19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 anKacmguuuın dünü tümcesıyle ı923'lerden başlayıp Atattirk Devletçiliğinln son buldugu 1939 yüına kadar geçen dönemde, Türk Bankacılığına egemen olan yapıyı ve bu dönemde banka sisteminde gerçekleşen gelişmeleri anlıyoruz. Bu gelişmelere koşut olarak özellikle 193139 yıllarında sağlanan sağlıklı büyüme ile banka slstemi arasındaki ilişkilerl genel çizgileriyle incelemek istiyoruz. Bankacılığımızın bugününü daha yakından bildiğimizi sanıyoruz. Çünkü onlarla bırlikte iç Içe yaşıyoruz. Her gün televizyon ekranlannda, basınmuzda kendilerini bizlere daha iyi tanıtmak için gösterdikleri çabayı ilgi ile lzliyoruz. Yarattıklan umut dünyasına kendimizi bir an için kaptınp geçici bir sarhoşluğu yaşadıktan sonra gelirimizi ammsadığımızda bize söylenenlerle beklentilerimizin hiç de çakışmadığıru gözlüyoruz. Televizyonda doğan yakınlığın ulaşılması güç bir uzaklıga dönüştüğünü görüyoruz. Onları daha yakından tanı mak zorunda olduğumuzu anlıyoruz. Çünkü öğrenmek istediğimiz sadece bankacılığımız değil, toplum olarak geleceğimizdlr. Ekonomik beklentilerimiz, gönencimizdir. Gelecektekı mutluluğumuz ya da mutsuzluğumuz Türk Banka Sisteminde saklıdır. O nedenle bankacılığımızın bugününü televizyon ekranlarmda değil bilimsel gerçeğin îçeriğlnde aramak zorundayız. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER «ıderek tutlojya dönüşüyor. TUrk tcapıtalızmınin kaleleri olarak gelişmelerini hızlandırmaya dönük her türlü faaliyetleri hoşgörü ile karsılanıyor. Acaba bu özel bankalar kaynaklannı eko nominin hangi alanlannda kullanıyorlar? Üretime ne türlü ve ne bttyüklükte katkıda bulunuyorlar? Bu sorulann yanıtlannı devlet bankalan ile karşılaştırmalı olarak verelim. 1981 yılında 12 devlet bankası tarafmdan ticari ve sınai faaliystlerde kullanümak üzere aynlan kısa vadeli plasmanların fiili aktiflerine oranı » 32'A dir. Aynı bankalann kısa vadeli plasmanlannın kısa ve uzun vadeli borçlanna (mevduat) oranı % 52'yi bnîuyor. Bu duruma göre devlet bankalan toplam mevduatlacmm yaklaşık olarak yansını kısa vadeli plasman olarak kullanıyorlar. Şimdi, durumu özel bankalar açısından inceleyelim. Özel bankaların ticari ve sınai faaliyetlerde kullandırdıklan kısa vadeli plasmanlann fiili aktiflerine oranı % 86'dır. Aynı bankaların kısa vadeli plasmanlaranm kısa ve uzun vadeli borçlanna < mevduat) oranı °'n 75'i buluyor. Bu oranlar 1939'dan 1981'lere kadar TUrk ekonomisltıin yapısmdakl değişmeleri göstermek açısmdan anlam taşıyor. 192339 Türkiye'sinde banka sistemi topluma ait kaynaklan büyük ölçüde ekonominin Uretken kes'jnlerine (tarım, sanayi, madencilik vb.) kaydınp TUrk ekonomisini kapalı devre statik ekonomiden pazar ekonomisine açmaya çahşmıştır. Ticari faaliyet de Uretim artışına ko şut bir çeüsme kalıbı icinde tutulmaya çalışılmıştır. Ürefcmeyen bir ekonomide ticari faaliyetin üretken bir faaliyet olamayacağı bilincine vanlmış, toplumun kaynaklan ile her mahallede bir milyoner yetiştirmek görüşünden olabildiğinoe uzak kalınmaya çalışılmıştır. 1939'da baş layıp günümüze kadar geçen yıllarda Türk banka sistemi üzerindeki devlet egemenliği giderek azalmıştır. Artık devlet banka sistemine egemen degildir. Ticaret kapitalizmi sadece kendi bankalanm değjl devletin bankalannı da çıkarlan do*nıltiısurKÎa ktıllanmak+,ndır. 1958'lerde terkedilen ekonomik ve sosyal altyapıyı geliştirme ginsimleri yerini davanıklı tüketim mallan endüstrileriyle bütünleşen ticaret kapitalizmine bırakmış üTSemiz tüccarlar cennetine dönmüstür. Üretimflen çok tüketiml «zendiren ekonomi politikalan Jrasanan hızh enflasyonun temel nedenlerini oHuşturmustur Türk ekonomisini Içine düştti?