19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 on zamanlarda bazı slyasl toplantılarda anayasa meselelerlnın bahıs mevzu edlldığınl gazeteler yazdı. «Başbakan Şemsettin Gunaltay bır âyan meclısl kurulma6ina şahsen taraftar olduğunu bır ay kadar once Istanbul gazetecilerıne acıkladı Cok daha oncelerl gazetecl Cihat Baban, serı halınde makaleler yazarak memleketlmızde bır âyan meclısi kurulmasının luzum ve faydoları üzerınde durdu Son defa Burhan Belge "Haftalık Slyasi Mektuplor'ında. âyan meclısl kurulması ve anayasa değışıklıklerı hakkındakı fıkırlerın gercekleştırilmesl yoluna gldılmesınm arzedeceğ! sıyası tehlıkeyı Işaret ettı «Butun bunlar yenı Secım Kanunu cıkmadan once acaba bır anayasa değışikliğl karşısında mı kalacağız? sualını zıhınierde uyandırmaktadır «Kamu Işlerlnln duzenslz gitmeslnln günahını kanunlara yuklemek alışkanlığının bu memlekette moalesef pek fazla yer ettiğino 'Kanundan Şlkâyet' başlıklı, (14 hazıran 1949 gunlu) yazıda işaret etmıştim Acaba butun kanunlar duzeldı de şimdı sıra anayasaya rnı geldı"> Kımbllır, demokrasl âşığı bazı partılller veya nazarl bılgllerı mukemmel Dazı munevverler ylrmıbeş yıllık toplum ve devlet hayatımıza bakarak otonter sistemden ve şef Idaresinden anayasayı mesu! tutmakta ve boyle bır döşuncenln mantıki netıcesi olarok da bu yasayı Heâjştırmenın luzumlu oldugu kanaot ne varmış bulunmaktadırlar 14 ŞUBAT 1982 S Evvel Zaman Icinde ve Bugün Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU labllfr Fakat muhatabım cok hoşgorulu. husnunıyetlı bır zat olduğundan, lyl nlyetle soylenen sozlerı aynı suretle karşılıyordu Yukarıkı suallme verdığı cevap da şu olaufSız hukuk profesorusunuz Bılırsınlz kı. bazı memleketlerln anayasaları yazılnnş bazılarınınki yazısızdır Bızım ıse Ikı anayasarmz vardır: Yazılmış ve yazılmamış Bunıardan yazılmış olanı senln kitapta okuduğun 1924 tarıhlı Teşkılotı Esasıye Kanunu'dur Yazılmamış olanı ise şımdıkl fıılı durumurnuz yanı şef slstemlmizdır Bu sıstem kuvvetınl Partı'den alır.» «Yazılmamış anayasanın lüzum ve zaruretlnl, Türk Inkllabı'nın ve Cumhurlyet'ın başından berı bırbırını takıbeden ceşıtll hadıselerıne ve nıhayet o sırada içınde bulunduğumjz Cıhan Harbıne baâlayarak. uzun uzun ızah ettıkten sonra «Mamafıh elbette bır gıın gelecek, yazılı anayasamız harfl harfıne tatbık olunacaktır» dedl ( ) «Anayaso hakkındakı bu anlattıklarımız, herkesın bıldlğl bır şeyı henuz esklmeyen bır hatıraya dayanarak ve (yazılı yazısız anayasa formulü ıcmde) tekrarlamaktan başka bır şey değıldlr Bu hatırayı nakletmekten asıl maksadımız, 20 nısan 1340 (1924) tarıhını taşıyan anayasamızın butun icaplarıyla ancak bırkac yıldan berı tatbıkıne ca'ışıld'^ına dıkkat nazarını cekmektedır Şavet yazılmış anayasamızın yanında sıyası hadıselerın ve ıctımaı zaruretlerın tesırıyle yırmı yıldan fazla bır muddet, yazılmamış anayasaya dayanan teamull bır şef sıstemı bu memlekette carı olmuşsa. bunda anayasanın ne sucu var kı onu daha tatbık mevkııne koydudjumuz ılk yıllarda değhtlrmeyl hatıra oetınyoruz'? Sankı anavasaya qore bır âyan meclısımız dahı olsaydı gecen yırmı yılda nef sıstemı olmayacak mıydı? Heie anayasamızı lyıce ve dortbaşı rnamur bir şekılae tatbık edelım bırkac tesrt (yasama) devresı gelıp gecsin Partiler iktırfara qelıp gıtmeye, mıllet, ıcraatını beöenmeaığı partıyı devlrmeye, Meclls, Kabme duşurmeye alışsın Hulasa, yazılı anayasamız normal tatblk hayatın* yaşasm Eger ondan sonra mahzurlar cıkar ve demokrasının daha lyı Işlemesı anayasanın bazı kısımlarının değıştırılmesını gereklı kılarsa degıştırme işı o zaman Konuşulur ve duşunulur (Cumhurlyet 20 haziran 1949) Yukarıdakl yazıdan tam 22 yıl sonra ylne bu sutunlarda şoyle yazmışız: * . Bırkac yıl once cıkan blr yazımızdo bızlm ulkemızdekı sorunların 'Benım oğlum blna (1) okur, doner döner yıne okur' kabilinden temcıt pllavı glbl tekrar tekror onümuze serlldığlni soylemıştlm Hlc bır kelimeslne dokunmadan yukarıya aktardığım yazı bugunkü sorunları acık secık ızah etmıyor m u ' Anayasa uygulanmaz, Işler yürumez, öbur yasalarımız uygulanmaz, anarşi ortamı doflar ve sonra bunu uygulamayanlar değ'l, doğrudan doğruya anayasalar ve anayasanın uygulanmasım fsteyenler sorumlu tutulur. Ne garip tecellı ve memleketimiz lcln ne hazln blr gozlem değıl mı'» (Currhuriyet 18 temmuz 971) ••* Komlsyonu Başkanı ve bırcok bllım adamı orada blldirilerinl okudular Aralarında 1961 Anayasasının hazırlanmasında emeklerl gecenler da var Ben bılımsel calışmaları her zaman yararlı bulurum Ama kıml gazetelere bakılır8a, ulkemlz lcın yepyenı kavramlar bulunacak ve sankl «Amerika yenıden keştedılecek» havasi var Oysa Turkıye bugun öyle blr slyasal ortamda yaşıyor kı onda anayasayı MGK'ınce cıkarılacak bır tek yasa ile hepten, ya da parca parca ortadan kaldırma olanağı var. Bu konuda 12 Eylul 1980 ı Izloyen ılk qunlerde yuksek bır yetkılınin şu kısa ve kesın sozlerını anımsatmak ısterım «Olağanustu donemlenn, olağanustu yasaları olur» Bu soz bugun ıcın bır gerceğı vurguıuyor ilerısı ıçın ıse butun sorun şu noktada toplanıyor Turk halkı olarak demokrasıye inanıyor muyuz, ınanmıyor muyuz' Eğer inanıyorsak şu sonuca varırız 1961 Anayasası gereğı glbı uygulansaydı bugunku olağanustu duruma g'rmezdık Tıpkı otu7uc yıl once kalemp alınmış yukarıkı yazıda aorulduğu glbı 1924 Anavasası cok partıli doneme gecildıkten hatta Ataturk'ün olümunden sonra ıkincl mcıddeslnde yer almış bulunan «Cumhurıyetcılık Mllliyetcllık Halkcıl'k Devletclllk Lâyıklık ve Devrımcılık» llkelerı zedelenmeden ruhuna uyqun olarok qereâı gıbi uygulansaydı 27 Mayıs 1960 mudahalesı olmazdı Şu halde yapılacak Iş «Amerıka'nın keşflne» yenldpn başlamak değll 1961 Anayasası'nın gereğı gibı uygulanmasım engelleven acık kapıları araştırıp bulmak ve onları tıkamak olmalıdır Sayın Ahmet Tahtakılıc ın «Anayasa'ya Dokunmayalım» başlıklı kıtapcıf ğının ıkıncı say asında dedıâ' oıbı cTurk Wılletl ozcurluk ıdeolınden ve raödas demokratik duzenden vazqeçmed<kçe 1961 Anayasası'nın ozuno dokt'nuloT>az » Sayın Devle* Boskonı Oqeneral Kenan Evren rie Erzıırum'dnki son konusmasında de«Turk ha'kı bunu Istediğl lcln gedemedı m ı ' Şu haldp carjdo1? demokrasının vp Atoturk Devrmi'nın butun ılkelerını ıceren 1961 Annyasosı'nı hepten kaldırıp yenl bır demokrosı bıclm> ıcaı erierpk değıhz (1) Aropca qrcmerln flllerle Hglli en guc b6lumlerınden bırı. Kahve ile Çillenbik * stanbul da kahve satışına başlandı I Dort yıldan berı pıyasada «meşru kahve» yoktu; I kacak satılıyordu Dort yıl once kahvenın kılosu 240 lıraydı Şınıdı 240C lira Dort yıl once benzınln lıtresı 5 lıraydı Şımdı 80 lıraya tırmanıyor Turk Lırası dolara gore deger yıtırdıkce benz n fıyatı artacak Bu Işlerin glrdlsini cıktısını bılenler «surekll zam surekll deva'uasyon» kuralını IMFnın ısteklerıyle yururluge kcydugumuzda demışlerdı kı 1982 yılbaşında dolar 150 lıraya cıkar. 5 10 lira eksığine soyledıklerı cıktı • +•• ( «Ikıncı Dunya Savaşının patlak vermesmden bırkac yıl sonra Idı ılme ve tarihl incelemelere meraklı, vaktıyle yurt dışınOa memleketımizl temsıl etmış olan ( . . ) CHP Genel Sekreteri Memduh Şevket Esendal ıle muhtelıf meseleler üzerınde konuşuyorduk. ( ) Yurdumuzun kalkınması uzerındekl duşuncelennl sordum Uzun uzun anlattı «Fakat Beyefendl» dedlm, «Buyurduklarınızın gercekleşmesl ve böyle mureffeh ve demokratik bır toplumun kurulması icın ıçtimaı ıktlsaaı ve sıyası blrcok şartlar lazım değıl mi'' Herşeyden önce anayasanın hakklyle tatblkı ıcap etmez ml'» «Bır unıversıte hocasının o devırde CHP Genel Sekreteri karşısında bu meseleden bahsetmesl bazılarınca belkl bır cesaret ışi sayı Sayın okurlanmızın gorduğu glol, yukarkı yazıların bır bolumunu tam otuzuc yıl bır bolumunu de onbır yıl once yıne bu sutunlarda yoyınlanmıştır Eski yozılarımı okudukco değerll ozan ve yazar Melıh Cevdet Anday'ın «Zaman» ya da «7amanın gecmesı» qıbı kavramları yadsımas r a hak veresım ge ır Adını «zaman» koydu^umuz soyut kavramı Kahire kentmln Ramses Alanı'nda ayadının c'ıbınden gelıp gecertlen hıc kıpııdamadan »e aozunu kırpmadan Izi9ven Firavun Ikincl Ramses'in gronıtten yapılfiış dev yonutuna benzet'rlm Gecen zamnn dpğıl bızız Zaman ıse tıpkı Ramses yonu J cjıbı hep oylece duruyor yerınde Bu olguyu bızım u'kemızde somut bıçımde o gılamak lc n fırsat hlc ekslk olmuyor Orncaın nnayasa konusunu ele rlalım Gecen hafta bu konuda Istanbul'do "abancı uzmanlcrın da katıldığı bır ortak calışım (semıner) duzenlendl Danısma Meclısi Anayaso İVİT HOTİİI OKTAY AKBAL Bir Sanat Yuvası... (O i Tercüman rgun Goze, 10 şubat 1982 tarıhlı Tcrcuman'da «Okumak»tan sozedıyor v & «Bizde kitap hlç okunmuyor. Hal. bukı bundsn onbeş >irml sene önce, daha bir kitap okuma şevki vardı» diye yakınıyor, okunmamasmın nedenıni de «Okuma zevki, politik vazılan okuma şehvetlne alet edlldi» dıyor. Erçun Göze «Turldye'ye kitap solun kömklemesiyle ve maalesef ideolojik rüzcârlarla girmiştir» dedıkten sonra«Okumanın aslı kitaptır. Kitap okumak ve yazmaktır fikir faaliyetînın esası. Nadlr Nadi tle alay ederdl Ustadımız Peyaml Safa, «kltabı olmayan ttaşmuharrir» diye. O da cevap olarak Peyaml Safa'ya «Kart Yobaz» demtçtl. Üstad, clltlerle kl" tap yazmı» olmanın verdiği hakhlıkla «Sİ8 lnsam yazdığı kitaplann ciltleriyle ml. yoksa cildinln tazeligıyle mi degerlendırirsıniz?» deral»ti. O ğiin de, bu gfln de kitap okumak bir savaıja iştlraktlr.» Okumanın sehveti.. skıdao senatcı kahvelerl, salonları vardı, Yazarlar. caııler. r«samlar haftanın belırlı gunlerinde buralcrda tpplonır konuşur tartışırlardı SalÖh Blrsel'ın 'Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu'sunu 'Kahveler Kıtabı'nı okuyonlor 1940 oncesl ve sonrasında böyle yerlere klmlerlr. gıdıp geld'ğınl öğrenmışlerdır. Ben de yaşamımın önemll zamamnı bu kahvelerde gecırdım Beyoğlu'nda Nlsuaz pastahanesi, Elıt kahvesı, Tuna, Nıl gıbi blrahaneler ve pek cok Ickıli lokanta... Edebıyat salonları da vardı blr zamanlar... Botı ülkelerınde belırl) cevreler kendl aralarında yazinsal, sanatsal soyleşıler yaparlardı bu salonlarda Özelllkle donemin unlü aydın kadınlarının cevresinde oluşurdu bu sanatcı toplulukları Botı ülkelerlnde böyle 'sanatcı topluluklarına salonlarım acan kışller pek coktu Oün de vardı bugun de var Nttekım Fransız Akademısi de böyle bır yazarlar toplantısının yasal bıcıme kavuşturulması sonunda oluşmuştur Kardınal de Rıchelieu duymuş kı şalrler, yazarlar, fılozoflar belırlı yerlerde toplanır gorüşürlermış en lyisi bır Akademl ıcinde toplamak bunlan demlş 1 ... Şımclılsrde g e n c yazmcılar ylne kahvelerde, Irkıll yerlerde toplaşıp tartışırlar mı? Hangi yoşta olursa olsun sanatcı, yazar, şalr, hep aynı adamdır. Yani, coşkularıyle taşkınlıklarıyla bol hayalcılığı ıle her donemde sanatcı kışıllğı, belırli ozellıklennı surdürur Ne var kı yazın ve sanat adamlarından kuşkulanılan donemler de durmadan gelır gecer Toplumun bunalımlı zamanlarında gorulur boyle kuşkular Bır suredır blz de boyle bir durumdayız Önceler) oldurulmek, vurulmak korkusuydu boyle sanatcı toplantılarını engelleyen, şımdılerde deyıldınmları ustune cekmeme istekleri öyle adamlar var kı, saır, yazar dedınız mı tuylerı urperır, bunlan en buyuk 'toplum duşmanı' sayar, yonetımı de etkllemek lcın elınden seleni yaparl Yazılar yazıp curnaller gondererek sanat adam'arını yıldırmaya calışır. Boylelerine dıkkat edın 'yarım' sanatcılardır, başarısız şaır ve vazor taslaklarıdır bunlar .. Neyse soz bu değıl, ben slze günümüzdeki blr ceçlt 'Akademı'den soz etmek Istıyorum Evet adı da 'Akademı' olan bır kitapevınden... Gazetelerde hep görursunUi, falanca şoır, fılanca yazar kıtaplarını şu gun, şu saatlerde okurlarına ırnzalayacak dıye llanları . Gercekten bır bayram günudür Teşvıkıye caddesındekı Akademı kıtapevınde yaşanan ımza gunlerı... Kışta karda ycğmurda okurlar gelir yazarlarım bulurlar Imzalı kıtap toplamak tutkunları da vardır, şu ya da bu sanatcıyı yakından gorup, ikl söz olsun konuşmak Isteyenler de . Kımı yazarların ımza gunıerınde kıtabevi dolar taçar, kuyruklar uzar gider Sanatcının dostları da doldurur o n y ı . Bır ıkl kadeh konyak biraz fıstık, leblebl, bol bol dostca soyıeşı. Ikı ımza arasında imzacı ya^or da katılır soze kıtabevi sahıbı Hadı Bey'ın yarattıgı dostluk arkadaşlık havasında okur yazar, kaynaşırlar bırblrlerıyle... E E Istiklâl ilan etmek.. ukbU öıyörttk. 9 şubat 1982 günlü Tercüman'da, Anayasa konusunda görüşlerl sorulan valilerden bazüanmn «tiyasl iktldarUra karşı Anayaga temlnatı altına ahnmalan»m istemeleri konusuna değiniyor ve konuya ilişkln düşUncelertot şöyle açıklıyor«Btr vatandas, birçok vatandaş, blr kamu görevlisl veya birçok kamu görevUleH, bir vali veya bir kısım valller, muayyen blr slyasl partinin, belll bir «siyast partiler hoalısyonunun», blr çahsın veya muhtellf şahıslann «yonetimlermi» kastederek, bell). muayyen ve müçahhas herhangl «bır tktldar»dan şlkftvetçi olabiHrler Fakat, soyut (mücerret) ve müstakbel, bînnetlce «pıyri muayyen» bir tKTÎDAR VAKIASI'na karsı, «iktidar» denllen, «hukuki müesseseye» karşı, Anayaga himayesi istemek, «tstlklal ilân etmekten» baska bir sey değildlr.» eğİMImesi»ne ayınyor örnek olarak da, ABD'rm es'<ı başkanlarındajı Jimmy Carter'm yaraımcıcı Wa'ter Mondale'l ve nyor Seçımi 3a*ırd kten sonra nasıl okııması gereken kıfapların bır Iistesinl başkalarına çıkarttığuu, nasıl bir gezı programı yaparak birçok kışıyle gorüştuğunü, kısaoası 1984'te yapılacak Başkanlık seçımlerine nasıl yepyenı blr ınsan olarak haarlandığını Tum bunlardan sonra da sozU Bizim pohtıkacılara getırıyor Barlas ve sövle dıyor «Tabii, zaman bizde de çok ilerledi. Fakat polttıkadan nzak kalıp, polıtikaya ozlem dinan kisilprin tutumlannda aynı ilerlemenin olduğunu soylemek zordur. Kimi devlete, kiml halka, kiml de çevreslne kiiser. Eksik bilgilerinl tamamlayıp, kopuk ilişkilprini dfizeltmek yerine, »aplantılanm surdurüp, kırgınlıklanm artırır. özeleştirl yapacatın», kendlsinden baska herkes hatalıvmıs glbl gözttntt dünyaya kapatır. Sonra bir gun devlet ku$u yeniden başıns kodujhı takdlrde eski filmin koptugu yerden devam ettifcine tanık olursunuz.» çıkan haberlerden ögrendigi kadarıvla tasarıyı elestırerek şoy'e diyor «Bu tutum, toplumu tek gorusun o sırada epemen olan Koruşiın dcöTu'uğunıı, bunıın kamsına okan veva onunls çclıscn her goruşun >anlı$. hatta ulıısal çıkarlara avkırı olrluçu sonucuna Roturur Bu kapalı rejım vaklaşımıdır. (.) Esasen konunun ozu, «•.an'ata mudahale etmelı mldır veya ne şekıîde etmelıdır?» sorusudur. Bize Kalırsa de\letiıı mudahalesi ancak «vaoıcı» jani «destekleyıcı» ^dnde olmalıdn» «Ama» dfyor daha sonra Oktav Ekşî, «Dlkkat edtlırse bİ7im sdzlerımiz;n fılm sansurü ıle hıçbır ılgısı voktuı » Ve ekUyor: «Bu bir bakıma, «tdam cezalan kaldınlmalı mı. kaldırılmamalı mı''» tartışmasına benzer İkl cevabın da tarattarı çoktur.» Günaydın Rabbena, hep bana.. ecatl Zlnclrkıran, 8 subat 1982 tarihli Gttnsydın'da, sanaylcilerl ve ışadamlarını eleştiriyor ve «herseyl devletten bekledlklerini» ilerl sürüyor. Bu kesimin «Rabbena, hep bana, felsefcs! Ile hareket ettiklerinl» savunan Ztnclrkıran şoyle diyor: «1980'den sonra bmjlavan sizlanmalar, bize 1981'dekl sıkı onlemlere rağmen Türk sanaylinin hüvük bir kârlılık gosterdijünl kanıtlarrnştır Sızlanmalara rajfmen vfne de kârlıhk olacaktır. (•.) Bizim sanavilmlz ve 1? aiemimiz herseyl devletten bekllyor. Oysa. s&ziınO ettlklert «ıkıntıdın kurtulabllmek Içln, herşeyden önce yapmaları ıserelten blr teşebbiisU nedense denemek bile istemhorlar. (..) Uzmanlaşnus blrer kurulus olan ve her çe?H sanayl isletmelerlnc sahip bıılunan bu slrketler gruplan nlçin ÖTka\nak yaratmak içln devletten ilffi beklemek yerine, hisse senetlerini «çinenccJI bir kâr garantisl l!e halka aatmazlar? M Son Havadis 6 üngdr Yerdes, 11 subat 1982 tarihli Son Havadis'teki yazısında, Turgut özal'ın «dedesinln talebesl» olduğunu açıklıyor ve önce dedeslni, «talebelerlnl» şöyle anlatıyor «Dedem, yanl annemtn babası Abdullnh Kâmil Beydlr. Eski Maarlf Müdürlerimlen olup asıl bransı Turkçe hocalığıdır. Bundan seneler evvel Sihfke'de vazlfedryken, hem îlhan ve Turlıan Selçuk biraderleri okutmuş, hem de Turgut ve Korkut özal't Rivavet olunur ki, bu İM zıt kardesler, Gok«u ırmağı bovıınca uzanan Bucaklı mahalleslnde zaman zaman kapısır ve çekiıjlrlermtv Göriıs, anlayıs ve tatblkat mücadelesi el'an sürmektedlr. Bahse konu (dedemin talebesl) de Turgut özal'dır.» Turgut Bey.. Turgut Bey.. N Gelelım kahveye 11 şubat gonu Cumhurıyet te yayınlandığın a gore «ulkentn en buyuk kahve ıthalatcısı Ergın Yuksel» kahve dışalımı konusunda şu bılgılerı vermış « • Brezilya kohvpsını 400 iiradan safn ridsk Ki lo basına yaklaşık 400 fıra gurrruk vırrjsı od.dık Aynca yıne kılo basına 500 lira Me k^z Btsnk"^! fonuna yatırdık Kiosuna 75 lira flre bedsli, 200 lia finans.nan bedeü ve 175 lira ısletme g'dsr'eri ek'enınce porakandeclye 1750 llraya vereb'fdk Perok»rdos!'er 1900 IIradcn çekırdeğınl, 2400 lıradcn da çekilmış kîhveyl satıyorlarmış Fon kesın' sı kaldırılırsa, haik cekilmiş kchveyi 1800 İiradan alabıür» • Anlamı ned'r bu sozlerın' Demek kl «ha!k» kahveyi daha ucuza lcebilecek; ama «Oev'et B " b o ışe el koyup bır tur vergllendlrmeye gırıyor Kahve ıcecek yurttaşıar devlete de vergı oduyoriar Sımdı bu olaya Ikl yaklasım olablllrBırıncı yaklasım Helal o'suni Devlet Baba «mudahnle» etsın veraısını alsın Bu vergıyı guzel bır planlorrn ıle olumlu ışıerde kullanırsa pkonomık kalkınma gercekleslr Ikınci yaklaşım Ne demek devlet mudahalesı'' Kah VP ıcen yurttaşın elıne cebını mı sokacak devlef Dışalmcı (ithalatcı) serbest olmalı plyosa kuraıları ıslemelı Kahvenın fıyatını serbest rekabet belırler Kahve dışalımında durum bu Ister şekerlı ıcın ıster sade «Devlet Baba» bır flncan kahvenln lcındedir: kahve dışalımcısmdan ceşıtlı bıcımlerde vergi alıyor oma 400 lıralık kahveyi 24C0 e ıcen yurttaştır gercekte bu vergıyı odeven * Kahveyl biıakolım qele!ım dısçatıma konu olabllecek blr baska mala dıyelım kl blr ışadamı (ıhracatcı) dısarıyo «cltlenbık» satacaktır Yıne dıvelim kı cltlenbiğln kılo^ıı Turkıve'de ?400 lira olsun Bu flyata cıtlenb'k dış pazarria satılamaz «Ihracat sansı» vok Nlcln? Çunku dıs pıyasooa cltlenbık 400 lırarJır Oyleyse ne yap molı'' «Devlet Boba» araya aırer dışsntımcıya destek <5ağlar Bu desteğln adı nedır' Hıc onemı yok adın (ıster vergl lcıries' ister u c ? kredi ıster bır başka bicımde «subvpntlonv olsun) Işın özu «ludur lc piyasada pahalı olan malı dış sitımcı dı<5 pıyasada ucuza satıp aradckı farkı «Devlet Baba»aan alır Yanı işadamının zararını kapatrrıok, karını saglamak «Devlet Bobauya dusen bır Iştır • Turkıye de «serbest pıyasa ekonomısı» boyleslne «devlet mudahalecılıqı» ile ıslemektedır Halk kahveyi r ken Hazıne ve daha cok para oder bu parayla cıtleibıkcıye destek sağlanıı Djnva gazetesının 10 şubat 1982 gunlu basyazısnda 1981 yılının toplam 540 mılyar lira tutarındakı ıhracatına 200 mılyar Turk Llrası «subuansıyonun» sağlandığını yazıyo1' Bu para halkın cebınden ciKmıştır. Acıkcosı halkımız «Devlet Baba»ya «ıhracat vergısl» odemekte «Devlet Baba» bu vergıylo ışadamlarını dışsntıma yonöltmek 'tcln' «n&ıbvansfyon» olusturmaktadır. B r uzmanın hesabına gore de işadamının dışsatımda sağladığı bır Amerıkan dolarına «Devlet Baba» 240 lira odemektedır Durum budur Durumu gercek cizgılerlyle blllrsek «durum muhakemesı»nı daha gercekcı yapabılırız (Cumhurîyet 14 ŞUBAT 1932 CUMA TATİLI YAPMAYAN ESNAF Bazı esnafın ruma tatı Ime uyrmc'ığı hakkırda ya pılan sıkaye*"ler çofalmış Belodiye Zabıta m°m'jrla rı geçen cuma çıinu muh telıf semtlerde anı bır teftiş yaDmışlardır Bu teftiş neticesınde keppnklennı varıva todaı açaıak ahsverlş etfıkleri gorulen bır kısım esnal hakkınria rabıt varakası fanzım olunmustur Bu tarz^akı teftışlere devam olunacaktır Milliyet Hürriyet ktay Eksi, 10 subat 1682 tarihli Htirriyet'te, smema ve özel tiyatrolann devlet denetimine alınmasıyla ilgiH hazırlanan yasa tasansına değinjyor ve M Politikacının eğitimi idam cezalarına benzîyor ehmet Barlas, MİUlyefln 11 subat tarihll sayısmdakl yazısını «polltlka meslegi»ne ve «politikacının yenlden O Ne IdügU belir«iz 19 yasındakl blr bankerin ortava çıkıp milvarlarca lira tonladıjh b<r iılkcde kâr «tarantisi n e ger. çekten halka açılacak bir Eczacınası, blr Koç. bir Sabancı gibi bllvük isimler, tasarrufİEn kendl portfövlerlne elbette kaydırablllrler. Ama bunu yapmaktan çekiniyorlar.» lGünün ilanı! The Washington Post Frankfurter Allgemeine uhafazakâr eğılimlı Alman «Frank furter Allgemeine» gazetesi, «KorTez'deki Uunutulan Savaş» adıyla yayınladığı bır yorumunda Iran Irak savaşımınm Batıa Ulkelerle Sovyetler Birlığı arasında sılah yardımı konusundaki anlayış farkını ortaya koyduğunu ılerl sürdü İıan'm en modern Amerıkan sılah larıyla, Irak'm ıse, en modern Sovyet sılahlanyla donatılmış olduğunu hatırla tan gazete, Sovyetler'ın Batılılardan çok farklı olarak sllah sattıklan ülkenin en aşırı sıparişlerlni bile yerfne getirdiğinı Uerı sürdü Gazeteje göre, Sovyetler st lah sağladıkları ülkede sılah saftlanrrıası konusunda «stratejik derinliğin» yaratılmasına ozen gosterıvorlar Gazete, gorüşüne Irak'ın îran ıle savaşa gırerken kendısıne uzun stfre >e tec«k yedek parça ve yardımcı sılah sıstemlorı stokunun bulunduğunu örnek gdsteriyor Ancak gazete savaşta ıkl tarafın da personellerının yeterh eğıtınıe sahip olmaması yuzunden ellfrındekı modern sılahlarm yeteneklerinm ancak yuzde 40' ından vararlandığını da Uerı suruyor. tepkılere yolaçtıgmı vurguluyor ve Sosyahst yönetımm, televızyontm pedagojık hızmetlerl konusunda doğru önlemler alamadığuu savunuyor. Mltterrand'ın televizyon politikasının Gıscard d'Estaıng'ınkı gibı başarılı gö rulmedlğı de kaydedılen başyazıda şu yargıja varılıyor «tktidat, kendini temize çıkarmak lçüı televizyondan yararlanamıyor. Acaba solun iktidarda da mazoşist olduğuna mı ınanmak gerekiyor?» Hayat Ansıklopedısı cıktı Hayat Ansiklopedısı en küçük ya?tan en büyuk yaştakılsre kadar herkesm muhtaç oldu ğu malumatı bir arada \e tasmf eaılmış bır şe kılde veren bırıcık escrdır Hayat Ansıklopedısme sahip olan kımse mu hitinın ve mesleğmin en malumatlı adarm olacaktır. Ikı yıldır Hadı Bey blr odul kurdu basılmamış şıır, öyku kıtaplarını blr seclcl kurul değerlendiriyor, blr odul torenlyle armağanlor dağıtılıyor Bu yıldan Itıbaren d« 'Ödul Alan Kıtaplar' adlı bır dızıyl yayınlamaya başladı. Akademı kıtabevınln odulunü alan şlır, oyku ve cocuk yazını kıtaplarından başka Nevzat Üstun odulünu kazanan kıtoplar da bu yayınlarda yer alıyor Ilk cıkan kıtaplar 1981 oyku odulunu kazanan Feyza Hepcılmglrler'ın 'Sabah Yolcuları" şıır odulunu alan Huseyın Hayaar'ın 'Acı Turku', cocuk yazını odulunu alan Yıldırım Turker'm 'Cozyoşından Okyanusa', şıır başarı odulunu alan Murathan Mungan'ın 'Osmanlı'ya Daır Hıkâyat" Nevzot Ustun odulunu kazananlar Nadır Geıer ın 'Hanife Nın«'den Oykuler' ıle Orhan Cubukcu'nun 'Yılan Islığı'... Bu kitaplann hepsı satılsa, Hadı Bey yıne de altmış yetmlş bln lira 'ıcerl' gırecekmış1... 'Ama her şeyı goze a'dım, bu guzel kıtaplan gun ışığına cıkardım' dıyor . Işte gunumuzun gercek yazınsever bır kışısı Ha1 dı Bey gıbi kımse'er bu cacjın ınsanları değıüer sankı Sanata, yazına, sanatçıya ve yazın adamına sevgıyle, saygıyla bakılan, yaklosılan o guzel donemlerden gunumuze nasılsa gelmış bır ınsan Nevzat Ustun oyku odulunu alan Orhan Cubukcu'nun 'Yılan Islığı' kıtabı gercekten başarılı... Hem yenl bır yazar da değıl Cubukçu 'Yeni Ufuklar"dan tanıyoruz onu Ilk kltabı da 'Yılan Islığı1.. Akademı kltabevi çilr ödulünü alan Huseyin Haydar ıcın A Kadır şoyle demış: «Duyarlı ve yumuşak. Acılı, ama kotumser değll. Içerlk ve biclm bırbirı Icinde erimiş çoğu kez.» Hüseyın Haydar'da onsoz yerıne ya^dığı kısa bır yazıda şoyle dlyor. «Şlirlerim meşe yollarında dere boylarında, yurek yırtan acılarla soylendi'er ıssc sokakiorda»... Hüseyln Haydar yırmı beş yaşında bır 'Trabzonlu Delıkanlı'... Yarını ücık, umutlu .. «Ağulu bır su gibı aktı cençliğim İçine duştüğum hep yalnızlıktı» dıyorsa da. şlırlerı hıc de yalnız kalmayacağa benzer. doıayısıyle şaırı de... Akademi kltabevinl, gunümüzde bır sanat ve sanatcı 'yuvası' yarattıği icin hep kutlnmalıyız Avrupa'da işsizük he VVashington Post» gazetesi Avrupa'da ışsızlık konusuna ılışkın yorumunda Ingıltcre ıle BelçiKa'yı kıjaslayarak. Ingıltere'de işsızlığın tek nedenı olarak Bayan Thatcher'ın sıkı para polıtıkasını gostermenın yanlış olacağmı, Belçlka'da sıkı para politikası uygulanmadığı halde işsizlığin bu ülkede de yüksek olduğunu belırtıyor Gazete şoyle dıyor «tngıltere'de issiz sayısı 3 milyonu geçti. Boylece rekor duzeye ulaşan lşsiz sayısı çalışan nufusun % 12,7'sine eşlt oldu. Genel kanı, bu duruma Bayan Margaret Thatcher'in anti enrlasjonist sıkı para politikasının neden olduğu yolunda. tngiltere'de geçmişte uretltn artması yavaş, enflasjon artışı ise, \uksck olmuştur. Margaret Thatcher bu öozukluğu duzeltme>e çalışıyor Ama, îngıltere'de işsizlıgm tek sorumlusu olarak, Thatcher'ın ııolitıkasını gostermek dogru mu' Belçıka'ya bir bakalım . Bu ulkede olağanustu zengin ve randımanlı çalışan bir ekonomi var. Enflasyon oranı duşiık, üretimin artış hızı ise, yuksek. Ancak buna rağmen Belçika'da da ışsizlık oranı çok yuksek. Hatta Inglltere'den bile yuksek. Neden ekonomik durumlan değişik olan b u lki ulkede de ışsizltk var? Galiba bunun nedeni ış gücu piya^asının değişen koşullara kendınl uvduramayışları. lnsanların blr endustriden diğer bir endustriye fazla zorluk çekmeden ve zaman yitirmeden geçebildikleri ekonomllerde lşsizlik oranı gtnellikIe duşük olur. tş gücü piyasası bu ev nekliğl gosteremez ve değisen koşullara kendini uyduramazsa, işsizlik oranı yukselirj. iran • Irak savaşı T M The New York Times El Saivador'a yardım he New York Tlmes» gazetesi Başkan Reagan'ın El Salvaaor cuntasına yardımı arttırma kararmı eıeştirerek, yonetımın Sovyet tehdıdı gerekçesını kullanarak El Saivador'a yardım et> tığını bu yuzden Başkan Napolyon Duarte rejımlnın ne denli yozlaşmış olduğunun kamuojunun gozunden kaçtığını beUrtlyor «The New York Times» şöyle dıyor «El Salvador'da gerillaıann sayısının ancak 4500 6000 dolaylarında olduğu tahmtn edilivor. Gerillalar buna ragmen, kendilerinden çok daha iyl donatıl mış ve Amerikan sîlahlan kullanan 18 bin kişılık hükiimet birUklerinl çok güç durunüara sokuyorlar. Bu olgu da Duarte rejıminin haik desteğl olmadığını ve solculara açılmazsa azınlıkta kalmaya mahkflm olduğunu gdsteriyor. Yönetım, El Saivador'a Sovyet silahlarının gonderıldığini ve ulkenin Sov vetler'in etkinllgine girebileceğini belirtiyor. Ancak, bu tutum. Duarte rejımlnin ne denli yozlaşmış olduğu gerçeğinin gozden kaçmasına vol açıyor. Bu arada Duarte'nin guvenllk kiıvvetlerinde bazı unsurlarm caddarlıklanna da yeterince dıkkat edilmiyor.» T Sahlbi: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilikT A.Ş. adına, NADİR NADİ CenelYaymMüdürü:. Müessese MüdürO Yazı Işlerı Muduru Basan ve Yayan BÜROLAR. • ANKARA'KonurSokakno 24/4 Yenlsehlr Tel 175825175866 Idare 183335 • İZMİR: HalltZlya Bulvan No 65/3 Tel 2 5 4 7 0 9 1 3 1 2 3 0 ... HASAN CEMAL . EMİNEUŞAKLIGİL . OKAYGÖNENSİN Cumhurlyet Matbaacılık ve Gazstecılık T A Ş PostaKutusu 246 IStanbul Tel 20 97 03(5Hat) Le Matin ransa'da geçen yıl sosyalısUerin lk tıdara gelmesmden sonra yaptıkları onemlı değısıkliklerden b!rl de Fran sız televızyonu bunyesınde oldu Ve Mıtterrand yönetimı kuruma Sosyalist Parti yanlılarını soktu Le Matın gazetesi 10 şubat tarihli başyazısmda, sosyalistlerin bu tutumlan run «Orta Yolcu» Fransız toplumunda Televizyon ve sıyasal sıkıntı • AOANA: Atatürk Caddesl, Turk Hava Kurumu Işhanı Kat 2/3 Tel. 14 5 5 0 1 9 731 TAKVİM İMSAK 6.18 GÜNEŞ 7 55 ÖÛLE 13 28 İKİNOİ . 14 ŞUBAT 1982 AKŞAM 18 42 F YATSI 20.13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle