak. Poloııyalılarm tarihte çok acı çektiklerinin hlUncmdeyiz. Bu yüzden Polonya ulusuyla, rejimin başmda kim olursa olsun açık bir illşkl kurmak istiyoruz. SORU Demokratik Almanya ile birleşme düşüncesl hâla Federaı Almanya için nesnel bir politika oluşturuyor mu? YANIT Anayasamızın giriş bölümünde Demokratik Almanya lle serbest blr kendi kendine karar verme llkesi lclnde birleşme öngörülüyor. Ama bu çok uzun dönemli bir konu. SORU AED tarafmdan Cenevre'de önerilen «sıfır çöziim», sizce Avrupa'nm nükleer süahlardan armdırılması için bir ilk adım mı? YANIT Olabilir. Ama temel hedef degil. Asıl önemli olan, daha alt düzeydek! tüm silah kategorileri için hir denge kurarak, silahlanma yarışının durdurulmasıdır. na İlişkin yasalarda da söı verdiği jeformlan gerçekleş tiremedi. Papandreu, Yunanistan'd'i sosyalizmin bu denli yavaş yol almasından ötürü başkalannı suçluyor. •Bürokrasi ile mücadele. san dığımdan çetin oldu» diyor. İçeride bir dizi vaadini yerine getiremeyen Papandreu, son zamanlarda halk arasında duygusal biı sorun olan Kıbrıs konusunu işleme ye başladı. Yunan Başbakanı Kıbns sorununu uluslararası platforma götürmek için yoğun çaba harcıyor. Bu arada Yunanıstan'ın AET'den çıkması konusu ise tümüyle unutuldu. Gözlemci ler Karamanlis'in Yunanistan'ın AET'den çıkmasının kesinlikle aleyhinde olduğunu, Papandreu'nun bu yüzden sorunun üzerine gitmediğini belirtiyorlar. SCHMtDT lç politikada bir çok sıkıntıyla karşı karşıya.. Dısisleri resmen acıkladi: « » ANKARA, (Cumhuriyet Bü rosu) Avrupa Ekonomik Toplulugu Bakanlar Konseyi Dönem Başkanı ve Belçika Dışişleri Bakanı Leo Tin Tindemans önümüzdeki hafta Arıkara'da olacak Habur'da ölenler icin Irak tazminat istedi Çelik Gülersoy: Yakın geçmişle bağlarımızı bütün bütüne koparmamahyı J Fatma ORAN da uymaz, toplum sağlığı ile de bağdaşmaz. Geçmişle köprü kurma çaba larımızda amaçladıgımız ikıncı konu, bunu teorik plânda bırakmayıp, elle tutulur örneklerle somutlaştırma ısteği ve bir yangından eşya kaçırır gibi, büyük bir sosyal erozyon oıtasında, geçmişten kalmış güzel ve değerli ne varsa, onları kurtarabilmek, koruyabilmek ve esirgemek telâşıdır. Korunacak şeyler arasında, tok gözlü ve toplum yararına dönük bir halk lelse£esini yansıtan atasozleri, özdeyişler, masallar ve koşmalar gibi «sözlü» değerler den tutun da, göz nuru el yazmaiarına, oyalar, çevreler, nakışlar gibi ince eşyaya kadar, sayılamıyacak miktarda degerler var ama, biz çabaları bir yere toplamak kaygısı yüzünden ve Kurumumuz tüzüğünün, mimarlık eserlerine öncelik ver mesi nedeniyle, koruma ve kurtarma çabalarımızı, yapılar üslüne yoğunlaştırıyoruz. Tabıi bunda da, maddl olanaklarımız la sınırlıyız. SORU îngiltereHe eski mimari geleneklerin bzgün yan larının korumna uğraşı lngiltece halkuıa neler sağtadı?.. Aynl şey Türkiye'de de başarüabUir mi? YANIT Sorunuzu lkiye ayıralım. Birinci bölüm için. yukarıda kısaca değindiğim gibi, halka bir çok yararlar sağ lanabiliyor. Özellikle İngiltere gibi geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir toplum için, aaten geçmiş, bugünkü yaşamın ayrümaz bir parçasıdır. îngiltere için geçmişe köprü kurmak tan çok, onunla bütünleşmek deyimini kullansak, daha yerinde olur. Bundan da, günlük yaşamlannda sayısız yararlar sağladıklanna kuşku mu var? Bugün (Büyük kentlerde epey yozlaşmış olsa da) küçük şehır lerde ve bütün ülkeye yayılmış yerleşünlerde, hâlâ «Bir Ingiliz karakterinden» onun «iş disiplini», «üretim kalilesi» gibi ampirik sonuçîarmdan ve görüntülerinden bahsedilebiliyorsa, bunlarm hepsi, yaşayan kuşakların, geçmişden devraldıkları ve aynen sürdürdükleri (Arkası 11. Sayfada) Tiirkiye Turing ve Otomobil Kurunıu Başkanı Çelik Gülersoy, insanın hayatta sağlayabileceği maddi birikimlerın yarısını, Edirnekapı semtindeki ha rabeleri düzeltme için özveride bulunmasının onurlu bir yaşatn için denemeğe değecegini söylüyor. Çelik Gülersoy'la kültürel değerlerimiz konusunda yaptığımız söyleşide gelenekle çağı birleştiren bir bilinç gözlemledik: SORU Osmanlı kültürüyle aradakt köprülerin yenideıı inşa edilmesi konusundaki uğraşlannızla, bugünkü kültürel yaşamamızda ne gibi olıımlu katkılar sağlanacağım düşünüyorsunuı? YANIT Köprü ve katkı konusunda ikl amaç ve yarar belirtiîebilir. Birincisi kültürel ve teorik, ikincisi somut ve pratik. Birinci bölüm için söylenebllecek şey, bir ulusun ve özellikle onun eski başkentinin, tarihinin en yakm döneminde hüküm sürmüş ve en uzun süre devam etmiş kültür ile bağlarını koparmaması gereğidir. Bunun için belki 100 tane sebep EÖsterilebilir. Ben bir kaçını buîup söyliyeyim: Geçmişle, özellikle yakm geçmişle bağlarımızı bütün bütüne koparmamalıyız, çilnkü yeryüzünde ANKARA, (Cumhnriyet Bü*osu) Irak hükümetinin geçen ay Habur GümrUk kapısında peronun çökmesi sonucu ya çamlanm kaybeden Irak vatandaşlan için Türkiye'den tazminat lsteminde bulunduğu öğrenildi. öte yandan, Uç Türk TIR kamyonunun Irak'ta bir grup tarafından yakılması olayı da Ankara'daki yetkililerce doğrulandı. Bu konuda cıkan, haberlerde Irak'taki Baas rejimine karşı mticadele verdigi öne surtllen aynlıkçı bir gruba men•up silahlı kişilerin Bagdat'tan (Arkası 9. sayfada) demans'm önümüzdeki hafta Ankara'ya geleceği Dışiş leri Bakanhğı'nca resmen açıklandı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Büyükelçi Nazmi Akıman, dün Bakanlık'ta gazetecilerle düzenlenen olağan toplantıda, bir soru üzerine Tindemans'ın 18 Mart akşa mı özel uçağı ile Roma'dan Ankara'ya geleceğini bildirdi. Akıman, Tindemans'ın görüşmelerini tamamladıktan sonra 19 Mart cuma ak şamı Ankara'dan Atina'ya hareket edeceğini belirtti. Sözcü, Tindemans'ın gelişini AET Bakanlar Konseyi Dönem Başkanı sıfatıyla yaptığı «olağan gezilerden biri» olarak nitelendirdi. Yi ne sözcünün açıklamasına göre, Tindemans ile yapılacak görüşmelerde «Türkiye ile AET arasındaki İlişkiler ele almacak.» Toplantıda bir gazeteci Büyükelçi Akıman'a Belçika Dışişleri Bakanlığı'nın (Arksn 11. Sayfada) Termal iscilerinin sözleşmeleri yenilenmiyor İstanbırf H a b a r Servisi Termal tesislerinin 1979'da sona eren sözleşrnesinin yeniden yürürlüğe konulmosına iliş kin hicbir glrişim yapılmadığı anlaşıldı. İşçilerin eayısız başvurularına, DİSK Oleyls Sendlkasının kayyımı, istanbul Bölge Calışma MOdürlüğü, isveren ve YHK yetkililerinin aynı sözlü yanıtı verdiklerlnl bildiriyorlar: «Kayıtlarımızda böyle blr Is yerl yok.» Daha önce Denizcilik Bankasına ait olan Termal Tesisleri, 31.12.1979 tarihinde blr protokolle Turlzm Bankasına devredilmlştl. İşçilerin kıdem tazmlnatlan yine protokol cerçevesinde sıfırlanmış, 1 Ocak 1980'den geçerll olmak üzere yeni sözleşme görüşmeleri baş lomıştı. Sözleşme görüşmeleri anlaşma aşamasında iken, 12 Eylül Harekatı lle kesilmişli. Konsey karan lle yüzde 70 avans uygulaması, net ortalama ücretlerl o tarihlerde 4000 lira olan işciler icin, yeni asga rl ücret belirlemesinden sonra anlamını yitirmişti. Turizm Bankası, Denizcilik Bankası döneminde bağıtlanmış ve 79 sonunda süresl sona eren sözleşmenin sosyal haklarını da tanımadığından, Iscller o tarihten bu yana sosyal hakları da olmaksıztn net 9000'er lira ücretle calışıyorlar. 2364 sayılı yasaya göre Termal Işçllerinin yenilenmiyen sözleşmeslnden, gerekli yazılı bildiriml yapmıyan DİSK Oleyis Sendikası kayyımı, İstanbul Bölge Çalışma Müdüriüğu ve işveren aynı derecede sorumlu gösterillyorlar. Adı gecen toraflann gerekli bildiriml yapmış olmaları halinde ise sorum luluğun YHK'ya kaldığı belirtlliyor. Bu arada Turizm Bankasına ait Termal Tesislerinde, (Arkası 9. sayfada) ÇELİK GÜLERSOY Gelenekle çağı birleştiren bilüıç.. bizimle çağdaş olan bütün ulus lar böyle yapıyor. Apayn ve yepyeni bir dünya göruşü getiren sosyalist dünyada bile her ülke, ama ayncasız her ülke. dünkü kültürünün sayısus motiflerini, yapı sanatmda, müziğinde, resminde, bir mozaik gibi sürdürüyor ve sergiliyor. Geçmişimizle ilişkimizi korumalıyız, çünkü toplumlara ve dolayısı ile insanlara, asü soyluluklannı, kişiliklerinl ve ruh inceliklerini. uluslarmın karakterlerl ve özellikleri sağlarlar. Yeni oluşmuş uluslarm bile, kendilerine bir tarih, bir deneyim ve bir zenginlik aradıkları ve yapay zorlama toplamalarla birşeylere dayanma gereksinimi duydukları çagımızda, doğ rusu eski yaşamlann en görkemlilerinden birine sahip olan Türkiye'nin, ondan kopması, adına «milllyetçillk», denen akım bir yana, sosyal politikaya 4 sanık aynı suçtan 2 ayrı davada yârgılanıyor J j Faruk BÎLDİRİCİ ANKARA Ahmet Telll, Burhanettin Biber, Adil Giirkan ve Aydın Bozkurt adlı sol görüşlü 4 sanık aynı suçlardan lki ayn davada yargılanıyorlar. Sanıklar hakkmda bir davada filüm cezası lstenirken, öbür davada da 512 yıl agır hapis cezasma mahkum edilmelerl lsteminde bulunuluyor. Ankara Sıiıyönetlm Komutanlığı (2) Numaralı As kerl Mahkemesinde Kurtuluş adlı yasa dışı örgüte üye olduklan ve bazı eylemlerl gerçekleştirdiklerl savıyla 1981/309 esas sayılı dosyada yargılanan 4 sanığın aynı suçlarla Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde de yargılandıkları bellrlendi. Sanıklann (2) Numaralı Askeri Mahkemedekl Mehmet Küçüksümbül ve 20 arkadaşının yargı landıgı davaya konu lddlanamedekl suç lddialannın bir kısmı nedeniyle, Balıkesir'de de yargılandıkları anlaşılmca mahkeme, sanıklar hakkmdaki davaların birleştirilmesine karar verdl. Sanıklardan AdU Gürkan ve Aydın Bozkurt'un tutuklu, Burhanettin Biber ve Ahmet Telü'nln tutuksuz olarak yargılandıkları davada, öbür davaya konu olan suç iddialarıyla birlik te Türk Ceza Yasasının 141/5. maddesi uyannca 512 yıl ağır hapls cezasına mahkum edilmeleri istenlyor. Aynı sanıklarm Balıkesir 2 .Ağır Ceza Mahkemesinde 34 arkadaşı hak kmda Ankara'daki lddiaların bir bölümüyle birlikte TCK'nm 146/1. maddesi uyarınca ölüm cezasına mah kum edilmeleri istemlnde bulunuluyor: 2 Numaralı Mahkemenin 18 şubat günlü kararında sanıklarm aynı suçtan iki ayn davada yargılanmaları nın Askeri Yargıtay ve Yar gıtay kararlarına göre mümkün olmadığı belirtilerek, dosyanm birleştirilmek üzere Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesine gön derilmesine karar verildiğl belirtlldi. Kararda «şayet Balıkesir 2. Agır Ceza Mahkemesl birleştirmeye gerek görmezse uyuşmazlığın hal ü İçin dosyanm nıerciine gitmesine oy birliği ile karar verildiği» ifade edildi. DİSK DAVASIİDDİANAMESİNİ YAYINLIYORUZ DİSK ihtilal örgütü durumunu iktisap etti,, 19îddianamenin Hukuki değerlendirmeye ilişkin bölümünde Savcılık önce Türk Geza Yasasmm 141 ve 146. maddelerinln tahlilini ve hukuki tartışmasını kendi degerlendirmeleri çerçevesinde yapıyor, daha sonra açıklanan yasa maddeleri içinde fiili ve hukukî durum özetle şöyle yapılıyor: «DtSK kuruluşundan itibaren Marksist Lenlnist lllegal blr htiviyet içinde başlatmış olduğn sosyaUst ihtilâl süreci içinde, bir taraftan mevcut Anayasal düzeni halk nazannda propogandalarıyla kötülemeye çahşmış, diğer taraftan da bu düzenin yıkılması ve işçilerin hrurtuluşu olarak vasıflandırdıklan sosyalizmin inşaası için îşçi sınıfı ve emekçilerde ihtilâlci bir ruh yaratmak gayretleriyle, gayelerine vasıl olabilme bakımından devleti temeUerinden sarsacak manevi cebir ve basln altında tutacak muhtelit tür ve biçtmlerde kanunsuz eylemlere glrişerek bu eylemler Içinde oluşturmaya çahştığı (Cepheleşme) hareketlerine Kirişmiştir. Bu faaliyetler ciünlesinden olmak üzere 5. genel kurul toplantısındakl 33 numaralı giiç ve eylem birliği karan, 6. penel kurul arefeslnde ortaya atılan UDC fîkri ve sonradan 6. jenel kunüda 1 numaralı Cephe kararmın alınması gibi.. DtSK kuruluşundan itibaren aynı hedefe yönelik muhtelit ve değişik biçimlerde strate,1i ve taktik uygulamalanna ffirmişUr. İhtilâlln ne laman gerçekieştirilebilecegi daha önceden kesln olarak tespit edilemediği İçin, DtSK, doktrüıer uygulamalara sa<uk kalarak başlatmış olduğu bütün eylemlerde, bu eylemlerin halk isyanına dönüşmesin) amaçlamış, proğramlarını bu düşüne» etrafında merbezlleştirmiş, ancak başlattığı bir eylemln halk isyanına dönüşmedlğinl görerek bu eylemden kaıandığı yeni de1 ^ l l ı t4Uaçlw«4rak 7*»\ ınylem «lrleri ln« • l» » ı halk «1961 Anayasasının getirdl&i hak ve özgürlüklerl kendilerine gore yorumlayıp istismar ederek, kuruluşundan 12 Eylül Bayrak harekatına kadar geçen süre içinde tüzükleri, organ kararları, eğitimleri, slogan ve dış lllşkilerl İle TCK'nun 141. maddesi muhtevasında yer alan MarksistLeninist yasadışı, Îşçi sınıfmın siyasi örgtitü durumuna geuniş bulunan DtSK, ekonomik haklarımn elde edilmesi bahanesi İle, bünyesindeki işçilerl, (Işçi suııfının savaş okullan olarak) nitelendirdiğl gerek yerel, gerekse siyasal nitelikli genel grevlere Itmiş, sınıf uzlaşmazlığı prensibinl en etklli biçimde uygulayarak anlaşma zemlnl mevcut olan ve kemelerl dlye nitelendirdlkierl Türk Ulusu adına yargı yetldsmi kullanan Adliye'nln manevî şahsiyetini ve devletin ve rejimin teminatı ve yasalann koruyucusu bulunan Askeri ve Emnlyet muhafaza kuvvetlerinl devamlı surette tahklr ve tezyif ederek, devlet organlarımn çahşmaz hale gelmesi için her türlü gayreti sarfetmlş ve anıaçladıklan sosyalist düzenin sürekll propogandasını yaparak bu düzene gecmeyi sağlayacak muhtelit eylemlere girlşmiştir. Burada DtSK'ln kuruluşundan itibaren devamuhk arzeden, Devlete karşı Devleti hedef alan zincirleme suçlann lşlendlği, özellikle Türk Ceza Kanununun 159, 311, 312, 141, 142. maddeleri İle 274 ve 275 sayılı ve 1630 sayüı ve 171 sayılı Yasalarda müeyyide altına alınmış bulnnan fiillerin Işlendiği görülmektedir. Ancak hemen bellrtilmelidlr kl, zincirleme işlenen ve yukarıda zikredllen suçları oluşturari fiillerin tek bir gayeye yani Anayasal Devlet düzeninin ihtilâl yolu ile yıkılarak işçi sımtının iktidarı olan proletarya diktatörlüğünUn kurulmasma yönelik oldugu tereddüde mahal kalmayacak şekllde anlaşılmaktadır. Değlşik bir Itade ile, Ulegal ihtilâl örgütü durumuna gelmiş bulunan DİSK'İ ohışturan tüm sanıklarm yukarıda belirtllen fiillerinin Türk Ceza Kanununun 146. maddesinde müeyyide altına alınmış bulunan ihtilâl fiilinin temellerinl ve lskeletini teşkil ettiği bir gerçeğin ifadesidir.» «Çünkü sanıklarm işlemiş olduklan zincirleme fiilleri. Türk Ceza Kanununun 146. maddesinde müeyyide altına alınmış bulunan İhtilâl amacınm gerçekleştiriimesinde araç olarak işlenıniştir. Bu nerlenle DtSK'in proleter enternasyonalizm ruhu içinde lşçl sınıfı iktldarma dayalı sosyalist sistemin ihtilâlci metodlar1» gerçetdeymesl için, ekonomik, polillk ve ldeolojik ssvasnnı (Arkata t. 8*rted») PROF. DR. &ÜNAY SANER Toplum sağlığı İçin Önemli olan hastalıklardan korunmada krom kullanılabileceğini 20 yıllık çalışmalar sonucu saptamış bulunuyor.. Vücutta krom eksikliğs metabolizmasını bozuyor Çocuk sağhğı. beslenme ve beslenme bozukluklan ile ilgili olarak sessiz sedasız çalışan bir servis var Çapa Tıp Fakültesi'nde; Eser Element Araştırma ve Eğitim Ünitesi. Bu ünitenin başkanı «Prof. Dr. Günay Saner beslenmede önemli bir yeri olan krom metabolizması üzerinde yıllardır çahşıyor. Bu konuda 26 eseri yaymlanmış tngilizce olarak, 4 de Türkçe yapıtı var. Ancak bu çahşmalar uluslararası düzeyden gün geçtikçe geri kalmakta. Çün kü krom tesbit çahşmalan için bir cihaza gerek var. 4000 Perkin Elmer Atomik Absorpsiyon ve HGA 500 grafit fırını ne yazık ki ülkemizde yok. Bu cihazlarm değeri 50 bin dolar. 9 Hayvansal Bu cihazlar olmadıgı tak Proteinlerin dirde Çapa Tıp Fakültesi'nhepsinde deki servisin, uluslararası (Et, balık, düzeydeki çalışmalara erişeyumurta, meyeceği ve iş göremez hakaraciğer. beyinl le gelip kapanacağı bildiriliyor. • Tarçın, karabıber, kekik gibi 1977 yılında TÜBÎTAK bibaharatlar. lim ödülünü alan Prof. Dr. Günay Şaner bu konuda ha 0 Bira mayasmda. yırsever vatandaş ve kurum (Arkua ». n Sanıklann işlemiş olduklan zincirleme fiiller, TCK'ıun 146. maddesinde müeyyide altına alınmış bulunan, ihtilal amacınm gerçekleştirilmesinde araç olarak işlenmiştir. lşçilerln vazçeçmeyi kabule haor olduklan yasal gırevlerl yassdışı bir dlreniş hallne dönüştürerek, siyasi amaçları uftruna bu grevlerl dahi, mevcut sosyal düzenln bozulması ve lşçl sınıfı iktidarına dayab sosyalist bir düzenln kurulması yolunda Anayasal devlet nizamını yıpratmak, dfvlet organlarını manevî cebir ve baskı altında tutmak için vasıta olarak kullanmıştır.» îddianamede bir kez daha DtSK karar ve eylemlerinin süreklilik taşıdığı savunuluyor, Savcılık değerlendirilmesi şöyle sürdürülüyor: «Burada da giirülüyor kl DtSK, RİstemU bir şekUde hareket ed»rek miicaıdell«»Jne y8n vermi«^ 8nce Devleti, Cumhurly*t !•• Jlmlnl, Cnmhurlyet htiMimetlertol, ParUmentoyu, barjnr» mah> KROM hangi besinlerde bulunur? 146. MADDENİN UYGULANMASI