ü kısır dönerüden kurtarmak için başlatılan kıırtBima operasyonlan, 24 Ocak 1980 istikrar prorramında temel felsefelerini buluyorlardı. Tültetimi sınırlamak için ttretimden vazgeçen bu programın acı Uriinleri teker teker toplanmava rjaşlamyordu. Aşa^ıya çekildigi söy lenen enfiasj'ona karsm büvük geçim sıkıntısı çeken halkucız Temmuz 1980 bankacılıgına bel bağlryor, elcfe avuçtakini satıp para piyasasına aktanyordu. Ticaret kapitalizmi bu fırsatı da zamamnda «Jeğerlendirecek. halkın parasma sahip cıkmasmı bilecektir. Bu progtamm sonuçlan almmadan yeni bir politikanın isilenmesi hem olanaksız hem de gereksizdir. T5rk ekonomisinin iki yılda dtlze çıkacağı her ffrsatta söylenmektedir. Bu iki yıl beklenmeli ve sonuçlar almmalıdır. Demokrasimizin saglıklı temelleri Tau bekleyişin üzerine atılacaktır. 2 ŞUBAT 1982 B Bankacılığımızın Dünü ve Bugünü Doç. Dr. Erdoğan SORAL Ankara Î.T.Î.A. Öğretim Üyesi Osmanlı împaratorluğundan Türk bankası olarak devraldığı gerçek anlamda banka, Ziraat Bankasıdır. 1920 30 yılları arasında Türkiye'de 32 banka kurulmuştur. 1929 Dünya ekonomik bunalımı ile Ülkemizde iş yapan yabancı bankalann etkisiz duruma gelmeleri, kredi isteminin (talep) karşılanamaması Anadolu'nun çeşitli yörelerinde tek şubelı yerel bankalann kurulmasma yol açmıştır. Ne varki bu bankalar etki alanları sınırlı küçük bankalardır. 1930 yılmda Türk bankalarınm toplam sermayelerinin %84'ü devlet bankalarına aittir. 192331 dönemi, bir önceki dönemden iki noktada kesın çizgileriyle aynlıyordu. Bunlardan bırincisi. 192331 döneminde banka sistemine Türk bankalarmm egemen olması, banka sisteminin devlet bankalarınm denetime geçmesidir. Bu gelişme 193139 döneminde de sürmüştür. Devletin egemenliğine geçmış banka sistemiyle ve kapitalist kurumsal yapılarda sağlanan dev let denetimiyle başarılı devletçilik dönemi yaşanmıştır. Bu denetim iki temel noktada toplanıyordu: • Türkiye'nın dış ekonomik llişkileri Ülke çıkarlarma uyumlu blr biçünde yeniden düzenlenıyor. • Türk dış ticareti yoğun bir devlet denetimine alınıyordu. Kurumsal yapıda gerçekleştirüen üa temel değişiklik ve devletin egemenliğine giren banka sistemi, halkın tasarruflannm hangi alanlarda kullanılacağı konusunda devleti söz sahibi yapı yordu. Beş yıllık sanayileşme programı böyle bir ortamda başanya ulaşıyordu. Şımdi 193139 döneminde devlet egemenliğindekı banka sisteminde halkın ve devletin tasarruflannın nasıl kullanıldığını büyük devlet bankalannın dönemin son yıllanna ait faaliyet raporlarından ve bilançolarından izleyelim. • Dönemin en fazla mevduat tutan bankası Ziraat Bankasıdır. Bankanm nominal sermayesi dönem sonunda 100 milyon liradır. 1938 ve 1939 yılları bilançolannın aktiflnde yer alan he sapların nıteliklerine bakıldığında bankanın fiilî aktifinin çok düşük bir kısmının (% 10) ticart plasmanlara ayrıldığı görlilür. Ziraat Bankası kaynaklarının çok büyük bölumünü Türk tarımına kredi olarak kullandıran bir bankadır. Ticari plasmanlannın kısa ve uzun vadeli borçlarına (mevduat) oranı % 21'dlr. Bu oran Bankanm halktan topladığı kaynaklann küçük bir kısmını ticaret kesimine kullandırdığını gösterir. • Durum Sümerbank ve Etibank açıaından daha da ilgi çekicidir. Özde birer yatırım banKası olarak kurulan fakat kendilerine bankacılık laaliyetlerinde bulunma yetkisi de tanınan bu iki devlet bankası fiili aktiflerinin dikkate almmayacak kadar bir kısmını ticari plasman olarak kullandırılmışlardır. (Sümerbank % 01). SUmerbank'ın ticaret kesimine kullandırdığı plasmanlann, kısa ve uzun vadeli borçlanna oranı % 4,6'dır. Sümerbank da halktan topladığı paralan ülkenin endüstrileşmesinde Kullanan bir bankadır. Etibank'm 1939 yılmda işlettiği madenler sırasıyla şunlardır: (Ereğli Kömürleri, Soma Linyitleri, Tavşanlı Değirmisaz Linyitleri, Kuvarsan Bakırlan, Şark Kromları, Divriği Demir tşletmesi, Murgul Bakır tşletmesi, Bolkardağ Simli Kurşun tşletmesi, Çatalagzı Elektrik Santralı. Ergrani Bakırlan, Ke çiborlu Kükürtleri.) • Sümerbank endüstri faaliyetlerini farklı endüstri dallarında yoğunlaştınyor. (Pamuklu dokuma, yünlü dokuma, deri ve kundura, kâğıt ve karton, Karabük Demir Celik, GemIik Sun'i îpek, Tosya Çelik. Kütahya Seramik endüstrileri gibi.) Sümerbank, kuruluşundan altı yjl sonra TUrk ekonomisine onsekiz fabrika ve endüstri kompleksı kazandırıyor. • Türkiye İş Bankası'nın 192339 yılları arasmdaki şelişme çizgisi önemli değişmeler gösteriyor. İş Bankası 1933'den sonra iş bankacılığı faaliyetlerini yoğunlaştınyor. önemli endüstri yatınmlarına iştirak ediyor. 1939 yüı itibariyle iştiraklerinin toplam değeri 15 milyon lira olan îş Bankası'nın o yıl içinde ticari niteliktekl plasmanlannın fiili aktifine oranı '/«• 52'yi buluyor. Ticari işlemleri ağırhk tasıyan îş Bankası'nın 1939 yılmdaki nominal sermayesi 5 milyon liradır. Anılan yılda kârının 1 milyon liraya yakiaştığı görülür. îs hacmine göre yıllık kân göreli olarak Ziraat Bankası'nın kânndan f";ladır. urum 8aptamaeı önemtl blr Iştlr. Durum saptamosi yapılırken duyguJara, tepkiler», ofkelere yer yoktur. Blr doktor hostanın, blr muhasebect şirketln, blr kumandan dOçmanın, blr basketbol kocu karşı takımın durumunu saptarken gercekcl olma' zorundadır. Türkiye, dünyadakl durumunu aaptarktMi dttyguvu, öfkeyl, tepklyl blr yana bırakmalıdır. Neden? Neden? Neden? D Bankasız kapitallzm düşünülemez. Ne var ki çağımızda kapitalizmin yaşammı sürdürebilmesi bankalara, sermaye piyasasına akıp gelen ve topluma ait olan kaynaklann ekonomik işlem alanlanna yönlendirilmesini gerektiriyor. Piyasa mekanizmasmın boşluklarını anında devlet dolduruyor. O nedenle devlet banka ve sermaye piyasasım ekonominln ulaştığı gelişme düzeyinin bir fonksiyonu olarak az ya da çok denetlemek yoluna gidıyor. Gelişmiş kapitalist ülkeler için gerekli sayılan bu olgu kapitalist yoldan kalkınmaya çalışan az gelişmişler için yaşamsal bir nitelik kazanıyor. Bu olgu, Türk Bankacılığımn dününde vardır. Atattirk Devletçiliğinin özünde vardır. Gelişmeleri 1923'ten başlıyarak 1939'a kadar Izleyelim. Türk Banka Sistemı 1923 yılma yabancı bankalann egemenliğinde glriyordu. Merkez Bankası lşlevlerini yabancı kökenli Osmanlı Bankasj görmektedir. Osmanlı Bankası o tarihlerde Düyunu Umumiye'nin Türkiye'deki muhasebecisi gibi çahşmaktadır. Osmanlı Bankasmın dışında lrili ufaklı bir sürü yabancı banka çoğu liman kentlerimizde faaliyette bulunuyor, Türk dış ticaretini tepeden tırnağa denetliyordu. Bu bankaların kendi ülkelerinden para getirerek bu paralan Türkiye'de kredi olarak kullandırmalan genellikle söz konusu değildi. Bu bankalann hatta o günün Osmanlı Bankasmm Türk halkından topladığı paraların (mevduati çok azını Türkiye'de iş alanlanna aktardıklan, önemlice bir kısmmı dış Ulkelerde kullandıkları biliniyordu. Türk bankalan arasmda Ülkenin tUmünde örgütlenmiş +«k banka Ziraat Bankasıdır. Cumhuriyetin ilk yılmda Ülkedeki Türk bankalannm toplam sermayelerinin %68'i bu bankaya aittir. Denilebilir ki Cumhuriyetin Bankacılığımızın Dünü Norvec. isvec. Danlmarka, Federal AJmanya, Italya, Yunanlstan, İspanya, Hollanda, Fransa, Amerlka, Belcika, İngiltere, İrlanda, Lüksemburg, Porteklz vb. devletler, Avrupa Konseyi, AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu), NATO, OECD (Ekonomik işblrllğ! ve Kalkınma örgütü) ve de bunların ceşitll kurumlarının yanısıra Amneety international, Avrupa sendikaları, hukuk kurumlan Türkiye' ye dönük yüzlerinde sürekli olumsuzluk üretlyorlor. Bazı davranışların kökenlerinde hangi gerekcelerln yattığını billyoruz. Sözgelişl Yunanlstan'ın uluslararası örgütlerde ülkemlze yönelik tutumu acıklanablllr. Ama her ülkenin dostlan ve düşmanları vardır. Okar catışmasına düştüğü ülkelerle düşmanlaşma»ı, blf devletin yaşamında doğaldır. Bununla birlikte bütün Batı dünyasının Türkiye'ye düşmanlık ve haksızlıkla dolu blr evren oluşturduğunu llerl sürerek saglıklı blr montık oluşturmak olanaksızdır. Oysa ne göruyoruzî. . Norvec, Türklye'ye bazı sllahlar verm»kten vazgeol yor. Neden? Fransa, Parls'tekl Elclllk müsteşanmtzı cağırıp tatsız şeyler söylüyor? Neden? Avrupa Konseyl Türkiye'ye yönelik kararmda yenlllp yutulması zor suclamalara yer verlyor. Neden?. Bazı ülkeierde OECD yardımlarını dondurmak eğilimleri ağır basıyor. Neden? AET'nin Parlamentosunda birbirl ardından Türkiye konusunda olumsuz ve tatsız kararlar çıkıyor. Neden? Dış dünyada ICFTU glbl cok ılımlı sendika örgütlerinden CGT gibi sol sendikalara değln bütün işcl örgütlerl Tür kiye'dekl olayları kınamak ve protesto etmek lcln yarışıyorlar. Neden? Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) durmadan Türkiye ile uğraşıyor. Neden? İsveç V8 Federal Almanya parlamentolannda Türkiye'de olanbitenler üzerine tartışmalar gündemden eksllmiyor. Neden? Danimarka'da, Hollanda'da ve aklınıza gelen bütün Batı Avrupa ülkelerinde Türkiye'ye karşı (klmı ?a man etkili ve yaptırım gücü bulunan, klmi zaman etkisiz ama hoş olmayan) eylemler ve kararlar birbırınl kovalıyor. Neden? Duyguyu. öfkeyi, tepkiyi bir yana bırakıp bu nedenin üstünde düşünmeliyiz. * Ve sonra bir karar vermeliyiz. Eğer gücümüs varsa hepsine blrden deriz ki: Hadi canım siz de... OECD'nin Yardım Kutusunu al başına call... Avrupa Konseyi'ni çöp tenekesine atl... Amnesty internationai'l sınır kapısından iceri sokmai... Avrupa Sendikalannır» canı cehenneme!... AET'nin program kredisınin Allah bslasını versin! . Ortak Pazar Parlamentosunun söyledikleri vız gellr tırıs giderl... Almanya'dakl sol muhalefetl Schmldt, Franso'dakl komünistleri de Mitterrand düşünsün... Bütün bunlardan blze ne? Dlyeblllyor muyuz? Ama olmuyor. ABD, Türklye'ye sllah ambargosu koyuyor da ylne dostumuz sayılıyor ve Basra Körfezi'ne doğru Anadolu'yu atlama tahtası glbl kullanmayı düşünebiliyor. NATO, ülkemlzl tehlikenin lleri karakolu sayıyor da askerimlzl NATO standartlarına göre donatmıyor, Haig ağzımıza blr parmak bal calıyor da eırasında NATO'nun askerl kanadına boş veren Yunanlstan'ı daha lyl donatıyor. Durup düşünmek Istemez mislniz? Neden böyle oluyor? Neden? Neden? Neden? Neden?. • • Bankacılığımızın Bugünü Bankacılığımızın bugUnünde 36 Türk bankası vardır. Bu 36 bankanm 24'U, TUrkiye Bankalar Birliği'nin yaymlannda ticaret • bankalan başlığı altmda sıralanmış özel bankalardır. Söz konusu 24 özel bankanm karşısında devlet bankalannın sayısı 12'de kalıyor. TUrkiye İş Bankası da artık bu bankalann arasmda yer almaktadır. Zaman özel bankalar için çalışıyor. özel bankalara karşı seçkinlerimizde gözlenen ilpri okuriardan Burhan I ARFttD 4< Yeni kusakları öeçen oy au anda hatırlayamayacağım bir sayınızda Haydar Dümen'ln llginc blr makaleslnl okumuştum, ardından ünlver8lte Öğrenclsl blr boyon bu makaleye yanıt verdl. Oldukco kızısan blr yanıt verme savaşı sayeslnde blz de güzel Ur dlzl makale Izlemlş olduk. Konular blz» cok yakındı anlamlıydı, önemli sorunlarımızı acıklayıcıydı ben cok yararlandım. Aslında Sayın Dr. Haydar Dümen'e bazı soruları yönelte bllmeyl cok Isterdlm. Bu aracılığı üstlenlrseniz sevinlrlm. Kuşağımız yalnır verllenln tartışmasız alındığı ve fazla 8oru sorulmanin İyi karsılanmadığı blr ortamda yetlştlk, okuduk ama ekln sOzgeclnden gecmedlk. lclmlz özverl dolu her blllmsel gerceğl yılmodan nerdeyse gldlp almayı, AzOmlemeyl, anlamayı. anlatmayı ondan sonra korşımıza ctkan her de mlr kapıyı zorlamayı aralamayı özleyen güc doluyuz. Ama hlc blr zaman fırsat verllmedl hep durağan kalmamız lcin zorlandık. Okunan blrkac Ideolojik kitapla düşünce savaşı na glrdik, yetersiz kalınca sılaha sarıldık kendlmlzl kanıtlamaya kalktık. Sayın Haydar Dümen, nedenl nedlr slzce? Hlc blr blllm adamını yadsımak dll uzatmak haddlmlze değil yaşadığımızı bllecek anlayacak blrlklme sahlblz. Cünkü o engellenemedl kısırlaştırılamadı. Freud'a olan hayran lığınızı düşüncelerlnln gercekHğlnl geçerllliğinl Ispatlamak lcin gösterdiğlniz cabayı anlıyorum. Amacım yetersiz Ruh Blllm eğltlmlmle Freud'u eleştlrme aclzllğı deflll. Ama gerçek var ki toplumumuzda lclmlzdekl llkel duygu ve dürtülere roğmen hlc blr gen« kız erkek arkadaşı tarafmdan terkedlldlğlnde (kl bu düşünce de yanlış) acı duyma mak tadır. Freud'un baldızıylo glrlştlğı lllskller sonucunda oluşturduğu bilimsel döşüncelerln gunOmüz Insanını değerlendlrmeye, genellemeye ölcüt olacağına Inanmıyorum. Gecmlşte kaldı, o noktada cağımızı değerlendlrmek hâlâ gec mlşte yaşamaktır. O temeller üzerlnde yenllerinl Inşa etmelıylz. Madem gerceklerln gecerllllğlnden bu kadar eminslnlz cağınızı değerlendlrmede tanunak yışa sahlp sağlıksır llişkller mi oluşturduk sonıyorsunuz?. Bu duygular Içlnde ben cağını yaşayamamış olmanın acısını yaşadım, umarım Sayın Dümen de cağına erlşemlyen lere acımayı blr yana bırakır. yeni kuşoklan tanıyamamanın acısını tadar. Buna sancı demlştlnlz, her sancı sonunda blr şey doğurur. Umarım cağı nı yaşayamama sancısı da ye ni fili7lere gebedlr Seval KIZILCAN İPRAŞ A. Method Organlzasyon ve Eğltim Md. Eğitlm Uzmanı Tütünçlftlik / İZMİT • Cek Kürekleri, Yavas Yavas!,, örk komlk operalardan tUblebid Horhor» müzlkll Türk tiyatrosunun en başarılı aserldlr belkl del 1875ft de İlk defa oynanmış olan tLebleblcl Horhor». on yıl önceye kadar hlç değil İstanbul'da yinelenlrdl. Bir ara televizyonda verildiydl. Nalyan'ın yazıp, Çuhacıyan'ın bosteledlğl Leblebi cl Horhor operetl Ik) defa filme çeklldl. Iklslnln de re|l8örü Muhsln Ertuğrul'du. ilkl 1924'de sesslz olarak Kemal Fllm hesabına çevrlldlydl. 1934'de İpekçl Kardeşler adına seslı olarak cevrllen muzlkll fllm, blr cok bakımdan llginotl. Muhsin Ertuğrul'un çevlrdiğl bunco film arasmda önde gelenlerdendlr. Venedik Fllm Festivallne katılıp mansiyon kazandığını rejlsör blr tanıştan auymuş tum. 1935'de görmüştüm. Dünya sesll fllm ürunlerlnin Türklye'ye bol geldlğl yıllardı. Amerlkalıların «Brodvvay Melodi» «Caz Şarkıcısı» Alman ve Avusturyolıların Wllll Forst, Martha Eggert, Willy Frltsch, Rlchard Tauber, Fransızların Albert Prejan fllmlerinln TOrklye'ye sıcağr sıcağına sunulduğu zengln repertuvar yıllarıydı. Böyleslne doymuş bir ortamda Lebleblcl Horhor filminln, o flunlerln deyimiyle sesl! ve eözlü nüshasını neden böylaslne sevdlğlml hep düşünmüşümdür. Lebieblcl Horhor'un güclü ve sevimll blr kadrosu vardı Sanatının ve güzelllğlnln doruğunda olan Ferlha Tevflk, baş kadın rolü Fadime'yi oynuyordu. Ferdl Tayfur (Günümüz arabesk şarkıcısı değil, Adalet Cimcoz'un kardeşl Ferdi), Türkiye Güzelllk krallçesinln canlandırdığı Fadime'ye cok uygun bir partönerdl; yakışıklı ve sevimliydl. Leblebicl Horhor Ağa'yı Büyük Behzad (Butak) oynuyordu. Öteki rollerde Hazım Körmükçü Muammer Karaca ve Vcsfi Rıza Zobu vardı. Istanbul Şehlr Opereti'nln genç balerinlerl coğu sahnelerl daha da sevimll yapıyordu. Şlmdl düşünüyorum da. Leblebicl Horhor'u böyl»8lne unutulmaz yapan daha blr başka öge de var glblma geliyor! Kâğıthane deresl ve cayırı, kayık sefalan ve o günlerin bohar bayramı olan Hıdırellez şenliklen ağır oasıyor. Kaç cifte olduğunu unuttuğum kayığin arka yanında, Feriho Tevfik, bütün güzelliği, göze carpıcılığıyla oturmakta ve Fadime'nln girlş solosunu okumaktadır: Bahar geldi ah oldu yaz. Bülbül güle eyler nlyaz. Cek kayıkçı kürekleri Çek kürekleri yavaş yavaç. Ve kayıkcıların yavaş yavaş çektlğl körekter, d»rwt nln sularına hafifce dalıp hız alarak yükselirken, ışıltılı dornlacıklar müzlğın ezgllerlyle bütünleşlr. Hepsl bu değil. Leblebicl Horhor müzlkll Törk fllmlnC cevrildiğinden yarım yüz yıl sonro böyleslne olumlu hatırlayabilmemin daha başka nedenlerl var. O yıllarda henüz yokedl memlş Kâğıthane cayırında Hıdırellez bayramının sevimll blr gercekcilikle canlandırılmış olması ağır basıyor. Çengllerl, kuklacıları, gezglncl satıcıları, bahar bayrammın todını cıkarmak lcln cayıra sere serpe uzanmış kişllerl, sarı sarı katırnağı çloeklerlnden orülmüş llginc külahlar satan clngeneler'ryle o güzel geomiş'l veren yanı da var. Zira Kâğıthane deresl ve cayırı, 195O'de başlayıp sonralan hızlanarak bütün doğa güzelllklerlyle yokedlldl. 195O'II yılların ortasında Eyüp'ten blndlğlm blr sandalla Kâğıthane deresine şöyle blr uzanma glrlşlmlm yarıda kalmıştı. Teneke ve eskl tahta parcalarıyla oturtulmuş atölye bozuntuları her yerl kaplamıştı. Her yere 8ln= mlş ağır kokular boğucuydu. Camurlaşmış dere Bularında kayık Işleyemlyordu. Komlk operaların, fllmlerln, cocukluk ve gencllk yıllarımın tKÖğıthane deresl ve çayırıt özücO gerceklerlyle o güzellm anıları slllvermlçtl. Yapraklan solmuş bir anılar albümOydü sadece. Sağlık bozucu. hatta ölümü hızlandırıcı etkllerl tortısılan Hallc ve uzontısı Kâğıthane'yl kurtarmak icln yanm yüzyıldır yazıldı ve tartışıldı. Blllmsel calısmalar ve taslaklar yapıldı ve ycpılıyor. Fakat sonuç değîşmlyor. Sularda canlı yaşamaz oldu. Cevrede oturanların yaşama süresl kıscldı T nıcin yetersiz kalıyorsunuz. Freud'un gerceklerl benlm yaşadıklarımı yadsıyorsa acık layamıyorso bu anlayıtın benlm lcln yeterslz olduğunu söylemek sanırım yanlış değii dlr. Acıklayomıyor dlye benim yaşadıklarımı yadsıyacak mısınız?. Toplumumuz genc kız clnsel özgürluğünO sahlplenemedl şimdlye değln. Binlerce sahipslz soru ve sorunla karşı korşıya kalıp birllkte yaşamayı öğrendlk. Bunlorı acığa vuramadık dlye erkek arkadaşımı zın emrinde ve her türlü isteklerlnı yerlne getlren anla Enerji tasarrufu ve öneriler Oünümüzde lnsan yasantuının içinde öne mi gittikçe artan değerlerin başında enerji gelmektedir diyebiliriz. Üretiminden tukeUmlne kadar uluslar enerji olgusu ile ilgilen mektedirler. Dış ticaret açıklarmm büytik bir bölümünün enerji dışalımmdan kaynaklandığım belirterek konunun dünya çapmdakl önBmini vurgulayabiliriz. Bu nedenle Enerji Haftası ıiân edilerek çe şitli yollarla enerji tasarrufu belirtilmeKte, kitlelere bilgiler verilmektedir. Uygulamalann doğru olduğunu belirtmemiz gerekir. Eelirtece ğimiz görüşler çalışmalann daha iyi sonuç ver mesine yönelik olacaktır. İlk olarak enerji haftası dolayısıyla yapı lan çaüşmalarm kısa vadeli olması halinde yarannın az olacagı kanısmdayız. önümuzdekl yıllarda enerji olgusuyla daha girdill çıktılı olacağımızdan tasarrufun da sürekli olması, uzun vadeli tasamrf programlanna gidilmesi gerekir. Bunun için ilk yapılacak enerji Uretimimizin arttırılmasıdır. Yine sanayi üretimimizin enerji yönünden dışa bağımlılığı giderek azaltılmalı, iç kaynak lara dönülmelidir. Pazla enerji harcamasını gerektiren tüketim aletlerinin yapılması tılmalı ya da dtırdurulmalıdır. Enerji tasarrufunda bulunurltfin, elektrikli eşya yapılması gibi çelişkilere düşmek gülünç olacaktır. Tasarruf aaısından halk eğitimi de çok önemlidir. Bu eğitimin yoluysa kitle iletişim araçlanndan g<îçmektedir. Televizyona, radyoya, basına büylik görevler düşmektedir. Her gün beş dakikalık da olsa Uginç programlar halk eğitimind© çok yarar sağlayacaktır. Gazetelerimiz sayflalannm küçük bir bölümlerinl enerji tasarrufılna ayırsa, bilgiler verllse, yanlışlar gösterilse kitlelerin bilinçlenmesi daha kolaylaşacaktır. Okullarda küçük yaşlarda tasarruf düşüncesi aşılansa, bu konularda toplan tılar yapılsa tasarruf kısa zamanda yaygınlık kazanacaktır hic kuşkusuz. Aslında enerji konusunda söylenecek, yaalacak çok şey »ar. Şunu bilmemiz gerekir kl, sonuçta yararlı ya da zararlı bizier çıkacağız. Toplum ve birey olarak. Sonuçta yararlı çıkacağımız işlıfri yapmazsak tnsanoğhınun temel özellikleritae ters düşmtis olmaz mıyız? Tamer KOSTÎK Keciören ANKARA İ5O VlOnCE) (Cumhuriyet 2 ŞUBAT 1932 KADIN RESSAMIMIZIN BAŞARISI Son günlerde Paris'te açüan «Müstakil ressamlar resim sergisi»nde blr TUrk kızırun yaptığı tablo bilhassa nazari dikkatı celbetmiş ve büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır Bu hanım kız Sabiha BUş tU Hanımdır. Sabiha Rüştü Hanım bir kaç sene Münih GUzel Sanatlar Akademisinde talebelik etmiş, Eerlip de meşhur ressam Lov > • Corinth'in yanında ça!ıştıktan sonra bizim Güzel Sanatlar Akademismi de bitirmiştir. c DGönön Bam! İkinci Türkçe filim Kitapseverlere çagrı • Okul Müdörlüâünü yörüt tüğüm Sazgeclt Köyü llkokulu, Konya Hlna bağlı Ereğli llcesine 1520 kllometre uzaklıkta, 346 öğrencl ve 10 öğretme nı ll« arac ve gerecslz fiğretlm . eğltlmlnl sürdürmektedlr. Oysa bugOnOn dünyası ar tık somut v« geroek eğitlm oğretlm Istemekte ve görerek yaşayarak bllmedlklerlnl öğretmektedlr. Bu da ancak eğitlm • öğretlmde arac ge rec kullanarak mümkOndör. llkokul sevlyesin* uygun eo ouk kltapları, Türkiye harltaları v« dlğer uygun göreceglnlz tur vasıf Ve mlktarda acık odreslmlze postalayacağınız her türlü arac • gerec blzl mutlu kılıp, eğitlm • öğretlm yaparken blzlerl daha da kam çılayacaktır. Mahir SAÖDIO Sazgeclt Köyü flkokulu Ereğli/KONYA Yabancı Diller Yüksek Okulu öğrencileri: Statümüz belirlenmeli Dseden sonra Oo yıllık eğitlm öğretim yapan Yabancı Diller Yüksek Okulu öğrencilerlylz. Gecen yıla kadar okul dan mezun olan arkadaşlarımız öğretmenllk yapablliyorlar dı. Okul yönetmellğinde «Okulu bttlren ftflrencller Pedago|lfr kursa kotılorak öğretmen olur» denilmektedlr. Buna rağmen bu okullardan mezun olanlara ne pedogollk kurs açıl mış, ne de öğretmenlik hakkı verllmlştlr. Gecen yıldan bu yana ne blzlerln ne de okullarımızın statüsü bellrlenmlştlr. BüyOk ümltlerle «öğre«mem olacağız dlye terclh ede rek Ve OSS kazanarak bu okula gelen btz sanssız öğrencller ba8indan edlndlğlmlz bllgllerle kendlmlzl boşlukta hls setmekteylz. Okulumuz öğrencllertnln büyük coğunluğu taş radan ve yoksul allelerden gei mektedlr. Bizlere de dlğer vuksek okullarda v« fakültelerde okuyan öğrencller glbl Istikbol ka zandırılması en büyük arzumuzdur. Yüksek okul mezunu olmanın semereslnln «ögretmen» olmak veya ne glbl hak tara sahlp otocog'ınuz konusuna acıklık getlrllroeslnı bek liyoruz. Eskls«Mr Yabancı DHtor YOkMk Okulu Ö4nmdlerl Rejisörlüğünü Ertuğrul Muhsın'in yaptığı «Kaçakçılar» filmi Güzellik Kraliçesi Ferıha Tev fik Hanım ve Darülbedayi artistlerı t.arai'ından çevrilmiş ikinci Türkçe filimdir. Musıkisi tamamen alaturkadır. Yalnız Elhamra sinemasında Cumhuriyet Sahlbl: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. «dına NADİR NADİ CenelYaymMüdurö:. MOesseseMOdürü: YaaljleriMOdürO: Ba»«nv»Y«y«n BÜROLAK. • ANKARA:»KonurSokâkno%24/4Yenlj«hlr Tel: 17 58 2517 58 66 Idare: 18 33 35 • İZMİR: ««»HılltZlya Bulvan No:65/3 Tel: 2547 09131230 • ADANA: AlatOrk Caddesl, Türk Hava Kurumu Ishanı Kat 4/S Tel: 14 55019 731 Sayın Şide, 14 aydır emekli olamıyorum SSK SicU numaram 813800'dür ve 11.11.1980'de emekli olmak için ZeyrekSSK'na müracaat ettim. Yaşlılık Tahsis Numaram 77746'dır. O günden bu yana geçen 14 ay boyunca SSK Genel MUdürlüğU, TC Emekli Sandığı Genel Müdürlüğtt re MUH Eğitim Bakanüğı arasmdaki yazışmalardaki aksaklıklar yüzünden emekli olamıyorum. 11.11.1981'de (mtiracaatımdan tam bir yıl sonra) Ankara'ya gittiğimde, Milli EBitim Bakanlığı llgilileri, Emekli Sandığımn 28.5.1981'de gönderdiği bir yazıyla istediği bilgüerl he nttz göndermediklerini, çünkü ıju yazıyı bulamadıUarını baıja soyledller. Gene, Emekli .Sandığı ügilileri, 13.4.1981'de ı'yani 9 ay önce) SSK Genel rnUdürlüğünden Yd. Sb. terhis tezkeremi isteyen yazısına hâlâ yanıt beklemekte olduklarv m bana bildirmişlerdir. Vatandaşm dilekleriyle ilgil'Hidiğinizi biliyorum. Bunu cffeellikle belirttiğinizi gazetel'fcrde okuyorum; adı geçen kuruluşlardaki işlemlerin hızlandİDrrfmasında yardımınızı dilly>nr ve Ugilerinize simdiden teşısfckür ediyorum. Hüseyin Nevzat Erfcmen Akademiler SitesL DBlok, Daire: 82 Zincirlikuyu • tST. HASAN CEMAL EMİNE UŞAKUGİL OKAY GÖNENSİN Cumhuriyat Malbaacılıkve Gazotecllik T.A.S. Po»ta Kutusu: 246 İStanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) • • . • 2 ŞUBAT 1982 JMSAK «30 GONEŞ 8.09 ÖĞLE 13.28 İKİNDİ 16.09 AKŞAM YATSI 30.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle