25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MART 1982 yesi ile «Sahibinin Sesi» oyununu okuyanlar bir karşılaştırma yaparlarsa iklsinin de kendi türünde özgün birer çalışma olduğunun ayrımına varacaklardır. Yaşamın tarihi yazıldı mı? Ece Ayhan şiirde yapü bunu. Sevim Burak da hikâyede. Bilâi Bey nep not tutmaktadır. Bu notla tekdüze yaşayan birinin tekdüzeliğin ayrımına varmajnşının çırpınmalarıdır. Hem kendisiyle hem çevresiyle durmadan çatışan bir kişi sim gesidir. Bilal Bey'in gerçefc saydığı yaşam dilimlerinden bir bölümü aktaralım: «Zembul bu gece hastalandı. Bu sebepten sabah geç kalktım. Saatim durmuştu. iskeleye kadar inîp saatimi ayar ettîm. Sonra, kasap dükkânına uğrayarak yarınt kilo kıyma, iki yiiz elli gram kebaplık et aldım, eve geldim.» Aile yıkılışlarmın, toplu yaşamdan, konak yaşamlarından bireye geçişin daha doğrusu geçemeyişin sıkıntısını «şahsında» yaşıyor Bilal Bey. Her şeyi başkası yapmıştır, ona gelen acı da başkasından, mutluluk da. Yaşamının hesabını veremez onun da hesabmı babası Faik Paşa verecektir, ya da Bayan Zembul. Lövanten denilen tip, Bu rak'ın hikâyelerinde ve oyu nunda kendini ortaya koyar. Gerçekte İki ayrı kültürün darboğazında sıkışmış insanların köksOz yaşamlarıdır. Kafka'nm yazdıklarında Habsburg raonarşisinin izlerini aramak gerektiğini eleştirmenler söyler. Sevim Burak'ın yazdıklannda da bu kültür Ikilemini yaşayanlar açısından bir değerlendirme yapmak gerekir. Fantazi ile birlîkte sembol de Burak'ın ürünlerinde alabildiğine vardır: Aslında Burak'ın çizdiği eski mahalle kesiti çürüyen bir yaşama biçimini sergtlemektedir. Oyun okuma alışkanlıgımızm olmadığmı biliyorum ama gene de Sevim Burak'ın oyununu okumalı diyorum. KÜLTÖR YAŞAM Cumhuriyet 5 sanat edebiyat doğan hızlan yayınevlerimız Bilgi Kuruluşları sahibi Ahmet Tevfik Küflü, Bilgi Yaymevi'nin kuruluş amacı, cıkardağı kitaplar ve ya yıncılığın sorunlarına ilişkin olarak Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı. «Sayüi Ahmet Tevfik Küflü, yayınevinizi, amaclarını ve ne tür kitaplar yayınladığınızı anlatır mısınız?» Yayınevimız 1966 yılında kurulmuştur. Bugüne dek öncü bir yayın politikası oluşturmayı amaclamış ve özgün yaklaşırmyla bunu büyük ölcüde gercekleştirmiştir. 16 yıl icinde üretip topluma kozandırdığımız 500'e yakın değişik türde kitap ve tekrar basımlarıyla 7 milyona ulaşan traj ile kültür ve sanat yaşamımızda güclü bir cekim alanı, sağlıklı bir sentez odağı durumunda dır. Türk edebiyatında, bu capta bir girişimin, bir daha aynı tutarlılık icinde tekrarlanabileceğini sanmıyoyorum. Kesin bir gercek olo rak, yayın planlarımızı her türlü koşullanmamn ötesinde. kısır ve yoz sapmaların dışında tuttuğumuzu, daima nesnel ve özgür düşünceyl eksen aldığımızı belirtmek isterim. Yayınevimizin bir başka özelliği, kendi dönemlnden öncs yetişmiş büyük yazarlarımızın hemen tümünü basmo başarısına erişmiş olmasıdır (Aziz Nesin. Atti'â İlhan. Adnan Veli, Bedri Rah mi, Behcet Necatigil, Cahit Sıtkı. Cevdet Kudret, Ceyhun Atuf, Cahit Külebi, Cetin Altan, Fakir Baykurt, Hal dun Taner, Hasan Hüseyin, Hıfzı Veldet, Halikarnas Balıkcısı. ilhami Soysal, Kemal Tahir, Melih Cevdet, Mustafa Akdağ, Muzaffer İzgü, Mümtaz Soysal. Nazım Hikmet, Nadir Nodi, Niyazi Berkes, Orhan Kemal, Orhan Veli, Osman Cemal, Oktay Rifat, Oktay Akbal, Ömer Seyfettin, Sabahattin AN, Sa bahattin Kudret, Sait Faik, Salah Birsel, Suut Kemal, Sevgi Soysal, Şevket Süreyya, Tahsin Yücel, Tarık Buğ ra, Yakup Kadri, Yusuf Atılgan vs.) Ayrıca, bugün hep Yayın Raporu 0 BİR YÜREKTEN BİR YAŞAMDAN. Şükran Kurdakul. 100 lira. Şükran Kurdakul, 19781981 arasında yazdıgı şiirlori yukardaki başlıkla. yayınladı. Kurdakul, yaşamı sevdiren şiirlerle çıkıyor karşımıza. Kurdakul'un şiirindo bir tazelenmeyi gösteriyor bu kitap. Özellikle dörtlükler bölümü çok başarıh. 73lik plak dönüyor Sahibinin Sesi, Sevim Burak, Adam Yayınevi, 150 lira «Tanık Saraylar»ın unutulmaz hikâyecisi Sevim Burak, bu kez bir oyunla okurlann karşısına çıkıyor. «Yanık Saraylar» yayınlandığında büyük tartışmalara yol açmış biitün eleştirmenler yapıtın özgüniüğünde oybirliğine varmışlardı. Ben de «Yanık Saraylar» üzerine Yeni Dergi'de kısa bir eieştîri yazısında Burak'ın niteliklerini sıralamağa çahşmıştım. «Sahibinin Sesi» oyunu, bir anlamda, «yanik Saraylar»da yer alan «Ah Ya' rab Yehova» hikâyesine dayanıyor. «Ah Ya'rab Yehova»nm girişinde Bayan Zem buî'un akibeti betimleniyordu: «Bayan Zetnbul Allahanati / Bıırada medfıındur / Tarihf vefatı 7 temmuz 1931 Bıırada tnedfunsun Bayan Zembul / Çabuk soldun ey jroncei giil / Melekler eder seni kahul / Cennette ebedî rahatını bul.» «Sabibinin Sesi» oyununun ana kahramanlarmdan biri de Zembul'dur. Oyun Bilâl beyin üzerine kurulmuştur. Bilâl Bey îstanbullu, Boğazlı Osmanh ile Batılılaşma arasmda gidip ge len bir rakkastır. Burak'ın büttin ürünlerinde oldugu glbt gerçekle düş, olayla fan tazl birbirl içine teklifslzce g Nezih Demirkent, Altın Kitaplar, 250 lira. Nezih Demirkent'in Hürriyet'te daha sonra da 8. Gün'de gazeteciük ve basın üzerine yazdığı denemeler bir kitapta toplandı. Demirkent'in bu yazıları Gazeteciler Cemiyeti'nin 1981 Gazetecilik İnceleme Ödülü'nü kazandı. Demirkent, Türk basını ile dünya basınının gelişmelerini dile getirdiği yazılarında gazetenin gerek biçim. gerek teknik, gerek içerik olarak sorunlarını da belgelerle ve örneklerle anlatmaktadır. Gazeteciler kadar gazete okurları için de îlgi çekecek bir calışma. SAYFA SAYFA GAZETECILIK # AĞRI Bilgi Yayınevi sahibi Ahmet Tevfik Küflü: Sevda Kaynar. Ödül Alan Kitaplar Yayınevi. 125 lira. Ağn öyküsüyle Gösteri dergisinin öykü dalmda 1)1rinciliği alan Sevda Kaynarın yeni öyküleri de Ağrı'da gün ışığina çıkıyor. Çehof duyarhğına yash öyküler. Ö KARAKTERLER La Bruyere. Alaz Yaymlan. 300 lira. La Bruyere'in ünlü kitabmı bu kez; dilimize Bedia Kösemihal çevirdi. Ünlü kitapta çeşitli konular ve kavramlar üzerine düşünceler yansıtılmaktadır, La Bıuyere Karakterler'ini şöyle noktalamış: 'Bu karakterler yapıtından hoşlanmayantara şafarım; hoşlananlara da ayrıca şaşarım.* Gönülden istenirse sorunlarımız 24 saatte cözümlenir si birer yıldız imza olan yazariarımızın ilk yapıtları da yayınevimizde cıkmıştır (Ahmet Arif. Ali Yüce, All Püsküllüoğlu, Cahit Atay, Doğan Avcıoğlu, Emre Kongar Füruzan, Güngör Dilmen, Mete Tuncay, Nazlı Eray, Pı nar Kür, Selim İleri) kısaca söyiemek gerekirse yayınlan maya değer gördüğümüz bü türt yazarlarla calışma mutluluğuno ermiş bir yayıncı olduğumu övüncle belirtmek istiyorum. Yayınevimizin gercekleş tirdiği bir diğer fonksiyon, yazor hakları konusundadır. Adil bir hesap yöntemi olduğu kuşku götürmeyen «yüzdeyle telif ücreti» kurahnı ilk kez uygulayan Bilgi Yayınevi'dir. Bu kural, günümüzde bir kanun hükmündedir. «Yoyıncılığın güncel sorıınları nelerdir?» Yayıncılığın güncel sorunlarına gelince, bunca olumsuz ve umut kırıcı gelişmelere karşın, henüz makro sayılamayacak sorunlarımız. İvedilikle alınacak bazı radikal önlemler. sorunlarımızı büyük ölcüde hafifletecektir. Ne var ki, Türkiye'mizde kücük sorunlar bile kongren hale getiriimektedir Örneğin bankerlik skan dalı, tam gün fiyaskosu gibi... Bir anlamda sevinmek gerekir ki, yayın hayatımızın sorunlan henüz üstesinden gelinemeyecek boyutlara ulaşmış değildir. Yıllar yılı, yönetimlerden kücük fakat icten bir caba beklemekteyiz. Cumhuriyet hükümetlerinin hicbir zamon cözümcül bir yoklaşıma girmedikierini bile bile, bu ilgiyi bekleyip duruyoruz. Eğer amacımız gercekten cağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak (Fotograf: Cengiz CIVA) girip çıkarlar. Yaşamın karabasamm vermek için kullandığı bir yöntemdir Burak'm. «Sahibinin Sesi» sözü bir çok kuşağın belleğinde anılan harekete getirir. Genç kuşakta da yaşamın tarihine doğru bir göndermedir. Bir çok kişi gramofon deniien aletin sesini bu marka plaklardan duymuş, ilk mü zik beğenisiyle bu marka ay nlmaz bir bfitün olmuştur. «Ah Ya'rab Yehova» hikâ sa, birincl koşul olarak kita ba gereken önemi vermek zorundayız. Esasen sanat, tüm ileri toplumlorda ayrıcalığa değer görülmektedir. Oysa biz ayrıcalıktan gectik, sadece yeterli ve sağlıklı üretime özlem duyuyoruz. Örneğin başta kâğıt olmak üzere, tüm hammadde fiyotlarındaki hızlı tırmanış, bun ların tedarikinde karşılaşılan güclükler, ister istemez kitap etiketlerine yansımakta, zaten kısıtlı olan okur sayısını yavaş yavaş eritmektedir. Hele PTT giderleri gercek bir yıkım halini almıştır. Bu yıkımın icinde, kültür vs bilgi iletişimınin kopmckta olduğu gerceğl de vardır. Bir de «yosak kitap» konusu var ki, nerede başlayıp nerede bittlğini, hangi öîcüt lere bağlı olduğunu saptamak olanaksız. Bu sorunlar yıllar yılı bosın organlcınn da, acık oturumlarda, resml kitap sempozyumlannda enl ne boyuna saptanmıştır. Bu eğilimler objektif temellere dayanmakta, ülke yaranna etkili çözümler icermektedir. Tam yetkili kücük bir komis yon, bu verileri lctenlikle değerlendirdiğinde, yıllardır cile ceken Türk yayıncılığı ilk kez rahat bir nefes alacaktır. Bu soluk. hiç kuşkusuz Türk Rönesansı icin daha güclü bir atılım demektir. Fakat sorunların «dönüşü olmayan noktasya var ması halinde, kültür tarihlnin treni kacırmış toplumlarından biri olmamız Işten bile değildir. Bu korkunç sonucu görmezlikten gelmeye kimsenin hakkı yoktur. , Kısaca tekrarlamak ger»; kirse: Yayıncılorın sorunlan, gönülden istenirse yirmi" riört saatte cözümlenebilir düzeydsdir. düsünce inceleme • * * * Erdoğan Soral TÜRKİYE'DE TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİ VE f *, BÎRLİKLERİ SORUNU" U ~ " A.Î.T.İ A. Yayını, Ankarâ, f981, oral başka çalışmaları yanısıra. özellikle özel Kesimde Türk Mnteşebbisleri (1972) ve İlhan Tekeli ile birlikte kaleme aldıklan Halk Sektörü Sorunu (1976) adlı kitaplarıyla tanmıyor. 1960 ve 1970'lerde Devlet Plânlama Teşkilâtının çeşitli kademelerinde görev alan Soral. 1973 yılında kısa bir süre Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü yaptı. Yeni çalışmasmda bu görevi sırasında yakından izlemek olanağını bulduğu Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri çevresindeki çeşitli sorunlan inceliyor. Soral'a göre. kooperatiflere yapılarına ve kuruluş amaçlarma ters düşen bir işlev. devletin tarım alanında «Taban Fiyatı» uygulama ve «Destekleme Alımları» yapma işlevi yüklenmiştir. Kooperatifler bunun sonucunda giderek kimlik değiştirmiş ve birer devlet kuruluşu haline gelmişlerdir. Araştırmacı şu soruları cevaplandırmaya çalışıyor: «Neden kooperatifler giderek artan bir Devlet vesayetine sokuluyordu? Ortakların büyük çoğunluğunun böyle bir kimlik değiştirmeden doğan çıkarlan var mıydı? Böyle bir cıkar yoksa. söz konusu süreç kimlerin çıkarlarma ve nasıl çalışıyordu?» Araştırma. gerek iktisatçılarımız gerekse konuyla 11gilenenler ve çok sayıdaki Tanm Satış Kooperatifleri üyeleri bakımından önem taşıyor. Ülkemizde sosyal bilimler alanında araştırma yapanlarm karşılaştıkları çeşttli güçlüklerin bir yönünü göstermesi bakımından Soral'ın veri toplama aşamasındaki çahşmalarıyla ilgili olarak yazdıkları çok ilginç. Kısaltarak aktanyoruz: «... Çalışmamızda, araştırmanm kapsamma giren kuruiuşlar hakkında... en az on yıl [ın]... kampanya dönemi için sayısal verileri içeren belgeleri elde etmemiz» gerekiyordu. «... kaynaklara nasıl inileceğlni araştırdık.. Durum. umduğumuzdan daha karmaşıktı... 1960'dan başlayarak 1977 yılına kadar [kooperatiflerin] Yıllık Genel Kurul Raporlarını elde etmek için müracaat ettiğim DPT' ından hiç bir belge elde edemedim. Çünkü DPr arşivinde bu raporlar mevcut değildi. Ticaret Bakanlığı Teşkilâtlan dırma Genel Müdürlüğünde bulunması mutlaka gerekli bu raporların orada da bulunmadığını öğrendim... Söz konusu kuruluşlara AtTİA kanalıyla başvurduk. Aradan bir hayli zaman geçtiği halde yanıt bile verilmedi... Son çare devlet memuriyetinde edindiğimiz dostluklarla soruna çözüm aramak oldu... Ülkemizde kooperatifçilik hareketiyle ilgili bir araştırma yapmanın güçlüğünü ve insana bıkkjnlık veren engellemelerin yoğunluğunu... anladım... Raporlarm elde edilebilmesi için kendimin ve arkadaşlarımm bir yıla yakın uğraş vermesi gerekmiştir» (S. 1112). kısa.. kısa.. • Immanuel Kant, AHLAK METAFİZİĞİNİN TEMELLENDİRİLMESİ, Cev.: loanna Kucuradr, Hacettepe Üniversitesl Yayınları, Ankara, Ocak 1982, 95 s. Hocettepe Üniversitesi cok değerli bir hizmette bulunarak cağdaş felsefenin kuruculannın temel eserlerinln cevirilerinin yer aldığı bir dizi yayınlamakta. Dizinin bu son kitabından önce şu ceviriler cıkmışti: I. Kant, Pratik Aklın Eleştlrisl, Çev.: l. Kucuradl Ü. Gökberk F. Akatlı, Ankara, Eylül 1980, 201 s, David Hume, İnsanın Anlamo Yetisi Üzerine Bir Soruşturma, Cev.: Oruc Aruoba, Ankara, 1976, 135 s. • İlhan Selcuk, ATATÜRKCÜLÜĞÜN ALFABESİ, Cağdaş Yayınları, İstanbul, Eylül 1981, 158 s. Kitap, ilhan Selcuk'un Nisan 1966 ile Mayıs 1981 tarlhlerl arasındaki 15 yıllık dönemde Atatürk'e ilişkin yazılarını topluyor. Genlş oydın cevreleri üzerinde cok etkili olmuş bir yazar ve düşünürümüz olan Selcuk'un Kemalizm üzerine göruşlerinl topluca veren yararlı bir derleme. • Leo Huberman, FEODAL TOPLUMDAN YİRMİNCİ YÜZYILA. Cev.: Murat Belge, 3. Basım, Dost Yayınları, Ankara, Ocak 1982, 316 s. Leo Huberman (19031968) oldukca tanınmış bir Amerikolı foplum bilimcidir. ölümüne kadar P. Svveezy ve H. Magdoff İle birlikte ABD'de bir çevre oluşturon Monthly Revlew dergisl* nin editörlüğünü yapmıştır. İktisat teorisini iktisat tarihiyle car»« landırarak anlatan bu kltabının özgün adı Man's VVoridly GoodS; Story of the VVealth of Nations (1936). Türkçe çevirlsl daha önce 1974 ve 1976 yıllannda basılmıştı • Sencer Dlvltçloğlu, ASYA ÜRETİM TARZI VE OSMANLI TOPLUMU, 3. Basım, Vize Kırklarell, 1981, 171 s. İlk basımı 1967 yılında yapılan ve büyük ilgi gören bu calışmanm ücüncü baskısında Divitcioğlu'nun daha önce Toplum ve Blllm'de yaymlanmış olan «Yeniden Üretim Matrisi Hakkında» adlı yazısı ve «Osmanlı Toplumunun Kuruluşu» üzerine kısa bir not da yer alıyor. Divltcloğlu 3. basıma önsözds şöyle yazıyor: «Bir kuramın bilim niteliğini alabilmesi icin onun cü J rütülebilirliğl gereklidir. Hem doğa, hem toplum billmlerinde cürütülemeyen ya da yonlışlanamayan bir kuram bilim olma niteliğini yitirir. Din olur, dogma olur, zanoat olur» (s. 7). • Mehmet İzzet, MİLLİYET NAZARİYELERİ VE MİLLÎ HAYAT, 3. Basım, Neşre Haz.: Halil Acıkgöz, Ötıiken Yayınları, İstanbul, 1981, 215 s. * Felsefa tarihi, ahlak ve sosyolo|i dallarındaki calışmalarıyla tanınan, düşünce tarihimizin önemli kişilerinden Mehmet İzzet'in (18911930), ilk basımı 1923 yılında yapılan bu eserinin yeni baskısındo, yayına hazır layanın «Hayatı ve Eserleri» üzerine 30 sayfalık bir sunuş yazısı da yer olıyor. Mohmut Tezcan, KÜLTÜREL ANTROPOLOJİ AÇISIN DAN BAŞLIK PARASI GELENEĞİ, Ankara, Aralık 1980, 70 s. Csşitli olumsuz sosyal sorun lar doğuran başlık geleneğl kentleşen nüfus arasında etkinliğini yitirirken. kırsal yörelerde canlılığmı korumaktadır. Bu gelenek nedir? Kökenl • ve işlevleri nelerdir? Sosyal sonuclorı, akraba evlilikleri acı sından görünümü. hukuksal ve folklorik boyutları, gibi sorunların ele olındığı llginc ve özlü bir inceleme. şanm aJpay îlhan Tekeli Selim İlkin PARA VE KREDİ SİSTEMİNİN OLUŞUMUNDA BİR AŞAMA: TURKÎYE CUMHURİYETİ MERKEZ BANKASI 50. Yıl Kuruluş Armağanı, T.C. Merkez Bankası, Ankara 1981, 307 + 260 s. ktisadi ve sosyal yapımız ve tarihlmiz alanında ayrı ayrı ve birlikte pek çok eser vermiş olan değerli araştırmacılar t. Tekeli ve S. llkin'in yeni çalışmaları, ülkemizdc Merkez Bankası'nın ortaya çıkışmı tarihsel bir yaklaşımla inceliyor. Merkez Bankası'nın ytlklendiği para arzı ve piyasasmı düzenleme; kredi hacmini ve dağılımını ayarlama; hazinedarlık ve diğer ana işlevlerin tarih icinde nasıl bir evrim geçirmiş olduğu irdeleniyor. Bu evrim dört aşamaya ayrılıyor. Birinci aşamada, klasik Osmanh düzeninde para, kredl, dış ödemeler sorunlannın nasıl çözümlendiğl lnceleniyor. tkinci aşama, Tanzlmat'la başlayan, ana işlevlerin büyük ölcüde yabancı sermaye gruplarmın ve Büyük Devletlerln denetiml altına girdiğî döneml kapsıyor. încelemede esas ağırhk, Balkan Savaşı'ndan sonra hızla gellşen ulusçuluk akımının 1929 buhranına kadar olan dönemdeki para, banka ve kredi konularındaki düşünce ve uygulamalarını kapsayan üçüncü aşamaya ve 19301931'de T.C. Merkez Bankası'nın ortaya çıktığı dördüncü aşamaya veriliyor. Kitabın sonundakl 260 sayfahk «Ekler» bölümünde Iş Bankası ve özellikle Osmanh Bankası arşivlerinden elde edllen T.C. Merkez Bankası'nın kuruluşuyla ilgili belgeler yer alıyor. Büyük bir itina ile yayına hazırlanmış olan calışma, lktlsadî ve znalî tarihlmizin aydınlatılması alanında önem 11 bir katkı. S I Türkiye Iktisat Tarihi alanında iki önemli kitap Charles Issawi THE ECONOMIC HISTORY OF TURKEY [TÜRKÎYE İKTİSAT TARİHİ]: 1800 1914 University of Chicago Press, ChicagoLondon, 1980,390 s. harles Issawi iktisat tarihimizle ilgilenenlerin yakından tanıdıklan bir araştırmacı. Daha önce yaymlamış olduğu, özellikle Arap ülkelerinin iktisat tarihiyle ilgili The Economic History of the Middle East lOrta Doğu tktisat Tarihi 1 (1966) ve The Economic History of Iran Ilran îktisat TarihiJ (1971) adlı çahşmalarıyla biliniyor. Issawi'nin bu son çalışması, 19 yüzyıl ve 1. Dünya Savaşı'na kadar Türkiye iktisat tarihi ile ilgili 126 adet, kolayhkla elde edilemeyen seçme metin ve belgeyi derliyor. 100 tanesi ilk kez yaymlanan bu metinlerin büyük coğunluğu Ingiliz, Fransız, ABD ve Türk devlet arşivlerinden almma belgeler. Osman Okyar Halil tnalcık (Der.) TÜRKİYE'NİN SOSYAL VE EKONOMÎK TARİHİ / SOCIAL AND ECONOMIC HİSTORY OF TURKEY (1071 1920) Metaksan Ltd., Ankara, 1980, 396 s. C TÜTENGİL'E SAYGI (1921 1979) Cemmay DağTtım, İstanbul, 1981, 335 s. erörist kurşunlarıyla 1979 yılı sonunda can verer, merhum Cavit Orhan Tütengü, sosyoloji alanında ülkemizin yetiştirdiği en değerli araştırmacılardan biriydi. Azgelişmişlik sosyolojisi, Türk düşünce tarihi ve toplumsal bllimlerde yöntem konularında önetnll katkılar bırakarak aramızdan ayrıldı. Tütengil'in anısına geçtiğimiz yılın sonunda Tütengil'e Saygı başlığını taşıyan bir kitap yaymlanmış bulunuyor. Kitapta yazar ve bilim adamlarımızın Tütengil ile ilgili anıları; ikisi Tütengil'e ait 15 özgün inceleme; hun harca katledilişinin yolaçtığı tepkilere ilişkin yazı ve belgeler; nihayet, Tütengil'in çok hacimli katkılarmın dökümünü yapan S.N. özerdim P. Özben R. Taşkıran ın derledikîeri «Tütengil Blbliyografyası» yer alıyor. Kitabın kapsadığı Incelemeler arasında merhum Tütengil'in 1927 nüfus ve tarım sayıraları sonuçlarını irdelediğl «1927 Yılında Türkiye>, P.N. Boratav'm «Anadolu Ağıtlarınm Türlü Nakışları ve Yakınışları Üzerine», Nurl Karacan'm «Azgelişmiş Ülkelerde Kırsal Kesimde Tasarrufu ve Tasarruflan Tutma Şeklini Bellrleyen Etkenler». Gülten Kazgan'ın «Orta Gelirli Ülkeler Arasında Türkiye'nin Yeri», Birsen Gökçe'nin «Bir îç îskân üygulaması Olarak Dönerdere Köyü ve Toplumsal Sorunları», Buşen Keleş'in «Yerel Yönetimlerde Güncel Oluşumlar» bulunuyor. Tütengil'in ölümünden sonra önemli eserlerinden lkisinin yeni baskıları yapıldı: Az Gelişmenin Sosyolojisi, 3. basım, Ülken Yayınları, İstanbul, 1980, 234 s. Sosyal Bilimlerde Araştırma ve Metod, 5. basım. AYKO Yayınları, İstanbul Ekim 1981, 173 s. Tütengil bu kltabmda yöntem konusunda Türkiye'de yaymlanmış çalışmalarm bibliyografyasım da veriyor. acettepe Üniversitesi'nde 1113 Temmuz 1977 tarihleri arasında toplanan «Birinci Uluslararası Türkilye'nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi Kongresi»ne sunulan tebliğleri toplayan bu kitapta H. Inalcık, O. Okyar, ö. Ergenç, î. Tekeli, S. Ilkin, Ç. Keyder gibi arastırmacılarımız yamsıra, uluslararası üne sahip Immanuel VVallerstein, Bernard Lewis, Feroz Ahmad, Z. Y. Hershlag ve Alexandre Bennigsen gibi yabancı bilim adamlarınm makaleleri yer alıyor. Tebliğler sunuldukları dilde (Türkçe, lngilizce ve Fransızca) basılmış. Pekçok okurun dikkatini çekecek nitelikte olan bu kitabın tstanbul'da Sahhaflar Çarşısı dışında görülmeyişi bir talihsizlik. H T OURUN KIRALASLAKİ S/ KIRAL HAZRETLERI BİZİ POLANDtRAM BANKEB r PEKÎONU İSTİVDBSUNUZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle